439 Neml, 54. Lut kavminin yaptığı bu ahlaksızlık hakkında hz. Peygamber şöyle demiştir. “Bu çirkin fiili yapanı da yapılanıda öldürün” başka rivayetlerde hz. Peygamber bu ahlaksızlığı yapanların lanetlenmiş olduğunu haber verir. Ebu Bekir Abdurrezzak b. Hemmam Es-San’ani, El-Musannef,Mektebetü’l-İslamiyye, Beyrut 1983, c1, s.12, M. Ali Sabuni, Ahkam Tefsiri, Şamil yay. İstanbul 1984, c.2, s.165-166
440 Mevdudi, c.4, s.127
441 Ankebut, 29
442 Hud, 69-83, İslam alimleri bu fiilin tahriminde ve yapanlarının lanetleneceği hususunda ittifak etmişlerdir. Cezası konusunda ihtilaf olmuştur. Bu konuda üç farklı görüş ortaya konmuştur. 1.bunu yapan mutlak öldürülmelidir. 2. Zina cezası gibi değerlendirilmelidir. 3. Tazir cezası verilmelidir. Ayrıntı için bakınız Muhammed b. Ali b. Muhammed Şevkani, Neylü’l-Evtar, Daru’l-Marife, Beyrut 1998, c.7, s.145-148
443 Elmalılı, c., s.428
444 El- Beğavi, Mealimü’t-Tenzil, c.3, s.230
445 Mevdudi, c.2, s.409 Ayrıcakarşılaştırma için bkz. Tekvin 18: 23-32
452 Ebu Cafer Muhammed b.Cerir Et-Taberi ,Tarihu’t-Taberi, Daru’l-Kutübi’l-İlmiyye, Beyrut 1987, c.I, s.167; Es-Sa'lebi, el-Arâis, Mısır 1951, s. 164; M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Ankara 1990, I, 327
453 Medyenliler'le Eykeliler'in iki farklı kabile mi, yoksa aynı kavim mi olduğu konusunda müfessirler arasında görüş ayrılığı vardır. Bir grup, A'raf Suresi'nde Hz. Şuayb'a (a.s) "Medyenliler'in kardeşi" (ayet: 85) dendiği halde, burada Eyke halkıyla ilgili olarak böyle bir şey denmediğinden hareketle bunların ayrı kavimler olduğunu savunurken diğer grup, Medyenliler hakkında A'raf ve Hud Sureleri'nde sözü edilen ahlâkî hastalıklar ve özelliklerle, burada Eykeliler hakkında verilen bilgilerin aynı olduğundan hareketle, bunların aynı kavim olduğu görüşündedir. Sonra, Hz. Şuayb'ın (a.s) her iki kavme mesaj ve uyarısı aynı olduğu gibi, iki kavmin sonu da aynı olmuştur.
Bu konudaki araştırmalar, her iki görüşün de doğru olduğunu göstermiştir. Medyenliler'le Eykeliler kuşkusuz iki ayrı kavim idiler; fakat aynı gövdenin dallarıydılar. Hz. İbrahim'in (a.s) karısı (veya cariyesi) Ketura'dan üreyen nesli Arabistan'da ve İsrailîler'in tarihinde de Ketura'nın çocukları olarak pek meşhurdurlar. Bunların en önemli kolu, ataları Hz.İbrahim'in (a.s) oğlu Medyen'e izafetle Medyenliler (veya Medyenîler) olarak bilinenlerdi. Bunlar, Kuzey Arabistan ile Güney Filistin arasındaki bölgede ve Kızıl Deniz ile Akabe Körfezi kıyılarında yerleşmişlerdi. Başkentleri, Ebu'l-Fida'ya göre, Akabe Körfezi'nin batı kıyısında Eyle'den (bugünkü Akabe) beş günlük mesafede yer alan Medyen'di. Ketura'nın, içlerinde Dedanîler'in diğerlerine oranla daha çok bilindiği diğer çocukları, Kuzey Arabistan'da başkentleri Tebük, eski adıyla Eyke olmak üzere (Yakut, Mü'cemu'l-Buldan'da Eyke'yi anlatırken burasının Tebük'ün eski adı olduğunu söyler ve Tebük'ün yerlileri de bunu doğrulamaktadır) Teyme, Tebük ve el-Ulâ arasındaki bölgede yerleştiler.
Medyenliler ile Eykeliler'e aynı peygamberlerin gönderilmiş olmasının nedeni, her iki kabilenin de aynı soydan gelmiş olmaları, aynı dili konuşmaları ve yan yana komşu bölgelerde yerleşmiş bulunmaları olsa gerektir. Aynı yörelerde yanyana yaşamış ve birbirleriyle evlilik gibi sosyal ilişkiler içinde bulunmuş olmaları da mümkündür. Sonra, bu iki akraba kabilenin ikisi de, meslekten ticaret adamlarıydılar ve aynı kötü hayat ve sosyal ve ahlâkî düşüklük içinde idiler. Yine, bunlar biri Yemen ile Suriye'yi, diğeri İran Körfezi ile Mısır'ı birleştiren iki uluslararası ticaret yolu üzerinde yerleşmiş bulunuyorlardı. Bu avantajlı durumları nedeniyle, büyük ölçüde yol kesiciliğe başlamışlardı ve ağır haraçlar ödemedikçe hiçbir kervanın geçmesine izin vermiyorlardı. Böylece, ticaret yollarını bir hayli tehlikeli hale getirmişlerdi. Hz. Şuayb'ın (a.s) uyarısına yol açcan bu yol kesicilikleri Kur'an'da şöyle geçmektedir: "Tehdit ederek ve O'na inananı Allah'ın yolundan alıkoyup eğriliğini isteyerek her yolun başına oturmayın." İşte bu nedenlerle, Allah her iki kavme de aynı peygamberi göndermiş ve bu peygamber kendilerine aynı öğretileri ve aynı mesajı getirmiştir. Mevdudi, c.4, s.64-65
İzzet Derveze bu iki kamin tek kavim olduğunu savunurken bunu kabul etmeyenler de olmuştur. İzzet Derveze, tefsir, c.1 ,s.134
Allah (c.c), kabilesine nisbet ederek Şuayb (a.s) kavmine, Medyen ahalisi ismini verdi. Taptıkları sahte ilahların yanında, bir de Eyke adında büyük bir ağaca taparlardı. Eyke ağacına taptıkları için, Eyke ashabı diye de isimlendirilmiştir. Onun için bazı kimseler yanlış anlayarak, Şuayb (a.s)’ın Medyen ahalisi ve Eyke ahalisi diye iki ümmete gönderildiğini zannettiler. Bu, doğru değildir. Medyen ahalisi aynı zamanda Eyke sahipleridir. Abdulvahit Metin, Mufassal tefsir, İQRA CD’si, Araf-85 ayetinin tefsiri
454 Ez-Zemahserî, el-Kesşâf, Kahire 1977, II, 118
455Medyen halkının, Hz. İbrahim'in üçüncü hanımı Katurah'tan olma oğlu Midyan'ın soyundan geldi kleri iddialarına dikkat edilmelidir. Doğrudan doğruya onun neslinden gelmemiş oldukları halde, tümü onun soyundan olduklarını iddia etmişlerdir. Çünkü eski bir geleneğe göre, büyük bir zata bağlı olan herkes, daha sonra yavaş yavaş onun torunları arasında sayılmaya başlanırdı. Nitekim Hz. İsmail'in (a.s) soyundan gelmemesine rağmen bütün Araplara "İsmailoğulları" denmiştir. Hz. Yakub (a.s)'ın soyu (İsrailoğulları) için de durum aynıdır. Aynı şekilde, Hz. İbrahim (a.s)'ın çocuklarından biri olan Midyan'ın etkisi altına giren tüm bölge halkına Bena Medyen (Medyenoğulları) ve onların oturduğu yerlere de, Medyen bölgesi dendi. Ez-Zirikli, Kâmûsû'l-A'Iâm, VI, 4244; Yakut el-Hamevi, Mu'cemü'l-Büldan, Beyrut 1956, V, 77
456 İbn Asakir, Tarih, Beyrut 1979, VI, 322
457 Şuarâ, 189
458 A'raf, 7/93
459 İbnü'lEsir, el-Kâmil, c.1, s. 177
460 www.islamicfreeware.de.vu, Peygamberler tarihi, Hz. Şuayb
461 A'raf, 7/85,86,87
462 Hud, 91
463 Hud, 92-93
464 A'raf, 91-92
465 Haşr, 78
466 Şuara, 176,177,178,179,180,181,182,183,184
467 Şuarâ, 185, 186
468 Şuarâ, 187
469 Şuarâ, 189, 190
470 Beydavi, Envaru't-Tenzil, c.2, s.84
471 Taberî, Tarih, c.I, s.167; İbn Kuteybe, Kitabü'l-Maârif, Beyrut 1970, s. 19: İbn Asakir, Tarih, Beyrut, 1979, VI, 322).
472 www.islamicfreeware.de.vu, peygamberler tarihi, Hz. Şuayb