BiSMÎllahîrrahmanirrahiM 4 BİRİNCİ mesele 5



Yüklə 1,08 Mb.
səhifə13/37
tarix09.01.2019
ölçüsü1,08 Mb.
#94130
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   37
    Bu səhifədəki naviqasiya:
  • FASIL

FASIL



Sekizinci Mesele: Katılaşmış, suda boğulmuş ve yanmış cesede ruhun i jmkânsız değildir. Ruhun bu dönüşünü biz farkedemeyiz. Çünkü bilinenin dışında bir dönüştür. Burada baygın, suskun ve şaşkın cesedin !mh ruhları beraber oldukları halde sen hissedemezsin. Cesedi paramparça muş bir kişiyi gerek uzakta olan gerekse yakında olan ruhuyla birleştir-ıek herşeye kadir olan Allah'a zor değildir. Birleştirilen bu vücut azaların­da duruma göre bir nevî elem ya da lezzet şuuru bulunur. Cansız varlıklarda Allah'ı zikredecek ölçüde idrak, şuur olursa; taş, Allah korkusundan düşer­se* dağlar, ağaçlar O'na secde ederse ayrıca ufak taşlar sular ve bitkiler O'nu teşbih ederse ruhtan ayrılmış cesedin elem ve lezzet şuuruna vakıf olması çok daha normaldir. Cansız varlıkların teşbihi ile ilgili olarak Yüce Al­lah: "Yerde ve gökte ne varsa hepsi hamd ederek Allah'ı teşbih ederler. Ama siz onların teşbihlerini anlayamazsınız" 272 buyurmaktadır. Burada teş­bihten maksat sadece yaratıcısına delalet etmek olsaydı: "Fakat siz, onların teşbihlerini anlayamazsınız" denmezdi. Zaten aklı olan kişi bunların Al­lah'a delalet ettiğini bilmekte, anlamaktadır. Başka bir âyete: "Biz dağları ona musahhar kıldık. Sabah akşam Allah'ı teşbih ederler" 273 Allah'a delalet etmek anlaşıldığına göre yalnızca bu iki vakte mahsus değildir. Yine: "Ey dağlar, O'nunla birlikte yankılanın"274 âyeti de (Hz. Dâvudla) beraberlik şar­tıyla yankılanmaya mahsus değildir. Şöyle diyen kişi Allah'ı yalanlamıştır: 'Yankılanmak, aksi şadadır. (Yani sözün bir cepheye vurup geri dönmesidir -ç.) Çünkü yankılanmak Hz. Davud'un sesinden başka diğer sesler için de söz-konusudur. Diğer bir âyette: "Görmez misin Allah'a yerde ve gökte kim varsa ve güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, havyanlar ve birçok insan secde eder" 275 Duyurulmaktadır. Burada da Allah'a delalet etmek yalnızca birçok insana mahsus değildir. Diğer bir âyeti celîlede ise: "Görmez misin göklerde ve yerde kimler varsa onlar ve kanatlarım çırparak uçan kuşlar Allah'ı tesbıhl ederler. Hepsi duâ ve teşbihini bilmektedir" 276 buyurulur. Bu gerçek bir duâ ve teşbihtir, Allah bunu bilir. İsterse cahiller, yalancılar bu gerçeği inkâr. Etsinler Yüce Allah bazı taşların yerlerinden ayrılarak Allah korkusundan düştüğünü ve yer ile ğöğün kelamını işitmek için kendisinden izin istediğini bildirmiştir Yüce Allah göğe ve arza hitaben isteyerek veya istemeyerek emrime gelin dedi de onlarda isteyerek geldik dediler 277 ayrıca ashabı kiram yedikleri yemeğin çektiği tesbih i.

Allah'ın da bunlara olumla cevap verdiğini şu âyetle bildirmiştir: "Yüce Allah ayrıca /isnab-ı Kiranı 278yedikleri yemeğin çektiği teşbihi ve mescitte 279 bulunan kuru hurma kütüğünün iniltisi ni de duymuştur. Cansız bunca cisimler hissedebiliyor, farkedebiliyorsa ipp risinde ruhun, hayatın bulunduğu cisimler-Öncelikle hisseder, farkeder. Bn nun yanında Yüce Allah, bu dünyada, ruhtan ayrılan bedene, yeniden tam bir hayat verdiğini, böylece bu bedenin konuştuğunu, yürüdüğünü, yediğin-içtiğini, evlenip çocuk sahibi olduğunu da göstermiştir. Âyeti celîlede: "Bin­lerce kişi oldukları halde ölüm korkusuyla yurtlarından çıkan şu adamlara görmedin mi? Allah önce onlara: "Ölün" dedi sonra yine kendisi diriltti" 280 Ve. 'Tahut şu kimse gibisini görmedin mi ki, duvarları, çatıları üstüne yıkılmış ıssız bir kasabaya uğramıştı da, Allah bu böyle öldükten sonra nasıl diriltecek?" demişti. Bunun üzerine Allahü Teâlâ da kendisini yüz sene öldürüp sonra diriltti: "Ne kadar kaldın?" dedi. "Bir gün, ya da bir günün birazı kadar . kaldım" dedi" 281 buyurulmaktadır. İsrail oğulların dan katilin aranması; 282 Hz. Musa'ya: "Allah'ı açıkça görene kadar sana inanma3iz" 283 diyenleri Allah önce Öldürüp sonra diriltmiştir; Aslıâb-ı Kehf 284 ve Hz. İbrahim'in dört kuş kıssası 285 hepsi bedenden ayrılıp sonra bedene dönen ruhla, hayatla ilgili dünyada görülen şeylerdir. Dünyada bu olunca, Yüce Allah'ın ölümünden sonra bedeni diriltip sorguya çekmesi, ameline göre azaplandırması ya da mükâfatlandırması Yüce kudretine niye zor gelsinki?! Bu gerçekleri inkâr etmek; yalanlamak, küfürde inat etmek ve direnmekten başka bir şey değil­dir. Başarı Allah'tandır. 286



FASIL



Dokuzuncu Mesele: Şunu iyi bilmeli ki, kabir azabından, nimetinden maksat dünya ile ahiret arasındaki Berzah'ta görülen nimet ve azaptır. Yüce Allah Aralarında, dirilecekleri güne kadar kalacakları Berzah vardır"287 buyurmaktadır. Dünyaya ve ahirete insanlar buradan uğurlanmaktadır. k bir azabı ya da cennet nimeti denerek cennet bahçesi veya cehennem zah'a aolmaS1 görülecek muamelenin türündendir. Vücudu katılaşmış, çuklJr yanmış, suda boğulmuş, yırtıcı hayvanlar veya kuşlar tarafından yen-3Ş lanlar da amellerine göre her ne kadar mükâfat ve cezanın sebepleri, ml?fvetlerifarklı farklı olsa da Berzah'ta hak ettikleri azabı ya da keykâfati[göreceklerdir. Geçmişte bazı insanlar, ceset ateşte yanıp kül olur-11 ahut rüzgârın şiddetli olduğu bir günde bazı azalar suya atılır, bazıları 1 toprakta kalırsa Berzah'ta görülen azaptan kurtulunacağını zannederek, cuklanna öldükten sonra böyle yapmalarını vasiyyet etmiş. Bunun üzeri-e Allah, denize emretmiş, deniz kendisine atılan uzuvları getirmiş, yere em­retmiş o da içine gömülen, dağıtılan uzuvları getirmiş. Uzuvlarını birleştir­dikten sonra Yüce Allah adama: "Kalk" der, adam da kalkıp hemen Allah'ın huzuruna koşar. Ona sorar: "Niçin böyle yaptın?" Adam da: "Rabbim, sen da­ha iyi bilirsin, senin korkundan dolayı böyle yaptım" der. Allah ona merha­met etse de bundan kurtulamaz. 288 Çeşitli yerlere atılmış uzuvlar, isterse fır­tınalı bir günde ağaçların tepelerine asılmış olsun hakettiği azabı ya da mükâfatı bedeni, Berzah'ta alacaktır. Yine salih bir kimse kor ateşin içine gomülse, Allah bu ateşi ona serinlik, selamet yapar böylece Berzah'ta görece­ği nimeti, hazzı alır. Bu şartlarda dilerse Allah havayı ceset için ateş, zehir yapar.

Âlemde bulunan unsurlar, maddeler Rablerine boyun eğmiştir. Yara­tan, yönlendiren Allah bunları dilediği gibi kullanır. Hiçbirisi de O'nun ira­desinden çıkmaz. Hatta bunlar, iradesine, kudretine boyun eğmiş varlıklar­dır. Kim bunu inkâr ederse âlemlerin Rabbini inkâr etmiştir, O'na küfrede­rek Rabliğine karşı gelmiştir. 289




Yüklə 1,08 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   37




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin