ONDÖRDÜNCÜ MESELE
KAR AZABI SÜREKLİ MİDİR, YOKSA GEÇİCİ MİDİR?
İki şekilde cevaplandırırız. Birinci şekil cevap: Bazı hadislerde iki fha arasında azaplarının hafifletileceği bildirilmiştir. Kabirlerinden kalkınca"Vah bize, yattığımız yerden bizi kim kaldırdı?" 375 derler. Bu âyette de bin sürekli olduğu bildirilmiştir. "Ateş, sabah akşam onlara sunulur." 376 Buhâri'nin Semre yoluyla Rasûlullah'ın rüyası ile ilgili hadis de bu manadadır, yani: "Kıyamete kadar böyle azap görürler." 377
Kuruyana kadar iki ölünün azabını hafifleteceği umulan İbni Abbas'tan gelen iki yaş hurma çubuğu ile ilgili hadis de azabın sürekliliğini gösterir. Azabın hafifletilmesi hurma çubukları yaş olduğu müddetçedir.
Rebî b. Enes'in Ebu'l-Aliye yoluyla Ebû Hureyre'den rivayet ettiği hadiste: "Sonra, başları taşla yanlan bir kavme rastladım. Kafası yazıldıkça yeni-m iyileşiyor. Onlara bu ceza sürekli verilecektir." 378 es-Sahih*te de: "Giydiği iki hırkayla böbürlenerek yürüyen kişiyi Allah'ın yere batırdığı, bu cezanın da kıyamete kadar süreceği" rivayet edilmiştir. 379
Berâ b. Azib hadisinde kâfir anlatılırken: "Sonra kabrinden cehenneme bir kapı açılır, kıyamet kopana kadar buradan, cehennemdeki yerlerine bakar" buyurulmaktadır. Bunu Ahmed b. Hanbeî rivayet eder. Bazı rivayetlerde de: "Kabrinden cehenneme bir delik açılır. Kıyamete kadar bu delikten cehennem hüznü ve dumanı gelir." 380
ikinci şekil cevap: Bir müddet azap gördükten sonra kesilir. Günahla-nyla terazisi hafif gelen bazı günahkâr müslümanlarm günahları Ölçüsünde azap gördükten sonra hafifletilmesi, bu kısım azabı oluşturur. Nitekim günahkâr müslümanlar cehennemde günahları ölçüsünde yandıktan sonra azaptan kurtulacaklardır.
Akraba ve dostlarının yaptığı duâ, verdiği sadaka, istiğfar, gönderdiği Hac ve Kur'ân okuma sevapları da günahkâr mü'mini azaptan kurtarır. Nitekim, dünyada yapılan şefaat sayesinde de kişi azaptan kurtulabilir. Ama bu şefaat bazan şefaat olunan kişinin iznine bağlı olmayabilir. İzin vermeden kimsenin şefaat etmesine Yüce Allah müsaade etmez. Yani şefaat olunacak kişiye, Yüce Allah merhamet etmek isteyince kişiye şefaat hakkı verir. Verilen bu şefaat hakkından dolayı kişi başka bir şeyle gururlanmamakdır, çünkü bu, şirktir, batıldır. Âyeti celîlelerde: "Allah'ın izni olmadan kimse şefaat edemez" 381"Allah'ın razı olduğu kişiler dışında kimseye şefaat edemezler" 382 "Şefaat edecek kişi ancak O'nun izninden dolayı şefaat eder", 383 "Allah'ın izni olmadan kimsenin şefaati faydalı olmaz" 384ve: "De ki, bütün şefaat Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü de O'nundur." 385
İbni Ebî'd-Dünyâ, Muhammed b. Mûsâ yoluyla Abdullah b. Nâfi'den şunu nakleder: "Medine'li bir adam ölünce, biri rüyasında onu cehennemlikler arasında görür. Haliyle buna çok üzülür. Aradan birkaç saat geçince bunda da onu cennetlikler arasında görür. Ölen kişi sorar: "Sana ne oldu?" Dedim ki: "Seni cehennemlikler arasında gördüm." Dedi ki: "Evet, cehennemliktim. Ama, bizimle beraber salihlerden bir adam gömüldü. O da yakınlarından kırk kişiye şefaat eti. Ben de bunlardandım."
İbni Ebî'd-Dünyâ Ahmed b. Yahya yoluyla bir dostundan nakleder: "Ölen kardeşimi rüyamda gördüm. Ona dedim ki: "Kabre konulunca başından ne geçti?" Dedi ki: "Elinde cehennem topuzu bulunan biri yanıma geldi. Birinin yaptığı dua olmasaydı onu bana vuracaktı."
Ömer b. Cerîr anlatıyor: "Kişi ölmüş bir kardeşine dua edince bir melek bu duayı adamın kabrine götürür ve: "Ey kabirde yatan garib insan. Al, bu kardeşinin sana hediyesidir" der.
dillere sarılmış nur gibi tabaklar içinde bize sunuldu." Ona dedim ki: "Bu nasıl olur?" Dedi ki: "Hayattaki mü'minlerin duası böyledir. Ölülere dua ettikleri zaman duaları kabul edilir. Bu dualar, ipek mendillere sarılı olarak nurdan tabaklar içinde ölülere sunulur ve "al, bu falancanın sana hediyesidir"
denir.
İbni Ebî'd-Dünyâ, Ebû Ubeyd b. Bahîr yoluyla bazı dostlarından nakleder: "Ölümünden sonra bir kardeşimi rüyamda gördüm. Dedim ki: "Hayatta olanların duası size ulaşıyor mu?" Dedi ki: "Evet, Allah'a yemin olsun ki nur gibi yükselerek adamı sarar." 386
İnşaallah bu sorunun uzun cevaplarını, ölülerin, hayatta olanların hediyelerinden faydalanması babında zikredeceğiz. 387
ONBEŞİNCİ MESELE KIYAMETE KADAR RUHLAR NEREDE KALACAK?GÖKTE Mİ YOKSA YERDE Mİ? CENNETTEMİ YOKSABAŞKA YERDE Mİ? DÜNYADAKİ BEDENLERİN DIŞINDABAŞKA BEDENLER İÇERİSİNDE Mİ NİMET YA DA AZAP GÖRECEK YOKSA MÜCERRED (SOYUT) HALDE Mİ BULUNACAK?
Böyle önemli bir konuda âlimler, farklı birtakım görüşler ileri sürmüşlerdir. Oysa ki buna ancak vahiyle ulaşılabilir. Bir kısım âlim, şehidlerden olsun veya olmasın mü'minlerin ruhlarının eğer büyük günah ya da ödemeleri gereken borçları yoksa Allah'ın huzurunda cennette olduklarını söylemişlerdir. Büyük günah ve din dışındaki günahlarını Rabb'ları affedip onlara merhamet etmesiyle bu gerçekleşir. Ebû Hureyre ve Abdullah b. Ömer'in görüşleri budur.
Diğer bir kısmı, mü'minlerin ruhlarının, cennetin kapısına yakın bir yerde olduklarını, cennetten de nimet ve rızıklarmın geldiğini ileri sürmüştür.
Diğer bir kısmı da, bu ruhların kabirlerinin ucunda olduğunu ileri sürmüştür.
İmam Malik der ki: "Bana ulaştığına göre ruh salıverilmiştir. İstediği yere gider."
Ahmed b. Hanbel oğlu Abdullah'ın haber verdiğine göre demiş ki: "Kâfirlerin ruhları cehennemdedir. Mü'minlerin ruhları ise çenettedir." 388
Ebû Abdullah b. Mendeh bir kısım sahabe ve tabînden şöyle dediklerini nakleder: "Mü'minlerin ruhları Allah katındadır." Sahabe ve tabiin bu kadarla yetinip, daha fazlasını söylememiştir. Ebû Abdullah b. Mendeh der ki: "Sahabe ve tabînden bir kısmının şu sözü nakledilir: Mü'minlerin ruhları cennet havuzlarmdadır. Kâfirlerin ruhları ise Hadramevt'te bulunan Ber-hut kuyusundadır."
SafVan b. Amr anlatıyor: "Yeman'm babası Amir b. Abdullah'a "mü'minlerin ruhları bir araya gelebilir mi?" diye sordum da dedi ki: "Arz hakkında
Yüce Allah Tevrat'tan sonra Zebur'da da: "Arza mutlaka iyi kullarım varis olacak diye yazmıştık" 389buyurcnaktadır. İşte Allah'ın zikrettiği bu arz da diriliş gününe kadar mü'min ruhlar toplanacaktır" dedi. Dediklerine göre bu arz, dünyada Allah'ın salih kullarına varis kılacağı arzdır. Ka'b der ki: "Mü'minlerin ruhları yedinci kat semâda iliyyûndadır. Kâfirlerin ruhları ise yedi kat yerin altında, şeytan ordusunun altındaki vadidedir."
Bir kısmı da: "Mü'minlerin ruhları zemzem kuyusundadır. Kâfirlerin ruhları ise (Hadramevt'te bulunan) Berhût kuyusundadır" demektedir.
Selmânî Farisî der ki: "Mü'minlerin ruhları yerde bir berzahtadır. Diledikleri yere giderler. Kâfirlerin ruhları ise cehennemin vadisindedir. O'ndan gelen başka bir ifadede: "Mü'minlerin ruhları Hz. Adem'in sağındadır. Kâfirlerin ruhları ise sol tarafindadır."
Bundan başka İbni Hazm gibi bazıları da: "Ruhlar, bedenler yaratılmadan Önce nerede iseler, bedenden ayrıldıktan sonra da yeniden oraya giderler" demiştir.
Bu sözünü delillendirmek amacıyla, İbni Hazm der ki: "Ruhların yeri konusunda söylediklerimiz Allah ve Rasûlü'nün söyledikleridir; başkası değil. En açık burhan budur. Yüce Allah âyeti celîlede: "Rabbin, Adem oğullarından, onların bellerinden zürriyetini almış ve: "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" diye onları kendilerine şahit tutmuştur. "Evet, buna şahidiz" dediler. Kıyamet günü biz bundan gafildik diyemezsiniz" 390ve "sizi yarattık. Sonra size biçim verdik ve meleklere: Ademe secde edin dedik" 391buyurulmaktadır. Âyetlerden, Allah'ın ruhları bütün olarak yarattığı anlaşılmaktadır. Rasûlullah'tan gelen haberler de bu doğrultudadır: "Ruhlar, 392 toplanmış askerlerdir. Tanışanlar birleşirler, tanışamayanlar ise ayrılır" hadisi bunlardan biridir. Yüce Allah, meleklere Âdem'e secde etmelerini emretmeden önce biçimlendirilmiş akıllı yaratık olan ruha, ubûbiyyetine şahit tutarak ondan söz almıştır. Bu durumda ruh, henüz bedene girmemiştir. Bedenler su ile toprak arasındadır. Sonra kişinin ölümünden sonra döneceği Berzah'ta Allah'ın rubûbiyyetini ikrar etmiştir. Sonra Allah, sürekli grup grup ruhlar gönderir, spermadan doğan bedenlere bu ruhları üfürür." Açıklamalarının sonunda şöyle der: "Anlaşıldığı üzere ruhlar, kendilerinin birbiriyle tanışma ve birbirlerinden ayrılma özelliklerini taşıyan bedenlerdir. Gerçekte ruhlar, bilen ve ayırandır. Bu nedenle Allah, onu dünyada dilediği gibi dener; sonra onu öldürür. Bedenden ayrılan ruh, Rasûlullah'm İsrâ gecesi dünya semâsında mutlu ruhları Âdem'in sağında, mutsuz ruhları ise solunda gördüğü yer olan Berzah'a döner. Bu, unsurlar dağılırken olur. (Yani anâsırı erbaa denen temel dört esas özelliklerini kaybettiğinde. Bunlar toprak, su, ateş ve havadır, ç.) Cennete ilk girecek ruhlar peygamberlerin ve şehidlerin ruhları-Muhammed b. Nasır el-Mervezî de, İshak b. Râhûye'den sözünü ettiğimiz şeyin aynısını nakletmiştir. İlim ehli bu konuda icma etmiştir.
İbni Hazm der ki: Tüm müslümanlarm görüşü bu olduğu gibi Allah'ın âveti de bu manadadır. Bu âyetler şunlardır: "Amel defterleri sağ taraflarından verilenler ne mutludurlar. Amel defterleri sollarından verilenlerse ne mutsuz insanlardır. Ve o amelde inançta ileri gidenler de. İşte o Allah'a yaklaştırılanlar, nimet cennetlerindedirler. Çoğu öncekilerden, birazı da o sonrakilerden altın ve cevherlerle işlenmiş tahtlar üzerindedirler" 393ve "eğer o can Allah'a yaklaştıranlardan ise O'na rahatlık, güzel rızık ve nimet cenneti vardır." 394 Ruhlar, bedenlere üfürüldükten sonra yeniden Berzah'a dönen bütün ruhlar gelene kadar burada kalırlar. Kıyamet kopunca Yüce Allah, ruhları tekrar ait oldukları bedenlere gönderir. İşte yaratıkların hesap verdiği ikinci hayat budur. Hesaptan sonra bir kısmı ebedî olarak cennete, bir kısmı da ebedi olarak cehenneme gider.395
Ebû Ömer Abd'ül-Berr der ki: "Şehidlerin ruhları cennettedir. Çoğu mü'minlerin ruhları ise kabirlerinin uç noktasındadır" sözünü naklettikten sonra (ileride) delillerini de açıklayacağız.
İbni Mübarek, kendisine mücahitlerin ruhlarından sorulan İbni Cü-reyc'in şu sözünü nakleder: "Mücahitlerin ruhları cennette değildir. Ama cennet meyvelerinden yerler, cennet kokularını koklarlar."
Muâviye b. Salih anlatıyor: İbni Şihâb, Saîd b. Süveyd'e9 mü'minlerin ruhlarından sorar. Muâviye b. Salih derki: "Bana ulaştığına göre şehidlerin ruhları arşta uçan yeşil renkli kuşlar gibidir. Sabah akşam cennet bahçelerine giderler, hergün Rabb'lerinden selam alırlar."
Ebû Ömer b. Abd'ul-Berr, îbni Ömer'den 396 gelen hadisin yorumunda der ki: "Biriniz ölünce, eğer cennetliklerdense sabah akşam cennette kalacağı yer ona gösterilir. O cennetliklerden olur. Yok eğer cehennemliklerden ise cehennem ehliyle beraber olur ve "burası, kıyamet günü Allah seni diriltene kadar kalacağın yerdir" denir. Abd'ul-Berr der ki: "Ruhların kabir uçlarında olduğunu söyleyenler bu haberle istidlal etmişlerdir. Kanaatlarm en doğrusu da budur. Allah en iyisini bilir, konuyla ilgili hadisler arasında gelişi, nakli, en sağlam olanı bu hadistir."
Kanaatıma göre ruhların kabirleri kenarında olması bazı zamanlar için sözkonusudur. Her zaman zorunlu olarak kabirleri ucunda olacaklar, oradan hiç ayrılmayacaklar anlamına değildir. Nitekim İmam Malik de: "Bize ulaştığına göre ruhlar, istedikleri gibi dolaşacaklardır" demektedir.
Mücâhid de şöyle der: "Ölüler mezara konulduktan sonra ruhlar yetj4 gün kabir uçlarında beklerler. Buradan ayrılmazlar." Allah, iyisini bilir.
Bir kısım âlim de der ki: "Ruhun yeri, sadece yok olmaktır." Bu görüş-"Ruh, hayat gibi, idrak gibi bedenin arazlarmdandır. Bedenin Ölmesiyle beraber varlığı bedene bağlı diğer arazlar gibi ruhlar da ölür" diyenlerin görüşüdür. İleride inşaallah açıklayacağınız gibi bu, Kur'ân, sünnet naslarına ve sahabe ile tabiinin icmâ'ına aykırıdır. Bu sapıtmış fırkaya göre Ölümden sonra ruhlar, mahza yokluğa gireceklerdir.
Şöyle diyenler de olmuştur: "Bedenden ayrılan ruhlar, dünya hayatında kazandığı özelliklerine, ahlakına uygun olan bedenlere giderler. Böylece her ruh, kendini şekillendiren hayvanların bedenlerine girerler. Dolayısıyla yırtıcılık özelliğine sahip ruhlar, yırtıcı hayvanların bedenlerine, köpek ruhuna münasib ruhlar köpeklere, bebimî ruhlar behîmî hayvanlara, alçak ve sefil ruhlar da haşerelerin bedenlerine girerler." Bu görüş meâdı inkâr eden tenâsuhçularm görüşüdür, Müslüman âlimlerin görüşlerinden oldukça uzaktır.
Bedenlerin ölümüyle bedenlerden ayrılan ruhların gidecekleri yer konusunda kısaca bildiklerim bunlardır. Bütün bunları başka bir kitapta toplamak kolay olmadı. Şimdi her görüşün dayandığı delili, bunlardan yanlış ve Kitab'la, Sünnete uygun olan doğru olanı açıklayacağım. Allah'tan yardım etmesini isterim. Başarı Allah'tandır. 397
Dostları ilə paylaş: |