Bilgin Tez


EK III Konularına göre tasnif edilmiş tahvil hüküm örnekleri



Yüklə 1,52 Mb.
səhifə9/15
tarix15.01.2019
ölçüsü1,52 Mb.
#96733
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   15



EK III Konularına göre tasnif edilmiş tahvil hüküm örnekleri

Müderris tayinlerine ait hükümler

Sahn müderrisliğine tayin hükmü

Üsküdar’da Sultan müderrisi Abdullah Efendi’ye hüküm ki

987 Muharremi’nin on yedinci gününden Lüfti Beğzade’nin müderris olduğı Sahn medresesi sana inâyet olunmuşdur buyurdum ki varup tedrîs hizmetinde olasın. (A.NŞT nr. 1089, 17 Şevval 987, s. 82)

Ayasofya medresesi müderrisliğine tayin

Vezîr İbrâhim Paşa’ya hüküm ki

Semâniye müderrislerinden Mevlânâ Ali –dâmet fezâyilühû-ya sene 961 Şevvâli’nin üçüncü gününden Ayasofya medresesi ve anun yeri Üsküdar müderrisi Mevlânâ Şemseddin’e tevcîh idüp buyurdum ki hükm-i şerîfim vardukda resm-i be­râtların anda alup berâtların viresin. (Mühimme nr. 1, 5 Şevval 961, s.28)

Mevleviyet kadıları tayin hükümleri

Bursa kadılığına tayin

Ayasofya Müderrisine hüküm ki

Hâliyâ senin hakkında avâtıf-ı aliyye-i şâhâne zuhûra getürüp işbu sene ihdâ ve sittin ve tis‘a mi’e Şevvâlü’l-mükerreminin üçüncü gününden Bursa kadılığın tefvîz ve taklîd kılup bu husûsın i‘lamı-çün Dergâh-ı mu‘allâm çavuşlarından Şah Hüseyin –zîde kadruhû-yu ta‘yîn eyleyüp buyurdum ki hükm-ı şerîfim vüsûl buldukda te’hîr itmeyüp mahrûsa-i mezbûreye varup icrâ-yı şer‘ eyleyesin. (Mühimme nr. 1, 5 Şevval 961, s.27)

Edirne kadılığına tayin

Bursa kadısına hüküm ki

Hâliyâ senün hakkında avâtıf-ı aliyye-i şâhâne ve avârıf-ı seniyye-i mülûkânem zuhûra getürüp işbu sene ihdâ ve sittîn ve tis‘a mi’e Şevvâlü’l-mükerreminin üçüncü gününden Edirne kadılığın inâyet idüp bu husûsın i‘lâmı-çün Dergâh-ı mu‘allâm çavuşlarından kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân çavuşum Mehmed – zîde kadruhû- ta‘yîn olmağın buyurdum ki hükm-i şerîfim vüsûl buldukda te’hîr ve terâhî eylemeyüp va­rup icrâ-yı şer‘-i şerîf eyleyesin. (Mühimme nr. 1, 5 Şevval 961, s.25)

İstanbul kadılığına tayin

Edirne kadısı Mevlânâ Musluhiddin’e hüküm ki

Senün hakkında mezîd-i inâyetim zuhûra getürüp işbu sene ihdâ ve sittîn ve tis‘a mi’e Şevvâli’nin üçüncü gününden mahrûsa-i İstanbul kadılığın tefvîz kılup i‘lâmı içün Dergâh-ı mu‘allâm kâtiblerinden Mehmed –zîde mecduhû- ta‘yîn olunup buyur­dum ki hükm-ı şerîfim vardukda te’hîr itmeyüp mahrûsa-i mezbûre[ye] varup icrâ-yı şer‘ eyleyesin. (Mühimme nr. 1, 5 Şevval 961, s.25)

Haleb kadılığına tayin

Sâbıkâ Haleb kadısı olup tekaüd iden Perviz Efendi’ye hüküm ki

Senün hakkında mezîd-i inâyetim zuhûra getürüp sene 961 Şevvâli’nin üçüncü gününden giru Haleb kadılığın sadaka idüp i‘lâmı içün Dergâh-ı mu‘allâm çavuşlarından Mehmed –zîde kadruhû- tayin olundı buyurdum ki yine Haleb’e va­rup icrâ-yı şer‘-i şerîf eyleyesin şöyle bilesin. (Mühimme nr. 1, 5 Şevval 961, s.24)

Eyalet ve sancak görevlileri tayin hükümleri

Zülkadirlü beylerbeyiliğine tayin

Zülkadirlü kadılarına hüküm ki

Kapucılarım başı olup Zülkadirlü beğlerbeğiliği inâyet olunan emîrü’l-ümerâi’l-kirâm İskender –dâme ikbâluhû-ya beğlerbeğilik dokuz yüz altmış bir Şevvali’nin yirmibeşinci gününden virilüp buyurdum ki Eyvan? mahsulatın tasarruf itdiresiz. (Mühimme nr. 1, 25 Şevval 961, s.43)

Erzurum beylerbeyiliğine tayin

Mukaddema Erzurum Beğlerbeğisi olan Mehmed –dâme ikbâluhû-ya hüküm ki

Hâlâ hakkında mezîd-i inâyetim zuhûra getürüp sene 987 Şevvâli’nin on seki­zinci gününden Erzurum beğlerbeğliğin sana tevcîh ve inâyet eyleyüp i‘lâmı içün Asitâne-i sa‘âdetde çavuşbaşı olan Hızır –dâme mecduhû- ta‘yîn olunup buyurdum ki kemâkân Erzurum beğlerbeğisi olup hıfz u hırâset-i memleket ve zabt u siyânet-i ra­‘iyyet bâbında dakîka fevt etmeyesin. (A.NŞT nr. 1089, 17 Şevval 987, s. 82)

Sancakbeyi tayin hükümleri

Mısır çavuşlarından Yakub’a hüküm ki

Habeş Beğlerbeğisi Osman mektûb gönderüp seninçün yarardır deyu bildirmeğin nefs-i Sevâki‘n’de su üzerinde binâ olunan kal’ai, Habeş hazînesinden iki yüz bin akçe ile sancak tarîkiyle sana tevcîh idüp i‘lâmıçün Mısır çavuşlarından Mehmed tayin olundı. (KK Divan Def. nr. 74, 15 Şevval 971, s.10)

Sâbıkâ Süveyş kapudanı olan Kurd oğlı Hızır’a hüküm ki

Hakkında mezîd-i inâyetim zuhûra getürüp işbu sene isnâ ve seb‘în ve tis‘a mi’e Rebiu’l-evveli’nin üçüncü gününden Hayfacık? Sancağı iki yüz binle sana tevcîh idüp i‘lâmı-çün Dergâh-ı mu‘allâm çavuşlarından Ramazan –zîde kadruhû- ta‘yîn olundı. Buyurdum ki sancağına varup hıfz u hırâsetinde olasın. (KK Divan Def. nr. 74, 2 Rebiu’l-evvel 972, s.229)
Diyarbekir zuemasından Melik Ahmed’e hüküm ki

Amid gümrüği ile Erzincan gümrüği bir kalem olup kendüne sancak olmak üzere kırk bin altun ziyâdeye iltizâm itdüğin ecilden hakkında mezîd-i inâyetim zu­hûra getürüp işbu sene ihda sebin ve tis‘a mi’e Zilkadesi’nin dokuzuncu gününden iki yüz bin akçe ile zikr olan Arapgir sancağın sana tefvîz idüp i‘lâmı içün Dergâh-ı muallâm çavuşlarından Mustafa –zîde kadruhû- ta‘yîn olundı. Buyurdum ki te’hîr eylemeyüp şart-ı mezbûr üzere varup hizmetinde ve zikr olunan sancağının hıfz u hırâsetinde olasın. (KK Divan Def. nr. 74, 10 Zilkade 971, s.44)



Saray görevlileri tayin hükümleri

Müteferrikalık tayin hükmü

Mısır Beğlerbeğine hüküm ki

Öztimur Paşa mektûb gönderup Mısır müteferrikalarından olup kethüdası olan Ahmed’in yararlığın arz idüp terakki ile Asitane-i sa‘âdetim müteferrikalarından ol­masın rica itmeğin mezîd-i inâyetimden on akçe terakki ile sene 962 Muharremi’nin dördüncü gününden südde-i sa‘âdetim müteferrikalarına ilhâk olunmuşdur mezbûr dahi ulûfesin Mısır hazinesinden virilmesin ricâ itmeğin buyurdum ki mezkûrun hâliyâ olan terakkîsi ile ulûfesin mâh be-mâh Mısır hazînesinden virüp deftere kayd eyleyesin (Mühimme nr. 1, 11 Muharrem 962, s.226)

Saray hocalığı tayin hükmü

Bostancı başıya hüküm ki

Hâliyâ dârende-i fermân Abdülkerim bin Mehmed Üsküdar’da binâ olunan saray-ı âmirede yevmî üç akçe ile hoca ta‘yîn olunmağın buyurdum ki mezkûrun ta‘­yîn olunan vazîfesin defterine kayd idüp mâh-be-mâh virüp hîn-i muhâsebede bile gösteresin (Mühimme nr. 1, 26 Safer 962, sayfa 204)

Saraydara tahsisat hükmü

Amasya kadısına

Hâliyâ mahrûse-i Amasya’da Sevâdiye’de vâki‘ olan saray-ı âmi­rede hâsıl olan meyve ve şükûfe bahası hâliyâ yevmî üç akçe ile saraydâr olan daârende-i fermân Mahmud sarayı görüp gözedüp hizmet itdüği ecilden anda hâsıl olan meyve ve şükûfe bahası mezkûra olmasın emr idüp buyurdum ki zikr olunan saray-ı âmirede hâsıl olan meyve ve şükûfe bahasın mezkûr saraydâr ala. Kimesne mâni‘ ve müzâhim olmaya ve sarayda saraydârdan gayrı kimesne olmak her ne olur ise emrim yokdur eğer hamamcıdır her kim ise sarayda olmaya. Şöyle bilesin.(Mühimme nr. 1, 27 Muharrem 962, sayfa 251)

Taşra askerî sınıflarına ait tayin hükümleri

Taviçe tayini hükmü

Nişân-ı hümâyûn oldur ki

Hâliyâ akıncı beğlerinden Mustafa –dâme izzühû- mektûb gönderüp Çatalca ka­zâsında vâki‘ olan akıncılara tavice olan Behram Hacı fevt olup tavicalığı mahlûl olmağın nâhiye-i mezbûreye tâbi‘ Koçulu nâm karyede akıncı olan Yusuf oğlı Da­rende Mustafa içün taviçalık hizmetine mahaldir deyu arz itmeğin mezbûru müteveffânın yerine tavica nasb idüp bu hükm-i Hümâyunu virdüm ve buyurdum ki ba‘de’l-yevm varup müteveffânın yerine tavice olup şol ki şerâ’it-i hidemât-ı tavi­calıkdır olıgelen âdet ve kânûn üzre bî-kusûr müeddâ kıla ve bundan akdem tavice olanlar avârızdan ne vech ile mu‘âf olıgelmişler ise bu dahi avârızdan ol vecihle mu‘âf ola ol bâbda hiç âhad mâni‘ ve dâfi‘ olmaya (KK Divan Def. nr. 74, 17 Şevval 971, s.524)

Derbendçilik hükmü

....... Kadısına hüküm ki

Darende Doçe Pope nâm zimmî gelüp Sert? nâm karye zımmîlerinden olup kendü müsellem ve karye halkı derbendçi olmak şartıyla ol taraflarda olan muhavvef ve muhâtara yerlerin hıfz u hırâset idüp hükm-ı şerîfim ricâ itmeğin buyurdum ki göresin fi’l-vâki‘ mezbûr karye derbend olup hıfz u hırâset lâzım ve mühim olup mâdem ki ol taraflarda olan muhavvef ve muhâtara yerlerin hıfz u hırâset idüp âyende ve revendenin ordu-yı hümâyûn içün gelüp giden zahire ve zahire bargirlerine zarar u ziyân olmaya, mezbûrlar tekâlif-i örfiyeden mu‘âf ve müsellem olup karyeleri dahî derbend olup derbend âdeti üzere hukûk ve rüsûmların edâ idüp ve sefer? avdet it­dikde mufassal ve meşrûh yazup arz idesin ki deftere dahi kayd oluna.( KK Ahkâm Def. nr. 66, 1 Safer 979, s.?)

Timar tevcih ve terakki hükümleri

Reisülküttaba timar terakkisi hükmü

Anadolu Beğlerbeğisine

Dîvân-ı âlişânım re’îsi Abdurrahman-dâme uluvvühû- nun Rumelinde ve Ana­dolu’nda berât-ı şerîfim ile mutasarrıf olduğı altmış altı bin sekiz yüz altmış yedi akçalık ze‘âmetine bu def‘a Nahcıvan seferinde binde iki yüz akça terakkî emr olunup henüz müyesser olmayup hâliyâ Hüdavendiğar sancağında Bergama nâhiyesinde Yukaru Ovacık ve Aşağa Ovacık ve gayrı karyelerden beş bin iki yüz elli akçe ve nâ­hiye-i mezbûrede Torbacık nâm karyeden iki bin sekiz yüz dokuz ve ......... nâm kar­yeden beş yüz ve .......... nâm karyeden iki bin üç yüz elli yedi ve Eğil ? nâm mezra­‘adan üç yüz otuz dört akçe ki cümle on iki bin üç yüz elli akçe olur müteveffâ Hızır Çavuş tahvîlinden mahlûl olup zikr olunan binde iki yüz terakkîsiçün kendüye viril­mek bâbında inâyet ricâ itmeğin buyurdum ki zikr olunan mahlûlı, terakkisiçün tev­cîh idüp noksanın kânûn üzre düşenden tedârik eyleyesin (Mühimme nr. 1, 22 Muhar­rem 962, s.244)

Divan katibine timar terakkisi hükmü

Anadolu Beğlerbeğisine hüküm ki

Dîvân-ı hümâyûn kâtiplerinden yevmi yirmi bir akçe ulûfesi olan Ali –zîde kadruhu-ya yirmi bir bin akçalık ze‘âmet emr olunup Kütahya sancağında Gedos ? nahiyesinde Gedos ze‘âmeti ki yirmi bir bin dört yüz akçadır mutasarrıf olan Hasan fevt olup mahlûldur deyu tâlib olup inâyet rica itmeğin buyurdum ki göresin mezbûr fevt olup ze‘âmeti mahlûl ise müşârun ileyhin bedelin tevcih idüp tezkiresin viresin (Mühimme nr. 1, 22 Muharrem 962, s.243)

Mısır bimarhanesi kehhaline terakki verilmesi hükmü

Mısır Beğlerbeğisine hüküm

Mahrûse-i Mısır bimarhanesinde kehhâl olan dârende-i fermân Abdülmecid içün san‘atında mâhirdür deyu terakkî olmasın Kaysunizade arz itmeğin iki para te­rakkî emr idüp buyurdum ki düşenden tevcîh idüp deftere kayd idüp tasarruf itdire­sin (Mühimme nr. 1, 27 Muharrem 962, s.251)

Çavuşa terakki verilmesi hükmü

Rumeline hüküm ki

Dârende Hüseyin Çavuş gelüp Vize sancağında ze‘âmeti olup Şam-ı şerîfde mâl-i mîrî tahsîlinde ve sâyir umûr-ı mu‘azzamada istihdâm olunup sa‘yi zuhûra gelmeğin mezîd-i inâyetimden iki bin akçe terakkîye emir yazılmışdır. (KK Divan Def. nr. 160, 18 C 1016, s. 261)

Mühtedilere timar tevcih hükmü

Rumeli Beğlerbeğine

Ayas Paşa merhûmun kapucıları kethüdâsı Şucâ’ın hemşîrezâdesi olup hâliyâ İslam’a gelen Mustafa’ya mezîd-i inâyetimden ibtidadan üç bin akçalık timar ol­masın emr idüp buyurdum [ki] düşenden tevcîh idesin (Mühimme nr. 1, 14 Muharrem 962, s.228)

Rumeli Beğlerbeğine

Yeni müslüman Hasan gelüp sâbıkâ vilâyet-i Erzurum’da Oltı kullarından olup bir akçe ulûfesine bedel timar olmak içün hükm-ı şerîf virilüp Kemah sancağında on bin akçe timar virilüp sonra ? Rumelinden virilmek bâbında inâyet ricâ itmeğin bu­yurdum ki berâtına nazar idüp göresin ibrâz itdüği berat kendünin olup sahîh sipâhî ise ve min ba‘d dirlik olmamak emr olunanlardan değil ise timarı âhara virildüğine beğlerbeğinden tebdîl getürdükden sonra kânûn üzere düşenden vilâyet-i Rumelin­den bedel timar tevcih idesin (Mühimme 1, 28 Şevval 961, s.52)

Asayiş ve çeşitli şikâyetlerle ilgili hükümler

Bayburd ve Akşehir ve Ilgun kadılarına hüküm ki

Karaman Beğlerbeğisi Süleyman mektûb gönderüp Beğşehri sancağı sipâhîlerinden Elvent içün erbâb-ı timardan ve gayrıdan ba‘zı kimesneler atımız ve katırımız ve koyunumuz sirka idüp zulüm ve te‘addîden hâlî değillerdir şer‘-i şerîfe da‘vet olundukda itâ‘at itmeyüp hırsuz ve haramzâdedir sâbıkâ Çiğil derbendinde harâmîlik iderken okla vurulup fevt olan Korkud nâm karındaşıyla nice fesâd itmişdir deyu arz itmeğin ve mezkûr Elvent gelüp fevt olan karındaşım içün Bayburd kazâsına tâbi‘ Oğuzhanlu nâm karyeden Veys ve Bekir ve İsa ve Şüca ve Timurhan ve Delikoca ve Hallac ve Ala[a]ddin nâm kimesneler ve Gökköy nâm karyeden Tandin ve Oğuzlu ve Seydi nâm kimesneler ve Göçi nâm karyeden Mahmud ve Çağırdık nâm karyeden ba‘zı kimesneler ile Aydın iline incir almağa giderken Akşehir kurbunda matun? olup karyemizden mezbûr İsa ve Şuca ile mezkûrı evine alıp giderken Ilgun kazâsına tâbi‘ Sadi nâm karyede fevt olup karındaşım fevt oldukda beğlerbeği yanına varup Kara­man çavuşları kethüdâsı Mehmed, babam timarın hısmı İbrahim’e alıvirüp bu Asi­tâne-i sa‘âdete gider deyu kendüye müte‘allik adamlardan ben hâzır değil iken beğlerbeğiye iletüp benim içün “haramzâdedir, atımız katırımız uğurladı” deyu şekvâ itdürüp beni iki ay mikdârı habs itdirüp teftîş itdüklerinde üzerime nesne sâbit olma­yup ve ........ ............ dahi bulunmayup habsden ıtlâk itdiklerinde Asitâne-i sa‘âdete gelüp babam timarın Oğuzhan nâm karındaşıma alıvirdüğim içün garaz? arz? olmağa sebeb olmuşumdur ve çavuşlar kethüdâsı kendüğe müte‘allik Karaman çavuşlarından İskender ve İsmail ve Memi nâm kimesneleri evinize gönderüp ben Karasanduklu’yı? Ankara’dan Konya’ya iletmeğe gittiğim vakit mezbûrlar vâlidemi dutup direğe sarup bir donluk kırmızı kemha ile beş yüz nakit akçem ve yirmi kile arpamı ve on altunumı alup bana küllî hayf itmişdür isnâd olunan hususlardan habe­rim yokdur deyu bildirmeğin buyurdum ki çavuşum Mehmed her birinüzin taht-ı kazâsına vardukda mezkûr Elvent’in hakkında isnâd olunan hususlar vâki‘midir şimdiye değin üzerine bi-hasebi’ş-şer‘ üzerine bir nesne sâbit olmuş mudır yohsa Ka­raman çavuşların kethüdâsının tezvîr ve telbîisi midir ve karındaşı Korkud matun? olup Ilgun kazâsına tâbi‘ Sadi nâm karyede mi fevt olmuşdur yohsa Çiğil nâm karyede ha­râmîlik iderken okla urulup mecruhen fevt mi olmuşdur vukû‘ı ve adem-i vukû‘ı ve yanunuzda zâhir olan mevâddın asılları ne ise tafsîl üzere yazup bildiresiz, bu bâbda hak üzere olup bir cânibe meyl u mehâbâdan ve hilaf-ı vâki‘ kaziyye arz olunmakdan sakınasız (KK Divan Def. nr. 75, 1 Muharrem 973, s. 14)

Çemişkezek ile ba‘zı sancakların tahrîrine me’mûr olan emin ve kâtibe hüküm ki

Hâliyâ Çemişkezek ülkesinden sancağa mutasarrıf olan Pertek beği Rüstem ve Çığman ? sancağına mutasarrıf Gencin? ve Rımazgir? sancağı[nı] tasarruf iden ......... –dâmet izzihüm- Dergâh-ı muallâm’a adam gönderüp ataları Pir Hüseyin Beğ ülke-yi mezbûreye eyâlet tarîki ile mutasarrıf iken Garakin? seferinde vâki‘ olan sadâkat ve hizmeti mukâbelesinde kendüden sonra ülkesinin tasarrufı oğullarına inâyet olunmak üzere eline nişân-ı âlişânım erzânî kılınup şimdiki halde vilâyet-i mezbûreye vilâyet kâtibi gönderilüp sancakları tahrîr olunmamak içün babalarına ihsân-ı şerîfim olan nişân-ı hümâyûnumı ibrâz idüp istid‘â-yı âtıfet eyledükleri ecilden babalarının ülkesinden mutasarrıf oldukları sancaklarına ve karındaşlarının ze‘âmetlerini bu def‘a vilâyet kâtibi tahrîr ve tebdîl itmeyüp sâ’ir Kürdistan beğleri mutasarrıf oldukları üzere tasarruflarında olmağa emr-i hümâyûnum olmuşdur buyurdum ki ellerine viri­len nişân-ı şerîfim üzere amel idüp ülke-yi mezbûreden mutasarrıf oldukları sancak­ları hasların ve karındaşları ze‘âmetlerin tahrîr eylemeyesin (KK Divan Def. nr. 75, 1 Muharrem 973, s.3)

Kastamonu Beğine ve Kastamonu ve Küre ve Daday kadılarına hüküm ki

Mustafa –zîde kadruhû- gelüp Daday kazâsında bi’l-fi‘il ze‘âmete mutasarrıf olup bundan akdem Hüseyin Şah nâm kimesne zinâ ve sirka kasdına Hüseyin ve Hayreddin ve Ali ve Serhad ve Nebiler ve Rıdvan nâm adamlarınla evime geldin deyu da‘vâ ve husûmet idüp emr-i şerîfimle teftîş olundukda iftirâ idüp tezvîr ve telbîs itdüği zâhir olup kat‘-ı nizâ‘ ve fasl-ı husûmet olunup bunun eline müte‘addid mümzâ hücec-i şer‘iyye virilmeğin hâlen mezbûr Hüseyin Şah kanâ‘at itmeyüp hatunun ve kızların üzerine salup zina ve sirka kasdına evimiz üzerine geldin deyu tekrar da‘vâ ve nizâ‘ idüp zulüm ve te‘addî itdüklerin bildirmeğin husûs-ı mezbûrda mezkûr Hüseyin Şah’ın ve hatunu ve kızlarının bununla olan da‘vâların min-ba‘d isgâ ve istimâ‘ olunma­yup anun gibi tekrar da‘vâya mübâşeret idenler habs olunup arz olunmaların emr idüp buyurdum ki hükm-ı şerîfim vardukda mezbûr Hüseyin Şah’ın ve hatunu ve kızlarının mumâ-ileyhle bu husûsda olan da‘vâların isgâ ve istimâ‘ itmeyüp gelüp da­‘vâya mübâşeret idenlerin habs idüp arz eyleyesin şöyle bilesin ve ba‘de’n-nazar. (KK Divan Def. nr. 74, 13 Şevval 971, s.2)

Göynük kadısına hüküm ki

Dârende Bâli gelüp bundan akdem kallâb olduğı sâbit olup emr ile habs olunmuş iken bir katırın alup ıtlâk eyledüğin Receb nam kimesne bildirmeğin buyur­dum ki vardukda mezkûrı yarar adamlara koşup katırı ile bile Asitâne-i sa‘âdete gönderesin ammâ gönderdüğin kimesnelere tenbîh eyleyesin ki yolda gaybet itdir­mekden hazer eyleyeler. (KK Divan Def. nr. 74, 13 Şevval 971, s.3)

İstanbul ve Galata kadılarına hüküm ki

Dârende Menekşe veled-i Eligar? nâm yahudi gelüp Durmuş ve Halil Çavuş ve Mansur nâm kimesnelere bir mikdâr deyni olup lâkin fakîru’l-hâl olmağla edâ itmeğe kudreti olmamağın mukaddemâ habs olundukda altı aydan mütecâviz habs kalup ve bir habbesi olmayup müflis ve medyûn olduğı meclis-i şer‘de sâbit olup eline hüccet virilüp müflis olup bir akçeye kudreti yoğken ve bu bâbda elinde fetvâsı var iken hâlâ dâyinleri giru bunı dutup habs itdirmek murad idicek rencîde itmekden hâlî olmadıkların bildirüp elinde olan hüccet ve fetvâ-yı şerîfe muhâlif dâyinleri ren­cîde iderlerse hasımları südde-i sa‘âdetime havâle eyleyesin ki ahvâli Dîvân’da görülüp bi-hasebi’ş-şer‘ lâzım gelen icrâ oluna ve bu bâbda Mehmed Çavuş mübâşir ola deyu şurûtuyla hüküm yazılmışdır. (KK Divan Def. nr. 160, 17 C 1016, s. 248)

Rumeli kadıaskerîne hüküm ki

Dârende Fatma gelüp İstanbul’da bezzâzistân-ı atîk kurbunda bir bâb arakiyeci dükkanı [nı] Molla Hüsrev evkâfından Bostancı Ali izn-i mütevellî ile buna ferâgat idüp yedine temessük virilüp ve bit pazarında Mimar Sinan evkâfından bir bâb araki­yeci dükkanı mukaddemâ Ali nâm kimesnenin tasarrufunda iken buna izn-i mütevellî ile virüp mâh-be-mâh vakfa otuz akçesin icâresin virirken hâliyâ mütevelliler mezbûreye Fatıma sen değilsin diğer Fatıma’nın idi deyu dükkanları vakf içün zabt ideriz deyu nizâ‘ itmekle şer‘le görülmek içün hükm-ı şerîf yazılmışdır. (KK Divan Def. nr. 160, 17 Ca 1016, s. 248)

Muhtelif konulara dair tahvil hükümleri

Kürek Cezalarıyla ilgili hükümler

Buyurulmuşdur

Anabolı kapudanına hüküm ki

İbrahim oğlı dârende Mehmed’in kürekden ıtlâk olmasın emr idüp buyurdum ki varıcak mezbûrı kürekden ıtlâk eyleyesin. (KK Divan Def. nr. 74, 2 Rebiu’l-evvel 972, s. 229)

Göynük kadısına hüküm ki

Dârende Ferhad bin Durmuş gelüp kazâ-i mezbûra tâbi‘ Ödemiş nâm karyeden İnebeği bin Yusuf nâm kimesne içün gammâz ve şerîr ve ehl-i tezvîr ve târiku’s-sa­lâtdır deyu hakkında sûret-i sicil ibrâz eylemeğin buyurdum ki göresin arz olunduğı gibi olup bi-hasebi’ş-şer‘ sâbit olursa şer‘le sübût bulan kaziyyesin sicil idüp mezkûrı yarar adamlara koşup sûret-i sicil ile Dergâh-ı muallâm’a gönderesin ki küreğe konula. (KK Divan Def. nr. 74, 10 Cemâziye’l-ûla 972, s.522)



Ustrumca muharrir ve muhzırlığına tayin

Nişân-ı hümâyûn oldur ki

Bâ-telhîs

On bin akçe ile Ustrumca muharrir ve muhzırı olan Ali ve Osman tahvillerin­den dokuz akçe ulûfesi hazineye kalmak üzere darende Mehmed’e virilmişdir. (KK Divan Def. nr. 160, 29 C. 1016, s. 264)



Yol hükmü

İstanbul’dan Dubrovnik’e varınca yol üzerinde olan beğlere ve kadılara hüküm ki

Filordin Baylosı arz-ı hâl gönderüp Antonya ve Françesko ve Andreya nâm adamların ol cânibe gönderüp yolda? varınca dahil olunmamak bâbında hükm-i şerîfim virilmesin ricâ itmeğin âdet ve kânûn üzre yol hükmi virildi. Ammâ yarar at hârice gitmek merfû‘dur bindikleri bargir ola yarar at olmaya şöyle bileler. (KK Divan Def. nr. 74, 25 Şevval 971, s.20)

Defin İzni

Buyurulmuşdur

İstanbul kadısına hüküm ki

İftahâru’l-havâss ve’l-mukarrabîn Bâb-ı sa‘âdetim ağası Mahmud südde-i sa‘âdetime arz-ı hâl idüp be-irâdeti’l-meliki’l-müte‘âl saray-ı surûra irtihâl eyledikde mahrûsa-i Kostantiniyye’de Nahılbend mahallesinde hasbeten lillâhi te‘âla binâ itdüği câmi‘-i şerîf kurbunda defn olunmak içün izn-i şerîfim taleb itmeğin buyur­dum ki mûmâ ileyh bu dâr-ı mihnetden dâr-ı bekâya rıhlet eyledikde câmi-i mezbûr kurbunda defn olunup ol bâbda kimesne mâni‘ ve müzâhim olmaya. (A.NŞT nr. 1089, 11 Muharrem 987, s. 8)



Gemi İnşasına izin hükmü

“Sinop kadısına hüküm ki

Mahmiye-i Sinop sâkinlerinden dârende Hoca Receb gelüp mahrûse-i İstanbul’a zahire getirmek içün kendü malıyla bir karamürsel binâ eylemekle ki­mesne mâni‘ olmamak bâbında emr-i şerîfim ricâ itmeğin hâricden kimesne min ba‘d dahl eylemeye deyu şurû‘uyla (şurûtuyla olmalı) hüküm yazılmışdır” (KK Divan Def. nr. 140, vr. 17a).

Kaza Sınırlarının Genişletilmesi

“Ba-hatt-ı hümâyûn

Tatar Pazarı kadısına hüküm ki

Vezir-i a‘zam İbrahim Paşa nefs-i Tatar Pazarı’nda ebnâ-i sebîle rızaen lillâhi te‘âla bir han binâ eylemeğe mübâşeret eyleyüp binâya müte‘allik olan kereste vesair levâzımı Razlık kazâsından gelmeğin zikr olunan Razlık kazâsı işbu sene hamsun ve elf Şabanu’l-mu‘azzamının yirminci gününden, kadılığına hatt-ı hümâyûnumla ilhâk olunmak emrim olmuşdur buyurdum ki emrim üzere zikr olunan kadılıkda dahi icrâ-yı ahkâm-ı şerîfe eyleyesin” (KK Divan Def. nr. 129, 20 Ş 1005, vr. 3a.)



Kadı Tayin Nişanı

“Nişân-ı hümâyûn hükmü oldur ki

Mahrûse-i Haleb kazâsı Şehzade Sultan Mehmed Han medresesinde müderris olan Mevlânâ Ali Çelebi’ye beş yüz akçe ile sadaka buyurulmuşdur berât-ı hümâyûn virilmişdir” (A.NŞT, nr. 1078, Selh-i Zilkade 982, s. 204)

EK IV Konularına göre tasnif edilmiş ruus belge örnekleri

Divan-ı Hümâyun üyelerinin tayin kayıtları

Sadrazam

“Vezâret-i uzmâ,

Vezîr Osman Paşa –yesserallâhu mâ-yeşâ- hazretleri yevm-i mezbûrda Dîvân-ı hümâyûnda otururlarken Kapucılar kethüdâsı Mehmed Ağa mühr-i şerîfi getürüp teslîm idüp vezîr-i a‘zam oldular.” (KK Ruus Def. nr. 244, 20 B 992, s. 33).

“Vezâret-i uzmâ,

Sâbıkâ vezîr-i a‘zam olup mütekâ‘id olan Sinan Paşa hazretleri giru vezîr-i a‘zam oldular.Müjdesi kapucılar kethüdâsına ” (ARSK, nr. 1470, 16 Ca 997, s. 12).

“Sadâret-i uzmâ,

Sa‘âdetlü vezir Mehmed Paşa hazretlerine virildi. Fî 2 Ramazânü’l-mübârek sene sittün ve elf mine’l-hicreti’n-nebeviyye” (ARSK, nr. 1475 s. 2).

Kaymakamlık-ı Sadaret

“Kayimmakâmlık-ı Sadâret-i uzmâ,

Bâ-hatt-ı hümâyûn

Sâbıkâ kayimmakâm olan vezîr olup Sinan Paşa hazretlerine virimek buyuruldı.” (KK Ruus Def. nr. 256, 1 M 1014, s. 5).



Nişancı

“Nişancılık

Bu bende-i hakîrlerine fermân olundı” (Mühimme nr. 25, 3 N 981, s. 16)

“Nişancılık

Bâ-hatt-ı hümâyûn

Bu hakîr nâciz kullarına fermân olundı” (KK Ruus Def. nr. 238, 27 C 988, s. 37)

“Nişancılık

Sâbıka nişancı olup hâliya Köstendil beyi olan Feridun Bey’e buy­ruldı”. (KK Ruus Def. nr. 238, 23 Muharrem 989, s.176)



Rumeli kazaskerî

“Kadıaskerlik-i Rumeli

Sâbıkâ kadıaskerlikden mütekâ‘id olan Mevlânâ Abdurrahman Efendiye virilmek buyuruldı.” (KK Ruus Def. nr. 225, 24 Muharrem 981, s. 266)

Anadolu kazaskerî

“Kadıaskerlik-i Anadolu

Edirne kadısı Mevlânâ Malulzâde Efendi’ye virilmek buyuruldı.”

(KK Ruus Def. nr. 225, Muharrem 981, s.266)



Yüklə 1,52 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   15




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin