Bakirköy ruh ve siNİr hastaliklari hastanesi


Beyoğlu'nda Toplumsal Değişine



Yüklə 7,73 Mb.
səhifə314/899
tarix09.01.2022
ölçüsü7,73 Mb.
#96304
1   ...   310   311   312   313   314   315   316   317   ...   899
Beyoğlu'nda Toplumsal Değişine

Bizans'ın, başkentini Latinlerin işgalinden kurtardıktan sonra, eskiden bünyesinde barındırdığı italyan kolonilerini artık yarımada içinde tutmayıp Galata' ya yerleştirmesi ile 13. yy'ın ikinci yarısında başlayan gelişme, Ceneviz'in egemen olduğu bir ticaret cumhuriyeti doğurduğu zaman, bu küçük ve egemen kenti koruyan surların ve onun en uç noktası olan Galata Kulesi'nin(->) ötesi, kırlık ve ormanlık alanlardı.

Tepedeki kulesinden, aşağıdaki limanı ve kuzeyden gelebilecek tehlikeleri gözetim altında tutan Galata, bu ilk köklü yerleşiminden sonra 200 yıla yakın zaman, surlarının dışına taşamadı. Buna hem izin yoktu, hem de ekonomik ve sosyal bir gereksinim ortaya çıkmamıştı. Fetihten sonra, genç Fatih (II. Meh-med), top dökümhanesini surların he-

men dışına oturtmuştu; onun da devamı, topçu kışlalarıydı. Yoğun bir sivil yerleşim, 15. yy'da da kendim gösteremedi. 16. yy başlarına gelindiğinde, Gâ-lata'nm dar mekânının havasızlığı, limanın kalabalığı ve gürültüsü, buradaki üst katmanlardan yabancıları rahatsız etmeye başladığı zaman, Beyoğlu'nu semt olarak tarih sahnesine çıkaracak ilk gelişme ortaya çıktı: I. Süleyman (Kanuni), iyi diplomatik ve ticari ilişkiler içinde bulunduğu Fransa Kralı I. François' ya bir jest olmak üzere, 1535'te bu sefaretin Galata surları dışında bir yere çıkmasına izin verdi. Bu, Beyoğlu tarihinin başlangıcı oldu.

Bundan sonra akan zaman boyunca, gerek dış görünüşü, gerekse iç dokusu devirlere göre belli oranlarda değişen bir yerleşim bölgesi doğurdu. Bu devirleri, onlara yön veren ekonomik, politik ve sosyal şartları göz önünde tutarak sekiz ayrı sahne içinde toplamak mümkündür.

16, yy'dan 19- yy Basma Kadar. Önce Fransız Sefareti, sonra aynı izni alan birkaç başka elçilik, kendi çevrelerinde, geçimi ve yaşamı sefarete bağlı olan dar ve sınırlı bir nüfus yerleşimi doğurur: Elçiliğin saray tipi binalarında oturmayan bütün personeli ve onlar için üretim ve satış yapan ticari eklentileri çevresi.

Yaklaşık 200 yıllık bu dönemin genel karakterleri, 1800'ler başına kadar nüfusu çok düşük kalan bir insan dokusu ve elçilik binaları hariç, çok basit -ve bir kısmı Türk mimari üslubunda, ahşap- olan ve Tünelbaşı-Taksim ekseni ile yan sokaklarında kendini gösteren "lineer" (çizgisel) bir yerleşim planıdır.

Çevrenin nüfusu üçlü bir bileşimdedir: Yabancılar, onların yerleşmiş unsurları olan "Levantenler" ve azınlıklar. Bunların hayatı, son derecede basit ve sönüktür. Elçilik binaları içindeki davetler, törenler ve ziyafetler dışında, bu yerle^ simde tek bir otel, iyi bir restoran, tek bir eğlence yeri, tiyatro veya sergi salonu cinsinden bir kültür yuvası yer almaz. Güneşin batması ile yaşam sona erer.

Tanzimat'tan 1870 Yangınına Kadar: Bu durağan hayatı yavaş yavaş sona erdirmeye başlayan gelişme, Tanzimat olayıdır. 1839'da okunan Tanzimat Fermanı, azınlıklara belli hukuk ve mülkiyet güvenceleri sağlayınca, bu siyasi olay ekonomik bir aktiviteyi de sürüklemiş; tarihte ilk kez devletten teminat sağlayan azınlık nüfus, kazandığını daha rahat olarak harcamaya ve birikimlerini de daha kaliteli konutlara yatırmaya başlamıştır.

1853 Kırım Savaşı, bir süreç içinde ö-nemli bir tarihtir. Çünkü yine Osmanlı Devleti tarihinde ilk kez olmak üzere, ingiltere ve Fransa'nın deniz ve kara kuvvetleri, Osmanlı payitahtına dost olarak girmişlerdir. Onların hem Kırım'daki savaş için, hem de aristokrat komutanlarının kendilerine ayrılan Boğaziçi sultan saraylarındaki hayatları için gerekli her türden malzeme alımları, dil ve din bağlan dolayısıyla Beyoğlu Levantenlerinin

1948 yılı.

istiklal


Caddesi'nde

artık kapanmış

pastanelerden

biri olan

Nisuaz ve

günlük


yaşamdan

bir kesit.



Ara Güler

ve azınlık tüccarlarının tekeline geçmiş ve onların üzerine altın yağdırmıştır.

1839-1870 Beyoğlu'sunun genel kimliği, artık binalarını daha kaliteli ve Avrupa benzeri yapmaya başlanmış, ilk otelini kurmuş (Hotel d'Angletterre, 1841), 1850'lerde hepsi Paris'ten esinlenen isimlerle pastahanelerini (Cafe deş Fleurs ve Cafe de Petite Jardiniere), ilk tiyatrolarım (Naum ve Theatre deş Varietes), ilk birahanelerini, kabare-gece kulüplerini, hattâ hemen hepsi bugünkü Tünel Meydanı çevresinde olmak üzere ilk kitapçılarını açmış bir "Avrupa taklidi küçük kent" oluşudur.

Yine de, azınlık ailelerinin büyük bölümü "alaturka" yaşamaya devam ederler. Grand Rue de Pera adlı anacaddesi dahil, sokaklar toprak zeminlidir. Ermeni, Rum ve Musevi hanımların çoğu, yer sedirinde oturur, sinide yer ve kışın tandır çevresinde ısınırlar.



1871'den I. Dünya Savaşı'na: Üçüncü dönemi açan büyük olay, görünürde, 1870 yangınıdır. Bu büyük ateş, fiziksel olarak Beyoğlu'nun büyük kısmını silip süpürerek binaların toprağım meydana çıkarmıştır ama, görünmeyen planda olup bitenler bu yangından daha köklü ve sağlam temelli değişimleri yerleştirmeye başlamıştır: Ekonominin Batı inisiyatifine ve kontrolüne geçmesi, hem doğrudan doğruya Avrupa kapitalinin Osmanlı payitahtına yerleşmesini hızlandırmış, hem de onlara tercümanlık, devletle ve halkla ilişkilerinde aracılık eden ve ticari temsilcilikler alan Levanten ve

azınlık nüfusu kalkmdırmıştır. Bu zenginleşme ve aydınlanma, Beyoğlu'nun fiziksel çehresine yansır. 1870 yangınından sonra yeniden yapılanma sürecinde, eskisine göre çok daha kaliteli, "taş" ve "döküm demir" gibi iyi malzemeden yapılmış, cepheleri oymalı ve heykelli bina tipleri Beyoğlu'nun hem anacaddesini, hem ara sokaklarını süslemeye başlar.

Bugün gördüğümüz bütün ünlü, anıtsal ve "teatral" görünümlü binalar, ayrıcasız, 1870 sonrasının eseridir. Bu yapıların içindeki hayat da, Beyoğlu tarihinin en üst düzeyde, en seçkin dönemini ve en "nezih" ortamını sergiler. Tarlabaşı'n-dan aşağılara doğru kalite ve ekonomik düzey Grande Rue ve ona açılan sokaklara göre düşmekle birlikte II. Abdülha-mid döneminin, kimi ünlü kabadayıları ve serkeşleri, kenarda köşede yaşatmasına rağmen, genel tablo, kimseyi rahatsız etmeyecek kadar düzgündür.

Beyoğlu'nda, -sonraki adıyla- Çiçek Pasajı'nın(->) 1875, Suriye Pasajı'nın 1908, D'Andria Pasajı'nın 1882, Tokatlıyan Oteli yerinde önceleri bir tiyatronun 1880, Tepebaşı'nda ilk düzgün şehir parkı ile tiyatrosunun 1881, Pera Palas'm(->) 1896 tarihli oluşları da bir rastlantı olmayıp bir tarih diliminin bütün sosyal ve ekonomik kesitini gösterir. Bu kesit, Şark'ta, Avrupa yaşamına en yakın düzeyde bir hayatı sergiler.

Şişhane Meydanı'nda görkemli bir apartman olan Freige binası ile ziyaretçilerini karşılayan bu dönem Beyoğlu'su, yine benzer binaları barındıran aşağıdaki

Galata'dan, belirgin bir şekilde kendisini ayırır. Galata'daki benzer binalar bankadır, sigorta şirketidir, ticaret ortaklığıdır. Bunların, yani Şişhane'den itibaren yükselen taş ve özenli binaların hemen hepsi, konuttur. Oteller, restoranlar, tiyatrolar da öyle... Galata'da böyle bir tek konut bile yokken, Beyoğlu, hepsinin toplu vatanıdır. Çünkü zengin işadamları, aşağıda Galata'da çalışır, orada kazanır, ama yukarıdaki, hem havası temiz, hem ortamı nezih olan Beyoğlu'nda, oturur, eğlenir ve uyur. Bu Beyoğlu, Şişhane'de karşıladığı insanları, artık kışlalar ve mezarlıklar semti olan Pangaltı ve Surp A-gop taraflarına selametler.



/. Dünya Savaşı Yıllan: Önce Balkan Savaşı sonra I. Dünya Savaşı ülke tarihinde olduğu gibi Beyoğlu tarihinde de yeni bir dönem açtı. Balkanlar'dan sökülüp gelen "muhacirler", şehre genelde bir sefalet yükü döktüler. I. Dünya Savaşı, buna kıtlığı ve karaborsayı ekledi. Beyoğlu'nun lüks Tokatlıyan'ında harp zenginleri, yine şampanya patlatıyorlardı. Ama ne olsa, eski rahat ve tatlı hava kalmamıştı.

1923-1940 Arası: Savaş sonunda Osmanlı Imparatorluğu'nun bitişi, Beyoğlu için yeni ve değişik bir dönem açmış oldu. Cumhuriyet idaresi, başkenti Ana-kara'ya taşıdı. Elçilikler mecburi olarak bozkırda kurulan yeni başkente taşındılar. Millileştirilmeye başlanan ekonomi, yabancı sermayeyi tasfiyeye koyuldu. Tramvay-Tünel, Hava Gazı Şirketi, Dü-yun-ı Umumiye idaresi ve Tütün Rejisi


Yüklə 7,73 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   310   311   312   313   314   315   316   317   ...   899




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin