BiSMÎllahîrrahmanirrahiM 4 BİRİNCİ mesele 5



Yüklə 1,08 Mb.
səhifə14/37
tarix09.01.2019
ölçüsü1,08 Mb.
#94130
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   37

FASIL



Onuncu Mesele: Ölüm, ilk meâd ve ilk diriliştir. Yüce Allah, insanoğ-lundan günahkârların cezalandırılacağı, salihlerin de mükâfatlandırılacağı iki meâd, iki de diriliş tahsis etmiştir.

ilk diriliş ruhun bedenden ayrılması ilk ceza yurduna gitmesidir.

ikinci dirilişse Allah 'm bedenlere ruhu vererek onların kabirlerinden cennete yahut cehenneme gitmeleridir. Buna ikinci haşr diyoruz. Bu husus hadiste: "Diğer dirilişe de iman edersin" 290şeklinde açıklanmıştır. İlk dirilişi, her ne kadar birçok insan burada görülen nimeti ya da azabı kabul etmese dekimse inkâr etmemektedir. Yüce Allah, büyük ve küçük denen meti Mü'minûn, Vakıa', Kıyamet, Mutaffifîn, Fecr ve diğer sûreleımış; adaleti ve hikmeti gereği her iki yurdu da gerek iyiler gerekse köttl ~yaptıklarının karşılığını alacağı yurt olarak bildirmiştir. Ancak ameli611tam karşılığı daimi yurtta meâd günü verilecektir. Nitekim âyette: "He ***"fis ölümü tadacaktır. Kıyamet günü mükâfatlarınız size tam verilecek 291geçmektedir.

Adaleti icabı, esmayı hüsnâsı gereği velî kullarının bedenleri ve ruhi mükâfatlandırılırken düşmanlarının beden ve ruhları cezalandırılacak^" İtaatkâr kişinin hem bedeni hem de ruhu hakettigi nimetin zevkini almaP fâcir, asi kişinin de hem bedeni hem de ruhu hakettigi azabı görmelid' Allahû Teâlâ'nin adaleti, hikmeti, mukaddes kemâli bunu gerektirmekte dir. Bu dünya sorumluluk, imtihan dünyası olup amellerin değerlendirildiği dünya olmadığında bu durum dünyada görülmez. Berzah ise ceza yurdunun ilk safhasıdır, gerekli herşey ortaya çıkar, hikmet de ortaya çıkmasını gerek­tirir. Kıyamet gün olunca da itaatkârlara ve asilere, hak ettikleri beden ve ruh nimeti veya azabı tam olarak verilir. Berzah'ta verilen nimet veya azap ahirette verilecek nimetin, azabın ilk safhasını oluşturur. Nimet ve azabın Berzah'ta bulunanlara ulaşacağı, Kur'ân'da ve sahih birçok hadiste belirtilmiştir. Mesela, bir hadiste Rasûlullah der ki: "Mü'min kişinin kabrinden cennete bir kapı açılır. Oradan cennetin güzel kokusu, nimeti gelir. Facirin de kabrinden cehenneme bir kapı açılır. Oradan cehennemin sıcaklığı ve ze-hiri gelir." 292 Ruhun bu kapıdan aldığı hazzı, bedenin de aldığı kesinlikle bi­linmektedir. Kıyamet günü olunca da bu kapıdan içerdeki yerine girer. Bu dünyada kula bu iki kapıdan üzeri meşgalelerde, hissedilen perde ve bir takım arızalarla kapalı gizli bir işaret gelir, çoğu insan sebebini bilmese de, gördüğü şeyi yorumlayamasa da bunu hisseder. (Yani rüyada yapılan tenbihler ç.)

Bir şeyin varlığını bilmekle, onu hissetmek, yorumlamak ayrı ayrı şey­lerdir. Ölünce, kapıdan gelen bu işarete biraz daha yaklaşır. 293 Dirildiğinde de bu işarete tamamen kavuşmuş olur. Allah'ın hikmeti gereği işaretler bu üç yurtta (dünya-Berzah ve Kıyamet) güzelce sıralanmıştır. 294

SEKİZİNCİ MESELE




KABİR AZABI, BİLİNMESİ, SAKINMAK İÇİN İNANILMASI BU KADAR ÖNEMLİ OLDUĞU HALDE, NÎÇİN KUR'AN-I KERÎM'DE ZİKREDİLMEMİŞTİR?

Bu soruyu idmalî ve tafsîlî olmak üzere iki şekilde cevaplandırırız.temalı Cevap: Bilindiği gibi Yüce Allah, Rasulü'ne iki tane vahiy gön-s kullarının da bu vahiylere inanmasını ve bunlarla amel etmesini is-niştir. Bunlar Kur'ân ve Hikmet'tir. Âyet-i celîlelerde: "Allah sana Kitabıve Hikmeti indirmiştir" 295."O Allah ki, kendilerinden olan ümmî birini onlaraAllah'ın âyetlerini okuyan, onları yücelten, onlara Kitab ve hikmeti öğreten bir elçi gÖnderdi" 296ve "sizin evlerinizde okunan Allah âyetlerini ve hikmetini hatırlayın" 297.

Selef âlimleri Kitaptan maksadın Kur'ân, Hikmetten maksadın sünnet olduğunda ittifak etmişlerdir. Rasulullah'ın dilinden, Allah'ın bildirdiği şey­lere inanmak, doğrulamak ne kadar gerekli ise Rasulullah'ın Allah'tan bil­dirdiği şeylere de (sünnet-hadis yoluyla) o derece inanmak doğrulamak ge­reklidir. Bu husus, gayri müslimler dışında bütün nıü'minler tarafından ka­bul edilmiş bir gerçektir. Nitekim Allahû Teâlâ: "Bir Kitab bir de O'nun gibi­sini verdim" 298 buyurmaktadır.

Tafsîlî Cevap: Berzah'ta görülecek nimet yahut azapla ilgili âyetler çoktur. Mesela: "O zalimler ölüm dalgaları içinde, melekler de ellerini uzat­mış: "Haydi canlarınızı çıkarın, Allah'a gerçek olmayanı söylemenizden ve O'nun âyetlerine karşı büyüklük taslamanızdan ötürü, bugün alçaklık aza­bıyla çarpılacaksınız" derken onların halini bir görecektin"299 Zalimlere bu, ölüm anlarında söylenmiştir. Melekler de, zalimlerin bugün korkunç bir *zap göreceklerini doğru olarak bildirmişlerdir. Dünya hayatının bitimine dar (kıyamete kadar) azapları gecikmiş olsaydı, onlara: "Bugün cezalandı­rılacaksınız" denmezdi.

Bir başka âyette: "Allah onu, onların kurdukları tuzakların kötülükle-raiden korudu ve Firavn ailesini, azabın en kötüsü kuşattı. Kıyamete kadar sabah akşam onlara sunulur. Kıyamet kopunca da: "Firavn ailesini, azabın en şiddetlisine sokun" denir. 300 Her iki yurtta da azap olacağını açıkça Allah Teâlâ bildirmiştir.

Bir başka âyette: "Korkudan bayılacakları günlerine kadar bırak onları. O gün, tuzakları kendilerine hiçbir fayda sağlamaz ve onlara yardım da edil­mez. Zulmedenlere bundan başka bir azab daha vardır. Fakat çokları bunu bilmezler"301.Dünyadaki öldürülme cezaları veya daha büyük bir ihtimalle Berzah'ta görecekleri azab kastedilmiş olabilir bundan. Çünkü çoğu zalim, dünyada azab görmeden Ölmektedir. Daha açık bir ifadeyle şöyle de denilebi­lir: Zalimlerden ölenler, Berzah'ta azaplarını görürler, Ölmeyenler ise öldü­rülmek vb. şeylerle dünyada azaplarım görürler. O zaman bu âyet, zalimlere dünyada ve Berzah'ta görecekleri azabı bildirmektedir.

Diğer bir âyet-i celîlede de: "Belki dönüp gelirler diye mutlaka onlara bü­yük azaptan ayrı olarak daha yakın azabı tattıracağız" 302 Duyurulmaktadır. Abdullah b. Abbas 303gibi bir kısım âlim, bu âyetle kabir azabına delil getirmiş­lerdir. Kabir azabına bu âyetin delâleti biraz uzak. Çünkü küfürden dönüp İslama dönmek için dünyada verilen bir azabdır bu. Bu gerçeğin Kur'ân'ın tercümanı, ümmetin en bilgilisi bir zattan gizli olması ihtimal dışıdır. Ancak Kur'ân'la ilgili ince tefekkürü, hassas dikkati nedeniyle bunun kabir azabı olabileceğini anlamıştır. Âyeti celîleler de yakın ve büyük iki azabın olduğu; yakın azabın tevbe edip dönmeleri için tattınlacağı bildirilmiştir. Bundan da dünya azabının dışında başka bir yakın azabın olabileceğini istidlal etmiştir. Bundan dolayı âyeti celîle de: "Yakın azaptan tattıracağız" buyurulmuş, "ya­kın azabı tattıracağız" denmemiştir. İyi düşün.

Rasûlullah'ın şu sözü de bu anlayışa benzerdir: "Kabrinden cehenneme bî304 Ama şöyle dememiştir: "Cehennemin harareti, zehiri gelir." Çünkü ce­hennemden gelen azab oldukça azdır, azabın çoğu daha cehennemdedir. Al­lah düşmanlarının dünyada gördükleri azap, çoğunluğu cehennemde olan azabın sadece bir miktarıdır.

Bir başka âyette: 'Ta can boğaza dayandığı zaman? İşte o zaman bakar durursunuz. Biz ona sizden daha yakınız, fakat siz göremezsiniz. Eğer öl­dükten sonra cezalandırılmayacak iseniz çıkmakta olan canınızı geri dön-dersenize! O can Allah'a yaklaştıranlardan ise ona rahatlık, güzel rızık ve ni­met cenneti var. Eğer o, defteri sağ tarafından verilen sağcılardan ise, sana sağcılardan selam var. Ama yalanlayıcı sapıklardan ise, kaynar sudan bir zi­yafetle, cehenneme atılma var. Kesin gerçek budur işte. Öyleyse büyük

Rabb'ının adını teşbih et" 305 buyurulmaktadır. Burada Yüce Allah, ölüm anındaki ruhların durumunu anlatmıştır. Sûrenin başında ise ehemmiyeti­ne, önemine binâen "büyük dönüşte" (me'âd'ı ekber) ruhların durumunu zik­retmiştir. Buna göre ahirette ruhu üç kısma ayırdığı gibi ölürken de üç kısma ayırmıştır.

Diğer bir âyeti celîlede ise: "Ey mutmain olan nefis, Rabbine, sen O'ndan O da senden razı olarak dön. Kullarım arasına katıl ve cennetime gir" 306 bu-yurulmaktadır. Selefi âlimler, ruha bu hitabın ne zaman yapılacağı hususunda ihtilaf etmişler. Bir kısmı der ki: "Ölüm anında denecektir." Lafzın za­hirinden, bedenden ayrılan ruha deneceği anlaşılmaktadır. Berâ ve başkala­rından rivayet edilen hadislerde Rasûlullah bu âyeti: "Sen ondan razı olarak, o da senden razı olmuş olarak çık 307 denir" şeklinde yorumlamıştır. Ruhların Berzah'ta yeri konusunda bu meseleyi inşallah anlatacağız. Ayrıca "kulla­rım arasına katıl" âyeti, Rasûlullah'ın "Ey Allah'ım, yüce dosta" hadisine de mutabıktır. 308

Kabir azabı nimeti ile ilgili hadisleri incelediğinde Kur'ân'ın ifadesine uygun olduğunu görürsün. Başarı Allah'tandır. 309



Yüklə 1,08 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   37




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin