Başkent üNİversitesi hukuk faküLtesi


Soyadı : …. Doğum tarihi : …



Yüklə 0,8 Mb.
səhifə8/9
tarix08.01.2019
ölçüsü0,8 Mb.
#93370
1   2   3   4   5   6   7   8   9

Soyadı : …. Doğum tarihi : …..


Adı : C Doğum yeri : ….

Baba adı : …. Cinsiyeti : Erkek

Ana adı : ….. Nüf.Kayıtlı (il-ilçe-köy) :

…..- ……- ……



ŞAHSIN GÖZALTINA ALINDIĞI:

Tarih-Saat : 02.04.2006 Saat 14.10

Yer (Cad. Sok. vs..) : ……..

RÜŞVET ALMAK suçu isnadı ile göz altına alındınız, başka suçlara karışmış olma ihtimaliniz de aynı zamanda soruşturma kapsamındadır. Yürürlükteki mevzuata göre aşağıda belirtilen haklarınız bulunmaktadır.



  1. Kimliğinizle ilgili sorulara doğru cevap vermek zorundasınız. Kimliğinizle ilgili bilgileri vermemeniz veya yanlış bilgi vermeniz suç teşkil edecektir.

  2. İsnat edilen suç hakkında açıklamada bulunmama, yani susma hakkına sahipsiniz.

  3. Yakalandığınızı ve/veya göz altına alındığınızı yakınlarınıza haber verme hakkınız vardır soruşturma konusunun açığa çıkması bakımından kesin bir mahsur doğmayacaksa haber vermek istediğiniz yakınınıza veya Büyükelçiliğinize/ Konsolosluğunuza durum derhal bildirilecektir.

  4. Aleyhinize var olan şüpheleri ortadan kaldırmak için lehinize hususları öne sürebilirsiniz.

Müdafi tayin hakkınız vardır. Müdafi ile görüşme ve konuşma hakkınız vardır. Müdafiiniz ifade alma esnasında hazır bulunabilir.

  1. Yakalamaya ve gözaltı süresinin uzatılmasına karşı hakime itiraz hakkınız vardır.

İsnat olunan suçla ilgili olarak tarafıma okunan form olarak bir nüshası verilen haklarımın neler olduğunu anladım.

Şahsın İmzası .........

Yukarıda adı ve açık kimliği yazılı Şüpheliye/sanığa isnat olunan suçla ilgili haklarını açıkladım ve kendisi tam anlamıyla anlayarak imzaladı. Formun bir nüshası kendisine verildi. 02.04.2006

GÖREVLİNİN:

SİCİLİ :


BİRİMİ : .. Emniyet Amirliği İmzası :

  • CEZA YARGILAMASI HUKUKUNA İLİŞKİN GENEL NOTLAR




  • YARGILAMA FAALİYETİNDE GÖREVLİLERİN YARGININ KALİTESİNE ETKİLERİ

Türk yargısında (AY 2), yargılama yapacak organ Anayasa (AY 9, 138), ceza yargılamasına katılacaklar, usul ve esaslar, genel olarak 5271/CMK ile gösterilmiştir. Kamu davasında, iddia, savunma, karar organı ve kişi olarak görevli kişiler, farklı yasalarla farklı derecelerdeki yetkilerini yargı erkinden alırlar (AY 9). Ceza yargılamasında görevli organlar, mahkeme, iddia makamı (savcılık), savunma makamıdır (müdafi). Kişi olarak görevliler ise yargıç, savcı, avukattır (CMK 2).


Yargının, toplumun korunması, toplumsal barışın sağlanması ve geliştirilmesi vb işlevleri vardır. Yargının hukuki anlaşmazlıkları sona erdiren kararları, bir ceza normu 77 olan hüküm fıkrasının 78 sonuçlarıyla birlikte uygulanmasının zorunlu olması nedeniyle “otorite” taşırlar (normun etkinliği) 79. Yargı kararı, muhataplarının karara uygun davranmalarını sağlar 80. Bu yönü ile, yargı kararının etkinliği, soyut kuralın somut olaya uygulanmasındaki başarısına, yani hukuka uygunluğuna ve süresine bağlıdır. Yargı, bu etkisi ile bir amaç olduğu kadar, toplumu düzenleyen araçlardan birisidir. Yargının bu etkisinin gücü kalitesi ile orantılıdır. Yargının kalitesi, yargı kararının adilliği ve etkinliği ile sıkı biçimde ilgilidir.
Bu bağlamda, yargının kalitesi, uygulama, yani soyut hukuk kuralının somuta olaya uygulanmasındaki dikkat, özen, mesleki beceri ile ilgilidir. Bu demektir ki, yargının kalitesi, aynı zamanda yargılama faaliyetinde görev alanların mesleki kişilikleri ve işlerinin kalitesi ile bağıntılıdır.
Yargıç, savcı ve avukatın, yargılama faaliyetinin iki ana elemanı olan, a) somut olayı, yani dava konusu çekişmeli ve çekişmesiz maddi olguları veya olgular bütününü, b) somut olaya uygulanacak hukuk kuralını iyi belirlemeleri ve uygulamaları gerekir. Mahkemelerin çok sayıda davaya baktıkları, ağır iş yükü altında olduğu doğrudur. Ama, bu durum, mahkemelerin daha kaliteli iş yapmalarına engel değildir.
Yargıç, savcı, avukatın, görev aldıkları somut olaylardaki mesleki bilgi, özen ve becerileriyle yargılamaya yaptıkları bireysel ve ortak çaba ve katkı, somut olaydaki yargının kalitesini belirler. Somut olaylardaki yargı kalitesinin artışı, Türk yargısının kalitesini artıracaktır. Yargının kalitesinin artışı, toplumun ortak yararıdır. Yargının kalitesinin yükselmesi, bir anlamda, sonunda toplumun kalitesinin yükselmesidir. Hukuk devleti niteliği ve hukukun üstünlüğü ilkesi ile yargının etkinliği ve kalitesi arasında açık bağıntı vardır.
Tüm yargılama görevlileri, dava konusu maddi olgulara uygulanacak hukuk kuralına ilişkin olarak, a) emsal (örnek) yargısal kararları, b) bilimsel görüşleri araştırıp, inceleyip, kararına, iddiasına / savunmasına esas almak suretiyle, somut olaydaki yargının kalitesini artırma olanağına sahiptirler.
Yargıç, soyut kuralı somut olaya uygulayan, yani karar veren kişidir. Yargıç, farklı işlere bakmaktadır. Farklı işlerde olsa, ceza yargılamasının usul ve kuralları değişmemektedir 81. Ceza kanunlarında kanunilik ilkesi gereğince “buluşa” yer yoktur 82, hukuki kalıpların ve normun olaya “doğru uygulanması” vardır. Yargıç, soyut kuralı, somut olayda ceza usul hukuku ilke ve kurallarına göre uygulayacaktır. Dolayısıyla, yargıç, her davada, uyuşmazlık konusu fiilleri ve maddi olguları belirleyecek, usuli işlemlerin ve ispat araçlarının (delilleri) hukuka uygun yapılmasını, toplanmasını sağlayacak ve ispatın sonucuna göre soyut kuralı somut olaya uygulayacak, önce, suçun unsurlarının oluşup oluşmadığını belirleyecek, sonra suç oluşmuşsa, cezayı saptayacak ve bireyselleştirecektir.
Ceza yargılamasında resen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu tür davalarda, maddi gerçeği resen araştırmakla görevli olan yargıcın, yargılamayı resen yürütmesi, avukatın ve savcının yargının kalitesindeki sorumluluğunu azaltmamaktadır.
Kuşkusuz, yargıç için söylenenlerin daha fazlası avukatlar için geçerlidir. Avukatlar, mesleki bilgi, deney ve becerileriyle, taraflarla ilk bağı kuran, iddia ve savunmayı oluşturan, dava malzemesini toplayan, yani kişinin elinde olan belge, bilgi, kayıtlardan oluşan yazılı kanıtları ve bildireceği sözlü kanıtları alır, Avukatlık Kanunun 2. maddesinin verdiği yetki çerçevesinde ilgili kurumlardaki konuyla ilgili belgeleri inceler ve örneklerini alır, yargılamada, duruşmada ve sonrasında, dava malzemesini işleyen ve değerlendiren, iddianın ve savunmanın kaliteli yapılmasını sağlayan, bu suretle, kararın kalitesini doğrudan etkileyen meslek insanlarıdır. Avukatların yargının kalitesindeki sorumluluğu, yargıcın sorumluluğundan daha fazladır. Çünkü, avukatların iş sayısı ve yükü mahkemelerin iş yükü ile karşılaştırılamaz. Özellikle, avukatların, dava malzemesinin toplanması, iddia ve savunmanın oluşturulmasındaki yetki ve görevleri nedeniyle, yargının kalitesi açısından yargılama faaliyetindeki konumları ve sorumlulukları, yargıca ve savcıya göre önceliklidir 83.
Cumhuriyet Savcısının görevi ise, bir olayda, kamu adına kuşkunun yenilmesini sağlamak suretiyle maddi gerçeğin araştırılmasına yardımcı olmaktır. Cumhuriyet Savcısı, ceza yargılamasının doğru yapılmasını sağlama ve kamu adına kuşkunun yenilmesinin sağlanması için tarafların, öncelikle sanığın lehine ve aleyhine olan kanıtların tam ve gereği toplanmasını, işlenmesini sağlamakla görevlidir 84.
Bu bağlamda, savcıların, yargının kalitesindeki sorumlulukları önemlidir. Çünkü, kamu düzeninin korunmasını sağlamakla görevli olan savcılar, başta delillerin tam olarak toplanması, değerlendirilmesi, buna göre kamu davasının açılıp açılmaması, açılacak davalarda sanığın lehine veya aleyhine dava malzemesinin toplanması, işlenmesi ve buna göre kamu adına görüşte bulunmakla görevlidirler.


  • YAKALAMADA YAKINLARA HABER VERİLMESİ KANUN HÜKMÜNE YÖNETMELİKLE KISITLAMA GETİRİLEMEMESİ

Yakalama, kanunen konulan koruma önlemlerinin ilk derecesi ve gözaltından önceki aşamasıdır. Yakalama ile birlikte kişi özgürlüğünü kısıtlayıcı yasal işlemler yapılmaktadır. Yakalama önlemi, kişinin yakalanması ile gözaltına alınması arasındaki sürede devam eder. Bu önleme ait süre, kişinin bırakılması veya gözaltına alınması ile sona erer.


Gerçekten, Anayasa, şüphelinin yakalanması ile, kişi özgürlüğünün korunması kapsamında, yakalamanın, şüphelinin yakınlarına bildirilmesini düzenlemiştir. “Kişinin yakalandığı veya tutuklandığı, yakınlarına derhal bildirilir” (4709/4 ile değ. AY 19/VI). Bu nedenle, şüpheli yakalandığında, Cumhuriyet savcısının emriyle bir yakınına veya belirlediği bir kişiye gecikmeksizin haber verilir (CMK 95/1). Görüldüğü üzere, yakalamanın şüphelinin yakınına haber verme kolluk makamı ve Cumhuriyet savcısı için kanun emridir. Burada görev söz konusudur.
Kanun, bu görevin yerine getirilmesinin sağlanmasını ve takibini doğrudan doğruya Cumhuriyet savcısına görev olarak vermiştir. Adli kolluk görevlileri, kanunda gösterilen durumlarda yakalama emri olmadan yakalama işlemi yapma yetkisine sahiptirler (CMK 90/2). Adli kolluk görevlileri, yakalanan kişileri ve uygulanan tedbirleri emrinde çalıştıkları Cumhuriyet savcısına derhal bildirmekle yükümlüdürler (CMK 161/2). Cumhuriyet savcısı, kendisine bildirilen yakalama işleminin şüphelisinin yakınlarına haber verilmesini sağlayacaktır.

CMK 95/1 ile Türk vatandaşlarının, CMK 95/2 ile yabancıların yakalanmalarında yakınlarına haber verilmesi düzenlenmiştir. Her iki düzenleme arasında bir ayrıma yer verilmiştir. Yabancının yazılı olarak karşı çıkması, bu görevin yapılmasına engel oluşturur. Bu durumda yabancının vatandaşı olduğu devletin konsolosluğuna durum bildirilmez. Bu olumsuz koşul dışında, yasal görevin gereği olarak, Türk vatandaşları ile yabancıların yakalanmasında yakınlarına haber verilmesi asıldır.


Kanun, Türk vatandaşları için yakalamada bu görevin yerine getirilmesine istisna getirmemiştir. Bu demektir ki, yakalananın yakınlara haber verilmesinde, Cumhuriyet savcısının takdir hakkı bulunmamaktadır. Cumhuriyet savcısı kanunun verdiği görevi derhal yerine getirmek zorundadır.
Oysa, Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği (YGAİAY) ile, bu yasal görevin yerine getirilmesine istisna getirilmiştir. Yönetmeliğe göre, “Yakalama sırasında kişinin yakalandığının yakınlarına derhal duyurulması, soruşturmanın kapsam ve konusunun açığa çıkması bakımından kesin bir sakınca doğmamasına bağlıdır” (YGAİAY 6/V,2).
Kanun, bu görevin yerine getirilmesini görev olarak düzenlemiş, yabancıların yazılı olarak karşı çıkması koşulu dışında, soruşturmayla ilgili sakınca doğmamasını görevin yerine getirilmesinde bir koşul olarak getirmemiştir. Aksine, kanun, yakalama ve yakalamanın daha ağır aşaması olan gözaltı ve gözaltının uzamasında, yakalanan kişi ile birlikte müdafii veya kanuni temsilcisine, eş ya da birinci veya ikinci derecede kan hısımına hemen serbest bırakılmayı sağlamak için sulh ceza hakimine başvurma hakkı getirmiştir (CMK 91/4). Burada amaç, kişi özgürlüğünü kısıtlayan yakalama işlemine 85 karşı, yasal deyimiyle hemen serbest bırakılmayı sağlamak için mahkemeye başvuru hakkının en kısa sürede ve ivedi biçimde kullanılmasının olanaklı hale getirilmesidir. Bunun için yakalanan kişi dışındakilere de başvuruda bulunma hakkı tanınmıştır 86. Gerçekten, yakınlara haber verme görevi, insani yönü dışında hukuken bu başvuru hakkının kullanılması hakkı ile bağıntılıdır.

Ancak, yakalanan kişinin kimliğinin, adresinin ve/ya yakınlarının kimler olduğunun belirlenememesi veya usulüne uygun yapılan başvurulara karşın yakınlara ulaşılamaması gibi yakınlara haber verilmesi olanağı bulunmayan durumlarda, yakalanan kişi, bizzat veya müdafi aracılığıyla 87 (CMK 150) bu başvuru hakkına kullanabilir.


Soruşturmayla ilgili sakınca doğmamasını, yakalamanın kişinin yakınlarına haber verilmesi göreviyle ilgili koşul yapılması, kişi özgürlüğü kapsamında anayasal güvenceye bağlanan bu hakkın kısıtlanması sonucunu doğurur. Temel insan haklarından olan kişi özgürlüğüne ilişkin her türlü kısıtlama salt kanunla getirilebilir (AY 19).
CMK 95’de soruşturmayla ilgili sakınca doğması, yakınlara haber vermenin istisnası olarak düzenlenmemiştir. Bu kısıtlama, CMK’den önce yürürlükte olan Yönetmelikte düzenlenmiştir. Yönetmeliğin hukuken yok hükmünde olduğu ileri sürülmüştür 88. Aksi bile olsa, Yönetmeliğin kısıtlama getiren 6/V,2 normunun, CMK 95 karşısında bir geçerliliği kalmamıştır. Bu nedenle, kişi özgürlüğüne KHK (AY 91/I) ve/ya Yönetmelikle kısıtlama getirilemez. Bu demektir ki, Yönetmeliğin 6/V,2 maddesi ile getirilen kısıtlama Anayasa 19’a aykırıdır. Buna karşın, CMK’nin yürürlüğe girmesinden sonra, Yönetmeliğe göre “soruşturmanın kapsam ve konusunun açığa çıkması bakımından bir sakınca olduğu” gerekçesiyle, yakınlara haber verilmemesi veya geç haber verme şeklindeki uygulamalar suç oluşturabilir 89.



1 Yargısal görüşte bu yöndedir. Örneğin, Ankara 2. İdare Mahkemesinin ; 17.04.2003, 2002/1529-2003/602 kararı, 23.11.2005, 2004/3290-2005/1811 kararı, 23.11.2005, 2004/3292-2005/1790 kararı ekte sunulmuştur.

2 Dn 5 D. 24.11.1975, 1974/2405-1975/7573, Danıştay Beşinci Daire Kararları, I, s. 331 k. 838.

3 “.. ilgilinin özel menfaat karşılığı görevini kötüye kullandığının sabit olmadığı, bu konuda hiçbir kanıt bulunmadığı ve isnad edilen fiilleri işlediği isbat edilemediği halde yalnızca müfettişin kanat raporuna dayandırıldığı soruşturma dosyasının incelenmesinden anlaşılan işlemde, 166. maddeye uyarlık bulunmadığı gibi, ... her ne kadar muvazaa yoluyla kredi kullandığı sonucuna varılmış ise de bu durumun işten çıkarmayı değil yönetmeliğin 163. maddesine göre başka bir disiplin cezası gerektirdiği nedenleriyle, karar düzeltilmesi evresinde iptaline karar verilmiştir” Dn 5 D. 27.12.1972, 1971/17227-1972/10425, Danıştay Beşinci Daire Kararları, I, s.320 k.804.

4 “Disiplin soruşturmasında isnat edilen suçla ceza arasında adil bir oranın bulunması ve madde uygulamasında olaya bağlı kalınması gerektiği Hk.”, Dn 5 D. 27.2.1971, 1970/490-1971/846, Danıştay Beşinci Daire Kararları, I , s. 342 k. 872.

5 “Danıştay, idari işlemin geri alınması bakımından vermiş olduğu bir içtihadı birleştirme kararında, “yokluk, açık hata, memurun gerçek dışı beyanı veya hile hallerinde, İdare, her hangi bir süre ile bağlı olmaksızın işlemini her zaman geri alabilir” diyerek, bu durumdaki işlemler bakımından kalıcı bir hukuki statü yaratmıştır” (Dn.İçt.BK 22.12.1973,68/8-73/14), ERKUT, Celal : İdare Hukukunda Yokluk Teorisi, İHİD Yıl 9 1988 S.1-3, s. 78-79. “Nitekim Danıştay bir başka kararında da söz konusu içtihat doğrultusunda hareket etmiştir : “Petrol Ofisi Gene Müdürlüğü .. kararıyla ödenen iki aylık tutarındaki ikramiyenin geri alınmasına başlandığı, İdarece yapılan ödemede 1973/14 sayılı içtihatta belirtilen açık hata durumunun bulunduğunda uyuşmazlık olmadığından, geri almada 90 günlük sürenin (dava açma süresinin) söz konusu edilemeyeceği” (Dn5D 11.10.1977, 74/3979-77/4502), ERKUT, s. 79 dn 69.

6 Dn 5 D. 24.11.1975, 1974/2405-1975/7573, Danıştay Beşinci Daire Kararları, I, s. 331 k. 838.

7 “.. ilgilinin özel menfaat karşılığı görevini kötüye kullandığının sabit olmadığı, bu konuda hiçbir kanıt bulunmadığı ve isnad edilen fiilleri işlediği isbat edilemediği halde yalnızca müfettişin kanat raporuna dayandırıldığı soruşturma dosyasının incelenmesinden anlaşılan işlemde, 166. maddeye uyarlık bulunmadığı gibi, ... her ne kadar muvazaa yoluyla kredi kullandığı sonucuna varılmış ise de bu durumun işten çıkarmayı değil yönetmeliğin 163. maddesine göre başka bir disiplin cezası gerektirdiği nedenleriyle, karar düzeltilmesi evresinde iptaline karar verilmiştir” Dn 5 D. 27.12.1972, 1971/17227-1972/10425, Danıştay Beşinci Daire Kararları, I, s.320 k.804.

8 Dn.7.D 09.07.184, 1984/1081-1385, ALVER, Cemil : İdari Yargılama Usulü Kanunu, 3. Bası, Ankara 1993, s. 95.

9 Dn.7.D 09.07.184, 1984/1081-1385, ALVER, Cemil : İdari Yargılama Usulü Kanunu, 3. Bası, Ankara 1993, s. 95.

10 5237/207 Özel belgede sahtecilik : (1) Bir özel belgeyi sahte olarak düzenleyen veya gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren ve kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. / (2) Bir sahte özel belgeyi bu özelliğini bilerek kullanan kişi de yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılırlar.

11 5237/158-1,e : (1) (Değişik : 2005/5377) Dolandırıcılık suçunun ; .. e) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak, .. işlenmesi halinde, iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Ancak, (e), (f) ve (j) bentlerinde sayılan hallerde hapis cezasının alt sınırı üç yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.

12 Y.İçt.B.K 01.06.1959, 1959/9-22, ALİKAŞİFOĞLU, Kemalettin / DOĞU, Engin : Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Ankara Mayıs 1981, s. 228.

13 Y.4.CD 23.11.1979, 1979/7063-7091, ALİKAŞİFOĞLU, Kemalettin / DOĞU, Engin : Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Ankara Mayıs 1981, s. 226.

14 “Müdafii tarafından savunulsa bile savunmaya ilave edecek başka bir şey olup olmadığının sanıktan sorulması zorunludur” YCGK 19.11.1979, 1979/1-324-5153, ALİKAŞİFOĞLU, Kemalettin / DOĞU, Engin : Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Ankara Mayıs 1981, s. 212.

15 “Mahkemenin son oturumda “duruşmaya son verildi. G. D. Sanığın mahkumiyetine ve verilen cezanın paraya çevrilmesine dair ekli karar açıkça okunup anlatıldı” şeklindeki kararı kısa karar niteliğinde değildir” YCGK 18.12.1978, 1978/7-382-498, ALİKAŞİFOĞLU, Kemalettin / DOĞU, Engin : Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Ankara Mayıs 1981, s. 233.

16 CMK 206/2 : “ORTAYA KONULMASI İSTENİLEN BİR DELİL AŞAĞIDA YAZILI HALLERDE REDDOLUNUR : A) DELİL, KANUNA AYKIRI OLARAK ELDE EDİLMİŞSE, B) DELİL İLE İSPAT EDİLMEK İSTENİLEN OLAYIN KARARA ETKİSİ YOKSA, C) İSTEM, SADECE DAVAYI UZATMAK MAKSADIYLA YAPILMIŞSA”.

17 CMK 207 : “DELİLİN ORTAYA KONULMASI İSTEMİ, BUNUN VEYA İSPAT EDİLMEK İSTENEN OLAYIN GEÇ BİLDİRİLMİŞ OLMASI NEDENİYLE REDDEDİLEMEZ”.

18 AV. ÜSTÜN SAVUNMA’NIN ALİ MALCI’YA YAZDIĞI YAZI

Sayın Ali Malcı

Adres ….. - Ankara

1. Tarafınızdan Sincan Tapu Sicil Müdürlüğü … Köyü … ada .. parselde kayıtlı inşa edilmiş bulunan 24 daireden müteşekkil iki blokun ;

a) inşaat ruhsatlarının bulunup bulunmadığının,

b) temel vizelerinin olup olmadığının,

c) onaylı mimari, betonarme projeleri ile hafriyat planlarının ve yol kotlarının verilip verilmediğinin,

ç) (a-c)’deki belge ve projelerin ruhsata bağlanmamışlarsa, neden bağlanmadığının ve harçlarının yatıp yatmadığının,

d) (a-c)’deki belge ve projelerin ruhsata bağlanmışlarsa, veriliş tarih ve numaralarının,

2. İnşaatla ilgili çelik Ölçüm’ün yaptığı işlere ait tarafınıza verdiği teknik çalışma belgesini resmi bir makamda kullanıp kullanmadığınızın,

bu yazının tebliğinden itibaren 3 gün içinde,

a) Sincan Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/666 esas sayılı dosyasına gönderilmesini, veya b) aşağıdaki adresime gönderilmesini

saygı ile dilerim. 10.09.2006

Av. Üstün Savunman

Adres : ……….. - Ankara

(Tlf. 0312 - ……. Faks : 0312 - ………)




19 Y.7.CD 30.06.1976, 1976/5475-5616, ALİKAŞİFOĞLU, Kemalettin / DOĞU, Engin : Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Ankara Mayıs 1981, s. 212.



20 Sayın

Mimar Adnan Proje

Adres - Ankara

Müvekkil Cevdet Bilgili’nin yargılanmakta olduğu Sincan Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/666 esas sayılı dosyasına sunulmak üzere aşağıda sunulan belgelerin incelenmesi ile aşağıdaki sorularımıza ilişkin “teknik görüşün” alınmasına hukuki ihtiyaç doğmuştur.

Konuyla ilgili tespit dilekçesi, görev kararı, Çelik Ölçüm savunmanı tarafından adı geçen mahkemeye verilen dosya ile müvekkilin hazırladığı bilirkişi raporu ekte sunulmuştur.

Sorularımız :

1) Müvekkilin bilirkişilik görevi içinde, Çelik Ölçüm’ün savunmanı tarafından mahkemeye verilen dosyadaki işleri yapmak olup olmadığının,

2) Müvekkilin bilirkişilik görevine konu iş ile Çelik Ölçüm’ün yapmış olduğu işin teknik olarak farklı iş olup olmadığının,

3) Çelik Ölçüm’ün yaptığı işin bilirkişi raporunun verilebilmesi için önceden gerekli teknik bilgi ve belgelerden olup olmadığının,

4) Müvekkilin bilirkişilik görevinin yapılabilmesi için başkaca teknik bilgi ve belgenin gerekli olup olmadığının, gerekli ise bu teknik bilgi ve belgelerin ilgili tespit isteyen kişi tarafından temin edilmesinin gerekip gerekmediğinin,

5) Konuyla başkaca teknik açıklamanın olup olmadığının,

ilgili Mahkemeye sunulmak üzere, işin ivediliği nedeniyle iki gün içinde tarafıma yazılı olarak verilmesini,

Gereğini ve bilgilerini saygı ile dilerim. 04.09.2006

Av. Üstün Savunma

Adres : …. - Ankara

Tlf …. Faks ….



21 TCK 6/1,c : “Kamu görevlisi deyiminden ; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi”.

22 Kanun, belirli sıfat veya statüye sahip olanlarca işlenecek suçları “özgü suç” olarak nitelendirmiştir. TCK 40/2 : “Özgü suçlarda, ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişi fail olabilir. Bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişiler ise azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulur”.

23 YCGK 27.11.1972, 2/67-384, ERDURAK, Yılmaz Güngör : Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Ankara 1985, s. 201.

24 “Teknik müşavirin mütalaası. Kanun kollektif hüküm verilmesinde rolü olan taraflara da bilirkişi seçmek yetkisini vererek, onların da teknik iştişareden faydalanabilmesini kabul etmiş ve bunu düzenlenmiş (CMK 188, 212, 215, 232)tir”. “Kanunumuza göre bunlar da bilirkişilerdir. Fakat hakimin tayin ettiği bilirkişiden farklı tarafları vardır. Onun için ayrı bir ad taşımaları uygun olacaktır” (KUNTER, Nurullah : Muhakeme Hukuku dalı olarak Ceza Muhakemesi Hukuku, Yedinci Bası, Büyükçekmece / İstanbul 1981, s. 487 no. 339, 487 no. 339).

25 “Teknik sahada iştişare bilirkişilerle ve teknik müşavirlerle yapılır. Kanun teknik müşaviri “tarafların seçtiği bilirkişi” diye adlandırmıştır” (KUNTER, s. 479 no. 335/III.). “Kaldı ki muhakemenin kollektif olduğu, bilirkişinin sadece hakime yardımcı olmadığı bugün anlaşılmıştır. Yine kaldı ki teknik müşaviri sadece savunma yönünden açıklamak yetersizdir, zira savcı da taraf olarak bilirkişi seçebilmektedir” (KUNTER, s. 487 no. 339 dn 231).

26 “Hukuk devleti ilkesinin kabul edildiği ülkelerde üzerinde durulması gereken bir başka önemli ilke de şüpheden sanık yararlanır ilkesidir ve yapılan suç muhakemesinin sonunda belliliğe, örneğin fiilin sanık tarafından işlendiğinin veya işlenmediğinin “sabit” olduğu sonucuna varılamaması durumunda sanığın mahkum edilemeyeceğini ifade eder. Böyle bir ilkenin kabulünün nedeni, bir suçlunun cezasız kalmasının bir masumun mahkum olmasına tercih edilmesidir. Bu ilke İnsan hakları Avrupa Sözleşmesinde düzenlenmiştir (m. 6/2 İHAS)” ÖZTÜRK, Bahri : Uygulamalı Suç Muhakemesi Hukuku, Cilt 1, Ankara 1987, s. 70.

27 “Bu ilkeye masumluk karinesi (Donay, s. 111), suçsuzluk karinesi de (Ekşioğlu, Gerekçeli Anayasa 1982 İst. 1982, gerekçe m. 37 s.61) denmektedir” ÖZTÜRK, s. 70 dn 1.

28 “Şunuda söyleyelim ki davalının mahkumiyetine karar verilebilmesi için duruşmada telakki edilmiş olan delillerin, suçluluğu kat’i surette isbat edici kuvvette olduğuna mahkemenin tamamiyle kani olması lazımdır. Şüpheli hallerde yani mahkemenin tam bir kanaat getirmediği yerlerde hiç bir vakit mahkumiyet kararı verilemez. Böyle bir halde davanın sürüncemede kalmasına mahal bırakmamak ve davaya her halde bir netice vermek lazımgeldiği cihetle (şüphe sanığın lehinedir) kaidesini uygulayarak (tatbik ederek) braat kararı vermek icap eder (Gerland, P.63, s. 170,III)” KANTAR, Baha : Ceza Muhakemeleri Usulü, Ankara 1957, s. 304.

29 FEYZİOĞLU, Metin : Ceza Muhakemesi Hukukunda Tanıklık, Ankara 1996, s. 379-380.

30 FEYZİOĞLU, s. 380 dn 905.

31 KUNTER, Nurullah : Muhakeme Hukuku dalı olarak Ceza Muhakemesi Hukuku, Yedinci Bası, Büyükçekmece / İstanbul 1981, s. 464 no. 326.

32 “Halbuki, “Beraati zımnen asıldır” yani suçluluğu sabit olmadıkça herkes suçsuz sayılır kuralı gereğince delil yetersizliği durumunda bir kimsenin cezalandırılamaması normal bir mantıksal sonuçtur. Buna rağmen, ceza usulü kanunumuzda bu hususta açık hüküm bulunması, hakimlerin tersine hareket edilmesinden korkulması ile açıklanabilir, kanısındayız.” TOSUN, Öztekin : Türk Suç Muhakemesi Hukuku Dersleri, Cilt 1, Genel Kısım, Üçüncü Bası, İstanbul 1981, s. 313.

33 “Usul Kanunumuz sanığa isnat edilen fiilin “sabit olmaması” ve “sabit, mütehakkik olması” (CMUK 260) hallerini ayırmış, zımnen sadece şüphe ile mahkumiyet kararı verilemeyeceğini ifade etmiştir” EREM, Faruk : Ceza Usulü Hukuku, Dördüncü Bası, Ankara 1973, s. 339.

34 EREM, s. 272.

35 EREM, s. 333.

36 “Amerikan suç muhakemesi hukukunda şüphe halinde sanık lehine hareket kuralı Avrupadakinden de ileri götürülmüştür. Çoğu jüri önünde yapılan muhakemelerde, Amerikan devletlerinin bir çoğunda mahkumiyet için bütün jüri üyelerinin oybirliği aranmaktadır. Geleneksel olarak Jüri üyesi sayısı 12 olduğuna göre, savcıların muhakemeyi sanığın suçluluğuna inandırmak için zorluk çektiği söylenmektedir. .. İspatın muhakkak taraflarca yapılmasının arandığı sosyalist muhakemelerde de şüpheden sanık faydalanmaktadır” s. TOSUN, I, 601-602

37 KUNTER, s. 466-467 no. 327.

38 “Maddi sorunun elbette, sanığın lehine de tesbit edilmesi mümkündür. Böyle bir durumda sanık hakkında, isnad olunan fiili işlemediği sabit olduğu gerekçesiyle beraat kararı verilecektir.” CİHAN, Erol : Ceza Muhakemesi Hukukunun Gayesi, İÜHFM C. XXVIII, S. 3-4 s. 702.

39 EREM, s. 339.

40 “Bunun yanında “şüpheden sanık yararlanır” da bu ilkenin (masumluk ilkesi) bir sonucu olarak öngörülmektedir. Şüpheden sanığın yararlanması bilindiği üzere kanıtların, sanığı mahkum edecek ölçüde bulunmaması halinde, onun beraet etmesi sonucunu doğurmaktadır. / Bununla beraber masumluk karinesi, delillerin hakim tarafından tam bir bağımsızlık içinde değerlendirilmesine engel olmayacaktır. Ancak değerlendirilen deliller, yargılamanın sonunda verilen hükmün yasal olmamasına da yol açmamalıdır. Başka bir deyişle, delillerin değerlendirilmesi masumluk karinesini zedelemek suretile yapılırsa, verilen hüküm de yasal olmayacaktır”, DONAY, Süheyl : İnsan Hakları Açısından Sanığın Hakları Ve Türk Hukuku, İstanbul 1982, s. 113.

41 SAVAŞ, Vural - MOLLAMAHMUTOĞLU, Sadık : Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun Yorumu, I. Cilt, Ankara 1995, s. 1265.

42 Bkz. 5271 sayılı CMK 160, 161.

43 Bkz. 5271 sayılı CMK 169.

44 Bkz. 5271 sayılı CMK 164, 165.

45 Bkz. 5271 sayılı CMK 170.

46 Bkz. 5271 sayılı CMK 170/3.

47 Bkz. 5271 sayılı CMK 170/3,a.

48 Bkz. 5271 sayılı CMK 170/3,f.

49 Bkz. 5271 sayılı CMK 170/3,h.

50 Bkz. 5271 sayılı CMK 170/3,g.

51 Bkz. 5271 sayılı CMK 170/3,b.

52 Bkz. 5271 sayılı CMK 170/4,5.

53 Bkz. 5271 sayılı CMK 170/6.

54 5271/CMK 174-1’in ilk hali : “Mahkeme, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren yedi gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra ; iddianamenin 170 inci maddedeki unsurları içermediğini tespit ettiğinde, eksik ve hatalı noktaları belirterek iddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verir”.

55 CMK 174/4 : “Cumhuriyet savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmaması halinde, yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir. İlk kararda belirtilmeyen sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidilemez”.

56 CMK 191 : “(1) Sanığın ve müdafiinin hazır bulunup bulunmadığı, çağrılmış tanık ve bilirkişilerin gelip gelmedikleri saptanarak duruşmaya başlanır. Sanık, duruşmaya bağsız alınır. Mahkeme başkanı veya hakim, duruşmanın başladığını, iddianamenin kabulü kararını okuyarak açıklar.

(2) Tanıklar duruşma salonundan dışarı çıkarılırlar.

(3) Duruşmada, sırasıyla ;

a) Sanığın açık kimliği saptanır, kişisel ve ekonomik durumu hakkında kendisinden bilgi alınır.

b) İddianame veya iddianame yerine geçen belge okunur,

c) Sanığa, yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanuni hakkı olduğu ve 147 nci maddede belirtilen diğer hakları bildirilir.

d) Sanık açıklamada bulunmaya hazır olduğunu bildirdiğinde usulüne göre sorgusu yapılır”.


57 “Mahkemenizin yukarıda numarası yazılı dosyası üzerinden gidilen 11.03.2006 günlü tespitte, Sayın Mahkemenizce bilirkişi atanan İnşaat mühendisi Cevdet Bilgili tespiti talep olunan Ali Malcı’nın bürosuna 16.03.2006 tarihinde yanında yine inşaat mühendisi olduğunu söylediği ve telefon numarası 212 olan Çelik Ölçüm adlı şahısla gelerek talep ettiğimiz bilirkişi raporunun kısa zamanda tanzim edilmesinin ancak kendilerine peşinen 15.000 YTL verildiğinde mümkün olabileceğini söylemiş olup tarafımızdan haksız yere para talep ettiğinden Sayın Mahkemece lüzum görülmesi halinde bilirkişilere ek ücret vermeye hazır olduğumuz halde 15.000 YTL gibi fahiş bir rakamın Mahkemenizce görevlendirilen bilirkişi tarafından haricen talep edilmiş olması kanaatimizce suç oluşturur. Sayın Mahkemenizin işin gereğini yapacağına olan güvenimiz doğrultusunda aşağıda ad ve soyadı bildirilen tanıkların da gerekirse dinlenilmesi ile yine gerektiğinde ek ücret yatıracağımızı saygılarımızla arzederiz 19.03.2006 / Tanıklar : Ayşe Beyaz (sekreter), Durmuş Tanık, Enver Şahit”.

58 CMK 158/2 : “Valilik veya kaymakamlığa ya da mahkemeye yapılan ihbar veya şikayet, ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir”.

59 Adli kolluk ve görevi başlıklı CMK 164 :

(1) “Adli kolluk ; 4.6.1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun 8,9 ve 12 nci maddeleri, 10.3.1983 tarihli ve 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununun 7 nci maddesi, 2.7.1993 tarihli ve 485 sayılı Gümrük Müsteşarlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 8 inci maddesi ve 9.7.1982 tarihli ve 2692 sayılı Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanununun 3 üncü maddesinde belirtilen soruşturma işlemlerini yapan güvenlik görevlilerini ifade eder.

(2) Soruşturma işlemleri, Cumhuriyet savcısının emir ev talimatları doğrultusunda öncelikle adli kolluğa yaptırılır. Adli kolluk görevlileri, Cumhuriyet savcısının adli görevlere ilişkin emirlerini yerine getirir.

(3) Adli kolluk, adli görevlerin haricindeki hizmetlerde, üstlerinin emrindedir”.



60 CMK 161/4 : “Adli kolluk görevlileri, elkoydukları olayları, yakalanan kişiler ile uygulanan tedbirleri emrinde çalıştıkları Cumhuriyet savcısına derhal bildirmek ve Bu Cumhuriyet savcısının adliyeye ilişkin bütün emirlerini gecikmeksizin yerine getirmekle yükümlüdür”

61 CMK 158/4 : “Bir kamu görevinin yürütülmesiyle bağlantılı olarak işlendiği iddia edilen bir suç nedeniyle, ilgili kurum ve kuruluş idaresine yapılan ihbar veya şikayet, gecikmeksizin ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir”.

62 YAZI ÖRNEĞİ :

T.C.


…..SULH HUKUK MAHKEMESİ

Sayı : 2006/… D. İş

CUMHURİYET SAVCILIĞINA / …

Mahkememizin nöbetçi olması nedeniyle Ali Malcı maliki olduğu arsasına yapılan inşaata ve tesisatlara konu işler ve bedellerinin tespiti için dilekçesi ile başvurmuş, istemi yerinde görülerek, 2006/… D. İş dosyamızda .. adlı kişiler bilirkişi olarak görevlendirilmişler, 11.03.2006 tarihinde inşaat mahallinde keşif yapılmış ve dosya raporlarını hazırlamak üzere bilirkişilere verilmiştir. Ali Malcı mahkememize verdiği 19.03.2006 günlü dilekçesi ile bilirkişi Cevdet Bilgili’nin Çelik Ölçüm adlı bir kişi ile işyerine giderek, mahkememizin ek ücret konusunda bir kararı olmadığı halde raporun düzenlenmesi için 15.000 YTL istediklerini belirtir dilekçe vermiştir, bu nedenle, dilekçenin bir örneği ekte gönderilmiştir. Tespit isteyen Ali Malcı ile bağlantı kurarak mahkemece verilmesi kararlaştırılan bilirkişi ücreti dışında haksız para isteminde bulunan bilirkişi Cevdet Bilgili hakkında yasal gereğinin yapılması rica olunur. 19.03.2006

Eki : Dilekçe Hakim - sicil (imza)



63 5237/279 (1) : Kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”.

64 PARA TESPİT TUTANAĞI :

“Sıra no Para seri no Para miktarı

1 X 99 999999 100 YTL

2 Y 88 888888 100 YTL

.............

29 X 77 777777 50 YTL

30 Y 66 666666 50 YTL

Toplam ödenen para : 3.000 YTL (Üçbin YTL)

Bu tespit tutanağı tarafımızdan düzenlenerek imzalanmıştır 02.04.2006

(Adı soyadı) Kom. (imza) (Adı soyadı) Pol. Me. (imza) (Adı soyadı) Pol. Me. (imza)”





65 YGAİA Yön 6 (Yakalama işlemi) :

“Yakalama 5 inci maddede belirtilen yetkiler çerçevesinde hakim kararı veya Cumhuriyet savcısının emri ile veya doğrudan kolluk kuvveti tarafından yapılır.

Doğrudan kolluk kuvveti tarafından yapılan yakalama halinde işlem, yakalanan kişi ve uygulanan tedbirler derhal Cumhuriyet savcısına bildirilir.


Yüklə 0,8 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin