Urdu Dilini İcat Eden Bayram Han Türkmen ve
Oğlu Abdurrahim Hân-ı HâNan Türkmen
Bayram Han Türkmen ve oğlu Abdurrahim Hân-ı HâNan Türkmen’in isimleri birbirinden ayrılmadan zikredilir. Bu baba-oğul, mükemmel birer asker, siyaset adamı ve ilim erbabı şahsiyetlerdir. Bayram Han, Kara-Koyunlu Türkmenlerindendir. BAbür ve oğlu HuMayun ile temasları olmuş, Moğol İmparatorluğu’nun kuruluşuna katkı sağlamışlardır. En önemlisi Celaleddin Ekber Şah’ın (1542-1605) atalığını yapmış ve onu mükemmel bir asker ve her konuda bilgili bir şahsiyet olarak yetiştirmiştir. Daha sonra da danışmanlığını üstlenmiştir.
Aynı zamanda şair olan oğlu Abdurrahim Hân-ı HâNan Türkmen, Ekber Şah’ın başvezirliğini yapmıştır. Avrupa dilleri dâhil olmak üzere onüç dil biliyordu. Dört farklı dilde şiirleri bulunmaktadır. Münşî DEbi Praşad Kayas’ın “Hân-HânName” isimli kitabının, Urduca’dan Türkmen Türkçesi’ne çevrilerek Aşkabat’ta, ayrıca Hindistan’da Hintçe ve İngilizce basılması karara bağlanmıştır.
23-29 Ağustos 2000 günleri arasında Hindistan’ın başkenti Yeni-Delhi kentinde düzenlenen “Türkmenistanıñ Medeniyet Günleri/ Türkmenistan Kültür Günleri” çerçevesinde Bayram Han Türkmen’in 500. Doğum Günü münasebetiyle ilmî konferans ve jübile düzenlenmiştir. Konferansta Bayram Han Türkmen ve Abdurrahim Hân-ı HâNan Türkmen’in Hindistan Türk-Moğol İmparatorluğu dönemindeki faaliyetleri ve bugünkü Türkmenistan-Hindistan ilişkilerine olan kültürel katkıları vurgulanmıştır. Bu çerçevede Faridabad, Bombay ve Bangalor’da geniş katılımlı konserler verilmiştir.
“Türkmenistañ’ın Ministrler Kabinetiniñ Yanındakı Tarıh İnstitutı/ Türkmenistan Bakanlar Kurulu’na bağlı Tarih Enstitüsü” tarafından hazırlanan “Bayram Han Türkmen-Ömri we Döredijiliği”, ayrıca Aşkabat’taki Hindistan Büyükelçiliği ile birlikte hazırlanan “Bayram Han Türkmen-İki Halkıñ Beyik Oğlı” isimli kitaplar 2000’li yılların başında basılmış olmalıdır.
Bayram Han Türkmen’i tarihin unutulmaz Türk şahsiyetleri sınıfına sokan olay, çok uluslu Hindistan Moğol İmparatorluğu askerlerinin birbiriyle anlaşabilmesi için her dilden yirmi-otuz kelime alıp, 1500 yılında Urdu dilini icat etmesidir. Bildiğimiz üzere bu dil daha sonra devlet dili haline gelmiştir. Halen Pakistan ve Hindistan’da kullanılmaktadır. (Türkmenistan gazeti, 22.III.2000; 27.III.2000; 19.IX.2000; 28.X.2000) Türkmenler hakkında bkz.→Horasan Bölge Valilikleri (Kuzey, Rezavî, Güney)
*
ONİKİ HAYVANLI TÜRKMEN TAKVİMİ
Oniki Hayvanlı Türkmen Takvimi, esas itibariyle Türkler ve Çinliler tarfından kullanılmıştır. Bu takvimden Türk ve Çinlilere komşu olan halklar yararlanmıştır. Türk Takvimi’nin m Ö. 2637 yılından itibaren başladığı kabul edilmektedir. Çinliler aynı takvimi 4644 yıldır kullanmaktadır. Oniki Hayvanlı Türkmen Takvimi’nde, yeni yıl Güneş’in Kova burcuna girmesinden sonra görülen ilk Hilal ile başlar. O andan itibaren yeni yılın birinci ayının birinci günüdür. Bu 21 Mart Yeñgi Gün/ Nevruz’dur.
Türkmenistan, İran Türkmenistanı, Türkiye, İran, Irak, Suriye, Kafkaya, Balkanların yanı sıra, Türk Devlet ve Toplulukları’nda yaşayan Türk halkları, binlerce yıldır Güneş yılı aylarında olduğu gibi, gün, ay ve yıl hesabını yıldızların durumuna göre hesap ederler. Göç ve tarım faaliyetlerini de bu takvime göre gerçekleştirirler. Hamel/ Mart ayında toprak gübrelenir ve ekime hazırlanır. Sonbaharda ekilmiş olan buğday ve arpa Sevr/ Nisan ayında yeşillenir. CevZa/ Mah-ı Meh/ Mayıs ayında pamuk, Safer/ Seretan/ Siterân/ Haziran ayında, kavun-karpuz ekilir.
Turani halklar göç, tarım faaliyetleri ve düğün merasimlerini yıldızların durumuna ve haraketine göre düzenlemektedir. Yıldızları oniki gruba ayırmışlardır. Her grup, ayrı bir yıldız kümesinden oluşmaktadır:
1.Yeñgi Gün/ Yeni Gün (Nevruz):
Bu günde, gece ve gündüz birbirine eşittir. Güneş, “Hamel” yıldız takımı arasından dışarı çıkar, hava ısınmaya başlar. Toprak artık don tutmaz. Nevruz (Hamel/ Mart), tarım faaliyetlerinin başlangıcıdır. Türkmenler şöyle der: “Novruz’dan soñ gış bolmaz, Mizan’dan soñ yaz/ Nevruz’dan sonra kış olmaz, Eylül’den sonra bahar”.
2.Ülker (Süreyya):
Bu dönem, Nisan’ın ilk gününde başlar. Güneş yılına göre, Sevr (Boğa) ayının karşılığıdır. Türkmen takvimine gore Ülker, yüz gün devam eder. Yani bu yıldız kümesi 12 Nisan’da doğar, 22 Temmuz’da batar. “Ülker, desse astında yatmaz/ Ülker, deste altında kalmaz” meseli, Türkmenlerde meşhurdur. Bu mesel, Ülker yıldızının İlkbahar’ın sonunda doğup, Kış’ın başında battığına işaret eder.
3.Aralık:
Aralık, bir yıldızın adıdır. Kelb-i Asgar/ Küçük-köpek yıldız kümesinin en parlak yıldızıdır. 22 Haziran tarihinde doğar, 22 Temmuz’a kadar devam eder. Bu yıldız kümesi nedeniyle İlkbahar ve Sonbahar’da gece ve gündüz birbirine eşit olur.
4.Üç-yıldız (Mizan/ Terazi Yıldızı):
Bu dönem, Üç-yıldız’ın doğuda açığa çıkması ile başlar. 22 Temmuz ile 22 Ağustos arasında devam eder. Türkmenler bu döneme “Sarıca tomus/ Sarıca yaz” derler. Bu dönemin sonunda geceler soğumaya başlar. Ege Yörükleri, “Ağustosta, kalbur kadar kış girer” der. Bu dönemle ilgili Türkmenlerin bir meseli vardır: “Üç-yıldız’da tün savar, Yaldırak’da gün/ Üç-Yıldız’da geceler soğuk olur, Yaldırak’da gündüz”.
5.Yaldırak (Süheyl Yıldızı):
Bu yıldız, Kelb-i Ekber/ Büyük-köpek yıldız kümesine bağlıdır. Yaldırak, 12 Ağustos’ta doğar, 23 Eylül’e kadar devam eder. Bu yıldız doğmadan 10-12 gün once hava oldukça sıcak olur. İnsanlar buna “Yaldırağıñ yangını” der.
Yaldırak doğduktan sonra, bazı günler soğuk olur. Bundan ötürü, “Yaldırak doğandan soñ keyik suvsamazmış/ Yaldırak doğduktan sonra geyik susamazmış” denir. Yaldırak’tan sonra bitkilerin üzerine şebnem/ çiğ düşer ve Türkmen topraklarında pamuk toplama mevsimi başlar.
Türkmenlerin Yaldırak dediği Süheyl yıldızı, gökyüzünün güney yarım küresinde bulunan SeFine-i Nuh/ Nuh’un gemisi/ Felek-i SeFine burcunda bulunan Türkistan ve Ön Asya’da görülen parlak bir yıldızın adıdır.
6.Mizan:
Gece ve gündüz bu burçta eşir olur. Doğduktan sonra 22 Eylül ile 22 Ekim arasında devam eder. Mizan yıldız grubu, Üç-yıldız yıldız grubunun benzeridir. Ancak doğuş ve batış zamanları farklıdır. Mizan, Kız-yıldız/ SiTarehâ-yı Duhter kümesi terkibindendir. Batıda belirginleşir.
7.Akrep:
Akrep dönemi, hava iyice soğur. Toprağa kırağı düşer. Bazı bölgelerde mahsulü don vurur. Bu dönem 23 Ekim ile 22 Kasım, yani Kış mevsimine doğru devam eder.
8.Kış:
Türkmenlerin hesabına göre Kış mevsimi, 22 Kasım ile 22 Şubat arasında 90 gün devam eder. Türkmen ataları, Kış’ı üç bölüm olarak hesap ederler.
9.Karakış:
Bu üç bölümden biri Kara-Kış’tır. 22 Kasım’da başlar, 07 Aralık’a kadar devam eder. Hava iyice soğur ve Kış devam eder.
10.Ulu Çille:
Kış’ın ikinci dönemidir. “Ulu Çille” adı ile anılır. 07 Aralık’ta başlar, 17 Ocak’a kadar devam eder. Buna “Hörgüçlü Kış” da denir. Ege Yörükleri, bu dönem için ZemheRir tabirini kullanır. Bu dönem, 22 Aralık ile 31 Ocak arasında devam eder. ZemheRir öncesi Karakış’tır.
11.Kiçi Çille:
Kışın son bölümüdür. 17 Ocak’ta başlar, 07 Şubat’a kadar devam eder. Hava hem soğuktur, hem de yağmurludur. Göçer/ Devlet-gez Türkmenler, bu dönemde yağan yağmuru pek uğurlu saymaz. Şöyle derler: “Kiçi Çille’de hem bal bulsañ damma, Ulu Çille’de gan hem bulsañ dinme”.
Türkmenler, 07 Şubat ile 22 Şubat arasını da Karakış hesap ederler. Ancak halk arasında kullanılan bir de “Çiltik” hesabı vardır. Türkmen ataların hesabına göre, 22 Şubat tarihinde 90 günlük kış sona erer. Çiltik hesabına göre kış, 10 gün erken son bulur.
Şubat’ın son iki haftası ile Mart ayının ilk haftası baharın resmi müjdecisidir. Bu üç hafta cemrelerin düşme dönemidir. Birinci Cemre havaya, İkinci Cemre suya, Üçüncü Cemre toprağa düşer ve toprak canlanır.
12.Yeñgi Gün/ Yeni Gün (Nevruz):
Türkmenlerde Yeñgi Gün/ Yeni Gün (Nevruz), her şeyin başlangıcıdır. Türkmenin doğum günüdür. Bu güne Türkler “Ergenekon Günü” de derler. (“Nigahi be-Tagvîm-i Türkmenî”, Yaprak dergisi, s.39-40)
*
Oniki Hayvanlı Türkmen/ Türk Takvimi Sistemi
Müçe Yılları ve Müçe Yıl Hesabı
Yıl çevirme, bir kişinin yaşını tespit etmek, tarihi olayların senesini hatırlamak için yapılan hesaplamadır. Bu hesap usulü, özellikle Türklerde ve Çin’de yaygın olarak kullanılmaktadır. Halen Türkistan ülkelerinden; Doğu Türkistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Tacikistan, Kazakistan’ın yanı sıra Azerbaycan, İran, Afganistan ile Çin’de revaçtadır. Bunlara mücavir ülkelerde yansımaları görülmektedir. Özellikle Türkmenler arasında günlük uygulanan bir usuldür.
Bu hesaplama yoluyla yılların tespitinde, “Müçe Yılları” denilen “Oniki Hayvanlı Takvim Sistemi” kullanılmaktadır. 12 yılın her bir yılına bir hayvanın, canavarın adı verilmiştir. Türkmenlerde yıllara şu tertiple ad verilmiştir: Sıçan, Sığır, Bars, Tovşan, Luv (Balık), Yılan, Yılkı (At), Koy (Koyun), Bicin (Maymun), Takık (Tavuk), İt, Doñuz. Domuz’a kadar 12 yıl olur. Bu 12 yıllık dönem bir kümedir. 13’e geçince, gene Sıçan’dan başlamak üzere geri dönülür. Demek ki bir Sıçan yılından ikinci Sıçan yılına varıldığında 13 yıl olur.
Bu Usule göre Yaş Hesaplaması
|
Birinci Müçe
|
Çocukluk dönemi
|
13 yaş
|
İkinci Müçe
|
Gençlik dönemi
|
25 yaş
|
Üçüncü Müçe
|
Yiğitlik dönemi
|
37 yaş
|
Dördüncü Müçe
|
Orta yaş dönemi
|
49 yaş
|
Beşinci Müçe
|
Ak-sakallık dönemi
|
61 yaş
|
Altıncı Müçe
|
Yetişkinlik dönemi
|
73 yaş
|
Yedinci Müçe
|
Yaşlılık dönemi
|
85 yaş
|
Türkmenler, çocukluğa “çağalık”, gençliğe “cahılık”, yetişkinliğe “gartañlık”, yaşlılığa ise “garrılık” derler.
Oniki Hayvanlı Takvim/ Müçe Yılları
-
1. yıl
|
Golgana il/ Sıçan yılı
|
2. yıl
|
Hukar il/ Boğa-Sığır yılı
|
3. yıl
|
Bars yılı
|
4. yıl
|
Tolı il/ Tovşan yılı/ Tavşan yılı
|
5. yıl
|
Loy(Ejderha) il/ Luv il/ Balık yılı
|
6. yıl
|
Muğay il/ Yılan yılı
|
7. yıl
|
Murin il/ Yılkı il/ At yılı
|
8. yıl
|
Goîn il/ Koy il/ Koyun yılı
|
9. yıl
|
Bicin il/ Maymun yılı
|
10. yıl
|
Takık il/ Tavuk yılı
|
11. yıl
|
Togay il/ Tugay il/ İt yılı
|
12. yıl
|
Tonguz il/ Doñuz il/ Domuz yılı
|
Müçe hesabı ile bir kişinin yaşını tespit edebilmek için, önce onun doğum yılını sormalıdır. Sonra yüzüne bakıp, hangi Müçe grubuna girdiği tahmin edilmelidir. Bu tahmin insanı yanıltmaz. Bu hesabı bilenler, doğal olarak 13 yaşındaki çocuk (Birinci Müçe) ile 25 yaşındaki delikanlıyı (İkinci Müçe) birbirinden ayırt edebilir. Örnek olarak, onun doğum yılı Koyun olsa, kendi de yüz keşfine göre “Orta Yaş Müçesi’ne” denk gelse, içinde bulunduğumuz yılı da biliyorsak, yaşını kolayca hesap edebiliriz. 1962 Pars yılıdır. Dört Müçe’yi ya da doğrudan 49 yaşı esas alıp, Koyun yılından Pars yılına kadar sayarız: Maymun, Tavuk, İt, Domuz, Sıçan, Sığır, Pars=7 yıl eder. Bunu 49 yaşın üstüne ilave ederiz. Sonuç olarak, bu kişinin yaşı 56’dır. Geçen yüzyıllarda yaşamış olan klâsik yazar ve şairlerin doğum ve ölüm yıllarını Türkmenler bu şekilde hesaplamaktadır. Bu hesapta yanılma ihtimali bulunmamaktadır. Aynı metodla bir kişinin doğum yılını da tespit edebiliriz. Ancak Müçe hesabının yapılabilmesi için tablo hazırlanmalıdır.
Doğum yılı tespit edilecek şahsın yaşı 12’ye bölünür. Kalan sayının da Maymun yılına denk geldiğini kabul edelim. Aşağıdaki birinci tabloda Maymun 9 yıldır. Bu şekilde bölündüğünde, Maymundan sonraki yılların üstüne her keresinde bir sayı eklenir. Örnek olarak, bölme sonucu;
-“0” kalsa; Maymun-9 yıl
-“1” kalsa; Tavuk-10 yıl
-“2” kalsa: İt-11 yıl
Bu hesaplama usulünü, aşağıdaki tablo üzerinde gösterEbiliriz:
|
Yıl düzenleme numarası
|
Yıl adı
|
Bölme sonucu kalan sayı
|
IX
|
Bicin il/ Maymun yılı
|
0
|
X
|
Takık il/ Tavuk yılı
|
1
|
XI
|
Togay il/ Tugay il/İt yılı
|
2
|
XII
|
Tonguz il/ Doñuz il/Domuz yılı
|
3
|
I
|
Golgana il/ Sıçan yılı
|
4
|
II
|
Hukar il/ Boğa-Sığır yılı
|
5
|
III
|
Bars yılı
|
6
|
IV
|
Tolı il/ Tovşan il/ Tavşan yılı
|
7
|
V
|
Loy(Ejderha) il/ Luv il/ Balık yılı
|
8
|
VI
|
Muğay il/ Yılan yılı
|
9
|
VII
|
Murin il/ Yılkı il/ At yılı
|
10
|
VIII
|
Goîn il/ Koy il/ Koyun yılı
|
11
|
Örnek olarak, XVIII. yüzyıl Türkmen şairlerinden Şäbende’nin “Gül-Bülbül” destanının yazıldığı zaman hakkında şöyle diyor:
“Mün ikiyüz ondört boldı tarıhda
Bicin yılı yazdım kıssanı begler”
Buradaki Hicri 1214 yılının Miladî karşılığı 1800’dür. 1800 onikiye bölündüğünde tam olarak sıfır(0) kalır. Şairin de belirttiği gibi, destan Maymun yılında yazılmıştır.
Konuyla ilgilenenler her halde fark etmiştir. Yıldız falının bakıldığı “YıldızName”lerdeki hesaplamalar da benzer şekilde eski Türk takvimine göre yapılmaktadır.
Türk Aleminde Hicri takvim de kullanılmıştır. XIX. yüzyıldan itibaren Hicri takvimin yanı sıra Miladî de yaygınlaşmaya başlamıştır.
Oniki Hayvanlı Türkmen/ Türk Takvimi’ne göre Yılların Müçe Karşılıklarını Gösteren Tablo
|
Sıra no
|
Müçe yıl adı
|
Miladi yıl hesabı
|
1
|
Golgana il/ Sıçan yılı
|
1900-1912-1924-1936-1948-1960-1972-1984-1996-2008-2020-2032-2044-2056
|
2
|
Hukar il/ Boğa-Sığır yılı
|
1901-1913-1925-1937-1949-1961-1973-1985-1997-2009-2021-2033-2045-2057
|
3
|
Bars yılı
|
1902-1914-1926-1938-1950-1962-1974-1986-1998-2010-2022-2034-2045-2058
|
4
|
Tolı il/ Tovşan yılı
|
1903-1915-1927-1939-1951-1963-1975-1987-1999-2011-2023-2035-2047-2059
|
5
|
Loy(Ejderha) il/ Luv il/ Balık yılı
|
1904-1916-1928-1940-1952-1964-1976-1988-2000-2012-2024-2036-2048-2060
|
6
|
Muğay il/ Yılan yılı
|
1905-1917-1929-1941-1953-1953-1977-1989-2001-2013-2025-2037-2049-2061
|
7
|
Murin il/ Yılkı il/ At yılı
|
1906-1918-1930-1942-1954-1966-1978-1990-2002-2014-2026-2038-2050-2062
|
8
|
Goîn il/ Koy il/ Koyun yılı
|
1907-1919-1931-1943-1955-1967-1979-1991-2003-2015-2027-2039-2051-2063
|
9
|
Bicin il/ Maymun yılı
|
1908-1920-1932-1944-1956-1968-1980-1992-2004-2016-2028-2040-2052-2064
|
10
|
Takık il/ Tavuk yılı
|
1909-1921-1933-1945-1957-1969-1981-1993-2005-2017-2029-2041-2053-2065
|
11
|
Togay il/ İt yılı
|
1910-1922-1934-1946-1958-1970-1982-1994-2006-2018-2030-2042-2054-2066
|
12
|
Tonguz il/ Doñuz il/ Domuz yılı
|
1911-1923-1935-1947-1959-1971-1983-1995-2007-2019-2031-2043-2055-2067
|
(Türkmen Sovet Ensiklopediyası, 4.cilt, “Yıl Övürme” maddesi, s.121-122)
*
Müçe yıllarının hafızada kolay kalması için şu tekerlemeden istifade edilir:
“Yılbaşı sıçan, sıgır, bars, tovşan, luv, yılan
Yılkı, koy, bicin, takık, it, doñuz-boldı tamam”
Yıl adlarına hayvan isimlerinin takılması, Türklerin bir bölümünün eski dönemlerde göçer/ devlet-gez olmaları ve avcılıkla geçimlerini sağlamaları ile alakalıdır. Öte yandan Türklerin dini olan Şamanizmle de ilişkili olması mümkündür. (Türkmen Sovet Ensiklopediyası, 6.cilt, “Müçe” maddesi, s.105)
*
Yıl Süresi
Hilâl, yeryüzünün her noktasında mutlaka aynı gün görülmeyEbilir. Bu bakımdan herhangi bir Türk yılı, yeryüzünün batısında 355 gün çekerken, doğusunda 354 gün çekEbilir. Bir başka deyimle, herhangi bir Türk yılı, yeryüzünün batısında, Güneş yılının, örneğin 32’nci gününde başlarken, doğusunda 33’üncü gün başlayabilir.
Ay Süresi
Hilâl, yeryüzünün her noktasından mutlaka aynı gün görülmeyeceğinden, herhangi bir Türk ayı, yeryüzünün batısında 30 gün çekerken, doğusunda 29 gün çekEbilir. Bir başka deyimle, herhangi bir Türk ayı, yeryüzünün batısında, Güneş yılının, örneğin 175’inci gününde başlarken, doğusunda 176’ncı gününde başlayabilir.
Gün Süresi
Hilâlin göründüğü andan itibaren başlayan yeni ayın birinci günü, ertesi günün Güneş batımına kadar devam eder. Güneş batımından itibaren ayın ikinci günü başlar ki, o gün de ertesi günkü Güneş batımına kadar devam eder. Ve böylece yeni ayın HiLali görününceye kadar sürer gider. Burada Güneş’in batması demek, deniz ufkuna göre Güneş’in tepe noktasının ufukta tamamen kaybolması demektir.
Türk takviminde günlerin adı yoktur. Günler; “bir, iki, üç… yirmidokuz (dokuzotuz) ve otuz” veya “birinde, ikisinde, üçünde… yirmidokuzunda (dokuzotuzunda) ve otuzunda diye sıralanır.
Türkmen Aylarının Adları
Türkmen aylarının adları sıra ile; Birinç-ay, İkinç-ay, Üçünç-ay, Dördünç-ay, Beşinç-ay, Altınç-ay, Yedinç-ay, Sekizinç-ay, Dokuzunç-ay, Onunç-ay, Onbirinç-ay, Onikinç-ay diye adlandırılır.
Kışa rastlaması nedeniyle Birinç-ay ve Onüçünç-ay adları Türkmenlerce kullanılmaz. Bu aylar kışa rastladığı için Türkmen tarihinde bu aylarda önemli tarihi hadiseye rastlanmadığı için Türk anıtlarına da işlenmemiştir. Birinç-ay yerine, Farsça’dan geçme “ÂRam” kelimesi, Onünç-ay’ın adı için muhtemelen Soğdça’dan alınmış olan “Çak şabut” kelimesi mevcuttur. 12 aylık klâsik yıl alışkanlığımız içinde kolaylıkla farkedilmesi için, takvimlerde bu kelime, “Onüçünç-ay” yerine kullanılmaktadır.
*
Ay ve Gün Hesabı
Geçmiş dönemde Türkmenlerde ve diğer Türk illerinde “Şemsi” ve “KameRi” adı verilen iki ayrı takvim kullanılmıştır. Göç eden Türk il/ ulusları ile çiftçiler Şemsi ay takvimi ve hesabını kullanmışlardır. Şems, Arapça “Güneş” demektir. Güneş yılı 12 aya bölünmüştür. Her ayın adı ve belirli gün (gece-gündüz) sayısı vardır. Şemsi yıl 365 gündür. Mevsimler de kendi vaktine göre düzenlenmiştir. Şemsi ayların adları göçerilik/ devlet-gez, avcılık ve çiftçilik ile ilgildir.
Şemsi Aylar/ Güneş Ayları
|
Sıra no
|
Adı
|
Karşılığı
|
Gün sayısı
|
Anlamı
|
1
|
Hamel
|
Mart
|
31
|
Koç
|
Gökyüzünün kuzey yarımküresinde, “Sevr” burcu ile “Süreyya” manzumesinin yakınlarında bulunan bir burç. Güneş buraya Mart’ın dokuzunda dâhil olur.
|
2
|
Sevr
|
Nisan
|
31
|
Boğa
|
Sevr/ Boğa burcu, gökyüzünün kuzey yarımküresinde bulunan bir burçtur. Dübb-i Ekber’in “Alpha” yıldızını Ayyuk’a birleştirdikten sonra hemen ona yakın bir mesafe ile Mailen gidilecek olursa, kırmızı renkli bir yıldıza rastgelinir ki, bu yıldız Sevr burcunun en parlak yıldızı olan “Aynüs-Sevr” veya “Ed-Deberân”dır.
|
3
|
CevZa
|
Mayıs
|
32
|
İkizler
|
İkizler burcu, gökyüzünün kuzey yarımküresinde görülen iki parlak yıldızlı bir burç olup, Güneş Mayıs ayında bu burca girer.
|
4
|
Seretan
|
Haziran
|
31
|
Yengeç
|
Güneş’in 22 Haziran’da girdiği Yengeç burcu. “CevZa” burcu ile “Esed” burcu arasındadır.
|
5
|
Esed
|
Temmuz
|
31
|
Aslan
|
Esed/ Aslan, Güneş’in Rumî Temmuz’un dokuzunda ve Miladî Temmuz’un 23’nde içine girdiği ve gökyüzünün kuzey yarımküresi eteğinde bulunan birçok parlak yıldızdan oluşmuş beşinci burçtur.
|
6
|
Sümbüle
|
Ağustos
|
31
|
Başak
|
Başak burcu, gökyüzünün kuzey yarımküresinde bulunan yedi parlak yıldızdan oluşmuş dörtgen ve iki kuyruklu bir burçtur.
|
7
|
MîZan
|
Eylül
|
30
|
Terazi/ Kantar
|
Terazi burcu, gökyüzünün kuzey yarım küresinde görülEbilen Sümbüle/ Başak burcunun yanında bulunan bir yıldız kümesi olup, belli başlı dört yıldızdan oluşmuş küçük bir burçtur.
|
8
|
Akreb
|
Ekim
|
30
|
Akrep
|
Gökyüzünün kuzey yarım küresinde görülEbilen bir burçtur.
|
9
|
Kavs
|
Kasım
|
29
|
Yaya
|
Güneş’in, gök küresinde bir gün boyunca çizdiği çemberin ufuk altında kalan parçasıdır.
|
10
|
Cedî
|
Aralık
|
30
|
Oğlak
|
Oğlak burcu, oniki burçtan biridir.
|
11
|
Delv
|
Ocak
|
30
|
Kova
|
Delv/ Kova, oniki burçtan birinin adı olup, Güneş eski Ocak ayının sekizinci günü bu burca girer. “Delve” şeklinde kullanıldığı olmuştur.
|
12
|
Hût
|
Şubat
|
30
|
Balık
|
Hût/ Balık burcu, gökyüzünün güney yarım küresinde Sevr burcundan ileride Hamel burcunun yönünde bir burçtur. Gökyüzünün güney yarım küresinde olmasına rağmen, kuzey yarım küreden de görülEbilir ve Güneş Şubat’ta bu burca girer.
|
.
Mevsimler/ Fasıllar
|
Mevsim adı-I
|
Mevsim adı-II
|
Mevsim adı-III
|
Karşılığı olan ay
|
İlkbahar mevsimi
|
Yaz
|
Oğlak-ay
|
Hamel (Mart), Sevr (Nisan)
Cevza (Mayıs)
|
Yaz mevsimi
|
Tomus
|
Uluğ Oğlak ay
|
Seretan (Haziran), Esed
(Temmuz), Sümbüle (Ağustos)
|
Sonbahar mevsimi
|
Güz
|
Uluğ-ay
|
Mizan (Eylül), Akrep
(Ekim), Kavs (Kasım)
|
Kış mevsimi
|
Gış
|
Ay, Gış
|
Cedî (Aralık), Delv (Ocak),
Hût (Şubat)
|
Tarihçi, yazar, şair ve din adamları HicRi-KameRi yıl ve ayları da kullanmışlardır. HicRi-KameRi yıl hesabı, ayın feZası esasında ve doğuş-batışı ile hesaplanır. Bu nedenle her yıl 10 (11) gün (gece-gündüz) öne doğru haraket eder. KameRi takvime göre, bir yılın uzunluğu 354 (355) gün olarak hesaplanır. Her yıl 10 (11) gün fark ettiği için, her 36 yılda bir yıl artar. Bundan ötürü, her 36 yıla bir “garn/ karn” denmektedir.
KameRi (HicRi-KameRi) Aylar
|
Sıra no
|
Adı
|
Gün sayısı
|
Türkmen Türkçesi
|
1
|
Muharremül-Haram
|
30
|
Aşır
|
2
|
Saferül-Muzaffer
|
29
|
Sapar
|
3
|
RaBi’ul-Evvel
|
30
|
-
|
4.
|
RaBi’us-Sani
|
29
|
-
|
5
|
CeMad’ul-Ûlâ
|
30
|
-
|
6
|
CeMad’ul-Uhrâ
|
29
|
-
|
7
|
Recebül-Mürecceb
|
30
|
-
|
8
|
ŞAbânül-Muazzam
|
29
|
Meret (Barat/ Berat)
|
9
|
Ramazanül-Mübârek
|
30
|
Oraza
|
10
|
Şevvâlül-Mükerrem
|
29
|
Bayram
|
11
|
Zilkâde El-Haram
|
30
|
Boş-ay
|
12
|
Zilhicce El-Haram
|
29 (30)
|
Gurban/ Kurban
|
(Hacc Şehy Abbas Misbahzade, Îlân Îl 1368/ 1989)
Türkmenlerde yıl hesabı, olayların cereyan ettiği zamanı, kitapların ne zaman yazıldığı, insanların doğum-ölüm ve benzeri tarihlerin tespitinde kullanılır. (Türkmen Sovet Ensiklopediyası, 9.cilt, “Türkmenlerde Ay ve Gün Hasabı” maddesi, s.52)
Reşideddin Fazlullah Hemedani, “Sâl-ı Türk/ Türk Yılı” konusunda kitabında bilgi vermiş, Cengiz Han’ın (Temuçin) yaşamını “Sâl-ı Türk/ Türk Yılı”na göre teferruatlı şekilde yazıya geçirmiştir: Yasukay Bahadır-Ulun Éke oğlu Cengiz Han’ın doğumundan ölümüne kadar tüm yaşamı yıl yıl net olarak bilinmektedir. KameRi yıla göre 75, Şemsi-Türkî yıla göre 73 yıl yaşam sürmüştür. Şemsi yıl, KameRi yıla göre her otuz yılda bir “Bir yıl” eksik gelmektedir. Buna “Sâl-ı Nakısa” denir. Hesap edildiğinde, 72 yıl ömür sürdüğünü bulabiliriz. Yani 04 Ramazan 624/ 1227 yılında Tankut Vilayetinde ölmüştür. (Camiiüt-Tevârih der-Tarih-i Moğol, 1.cilt, 2.kitap s. 417-433)
*
Ana-atalarımızın bazı hal ve hareketlerini “YıldızName/ Astronomi” ile tayin ettikleri, “YıldızName”ye baktırdıkları çok olmuştur. Hatta çocuklarına Zühre, Süreyya, Pervin/ Ülker, Zühal, Sümbül/ Sümbüle, Mehpâre, Boğaç, SiTare, Baran, Aynur, Aypâre, Mahinur, Ayhan, Eset/ Aslan ve benzeri isimler vermişler ve vermektedirler. Bu isimler, bir yıldızın diğer yıldıza yaptığı tesir dikkate alınarak verilmektedir. “Köroğlu’nun yarasının bile yıldız gördükten sonra sağaldığı” söylenir. “YıldızName” daha sonraları fal kitabı haline gelmiştir.
“Yılın oluşu gelişinden bellidir/ Yılın nasıl olacağı gelişinden bellidir” denir. Ana-atalarımız, yeni yıl döndüğü zaman havanın nasıl olacağını, ayın, günün ve yıldızların doğuşundan yılın ne şekilde geçeceğini kestirirlerdi.
Daha sonra yapılan tahminler, düzenlenip tasnif edilerek, -ilgi ve alakası olmadığı halde-“YıldızName” adı altında fal kitabı haline getirilmiştir. Arapların, Asuri ve İbRilerden kopya ettiği Asuri/ İbri Alfabesi “Ebced/ Abgad”ın her bir harfine verilmiş olan rakam değeri ile “Küçük Ebced ve Büyük Ebced” adı altında fal bakılmaya ve geleceğe ait tahminler yürütülmeye başlanmış, buna “Kitap açma” denmiştir. Özellikle medreselerde başarı gösteremeyen, kısa yoldan mollalığa soyunanlar, Türkmen atalardan kalan özellikle tarım ve göç günlerinin belirlenmesinde kullanılan bu bilimsel temelli tahminleri değiştirip, biraz da ruhani hava katarak, kendilerine geçim kapısı haline getirmişlerdir.
Bugün Batı Azerbaycan’daki Asuri kabristanlıklarındaki mezar taşlarının büyük bölümü “Ebced” ile tarih düşürme yoluyla yazılmıştır. Asuriler, kendi alfabeleri ile tarih düşürmenin sıradan bir uygulama olduğunu belirtmektedir. Bilindiği gibi Ebced ve benzeri hesaplama usulleri Türkistan, İran ve diğer İslam ülkelerinde tarihî ve edebi gelenekte kullanılagelmiştir.
YıldızName/ Yıldız falını bir tarafa bırakarak, Müçe Yıllarına, yani Oniki Hayvanlı Türkmen/ Türk Takvimi’ne dönerek, yıllarla ilgili bazı tahmin örneklerini görelim:
Sıçan Yılı:
Türkmenler, Sıçan Yılı’nı olumlu kabul ederler. Bu yılda doğanlar, bir işe başlayacakları zaman yakınlarının fikrini almalıdır. Yaz ve sonbahar ayları tarım işi ile ilkbahar ayları sanatkârlıkla uğraşanlar için verimli olacaktır. Uğurlu geçecek olan bu yılda tüm zorlukları yenecektir.
Sığır Yılı:
Bu yılın bol yağışlı ve verimli geçeceği hesaplanmıştır. Sığır yılında doğanlar, yapacakları işleri yılın başında hesaplamalıdır. planlı ve düzenli hareket etmeleri halinde yılın ikinci yarısında verim almaya başlarlar. Bir yerde çalışıyorlarsa yükselmeleri mümkündür. Bazı kayıplarını daha sonra telâfi ederler.
Bars Yılı:
Müneccimler Bars Yılı’nı, adaletin ve gerçeğin yılı olarak hesaplar. Bars yılında işler ve amaçlar yavaş gerçekleşir. Yeni imkânlar doğar. Güçlükler, problemler sonunda iyilikle, güzellikle çözülür. Geziye çıkma, yeni bir yere gidip yerleşme beklenmelidir.
Tavşan Yılı:
İhtiyaç ve duyarlılığın yılı olarak kabul edilir. Öncelikle sağlığa dikkat edilmesi gerekir. Özenli olunması halinde rahatsızlık çekilmez. Yeni yol, yeni tanış ve dostlar kişinin hayatına taze esintiler getirecek. Bağ-bahçe işleri ve ekonomik faaliyetlerle uğraşanlar için başarılar bekleniyor. Yaz mevsimindeki değişiklikler şahsı kanaat sahibi yapıyor. Bu yıl işe başlayanlar sabırlı olmalı.
Balık/ Luv Yılı:
Üstünlüğün ve kuruculuğun yılıdır. Bu yılda doğanlar akıllı-başlı hareket ederse, bütün işlerinde onları başarı beklemektedir. Yılın dizgini kendi ellerinde olmalıdır. Yakınları ile bir işe başlasalar, bir yıl değil, uzun yıllar memnun ve mutlu olurlar.
Yılan Yılı:
Bu yılda doğanların mantık ve akıl evinde doğdukları kabul edilir. Yılan Yılı’nda doğanlar, Balık Yılı’nda doğanların kavimdaşı olarak görülür. Yılın başından itibaren yavaş yavaş çevresi ile uyumlu hale gelir. İş yoğunluğu nedeniyle boş vakit akıldan çıkarılmalıdır. İşi sıkı tutup, peşinden giderse bugün değil, gelecek günlerde verimi ve kazancı bol olacaktır. Yılın ikinci yarısında iş değiştirme, yeni bir yere yerleşme, yerini ve otoritesini sağlamlaştırma imkânı var. Gerçekleştirilen işlere kıymet verilmesinin yolu açılıyor.
At/ Yılkı Yılı:
Çalışkanlığın ve kararlılığın yılı olarak hesaplanıyor. Yılın başından önce değişimler başlıyor. Sağlığa dikkat etmeli. Her zaman sizi kollayacak dostlar bulacaksınız. Başarı ve üstünlük sizin olacak. Çektiğiniz zahmetlerin karşılığını alacaksınız. Şimdiden gelecek yılların planlaması yapılmalı. Yanınızda çalışan insanlara güven duymak gerekir.
Koyun/ Koy Yılı:
Bu yıl, sanat aşkı ile yananların yılı olarak kabul edilir. Yıl sevgi, ilginç olaylar, anılarla dolu gezilerle başlıyor. Zaman zaman yöneticilerin mırıldanmaları olsa da, yaz aylarında başarı var. Bu yılda size dostluk ve akrabalık ilişkileri yardımcı olacak. edebiyat ve sanatla uğraşanlar ile toprak sahipleri ve hayvancılıkla meşgul olanları başarı ve üstünlük bekliyor. Koyun Yılı, Balık Yılı ile etkileşir.
Maymun/ Bicin Yılı:
Türkmenler, bu yıl için “Buysanmagın baylığına, bicin bardır öñünde/ Kendine güvenme zenginliğinin önünde Maymun Yılı vardır” derler. Bu yılda doğanların karakterinde tezcanlılık ve acelecilik hâkimdir. Çevrelerine yardıma koşarlar. İlkbaharda başlayan başarı gittikçe artar. Etkileşimde bulunduğu Balık Yılı’nin ilk yarısı üstünlük ve başarı getirir. Yaz mevsiminin ortasında işte ve yaşamda değişmeler başlar. Kişileri, özellikle kadınları iyice tahlil etmeden kendinize düşman/ rakip edinmeyin. İhtiyaç olduğunda, eski dostlar ve yeni tanışlar yardımcı olacak.
Tavuk/ Takık Yılı:
Bu yıl, soğuk ve kuraklık yılı olarak kabul edilir. Böyle de olsa, Balık Yılı, kendi sıcaklığı ile ısıtır. Çalışan kişi, yılın başında başarı ve üstünlük elde eder. Yılın ortasında iş veya meslek değiştirme, ev değiştirme ve seyahata çıkma beklenmektedir. Sonbahar aylarında, geçen yıllarda olan kayıpları telâfi edecek yeni imkânlar doğacak. Dedikodu peşine düşersen, kendi kazdığın kuyuya düşersin. Dedikodudan uzak durmalı.
İt Yılı:
Türkmenler bu yıl için “İt geldi, kut geldi” der. İt Yılı, vefakârlığın yılı kabul edilir. İşine, evine, eşine-dostuna vefalı insanlar bahtlı, mutlu ve kutlu olurlar. Yılın ortasında bütün ömrü etkileyecek olaylar cereyan edecek. Vicdan, onur ve hikmet sahibi saygın insanlarla konuşulup görüşülmelidir. Temmuz ayında, su olan yerlerde tatil yapmada tehlike var. Her işte, sabırlı davranmak yardımcınız olacak.
Domuz/ Doñuz Yılı:
Temiz yüreklilik ve merhamet yılı olarak kabul edilir. Başladıkları işi genellikle başarı ile tamamlarlar. Kışın başında uğurlu kazanç kapısı açılacak. Yazın başladığın iş, sonbahar mevsiminin sonunda neticelenecek. Başkasının işine burnunuzu sokarsanız, zarara uğrarsınız. Akıllı ve düşünceli olmanız, hilekâr insanlarla iş yaparken fayda getirmez. Sizi kötü durumdan her zaman açık yüreklilik kurtaracak. (Türkmenistan Gazeti, 15 Ocak 2000; Camiiüt-Tevârih, 1.cilt, 2.kitap, s.410-432)
Dostları ilə paylaş: |