Bakirköy ruh ve siNİr hastaliklari hastanesi



Yüklə 7,73 Mb.
səhifə262/899
tarix09.01.2022
ölçüsü7,73 Mb.
#96304
1   ...   258   259   260   261   262   263   264   265   ...   899
BEYAZ RUSLAR

178

179

BEYAZ RUSLAR

Beyaz Rusların açtığı Turkuaz Lokantası'nda bir yemek, 1930'lar. Salâhaddin Giz

Rejans'ta bir balalayka orkestrası, 1934. Jak Deleon koleksiyonu

rol oynadılar. 41 parçalık filosunu tüm mürettebatıyla birlikte getirip İtilaf devletlerine teslim eden Amiral Petrospesi-oti (daha sonra Şirket-i Hayriye gemilerinde kaptanlık yapmış ve 1950'de istanbul'da ölmüştür) gibileri yanında, İtilaf devletlerinin özel olarak gönderdikleri gemilerle de çok sayıda Rus Türkiye'ye kaçtı. Akdeniz'deki Fransız Deniz Kuvvetleri'nin komutanı Amiral Dumes-nil, Kasım 1920'de Waldeck-Rousseau adlı bayrak gemisiyle ve tüm filosuyla Sivastopol açıklarına demirledi ve Kızıl Ordu önlerinden kaçan binlerce insanı İstanbul'a getirdi.

Ruslara gemi gönderen yalnız Fransızlar değildi. İngilizler ve İtalyanlar da filo göndermişler, Amerikalılar da bu girişime savaş gemileriyle katılmışlardı. Daha sonra İstanbul'daki Amerikan Has-tanesi'ne adını verecek olan Amiral Mark L. Bristol, 1919'da başlayan göçlere yardımcı olmak üzere "Nahma" adlı gemisiyle Odessa kıyılarına demirlemişti. 7 Nisan 1919'da Sivastopol'a yanaşan "Nah-ma"ya Bristol'un emriyle yüzlerce Rus alınmış ve gemi İstanbul'a doğru yola çıkmıştı. Amiral Bristol İstanbul'a birçok sefer yapmıştı. Filosuna bağlı olan destroyerler, aynı zamanda Novorossisk ve Batum'daki göçmenleri alıyordu.

Beyaz Rusları Türkiye'ye getiren İngiliz gemileri arasında "Hannover", "Em-peror of India", "Calypso", "Steadfast" destroyerleri sayılabilir. Amiral Seymour' un komutasındaki bu filo, Mart 1920'de yaklaşık 2.000 Beyaz Ordu subayını ve ailesini İstanbul'a taşımıştı.

1917 devriminde ve iç savaşta kaçanlara kapılarım açan Türkiye, kimi kaynaklara göre 40.000, kimilerine göre 150.000 ya da 200.000 göçmenin hayatını kurtarmış, ev ve iş bulmuştur.

Kayıtlara göre 14 Aralık 1920'ye kadar 7.802'si yaralı ve hasta olan tam

118.973 göçmen İstanbul kıyılarına ayak basmıştı. Akdeniz'deki tüm Fransız deniz kuvvetlerinin komutanı Amiral Du-mesnil, Moda'da bir kurtarma üssü oluşturmuştu. Beyaz Ordu'nun büyük bölümü Gelibolu Yarımadası'na, Don Kazakları Hadımköy'e, Kuban Kazakları Mudanya'ya, yaralı subaylar Yunanistan'ın Pire Limanı'na, sivillerin bir bölümü de Selanik'e yerleştirilmişti.

1921 başlarında yalnız İstanbul'daki Beyaz Rusların sayısı 150.000'e yakındı. 1920 ilkbaharında ve sonbaharında göçmenleri Türkiye'ye tam 138 gemi taşımıştı. Mart 1921'de yine Amiral Dumes-nil'in gemileri Güney Kafkasya kıyılarından 60.000 kadar Beyaz Rus'u alarak İstanbul'a getirmişlerdi. Bu göçmen grubunun büyük bölümünü Hıristiyan ve Musevi Gürcüler oluşturuyordu.

Amiral Dumesnil, İstanbul'daki Jean-ne d'Arc Fransız Hastanesi'nde yaralı ve hastalar için yerler ayırtmıştı. Başhekim Dr. de Cumon ve Başhemşire Bernard' in girişimleriyle de 300 kadar Rus kadını aynı hastanede hemşire olarak işe alınmıştı. Tüm İstanbul hastanelerinde toplam 8.000 yatak Beyaz Ruslara ayrılmıştı. Bu arada Amerikan Hastanesi'nde, hamile olan Beyaz Rus kadınlar için bir doğum kliğini açılıyordu.

Rus Beyazhaç'ı Gelibolu'da 120 ran-zalı, Yeşilköy'de 200 ranzalı revirler açmıştı. Gelibolu'da ayrıca bir mağazayla steril üniteli büyük bir hamam kurulmuştu. Yeşilköy'de bir doğumevi ve bir kreş, ayrıca 2-16 yaşları arasındaki çocuklar için bir beslenme merkezi açılmıştı. Bu beslenme merkezi günde 200 kişiye yiyecek sağlıyordu. Yine Yeşilköy'de 1.000 kişilik bir "Rus Harp Malulleri Evi"nin temeli atılmış, burası kısa süre içinde faaliyete geçerek Beyaz Ordu askerlerine besin ve barınak sağlamıştı. Beyazhaç biri İstanbul, diğeri Be-

yoğlu yakasında olmak üzere iki büyük yurt da açmıştı. Beyazhaç'ın girişimleri arasında pasta fırınları, kiliseler, sanatoryumlar da vardı. Bu girişimlerin bir bölümü sonuçlanmış, diğer bölümüyse parasal olanaksızlıklar nedeniyle tasarı aşamasında kalmıştır. Beyazhaç'ın Kızılhaç ve Kızılay'dan geniş ölçüde maddi destek gördüğü bilinir.

Beyaz Ruslara destek olan diğer sağlık kuruluşları ve kişiler arasında, Türk hastanelerinden başka Balat Musevi Or-Ahayim Hastanesi ve bu hastanenin doktorları ile Yedikule Rum Hastanesi sayılabilir. Türkiye Hahambaşısı Hayim Becerano da Musevi cemaati içinde bir komisyon kurarak Beyaz Rusların sağlık sorunları ile ilgilenmiştir. Yugoslav sefareti 250 Beyaz Rus göçmene barınak ve yiyecek sağlamış, sefir Shaghinovich ve eşi Harbiye'deki Nikolaievski Rus Hasta-nesi'ne de erzak ve malzeme yardımı yapmıştır. Şişli'deki Bulgar Hastanesi'nde 1919-1924 arasında yüzlerce göçmen ücretsiz tedavi olmuştur. Başhekim Dr. Lazaroff'un kapıları açmasıyla da konut sorunu olan birçok Beyaz Rus bu hastanenin koğuşlarında barınabilmiştir.

İstanbul'daki Kızılhaç, Amiral Bristol ve Amerikan sefareti kâtiplerinden Fos-ter Stearns'ın girişimleriyle Beyaz Ruslara yardımda bulunmuştur. Stearns'ın yerini daha sonra Kızılhaç yöneticilerinden Binbaşı Davis almıştır.

Kızılhaç'ın ilk girişimi Sirkeci'de dev bir "açıkhava kantini" kurmak olmuş, ayrıca İstanbul'un değişik noktalarında 9 beslenme merkezi oluşturmuştur. Be-yoğlu'ndaki Tokatlıyan Oteli'nin sahibinin damadı Medovich'in de Beyaz Ruslara erzak yardımı yaptığı yazılır. Rus Başkonsolosu Yarov'un eşinin girişimleriyle gerçekleştirilen bu yardımın sonucunda, günde 200 göçmene yiyecek sağlanıyordu.

Hilal-i Ahmer Cemiyeti (Kızılay) on binlerce göçmen için Ocak 1921-Nisan 1922 arasında "halk çorbası" kampanyasını başlatmış; merkezi Paris'te bulunan Fransız Kadınlar Birliği'nden ve Cenevre Kızılhaç'ından aldığı destekle günde 600-700 kâse çorba dağıtmıştır. Öncelik doğal olarak çocuklara, yaşlılara ve hastalara tanınmıştı. Çorba dağıtımı Fransız Kadınlar Birliği'nin İstanbul Şubesi Başkam Madame Picard denetiminde, Sain-te Pulcherie Okulu'nun bahçesinde yapılıyordu. Kızılay aynı zamanda (başkanı Hamit Bey'in girişimiyle) bir hastane kurmak isteyen Rus Beyazhaç'ına destek vermiş ve parasal katkıda bulunmuştur. Ayrıca bir "battaniye kampanyası" başlatarak, 1921 kışında binlerce Beyaz Rus'a yün battaniye sağlamıştır.

Beyaz Rusların bir bölümü Büyüka-da'ya, Heybeliada'ya, Burgazadası'na ve Kınalıada'ya yerleştirilmişlerdi. Amerikalılar, İtalyanlar, Fransızlar ve İngilizler ortak komiteler oluşturarak adalardaki Rusların konut problemlerini çözmek için uğraşıyorlardı. Bu arada. Amiral Bristol (yaveri Teğmen Julian Wheeler'

in yardımlarıyla) Heybeliada'da dev mutfaklar ve aşevleri oluşturarak yüz binlerce Beyaz Rus'un beslenme sorununa çözüm getirmeye çalışıyordu. Yarım kavis şeklindeki oluklu sacdan damları ve duvarları olan bu mutfakların kapıları branda bezindendi. Ağustos 1921' de, Heybeliada rıhtımına bağlı bir Amerikan zırhlısında, yine Bristol'un girişimiyle, Rus çocukları için büyük bir dershane açılmış, kamaralar sınıfa çevrilmişti. 6-12 yaş arasındaki 30 çocuğa eğitim veren dershane daha sonra "Rus Çocuklarını Koruma ve Eğitme Komitesi" yöneticilerinden Grand Düşes Gaga-rina'nın desteğiyle İstanbul'a (Büyükde-re'ye) taşınmış ve Nisan 1922' den Eylül 1923'e kadar etkinlik göstermişti. Gaga-rina aynı zamanda Fransızca dersleri veriyordu.

Kızılhaç'ın parasal yardımlarıyla Aralık 1920'de Heybeliada'da bir doğumevi kurulmuştu. 1922 sonbaharında kapanan bu doğumevini yine Grand Düşes Gaga-rina yönetiyordu. Doğumevinin masraflarını önce Rus dernekleri, 1921'den başlayarak da Amerikan sefareti üstlenmişti. Harcamaları Amerikan Başkonsolosu Randall planlarken, giderlerin bir bölümünü Amerikan sefareti kâtiplerinden Poster Stearns kendi bütçesinden karşılıyordu. Doğumevinin kapanma nedeni, 1922 sonlarında Heybeliada'da neredeyse hiç Beyaz Rus kalmamasıydı.

İstanbul'daki İtalyan kolonisi, Beyaz Ruslara 88 konut ayırmıştı. Bu konutların bir bölümü Burgazadası'ndaydı. Bu, o devirde İstanbul'da bulunan Marki Camillo Garroni'nin girişimleriyle gerçekleşmişti. Prof. Vergara Galleti de İtalyan ilkokulu öğrencileri arasında para toplanmasını sağlayarak "göçmen çocuklarına süt" kampanyası başlatmıştı. Bir yardım komitesi oluşturarak Kızılhaç'la temasa geçen İtalyan kolonisi, Rus çocukları için birçok yuva ve kreş yaptırmıştı. Bu sırada Beyoğlu'nda bir de haberleşme bürosu kurulmuştu. Rusya'dan kaçanlar buraya geliyor, izini kaybettikleri akrabalarını soruyor, ev ve iş başvurularını da büroyu yapıyorlardı. Büronun adı ve adresi el ilanlarında "Rus Haberleşme Bürosu, Posta Kutusu 29, Cadde-i Kebir, İstanbul" olarak geçiyordu.

"Rus Haberleşme Bürosu" 1920-1927 arasında yaklaşık 300.000 ileti kurmuş, bu iletiler sonucunda 16.000 aile yeniden bir araya gelmiştir. Türkiye'ye gelen tüm Beyaz Rusların adlarını ve adreslerini, ayrıca diğer ülkelerdeki akrabalarının kimliklerini sistematik bir şekilde dosyalayan bu büroda yalnızca gönüllüler çalışıyordu. Türkiye'den giden Beyaz Rusların da yeni adresleri saptanıyor ve isteyene anında iletilebili-yordu. Ayrıca, Zemstvo adlı bir kuruluş da vardı. Çarlık Rusyası'nın yerel yönetim organına verilen isim olan "Zemstvo", çarlıkla birlikte yok edilen kurumlardan biriydi. Yine de İstanbul'a ulaşabilen Beyaz Ruslar, İngilizce adıyla "The

Union of Russian Zemstvos in Constan-tinople" (Çarlık Rusyası'nın İstanbul'daki Yerel Yönetim Organları Birliği) başlığı altında bir ünite kurmuşlardı. Bu birliğin yönetsel bir işlevi yoktu; amacı göçmenlere elden geldiğince yardım etmekti. Birlik, Nisan 1920-Eylül 1923 arasında birçok göçmene yiyecek ve giyecek yardımı yapmış, gerektiğinde barınak sağlamıştı.

Zemstvo Birliği'nin belirli bir kapitali olmadığından, Kızılhaç sürekli parasal destekte bulunuyordu. Kızılhaç'ın Fransa, İtalya, Amerika, Çekoslovakya, Hollanda, Norveç ve İsveç'teki merkezlerinden gelen yardımlarla Kanlıca'da bir sanatoryum açılmıştı. İstatistiklere göre "Çarlık Rusyası'nın İstanbul' daki Yerel Yönetim Organları Birliği" tarafından bu üç yıl boyunca 100.000 kişiye barınak sağlanmış, 6.000 kişiye iş bulunmuş, 8.656 kişiye de iş kurabilmeleri için kredi verilmiştir. "Zemstvo" üç yıllık süre içinde bir milyon kişiye ücretsiz olarak çay, iki milyon kişiye de yine ücretsiz olarak yiyecek sağlamıştır.

Başpiskopos Anastary'nin girişimleriyle, 24 Nisan 1922'de "Beyaz Rus Komitesi" kurulmuştu. Bu komite kilise cemaatleriyle hayır derneklerinden oluşan irili ufaklı yaklaşık 80 kuruluşu aynı çatı altında topluyordu. Komitenin başkanı Prof. Alexinsky'ydi.

Avrupa ülkeleri de Beyaz Rusların sorunlarına duyarsız kalmıyordu. Belçika Kraliçesi'nin emriyle Brüksel'de "Rus Sivillerine Yardım Komitesi" kurulmuş, komite başkanı Kardinal Mercier aracılığıyla İstanbul'a ilaç yardımı yapılmaya başlanmıştı. Belçika sefirinin eşi Michot-te de Welle, bu demlerde Beyoğlu sokaklarından Çaykovsky'nin ve Dosto-yevsky'nin adlarının sıkça geçtiğine değinir anılarında. İlaç yardımına Hollanda da katılmış, Baron da Rengels Hollanda Kızılhaç'ında "Rus Komisyonu" kurmuş, eşi Barones de Rengels, fon

oluşturma kampanyaları düzenlemiştir. İsveç Kızılhaç'ı 1920'de 17.000 frank, 1921'de 10.000 kron yardımda bulunmuştur. Bağışlar İstanbul'daki Kızılhaç ve Kızılay aracılığıyla Beyaz Ruslara ulaştırılmaktaydı. Gerek İtilaf devletlerinin, gerekse Avrupa ülkelerinin bu ilgilerinin nedenlerinin başında, kuşkusuz siyasal amaçlar geliyordu.

İstanbul'da Beyaz Rus olgusu 1918' den 1940'lara kadar yaşandı. Beyaz Rusların varlıklarını en çok duyumsattıkları yıllar 1920-1924 arasıdır. Bu yıllarda Beyoğlu (Taksim-Tünel/Tarlabaşı-Galata çeperi) Beyaz'Rus istilasına uğramıştı. Anacaddeler üzerinde kabareler, arka sokaklarda pavyonlar açılıyor, Rus lokantalarının masaları kaldırımlara taşıyor, şarkılı ve danslı gösteriler İstanbul gecelerine renk katıyordu. Beyoğlu'nun ön yakasında eski düşesler votka sunarken arka yakasında Odessa ve Kiev genelevlerinden kaçan kadınlar kokain pazarlıyordu. Görkemle rezaletin harmanlandığı bu "haraşo" fırtınası, bir süre sonra Beyaz Rusların çoğunun Fransa, Amerika ve Arjantin'e vize almasıyla duruldu. Beyaz Rusların çoğu İstanbul'u "köprü" olarak kullandılar ve sonuçta Avrupa ve Amerika ülkelerine yerleştiler. İstanbul'da kalanlar, işlerini sağlam tutarak yatırım yapanlar ya da bir Türk-le evlenenlerdi.

Beyaz Ruslar açtıkları Rus lokantaları, müzikleri, yaşam biçimleriyle İstanbul'a değişik bir hava ve bir renk getirmişlerdi. Cumhuriyet sonrasında, çoğu başka ülkelere göçtü. Ama bir bölümü kaldı. Türkiye Cumhuriyeti uyrukluğuna geçerek Türkiye'ye özellikle de İstanbul'a yerleştiler, kökleştiler. Günümüze kadar gelen Rejans(->) Beyoğlu'nun her dönem sevilen bir restoranı oldu. Rus müziği kulaklarda silinmeyen izler bıraktı ve Beyaz Ruslar İstanbul'un toplumsal yaşamının parçası haline geldi.

JAK DELEON




Yüklə 7,73 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   258   259   260   261   262   263   264   265   ...   899




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin