KHK’larda Ön Plana Çıkan Düzenlemeler
AKP İktidarının 15 Temmuz sonrasında tesis ettiği OHAL rejiminin ana hukuki unsuru KHK’lardır. Bu rejimin devam ettiği süre boyunca yayımlanan 24 KHK’nın maddelerinin içeriği tasnif edildiğinde KHK’ların ana hedefinin darbe tehdidini bertaraf etmekten ziyade devlet teşkilatında kalıcı düzenlemeler getirilmesi, KHK’lar vasıtasıyla devletin dönüştürülmesi ve bu süreçte TBMM ve muhalefet edecek kurum ve kişilerin baskı altına alınmasının hedeflendiği açıkça görülmektedir.
Yukarıdaki tabloda görüleceği üzere KHK maddelerinin tematik dağılımı içinde en büyük ağırlığın yüzde 64 ile başta TSK olmak üzere, devlet teşkilatının yapısını hedefleyen düzenlemeler olduğu anlaşılmaktadır. Bu düzenlemeler kurbağa adamların zorunlu dalış sürelerinden (KHK 681/53) askeri fabrika ve tersanelerin yabancılar dâhil gerçek ve tüzel kişilerden sipariş alabilmesini ve her türlü ticari işlemlere girmesini (diğer bir deyişle piyasaya açılmasını) (KHK 678/17) vb. içermektedir. Benzer şekilde, kamuoyuna da yansıdığı ve yukarıda da tartışıldığı üzere askeri okulların kapatılması da ilgili düzenlemeler arasındadır.
Bu düzenlemelerin bir kısmının TSK içinde darbeye tevessül edecek kesimlerin oluşumunu ve bu tür eylemlerin engellenmesine yardımcı olabileceği düşünülebilir. Fakat yukarıda örneklendirildiği üzere devlet teşkilatına ilişkin KHK’larda yer alan birçok düzenlemenin darbe tehdidinin bertaraf edilmesi ve terörle mücadele açısından hiçbir ilişkisi yoktur.
Öte taraftan ve daha önemlisi, bu bağlamda bir kazanım sağlasın ya da sağlamasın devlet teşkilatına ilişkin bu denli önemli ve kalıcı değişikliklerin millet iradesini bünyesinde cisimleştirmiş olan Yüce Meclis’imizde tartışılması gerekmektedir. Çünkü devletin teşkilatlanmasında İktidarın önerilerinin TBMM’de görüşülmesi ve hangi beklentilerle gerçekleştirildiğinin anlaşılması için zorunludur.
Kalıcı olması hedeflenen birçok KHK hükmü yayım tarihinden kısa süre sonra, ilgili başka KHK’larla değiştirilmiştir. Toplamda açıkça değişikliğin ifade edildiği yirmiye yakın madde söz konusudur. Bu durum da KHK’ların sadece yasama organını hiçe sayan bir zihniyetin elinde devlet idaresini nasıl bir yapboz tahtasına dönüştürdüğünü en açık biçimde ortaya koymaktadır. Ötesi, “KHK’yı KHK’yla temizleme” mantığı mevcut hükümetin darbe tehdidini bertaraf etmeye dönük bir stratejisinin bulunmadığını ve hatta bu bağlamda bir çaresizlik içinde olduğunu da göstermektedir. Mevcut hükümet FETÖ tehdidini bertaraf etmekten ziyade siyasi çıkarları için OHAL KHK’larını kullanmaktadır.
İhraçlar ve ekonomik varlıklara el koymalara ilişkin düzenleme sayısı da benzer biçimde hükümetin FETÖ tehdidine ilişkin ciddiyetten ne denli uzak olduğunu göstermektedir. Özü itibariyle olağanüstü koşullarda geçici kapsamda düzenlemeler için kullanılması gereken KHK’lar pratikte kadrolaşma ve yandaş olmayanların servetinin yandaşlara transferinin bir aracına dönüşmüştür. On binlerce kamu görevlisinin ihracı ve ilgili süreç için elliden fazla KHK maddesi yayımlanmıştır. Bu kamu görevlilerinin hangi kritere göre seçildiği ve ne şekilde belirlendiği bu elli maddenin hiçbirinde açıklığa kavuşturulmamıştır. Dolayısıyla, bu ihraçlara ilişkin başvuruları değerlendirmek üzere kurulacağı ilan edilen fakat hâlen faaliyete geçmeyen komisyonların başvuruları ne şekilde değerlendireceği de belli değildir.
Müsadereler ve el konulan kurumlara ilişkin de benzer bir durum söz konusudur. Yukarıdaki tabloda gösterildiği üzere müteakip KHK’larda istikrarlı biçimde hakkında düzenleme yapılan ilk iki konu ekonomik varlıklara el koymalar ve darbe teşebbüsü ile doğrudan ilgili olmayan konulardır. OHAL KHK’larında el konulmuş ekonomik varlıkların satımına ilişkin maddelerin de yer alması KHK’ların sistematik biçimde servetin yandaş sosyal ve ekonomik kesimlere transfer edileceğine ilişkin güçlü kanıtlardır.
KHK’lara ilişkin üzerinde durulması gereken bir diğer husus yukarıdaki tabloda “OHAL hukuku ve uygulamaları” olarak adlandırılan temaya ilişkin düzenlemelerdir. Yürürlüğe giren maddelerin yaklaşık yüzde 10’u bu tema çerçevesinde değerlendirilebilir. Buna göre, KHK’lar sadece mevcut yasalara ilişkin bir kısım değişiklikler getirmemekte kendi hukukunu da oluşturmaktadır. Bu düzenlemelerin bilhassa ilk KHK’larda ağırlık taşıması 16 Nisan 2017 Referandumundan sonra kalıcı hale gelmesi yürütülen idare uygulamaların temel taşlarının OHAL döneminin daha başında öngörüldüğünü desteklemektedir. Diğer bir deyişle, geçici olması gereken OHAL dönemi kendisini kalıcı hale getirecek düzenlemeleri üretmiş ve üretmeye devam etmektedir.
Darbeyle İlgisi Olmayan Konuların KHK’lar İle Düzenlenmesi
Son saptamadan hareketle tematik dağılımda darbeyle ilgisi olmayan konulara ilişkin düzenlemelere bilhassa vurgu yapmak gerekmektedir. 700’ün üstünde madde içeren otuzun yirminin üstünde KHK Türkiye’de yasama, yürütme ve yargının işleyişini hâlihazırda temelden dönüştürmüştür. Fakat dönüşüm devlet organlarının yapısı ve işleyişi ile sınırlı kalmamıştır. Bahsedilen 700 madde içinde eğer birincil olarak ağırlık devlet teşkilatına dair düzenlemeler ise oransal olarak en büyük ikinci tema darbeyle ilgisiz konulara ilişkin değişikliklerdir.
KHK No
|
Tema
|
669
|
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanununda değişiklik yapılması,
|
670
|
Mali suçlarda işlemlerin askıya alınma süresinin 30 güne çıkarılması,
|
671
|
4/11/1981 Tarihli ve 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanununda değişiklik yapılması,
|
674
|
İçişleri Bakanlığı’ndaki Müsteşar Yardımcısı sayısının 4’ten 5’e çıkarılması,
|
674
|
Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıklarının “Kamu Tüzel Kişiliğine Haiz ve Özel Bütçeli İdare” haline getirilmesi,
|
674
|
ÖYP kapsamındaki araştırma görevlileri, gelecekte öğretim üyesi olma hakkından mahrum edilerek; 50/D kapsamında geçici araştırma görevlisi yapılması,
|
676
|
Silah ruhsatı iptal edilenlere yeniden ruhsat alma hakkı verilmesi,
|
676
|
Plakasız araca 1698 TL, sahte plakaya 5000-TL ceza uygulanması,
|
676
|
Yetkisiz plaka basanlara 10 Bin TL ceza verilmesi,
|
678
|
Kıyılarda yapılabilecek yapılara ilişkin düzenleme,
|
678
|
Cazibe Merkezleri Programı,
|
678
|
Tersane, tekne imal ve çekek yeri yatırımı yapmak isteyenlere ecrimisil ve katılım paylarının da ödenmesi şartı getirilmesi,
|
678
|
Bakanlar Kurulunun grev ve lokavt erteleme yetkisinin genişletilmesi,
|
680
|
Kaybolan çocukların bulunması için polise banka hesap bilgilerini alma, iletişimi dinleme yetkisi verilmesi,
|
680
|
Motorlu araç trafik belgesinin değerli kağıt olmaktan çıkarılması,
|
680
|
Trafik Belgesinin Tescil Belgesi olarak tanımlanması,
|
680
|
At yarışlarının lisansının Türkiye Varlık Fonu’na verilmesi,
|
680
|
Piyango, Hemen Kazan, Sayısal Loto, Şans Topu, On Numara ve Süper Lotonun Türkiye Varlık Fonuna devredilmesi,
|
683
|
Sabit kurla özel şirketlere servet transferi,
|
684
|
Merkez Bankası’nın bazı alımlarının Kamu İhale Kanunu dışına çıkarılması,
|
684
|
Kamu Bankalarının da batık alacaklarını Varlık Yönetim Şirketlerine satabilmeleri,
|
684
|
SPK’ya harç ve teminat muafiyeti sağlanması,
|
684
|
Ön ödemeli konut satışları,
|
684
|
Kamu şirketlerinin Varlık Fonuna devredilmesi,
|
687
|
Kış lastiği kullanma zorunluluğu,
|
687
|
Yeni İstihdama Sigorta ve Gelir Vergisi Teşviki,
|
687
|
Bankacıların zimmet suçu fiilen kaldırılması,
|
687
|
Seçim dönemlerinde taraflı yayın yapanlara verilen ceza kaldırılması,
|
690
|
Muhtarların sosyal güvenlik primlerinin devlet tarafından ödenmesi,
|
690
|
Bazı TV programlarının yasaklanması,
|
690
|
Kaldıraçlı işlem sitelerine internetten erişimin engellenmesi.
|
Yukarıdaki tablo bahsedilen düzenlemelerin sadece bir kısmını içermektedir. Görüleceği üzere kamuoyunca da tartışılan “kış lastiği zorunluluğundan” cazibe merkezi programına, gemi inşasından at yarışlarına, genç akademisyenlerin iş güvencesini elinden alan uygulamalardan icra ve iflasa, darbe tehdidinin bertaraf edilmesine kadar birçok alanda KHK’lar vasıtasıyla düzenlemeler gerçekleştirilmiştir. Bu bağlamda vurgulanması gereken ayrıntılardan bir tanesi yakın zamanlı KHK’larda artık makroekonomik dinamiklere de etkisi olacak, diğer bir deyişle yurttaşlarımızın cebini ilgilendiren birçok meseleye de yer verilmesidir. Kamu şirketlerinin tartışmalı Varlık Fonu’na devrinden yeni istihdama, sigorta ve vergi teşvikine kadar sonuçlarının TBMM’de farklı görüşlere sahip siyasi partilerce tartışılması gibi konular son dönemde artık KHK’lar vasıtasıyla düzenlenmektedir. Bu durum Türkiye’nin bilhassa ekonomik geleceğinde yaşayabileceği ciddi sorunların yeterince tartışılamamasını ve bu nedenle mevcut sorunların etkisinin büyümesi ve potansiyel yeni sorunlarla karşılaşma riskini beraberinde getirmektedir.
Dostları ilə paylaş: |