ONBİRİNCİ MESELE
KABİR SUALİ MÜSLÜMAN OLSUN, MÜNAFIK OLSUN,KÂFİR OLSUN HERKESE Mİ SORULACAKTIR,YOKSA SADECE MÜMİNLE MÜNAFIĞA MI?
Ebû Ömer b. Abdul-Ber, Kitâbu't-Tehnıîd'de der ki: "Bize kadar gelen delillerden, kabir sualinin, ehli kıbleye mensüb, kelimeyi şehadeti getirenle-müslüman ve münafığa sorulacağı anlaşılmaktadır. Batıl inançlı, inkarcı kâfire, Rabbinden, dininden ve peygamberinden sorulmaz. Bu sorular müs-lümanlara mahsustur. Allah, iman edenlere imanlarında sebat kılmaları için yardım eder, batıl yolda olanların ise ayaklarım kaydırır." 341
Kur'an-ı Kerim ve sünnet ise, bu iddianın aksine kabir sorgusunun hem kâfire hem de mü'mine olacağını bildirmiştir. Bununla ilgili olarak Yüce Allah: "Allah, iman edenlere, dünyada ve ahirette daima sabit bir söz üzerinde kalmaları için sebat ihsan eder, zalimleri ise hak yoldan saptırır. Allah dilediğini yapar"342buyurulmaktadır. es-Sahih'de, bu âyetin: Rabbin kimdir, dinin nedir, peygamberin kimdir? diye sorulduğunda kabir azabıyla ilgili olarak nazil olduğu bildirilmektedir. 343
es-Sahîhayn'da Enes b. Malik'ten Rasûlullah'ın (SAV) şöyle dediği nakledilir: "Kul kabre konunca, başından ayrılan dostlarının ayak seslerini duyar..." Buhârî'de şu ziyade vardır: "Kâfir ve münafığa gelince, ona sorulur: Şu adam hakkında ne dersin? Münafık ya da kâfir: Bilmiyorum. Ben de insanların buna söylediğini söylüyorum" der. Bunun üzerine "demek bilmiyorsun, denir ve demir tokmakla kafasına öyle vurulur İd, çığlığını insan ve cin dışında herşey duyar." Buharî'de geçen hadis böyledir.344. adesi hadiste vav harfiyle başlar. Bu hadisi, Ebû Saîd el-Hûdrî'den (İbn Mâce ve Ahmed b. Hanbel de rivayet etmiştir.345 Ebû Saîd el-Hudrî der ki:
"Rasûlullah'la beraber bir cenazeye iştirak etmiştik. Rasûlullah dedi ki: "Ey insanlar, bu ümmet, kabirlerinde azab, ceza görmektedirler. Kişi kabre ko-ntıp dostları başından ayrılınca ölüm meleği elinde demir tokmakla gelir ve-"Şu adam hakkında ne diyorsun?" der. Kabirde yatan kişi mü'min bir kimse ise "şehadet ederim ki Allah'tan başka bir ilah yoktur. O'nun ortağı yoktur Yine şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın kulu ve Rasûlü'dür" der. Melek de: "Doğrusunu söyledin" der ve kabirden cehenneme bir kapı açarak: "Rab-bine küfretseydin kalacağın yer burası olacaktı" der. Yok eğer kabirde yatan kâfir veya münafık ise meleğin: "Şu adam kimdir?" sorusuna, "bilmiyorum ki" der. O zaman: "Demek bilmiyorsun, doğruyu bulamamışsın" denir ve kabrinden cennete bir kapı açılarak: "Rabbine iman etseydin burada kalacaktın. Ama O'na küfrettin: O da sana burayı yasak etti" denir. Sonra cehenneme bir kapı açılar. Bu kişinin kafasına, melek Öyle bir tokmak vurur ki insan ve cinden başka herşey onun çığlığını duyar." Rasûlullah bunları anlattıktan sonra sahabeden biri: "Ey Allah'ın Rasûlü, Ölüm meleği kimin başına gelse o kişi korkar, titrer" deyince Allah Rasûlü: "Allah, iman edenleri, dünyada da ahirette de sağlam sözde sabit kılar. Zalimleri de saptırır. Allah, dilediğini yapar" âyetini okudu.
Kabir azabı, uzunca olan Berâ b. Âzıb346 hadisinde şöyle anlatılır: "Kâfir bir kimse dünyadan ayrılıp ahirete gideceği zaman ellerinde demir çengeller olan melekler gelir." Berâ hadisi: "Sonra ruhu kabirdeki bedenine gönderilir" bölümüne kadar rivayet eder. Başka bir rivayette "kişi kâfir ise Ölüm meleği gelir, başına oturur" şeklinde geçmektedir. Bu rivayet şöyle devam eder: "Bu kötü ruh kime aittir? der. En kötü ismini kullanarak, "fülanca adamdır" derler. Ruh dünya semasına varınca, semanın kapısı kapanır ve kafasına gökten taş atılır." Kasûlullah, bu kısmı anlatınca şu âyeti okudu: "Kim Allah'a ortak koşarsa o, sanki gökten düşmüş de kendisini kuş kapıyor veya rüzgâr onu uzak bir yere sürüklüyor gibidir." 347 Bu âyeti okuduktan sonra Allah Rasûlü sözünü şöyle sürdürür: "Ruhu, cesedine gönderilir, Azarlayıcı iki tane korkunç melek gelir, azarlayarak yanı başına otururlar. Adama sorarlar: "Rabbin kim? Adam: "Ne? Bilmiyorum ki" der. Melekler de: "Demek bilmiyorsun" derler. İkincisinde: "Size gönderilen şu peygamber necidir peki?" diye sorarlar. Adam da: "İnsanların O'na peygamber dediklerini duydum, fakat ben bilmiyorum" deyince melekler: "Demek bunu da bilmiyorsun?" derler. Adamın verdiği cevaplar: "Allah, zalimleri saptırır. Allah dilediğini yapar" âyetinin gerçekleşmesidir" buyurur.
Kur'ân ve sünnet literatüründe fâcir kesinlikle kâfiri de içine alır. Meselâ âyet-i celîle de: "Salihler, nimeti çok olan cennettedirler. Fâcirler ise
kızgın cehennemdedirler" 348 ve "hayır, fâcirlerin kitaplarında cehennem Pe cesine gidecekleri yazılıdır"349buyurulmaktadır. Berâ hadisinin bir rivayetinde de: "Kâfir dünyadan ayrılıp ahirete gideceği zaman, yanlarında ateş-ye Çiseler, katrandan gömlekler olan kızgın korkunç melekler gelirler ve tel1 kızarlar. Adamın ruhunu yaş yünden çok dikenli şişin çıkarıldığı gibi beli 'nden çıkarırlar ve yerde ve gökte bulunan bütün melekler adama lanet ederler."
Hadis, şöyle de rivayet edilir: "Kabre konan kişi, mezarından ayrılanları ayak seslerini duyar. Kabirde adama şunlar sorulur: "Rabbin kim? Dinin nedir? Peygamberin kimdir?" Buna cevap olarak: (Kabirde yatan kâfir kişi) "Bilmiyorum" deyince melekler: "Demek bilmiyorsun" derler. Hadis böyle sürüp gider. Bunu, Hammâd b. Seleme, Yûnus b. Habbâb'dan, o da Minhal b Amr'dan, o da Zâzân'dan, o da Berâ'dan rivayet eder.
İsâ b. Müseyyeb, 350 Adiy b. Sabit'ten, o da Berâ'dan rivayet ettiği bir hadiste şöyle anlatılır: "Rasûlullah'la birlikte Ensar'dan birinin cenazesine iştirak ettik..." Bu uzun hadisi şöyle sürdürür: "Kâfir bir kimse dünyadan ayrılıp ahirete gideceği zaman, yanlarında cehennem kefeni ve tabutu olan bir grup melek ruhunu almak için gelir." Bu kısmı da rivayet ettikten sonra devamında: "Ruhu, cesedine gönderilir. Sonra tırnaklarıyla yeri didik didik eden, saçlarıyla arzı iyice karıştıran, sesi şiddetli gök gürültüsünü, gözleri de göz kamaştıran şimşek gibi Münker ve Nekir adında iki melek gelir. Kabirde yatan adama: "Rabbin kimdir?" derler. Adam da: "Bilmiyorumki" deyince kabirden bir ses gelir: "Demek bilmiyorsun?" Sonra kafasına demir çubuk vurulur. Doğuda batıda bulunanlar bir araya gelse buna engel olamaz. Ayrıca kemikler birbirine girecek ölçüde kabri de daraltır." Ve hadisin devamı.
Ahmed b. Hanbel Müsned'inde, Ebû'n-Nadr Hâşim b. Kasım, îsâ b. Müseyyeb 351 yoluyla aynı hadisi rivayet etmektedir.
Muhammed b. Seleme, Hasîf, Mücâhid ve Berâ yoluyla gelen bir hadiste de: "Ensar'dan bir adamın cenazesinde iken Rasûlullah çıkageldi." Berâ hadisi şuraya kadar getirir: "Rasûlullah dedi ki: Kâfir bir kimse kabre konunca Münker ve Nekir adında iki melek gelir. Adama sorarlar: "Rabbin kimdir?" Adam: "Bilmiyorum" deyince melekler: "Demek bilmiyorsun?" 352 derler. Ve hadisin devamını zikreder.
Bilcümle Berâ b. Âzib'dan gelen çoğu rivayette kesinlikle: "Kâfire gelince" ibaresi geçmektedir. "Fâcire gelince, münafık ve henüz imandan şüpheli olana gelince" şeklinde rivayetler olsa da, bu bir kısım râvînin şüphesi-dir. Hadiste Rasûlullah'ın böyle dediğini bilmiyorum demişlerdir.
Hadiste, geçen kâfir ya da fâcir ifadelerini rivayet ederken şüpheye düşmeyenlerin rivayeti çünkü böyle rivayet edenler çoktur şüpheli rivayet edenlere tercih edilir. Ayrıca bu iki rivayet arasında tenakuz da yoktur. Kâfir gibi münafık da sorguya çekilecektir. Allah, iman edenlere sebat verirken kâfir ve münafık zalimleri saptıracaktır.
Ebû Saîd eî-Hüdrî, Amir Akdi'nin Abbad b. Râsid'den, o da Davud b. Ebî Hind'den, o da Ebû Nadra'dan rivayet ettiği hadiste, her iki rivayeti de birleştirmiştir. Ebû Saîd el-Hüdrî der ki: "Rasûlullah'Ia bir cenazeye iştirak ettik" 353 kısmını zikrettikten sonra, Rasûlullah'tan nakleder: "Eğer kabirde yatan kişi kâfir ya da münafık ise: "Şu adam hakkında ne diyorsun?" diye sorulur. O da: "Bilmiyorum" der. Anlaşıldığı üzere buradaki sual, kâfir ve münafığa sorulmaktadır. Ebû Ömer'in: "İnkarcı, batıla düşmüş kâfirden, Rabbi ve dini sorulmaz" iddiasına şöyle cevap veririz: "Bu iş böyle değil. Belki de sorguya çekilecekler arasında en önde gelenler bunlardır."
Kur'ân-ı Kerim'de Allahû Teâlâ kâfirin sorguya çekileceğim bildirmiştir. O gün onlara seslenerek: "Rasûllerin davetine neyle karşılık verdiniz" denir.354Diğer bir âyet-i celîlede: "Rabbine yemin olsun ki hepsine yaptıklarından sual soracağız."355ve: "Kendilerine Rasûller, gönderilenlere ve Rasûllere soracağız" 356 buyurulmaktadır. Kıyamet günü sorguya çekilecekler, yattıkları kabirlerde nasıl sorguya çekilmesinler. Bu işler, Ebû Ömer'in dediği gibi değildir357
.
Dostları ilə paylaş: |