Başkent üNİversitesi hukuk faküLtesi


Sanık Cevdet Bilgili müdafii, 15.09.2006 tarihli bir dilekçe ve ekinde üç uzman kişiden oluşan teknik kurulun yazılı teknik görüşünü ve Ali Malcı’ya gönderdiği yazıyı ve iadeli taahhütlü gönderme makb



Yüklə 0,8 Mb.
səhifə4/9
tarix08.01.2019
ölçüsü0,8 Mb.
#93370
1   2   3   4   5   6   7   8   9

Sanık Cevdet Bilgili müdafii, 15.09.2006 tarihli bir dilekçe ve ekinde üç uzman kişiden oluşan teknik kurulun yazılı teknik görüşünü ve Ali Malcı’ya gönderdiği yazıyı ve iadeli taahhütlü gönderme makbuzunu mahkemeye vermiştir.


SORU 7 : ALİ’NİN MÜDAFİİNİN YAZISINA YANIT VERMEMESİNE SANIĞIN LEHİNE HUKUKİ BİR SONUÇ BAĞLANABİLİR Mİ ?

Hayır. Ali’nin yazıya yanıt verme yükümü yoktur. Yanıt verilmemesinden sanık Cevdet lehine hukuki bir sonuç çıkmaz. Avukatın yazısı, sadece katılanın iddiasının hakkın kötüye kullanıldığını ortaya koymak için onu beyanda zorlamaktan öte bir işlevi yoktur. Ali, yazıya yanıt vermemek suretiyle, avukatın bu isteğini boşa çıkarmış, ona bu yönde hukuki bir malzeme sağlamamıştır.
SORU 8 : ALİ MÜDAFİİNİN YAZISINA CEVAP VERSE VE İNŞAATLARLA İLGİLİ ONAYLI BİR PROJENİN OLMADIĞINI, İMARDAN GEREKLİ RUHSAT VE İZİNLERİN ALINMADIĞINI, AMA, İNŞAATIN ONAYSIZ PROJELERE UYGUN YAPILDIĞINI BİLDİRSEYDİ, ALİ’NİN BU İRADESİNİN DELİL DEĞERİ OLUR MUYDU ?

Katılanın mahkeme dışı avukata bildirdiği yazılı açıklaması, sanık beyanı ve tanık beyanı dışındaki katılanın yazılı beyanıdır ve beyan kanıtlarındandır.

T.C. SİNCAN Duruşma Tarihi: 20/09/2006

AĞIR CEZA MAHKEMESİ Oturum no: 4

sayfa no:1

DURUŞMA TUTANAĞI
Esas No : 2006/00666

Başkan : MEHMET HÜKÜM - 0123456

Üye : SELİM KARAR - 0178933

Üye : NEVİN UYMAZ - 0289911

Cumhuriyet Savcısı : ALPER İDDİA - 0211983

Katip : HÜLYA YAZICI - 0826124

BELLİ GÜN VE SAATTE 4. CELSE AÇILDI: Taraf vekilleri ile sanıklar hazır açık duruşmaya devam olundu.
Katılan vekili Mine Gül yetki belgesini verdi alındı dosyasına konuldu. Katılan vekili, dilekçe verdi, okundu, mevcut belge, proje vs. tamamının yükleniciye karşı açılan Asliye Ticaret Mahkemesindeki davada olduğunun belirtildiği görüldü.
Sanık Cevdet Bilgili vekili Av. Üstün Savunman’ın duruşma arasında verdiği yazılı savunma dilekçesi ile iki inşaat mühendisi ile bir mimar tarafından imzaları altında düzenlenen 13.09.2006 tarihli görüşün dosyaya konulduğu görüldü okundu.
Belediye İmar Müdürlüğünün Cevdet Bilgili müdafiinin yazısına cevaben verdiği yazının mahkememize gönderilen örneği olduğu anlaşılan yazısının dosyaya konulmuş olduğu görüldü.
Katılan vekili eski iddialarımızı tekrar ederiz dedi.
C. Savcısı esas hakkındaki görüşünde : Biz esas hakkındaki görüşümüzü daha önce bildirmiştik, ancak, dosyanın karara çıkmaması üzerine tekrar dosyayı inceledik. Mevzuat çerçevesinde değerlendirmelerimizi, yeni bir görüşümüzle tekrar bildirmek istiyoruz. Görüşümüzde sanık Cevdet Bilgili’ye atılı suç bakımından yaptığımız nitelemede bir değişiklik olmadığını düşünüyoruz. Ancak bunun eylemine katıldığı iddia edilen sanık çelik Ölçüm’ün bilirkişilikle görevlendirilmemiş olması dikkate alındığından diğer sanığın eylemine katıldığının kanıtlanamadığını düşünüyoruz.

Bu nedenlerle,

Sanık Cevdet Bilgili’nin rüşvet almak suçunu işlediği iddia edilmiş ve bu sanığın Ali Malcı’nın yaptırdığı tespit davasında Sulh Hukuk Mahkemesince iki arkadaşı ile birlikte bilirkişi olarak atandığı, sanığın mahkeme heyeti ile olay mahalline gittiği, bunun dışında da inceleme yapacağız ve göreceğiz diye ayarıca gittiği, ancak bir süre sonra yanında kendi eylemine iştirak suçundan kamu davası açılan sanık Çelik Ölçüm’ü alarak Ali’ye gidip işlerin kapasiteli olduğunu, raporlarını verebilmesi için yanındaki şahsa 15.000 YTL verilmesini söylediği, müdahilin bunu kabul etmekle birlikte durumu avukatına sorup yasal olmadığını öğrenince onun yönlendirmesi ile mahkemeye başvurduğu, mahkemenin de kendisi bilgisi dışında dosyayla ilgisi olmayan söz konusu 15.000 YTL’nin alınmak istendiğini C.Savcılığına ihbar ettiği, yapılan görevlendirme ile istenilen paranın bir kısmını almak için gelen sanıkların suç tarihinde 3.000 YTL ile yakalandıkları anlaşılmış ve bu olayda Cevdet Bilgili’nin tespit dosyasında bilirkişi olarak atandığı ve bu sıfatı nedeni ile istediği paranın rüşvet olduğu anlaşıldığından sanığa atılı rüşvet alma suçunun kanıtlandığını düşünüyoruz zira sanığın mahkemenin bilgisi dışında bir para istediği, rapor verebilmesi için başka hususların araştırılması gerekiyorsa bunların ikmalini mahkemeden isteyebileceği, kendisinin de görevi gereği bilmesi gerekmektedir.

Sanık Çelik Ölçüm’ün ise diğer sanığın kendisine verdiği işi yapmak için onunla birlikte hareket ettiği ve sanık Cevdet Bilgili’nin para isterken yanında bulunduğu anlaşılmış, ancak, kendisinin her hangi bir memurluk ve bilirkişi sıfatı bulunmadığı anlaşıldığından atılı rüşvet suçu kanıtlanamadığından beraatine,

Bu nedenlerle,

1. Sanık Cevdet Bilgili’nin eylemine uyan TCK 252/1 maddesi uyarınca cezalandırılmasına,

2. Sanık Çelik Ölçüm’ün atılı suçu işlediği kanıtlanamadığından beraatine karar verilmesi mütalaa olunur dedi.
SORU 9 : CUMHURİYET SAVCISININ GÖRÜŞ DEĞİŞTİRMESİNDE, SANIK CEVDET MÜDAFİİNİN DOSYAYA VERDİĞİ DELİLLERİN BİR ETKİSİ OLABİLİR Mİ, YOKSA, SAVCI İNCELEMESİNDE GÖRDÜĞÜ BİR HATAYI MI DÜZELTMİŞTİR ?

Her iki durum da olasıdır. Ancak, bir önceki oturumda, “araştırılacak başka bir husus olsa veya şüpheli bir konu olsaydı görüş bildirmememiz mümkün değil idi” şeklinde görüş bildiren ve bu oturum görüşünü temelden değiştiren Savcı’nın müdafiinin verdiği kanıtlardan etkilenmesi olasılığı diğerine göre üstün görünmektedir. Ama, bu açıklamalar hukuki değil, iki olasılık üzerine açıklamalardır.


Sanık Cevdet Bilgili vekili söz aldı : müdahil Ali Malcı inşaatların yapımını üstlenen önceki müteahhit aleyhine Ticaret Mahkemesine dava açmıştır. Bu dosya Ticaret Mahkemesinin 2006/16 esasında kayıtlı bulunmaktadır. Ali Malcı isteklerinin kanıtı olarak sanık Cevdet Bilgili’nin ve diğer bilirkişilerin düzenledikleri tespit dosyasındaki tüm raporları duruşmada kanıt olarak vermiş ve bu husus tutanağı geçmiştir. Biz bunun getirtilerek tespitini talep ediyoruz.

Ayrıca, müdahilin dilekçesindeki açıklama doğru değildir, çünkü, inşaatlarla ilgili herhangi onaylı bir projenin olmadığı, Belediye İmar Müdürlüğünün yazısı ile açıklanmış ve kanıtlanmıştır. Yüksek Mahkeme müdahile bu durumu açıklatmalıdır.

İddianamede sanık Çelik’in müvekkilimle birlikte hareket ettikleri ileri sürülerek dava açılmıştı. C.Savcısı bu oturumda görüşünü kısmen değiştirdi, Çelik Ölçüm’ün beraatini istedi, buna göre biz de yeniden savunma hazırlayabilmek için süre istiyoruz dedi.
Katılan vekili Asliye Ticaret Mahkemesindeki dosyayı bilmiyorum dedi.
C. Savcısı : Sanık Cevdet Bilgili vekilinin taleplerinin dosyaya subut yönünden bir katkı sağlamayacağını düşünüyoruz, zira olayımız rüşvet olup sanık Cevdet’in mahkemenin öngörmediği, mahkemenin takdir ettiği bir ücretin dışında, mahkemenin bilgisi haricinde rapor verebilmek için bir ücret talep ettiği iddia edilmekte olup, daha sonra verilen raporların ve gelişen olayların bu suçun niteliği değiştirmeyeceği düşüncesinde olduğumuzdan istemlerin reddini talep ederiz dedi.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ İSTEM GİBİ:
1. Sanık Cevdet Bilgili vekiline Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/16 esas sayılı dosyasına katılan Ali tarafından sunulan Cevdet Bilgili ve diğer bilirkişilerin düzenledikleri bilirkişi raporunun bir örneğini alması, ve bu raporun sunulduğu duruşma tutanağının bir örneğini alması için kendisine yetki verilmesine, Sanık vekiline bunları alıp duruşma gününden önce bir hafta önce mahkeme dosyasına sunmasına,

2. Sanık Cevdet Bilgili vekilinin 15.09.2007 tarihli dilekçesinde ileri sürdüğü soruşturmanın genişletilmesi istekleri dosya kapsamına göre yerinde bulunmadığından reddine.

3. Sanık Cevdet Bilgili vekiline savunmalarını hazırlaması için yine duruşma gününden önce bir hafta evvel vermesine süre verilmesine.

Bu sebeplerle duruşmanın 20.10.2006 saat 09.10’a bırakılmasına oybirliği ile karar verildi.


Başkan Üye Üye Katip

0123456 0178933 0289911 0826124




  • Sanık Cevdet Bilgili müdafii iki oturum arasında esas hakkında savunmasını yazılı olarak vermiştir. Bu savunma daha sonra ele alınacaktır.

T.C. SİNCAN Duruşma Tarihi: 20/10/2006

AĞIR CEZA MAHKEMESİ Oturum no: 5

sayfa no:1



DURUŞMA TUTANAĞI
Esas No : 2006/00666

Başkan : MEHMET HÜKÜM - 0123456

Üye : SELİM KARAR - 0178933

Üye : NEVİN UYMAZ - 0289911

Cumhuriyet Savcısı : OSMAN SAVCI - 0211999

Katip : HÜLYA YAZICI - 0826124

BELLİ GÜN VE SAATTE CELSE AÇILDI: Sanıklar ile katılan vekili ile sanıklar vekilleri hazır açık duruşmaya devam olundu.
Sanık Cevdet Bilgili vekilinin duruşma arasında verdiği yazılı savunma dilekçesi, 18.10.2006 tarihli dilekçesi ve dilekçe ekinde Hukuk Mahkemesine sunulan bilirkişi raporu ile Asliye Ticaret mahkemesi duruşma tutanağı örneği ekleri okundu.
Sanık Cevdet Bilgili vekili dilekçemizi aynen tekrar ederiz dedi.
C. Savcısı : Dosyaya geçici olarak çıktığımızdan inceleyemedik, o yüzden önceki verilen esas hakkındaki görüşe katılıp katılmayacağımız hususunda beyanda bulunacak durumda değiliz dedi.
Dosya incelendi,
G.D.İSTEK GİBİ:

1- İddia makamında değişiklik sebebi ile esas hakkındaki görüşünü hazırlaması için yeniden C.Savcılığına gönderilmesine,

Bu sebeplerle duruşmanın 16.11.2006 günü saat 10.00 a bırakılmasına oy birliği ile karar verildi.
Başkan Üye Üye Katip

0123456 0178933 0289911 0826124




  • CEVDET BİLGİLİ MÜDAFİİNİN DİLEKÇESİ

SİNCAN AĞIR CEZA

MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA

Dosya 2006/666 E.

Dilekçeyi veren : Sanık Cevdet Bilgili

Avukatları : Av. Üstün Savunman

S u ç : Rüşvet almak ve bu suça aracılık

İstem : Savunmanın CMK 216 anlamında karara esas birer kanıt olan Teknik Müşavirlerinden alınmış Teknik Görüş Ve Yenimahalle Belediyesi İmar Müdürlüğünün Yazısının sunulmasıdır.

Yüksek Mahkemenizin, soruşturmanın genişletilmesi istemini reddi karşısında, kamusal savunma, kanunun verdiği yetkiyle, savunma kanıtlarını toplamış ve Yüksek Mahkemeye bu dilekçemiz ekinde sunmuştur. Müdahile yazılan ekte sunulan yazıya cevap verilmemiştir.
I. TEKNİK MÜŞAVİRLERİN TEKNİK RAPORLARI, BİRER SAVUNMA KANITIDIR.
KAMUSAL SAVUNMA, CMK’NUN TARAFA TANIMIŞ OLDUĞU CEZA YARGILAMASINDA “UZMAN KİŞİ, BİLİRKİŞİ” BULUNDURMA, TEKNİK MÜŞAVİRİNDEN BİLİRKİŞİ RAPORU ALMA VE TEKNİK MÜŞAVİRİNİN RAPORUNA DELİL OLARAK DAYANMA HAKKINI, YANİ KISACA YASAL BİR HAKKINI KULLANMIŞTIR.
Bilindiği üzere, “Teknik sahada iştişare bilirkişilerle ve teknik müşavirlerle yapılır. Kanun teknik müşaviri “tarafların seçtiği bilirkişi” diye adlandırmıştır” (KUNTER, Nurullah : Muhakeme Hukuku dalı olarak Ceza Muhakemesi Hukuku, Yedinci Bası, Büyükçekmece / İstanbul 1981, s. 479 no. 335/III). “Teknik müşavirin mütalaası. Kanun kollektif hüküm verilmesinde rolü olan taraflara da bilirkişi seçmek yetkisini vererek, onların da teknik iştişareden faydalanabilmesini kabul etmiş ve bunu düzenlenmiş (CMK 188, 212, 215, 232)”tir (KUNTER, s. 487 no. 339). “Kanunumuza göre bunlar da bilirkişilerdir” (KUNTER, s. 487 no. 339).
GERÇEKTEN, KAMUSAL SAVUNMA, DAVA DOSYASINA, mimar tarafından hazırlanan TEKNİK RAPORU sunmuştur. Bu dilekçemiz ekinde ise, üç teknik kişiden oluşan teknik kuruldan alınan yazılı TEKNİK KURUL GÖRÜŞÜ SUNULMUŞTUR. SAVUNMA MAKAMININ TEKNİK MÜŞAVİRLERİNE HAZIRLATTIĞI BU her iki “TEKNİK GÖRÜŞLER”, konuyla ilgili "maddi gerçeğin araştırılması usulü"ne uygun BİRER TEKNİK UZMAN RAPORUDURLAR. Bu nedenle, uyuşmazlığın çözümü bakımından önemli ve değerli ve gözönüne alınması gereken bir “savunma kanıtı”dır. Yüksek Mahkeme, ihtiyaç duyduğunda teknik müşavirlerin raporlarını, bir bilirkişi incelemesi ile denetleme imkanına sahiptir.

Teknik Müşavirlerimiz, dosyaya sunulan Teknik Raporlarının içeriğindeki teknik görüşlerinden anlaşılacağı üzere, “savunma makamı” tarafından getirilmiş olan bu teknik raporlarla, sanık çelik ölçüm’ün yaptığı işle, müvekkil bilirkişiye verilen görevi ve müdahil Ali Malcı’nın tespit istemini belgeleriyle birlikte incelemişler ve vardıkları sonuçları da “gerekçeli” bir biçimde açıklamışlardır. BU “TEKNİK RAPORLARLA”, SANIK ÇELİK’İN ALİ’YE YAPTIĞI İŞİN, MÜVEKKİLİN BİLİRKİŞİLİK GÖREVİ DIŞINDA KALMIŞ OLDUĞU açık ve tartışmasız bir biçimde ORTAYA KOYULMUŞTUR.


II. BELEDİYE İMAR MÜDÜRLÜĞÜNÜN YAZISI
KAMUSAL SAVUNMA, Mahkemenin soruşturmanın genişletilmesini istemini reddi karşısında, 4667 sayılı Yasa ile değişik 1136 sayılı Yasanın 2/III maddesi gereğince KANIT TOPLAMA HAKKINI KULLANMIŞ, BELEDİYE İMAR MÜDÜRLÜĞÜNÜN YAZISINI “SAVUNMA KANITI” OLARAK DOSYAYA SUNMUŞTUR. BU SAVUNMA KANITI DA, SAVUNMANIN GETİRDİĞİ MUTEBER BİR KANITIDIR (CMUK 216). Bu savunma kanıtı ile, tespit bilirkişiliğinin yapılabilmesi için tespit isteyen Ali tarafından dosyaya verilmesi zorunlu olan inşaatların ruhsat, onaylı proje gibi teknik belge ve bilgilerin mevcut olmadığı, mahkemeye veya bilirkişiye verilmediği kanıtlanmıştır.
III. MÜDAHİL ALİ MALCI YAZILAN YAZIYA BİR CEVAP VERMEMİŞTİR.
Sunulan nedenlerle, YÜKSEK MAHKEMENİZİN, TEKNİK MÜŞAVİRLERİN TEKNİK RAPORLARI İLE BELEDİYE İMAR MÜDÜRLÜĞÜNÜN YAZISINI “SAVUNMA KANITI” OLARAK DEĞERLENDİRMESİNİ VE KARARINA ESAS ALMASINI saygı ile dilerim. ….2006
SANIK AVUKATI

AV. ÜSTÜN SAVUNMAN





  • BELEDİYE İMAR MÜDÜRLÜĞÜNÜN YAZISI

“Sayın


Üstün Savunman

Adres
İLGİ : … tarih .. sayılı dilekçeniz.


İlgi dilekçenizde İmarın .. ada .. parselinde bulunan Ali Malcı’ya ait inşaat Ruhsatının, Temel Vizesinin, Onaylı Projelerinin, Hafriyat Planı ve yol kotlarının olup olmadığının savunma kanıtı olmak ve değerlendirilmek üzere tarafınıza bildirilmesini istemektesiniz.

Belediyemiz arşivinde yapılan incelemede, söz konusu Ali Malcı inşaatlarına kaçak ve ruhsatsız olarak başlandığı, bu nedenle 3194 sayılı İmar Kanununun 32. ve 42. maddeleri uyarınca .. tarih .. sayılı Tespit Zaptı düzenlenerek inşaatların mühürlendiği, ayni fiilin devam etmesinden dolayı …. 2005 / … 2005 tarih .. sayılı tespit zaptı tanzim edildiği, …. 2005 / … 2005 tarih .. sayılı Encümen kararları ile söz konusu inşaatlar hakkında para ve yıkım cezalarının hükmedildiği, tarafınızdan sorulan hiçbir belgeye işlem dosyasında rastlanılmadığı hususunu bilgilerinize rica ederim.

Adı soyadı

İnşat Mühendisi

Başkan Yardımcısı




  • ÜÇ KİŞİLİK TEKNİK KURUL RAPORU

Konunun somut olarak anlaşılması amacıyla, teknik kurul raporundan bazı kısımların bilgi olarak verilmesi uygun görülmüştür.

  • TEKNİK MÜŞAVİRLERİN “TEKNİK RAPORLARINDA” CEVDET BİLGİLİ’NİN TESBİT BİLİRKİŞİLİK GÖREVİNİN NE OLDUĞUNA İLİŞKİN AÇIKLAMALARI

Tarihsiz Üç Uzmanın Teknik Görüşü’ne göre, “Tesbit dilekçesi talebinde yer alan hususlar : Ali Malcı tarafından İnşaat Mühendisi Çelik Ölçüm’e yaptırılmış bulunan röleve şekil ve ölçüleriyle birlikte kübaj hesapları esas alınarak ;

Cevdet Bilgili tarafından hazırlanmış olan Bilirkişi Raporunda yer alan hususlar aşağıda sıralanmıştır ;

A) Mevcut imalatlar,

B) Eksik imalatlar,

C) Ayıplı imalatlar,

D) Eksik imalatların parasal tutarı,

E) Binaların fiziksel gerçekleştirme oranı,

F) Yapılan imalatların değerlendirilmesi ”.




  • TEKNİK MÜŞAVİRLERİN TEKNİK RAPORLARINDA SANIK ÇELİK ÖLÇÜM’ÜN YAPMIŞ OLDUĞU İŞİN NE OLDUĞUNA İLİŞKİN AÇIKLAMALARI

İlk Teknik Rapor’a göre, “a) Teknik eleman Çelik Ölçüm’ün yaptığı işler / Ali Malcı’yla anlaşmış bulunan teknik eleman (İnşaat Mühendisi) Çelik Ölçüm projesiz yapılmış olan bina imalatlarının Fen ve sanat kaidelerine göre mahallinde imalat röleve ve ataşmanlarını çıkartmış ve bu ataşman ve rölevelere görede Bayındırlık Genel Teknik Şartnamesine göre keşif ve metrajları hazırlamıştır. / Yapılan bu işlem Teknik bir hizmet olup Bayındırlık Genel Teknik Şartnamesinde de Tarifi olduğu üzere Ataşman niteliğindedir”.


Tarihsiz Üç Uzmanın Teknik Görüşü’ne göre, “Dosya incelendiğinde ; / İnşaat Mühendisi Çelik Ölçüm’e (Ali tarafından) yaptırılmış bulunan işler ; Toprak hafriyat plankotesi ve kazı işleri ve tatbikat Projesi bulunmayan inşaatta, imalatların Fen ve sanat kaidelerine göre, mahallinde yapılmış bulunan ölçülerle / a- Nivelman, b- ataşmanlar / olduğu tesbit edilmiştir. / Bu çalışmalar ise Bilirkişi rapor çalışmaları dışında kalmakta olup Bilirkişinin görevleri arasında yer almamaktadır. / Bilirkişinin bitmiş binalarda, şu andaki zemin altındaki ve temeldeki toprak hafriyat miktarını hesaplayarak bilirkişi raporunda yer almasına maddeten olanak yoktur. Zira Bilirkişi Raporunun hazırlanabilmesi içinde, BİGŞ de açık olarak yer aldığı üzere Ataşman ve Röleve bilgilerine kesin olarak ihtiyaç vardır”.

  • TEKNİK MÜŞAVİRLERİN TEKNİK RAPORLARINDA SANIK ÇELİK ÖLÇÜM’ÜN ALİ MALCI’YA YAPMIŞ OLDUĞU İŞİN BİLİRKİŞİLİK GÖREVİ DIŞINDA OLDUĞUNA İLİŞKİN AÇIKLAMALARI

İlk Teknik Rapor’a göre, “Teknik olarak bu iki işlem birbirinden kesinlikle ayrı olup ; Bilirkişi Cevdet Bilgili’nin bilirkişilik raporunu (İnşaat işleri ile ilgili) hazırlayabilmesi için Çelik Ölçüm’ün Ali’ye hazırladığı ataşman, keşiflere ve çalışmalara ihtiyacı vardır”.

Tarihsiz Üç Uzmanın Teknik Görüşü’ne göre, “Yukarıda ayrı ayrı sıralanmış bulunan, her iki çalışma karşılaştırıldığında ; Ali Malcı tarafından İnşaat Mühendisi Çelik Ölçüm’e yaptırılmış bulunan çalışmanın, dosyaya sunulması gereken mevcut 2 blok 24 daireyi kapsayan % 85’i bitirilmiş binaların toprak altında kalan, temel altı ile ilgili toprak hafriyatı ile ilgili kübaj hesapları ve beton, demir metrajı ile ilgili olduğu,

Halbuki ; Bilirkişi Cevdet Bilgili’nin Mahkemeye verdiği raporunda ise, Ali Çelik Ölçüm’e hazırlatılmış olan ve eksik belgeler yerine geçen verilere dayanılarak, tesbit talebinde yer alan hususları kapsamaktadır”.

Tarihsiz Üç Uzmanın Teknik Görüşü’ne göre, “Yukarıda açıklandığı üzere, eksik belge ve bilgiler nedeniyle tesbit talebinde bulunan Ali Malcı tarafından, İnşaat Mühendisi Çelik Ölçüm’e yaptırılmış bulunan çalışma ile, Bilirkişi Cevdet Bilgili’nin Raporuyla ilgili yaptığı çalışma ayrı ayrı işlevleri yerine getirmektedir.

Raporda yer alan gerek fiyatlandırma ve gerekse hesapların tamamının Bilirkişi Vefa Çetin tarafından yapılmış olduğu tesbit edilmiştir.

Çelik Ölçüm’ün çalışması ise yalnızca Ali’nin, mevcut 2 blok 24 daireyi kapsayan % 85 imalatı bitirilmiş inşaatların fiziki doküman eksikliklerini kapsamaktadır.

SONUÇ OLARAK HER İKİ ÇALIŞMANIN TEKNİK OLARAK BİRBİRİNE KARIŞTIRILMAMASI GEREKMEKTEDİR”.



  • TEKNİK MÜŞAVİRLER TEKNİK RAPORLARINDA SANIK ÇELİK ÖLÇÜM’ÜN ALİ’YE YAPMIŞ OLDUĞU İŞİN BİLİRKİŞİLİK GÖREVİNİN YAPILMASININ “ÖN ŞARTI” OLDUĞUNA İLİŞKİN AÇIKLAMALARI

İlk Teknik Rapor’a göre, “Görülüyor ki her iki çalışma ayrı nitelikte bulunmaktadır. Kooperatif tarafından görevlendirilmiş olan Teknik eleman Çelik ÖLÇÜM tarafından verilmiş olan teknik hizmet olmadan (Röleve ve Ataşmanlar) olmadan bilirkişi raporunun tanzim edilmesi mümkün değildir”.


Gerçekten, Tarihsiz Üç Uzmanın Teknik Görüşü’ne göre, “Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesine göre, yukarıda 4. madde de sıralanmış bulunan hususlar, talep dilekçesi ekinde bulunmadığı gibi daha önceden dosyada yer almadığından, tesbit talebinde bulunan Ali tarafından İnşaat Mühendisi Çelik Ölçüm’e yaptırılmış olduğu, dosya içerisindeki, Çelik Ölçüm’ün el yazısıyla hesaplanmış bulunan sayfalardan ve yine el ile çizilmiş bunlara esas Nivelman kot ve ölçülerinden tesbit edilmiştir”.


  • TEKNİK MÜŞAVİRLERİN TEKNİK RAPORLARINDA CEVDET BİLGİLİ’NİN BİLİRKİŞİLİK GÖREVİNİ YAPABİLMESİNİN ALİ’NİN SAĞLAMAK ZORUNDA OLDUĞU PROJELERİN VE DİĞER TEKNİK BELGE VE BİLGİLERİN NE OLDUĞUNA İLİŞKİN AÇIKLAMALARI

Tarihsiz Üç Uzmanın Teknik Görüşü’ne göre, “Tesbit dilekçesinde ki talep için (2 blok 24dairelik) bir sitede : öncelikle toprak hafriyatı ile ilgili maliyet hesaplarının çıkartılması, arazinin kotlarının belirlenmesi, harita ve rölevelerinin dosya ekinde yer alması gerekmektedir. Aksi takdirde tesbit talebinde yer alan binaların maliyetlerinin temel ve saha hafriyat miktarları belli olmadan, talebin karşılanması mümkün değildir”.
“İnşaatı uzun yıllar devam etmiş olan ve toprak altında kalmış bulunan toprak hafriyatı ile ilgili, 24 dairelik sitede yıllara göre yapılmış olan ödemelerle ilgili hakediş raporlarının ve bunlara esas alınacak, yeşil defter, ataşman ve rölevelerin, mimari ve betonarme projelerinin bilirkişilere verilmesi gerekmektedir. Bütün bu dökümanların temini, hasımsız olan tesbitte, tesbiti isteyene ait olduğu bir gerçektir. Ayrıca Kaba inşaatta kullanılmış bulunan betonla ilgili, çimento ve agrega miktarlarının tesbit edilebilmesi için, metraj ve keşiflerinin çıkartılması işi uzun bir çalışmayı gerektireceğinden böyle bir çalışmanın herhangi bir doküman olmadan, bilirkişi tarafından yapılmasına maddeten imkan yoktur. Bilirkişilik hizmeti teknik bilgi ve belgele(r)in mevcudiyetine dayanılarak yerine getirilebilir”.

Tarihsiz Üç Uzmanın Teknik Görüşü’ne göre, “Bilirkişi tarafından, tatbikat projeleri bulunmayan 2 bloktan müteşekkil 24 daireli bir sitenin tamamının % 85’e yakın bölümünün bitmiş olduğu binalarda yukarıdaki belgeler olmaksızın toprak hafriyat hesaplarının çıkarılması mümkün değildir. / Bu nedenle Ataşman niteliğini taşıyan mevcut geçmiş imalatlarla ilgili Kotları bulunmayan bir inşaat işinde, tesbit raporu hazırlanabilmesi için tüm ölçüleri içeren nivelman hesaplarıyla birlikte BİGŞ de yer alan Röleve mahiyetindeki çizim ve hesapların ayrıca geçici hakediş raporlarına esas yeşil defterlerin bilirkişiye verilmesi gerekmektedir”.


  • 26.03.2007 DERS GÜNÜ NOTLARI :

Yargılama, 03.06.2006 ve 21.07.2006 günlü oturumlarda yapılan duruşmalarla son aşama olan “karar” aşamasına gelmiştir.
21.07.2006 günlü oturumda, Mahkeme başkanı, katılan tarafın tanığı Emin Doğrucu’nun dinlenmesinden sonra, “kovuşturmayı” kapatacağını, karar aşamasına geçeceğini açıklamıştır.


  • CMK 2/1,f : “KOVUŞTURMA : İDDİANAMENİN KABULÜYLE BAŞLAYIP, HÜKMÜN KESİNLEŞMESİNE KADAR OLAN EVREYİ, .. İFADE EDER”.

SORU 1 : KANUNUN TANIMINA GÖRE, KOVUŞTURMA, HANGİ AŞAMALARDAN OLUŞUR ?


Kanunun tanımına göre, kovuşturma, iddianamenin kabulü ile kamu davasının başlamasından kararla sona ermesine, İstinaf mahkemelerinin kurulması ve göreve başlamasından sonra istinaf aşamasını ve temyiz aşamasını kapsar.
SORU 2 : TEMYİZ EDİLEN BİR CEZA KARARI NE ZAMAN KESİNLEŞİR ?

EV ÖDEVİ SORUSUDUR.


Mahkeme başkanı, soruşturmayı kapatmadan önce, doğru bir biçimde tarafları uyarmış, onlara kovuşturmanın genişletilmesi istemleri olup olmadığını sormuştur ;
Taraflardan ayrı ayrı kovuşturmanın genişletilmesi istemleri olup olmadığı soruldu.

Yoktur dediler”
SORU 3 : KOVUŞTURMANIN GENİŞLETİLMESİ İSTEMİ NEYİ İFADE EDER ?
Yeni delil gösterilmesini, tarafın elindeki delili vermesini veya başka yerde bulunan delilin getirilmesini ifade eder.

Mahkeme başkanı, karardan önce, kanuni sırasına göre taraflara son sözleri için söz vermiştir (CMK 216/1). Katılan vekili esas hakkında iddiasını ve Cumhuriyet savcısı esas hakkında görüşünü bildirmiştir. Sanıklar müdafileri ise, esas hakkında savunmalarını yazılı olarak yapmak için süre isteminde bulunmuşlardır.


Mahkeme, müdafilerin bu istemini uygun bulmuş ve savunmaların hazırlanması için süre verilmesini karara bağlamıştır :

“G.D. İSTEK GİBİ



  1. Sanık vekillerine yazılı savunmada bulunmaları için süre verilmesine,

Bu sebeplerle duruşmanın 10.09.2006 saat 10.00’a bırakılmasına oy birliği ile karar verildi”.
SORU 4 : OLAYDA, KATILAN VEKİLİ İLE CUMHURİYET SAVCISI ESAS HAKKINDA GÖRÜŞLERİNİ AÇIKLADIKLARINA GÖRE, MÜDAFİLERİN YAZILI SAVUNMA İÇİN SÜRE İSTEMLERİ YERİNDE BİR İSTEM MİDİR, YOKSA, DAVAYI UZATMATA YÖNELİK HAKKIN KÖTÜYE KULLANILMASI NİTELİĞİNDE BİR İSTEM MİDİR ?
Mahkeme doğru bir uygulama yapmış, savunmanın eksiksiz, tam ve gereği gibi yapılması için savunmaya süre tanımıştır. Yargıtay’ın savunmanın tam olarak sağlanmasına ilişkin görüşü kökleşmiştir. Örneğin, “Sanığın son oturuma girmeden mazeret dilekçesi vererek savunma için duruşmanın saat 11’e bırakılmasını veya kısa bir mühlet verilmesini istediği halde CMUK. nun 251. maddesi gereğince bu talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden savunma hakkı kısıtlanarak hüküm tesisi yasaya aykırıdır”19
Bu aşamada, sanık Cevdet Bilgili’nin müdafi 23.07.2006 tarihinde istifa etmiş, davadan çekilmiş, durumu Cevdet Bilgili’ye usulüne uygun bildirmiş, imzası karşılığı dosyasını kendisine vermiştir.
Cevdet Bilgili, 03.09.2006 tarihinde, bir arkadaşının tavsiyesi ile Av. Üstün Savunma’ya başvurmuştur. Av. (A) dosyayı incelemiş, bu aşamada savunmayı üstlenmiştir. Av Üstün Savunma, bir yandan dilekçesini hazırlarken, diğer yandan, her iki sanığın yaptığı işin niteliğinin, iki işin birbiriyle olan ilgisinin, bu bağlamda, Çelik’in yaptığı işin bilirkişilik görevine konu işin kapsamı içinde, yani iki işin farklı işler olup olmadığının belirlenmesi için, uzman bir kişi olan Mimar Adnan Proje’ye yazılı olarak başvurmuş 20, Çelik’in yaptığı çalışmaya ait teknik belge ile bilirkişi Cevdet Bilgili’nin tespit raporunu vermiş, ücreti karşılığı yazılı görüşünü istemiştir. Mimar Adnan Proje, üç sayfadan oluşan 06.09.2006 tarihli yazılı görüşünü vermiştir.
Av. Üstün Savunma, duruşmadan iki gün önce, 08.09.2006 tarihli dilekçesi ve ekinde Mimar Adnan Proje’nin 06.09.2006 tarihli yazılı görüşüyle, kovuşturmanın genişletilmesi istemiyle birlikte dava hakkında açıklamada bulunmuştur.
Görüldüğü üzere, Av. Üstün Savunma, dilekçesi ve eki teknik görüşle, veriliş tarihi ve içeriği itibariyle, üç ayrı işlevin yerine getirilmesini amaçlamıştır :
Birinci işlev : Cevdet Bilgili’nin yeni müdafisi, 03.09.2006 tarihinde, yani duruşmadan tam bir hafta önce aldığı bir işle ilgili çalışmasını yapmıştır. Müdafi, dilekçesini, duruşmadan iki gün önce mahkemeye vermiştir.

SORU 5 : MÜDAFİ DİLEKÇESİNİ DURUŞMADA VEREMEZ Mİ ?

Verebilir.

SORU 6 : MÜDAFİ DİLEKÇESİNİ NİYE İKİ GÜN ÖNCE VERMİŞTİR ?

Mahkemenin dilekçeyi daha iyi incelemesine olanak sağlamak için vermiştir.
SORU 7 : MAHKEMENİN DİLEKÇEYİ DAHA İYİ İNCELEMESİNE OLANAK SAĞLANMASININ CEZA YARGILAMASI BAKIMINDAN KARŞILIĞI NE OLABİLİR ?

Mahkemenin savunmayı daha iyi takdirine olanak sağlanmasıdır.


SORU 8 : MÜDAFİNİN DİLEKÇEYİ DURUŞMADA VERMESİ İLE İKİ GÜN ÖNCE VERMESİNİN MAHKEMENİN SAVUNMAYI TAKDİRİNE BİR ETKİSİ OLABİLİR Mİ ?

Olamaz. Mahkeme, her iki durumda da savunmayı incelemek ve gereği gibi takdir etmekle görevlidir. Önemli olan, mahkemenin savunmanın hukuki değerini tam olarak takdiridir. Mahkeme, gerekirse, bunun için duruşmayı ertelemelidir.


SORU 9 : MÜDAFİNİN DİLEKÇEYİ DURUŞMADA VERMESİ İLE İKİ GÜN ÖNCE VERMESİNİN MAHKEMENİN SAVUNMAYI TAKDİRİNE BİR ETKİSİ YOKSA, DURUŞMADA VERMENİN NE SAKINCASI VARDIR ?

Mahkeme, duruşmada verilen bir savunmayı, a) duruşmada incelemek suretiyle takdir edebilir, b) duruşmaya kısa bir ara vermek suretiyle takdir edebilir, c) duruşmayı ertelemek suretiyle takdir edebilir. Hukuki bir nitelik taşımamakla birlikte, uygulamadan edinilen deneylere göre, ilkinde savunmanın reddi kabulüne göre yüksek bir olasılıktır. İkincisinde, red olasılığı ilkine göre biraz azalır. Üçüncüsünde savunmanın kabulü veya reddi olasılığı eşittir.

Öte yandan, sanığın müdafi değiştirmesi kendi sorunudur. Mahkeme, sanığa ve müdafiine, savunmasını hazırlaması için yeterli süreyi vermiştir. Mahkeme, duruşmada verilen bir savunma dilekçesini, sanığın ve müdafiinin kararı erteletme, davayı uzatmaya çalışma olarak algılayabilir. Böyle bir algılama, savunmanın ciddiye alınmasını engeller.
İkinci işlev : Müdafi, hukuki gerekçesini göstermek, bir Mimar’ın konuya ilişkin yazılı görüşünü almak, yani teknik kişinin yazılı görüşüne dayanmak suretiyle, kovuşturmanın genişletilmesi isteminde bulunmuş, sanık Çelik’in yaptığı işin bilirkişinin görevinin kapsamı dışında olup olmadığının teknik bir konu olması nedeniyle bilirkişi aracılığıyla incelenmesi isteminde bulunmuştur.
Av. Üstün Savunma, dilekçesinin “Kovuşturmanın Genişletilmesi İstemi” başlığı altında, özetle,

Sanık Çelik’in Ali Malcı’ya yapmış olduğu iş, bilirkişilik görevinin kapsamı dışındadır,

Sanık Çelik, bilirkişilikle görevlendirilmiş bir kimse değildir,

Bir iş, memuriyet, yani bilirkişilik görevinin dışında kalmakta ise, böyle bir işle ilgili memur sayılmaya bağlı (TCK 6) 21 “özgü suç” 22 (mahsus suç) işlenmesi olanağı yoktur,

Yüksek Mahkeme, öncelikle, sanık Çelik’in Ali Malcı’ya yapmış olduğu işin, Cevdet Bilgili’nin bilirkişilik görevinin kapsamı dışında olup olmadığını belirlemekle görevlidir,



Cevdet Bilgili’ye verilen bilirkişilik görevinin içinde sanık Çelik’in yapmış olduğu işin olup olmadığının belirlenmesi işi, “teknik” (fen) iştir, hukuki bir iş değildir,

Bu nedenle, Yüksek Mahkeme, her şeyden önce, “bilirkişi” aracılığı ile bu konuyu belirlemelidir,



gerekçesiyle, diğer sanığın yaptığı işin müvekkilinin bilirkişilik görevine girip girmediği “teknik” işinin, uzman teknik bilirkişi aracılığıyla tespit ettirilmesi isteminde bulunmuştur.
Müdafi, karar aşamasında görev aldığı bir davada, kendisine göre davayı önemli ölçüde sanıktan yana değiştirtecek bir delil (teknik kişinin / mimarın yazılı görüşü) vermiştir. Müdafi, bu delili ile, savunma açısından maddi gerçeği ortaya koymaya çalışmış, bunu yaparken, delili ile ispat edilmek istenilen olayın karara etkisi olduğunu göstermiştir (CMK 206/2,b).
Müdafi, bu delili vermekle yetinmemiş, bu delili aracılığı ile, mahkemeyi, yargılamada yapılmayan isteme konu hukuki tartışmanın bilirkişi aracılığıyla yapmaya zorlayan bir istemde bulunmuştur (CMK 63).

SORU 10 : OLAYDA OLDUĞU GİBİ KARAR AŞAMASINDA YENİDEN KOVUŞTURMANIN GENİŞLETİLMESİ İSTEMİNDE BULUNMAK MÜMKÜN MÜDÜR ?

Mümkündür. Önemli olan maddi gerçeğin araştırılmasıdır. Bu bağlamda, soruşturmanın genişletilmesi istemi, CMK 206’daki delilin reddini gerektiren bir durum söz konusu olmadıkça, sadece geç bildirilmiş olması nedeniyle reddedilemez (CMK 207).

Nitekim, Yargıtay Ceza Genel Kurulu, bir kararında, “Oysa, hüküm kesinleşinceye kadar inceleme imkanı bulunan delillerin ele alınıp değerlendirilmesine engel teşkil edecek bir hukuk kuralı yoktur. Tersine bu gibi hallerde ceza sorumluluğu esaslarına uygun bir hüküm kurulabilmesi ve adaletin tam olarak gerçekleşmesi için, öne sürülen bütün delil ve belgelerin tartışılması zorunludur” 23 denilmektedir.



  • CMK 206/2 : “ORTAYA KONULMASI İSTENİLEN BİR DELİL AŞAĞIDA YAZILI HALLERDE REDDOLUNUR :

A) DELİL, KANUNA AYKIRI OLARAK ELDE EDİLMİŞSE,

B) DELİL İLE İSPAT EDİLMEK İSTENİLEN OLAYIN KARARA ETKİSİ YOKSA,

C) İSTEM, SADECE DAVAYI UZATMAK MAKSADIYLA YAPILMIŞSA”.

CMK 207 : “DELİLİN ORTAYA KONULMASI İSTEMİ, BUNUN VEYA İSPAT EDİLMEK İSTENEN OLAYIN GEÇ BİLDİRİLMİŞ OLMASI NEDENİYLE REDDEDİLEMEZ”.


SORU 11 : MÜDAFİNİN DİLEKÇESİ EKİNDE VERDİĞİ MİMARIN YAZILI GÖRÜŞÜNÜN CEZA YARGILAMASI HUKUKUNDA NİTELİĞİ NEDİR ?

Delil veya delilin değerlendirilmesi aracı gibi teknik tartışmalara girilmeksizin, uzman kişinin yazılı görüşü 24, bilirkişi görüşü gibi savunma delilidir (CMK 177,178,179, 68/3). Beyan delili içinde, sanık ve tanık beyanı dışında kalan uzman kişinin beyanıdır.


SORU 12 : UZMAN KİŞİNİN NİTELİĞİ NEDİR ?

Tarafın bilirkişisidir 25. CMK 179/1’de açık olarak tarafın doğrudan doğruya davet ettireceği veya duruşma sırasında getireceği bilirkişiden söz etmektedir.



  • CMK 179 : (1) SANIK, DOĞRUDAN DOĞRUYA DAVET ETTİRECEĞİ VEYA DURUŞMA SIRASINDA GETİRECEĞİ BİLİRKİŞİ VE TANIKLARIN AD VE ADRESLERİNİ CUMHURİYET SAVCISINA MAKUL SÜRE İÇİNDE BİLDİRİR.

(2) CUMHURİYET SAVCISI DA, İDDİANAMEDE GÖSTERİLEN VEYA SANIĞIN İSTEMİ ÜZERİNE DAVET EDİLEN TANIK VE BİLİRKİŞİLER DIŞINDA GEREK MAHKEME BAŞKANI VEYA HAKİM KARARIYLA, GEREK KENDİLİĞİNDEN BAŞKA KİMSELERİ DAVET ETTİRECEK İSE BUNLARIN AD VE ADRESLERİNİ SANIĞA YİNE MAKUL SÜRE İÇİNDE BİLDİRİR”

Üçüncü işlev : Müdafi, uzman kişinin yazılı görüşünü savunma kanıtı olarak vermek, kovuşturmanın genişletilmesi istemi yoluyla bilirkişi incelemesi yapılması isteminde bulunmakla yetinmemiş, sanığı savunmasız bırakmamak amacıyla, mevcut delil durumuna göre “dava hakkında açıklama” başlığı altında yazılı savunmasını da vermiştir.
SORU 13 : MÜDAFİNİN DİLEKÇESİNDE ESAS HAKKINDA SAVUNMA YERİNE, “DAVA HAKKINDA AÇIKLAMA” DEYİMİNİ KULLANMASI BİLİNÇLİ BİR KULLANMA MIDIR, YOKSA, GELİŞİGÜZEL YAPILMIŞ BİR İFADE MİDİR ?

Bilinçli kullanılan bir ifadedir. Çünkü, müdafi, karar aşamasında, uzman kişinin yazılı görüşünü savunma kanıtı olarak vermiş + bilirkişi isteminde bulunmuştur. Müdafi, bu iki ayrı kanıtıyla kovuşturmanın genişletilmesi isteminde bulunmuştur. Mahkeme, müdafiinin verdiği yazılı kanıt ile bilirkişi istemi hakkında karar vermeden önce, tarafların görüşlerini alacaktır. Bu işlemle, kovuşturma aşamasına dönülmüş olunacaktır. Dolaysıyla, müdafiinin, esas hakkında savunma yerine dava hakkında açıklama deyimini kullanması doğrudur.


SORU 14 : MÜDAFİNİN, TALEBİNİN REDDİ HALİNDE, SAVUNMA İÇİN YENİDEN SÜRE İSTEMESİ DOĞRU MUDUR VEYA MAHKEMENİN SÜRE VERMEMESİ SAVUNMA HAKKININ KISITLANMASI SAYILABİLİR Mİ ?

Hayır. Olayda, sanığa, savunması için 21.07.2006 tarihinde süre verilmiştir. 10.09.2006 tarihine kadar bu süre savunmanın hazırlanması için gereğinden uzun bir süredir. Müdafinin yeni süre istemi, hakkın kötüye kullanılmasıdır.


SORU 15 : MAHKEMENİN, KOVUŞTURMANIN GENİŞLETİLMESİ İSTEMİNİ REDDİNDEN SONRA, MÜDAFİNİN DAVA HAKKINDA AÇIKLAMASINI ESAS HAKKINDA SAVUNMA OLARAK NİTELEMESİ MÜMKÜN MÜDÜR ?

Mümkündür. Fiilin, maddi olguların hukuki nitelendirilmesi ve savunmanın takdiri mahkemeye aittir.


Müdafi, dava hakkında açıklamasında,

a) Olayda, sanıklar arasında iştirak iradesi ve buna dayalı olarak iştirak ilişkisi mevcut bulunmamaktadır. Oluşa ve mevcut kanıtlara göre de böyle bir iştirak fiili ile iradesinin olması da mümkün değildir. Bu demektir ki, sanık Çelik’in fiili ayrı ve bağımsız bir fiil, Cevdet Bilgili’nin fiili ayrı ve bağımsız bir fiildir.

Sanık Çelik’in ayrı ve bağımsız olan fiili, ticari bir iştir ve herhangi bir suçun konusunu oluşturmaz. Çelik’in yapacağı iş, nivo adlı bir aletle yapılmakta, bu alet de Çelik de bulunmaktadır. Çelik’in ticari ilişki konusu fiili, herhangi bir suçu oluşturmaz. Bu nedenle, olayda, müvekkilin rüşvet suçunu, diğer sanığın da rüşvete aracılık suçunu işlemesi, “suçun maddi unsurunun” yokluğu nedeniyle söz konusu değildir.

b) Müvekkilin ayrı ve bağımsız fiili ise, TCK 257/1’e aykırılık oluşturmaz. Cevdet Bilgili, keşifte ve ayrıca diğer bilirkişilerle mahallinde gerekli incelemeleri yapmış, bu suretle raporunu vermiştir. Cevdet Bilgili, Ali Malcı’nın sanık Çelik’e hazırlattığı teknik belge sonuçlarından yararlanmak suretiyle tespit raporunu vermiştir. Bu tespit raporu, inşaatların mevcut durumuna, işin tekniğine uygun bir rapordur. Yüksek Mahkeme, isterse, bu tespit raporunun işe uygunluğunu, bilirkişi aracılığı ile tespit ettirebilir.

c) Cevdet Bilgili’nin mahkemenin verdiği bilirkişilik görevinden ayrı ve bağımsız “durumu mahkemeye bildirmeme” fiili, TCK 257/2’ye de aykırılık oluşturmaz. Mahkeme, aksi görüşte ise, Cevdet Bilgili’nin ihmali harekete konu fiili sadece TCK 257/2’ye aykırılık oluşturabilir.



ç) Dosyada mevcut delil durumu ve oluşa göre, halen birbirinden ayrı iki ihtimal varlığını korumaktadır. Bu ihtimallerden ilki, katılan tarafın, “her iki sanığın birlikte gelip, raporun hemen verilmesinin karşılığı olarak, 15.000 YTL paranın istenmesi” iddiasına konu ihtimaldir. İkinci ihtimal ise, söz konusu paranın sanık Çelik’in sözleşmeye dayalı olarak yapıp teslim ettiği işin bedelinin bir kısmının makbuz karşılığı alınmasına savunmasına konu ihtimaldir.
İspat yönünden bu iki ihtimal eş değerlidir. Ortada birinin diğerine tercih edilmesini gerektiren bulgusal / olgusal / akılsal herhangi bir kanıt mevcut bulunmamaktadır. Bir davada en azından iki ihtimal, teke indirilmediği sürece, ortada göz önüne alınması gereken bir “şüphe” vardır. Mahkeme, müvekkilim bakımından iki ihtimali teke indirmeden, cezalandırma kararı veremez, aksine, “şüphe sanık lehine” kuralını uygulamak ve beraat kararı vermek zorundadır.

gerekçeleriyle, beraat, aksine, cezalandırma kararı verilecekse, sanık hakkında lehe takdir ve indirim nedenlerinin uygulanması (TCK 62, 52, 51) isteminde bulunmuştur.


T.C. SİNCAN Duruşma Tarihi: 10/09/2006

AĞIR CEZA MAHKEMESİ Oturum no: 3

sayfa no:1

DURUŞMA TUTANAĞI
Esas No : 2006/00666

Başkan : MEHMET HÜKÜM - 0123456

Üye : SELİM KARAR - 0178933

Üye : NEVİN UYMAZ - 0289911

Cumhuriyet Savcısı : ALPER İDDİA - 0211983

Katip : HÜLYA YAZICI - 0826124


BELLİ GÜN VE SAATTE CELSE AÇILDI: Taraf vekilleri ile sanıklar hazır açık duruşmaya devam olundu.
Sanık Cevdet vekilinin 08.09.2006 tarihli dilekçesini ve ekinde vekaletnamesini verdiği görüldü, sanık Çelik vekilinin yazılı savunma dilekçesi ve ekinde Yargıtay karar örnekleri okundu.

Katılan eski iddialarımızı tekrar ederiz dedi.



C. Savcısı : Geçen oturumdaki esas hakkındaki görüşümüzü tekrar ederiz, aynen tekrar ederiz dedi.

Sanık Cevdet Bilgili vekili Av. Üstün Savunma’dan soruldu :

Duruşma arasında verdiğimiz dilekçe iki aşamalıdır. Birinci aşamada soruşturmanın genişletilmesi isteklerini bildirmiştik. Bu dilekçeyi aynen tekrar ediyoruz. Bu konudaki isteklerimiz karara bağlanırsa gerekirse söz alacağız dedi ve ayrıca soruşturmanın genişletilmesine yönelik olarak 10.09.2006 tarihli bir sayfa dilekçe verdi alındı dosyasına konuldu.

Sanık Çelik Ölçüm vekilinden esas hakkındaki savunmaları soruldu, yazılı savunmamızı aynen tekrar ederiz, müvekkil yönünden rüşvet suçunun unsurları oluşmamıştır, para yapılan hizmete karşılık alınmıştır, beraatini talep ediyoruz dedi.



C. Savcısı : Sanık Cevdet vekilinin soruşturmanın genişletilmesine yönelik istemleri tarafımızca değerlendirilmiştir. Bizce dosya subut buldu ve araştırılacak başka bir husus kalmadığından görüşümüz bildirilmiştir. Sanık vekilinin istemleri dosyada subut yönünden bir katkı sağlamayacağı zira araştırılacak başka bir husus olsa veya şüpheli bir konu olsaydı görüş bildirmememiz mümkün değil idi bu nedenle bizce yerinde olmayan istemlerin reddine karar verilmesini talep ederiz dedi.

Dosya incelendi.

G.D. : Sanık Cevdet Bilgili vekilinin duruşmada verdiği ve duruşma öncesinde verdiği 08.09.2006 tarihli dilekçesinde kovuşturmanın genişletilmesine ilişkin istemler dosya kapsamına dosyada mevcut kanıt durumuna olayın oluş biçimine göre yerinde bulunmadığından reddine oybirliğiyle karar verildikten sonra açık duruşmaya devam olundu.



Sanık Çelik vekilinden esas hakkındaki savunması soruldu, yazılı dilekçesini tekrar eder nitelikte sözlü beyanlarda bulundu.

Dosya incelendi.

G.D. İstek gibi,

1- Dosyanın heyetçe incelemeye alınmasına, bu sebeplerle duruşmanın 22.09.2006 saat 09.00’a bırakılmasına oy birliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip

0123456 0178933 0289911 0826124
SORU 16 : MAHKEMENİN SON KISIMDA USULİ BİR EKSİKLİĞİ SÖZ KONUSU MUDUR?

Evet. Mahkeme, Cevdet Bilgili müdafiinin kovuşturmanın genişletilmesi isteminin reddi kararından sonra, sanık Çelik müdafiine yeniden esas hakkında savunması için söz vermiş, ama, Cevdet müdafiine bu hakkı tanımamıştır.


SORU 17 : BU USULİ EKSİKLİK ESASLI MIDIR ?

Evet. Cevdet müdafii, kovuşturmanın genişletilmesi istemiyle ilgili beyanında, Bu konudaki isteklerimiz karara bağlanırsa gerekirse söz alacağız” demiştir. Mahkeme, Cevdet müdafiine esas hakkında savunmasını yapması için söz vermemiş, büyük bir ihtimalle unutmuştur. Ama, burada, savunma yaptırılmamıştır. Bu esaslı usul yanlışıdır.


SORU 18 : MAHKEMENİN BU USULİ EKSİKLİĞİNE KARŞIN, CEVDET MÜDAFİİNİN ESAS HAKKINDA SAVUNMA İÇİN SÖZ İSTEMİNDE BULUNMAMASI BİR EKSİKLİK DEĞİL MİDİR ?

Müdafi, dosya incelendi, gereği düşünüldü denilmeden, yani karara geçilmeden önce söz alıp, bu durumu dile getirebilirdi. Ama, müdafiinin, bunu yapmaması bir hata değildir. Müdafi, belki de mahkemenin böyle bir esaslı hata yapmasına, bu durumu bir temyiz sebebi olarak kullanmak amacıyla ses çıkarmamış olabilir. Bu durum, kamusal savunma makamının çeşitli yetki ve görevleri arasından tartışılabilir. Ancak, burada asıl sorumlu, duruşmayı yöneten Mahkeme başkanıdır.


SORU 19 : MAHKEMENİN BU DURUŞMADA YAPTIĞI BAŞKA BİR ESASLI USULİ HATA VAR MIDIR ? Vardır. Sanıklara esas hakkında savunma için söz vermemiştir.

1   2   3   4   5   6   7   8   9




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin