Birinci Bölüm / allah'i tanimak


Ahiret ve Meada Benzer Olaylar a) Bitkinin Yeşermesi



Yüklə 1,3 Mb.
səhifə63/80
tarix21.08.2018
ölçüsü1,3 Mb.
#73543
1   ...   59   60   61   62   63   64   65   66   ...   80

Ahiret ve Meada Benzer Olaylar

a) Bitkinin Yeşermesi


İnsanın öldükten sonra dirilmesi, öncesi ölüm olan bir hayat olması nedeniyle solup kuruyan bir bitkinin yeniden yeşermesine benzemektedir. Binaenaleyh insanların gözleri önünde sürekli vuku bulan bu olaya dikkatle bakmaları bile, kendilerinin de öldükten sonra dirilebileceklerini anlayabilmeleri için yeterlidir. Aslında insanların bu olayı pek basite almaları ve önemini fark edememelerinin nedeni, bu olayı sürekli görmeye alışmış olmalarıdır; yoksa "yeniden hayata dönme" konusunda bu olayla, insanın yeniden dirilip hayat bulması arasında hiçbir fark bulunmamaktadır.

Kur'ân-ı Kerim bu alışkanlık perdesini bir kenara itmek amacıyla insanların dikkatini sürekli bu olaya çekmekte ve insanların öldükten sonra dirilmesinin de tıpkı buna benzer bir olay olduğunu belirterek[1] şöyle buyurmaktadır:

Şimdi, Allah'ın rahmetinin eserlerine bak; ölümünden sonra yeryüzünü nasıl diriltmektedir… Şüphesiz O (yeryüzünü ölümünden sonra böyle dirilttiği gibi) ölüleri de gerçekten diriltecektir. O, her şeye güç yetirendir. [2]

 

[1]- A'râf, 57; Hac, 5-6; Rum, 19; Fatır, 9; Fussilet, 19; Zuhruf, 11; Kaf, 11.



[2]- Rum, 50.

b) Ashab-ı Kehf'in Uykusu


Kur'ân-ı Kerim, sayısız öğretici noktalar içeren ve fevkalade şaşırtıcı bir olay olan Ashab-ı Kehf'in kıssasını anlatırken şöyle buyurur:

Böylece, Allah'ın vaadinin hak olduğunu ve gerçekten kıyametin kendisinde şüphe bulunmadığını bilmeleri için insanları Ashab-ı Kehf'ten haberdar ettik… [1]

Bir grup insanın birkaç asır (hicr şemsiî takvime göre 300, kamerî takvime göre 309 yıl) uyuması ve sonra hiçbir şey olmamış gibi uyanması olan bu inanılmaz olay gerçekten insanın bütün dikkatini ahiret meselesine yoğunlaştırmakta ve bu konudaki şüphelerin silinmesini sağlamaktadır. Zira her uyku aslında bir nevi ölüme benzer (uyku ölümün kardeşidir) ve her uykudan uyanış da bir tür, ölümden sonra uyanıştır. Ancak, normal uykularda vücut biyolojik fonksiyonlarını sürdürdüğünden ruhun bedene geri dönmesi kimseyi şaşırtmamaktadır. Oysa üç asır boyunca uykuya dalan ve hiçbir besin maddesi almayan bir vücudun, doğaya egemen olan kurallara göre ölmesi, çürüyüp gitmesi ve ruhun geri dönüşüne elverişliliğini tamamen yitirmesi gerekir. O hâlde bu harikulade olay, insanın şu alelade dünya düzeninin ötesindeki yaşamı fark etmesi ve ruhun vücuda geri dönebilmesi için gerekli doğal şartların her zaman zarurî olmayabileceğini görmesi için yeterlidir. Binaenaleyh bu dünyanın hayat ve ölüm düzenine aykırı düşse de, insanın öldükten sonra yeni bir yaşama dönmesi imkânsız bir olay değildir ve Yüce Allah'ın vaadi gereği kesinlikle gerçekleşecektir.

 

[1]- Kehf, 21.


c) Hayvanların Dirilmesi


Kur'ân-ı Kerim, olağanüstü şekilde dirilen birkaç hayvanı da delil olarak gösterir; bunlardan biri, Hz. İbrahim'in (a.s) elinde dirilen dört kuş örneğidir.[1] Bir başka örnek de, daha sonra değineceğimiz gibi, bir peygamberin binek hayvanının diriltilmesidir. Hayvanın diriltilmesi mümkün olduğuna göre, insanın diriltilmesinin imkânsız olmayacağı belirtilmek istenmektedir.

 

[1]- Bakara, 260.


d) Bazı İnsanların Bu Dünyada Dirilmesi


Bu örneklerden en önemlisi, bizzat bu dünyada bazı insanların diriltilmesidir ki Kur'ân-ı Kerim buna da örnekler vermektedir. Bu örneklerden biri, İsrailoğulları peygamberlerinden birinin yol güzergâhında rastladığı harabe bir şehirdir, mezkûr peygamber (a.s) bu harabeyi görünce bir an aklından bir şehir halkının nasıl diriltileceği sorusu geçer ve Yüce Allah o peygamberin canını orada alır ve tam 100 yıl sonra onu yeniden diriltir ve kendisine "Bu beldede ne kadar zaman kaldın?"diye sorar; bir uykudan uyanmış olduğunu zanneden peygamber "bir gün veya biraz daha az bir zaman" diye cevap verince Yüce Allah şöyle buyurur: Hayır, tam 100 yıl buradaydın sen! Şimdi, yiyeceğine ve suyuna bak, hiç bozulmadan sapasağlam durmakta, bindiğin hayvanınsa kemikleri bile çürüyüp gitmiş işte! Şimdi bu hayvancağızın bütün kemiklerini nasıl yeniden düzüp-koştuğumuzu seyret, üzerlerine nasıl et çekip, deri koyup yeniden dirilttiğimizi gör!"[1] Ve, peygamber, bu hayvancağızın yeniden dirilişini seyreder!..

Bir başka örnek de Hz. Musa'ya (a.s) "Biz tanrıyı gözlerimizle görmedikçe sana inanmayız!"diyen bir grup Yahudiyle ilgilidir, bu sözleri üzerine Allah Teala onları bir yıldırımla küle çevirip öldürür ve sonra da Hz. Musa'nın (a.s) dileği üzerine hepsini tekrar diriltir.[2]

Kur'ân'da geçen bir diğer örnek, Hz. Musa (a.s) zamanında öldürülen bir Yahudinin, kesilen bir ineğin bir uzvunun kendisine dokunulmasıyla dirilmesidir. Bu olay Bakara Suresi'nde anlatılır, sureye Bakara adının verilmesi de bu olayın anlatılması nedeniyledir, ilgili ayette şöyle buyrulur:

…Böylece Allah, ölüleri diriltir ve size ayetlerini gösterir ki, akıllanasınız. [3]

Bazı ölülerin Hz. İsa'nın (a.s) mucizesiyle diriltilmesi de meadın mümkün olduğunu gösteren deliller arasındadır.[4]

Sorular:


1- Meadı inkâr edenler karşısında Kur'ân'ın yöntemini açıklayınız.

 2- Bitkilerin yeşermesiyle mead arasında nasıl bir benzerlik vardır? Kur'ân bu konuya nasıl bakmaktadır?

3- Ashab-ı Kehf olayıyla mead arasındaki ilişkiyi açıklayınız.

4- Hz. İbrahim'in (a.s) eliyle kuşların dirilmesi olayını açıklayarak bununla mead arasındaki ilişkiyi belirtiniz.

5- Kur'ân, bu dünyada kimlerin yeniden diriltildiğini belirtiyor? 

[1]- Bakara, 259.

[2]- age. 55-56.

[3]- age. 67-73.

[4]- Âl-i İmrân, 49; Mâide, 110.

46- MEADI İNKÂR EDENLERE KUR'ÂN'IN CEVABI


Kur'ân-ı Kerim'in, meadı inkâr edenlere verdiği cevaplar ve bu cevaplardaki üslup, söz konusu inkârcıların zihninde bazı şüpheler bulunduğunu göstermektedir; bu bahsimizi, ilgili cevapların münasebetine göre şöyle ele almaktayız:

1- Yok Olan, Nasıl Yine Var Olabilir?


Daha önceki bahsimizde "vücudu yok olduktan sonra insan nasıl tekrar hayata dönebilir?" diye soranlara Kur'ân-ı Kerim'in özetle şu cevabı verdiğini belirtmiştik: İnsanın kimliğinin kıvamı, öldükten sonra toprağa karışıp giden vücudu değil, ruhudur.[1]

Bu diyalog, kâfirlerin şüphelerinin, felsefede "yok olanın, var olması imkânsızdır" prensibinden kaynaklandığını gösteriyor. Yani kâfirler, insanın bütün varlığının, öldükten sonra toprak olup giden mad-dî vücudundan ibaret olduğunu; yeniden hayata dönmesi hâlinde artık aynı insan değil, başka bir insan olacağını, çünkü yok olan bir varlığı yeniden hayata döndürmenin esas itibarıyla muhal ve imkânsız olduğunu sanıyorlardı.

Bu şüphenin cevabını yine Kur'ân'ın kendisi vermekte ve her insanın kimlik ve kişiliğinin, onun ruhuna bağlı olduğunu belirtmektedir. Başka bir ifadeyle "ölümden sonra diriliş (mead) "yok olanın tekrar var olması" değil, mevcut ruhun dönüşüdür.

[1]- Secde, 10-11.



Yüklə 1,3 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   59   60   61   62   63   64   65   66   ...   80




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin