Daha önceki kısımlarda da değinildiği gibi, bir ülkede ekonomik gelişmenin şartlarından birisi de yatırımların rasyonel bir şekilde verimli alanlara yapılması gerekliliğidir. Üretim faktörlerinin verimli kullanımı, en uygun zamanda en ekonomik ve gerekli yatırımlarının seçimi ile mümkündür. Bu şekilde kalkınmanın temel şartı olan kaynakların kârlı ve verimli yatırım alanlarına doğru şekilde dağıtılması gerçekleşmektedir.
Yatırım projesini hazırlama ve değerlendirme gerekliliği aslında yatırım kavramının makro açıdan bir ülke ekonomisinde mikro açıdan da bir işletmenin yaşamında oynadığı önemli rollerden kaynaklanmaktadır (Kargül, 1996 : 6).
Verilecek yatırım kararları her şeyden önce makro ekonomik koşulları en fazla etkileyen kararlar arasında yer almaktadır. Bu yüzden, bir ülkedeki yapılan yatırımlar ile büyüme hızı arasında yüksek bir korelasyon bulunmaktadır (Tarhan, 2002 : 14).
Makro açıdan bir ülke ekonomisinde önemli değişmelere yol açan ve mikro açıdan da işletmelerin amaçlarını gerçekleştirme ve varlıklarını devam ettirmede temel bir faktör olan yatırımların, planlı bir yaklaşım benimsenmiş olsun ya da olmasın, beklenen sonuçları yaratabilmeleri için bilimsel tekniklerin ışığında daha öneri ya da proje aşamasındayken akılcı bir çerçevede hazırlanmaları ve değerlendirilmeleri sınırlı kaynakların optimal kullanımı için temel bir koşul olmaktadır. Bu sebeple, bir yatırım projesi hazırlama ve değerlendirme çalışmasında izlenecek yaklaşımın, hem birçok faaliyetin yerine getirilmesini gerektiren yatırım önerisinin kendi içindeki bütünlüğü sağlaması, hem de yatırım önerisinin gelecekte içinde yer alacağı sektörde ve sonuçta sektörlerin tümünü kapsayan ulusal ekonomi sisteminin işleyişini göz önünde bulunduracak şekilde geniş ve bütüncül olması gerekmektedir. Çünkü, bir yatırım önerisinin gerçekleşmesi durumunda onu çevreleyen ve işleyişine etki eden sosyo-ekonomik koşullarla etkileşiminin uyum içinde düzenlenmesi zaruriyeti bulunmaktadır (Bayar, 2000 : 81).
Esasen, değerleri istikrarlı olarak artan işletmelerin özellikleri yatırım kararlarını bilimsel olarak değerlendirilmesini bilmelerinden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla bu işletmeler yatırımların hangilerinin iyi olduğunu belirleyip, bu yatırımları yapmaktadırlar. Bu işletmeler, değer düşürücü nitelikteki yatırımları görmekte ve bu yatırımları yapmaktan kaçınmaktadırlar (Tarhan, 2002 : 14).
Yukarıda açıklanan faktörlerden dolayı, bir yatırım gerçekleştirilmeden önce, bir yatırım projesinin hazırlanması ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Oysa ki Türkiye’de fizibilite etütlerinin önemi ve sağlayacağı faydalar yeterince anlaşılamamaktadır. Müteşebbisler için yapılacak fizibilite etütleri ek bir maliyet kalemi olarak görülmektedir. Bu yüzden çoğunlukla yatırımlar yapılırken bilimsel olarak fizibilite etütleri yapılmamaktadır. Hazırlanan fizibilite etütlerinin de çoğunlu bilimsellikten uzak hazırlanmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye’de ki genel geçer durum Aydın İli içinde geçerlidir.
4.2.9.1 Proje ve Yatırım Proje Kavramı
Proje, belli süre içinde ve belli bir bütçe dahilinde bir kez yapılması gereken karmaşık bir iştir. Bazı durumlarda ilk defa karşılaşılan işleri tanımlamak için de kullanılmaktadır (Albayrak, 2001 : 3).
Pratikte ise projeyi, bir konu etrafında düşüncenin yoğunlaşması, bir çözüm ya da çıkış yolunun aranması çabası olarak tanımlamak mümkündür (Usta, 1988 : 7).
Proje ile birlikte program ve plân kavramları genellikle aynı anlamda kullanılmaktadır. Her üç kavram da, gelecekteki çalışmaları şimdiden saptayan bir tahmin düzeni olarak kabul edilmektedir. Program ve plânlar, bir amacın gerçekleştirilmesi için gerekli olan aşamaları, sorumlulukları, zaman, süre vb. hususları kapsamaktadır. Bu durumda projeyi, program ve plân gibi aynı türden olmakla beraber, projeyi, bağımsız olarak görmek ve program, plânda olduğu gibi devam edecek olan bir işi herhangi bir süresine kadar konu edinmek yerine, belirli bir bitişi olarak bir iş olarak ele almak doğru olacaktır (Güvemli, 2001 : 9).
Yukarıdaki açıklama ve tanımlamaların ışığı altında yatırım projesinin şöyle tanımlamak mümkündür. “Belli bir yerde tesis edilerek, ekonomiden insan gücü, hammadde, mamûl madde ve sermaye malları olarak ve bunlar üzerindeki belirli bir teknolojiyi uyguladıktan sonra yine ekonomiye mal ve hizmet arzedecek mevcut veya gelecekteki talebin belli bir kısmını karşılamaya yönelmiş faaliyetleri müteşebbis ve/veya toplum yararına en az fedâkarlıkla sağlamak amacı ile önceden yapılan çalışmaların tümüne “Yatırım Projesi Çalışmaları” ve bu çalışmaların çeşitli alternatifler arasında en iyisini seçecek bir biçimde formüle edilmiş şekline “Yatırım Projesi” denir (Candır, 1970 : 12).
Birleşmiş Milletler Sınai ve Kalkınma Teşkilatı (UNIDO) yatırım projesini yukarıdakine benzer şekilde tanımlamaktadır: “Bir toplumda belirli bir zaman süresi içinde, mâl ve hizmetlerin üretimini artırmak için, kimi olanakları yaratma, genişletme ve/veya geliştirmeğe dönük bir öneridir” (Öcal et al, 1992 : 3).
Bir yatırım projesini ya da diğer bilinen ismiyle fizibilite etüdü hazırlama şu temel amaçlar ile hazırlanmaktadır: (Kargül, 1996 : 83)
-
Optimum kaynak kullanımını sağlamak. Bu açıdan fizibilite etüdü doğru yatırım alanının kapısını açan ve yol gösteren bir rehber vazifesi olarak görülmektedir.
-
İşletmenin kesin olarak kurulmasına karar vermek.
-
İşletmenin hangi büyüklükte ve nerede kurulacağını belirlemek.
-
İşletmenin kurulması için iç ve dış finansmana ihtiyaç varsa, kredi sağlamayı beklediği bankalara ve öteki kuruluşlara ön proje sunmak.
-
İşletme, yatırım indirimi, kredi ve döviz tahsisi gibi hükümetçe verilen yatırımı teşvik ve diğer imtiyazlardan yararlanacaksa, ilgili kurumlara projeyi tanıtmak,
-
Projenin uygulanması döneminde karşılaşması muhtemel güçlükleri önceden görebilmek ve gerekli tedbirleri almak.
Yukarıda ki amaçlar çerçevesinde hazırlanan yatırım projeleri herhangi bir yatırımın ihtiyaç derecesini, talep seviyesi ile üretim kapasitesini ayrıca finansmanın maliyet ve kârlılık durumunu incelemekte ve değerlendirmektedir. Diğer bir ifade ile bir yatırım projesinde bir yatırımın ekonomik, teknik ve mali analizlerinin plânlı şekilde irdelenmektedir (Tatar, 1993 : 23).
Yatırım proje faaliyetlerini iki ana grupta toplamak mümkündür. Bunlardan birincisi, yatırım fonlarının en kârlı ve en verimli projelere yöneltilmesidir. Bu esasen proje değerlendirme ve fizibilite çalışmalarının konusudur. İkincisi ise, projelerin yürütülmesi için gerekli yönetim mekanizmasının oluşturulmasıdır (Öcal et al, 1992 : 3).
Gerçekte yatırım projesi hazırlama bir takım çalışmasını gerektirmektedir. Bu işlem, her aşamada ve çok sayıda faaliyet ve çalışmanın yüklenilmesini zorunlu kılmaktadır. Yatırım projesinin her aşamasında görev alacak kişiler, proje takımının elemanlarıdır. Örneğin süt işleme tesisi projesi hazırlanmasında, bir ziraî ekonomistinin yanında, bir süt teknoloğuna, bir makine mühendisine ve hatta bir inşaat mühendisine görev düşmektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere, proje hazırlama disiplini gerektiren bir faaliyet olmaktadır. Proje hazırlanmasında, çeşitli disiplinlere sahip kişilerin çalışması yanında, yerine getirilecek faaliyetlerin birbirine bağlı olmaları, disiplinler arası çalışma ve işbirliğini gerekli kılmaktadır. Bu işbirliğini sağlayabilmek için özellikle takım yöneticisinin, en azından takım üyeleri ile konuları tartışıp görüşecek kadar, diğer disiplinler hakkında ana hatları ile de olsa fikir sahibi olması lâzım gelmektedir. Ayrıca, yatırım projesini hazırlayacak takım elemanlarının, her aşamada faaliyetlerini plânlı şekilde birleştirme zorunluluğu vardır. Başarılı bir proje çalışması için fikir ve düşüncelerin sentezi tek öğedir (Erkuş ve Rehber, 1988 : 12).
Dostları ilə paylaş: |