Bu karar alınmadan önce, gelecekte Cungarya ve Doğu Türkistan’da düzenlenecek cezalandırma operasyonlarına yönelik olarak Pekin’in hükümet çevrelerinde tartışılan iki planı vardı. Biri Ch’ing Lian’ın, diğeri de Tso Tsung-tang’ınkiydi. Birincisi Cungarya (Çoğunlukla Dunganlardan oluşan isyancılar tarafından ele geçirilen bölge) ve Doğu Türkistan’da aynı anda askeri operasyonlar düzenlemeyi öneriyordu; Tso Tsung-tang’ın önerisi ise Urumçi, Manas ve Cungarya’nın diğer bölgeleri hükümet orduları tarafından ele geçirilinceye ve bütün Dungan taburları yok edilinceye kadar Doğu Türkistan’da saldırı başlatmamaktı. Tso Tsung-tang kendi cezalandırma operasyonu planını hükümete önerdiğinde Ch’ing hükümetinin dikkatini iki noktaya çekti: 1) Turfan ve Daban-chen geçidine konuşlanmış, İngiliz silahlarına ve Avrupa benzeri eğitime sahip Yakup Bey ordularıyla zamansız çatışmalar; 2) Hem Dunganlara hem de Doğu Türkistanlılara karşı eş zamanlı saldırının uygulanabilir olmaması, çünkü böyle bir saldırı Dunganların ve Doğu Türkistanlıların saflarını birleştirmelerine ve Yakup
Bey’in Ch’inglerin kendisiyle görüşmeler başlatacağına olan umudunun sona ermesine sebep olacaktır.38
Bu önerileri tartışırken Çin feodal lordlarının Hung-an fraksiyonu, Ch’ing hükümetini Yettishar’a karşı cezalandırma seferine baş komutan olarak, Cungarya ve Doğu Türkistan’a yapılacak olan cezalandırma görevinin tahmini maliyetine dair rapor sunan kendi liderleri Tso Tsung-tang’ın atanması konusunda ikna etmeye çalıştılar. Onun tahminlerine göre, 1875’ten başlayarak bu seferi düzenlemek için yıllık masraf 8 milyon gümüş liangdı.39 Raporunda, Tso Tsung-tang ülkenin mali durumunun detaylı bir analizini yapıyor ve Çin’in batı bölgelerindeki isyanların bastırılması sırasında kendi ordularının finasmanı konusundaki emirleri tarif ederek, bahse konu olan yeni seferin bir kaç milyon gümüş liang miktarında yabancı kredi ve finansman desteğine ihtiyaç duyacağını Ch’ing hükümetine gösteriyordu.
Cungarya ve Doğu Türkistan’a yönelik cezalandırma seferinin finansmanı ve yabancı kredi alma konusunda Tso Tsung-tang tarafından önerilen projeler Çinli feodal ağaların saraydaki Bay-an (kuzey) fraksiyonu lideri Li Hung-chang’ın karşı hareketine sebep oldu.40 Li Hung-chang, Tso Tsung-tang’ın liderliğindeki Hung-an saray kliğinin güçlenen siyasi ve ekonomik durumuyla oluşacak şartlara uymayı istemedi.
Tso Tsung-tang’ın bahsi geçen raporu sunmasıyla Yakup Bey’in Ch’ing hükümeti ile görüşmeler yapmak üzere elçi göndermesi aynı zamana denk geldi. Tso Tsung-tang’a karşı koymak adına herşeyi yapabilecek olan Li Hung-chang, Cungarya ve Doğu Türkistan’ın ele geçirilmesine karşı olduğuna dair bir açıklama yaptı. Çin’in iç siyasi ve ekonomik problemlerine olduğu kadar uluslararası duruma da atıfta bulunan Li Hung-chang, hükümetine, Yettishar Devleti’ni Çin’in bağımsız bir devleti olarak tanımayı önerdi, böylece bu devleti istila etmenin sebep olacağı ekstra masraflardan da kaçınılmış olacaktı. Li Chuang şunları yazmaktaydı: “Bu bölgeler binlerce li’den daha fazla çöller boyunca uzanmaktadır ve ekonomik açıdan çok az gelişmiştir; bu da daha fazla masrafa maruz kalınmasına sebep olacaktır. Bunun yanı sıra, Doğu Türkistan toprakları Rusların mülkiyetindeki topraklara, değişik Müslüman ülkelerine… ve İngilizlerin kontrolündeki Hindistan’a bitişiktir. Bu ülkeler (Rusya ve İngiltere -A. Kh.) her geçen yıl bizden daha güçlü hale geliyorlar… Şayet büyük güçlüklerle de Doğu Türkistan’ı ele geçirsek bile kontrolümüz altında zorlukla tutabileceğiz… Bizim takvimimizi kullanacak olan Kulca, Urumçi ve Kaşgar’ın Müslüman liderlerine kendi devletlerini kurmaları için fırsat vermek daha yararlı olacaktır.41 Böylece Çin daha fazla masraftan ve güç kullanımından kaçabilir. Bu, atılması doğru olan tek adım olabilir.”42 Çin’in donanma güçlerinin tehdit altında, tehlikede olduğunu ifade eden Li Hung-chang, Ch’ing hükümetini deniz sınırlarının savunulmasına konsantre olunması konusunda ikna etmeye çalıştı.43
Tso Tsung-tang ve saraydaki Huang-an fraksiyonundaki destekçileri, Cungarya ve Doğu Türkistan’ın her ne pahasına olursa olsun işgal edilmesi gerektiğini deklare ettiler. Tso Tsung-tang, Ch’ing hükümetinin dikkatini bilhassa bu bölgelerin stratejik önemine çekti. Tso Tsung-tang şunları yazmaktaydı: “Son zamanlardaki masraftan kaçınmak için batı seferini gerçekleştirmeye reddiye Çin’i Ch’ing’siz bırakmakla eşdeğerdir. Şayet biz bir adım geri atarsak düşman
on adım ilerleyecektir, böylece sadece Gan-su bölgesi değil, Kobdo, Ulyasutay vesaire gibi bölgeler de tehlike altına girecektir. Ayrıca, masraflardan kurtulmak için batıya doğru sefer yapmayı reddetmek deniz savunmasına çok az fayda sağlayacaktır, ancak aynı zamanda, batı sınırlarımızı savunma kabiliyetimize büyük zarar verecektir.44
Tso Tsung-tang, Çin limanlarına ulaşan yabancı devletlerin sadece kârlı ticaret ile ilgilendiğini, oysa Çin’in batısına yerleşenlerin her ne pahasına olursa olsun “Çin topraklarını” ele geçirmeye istekli olduğunu ileri sürmekteydi. Bu bakış açısına dayanarak, Tso Tsung-tang, ticarette faydalar sağlamak suretiyle doğudaki yabancı güçlere imtiyazlar verilebileceği, oysa Çin’in batısında “saldırgan ihtirasların” henüz yeşerme aşamasındayken köklü şekilde engellenmesi gerektiği ve bu amaca yalnızca Cungarya ve Doğu Türkistan’ın işgaliyle ulaşılabileceği konusunda Ch’ing hükümetini ikna etmeye çalıştı.45 Tso Tsung-tang, bu bölgelerin Yakup Bey’e destek veren İngiltere kadar Rusya tarafından yapılan saldırgan planların da hedefi olduğunu düşünmekteydi.46
Yukarıda bahse konu olan Ch’ing sarayındaki tartışma Çin’de yayınlanan İngilizce gazetelerde47 genişçe yorumlanmaktaydı. Hatta, Shanghai’da yayınlanan bir İngilizce gazete, büyük olasılıkla, Çin’in Doğu Türkistan’ı terkedeceği ve Tso Tsung-tang’ın ordularının Tsiay-gaun’da durdurulacağını ve Çin’e geri döneceğini yazmaktaydı.
Batı seferi konusundaki tartışma en üst noktasındayken 12 Ocak 1875 günü imparator Tung-chi (uygun isim Tsay Chun) geride doğrudan bir veliaht bırakmadan öldü. Çin tahtı, Tung-chi’nin üç yaşındaki kuzeni Guang-siuy’a (uygun isim Tsay Tian) verildi. Yeni imparatorun babası büyük prens Chun, Cungarya ve Doğu Türkistan’ın ele geçirilmesinden yanaydı. Küçük imparatorun altında imparator naibi olarak Chun, Tso Tsung-tang ve onun tekliflerine destek verdi. 1875 Nisanı’nda Tso Tsung-tang, Shen-si ve Gan-su bölgelerinin emperyal genel valiliği poziyonunu elinde tutmakla beraber imparator tarafından Cungarya ve Doğu Türkistan’daki askeri meseleler konusunda tam yetkili komiser olarak atandı, Mançuryalı Tsin Shun da yardımcılığına getirildi. Ch’ing Lian Pekin’e çağrıldı.48 Ayrıca, Tso Tsung-tang’ın yabancı bankalar ve Shaghai’deki ticaret firmalarından istediği miktarda borç almasına izin verildi.
Tso Tsung-tang’ın Cungarya ve Doğu Türkistan’a cezalandırıcı askeri sefer planının ve uygun fonların, o sıralarda Çin’in kuzeybatı bölgelerinde konuşlandırılmış orduların erzak, cephanelik ve saire tahsisinin Ch’ing sarayı tarafından onaylanmasını müteakip batıya doğru sefer başlatıldı. 1876 Martı’nda Tso Tsung-tang kendi karargahını da Lan-chou’dan Cungarya ve Doğu Türkistan’a daha yakın olan Sudjou’ya taşıdı. 1876 yılı ortalarında Cungarya’ya yaklaşık 50.000 asker gönderdi. Bunların 23.000’i Doğu Cungarya’ya yerleşti.
Bu sırada, Yettishar Devleti lideri Yakup Bey, Tianşen dağlarının güney yamaçlarında, yani Cungarya ve Doğu Türkistan’a yol bağlantıları bulunan Turfan, Toksun, Daban-cheng ve benzeri diğer yerleşimlerin olduğu bölgelerde, askeri
binalar inşa ederek savaş hazırlıklarına başlamıştı. 1876 baharında, Yakup Bey bu bölgelere yaklaşık 30.000 askerden oluşan ordular yığmıştı.49 Urumçi, Manas ve bitişiğindeki bölgelerin savunmasında Bay Yan-hoo liderliğindeki Dunganlara güvenmekteydi. Uygur tarihçi Molla Musa Sayrami’ye göre, 1876 yılı ortalarında Yakup Bey’in 25.000 askerden oluşan ordusu Toksun’a yerleşmişti, Urumçi ve Sanchi’ye (Chang-tsi) ise Ma Zhen-de ve Bay Yan-hoo liderliğinde 10.000’den fazla askerden oluşan taburlar yerleştirilmişti.50
Tso Tsung-tang, 1876 yılı ortalarında, Liu Tsin-tang ve Chan Ee komutasındaki Hung-an ordusunun bir huruc birliğini Cungarya’ya sevketti. Böylece ordusunun asker sayısını 70.000’e çıkararak Yakup Bey’in ordusunun iki katına ulaştı.51 Yakup Bey karargahını Turfan’a taşıdı. Ch’ing ordularının artan üstünlüğü karşısında, Yakup Bey eskiden olduğu gibi, Ch’inglerle görüşmeler başlatma umudunu yitirmedi.
Tso Tsung-tang, Dunganlara karşı cezalandırma operasyonuna 1876 Şubatı’nda Tsin Shun komutasındaki bir orduyu Manas’a göndererek başlattı. Ancak, Hung-an ordusunun Liu Tsin-tang ve Chan Ee komutasındaki huruc birlikleri ulaşıncaya kadar Tsin Shun’un ordusu defalarca yenilgiye uğradı ve görevini başaramadı.52
1876 Ağustosu başlarında, Tso Tsung-tang yeni asker alımlarıyla ordularını güçlendirerek saldırılarını yoğunlaştırdı. Aynı tarihlerde, Yakup Bey ordularının bir bölümünü Dunganlara yardım etmek üzere Urumçi ve Gumudi’ye (Urumçi’nin kuzeybatısına doğru) sevk etmişti. Ancak, güçler eşit değildi. Kararlı / inatçı bir savaştan sonra Uygur ve Dungan taburları kaybetti. 18 Ağustos’ta Gumudi kasabası Maçuryalı Çinli birliklerce ele geçirildi, bu birlikler kasabanın müdafaasında görev alanlara ve kasabanın sivil sakinlerine acımasızca davrandılar. Bu şiddet eylemlerine Rus tacir İ. O. Kamensky şahit oldu, “Özellikle Dunganlara yönelik olmak üzere gaddarlığın sınırı yoktu, Dunganları katletmek iyi bir şans şeklinde algılanıyordu. Her kelle için askerlere iki lans (gümüş liang - A.Kh.) ödeniyordu. Buna şahit olan herkes çok kısa bir sürede Dunganların yok edileceğini düşünmekteydi. Kesinlikle masum olanlar ve hatta Mançurya ordusunun çeşitli kademelerinde hizmet vermiş olanlar bile tek tek öldürülmekteydi.”53 Ölü sayısı 6.000’e ulaşmıştı.54 Yakup Bey’in ordusundan sadece küçük bir bölümü kuşatmayı yarabildi. Ancak, geri dönmeyi başarabilen ve aralarında pek çok yaralı bulunan askerler Yakup Bey tarafından hiç de adil olmayan sert bir şekilde cezalandırıldı. Bu durum Yakup Bey’in ordularının moralini çok olumsuz etkiledi.
Gumudi’nin teslim olmasından sonra, Yakup Bey ordusunun bir kısmını Toksun’dan Daban-cheng geçidine (Davanchen) kaydırdı ve Urumçi’yi korumasız bıraktı. Bu fırsatı değerlendiren Ch’ing orduları Gumudi’nin ele geçirilmesini takip eden bir kaç gün içinde önemli bir zorlukla karşılaşmaksızın Urumçi’yi işgal ettiler. Şehirdeki Dunganlar Davanchen’e çekildiler.
Ch’ing ordularına karşı en güçlü direniş Manas vatandaşları tarafından gösterildi. Güney kalesi (şehirde güney ve kuzey kaleleri olmak üzere iki kale bulunmaktaydı) çevresinde yaklaşık 2 ay süren kuşatmadan sonra, Ch’ing ordusunun komutanı kuşatılan şehri gönüllü teslim etmeleri durumunda halka genel af ilan edecekleri sözünü verdi. 6 Kasım 1876 tarihinde açlık yüzünden umutsuz
luğa düşmüş yaşlı, kadın ve çocuklar da dahil, yaklaşık 3.000 Dungan kaleden dışarı çıktı. Ancak, teslim olanların hemen hemen hepsi vahşice öldürüldü.55 Ch’ing orduları tarafından sivil halka uygulanan bu vahşetin ardından genel vali Kaufman Tso Tsung-tang’a bir resmi mektup göndererek protestoda bulundu.56 Şehir ele geçirildikten sonra Mançuryalı Çinli ordular Urumçi Dungan Devleti lideri Davut Halife’nin cesedini mezardan çıkararak herkesin gözü önünde parçaladılar.57 Manas’ın ele geçirilmesiyle, Tso Tsung-tang’ın orduları, İli vadisi hariç, Cungarya’nın işgalini tamamladı. Doğu Türkistan’a yönelik cezalandırma seferi ise kışın bastırması üzerine bir sonraki bahara kadara ertelendi.
1877 baharında, Tso Tsung-tang’ın emrine uygun olarak Liu Tsin-tang’ın ordusu Urumçi’den, Haydar-quli tarafından komuta edilen Yakup Bey’in 2.000 askeri ve Urumçi’den kaçan birkaç bin Dungan tarafından savunulan Doban-cheng geçidine kaydırıldı. Bundan bir süre önce ise Chane Ee’nin ordusu Komul’dan ve Siuy Chan-hoo’nun askerleri Muley-hae’den harekete geçerek, iki koldan, Hakim Han Tura tarafından komuta edilen Yakup Bey’in ordularının önemli bir kısmının yoğunlaştığı Turfan’a yöneldiler.
Liu Tsin-tang, ordusunu 18 Nisan gece yarısı harekete geçirip, yoğun siste gizlenerek, sabah saatlerinde Çinli askerlerce kuşatılmış olan Daban-chen surlarına doğru kaydırdı. Yakup Bey’in kaleye yerleşen ordusu, Ch’ing ordularının varlığını 18 Nisan sabahında kendilerine ateş açmaya başlamalarıyla farkedebildi.58
Kuşatma altındakilere katılmak üzere Toksun yönünden gelen ve Hayrullah tarafından komuta edilen takviye güçler Daban-cheng geçidi yakınlarındaki bir kayalık çukurda Mançuryalı Çinli askerler tarafından yok edildiler. Kuşatma altındakiler Çinlilerin saldırılarını cesurca geri püskürttüler. 3 gün süren başarısız teşebbüslerden sonra Liu Tsin-tang’ın orduları 20 Nisan’da surlara top atışına başladı. Bir top güllesi kalenin barut deposuna düştü ve depo infilak etti; kale yanmaya başladı. Patlama sonucu ağır kayıp veren Yakup Bey’in askerleri yanmakta olan kaleden kaçmak için teşebbüste bulundularsa da Ch’ing ordusunun durmak bilmeyen ateşi buna fırsat vermedi. Akşama doğru kale Liu tsin-tang tarafından ele geçirildi. Yakup Bey’in, garnizon komutanı Haydar-quli ve diğer altı komutanı dahil olmak üzere tüm savaşçıları tutsak alındı.
Daban-cheng kalesinin ele geçirilmesinden sonra Yakup Bey’in ordularını ve Kaşgar bölgesi nüfusunu etkilemek için Liu Tsin-tang Kaşgar’ın yerlilerinden yaklaşık 1.000 tutsağı serbest bıraktı ve gerekli geçiş izinleri ile yol paralarını verdi. Liu Tsin-tang bunu yapmakla, kendisinin sadece Fergana ve Taşkent’ten gelen yabancılar olan Andicanlara karşı savaştığı fikrini benimsetmeyi amaçlıyordu. Liu Tsin-tang sadece Haydar-quli ve altı komutanı yanında tutarak geri kalan tutukluları Urumçi’ye nakletti. Liu Tsin-tang’in tutukluları serbest bıraktığı haberi Yakup Bey’e ulaştığında, Yakup Bey Liu Tsin-tang’in bu taktiğinin çok tehlikeli olduğunu düşünerek geri dönenlerin şiddetli şekilde cezalandırılması emrini verdi.59 Yakup Bey’in bu önlemleri halkta ve ordu mensuplarında derin infiale sebep oldu ve ordudaki çözülmenin daha da artmasına sebep oldu.
24 Nisan 1877’de, Daban-cheng’in ele geçirilmesinden sonra Liu Tsin-tang ordusunun 3.000 kişik bir kısmını Turfan’a, 7.000 bin kişilik bir diğer kısmını da oğlu Hakkulu Bey’in komutasında olan Yakup Bey’in 10.000 kişilik ordusunun yerleştiği Toksun yönüne gönderdi.
25 Nisan’da, Liu Tsin-tang’in askerleri yürüyüşe geçmeden bir gün önce, Subashi kanyonu yönünde önünün kesileceğinden korkan Hakkulu Bey, ordusunun sadece çok küçük bir kısmını Toksun’da bırakarak Karashar’a çekildi. Tahıl stoklarını yanlarına alamayacakları için, ayrılmadan önce, götüremedikleri tahılın yakılması emrini verdi.60
Liu Tsin-Tang, 26 Nisan’da, Toksun yakınlarında hareket halindeyken, Yakup Bey’in askerlerinin geri çekildiğini öğrenir öğrenmez tahılı kurtarmak için derhal piyadelerini, daha sonra da süvarilerini şehre gönderdi. Aynı gün Toksun, Liu Tsin-tang’in askerleri tarafından ele geçirildi.61 Tuzağa düşmekten korkan Liu Tsin-tang Turfan’dan gelecek olan Chan Ee ve Siuy Chan-hoo’nun ordusunu beklemek üzere ordusunun ilerlemesini durdurdu.
19 Nisan 1877 tarihinde, Hung-an ordusunun Chan Ee ve Siuy Chan-hoo komutasındaki diğer iki bölüğü Chiktym’den 10 km. uzakta bulunan Chan-tsiak’da birleştiler ve Yakup Bey’in ordusunun gelişmiş birliklerini yenilgiye uğrattılar. Aynı gün, Çinliler Chiktym’i ele geçirdiler, takip eden iki gün içinde de Pichan kasabasını… Yakup Bey’in askerleri Chikytm ve Pichan’dan çekildiler ve Liukchun’da toplandıktan sonra Çinlilere karşı direnişe geçtiler. 25 Nisan’da Liukchan’da kanlı bir savaş yaşandı.
Yakup Bey’in askerleri sayıca çok üstün olan düşman karşısında gevşeyerek Turfan’a çekildiler, takip eden gün Çinliler Turfan’a yaklaştı. Şehre 5 km. uzaklıkta Tso Tsung-tang askerlerinin bir saldırısı, Halim Han Tura’nın ordusu ve Ma Zhen-dae ve Bay Yan-hoo tarafından komuta edilen Dungan taburlarınca tökezletildi. Daban-cheng’den yetişen Liu Tsin-tang’in ordusu Hakim Han Tura’nın ordusunu ve Dungan taburlarını yenilgiye uğrattı ve Turfan kalesine çekilmeye mecbur bıraktı. Ma Zhen-dae Ch’inglere karşı uzun süren bir saldırıda bulunurken, Hakim Han Tura ve Bay Yan-hoo geriye kalan askerleri ile birlikte önce Toksun kasabasına ve ardından da Karashar’a çekildiler. Turfan, Tso Tsung-tang’ın orduları tarafından ele geçirildi.62 Büyük miktarda tahıl ve cephane de ellerine geçti.
Daban-cheng, Toksun ve Turfan’ın ele geçirilmesiyle birlikte, kendilerinin söylediği üzere “Doğu Türkistan’ın kapıları” Tso Tsung-tang’ın ordularına açıldı. Mançuryalı Çinli orduların Doğu Türkistan’ın daha derinlerine nüfuz etmesi İngiltere’nin bölgedeki askeri çatışmaları durdurmak için arabuluculuk yapmak istediği yolundaki açıklaması yüzünden geçici bir süre için askıya alındı.
Molla Musa Sayrami’ye göre, “Savaş amaçları için, Yakup Bey 30.000 askere ve Turfan ve Toksun’da yeterli tahıla sahipti. Turfan’daki tahıl Ch’ingler tarafından ele geçirildi, Toksun’dakiler ise yakıldı.”63 Ancak, Yakup Bey Ch’ing hükümetiyle ilişkilerin hala görüşmeler yoluyla düzelebileceği ihtimaline güvenmek
teydi. Tso Tsung-tang’ın Cungarya ve Doğu Türkistan’a yönelik cezalandırıcı seferin başkumandanı olarak atanmasından sonra, Yakup Bey bir barış anlaşması teklif etmek üzere tekrar elçilerini gönderdi. Ch’ing generali, Yettishar Devleti’nin liderinin yaptığı teklifi reddetmeyip, kendisinin görüşmeler yapmaya yetkisinin olmadığını söyledi ve Yakup Bey’e doğrudan Ch’ing hükümeti ile temasa geçmesini önerdi.
Yakup Bey, aynı zamanda, Said Yakup’u Londra’ya göndererek çatışmanın barışçıl yollardan sona erdirilmesi ve Tso Tsung-tang’ın ordularıyla askeri çatışmanın önlenmesi için İngiltere’den arabulucuk yapması çağrısında bulundu. Said Yakup, İngiliz hükümetine, Yakup Bey’in ileride Ch’ing hükümeti tarafından kendisine verilecek herhangi bir statüyü kabul edeceği tavsiyesinde bulundu. Bunun yanı sıra, Yakup Bey D. Forsight aracılığıyla İngiltere’nin Hindistan genel valisine, Ch’ing hükümetine boyun eğmeye hazır olduğunu bildirdi.
İngiliz hükümeti, Yakup Bey’in Pekin ile görüşme teklifini memnuniyetle kabul ederek, Orta Asya’da güçlenen Rusları dengelemek amacıyla ona arabuluculuk hizmeti sundular. İngiliz hükümeti arabuluculuk konusunda Çin hükümetine resmen tavsiyede bulundu ve Pekin’e Doğu Türkistan’daki meseleyi çözüme ulaştırmak üzere aşağıdaki üç şartı teklif etti:
“1. Emir Yakup Bey Çin’in hükümranlığını tanıyacak. Şu an yönetmekte olduğu ülkenin kontrolü Emir’e bırakılacak, ancak Emir arada sırada Pekin’e yani Çin’in Büyük İmparatoru’na temsilcilerle hediyeler gönderecek.
2. Kaşgar Hanlığı ile Çin arasındaki sınırlar tanımlanacak.
3. İhtiyaç duyulduğunda yardım etmek üzere karşılıklı bir yardım anlaşması imzalanacak.”64
İngiliz hükümetinin arabuluculuk teklifi, donanma inşa etmek ve deniz sınırlarında savunmayı düzenlemek üzere batı seferine harcamak için fonların yeniden tahsisinden yana olan Li Hung-chang ve destekçileri tarafından onaylandı. Ancak, Tso Tsung-tang, önerinin Çin çıkarlarının korunmasını amaçlamadığını, aksine Orta Asya’da Rus nüfuzunu zayıflatarak bu bölgelerde İngilizlerin konumunu güçlendirmeyi amaçladığını belirterek İngiliz önerisine aktif bir şekilde karşı çıktı.65 Tso Tsung-tang, aynı zamanda, Ch’ing hükümetinin dikkatini, İli bölgesindeki Rus işgalinin sona erdirilmesiyle ilgili sorunun ancak Yakup Bey’in devletinin imha edilmesiyle çözüme kavuşturulabileceği gerçeğine çekti.
Pekin’de, Yettishar Devleti’nin kaderi üzerine İngiliz temsilciler ile Ch’ing bakanlar arasında görüşmeler yapılırken, Yakup Bey Tso Tsung-tang’in rüşvet verdiği Niyaz Bey tarafından zehirlendi.66
Çin kaynaklarına göre ise, kötü şansı yüzünden umutsuzluğa kapılan Yakup Bey zehir içerek intihar etti.67 Ancak, bunların delilleri gerçekle pek uyumlu değildir. Çin kaynakları delillerini, Yakup Bey’in ölümünün gerçek sebeplerini sak
lama konusunda kişisel çıkarları olan Tso Tsung-tang’ın raporuna dayandırmaktadır. Çin kaynaklarının delilleri Uygur kaynaklar tarafından da konfirme edilmemektedir. Çin kaynakları ile Uygur kaynakları arasındaki tek küçük benzerlik ölümünün zehirlenme yüzünden olduğudur. Öldüğünde, Yakup Bey, Çin ve İngiliz hükümet temsilcileri arasında yapılan görüşmelerin sonuçlarını huzursuzca beklemekteydi ve kesinlikle intihara teşebbüs edemezdi.
Yakup Bey’e mektup, ferman ve diğer belgelerin müellifi, toplayıcısı, düzenleyicisi olarak hizmet eden Uygur tarihçi Molla Musa Sayrami’ye göre, Tso Tsung-tang’in ordularının Cungarya ve Doğu Türkistan’a cezalandırma seferini düzenlemeden önce, Niyaz Bey amcasını Ch’ing komuta düzenini öğrenmek ve Tso Tsung-tang’a işbirliği arzusunu ifade etmek için Tso Tsung-tang’ın karargahının bulunduğu Lan-chou’ya gönderdi. Bir kaç ay sonra, Niyaz Bey’in amcası yeğenine Lan-chou’dan bir mektupla döndü. Mektubu okuyup tartıştıktan sonra Niyaz Bey amcasını öldürdü ve aynı zamanda onu öldürdüğüne şahit olanları da katletti.68 Böylece Tso tsung-tang ile yaptığı gizli anlaşmanın ortaya çıkmamasını garantiye almış oldu. Doğu Türkistan’ın yöneticisi olmak için çıldıran Niyaz Bey Ch’ing komutanının da yardımıyla Yakup Bey’i katletmek için bütün hazırlıklarını tamamladı. Molla Musa Sayrami şunları yazmaktadır: “Niyaz Bey Yakup Bey’i katletmek için uygun bir an yakalayamadı… ve sonunda o an geldi… Kurla’da birliktelerken Niyaz Bey Yakup Bey’in kölelerinden birine rüşvet verdi… Köleye pek çok altın para vererek, ona zehir karıştırılmış bir fincan soğuk çay hazırlaması ve Yakup Bey ne zaman heyecanlanırsa ona bu çayı sunması talimatını verdi.”69 Aynı kaynak diyor ki: “Bir vakit Yakup Bey, Molla Kemaleddin Mirza’ya çok kızıp sopayla dövülmesi emrini verdi. İnfazın sona ermesini beklemeye sabredemeyerek bizzat kendisi dövmeye başladı ve bu kendisi susayıncaya kadar devam etti. Susayan Yakup Bey bir fincan soğuk çay istedi. Hizmetkar Yakup Bey’e derhal bir fincan soğuk çay getirdi ve o bunu içiverdi. Aslında o soğuk çay değil, ölümcül bir bade içmişti, yere yığıldı ve derhal ölüverdi, bütün vücudu mavileşmişti.”70
Yakup Bey’in ölümü konusunda N. İ. Veselovsky’nin tarifi de bir başka şahidin anlattıklarına dayanıyordu ve bu da bir zehirleme eylemine çok benziyordu.71
Daha ileri doğru gidecek olursak, şu da belirtilmeli ki, Doğu Türkistan’ın Ch’ingler tarafından ele geçirilmesinden sonra, 1878’de, Niyaz Bey, Tso Tsung-tang’dan sadece Yarkent şehrinin Hakim Beyliği (valiliği) ’ni aldı. Böylesine mütevazi bir ödülle tatmin olmayan Niyaz Bey, Ch’ing istilacılara karşı eyleme geçmeye karar verdi. Yarkent’te bir silah atölyesi kurarak çevresine insanlar toplamaya başladı. Ancak, Ch’ing otoriteler Niyaz Bey’in planlarını ortaya çıkardılar ve onu tutukladılar. Bir süre sonra ise intihar etti.72
Tso Tsung-tang Cungarya ve Doğu Türkistan çevresindeki durumun barışçıl yollardan çözümlenmesine karşıydı. Şunları yazmaktaydı: “Hiç bir şekilde Paşa’nın (Yakup Bey) varlığını sürdürmesine müsaade edilmemelidir”73 Yakup Bey’in 1877 yılı ortalarında katledilmesi Tso Tsung-tang için çok uygundu. Doğu Türkistan’da durumun sakinleştirilmesi için İngiltere’nin müdahil olmasından sonra Ch’ing ordularının bölgedeki saldırıları geçici olarak askıya alınmıştı. Yakup Bey’in ölümü, Yettishar Devleti’nin yönetim çevrelerinin dağıtılması konu
sunda, -ki İngilizler bu yöneticilerin kalmasından yanaydı- Tso Tsung-tang’a yardımcı oldu.
Yakup Bey’in ölümünden sonra Doğu Türkistan üç parçaya bölündü. Kaşgar’da Yakup Bey’in oğlu Beykuli Bey, Aksu’da Hakim Han Tura ve Hotan’da Niyaz Bey bulunmaktaydı. Bir süre sonra bu yöneticiler arasında karşılıklı husumetler patlak verdi ve Ch’ing karşıtı güçlerin birliği tamamen ortadan kalktı. “ ‘Golos’ (Ses) gazetesinin gerçekçi bir şekilde yazdığı gibi, Çinlilerin başarısına, Yakup Bey’in ölümünden sonra Yettishar’da (Kaşgar bölgesi - A. Kh.) patlak veren kargaşa da büyük katkıda bulundu.”74
1877 ortasında Beykuli Bey 5.000 kişilik bir ordu ile Aksu’ya yürüdü. Hakim Han Tura ona karşı koymak için harekete geçti. Hakim Han Tura’nın ordusu Yada yakınlarında, Maralbaşı ile Aksu arasında, yok edildi, kendisi ise Orta Asya’ya kaçtı. Geriye kalan askerleri Niyaz Bey ile savaşmak üzere Hotan’a yürüyen Beykuli Bey’e teslim oldu.
Mançuryalı Çinlilerin Doğu Türkistan’a yönelik cezalandırma saldırısı başladığı zamanlarda, Karashar, Kurla ve Bay’a yerleşen Uygur ordusunun önemli bir bölümü karşılıklı husumet sırasında imha oldu, diğer bir kısmı ise Beykuli Bey tarafından Hotan’a götürüldü ve sadece önemsiz bir kısmı Bay Yan-hoo’nun Dungan askeri müfrezesi ile birlikte bu bölgede kaldı.
Dostları ilə paylaş: |