TAŞLAR ÜST ÜSTE KONULMUŞ, SONRA BEZEMELER YAPILMIŞ
Hamulu, mimar Hürrem Şah'ın caminin Kuzey Taç Kapısı'nda, Selçuklu kemeri ile birleştiği noktaya, bataklıkta yetişen ama kendi kendini temizleyen ve dünyanın en uzun yaşayan 'lotus' denilen bitkiyi koyduğunu dile getirerek, 'Mimar Hürrem Şah, bu bitkiyi oraya koyarak, eserinin de uzun yaşayacağının sinyallerini vermiş ve caminin kitabesinde eserinin uzun süre yaşamasını istediğini belirtmiştir' dedi.
Önceden planlanan eserin üst üste konulan taşların sonradan oyulmasıyla ortaya çıkarıldığını belirten Hamulu, şunları kaydetti:
'Önce ham taşlar üst üste konulmuş. Sonra bir iskele konularak, heykel yapılır gibi yatayda çalışarak bezemeler tamamlanmıştır. Genelde bu tür eserlerde bezemeler yerde yapılır. Bu özelliği nedeniyle tüm İslam eserlerinden ayrılıyor.
Kuzey Taç Kapısı'nda tüm bezemeler simetriktir ama bezemelerin içine inildiğinde burada hiçbir şeyin bir diğeri ile aynı olmadığı görülür. Bu da büyük sanatçıların eserlerinden sadece bir tek yapabildikleri anlamına geliyor.'
'SERGİ AMACINA ULAŞMAYA BAŞLADI'
'Sizin elinizde Anadolu'nun ücra bir köşesinde taklit etmemiş ve edilmemiş bir eser varsa, olağanüstü bir eserle karşı karşıyasınız demektir' diyen Hamulu, sergiyi, camiye ilgiyi artırmak ve gerekli koruma çalışmalarını yapabilmek için açtıklarını belirtti.
Hamulu, serginin amacına ulaşmaya başladığını, cami çevresinde istimlak çalışmalarının başladığını anlattı.
Caminin statik açıdan ayakta durdurulmasında zorluk yaşandığını ifade eden Hamulu, en azından kapıların geçici bir süre ayakta durdurulması için tedbir alınmasını istedi.
Hamulu, caminin en son 1967 yılında restorasyon gördüğünü kaydederek, bu dünya mirası esere sahip çıkılması gerektiğini vurguladı.
Caminin korunması amacıyla dünya çapında bir mimari proje yarışması açılmasının hedeflendiğini dile getiren Hamulu, 'Cennetin Kapıları'nın sadece bir fotoğraf sergisi olmadığını, Anadolu tarihinin en önemli eserlerinden birisini yok olmaktan kurtarmak için hazırlanmış bir kamusal duyarlılık projesi olduğunu kaydetti.
SERGİ, PARİS'TE AÇILACAK
İstanbul Kültür Sanat Vakfı Müdürü Görgün Taner de İstanbul'un ardından Ankara'da sanatseverlerin beğenisine sunulacak 'Cennet'in Kapıları' serginin, daha sonra Avrupa yolculuğuna başlayacağını söyledi.
Serginin, 'Fransa'da Türkiye Mevsimi' etkinlikleri çerçevesinde Mart ayında Paris'e taşınacağını bildiren Taner, serginin Fransa'nın Lion ve Strasburg kentlerine de götürülebilmesi için çalışmaların sürdüğünü kaydetti.
MİMARLARI BAŞKA ESERE İMZA ATMADI
Divriğili yazar Necdet Sakaoğlu da 'Türk Anadolu'da Mengücekoğulları' adlı kitabında esere ilişkin şu görüşlere yer verdi:
'Divriği'deki eser, günümüzde, dünyanın ve Orta Doğu'nun en görkemli mimarlık ve yontu anıtları arasında ilk sıradadır. Dünya mimarlık tarihinin yontu zenginliği ve özgünlüğüyle dikkati çeken Divriği Külliyesini yücelten Ahlatlı, Tiflisli sanatkarlar, imzalarıyla saptanıyor ama onlardan hiçbirinin, ne Anadolu'da ne de Orta Doğu'nun herhangi bir kentinde, ikinci bir imzalı yapısına rastlanamıyor. Ayrıca 12. ve 13. yüzyıllarda Anadolu kentlerinde yapılan mimari eserlerin hiçbirinde bu kadar imza da yoktur.'
GÜNCEL / PARİS΄TE SİVAS RÜZGARI
HABER MERKEZİ - 05.01.2010
Fransa’nın Başkenti Paris’te Sivas rüzgarları esecek.Dünya Mimari Anıtları Listesi΄ndeki tek Türk anıtı olan Divriği Ulu Camisi ve Şifahanesinin fotoğraflarından oluşan “Cennetin Kapıları” adlı sergi Mart ayında Paris΄e taşınacak.UNESCO΄nun Dünya Mimari Anıtları Listesi΄ndeki tek Türk anıtı olan Divriği Ulu Camisi ve Şifahanesinin fotoğraflarından oluşan “Cennetin Kapıları” adlı sergi mart ayında Paris΄e taşınacak.
HEMŞEHRİMİZ YÜKSEK MİMAR SERGİYECEK
Mart ayı içerisinde Paris’te “ Cennetin Kapıları “ adlı sergiyi hemşehrimiz Yüksek Mimar Basri Hamulu gerçekleştirecek.Serginin küratörü ve tasarımcısı, çocukluğu eserin çevresinde geçen Divriğili yüksek mimar Hasan Basri Hamulu, dünyanın en önemli mimari yapıtları arasında kabul edilen Divriği Külliyesinin yok olma tehlikesine karşı bir kamusal duyarlılık oluşturmak amacıyla düzenlenen “Cennetin Kapıları” adlı anıtsal fotoğraf sergisinin 28 Nisan 2009΄da İstanbul Teknik Üniversitesi Taşkışla binasında açıldığını belirtti.
Serginin fotoğraflarını mimar Cemal Emden΄in çektiğini ve danışmanlığını Prof. Dr. Doğan Kuban΄ın yaptığını anlatan Hamulu, “Son 50 yıldır restorasyonzedeye dönen cami ve şifahane, fotoğraflarla sesini duyurmaya devam ediyor” dedi.Divriği Ulu Cami ve şifahanesinin dünya Ortaçağ sanatının önemli yapıtlarından birisi olduğunu anlatan Hamulu, eserin ne Türk, ne İslam sanatında, ne de başka dönem ve ülkelerin mimarilerinde eşi bulunan bir yontu sanatı başyapıtı olduğunu söyledi.
Din adamları cenneti anlattı, Hürrem şah yaptı Külliyeyi dönemin Mengücek Beyliği Hükümdarı Ahmet Şah΄ın 1228΄de yaptırdığını belirten Hamulu, şu bilgileri verdi: “Dönemin Mengücek Beyliği Hükümdarı Ahmet Şah, din adamlarını toplayıp, külliyenin mimarı Hürrem Şah΄a Kur΄an-ı Kerim΄deki cenneti anlatmalarını istiyor. Hürrem Şah da kendisine anlatılan cennete mimari bir yorum getirerek, Kuzey Taç Kapısı΄nı yapıyor. Bu nedenle o kapıya ΄Cennet Kapısı΄ diyoruz. Serginin de adı bu nedenle ΄Cennetin kapıları΄ olarak belirlendi.”
Külliyede bulunan iki taç kapısında da bazı bezemelerin eksik kaldığını belirten Hamulu, “Kapıların eksik kalmasının nedeni bilinmiyor. Eksiklik olduğu kesin ama tamamlanamadığı ile ilgili tarihi bir bilgi yok. Mengücek Beyliğinin 1228-1243 arası (Kösedağ Savaşı) dönemine ilişkin yeterli bilgiye sahip değiliz” diye konuştu.Taşlar üst üste konulmuş, sonra bezemeler yapılmış Hamulu, mimar Hürrem Şah΄ın caminin Kuzey Taç Kapısı΄nda, Selçuklu kemeri ile birleştiği noktaya, bataklıkta yetişen ama kendi kendini temizleyen ve dünyanın en uzun yaşayan “lotus” denilen bitkiyi koyduğunu dile getirerek, “Mimar Hürrem Şah, bu bitkiyi oraya koyarak, eserinin de uzun yaşayacağının sinyallerini vermiş ve caminin kitabesinde eserinin uzun süre yaşamasını istediğini belirtmiştir” dedi.
Önceden planlanan eserin üst üste konulan taşların sonradan oyulmasıyla ortaya çıkarıldığını belirten Hamulu, şunları kaydetti: “Önce ham taşlar üst üste konulmuş. Sonra bir iskele konularak, heykel yapılır gibi yatayda çalışarak bezemeler tamamlanmıştır. Genelde bu tür eserlerde bezemeler yerde yapılır. Bu özelliği nedeniyle tüm İslam eserlerinden ayrılıyor.
Kuzey Taç Kapısı΄nda tüm bezemeler simetriktir ama bezemelerin içine inildiğinde burada hiçbir şeyin bir diğeri ile aynı olmadığı görülür. Bu da büyük sanatçıların eserlerinden sadece bir tek yapabildikleri anlamına geliyor.”
BAŞBAKAN ERDOĞAN SERGİYİ GEZDİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan eşi Emine Erdoğan ile birlikte Dünya Miras Listesindeki Divriği Ulu Camii ve Şifahanesinin fotoğraflarından oluşan ve İstanbul Üniversitesi Taşkışla binasında açılan “ Cennetin Kapıları “ adlı sergiyi gezdi.Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, İstanbul Valisi Muammer Güler,İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile birlikte sergiyi gezen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’a da günün anısına maket ulu camii verildi.
Sergi amacına ulaşmaya başladı
“Sizin elinizde Anadolu΄nun ücra bir köşesinde taklit etmemiş ve edilmemiş bir eser varsa, olağanüstü bir eserle karşı karşıyasınız demektir” diyen Hamulu, sergiyi, camiye ilgiyi artırmak ve gerekli koruma çalışmalarını yapabilmek için açtıklarını belirtti. Hamulu, serginin amacına ulaşmaya başladığını, cami çevresinde istimlak çalışmalarının başladığını anlattı.
Caminin statik açıdan ayakta durdurulmasında zorluk yaşandığını ifade eden Hamulu, en azından kapıların geçici bir süre ayakta durdurulması için tedbir alınmasını istedi. Hamulu, caminin en son 1967 yılında restorasyon gördüğünü kaydederek, bu dünya mirası esere sahip çıkılması gerektiğini vurguladı.
Caminin korunması amacıyla dünya çapında bir mimari proje yarışması açılmasının hedeflendiğini dile getiren Hamulu, “Cennetin Kapıları”nın sadece bir fotoğraf sergisi olmadığını, Anadolu tarihinin en önemli eserlerinden birisini yok olmaktan kurtarmak için hazırlanmış bir kamusal duyarlılık projesi olduğunu kaydetti.
SERGİ PARİS΄TE AÇILACAK
İstanbul Kültür Sanat Vakfı Müdürü Görgün Taner de İstanbul΄un ardından Ankara΄da sanatseverlerin beğenisine sunulacak “Cennet΄in Kapıları” serginin, daha sonra Avrupa yolculuğuna başlayacağını söyledi.
Serginin, “Fransa΄da Türkiye Mevsimi” etkinlikleri çerçevesinde Mart ayında Paris΄e taşınacağını bildiren Taner, serginin Fransa΄nın Lion ve Strasburg kentlerine de götürülebilmesi için çalışmaların sürdüğünü kaydetti.
MİMARLARI BAŞKA ESERE İMZA ATMADI
Divriğili yazar Necdet Sakaoğlu da “Türk Anadolu΄da Mengücekoğulları” adlı kitabında esere ilişkin şu görüşlere yer verdi: “Divriği΄deki eser, günümüzde, dünyanın ve Orta Doğu΄nun en görkemli mimarlık ve yontu anıtları arasında ilk sıradadır. Dünya mimarlık tarihinin yontu zenginliği ve özgünlüğüyle dikkati çeken Divriği Külliyesini yücelten Ahlatlı, Tiflisli sanatkarlar, imzalarıyla saptanıyor ama onlardan hiçbirinin, ne Anadolu΄da ne de Orta Doğu΄nun herhangi bir kentinde, ikinci bir imzalı yapısına rastlanamıyor. Ayrıca 12. ve 13. yüzyıllarda Anadolu kentlerinde yapılan mimari eserlerin hiçbirinde bu kadar imza da yoktur.”
Çarşamba, 15 Eylül 2010 08:18 | Tan-Sar tarafından yazıldı |
Paris'teki UNESCO Merkezi'nde, Mimar ve fotoğrafçı Cemal Emden'in çektiği fotoğraflardan oluşan " Cennet'in Kapıları: Divriği Ulu Camii ve Şifahanesi'nde Hürremşah'ın Heykeltıraşlık Sanatı " adlı sergi 13 Eylül 2010 Pazartesi günü, UNESCO'nun sergi salonunda, UNESCO nezdinde Türkiye Daimi Temsilcisi Büyükelçi Gürcan Türkoğlu'nun yaptığı bir konuşmayla açıldı. Serginin açılışı dolayısıyla düzenlenen tören de, ayrıca, İktidardaki Aydınlık Kalkınma Partisi (AKP ) Sivas Milletvekili Mehmet Mustafa Açıkalın ile UNESCO Genel Sekreterliğini temsilen bir UNESCO görevlisi serginin önemini belirten kısa birer konuşma yaptılar.
Türkiye'nin UNESCO nezdindeki Daimi Temsilcisi Büyükelçi Gürcan Türkoğlu, "Anadolu'nun bu seçkin kültürel zenginliğini tanıtmak amacıyla ve Başbakanlık Tanıtma Fonu'nun desteğiyle, UNESCO nezdinde Türkiye Daimi Temsilciliği ve Türkiye Cumhuriyeti paris Büyükelçiliği Turizm ve Tanıtma Müşavirliği tarafından, Devriği Ulu Camii ve Şifahanesi'ni konu alan iki ayrı etkinliğin olduğunu vurgulayan Büyükelçi Türkoğlu, Serginin 13-17 Eylül 2010 tarihleri arasında açık kalacağını ifade etti.
AKP Sivas Milletvekili Mehmet Mustafa Açıkalın, serginin açılışıyla ilgili olarak yaptığı konuşmada, " 13 Yüzyılda mengücekoğulları Beyi Emir Ahmet Şah tarafından mimar Hürremşah'a yaptırılan Divriği Ulu Camii ve Şifahanesi, 1985 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi'ne dahil edildiğini, bu eser, Türkiye'nin Dünya Miras Listesi'ne kayıtlı bulunan dokuz mirası arasında bulunduğunu "belirten. Milletvekili Açıkalın, " Bu sergide yer alan Cennet'in Kapıları: Divriği Ulu Camii ve Şifahanesi'nde Hürremşah'ın Heykeltıraşlık Sanatı" Mimari özelliklerinin yanı sıra, taş bezemelerinin olağanüstülüğü nedeniyle külliye, uzmanlarca bir heykeltıraşlık eseri olarak nitelendiğine "vurgu yaptı.
Divriği Ulu Camii ve Şifahanesi'nin, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün son Sivas ziyareti sırasında, Bu külliyeyi de gezdiğini "belirten Milletvekili Açıkalın, gerekli çalışmaların yapılarak, söz konusu tarihi eserin gerektiği şekilde konurması için gerekinin yapılması talimatı vermiş olduğunu "hatırlattı. Konuşmacıların yaptığı açış konuşmasının ardından, Büyükelçi Gürcan Türkoğlu'nun, serginin açılışına katılan Paris Büyükelçisi Tahsin Burcuoğlu ile çok sayıda UNESCO'da görevli diplomat ve çalışanların yanı sıra Paris'teki Türk sanat çevreleri için verdiği resepsiyona geçildi.
Türkiye'nin UNESCO Nezdindeki Daimi Temsilci Büyükelçi Gürcan Türkoğlu resepsiyona katılan davetlilere, Türk mutfağını tanıtıcı yiyecekve içecek ikramında bulundu. Açık olarak düzenlenen resepsiyonda, yaprak sarma, tavuk şiş, köfte, peynirli ve sucuklu börek, mercimekli köfte ile baklava ve şeker pare tatlıları davetliler tarafından iştahla tüketildi.
Ayrıca, UNESCO Merkezi'nde serginin açılması nedeniyle, 14 Elyül Salı günü, Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği Turizm ve Tanıtma Müşavirliği Kültür ataşeliği Ofisinde, Divriği Ulu Camii ve Şifahanesi hakkında bilimsel bir panel düzenlendi. Panelde, divriği Ulu cami ve Şifahanesi konusunda "Divriği Mucizesi" ve "Cennet Kapıları"başlıklı iki eser yazmış olan Prof. Dr. Doğan Kuban ile Orta Doğu teknik Üniversitesi'nden Doç. Dr. Ahmet Türer külliyenin korunma çalışmaları hakkında birer sonuş yaptılar.
Paris Büyükelçimiz Tahsin Burcuoğlu ile AKP Sivas milletvekili Mustafa Açıkalın sergiyi gezerken.
UNESCO'da açılan Divriği Ulu Camii ve Cennet Kapıları sergisini görmeye gelen ziyaretçiler.
UNESCO: Sergi salonu duvarlarının 2 yanına asılan tarihi Ulu Camii ve Cennet kapıları resimleri
Türkiye'nin bu tarihi yapısı , UNESCO tarafından kültür Mirası olarak kabul edilen birkaç esirinden
Sergide yer alan,tarihi fotoğraflar üzerine konuşmalar ve sergiyi izliyenlerin sergiyle ilgili yorumu
Divriği Ulu Camii ve Şifahanesi ve Cennet Kapıları sergisini görmeye gelen kalabalık ziyaretçiler
Sergi ile ilgili verilen detaylı bilgileri, uzman konuşmacılardan dinliyen sergi meraklısı izleyiciler.
UNESCO nezdindeki Türkiye Daimi Temsilçiliği tarafından verilen resepsiyondan ikramlar.
Sergiyi gezenler ve resepsiyon sonunda sergiden ve resepsiyondan ayrılan ziyaretçiler.
Sergi ilginç, söylenecek çok şey var ki herkes sergi ile ilgili görüşlerini arkadaşlarına yorumluyor.
Sergiye gelenler, resepsiyonun verildiği bölüme geçerken hala sergiden gözlerini ayıramadılar.
Resepsiyon için hazırlanan ve Türk mutfağının leziz ve nefis yiyecek ve içeceklerinin ikramı.
Paris.www. hodrimeydan.net .
Son Güncelleme (Çarşamba, 15 Eylül 2010 08:44)
Visitors Counter
Her hakkı saklıdır_Haber, Yazı ve Fotoğraflar kaynak belirtilmeden kullanılamaz.e-mail : hodrimeydan@hodrimeydan.info
GÜNCEL / CENNETİN KAPILARI PARİS’TE SERGİLENİYOR
|
HABER MERKEZİ - 14.09.2010
Mimar ve fotoğrafçı Cemal Emden΄in fotoğraflarından oluşan ΄΄Cennet΄in Kapıları: Divriği Ulu Camii ve Şifahanesi΄nde Hürremşah΄ın Heykeltıraşlık Sanatı΄΄ konulu sergi UNESCO΄da açıldı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı AK Parti Sivas Milletvekili Mustafa Açıkalın ve Türkiye΄nin UNESCO΄daki Temsilcisi Büyükelçi Gürcan Türkoğlu΄nun açtığı sergi, 17 Eylül tarihine kadar ziyaret edilebilecek.
Açıkalın, serginin açılışında yaptığı konuşmada, başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olmak üzere, Türkiye΄de devletin bu eserin korunmasına büyük önem verdiğini söyledi.
13. yüzyılda Mengücekoğulları Beyi Emir Ahmet Şah tarafından mimar Hürremşah΄a yaptırılan Divriği Ulu Camii ve Şifahanesi, 1985 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi΄ne kaydedilmişti.
Bu eser, Türkiye΄nin Dünya Miras Listesi΄ne kayıtlı 9 mirası arasında bulunuyor. Mimari özelliklerinin yanı sıra, taş bezemelerinin olağanüstülüğü nedeniyle külliye, uzmanlarca bir heykeltıraşlık eseri olarak nitelendiriliyor.
Anadolu΄nun bu seçkin kültürel zenginliğini tanıtmak amacıyla ve Başbakanlık Tanıtma Fonunun desteğiyle UNESCO nezdinde Türkiye Daimi Temsilciliği ve Türkiye Cumhuriyeti Paris Büyükelçiliği Turizm ve Tanıtma Müşavirliği tarafından, yarın Divriği Ulu Camii ve Şifahanesi΄ni konu alan bilimsel panel düzenlenecek.
Panelde, Divriği Ulu Camii ve Şifahanesi konusunda ΄΄Divriği Mucizesi΄΄ ve ΄΄Cennetin Kapıları΄΄ başlıklı eserleri bulunan Prof. Dr. Doğan Kuban ile Orta Doğu Teknik Üniversitesinden Doç. Dr. Ahmet Türer külliyenin korunma çalışmaları hakkında sunuş yapacak.
|
Dostları ilə paylaş: |