BALÇIK TEKKESİ
Eyüp İlçesi'nde, Defterdar'm eskiden "Balçıkiskelesi" olarak anılan kesiminde, Nişanca Mahallesi'nde, Gezeri Kasım Akar Çeşme Sokağı ile Defterdar Caddesi'nin köşesinde yer almaktadır.
Balçık Tekkesi 8ö3/l458'de darülhadis olarak tesis edilmiştir. Banisi bilinmemektedir. Bu çevreye ve tekkeye "Balçık" ya da "Balçıkiskelesi" adının verilmesinin sebebi, Alibeyköyü ve Kâğıthane derelerinin ağzından toplanan, çömlek yapımına uygun çamurun tekkenin hizasında bulunan bir iskeleye getirilmesi, buradan da Defterdar'm iç kesiminde toplanmış olan çömlekçilere taşınmasıdır.
Zamanla harap olan yapı 1000/1591-92'de Gazi Tiryaki Hasan Paşa (ö. 16li) tarafından mescit olarak ihya edilmiş, imamlığına Halvetî-Sünbülî tarikatından Şeyh Mahmud Efendi (ö. 1609) getirilmiş, böylece bina bir mescit-tekke niteliğine kavuşmuştur. 19. yy'ın birinci çeyreği içinde Halvetîliğin Uşşakî koluna intikal eden Balçık Tekkesi'ni 12427 1826'da satın alan Şeyh Mehmed Emin Efendi (ö. 1841) binayı tadil ettirmiş ve bağlı bulunduğu Sa'dî tarikatına tahsis etmiştir. II. Mahmud 1251/1835'te tekkeyi yeni baştan inşa ettirmiş, bu arada yapıya türbe bölümünü ilave ettirmiştir. Geçen yüzyılın ikinci yarısı içinde ha-
rem ve selamlık bölümlerini barındıran ahşap kanadın yenilendiği anlaşılmaktadır. Ayin günü cumartesi olan Balçık Tekkesi'nde 1303/1885'te, dört erkek ile altı kadının ikamet ettiği, Dahiliye Nezareti'nce hazırlanan istatistik cetvelinde belirtilmiştir.
Kapandıktan sonra terk edilen Balçık Tekkesi 1939'da geçirdiği bir yangından sonra harap olmuş, zamanla yangından arta kalan yıkıntıların çoğu da tarihe karışmıştır. Halen yerinde bir otomobil tamirhanesinin bulunduğu tekkeden geriye bir iki duvar kalıntısı kalmıştır.
Mescit-tevhidhane ile türbe 13x7 m boyutlarında bir yapının içinde toplanmıştır. İki katlı olduğu anlaşılan kagir binanın duvarlarında almaşık örgüye yer verilmiştir. Mescit-tevhidhane ile türbe bölümlerinin, tarikat yapılarına özgü bir bütünlük içinde tasarlandıkları, aralarında, bu bölümleri birbirinden soyut-lamayan ahşap korkulukların uzandığı anlaşılmaktadır. Mescit-tevhidhanenin mihrap duvarı ile girişin bulunduğu batı duvarı sağır bırakılmış, ayinlerin icra edildiği bu mekân türbe duvarındaki pencerelerle aydınlatılmıştır. Türbenin uhrevi havası içinden süzülerek gelen ve burada gömülü olanların "ruhaniyeti-ni" temsil eden ışığın ayin mekânını aydınlatması, birtakım başka tarikat yapılarında da gözlenmektedir. Batı duvarı boyunca iki katlı mahfillerin yer aldığı, kadınlara ayrılan fevkani mahfilin kafeslerle donatıldığı tahmin edilebilir. Kesme taştan sövelerin çerçevelediği, sepet kulpu biçiminde kemerlerin taçlandırdığı türbe pencereleri, inşa edildikleri II. Mahmud döneminin ampir üslubunu yansıtmaktadır. Tiryaki Hasan Paşa neslinden bazı kişilerle tekke şeyhlerinin gömülü olduğu türbede, beyaz mermerden yontulmuş dolama kavuklu şahide-ler dikkati çeker.
Arsanın güney yönünde bulunan iki katlı ahşap binanın zemin katı ile asma katının selamlık, üst katının ise harem olarak kullanılmış olduğu tahmin edilebilir. Üst katta bir çıkma ile donatılmış olan bu yapı, hemen bütün tekke meşrutaları gibi, tasarımı ve dış görünümüyle sıradan bir İstanbul evinin özelliklerini sergilemektedir.
Bibi. Evliya, Seyahatname, I, ty, 280; Kut, Dergehname, 230, no. 10; Ayvansarayî, Ha-
I, 281-282; Çetin, Tekkeler, 587; Aynur, • Salitia Sultan, no. 28, 34; Âsitâne, 5; Osman Bey, Mecmua-i Cevâmi, II, 2-3, no. 5; Münih, Mecmua-i Tekâya, 6; İhsaiyat II, 21; Ziya, İstanbul ve Boğaziçi, I, 136; Zâkir, Mecmua-i Tekâya, 56-57; H. Göktürk, "Balçık Tekkesi ve Mescidi", İSTA, IV, 1979-1980; Öz, İstanbul Camileri, I, 32; Akakuş, Eyyûb Sultan, 312; Ayverdi, Fatih III, 323; Haskan, Eyüp Tarihi, I, 29-31.
M. BAHA TANMAN
Dostları ilə paylaş: |