MEKTUP 53 Tarih:16 Muharrem 1330
'Gadir" hadisini rica etmesi".
"Gadir" bahsini birkaç kere tekrar ettiniz; Onun hadisini lütfen "Ehli-Sünnet" yolundan takdim edin ki, tetkik edelim, vesselam.
MEKTUP 54 Tarih:18 Muharrem 1330
'Gadir"den bir nebze.
Tabarâni ve daha bir çok hadisçi, Zeyd, Bin, Erkam'm şu hadisi nin doğruluğunda ittifak etmişlerdir.(1) Der ki Zeyd bin Erkam: Resülullah (s.a.a) "Gadinı Humm denen yerde bir ağaçhğm altmda bir hutbe okudu ve hutbesinde şöyle dedi: "Ey insanlar! Çağnlmama ye çağrıya icâbet etmeme az kaldı. (2)
Bende mes'ulüm' sizde mes'ulsunuz. (3) Diyeceğiniz var mı, varsa nedir?.. Hepsi birden şöyle dedi: Şehâdet ederiz ki, nasihat ettin, cihatta bulundun ve sana tevdi edilen herşeyi tebliğ ettin... Allah senden razı olsun. Dedi ki (s.a.a): Allahın bir, Muhammet'in ise onun resülü, cennet'inin hakk, Ateşiı'nin hakk, ölümün hakk, Bâas'ın hakk olduğuna;' kıyamet'in şüphesiz er geç kopacağına ve cenabı Allah mezardakileıi tekrar dirilteceğine şehâdet etmez misiniz?... "Elbette şehâdet edeıiz"(4) diye bağırdılar. Peygamber (s.a.a) "Allahım şâhit ol" dedi ve şöyle devam etti: "Ey insanlar Benim mevlam Allah'tır, ben ise müminleıin mevlâsıyım, ve onlann nefislerıyle kendilerınden daha evlâyım (5). Ben kimin mevlâsı isem (Ali'yi işaret ederek) bu da onun mevlâsıdır. Allahım onu seveni sev; ona düşman olan'a düşman ol!... Ve yine devam etti: ' Ey insanlar! Ben sizden evvel gideceğim ve siı bana havuzdan içmeğe geleceksiniz... O havuıki, gözümün görebildiğinden ta yemene kadar olan mesafeden daha geniştir;
ve içinde gökteki yıldız sayısı kadar gümüşten çift bardak var;
ve oraya yanıma geleceğiniz zaman sizden "Sekaleyn"i -İki Masun ve Nefıs şey-soracağım, benden sonra onlarla ne yapacaksınız? Onlann birincisi, Cenâb'ı Allah'ın kitabi dır; onun bir ucu Allah'ın elinde, bir ucu'da sizin elinizdedir; ona tutunursanıı yolunuzu şaşırınaı ve değişmezsiniz. İkincisi, Ehl-i Beyt'im; bana Cenâbı Allah bildirdı ki ikisi birbirinden hiç aynlmazlar, ta ki benimle Havuzun başında buluşuncaya kadar ayrılmazlar." (6)
Hâkim'de Müstedrik"inde (7) Ali'nin menkibeleri bab'ında Zeyd Bin erkam'dan iki şeyhin zikrettiği nisbette tashih ederek tahric eder; der ki: "Resülüllah (s.a.a) Vedâ haccından dönerken "Gadinı Humm" denen yerde indi ve ağaç dallanndan yüksek bir yer yapıhnasını emretti; üzerine çıkıp dedi ki: "Kendimi çağnlmış ve icâbetetmiş gibi hissediyorum;
size çok nefis iki şey bırakıyorum, biri ötekinden daha büyük, Allahu Taâlânın kitabı ve Ehl-i Beyt'im; dikkat edin, benden sonra onlarla aranız nasıl olacak; onlar benimle, havuzun başında buluşuncaya kadar birbirinden aynlmazlar." Sonra dedi ki:"Cenab'ı Allah benim mevlamdır. Bense bütün müminleıin mevlasıyım." Sonra Ali'nin elinden tutarak şöyle devam etti: "Ben kimın mevlâsı isem bu da onun mevlâsıdır;
Allahım ona dost olana dost ol, düşmanlık edene düşman ol!.." Ve hadis'in tümünü zfkreder.
Imam Ahmet bin Hanbel'de Zeyd Bin Erkam'ın (8) hadisinden şu sözleri tahric eder: "Resülüllah'la beraber "Vâdi Hum”
denen bir vâdiye geldik, (9) orada namaz kılmayı emretti, namazı sıcağın altında kıldırdıktan sonra bir ağaca bez gererek kendisine yapılan gölgelikte bize bir hutbe okudu ve şöyle dedi: "Bemm her müminin üzerinde bizzat kendisinden daha çok velâyet sahibi olduğuma şehadet etmez misiniz?" Herkes "evet" deyince şöyle devam etti: "Ben kiinin mevlâsı isem Ali'de onun mevlâsıdır, Allahım ona dost olana dost ol, düşmanlık edene ise düşman ol" vb...
Nesai ise, yine Zeyd Bin Erkam'ın ( 10) şöyle dediğini tahric eder: "Peygainber (s.a.a) "Vedâ Haccı"ndan dönerken Gadir-u Hum denen yere gelince... Ve hadisi aynen zikreder, sonunda şöyle dediğini yazar: "Ben kimin velisi isem Ali de onun velisidir; Allahım ona dostluk edene dost ol; düşmanlık edene ise düşman ol!... Ebü't-tüfâyl der ki: (11) Zeyd'e sordum "Sen bunlan biızat Resulullah'tan (s.a.a) duydun mu? "evet" dedi, "orada bulunanlardan, gözleriyle gömıeyen kulaklarıyla duymayan kalmadı" vb...
Bu hadisi zeyd bin Erkam'den birkaç yoldan Müslim'de tahriç eder, (12) fakat çok kısaltıp kırparak... Her zaman yaptıklan gibi.
Gene İmam Ahmet, Berâbin Azib'in hadisinden (13)
şunlan tahric eder: "Resüllülahla (s.a.a) beraberdik "Gadiru Hum" denen yerde indik; Namaza çağn yapıldı. İki ağacın altında ResGlullaha yer hazırlandı öğle namazını kıldıktan sonra Hz. Afı'nin elinden tutarak dedi ki: "Mümiıılerizı nefislerı üzerinde kendilerinden daha çok yetki sahibi olduğumu bilmiyor musunuz? "Evet biliyoruz" dediler... Şöyle devam etti:
"Ben kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır; Allahım ona dost olana dost ol... düşmanlık edene de düşman ol..." Ve der ki hadis sahibi: Bu hâdiseden sonra Öıner yanına gelir ve der ki: "Tebrik ederim seni ya Eb0 Talibin oğlu; Her mümin ve mümine'nin mevlâsı oldun...”
Ve yine Nesai Sâad kızı Aişe'den şu (14) sözleri tahric eder ve şöyle dediğini yazar: "Babamın şöyle dediğini duydum:
Resülullah (s.a.a) "Cuhfe" (Vadi) günü Hz. Alinin elinden tuttu, Allah'a senâ ederek şöyle dedi: Ey insanlar, ben sizin velinizim... "Doğıu söylüyorsun ya Resûlellgh" dediklerinde Hz. Ali'nin elini yukan kaldırarak şöyle devam etti: "Bu benim vekilim; beniiu yerime borcumu tediye edecek; ve ben ona dost olamn dostu düşman olanm düşmanı olacağım..." (15)
Ayırca Sâad der ki: Resülüllahıla beraberdik, Hum Gadiı'ine vannca durdu, ileride olanlan geri çağırttı, geride kalmış olanlann da yetişmesini bekledi; halk toplanınca şöyle dedi: Ey insanlar, veliniz kim? "Allah ve Resûlüdür" dedıler... Sonra Aliı'nin elinden tutup kaldırarak dedi ki: Allah ve Resûlü kimin velisi ise bu da onun velisidir; Allahım onu seveni sev, ona düşman olana düşmaiı ol...
Hülâsa bu husustaki sünenlerin haddi, hesabı yoktur. Hepsi de onun veliahdi ve kendisinden sonra emir sahıbi olduğuna dair açık nas'lardır.
DİPNOT
1) Bu hadisin doğru alduğunu bir çok kişi açıklamıştir.
Hatta İbn Hacer bile bıı gerçeği kabul etmek zoı'unda kalmış ve Tabarani ve başkalarından naklederek (Savâik)inde iyrat 195 etmiştir. (Fasil. 5; Bab 1;5.25)
2) Yakinda aralarindan çekilip göçeceğini kendilerine bildirmekteki maksadi kendisinden sonra, onlari kimtn idare edeceğini, yani halifesi olarak kimi tâyin edeceğini tebliğ etme zamanının geldiğini hissettirmekti. Zira görevi ancak böyle tamamlnıiıyordu.
3) Kardeşini veliaht tayin etmesinin, nifak ve haset ehline ağir geleceğini biktiğinden dolayıdir ki, onlara yumuşak bir şekilde yaklaşmayi yeğlemiş ve kalplerini yumuşatip yakinlaştirmak maksadıyla, onlara özür dilercesine demiştir ki ; "Ben mes'ûlüm, siz de mesulsunuz bu şekilde onlara bunun yukartdan kendisine verilmiş bir görev olduğunu anlatmak istemiş. Imam Vâhidi "Esbab'ın nüzûl" kitabinda Ebu Said'i Hidri'ye isnat ederek der ki: "Ey Resül, sana Allııhından ineni teblpğ et" âyeti "Gadiru Humm günü Hz. Ali için nâzil olmuştur.
4-Şu hutbeyi hakkiyle tetkik eden şu mânâya geldiğini anlar: Hz. Ali rıin velayeti din usüllerindendir... Onlara ne şehâdet ettikleri hakkinda sorular soruyor ve sonunda ve âyetin bahsini ekliyor ki, bunlarin hepsi velây ette dahil aynı seviyededir. Bunu bütün kelârrı üslübunu bilenler anlar ve idrâk eder.
5-"Daha evlâyım" demesi bir söz karinesidir. Yâni "Mevlâ”
kelimesi "Evlâ" kelimesinin karinesi ve ayni maksadı içermektedir. yani ben kimin nefsiy le daha evlâ isem, Ali ide dahaevlâd:r.
6-Bu hadis kelimeleriy le Tabarâni, İbn carfr, ve Tirmizi'nin y aninda zeyd bfn erkam'dan naklen aynidır.
7-(C.b3;.S.109)
Velâyet, Sevgi ve Sadâkat mânasına da gelir; Arapça...
8-(C.S, 533)
9-(Müsned; C.4;S. 372)
10-(Hasâisu-Alevviye; s. 21 )
11-(Ebu't-Tufayl'in sorusu hayret ifadesi taşıy or; kt bu ümmet bu hakikatleri bilip rivâyet ettiği halde, hasıl Hz. Ali j, i birakip başkasına yöneldiler. Onun için Zey d'e soruyor: Sen bizzat bunu Resüllalah'tan (SA V) duydun mu?
"Evet"cevabini aldıktan sonra da anliy or ki mes'e1e ay ni şâir Kümeyt'in dediği gibidir. Kümeyt'in söyledtği şürin meâli şöyle : Devh (İri ağaçlar) "Gadiri-humm'daki devh günühilafat'in ona ait olduğunu açckladi. eğer sözü dinlenseydi...
fakat adamlar onu btrbirlerine bfat ederek gaspettiler. Ben böyle bir şerefın, bu şekilde satıldığınc hiç görmedim... Aynı zamanda, o gün gibi bir gün görmediğim gcbi, onun gibi bir hakkcn böylesine kaybolduğunuda görmedim.
12-İkinci Cüz'ün 325'inci sayfase 13-Müsned, C. 4, Sa. 281.
14-Hasâisu-Aleviyy e'nin, Hz. Ali'nin C. Allah'cn yancnda derecesi bab'tnda. S.4. Ayrıca onun velâyetini teşvik etmek ve onun düşmanliğcndan korkmak icapettiğıni hatırlatmak, bâb' S. 25 15-Nesâi'nin "Hasais"inden S.25
Dostları ilə paylaş: |