2.4.1. Türkiye'de Şube Bankacılığı
Türkiye bankacılıkta gerek teknoloji ve gerek ürün çeşitliliği açısından dünyanın önde gelen ülkeleri arasındadır. Hızlı gelişim gösteren bankalarımız Türkiye'yi bugünkü yerine taşıyarak ülkemizin bölgesinde bir finans merkezi olmasını sağlamıştır. Son yıllarda iyi seyreden ekonominin etkisi ve şubeleşme yarışı ile bankacılık hizmetleri ülkemizde daha geniş kitlelere ulaştırılmıştır.
1923 yılında Türkiye'de faaliyet gösteren banka sayısı 35’di. 1977 yılında bu sayı 43’e ve 1986 yılında 55’e çıkmıştır. İlerleyen dönemlerde yaşanan ekonomik krizler sonucu bazı bankalar kapanmış ve bazıları ise diğer bankalarla birleşme yolunu tercih etmişlerdir. 2008 yılına gelindiğinde Türkiye’deki toplam banka sayısı 46’ya gerilemiştir. Türkiye’deki banka sayılarıyla şube sayıları karşılaştırıldığında ortaya çıkan tablo farklıdır. 1923 yılında Türkiye’deki toplam banka şubesi sayısı 139’du. Günümüzde Eylül 2008 itibarıyla bu sayı 8544’de ulaşmıştır.15
Bazı ülkelerde banka şubeleri birbirinden uzak ve dağınık bir şekilde coğrafi alana yayılmışlardır. Belli bir bölgeyle sınırlı bu tür şubeleşmeye ünite bankacılığı denilmektedir. Gerçek anlamda şube bankacılığı yapan büyük bankalar ise ülkenin geneline şube ağını yayarak faaliyet göstermektedirler. Türkiye’de şube sayısının bugün yüksek olmasının nedenlerinden biri ünite bankacılığından ziyade mevduat bankacılığının gelişmesine dayalı çok şubeli yapı olmasıdır. Şube bankacılığı müşteriye yaklaşmak için her bölgede bir şube açma esasına dayanır. Tüm Türkiye’ye yayılmış olan küçük, orta ve büyük ölçekli şirketlerin ve bireylerin yoğun taleplerini yerinde karşılamak üzere şubeler kurulurlar. Geniş bir coğrafi alana yayılmış mevduat ve kredi potansiyelini elde etmek için müşterilerine iyice yaklaşan bankalar örgüt yapılarını ve ürün çeşitliliğini de paralel olarak büyütmüşlerdir. Bunun sonucu olarak bankalar arasındaki rekabet daha da artmıştır.
Çok şubeli bankacılığın gelişebilmesi için faiz oranlarının bankalarca bağımsız olarak belirlenebilmesi gerekmektedir. 1980-1990 döneminde tasarrufları mali sisteme çekebilmek için faiz oranlarının reel olarak pozitif düzeyde kalması yönünde alınan kararlar Türk bankacılığını geliştirmiştir.16
1990’lı yıllardan itibaren alternatif dağıtım kanallarının Türkiye’de uygulanması operasyonel iş yükünü azaltarak şube bankacılığını desteklemiştir. Türk bankacılık sektöründe başta İş Bankası’nın “Bankamatik” adıyla piyasaya çıkardığı ATM’ler, 2000’li yıllarla birlikte internet, telefon ve mobil bankacılık görülmektedir. Alternatif dağıtım kanalları teknolojilerinin gelişmesi Türkiye’de şubelerin önemini azaltmamış, tam tersi olarak Türkiye’nin her köşesinde kurulabilecek ve bugünkü şube sayısını katlayarak arttırabilecek mini şube bankacılığının temellerini oluşturmuştur.
2.4.2. Şubelerde Verilen Hizmetler
Günümüz bankacılık sektörünün karşılaştığı zorluklardan biri de hizmet çeşitliliğidir. Müşteriler başka iş alanlarında kişiselleştirilmiş hizmetler almaya alıştıkları gibi çalıştıkları bankalardan yüksek hizmet çeşidini ve kalitesini beklemektedirler. Küreselleşme ile pazarın kapıları yeni rakiplere açılmış ve uluslararası bankaların piyasaya girmesi sonucu yeni teknoloji ve finansal hizmetler bankaların ürün yelpazesine eklenmiştir.17
Şube müşteriler için bankanın yüzüdür. Eğer bir müşteri şubedeki uzun bekleme süreleri ya da sorumsuz gişe memurları nedeniyle kötü hizmet alırsa, müşterinin bankaya olan sadakati azalacaktır. Dolayısıyla banka şubeleri mükemmel müşteri hizmetleri sunmaya yoğunlaşmak zorundadır.
Banka şubelerinde bireyler ve kurumlar için verilen hizmetlerden başlıcaları aşağıda listelenmiştir:18
-
Vadeli ve vadesiz hesap işlemleri
-
Uzmanlar tarafından verilen finansal danışmanlık hizmetleri
-
Yatırım işlemleri
-
Banka kasası kiralanması
-
Kambiyo hizmetleri
-
Sigorta işlemleri
-
Kredi kartı işlemleri
-
Kredi işlemleri
-
Fatura, SGK primi, vergi, ticaret odası, okul veya ev aidatı ve diğer kurum ödemeleri
-
Çek ve senet işlemleri
-
Akreditif
-
Teminat ve garanti mektubu
-
Finansal kiralama
-
Kurumsal finansman
-
Kabul / aval kredileri
-
Factoring
-
Forfaiting
-
POS
Türkiye’deki bankaların sunduğu ürün ve hizmetlerin ayrıntılı listesi Ek-1’de bulunabilir.
2.4.3. Federasyon Modeli
Şubeler farklı müşterilerin beklentilerini karşılayabilmek amacıyla çeşitli yaşam standartlarını ve müşteri ihtiyaçlarını göz önünde tutan ürünler sunmalıdır. Müşteri odaklı bir banka yerel demografik koşullar üzerinde yoğunlaşarak bankacılık hizmetlerini yerel pazarın ihtiyaçlarına göre ayarlar.
Booz Allen Hamilton sunduğu federasyon modelinde pek çok büyük bankanın ölçek takibindeki yetersizlikler nedeniyle yerel kapasiteler ve maliyetler üzerinde büyük kayıplar verdiğini söylemektedir. Bu bankalar ne maliyet tasarruflarını ne de küçük yerel bankaların müşterilerine derinlemesine nüfuz ederek elde ettiği hizmet kalitesini yakalayabilmişlerdir.
Booz Allen’ın Federasyon Modeli etkin merkezi yönetim ve mikro pazarlara daha fazla sorumluluk verilmesi konularına dikkat çekmektedir. Hamilton bankaların genel merkezlerinin ürün, altyapı ve yönetim faaliyetleri üzerine odaklanmasını ve karar sürecinin yerel pazarı iyi tanıyan şube müdürlerine delege edilmesini söyler. Yerel olarak kaynak, teşvik ve fiyatlandırma konularına hakim olan şubeler kendi kar ve zararından sorumlu tutulurlar. Eğer şube müdürlerine yeterli imkan sunulursa – örneğin performansa dayalı ücretler ve ek gelirler – işlemlerini daha rekabetçi şekilde gerçekleştirmek için çalışacaklardır.
Charles Handy’ye göre merkez ve şube arasındaki ilişki zorla kabul ettirilen direktifler yerine karşılıklı mutabakatlar üzerine kurulu olmalıdır. Buna göre merkez tüm şubeleri aynı derecede etkileyen ortak ve genel konular üzerinde kararlar alırken, belirli bir şubeye özel konular federasyon gereği şubelerin taleplerinin karşılıklı tartışılarak değerlendirilmesi ile sonuca bağlanır.19
Federasyon modelini uygulamak sadece organizasyonel ayarlamalar yapmak demek değildir; franchising modelinin benzeri de değildir. Her şubeye kendi karını ve zararını yönetme sorumluluğu vererek ve merkezi bir yönetim şeklinin koruyarak bankalar, şube müdürlerine kendi işlerini idare etme ve kurumun markasını ve kurumsal yapısını geliştirme fırsatı vermektedir.20
Dostları ilə paylaş: |