BİRİNCİ KISIM DEVLET TEŞKİLATI VE KAMU GÖREVİ İLE KAMU GÖREVLİLERİ
BİRİNCİ BÖLÜM DEVLET TEŞKİLATI VE DENETİMİN BU TEŞKŞİLAT İÇİNDEKİ YERİ
1-DEVLET TEŞKİLATI11
Devletin temel kuruluşu, teşkilatlanışı ve işleyişini düzenleyen kurallar genellikle “anayasa” ile düzenlenir. Devlet yapısını meydana getiren organlar, Anayasa’ya göre “Cumhuriyetin Temel Organları” olarak adlandırılmaktadır. Bunlar, aşağıda açıklandığı üzere “Yasama”, “Yürütme” ve “Yargı”dır.
1.1.YASAMA
Yasama, genel, soyut, objektif ve sürekli özellikte kurallar oluşturma anlamına gelmektedir.Ülkemizde, yasama yetkisi, millet adına Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’ne aittir. TBMM genel oyla seçilen beşyüzelli milletvekilinden meydana gelmektedir.12
Anayasa’nın 87’nci maddesine göre, TBMM’nin genel olarak görev ve yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; Bakanlar Kurulunu ve bakanları denetlemek; Bakanlar Kuruluna belli konularda kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermek; bütçe ve kesinhesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul etmek; para basılmasına ve savaş ilanına karar vermek; milletlerarası andlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak, üye tam sayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilanına karar vermek ve Anayasanın diğer maddelerinde ön görülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir.
Anayasa’nın diğer maddelerinde yer alan görev ve yetkiler de şunlardır: Anayasayı değiştirmek (Anayasa Md.175); Kalkınma planlarını onaylamak (Anayasa Md.166); TBMM İçtüzüğünü yapmak (Anayasa Md.95); Kanun hükmünde kararnameleri onaylamak, değiştirmek veya reddetmek (Anayasa Md.91); Olağanüstü hâl veya sıkıyönetim kararını onaylamak, süresini her defasında 4 ayı geçmemek üzere uzatmak, kaldırmak (Anayasa Md.121); Olağanüstü hal veya sıkıyönetim süresince Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunun çıkaracağı kanun hükmünde kararnameleri onaylamak (Anayasa Md.121); TBMM Başkanını ve Başkanlık Divanı üyelerini seçmek (Anayasa Md.94), Anayasa Mahkemesine üye seçmek (Anayasa Md.146); Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyelerini seçmek (Anayasa Md.133); Sayıştay Başkan ve üyelerini seçmek (Anayasa Md.160; 6085 sayılı Sayıştay Kanunu Md.13, 15 ve 16); Kamu Başdenetçisini seçmek Anayasa Md.74);Süresi dolmadan TBMM seçimlerinin yenilenmesine karar vermek (Anayasa Md.114); Bakanlar Kuruluna kuruluş aşamasında veya görevi sırasında güvenoyu vermek (Anayasa Md.110 ve 111), Cumhurbaşkanını vatana ihanetten dolayı Yüce Divana sevk edebilmek (Anayasa Md.105); Milletvekili dokunulmazlığını kaldırmak (Anayasa Md.83); TBMM üyeliğinin düşmesine karar vermek(Anayasa Md.84); Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesine ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasına izin vermek (Anayasa Md.92); Kamu iktisadi teşebbüslerini denetlemek (Anayasa Md.165).
1.2.YÜRÜTME
Yürütme görevi, esas olarak, yasama organınca çıkarılan ve yargı düzenince de yorumlanan yasaları uygulamaktır. Anayasanın 8’inci maddesine göre, yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından Anayasa ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir. Yürütme ile ilgili organlar Anayasa’nın 101 ila 137’nci maddelerinde aşağıda açıklandığı üzere “Cumhurbaşkanı”, “Bakanlar Kurulu” ve “İdare” başlıkları altında düzenlenmiştir.
1.2.1.Cumhurbaşkanı
Cumhurbaşkanı, görevine ilişkin eylem ve işlemlerinden sorumluluğu bulunmayan yürütmenin ilk yetkilisidir.
Cumhurbaşkanı, Devletin başı olup, bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.
Cumhurbaşkanının görev ve kullanacağı yetkiler, yasama ile ilgili, yürütme alanına ilişkin ve yargı ile alakalı olmak üzere Anayasanın 104’üncü maddesinde üç grup halinde belirtilmiştir. Bu görev ve yetkilerden yürütme ile ilgili olanlar şunlardır:
-Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek,
-Başbakanın teklifi üzerine bakanları atamak ve görevlerine son vermek,
-Gerekli gördüğü hallerde Bakanlar Kuruluna başkanlık etmek veya Bakanlar Kurulunu başkanlığı altında toplantıya çağırmak,
-Yabancı devletlere Türk Devletinin temsilcilerini göndermek, Türkiye Cumhuriyetine gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul etmek,
-Milletlerarası andlaşmaları onaylamak ve yayımlamak,
-Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil etmek,
-Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar vermek,
-Genelkurmay Başkanını atamak,
-Milli Güvenlik Kurulunu toplantıya çağırmak,
-Milli Güvenlik Kuruluna Başkanlık etmek,
-Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilan etmek ve kanun hükmünde kararname çıkarmak,
-Kararnameleri imzalamak,
-Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak,
-Devlet Denetleme Kurulunun üyelerini ve Başkanını atamak,
-Devlet Denetleme Kuruluna inceleme, araştırma ve denetleme yaptırtmak,
-Yükseköğretim Kurulu üyelerini seçmek,
-Üniversite rektörlerini seçmek.
1.2.2.Bakanlar Kurulu ve Başbakan
1.2.2.1.Bakanlar Kurulu
Bakanlar Kurulu, yürütme organının siyasi yönden sorumluluk taşıyan ve Başbakan ile Bakanlardan oluşan kanadıdır. Bakanlar Kurulu ile ilgili hükümlere Anayasa’nın 109 ila 114’üncü maddelerinde yer verilmiştir. Bakanlar Kurulu, yasama ve yargı fonksiyonlarına giren işlemler dışında, kanuna dayanması ve anayasa ile kanunlara aykırı olmaması şartıyla yürütme alanına giren her konuda işlem yapabilmektedir.
Bakanlar Kurulunun başlıca görev ve yetkileri şunlardır:13
-Ülkenin genel siyasetini belirlemek ve yürütmek (Anayasa Md.112),
-TBMM’ne sunulacak kanun tasarıların hazırlamak (Anayasa Md.88),
-Kanun Hükmünde Kararname çıkarmak (Anayasa Md. 91 ve 121),
-Tüzük çıkarmak (Anayasa Md.115),
-İlgili Kanunlara dayanılarak Yönetmelik çıkarmak (Anayasa Md.124),
-Genel Kurmay Başkanını seçmek ve bir kısım üst düzey kamu görevlilerini atamak (Anayasa Md.117/4),
-Merkezi Yönetim Bütçe tasarısı ve milli bütçe tahminlerini gösteren rapor ile kesin hesap kanunu tasarılarını hazırlamak (Anayasa Md.162 ve 164),
-Milli güvenliğin sağlanması ve Silahlı Kuvvetlerin yurt savunmasına hazırlanması işlevini gerçekleştirmek (Anayasa Md.117),
-Tabii afet ve ağır ekonomik bunalım sebebiyle veya şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması sebepleriyle olağanüstü hal ilan etmek (Anayasa Md.119 ve 120),
-Yetki verilmesi halinde, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak (Anayasa Md.73),
-Mahalli idarelerin belirli kamu hizmetlerinin görülmesi amacı ile, kendi aralarında birlik kurmalarına izin vermek (Anayasa Md.127),
-Yükseköğretim Kurulunun bir kısım üyelerini seçmek (Anayasa Md.131),
-Yetkilendirilmesi şartıyla dış ticaretin ülke ekonomisinin yararına olmak üzere düzenlenmesi amacıyla ithalat, ihracat ve diğer dış ticaret işlemleri üzerine vergi ve benzeri yükümlülükler dışında ek mali yükümlülükler koymak ve bunları kaldırmak (Anayasa Md.167),
-Anayasa, kanunlar, kalkınma planları ve hükümet programı çerçevesinde, kamu yönetiminin işleyişini en üst seviyede yönlendirmek ve takip etmek,
-Başta ekonomi olmak üzere ticaret, eğitim, sağlık, tarım, çevre, imar, altyapı, konut, güvenlik, dış politika olmak üzere gerekli tüm kamu politikalarını oluşturmak,
-İlgili Kanunlarda Bakanlar Kurulunca çıkarılması öngörülen Bakanlar Kurulu Kararnamesi/Kararı çıkarmak,
-Yürütülmesi Bakanlar Kuruluna verilmiş Kanunları yürütmek ve Kanunlarda Bakanlar Kuruluna verilmiş görev ve yetkileri kullanmak.
1.2.2.2.Başbakan ve Başbakan Yardımcısı
Başbakan, TBMM üyeleri arasından Cumhurbaşkanı tarafından atanır. Başbakanın ana fonksiyonu, Bakanlar Kurulunun başkanı olarak, Bakanlıklar arasında işbirliğini sağlamak ve hükümetin genel siyasetinin yürütülmesini gözetmektir. Bakanlar Kurulu bu siyasetin yürütülmesinden birlikte sorumludur.
Başbakan’ın görevleri 10/10/1984 tarih ve 3056 sayılı “Başbakanlık Teşkilatı Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun”un 4’üncü maddesinde belirlenmiştir.
Buna göre, Başbakan, Bakanlar Kurulunun Başkanı, bakanlıkların ve Başbakanlık Teşkilatının en üst amiri olup, Türkiye Cumhuriyetinin yüksek hak ve menfaatlerini korumak ve gözetmek, milletin huzur ve güvenini sağlayıcı önlemleri almak, genel ahlakı ve kamu düzenini muhafaza etmek, ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı sağlamak, refahı yaygınlaştırmak, Hükümetin genel siyasetini yürütmek ve diğer maksatlarla bakanlıklar arasında ahengi ve işbirliğini temin eder; Bakanların görevlerinin Anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirilmesini gözetir ve düzeltici önlemleri alır ve Anayasa ile kanunların kendisine verdiği diğer görevleri yapar.
Her bakan, Başbakana karşı sorumlu olup ayrıca kendi yetkisi içindeki işlerden ve emri altındakilerin eylem ve işlemlerinden de sorumludur.
Başbakan, bakanların görevlerinin Anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirilmesini gözetmek ve düzeltici önlemleri almakla yükümlüdür.14
Başbakanla bakanlar arasında hiyerarşik olarak ast-üst ilişkisi bulunmamakla birlikte, Başbakanın siyasi liderlik konumu vardır. Bu konum da, Bakanlar Kurulu üyeleri içinde “eşitler arasında birincilik” değildir. Başbakan Bakanlar Kurulu’nda “daha güçlü ve hakim” pozisyondadır.15
Başbakana yardım etmek ve Bakanlar Kurulunda eşgüdüm sağlamak üzere Hükümetin oluşumu ve genel siyasetinin yürütülmesinin gerektirdiği sayıda bakan, Başbakan Yardımcısı olarak görevlendirilebilmektedir. Ayrıca Başbakana yardım etmek ve Başbakan tarafından verilecek görevleri yerine getirmek, Bakanlar Kurulunda koordinasyonu sağlamak, özel önem ve öncelik taşıyan konularda tecrübe ve bilgilerinden istifade edilmek amacıyla Başbakanın teklifi ve Cumhurbaşkanının onayı ile, Başbakan Yardımcısı unvanıyla görev yapmak ve sayısı beşi geçmemek üzere bakan görevlendirilebilmesi mümkün bulunmaktadır.16
1.2.3.Bakanlar ve Bakanlıklar
Devletin yerine getirmekle yükümlü bulunduğu ana hizmetler, ayrı ayrı fonksiyonlara sahip bakanlıklarca gerçekleştirilmektedir. Bu bakanlıklar da siyasi bir kişi olan bakanlar tarafından yönetilirler.
1.2.3.1.Bakanlar ve Bakan Yardımcıları
Her bakanlığın başında yaptırım gücü olan bakanların hem idari ve hem de siyasi görev ve yetkileri bulunmaktadır. Bakanlar TBMM üyeleri veya milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından Başbakanca seçilir ve Cumhurbaşkanınca atanır. Bakanların başlıca görev ve yetkileri şunlardır:17
-Başında bulunduğu bakanlığın en üst amiri olarak, bakanlığı temsil etmek,
-Bakanlığın görevlilerine talimat ve yön vermek,
-Bakanlık merkez, taşra, yurtdışı teşkilatı ile bağlı ve ilgili kuruluşlarını denetlemek,
-Bakanlık adına yönetmelikler çıkarmak,
-Bakanlığın yasama ve yürütme organları ile ilişkileri yürütmek,
-Bakanlık bütçesini yürütmek,
-Bakanlık personeli özlük işlemlerini gerçekleştirmek.
-Bakanlık kuruluş ve ilgili kanunlarının öngördüğü görevleri yapmak ve yetkileri kullanmak.
Bakana bağlı olarak, Bakana ve Bakanlığa verilen görevlerin yerine getirilmesinde Bakana yardımcı olmak üzere Bakan Yardımcısı atanabilmektedir. Bakan Yardımcıları bu görevlerin yerine getirilmesinden Bakana karşı sorumludurlar.18
1.2.3.2.Bakanlıklar
Kamu yönetiminin gerçekleştirdiği hizmetler, çeşitli bakanlıklar tarafından yürütülmektedir. Kamu hizmetlerinin düzenli, süratli, etkili, verimli ve ekonomik bir şekilde yürütülebilmesi için bakanlıklar kurulmaktadır. Bakanlıkların kurulması, teşkilat, görev ve yetkilerine ilişkin esas ve usuller 27.09.1984 tarih ve 3046 sayılı “Bakanlıkların Kuruluş ve Görev Esasları Hakkında 174 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname İle 13/12/1983 Gün ve 174 Sayılı Bakanlıkların Kuruluş ve Görev Esasları Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Kaldırılması ve Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında 202 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun” hükümlerine göre gerçekleştirilmektedir. Merkezi yönetimin en önemli yapısını oluşturan bakanlıkların sayısı devletin üstlendiği fonksiyonlara göre değişiklik göstermektedir.
Halen mevcut olan Bakanlıklara aşağıda “İdare” ile ilgili açıklamalar sırasında yer verilmiştir.
1.2.4.Merkezdeki Yardımcı Kuruluşlar
Hükümete veya bakanlıklara yürüttükleri görevlere ilişkin hususlarda yardımcı olmak üzere, “belirli konularda görüş bildirmek, bir idari işlemin tamamlanmasına katılmak ya da denetimde bulunmak” fonksiyonlarını gerçekleştiren kuruluşlar bulunmaktadır. Bunların başlıcaları “Milli Güvenlik Kurulu”, “Danıştay” ve “Sayıştay” ile “Devlet Personel Başkanlığı”dır.19
1.2.4.1.Milli Güvenlik Kurulu
Milli Güvenlik Kurulu, Anayasa’nın 118’inci maddesi uyarınca, “Devletin millî güvenlik siyasetinin tayini, tespiti ve uygulanması ile ilgili alınan tavsiye kararları ve gerekli koordinasyonun sağlanması konusundaki görüşlerini Bakanlar Kuruluna bildirir. Kurulun, Devletin varlığı ve bağımsızlığı, ülkenin bütünlüğü ve bölünmezliği, toplumun huzur ve güvenliğinin korunması hususunda alınmasını zorunlu gördüğü tedbirlere ait kararlar Bakanlar Kurulunca değerlendirilir.”
Millî Güvenlik Kurulu; Cumhurbaşkanının başkanlığında, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Başbakan yardımcıları, Adalet, Millî Savunma, İçişleri, Dışişleri Bakanları, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ve Jandarma Genel Komutanından kurulur. Gündemin özelliğine göre Kurul toplantılarına ilgili bakan ve kişiler çağrılıp görüşleri alınabilir.
Milli Güvenlik Kurulunun gündemi; Başbakan ve Genelkurmay Başkanının önerileri dikkate alınarak Cumhurbaşkanınca düzenlenir. Cumhurbaşkanı katılamadığı zamanlar Milli Güvenlik Kurulu Başbakanın başkanlığında toplanır.
1.2.4.2.Danıştay
Danıştay Anayasa’nın 155’inci maddesine göre yüksek idare mahkemesidir. Ancak, diğer taraftan da Devletin en önemli danışma ve inceleme kuruluşudur. Bu itibarla Danıştay’ın görevlerini “idari” ve “yargı” olmak üzere iki gruba ayırmak mümkündür.
İdari görevler olarak nitelendirilebilecek görevler, danışma ve inceleme özelliğindedir. Bunlar esas olarak, 06.01.1982 tarih ve 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 23’üncü maddesinde belirtilmiştir. Bu görev ve yetkiler şunlardır:
-Başbakanlık veya Bakanlar Kurulunca gönderilen kanun tasarı ve teklifleri hakkında görüş bildirmek,
-Tüzük tasarılarını incelemek,
-Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmeleri hakkında düşüncelerini bildirmek,
-İdarenin işleyişinde karşılaşılan idare hukuku ile ilgili sorunlara ilişkin olarak, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık tarafından gönderilen işler hakkında görüş bildirmek,
-Kanunlarla verilen danışma ve inceleme görevlerini yerine getirmek.
1.2.4.3.Sayıştay
Sayıştay, Anayasa’nın 160’ıncı maddesine göre, asıl olarak, merkezî yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmakla görevlidir. Sayıştay esas itibariyle TBMM’ne yardımcı bir kuruluştur. Ancak, Sayıştay, hem yürütme organının denetimini yapmak hem de mali yönetmeliklerle ilgili görüş vermek suretiyle idareye de yardımcı olmaktadır
03.12.2010 tarih ve 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nda da Kanunun amacı; kamuda hesap verme sorumluluğu ve mali saydamlık esasları çerçevesinde, kamu idarelerinin etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak çalışması ve kamu kaynaklarının öngörülen amaç, hedef, kanunlar ve diğer hukuki düzenlemelere uygun olarak elde edilmesi, muhafaza edilmesi ve kullanılması için TBMM adına yapılacak denetimleri, sorumluların hesap ve işlemlerinin kesin hükme bağlanmasını ve kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmak olarak belirlenmiştir.
Anılan Kanuna göre, Sayıştay’ın görevleri şunlardır:
-Kamu idarelerinin mali faaliyet, karar ve işlemlerini hesap verme sorumluluğu çerçevesinde denetlemek ve sonuçları hakkında TBMM’ne doğru, yeterli, zamanlı bilgi ve raporlar sunmak,
-Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin; gelir, gider ve mallarına ilişkin hesap ve işlemlerinin kanunlara ve diğer hukuki düzenlemelere uygun olup olmadığını denetlemek, sorumluların hesap ve işlemlerinden kamu zararına yol açan hususları kesin hükme bağlamak,
-Genel uygunluk bildirimini TBMM’ne sunmak,
-Kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmak.
Yine, aynı Kanunun 27’nci maddesinde “genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerince mali konularda düzenlenecek yönetmelikler ile yönetmelik niteliğindeki düzenleyici işlemler, Sayıştayın istişari görüşü alınarak yürürlüğe konulur.” hükmüne yer verilmiştir.20
1.2.5.İdare
İdare, Anayasa’nın 123’üncü maddesinde yer aldığı üzere, “kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla” düzenlenmektedir. İdarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanmaktadır. 5018 sayılı “Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu” merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerini “Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri”, “Özel Bütçeli İdareler” ve “Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar” şeklinde tasnif etmiştir. Ayrıca, “Sosyal Güvenlik Kurumları”nı ayrı bir sınıflandırmaya tabi tutmuştur.21
Mahalli idareler de Anayasa’nın 127’nci maddesi ile merkezi yönetimden ayrı “yerinden yönetim kuruluşları” olarak düzenlenmiştir.
1.2.5.1.Merkezi Yönetim Kapsamındaki Kamu İdareleri22
Merkezi yönetim, idari hizmetlerin merkez ve merkezin hiyerarşik yapısı içinde yer alan kuruluşlarca yürütülmesidir. Merkez ve taşra teşkilatlarından meydana gelen merkezi idarenin başında Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu ve Bakanlıklar bulunur. Ayrıca merkez teşkilatının ilgili ve bağlı kuruluşları da mevcuttur.23
1.2.5.1.1.Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri
Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri 5018 sayılı “Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu” eki I sayılı cetvelde belirtilmiştir. Bu cetvelin ilk 8 sırasında TBMM, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Sayıştay yer almakta; daha sonra bakanlıklara ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarına yer verilmiş bulunmaktadır.
1.2.5.1.1.1.Merkez Teşkilatı
Merkezi yönetimde kararlar merkezde bulunan idare tarafından Devlet tüzel kişiliği adına alınır. Merkezi yönetim, hizmet çeşitlilikleri göz önünde bulundurularak, bakanlıklar veya bakanlıklara bağlı veya bunlarla ilgili kuruluşlar biçiminde teşkilatlanarak faaliyetler yürütülür. Ayrı tüzel kişilikleri bulunmayan bakanlıklar Devlet tüzel kişiliğini temsil ettiklerinden, yetkilerini Devlet tüzel kişiliği adına kullanırlar.24
1.2.5.1.1.1.1.Bakanlıklar Merkez Teşkilatı
Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, mevcut bakanlıkların bölünmesi veya birleştirilmesi, bakanlıkların görevleri, yetkileri ve teşkilatı 3046 sayılı Kanun esaslarına göre düzenlenir.
Bakanlık merkez teşkilatı, bakanlığın sorumlu olduğu hizmetlerin yürütülmesi, bu hizmetlerle ilgili amaç ve politika tayini, planlama, kaynakları düzenleme ve sağlama, koordinasyon, gözetim ve takip, idareyi geliştirme ve denetim gibi görevleri yerine getirmek üzere, 3046 sayılı Kanunda öngörülen esas ve usullere göre aşağıdaki birimlerden meydana gelecek şekilde kurulur.
-Bakanlıkların hizmet ve görev alanlarına giren faaliyetlerini yürüten anahizmet birimleri,
-Bakana ve anahizmet birimleri ile bağlı ve ilgili kuruluşlara istişari mahiyette yardımcı olan teknik, idari, hukuki ve mali konularda faaliyette bulunan danışma ve denetim birimleri,
-Yukarıdaki birimlere yardımcı olan ve her bakanlıkta zorunlu olarak yürütülmesi gereken idari, mali, güvenlik ve sivil savunma gibi hizmetleri yerine getirmekle görevli yardımcı birimler.
Bakanlıklar, merkez teşkilatı ile ihtiyaca göre kurulan taşra ve yurt dışı teşkilatı ve bağlı ve ilgili kuruluşlarla ilişkili kuruluşlardan meydana gelir. Bakanlıkların yürütmekten sorumlu oldukları hizmet ve görevlerden bağlı kuruluş kurulmasını gerektirmeyenler, bakanlığın merkez teşkilatı bünyesinde kurulan anahizmet birimlerince yerine getirilir.
Günümüzde mevcut Bakanlıklar şunlardır:
1-Adalet Bakanlığı.
2- Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı.
3- Avrupa Birliği Bakanlığı.
4-Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı.
5-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı.
6-Çevre ve Şehircilik Bakanlığı.
7-Dışişleri Bakanlığı.
8-Ekonomi Bakanlığı.
9-Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı.
10-Gençlik ve Spor Bakanlığı.
11-Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı.
12-Gümrük ve Ticaret Bakanlığı.
13-İçişleri Bakanlığı.
14-Kalkınma Bakanlığı.
15-Kültür ve Turizm Bakanlığı.
16-Maliye Bakanlığı.
17-Millî Eğitim Bakanlığı.
18- Millî Savunma Bakanlığı
19-Orman ve Su İşleri Bakanlığı. İçişleri Bakanlığı.
20-Sağlık Bakanlığı.
21-Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı.
Başbakan Yardımcısı unvanıyla görev yapmak ve sayısı beşi geçmemek üzere bakan görevlendirilebilmesi mümkün bulunmaktadır. Halen dört Başbakan Yardımcısı atanmıştır.25
1.2.5.1.1.1.2.Diğer Kurum ve Kuruluşlar
Bakanlıklar dışında genel bütçe kapsamındaki, diğer kurum ve kuruluşlar şunlardır:
1-Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği.
2-Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı.
3-Jandarma Genel Komutanlığı.
4-Sahil Güvenlik Komutanlığı.
5-Emniyet Genel Müdürlüğü.
6-Diyanet İşleri Başkanlığı.
7-Hazine Müsteşarlığı.
8-Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı.
9-Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu.26
10-Devlet Personel Başkanlığı.
11-Türkiye İstatistik Kurumu.
12-Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı.
13-Gelir İdaresi Başkanlığı.
14-Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü.
15-Meteoroloji Genel Müdürlüğü.
16-Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü.
17-Türkiye Halk Sağlığı Kurumu.
18-Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu.
19-Göç İdaresi Genel Müdürlüğü.
1.2.5.1.1.2.Taşra Teşkilatı
Merkezi idare yerine getirmek durumunda bulunduğu görev ve hizmetleri “il”, “ilçe” ve “bucak” biçiminde oluşturulan teşkilatlanma birimleri içinde gerçekleştirmektedir. Merkezi idarenin taşra örgütü, “mülki idare bölümleri”, “bölge kuruluşları” ve doğrudan merkeze bağlı birimler şeklinde teşkilatlanmaktadır.
Merkezi idarenin taşra teşkilatları, 3046 sayılı Kanunla birlikte 10.06.1949 tarih ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanununda belirlenen esas ve usullere göre kurulurlar. Taşra teşkilatları genel olarak mülki idare bölümleri olan Valilik ve Kaymakamlıklar içinde yer almaktadır.
Bakanlıkların ve bağlı kuruluşların, bölge, il ve ilçelerde, bakanlık veya bağlı kuruluşu temsil edecek şekilde tek bir taşra teşkilatı kurmaları esastır. Ancak bu şekilde teşkilat kurmanın ekonomik olmaması, hizmetlerin mahiyet itibariyle tek bir il kuruluşu bünyesinde birleştirilmesine imkan bulunmaması veya başarılı ve verimli çalışmaları görülen taşra birimlerinin aynen muhafaza edilebilmesi gibi gerekçelerle bakanlıkların anahizmet birimleri ve bağlı kuruluşları, ayrı il ve ilçe müdürlükleri de kurabilirler
.
5442 sayılı Kanunun 3 ila 26’ncı maddelerinde düzenlenen İl idaresinin başında Devleti ve hükümeti temsil eden Vali bulunur. Vali aynı zamanda her bakanlığın da temsilcisidir. İl’de kuruluşunun hiyerarşik yapısı içinde İl Müdürlükleri, Şube Müdürlükleri ve şeflikler yer almaktadır. Bakanlıkların illerdeki teşkilatlanmaları ihtiyaçları karşılayacak ölçüde gerçekleştirilir.
İlçe teşkilatı 5442 sayılı Kanunun 27 ila 40’ıncı maddelerinde düzenlenmiş olup, idarenin başı Kaymakamdır. Kaymakam da ilçede hükümetin temsilcisidir. Bakanlıklar kuruluş kanunları ile ihtiyaç ölçüsünde ilçelerde de teşkilatlanırlar.
Maliye Bakanlığı taşra teşkilatı il ve ilçe idaresine bağlı olup, birimler 178 sayılı KHK’nin Ek 11 ve 12 ile 17 ila 25’inci maddelerinde düzenlenmiştir. Bu birimler, İl’de Defterdarlık ve defterdarın yönetimi altında muhasebat, milli emlak ve muhakemat birimleri ile personel müdürlüğünden; ilçede Malmüdürlüğünden oluşmaktadır.
Gelir idaresinin taşra teşkilatı olan Vergi Dairesi Başkanlıkları doğrudan Gelir İdaresi Başkanlığına bağlıdır.
1.2.5.1.2.Özel Bütçeli İdareler
5018 sayılı Kanunun 12’nci maddesine göre, “özel bütçe, bir bakanlığa bağlı veya ilgili olarak belirli bir kamu hizmetini yürütmek üzere kurulan, gelir tahsis edilen, bu gelirlerden harcama yapma yetkisi verilen, kuruluş ve çalışma esasları özel kanunla düzenlenen ve bu Kanuna ekli (II) sayılı cetvelde yer alan her bir kamu idaresinin bütçesidir.” Bu kamu idareleri, aşağıda belirtildiği üzere, “Yüksek Öğretim Kurulu, Üniversiteler ve İleri Teknoloji Enstitüleri” ile “Özel Bütçeli Diğer İdareler” başlıkları altında toplanmıştır.
1.2.5.1.2.1.Yüksek Öğretim Kurulu, Üniversiteler ve İleri teknoloji Enstitüleri
1-Yüksek Öğretim Kurumu.
2-Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı.
3-Üniversiteler.27
1.2.5.1.2.2.Özel Bütçeli Diğer İdareler
1- Savunma Sanayi Müsteşarlığı.
2- Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu.
3- Atatürk Araştırma Merkezi.
4- Atatürk Kültür Merkezi.
5- Türk Dil Kurumu.
6- Türk Tarih Kurumu.
7- Türkiye ve Orta-Doğu Amme İdaresi Enstitüsü.
8- Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu.
9- Türkiye Bilimler Akademisi.
10- Türkiye Adalet Akademisi.
11- Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu.
12- Karayolları Genel Müdürlüğü.
13- Spor Genel Müdürlüğü.
14- Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü.
15- Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü.
16- Orman Genel Müdürlüğü.
17- Vakıflar Genel Müdürlüğü.
18- Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü.
19- Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü.
20- Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü.
21- Türk Akreditasyon Kurumu.
22- Türk Standartları Enstitüsü.
23- Türk Patent Enstitüsü.
24- Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü.
25- Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
26- Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı.
27- Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı.
28- GAP Bölge Kalkınma İdaresi.
29- Özelleştirme İdaresi Başkanlığı.
30- Kamu Denetçiliği Kurumu.
31- Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu.
32- Meslekî Yeterlilik Kurumu.
33- Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı.
34- Türkiye Yazma Eserler Başkanlığı.
35-Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı.
36- Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı.
37- Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı.
38- Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü.
39- Türkiye Su Enstitüsü.
40- Türkiye İlaç ve Tıbbî Cihaz Kurumu.
41- Türkiye İnsan Hakları Kurumu.
1.2.5.1.3.Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar
5018 sayılı Kanunun 12’nci maddesinde “düzenleyici ve denetleyici kurum bütçesi, özel kanunlarla kurul, kurum veya üst kurul şeklinde teşkilatlanan ve bu Kanuna ekli (III) sayılı cetvelde yer alan her bir düzenleyici ve denetleyici kurumun bütçesi” şeklinde tanımlanmıştır. “Bağımsız İdari Otoriteler” veya “Bağımsız İdari Kuruluşlar” olarak da adlandırılan ve anılan cetvelde yer alan aşağıdaki kurumlar “devletin yapması gereken düzenleme ve denetleme görevlerinden bazılarını üstlenerek kamu görevi” yürüten ve kanunla bağımsız tüzel kişiliğe sahip, özerk olarak kurulan birimlerdir. Kuruluşlarda görev yürütenler de bağımsız statüye sahip olup, “hiyerarşi ve vesayet denetimine” tabi bulunmamaktadır.28 Bu Kurumlar şunlardır:
1- Radyo ve Televizyon Üst Kurulu.
2- Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu.
3- Sermaye Piyasası Kurulu.
4- Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu.
5- Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu.
6- Kamu İhale Kurumu.
7- Rekabet Kurumu.
8- Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu.
9- Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu.
1.2.5.2.Sosyal Güvenlik Kurumları
5018 sayılı Kanunun 12’nci maddesinde “sosyal güvenlik kurumu bütçesi, sosyal güvenlik hizmeti sunmak üzere, kanunla kurulan ve bu Kanuna ekli (IV) sayılı cetvelde yer alan her bir kamu idaresinin bütçesi” olarak tanımlanmıştır. Bu idareler “Sosyal Güvenlik Kurumu” ile “Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü”dür.
1.2.5.2.1.Sosyal Güvenlik Kurumu
16.05.2006 tarih ve 5502 sayılı “Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu” ile kamu tüzel kişiliğini haiz, idari ve mali açıdan özerk olarak kurulan Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK); “sosyal sigortacılık ilkelerine dayalı etkin, adil, kolay erişilebilir, sosyal güvenlik sisteminde gelir ve gider arasındaki farkı azaltarak, primsiz ödemeler kapsamında onlara verilen hizmetlerin etkililiğini sağlayarak hizmet kalitesini sürekli geliştirerek, sosyal güvenlik alanında uluslar arası norm ve uygulamalara hızlı entegre olarak sosyal güvenlik sistemini yürütme” amacını gütmektedir.29 İdarenin bu çerçevedeki “sosyal güvenlik sisteminde gelir ve gider arasındaki farkı azaltmak biçimindeki stratejik amacın hedefleri “kayıt dışı istihdamı azaltmak”; “prim ve prime ilişkin tüm alacakların tahsilat oranını artırmak”; “sağlık harcamalarını, sağlık hizmetlerine erişimi kısıtlamadan, etkin ve verimli hale getirmek”; “kaynakların etkin ve verimli kullanımını sağlamak” ve “yersiz ödeme yapılmasını önlemek” şeklinde tespit edilmiştir.30
Sosyal sigorta kurumlarının gelirleri arasında yer alan ve kişi ve kurumlarca ödenmesi zorunlu olan ödemelere “parafiskalite”31 denilmektedir. Parafiskalite; “iktisadi ve sosyal müdahalecilik rejiminde, belirli hizmetleri yapmak üzere, iktisadi kamu kuruluşları, mesleki teşekküller veya sosyal sigorta kurumları hesabına, ya bizzat bu kuruluşlar veya devletin mali idareleri tarafından re’sen tahsil edilmek üzere belirli bir faaliyet icra edenlere yahut bir kuruluşa veya mesleğe dahil olanlara mali yükler” konmasıdır. Bu kapsamda, parafiskal mükellefiyet vergi gibi cebri bir ödeme olmakla birlikte, karşılık ilkesine göre tahsil edilmektedir.32
1.2.5.2.2. Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü
Türkiye İş Kurumu, 25.06.2003 tarih ve 4904 sayılı “Türkiye İş Kurumu Kanunu” ile kurulmuştur. Kurumun amacı etkin bir işgücü piyasası bilgi sistemi oluşturmak; işgücünün istihdam edilebilirliğini artırmak ve açık işlerin uygun işgücü ile karşılanmasını sağlamaktır.
Anılan Kanunla Kurumun görevleri “ulusal istihdam politikasının oluşturulmasına ve istihdamın korunmasına, gelişmesine ve işsizliğin önlenmesi faaliyetlerine yardımcı olmak, işsizlik sigortası işlemlerini yürütmek, işgücü arz ve talebinin belirlenmesine yönelik işgücü ihtiyaç analizlerini yapmak ve yaptırmak” olarak belirlenmiştir.33
1.2.5.3.Mahalli İdareler (Yerinden Yönetim Kuruluşları)
Ülkemizde 1982 Anayasasının 127’nci maddesine göre, “mahalli idareler; il, belediye veya köy halkının mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları, gene kanunda gösterilen, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzelkişileridir.”
1.2.5.3.1. İl Özel İdareleri
İl özel idareleri, 22.02.2005 tarih ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu’na göre, il halkının mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idarî ve malî özerkliğe sahip kamu tüzel kişileridir.34
İl özel idarelerinin görevleri anılan Kanunun 6’ncı maddesinde, yetki ve imtiyazları da 7’nci maddesinde düzenlenmiştir. İdarelerin vergi konusunu da ilgilendiren başlıca yetkileri arasında kanunlarla verilen görev ve hizmetleri yerine getirebilmek için her türlü faaliyette bulunmak, gerçek ve tüzel kişilerin faaliyetleri için kanunlarda belirtilen izin ve ruhsatları vermek ve denetlemek; özel kanunları gereğince il özel idaresine ait vergi, resim ve harçların tarh, tahakkuk ve tahsilini yapmak; belediye sınırları dışındaki gayri sıhhî müesseseler ile umuma açık istirahat ve eğlence yerlerine ruhsat vermek ve denetlemek gibi hususlar bulunmaktadır.
1.2.5.3.2.Belediyeler
Belediyeler, belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idarî ve malî özerkliğe sahip kamu tüzel kişileridir.35
Halen belediyelerin kuruluşları, görevleri, yetki ve imtiyazları ile organları ve teşkilatları 10.07.2004 tarih ve 5216 sayılı “Büyükşehir Belediyesi Kanunu” ile 3.07.2005 tarih ve 5393 sayılı “Belediye Kanunu”nda belirlenmiştir. Bu kanunlara göre, halen Türk idari yapısı içinde üç tip belediye mevcuttur.36
1-Büyükşehir belediyeleri, en az üç ilçe veya ilk kademe belediyesini kapsar.
2-Büyükşehir belediyeleri dışındaki iller ile bu illerin ilçelerinde ve diğer beldelerde kurulan belediyelerdir. İl ve ilçe merkezlerinde kurulması zorunlu olup, nüfusu 5.000 ve üzerinde olan yerleşim birimlerinde de kurulabilir.
3-Büyükşehir sınırları içinde bulunan ilçe belediyeleri bir diğer gruptur.37
Büyükşehir belediyesinin gelirleri 5216 sayılı Kanunun 23’üncü maddesinde ve büyükşehir dışındaki belediyelerin gelirleri de 5393 sayılı Kanunun 59’uncu maddesinde belirlenmiştir. Ayrıca, 26.05.1981 tarih ve 2464 sayılı “Belediye Gelirleri Kanunu”nda çeşitli gelirler yer almaktadır.
1.2.5.3.3.Köyler
18.03.1924 tarih ve 442 sayılı “Köy Kanunu”nun 1’inci maddesinde nüfusu iki binden aşağı yurtlara “köy”, nüfusu iki bin ile yirmi bin arasında olanlara “kasaba” ve yirmi binden çok nüfusu olanlara da “şehir” denileceği; nüfusu iki binden aşağı olsa dahi belediye teşkilatı mevcut olan nahiye, kaza ve vilayet merkezlerinin “kasaba” sayılarak, Belediye Kanununa tabi olacağı belirtilmiştir. Kanunun 89’uncu maddesinde ise “İşbu Köy Kanunu kadın ve erkek nüfusu yüz elliden yukarı olan köyler içindir. Nüfusu yüz elliden aşağı olan köyler bu kanuna göre köy ahalisinden seçim hakkı olanların yarısından çoğunun istemesiyle etrafındaki bir saat ve ondan aşağı olan köylerden birine bağlanırlar veyahut vali veya kaymakam bu kanunun hangi maddeleri yapılacağını ayrıca emreder. Bu kabil köyler hiçbir köye bağlanmaz ve vali veya kaymakam da hiçbir emir vermezse eski göreneklerine göre işlerini yaparlar”; 90 ıncı maddesinde de de “yüz elli nüfustan aşağı birkaç köy bir arada bulunursa her köydeki seçim hakkı onların yarısından çoğunun isteğiyle birleşerek bu kanuna göre bir köy olurlar” hükümlerine yer verilmiştir.38
1.2.6.Kamu Meslek Kuruluşları
Anayasa’nın 135’inci maddesine göre, “kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzelkişilikleridir.” Bu meslek kuruluşları, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar, üst kuruluşları organlarının seçimlerinde siyasi partiler aday gösteremezler ve buların üzerinde Devletin idari ve mali denetimine ilişkin kurallar kanunla düzenlenmiştir.
Başlıca meslek kuruluşlarına; “Ticaret Odaları”, “Sanayi Odaları”, “Ticaret ve Sanayi Odaları”, “Deniz Ticaret Odaları”, “Ticaret Borsaları” ve bunların üst kuruluşları ile “Türkiye Barolar Birliği”, “Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Birliği Konfederasyonu”, “Tabip Odaları”, “Mimar ve Mühendisler Odaları” ve bunların üst kuruluşu olan “Türk Mimar ve Mühendisler Birliği” örnek verilebilir.
1.3.YARGI39
Yargı, hukuki uyuşmazlıkların kesin olarak karara bağlanması anlamına gelmektedir. Yargı yetkisini de mahkemeler kullanmaktadır. Anayasa’nın 9’uncu maddesine göre, yargı yetkisi Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır. Anayasa’nın 138 ve 139’uncu maddeleri çerçevesinde; “bağımsız mahkemeler, hiçbir organ, makam, merci veya kişi tarafından yargı yetkisini kullanırken kendilerine emir ve talimat verilemeyen, genelge gönderilemeyen, tavsiye ve telkinde bulunulamayan, kararları yasama ve yürütme organlarını bağlayan, kararları bu organlarca hiçbir surette değiştirilemeyen ve yerine getirilmesi geciktirilemeyen görevlerinde bağımsız ve teminatlı hakimlerden meydana gelen kuruluşlar” olarak tanımlanabilir.40
Yargı ile ilgili esaslara Anayasa’nın 146 ila 160’ıncı maddelerinde yer verilmiştir. Anılan maddelere göre Anayasada öngörülen yargı düzenine ilişkin kurumlar, Anayasa Mahkemesi (Md.146-153), Yargıtay (Md.154), Danıştay (Md.155), Askeri Yargıtay (Md.156), Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (Md.157), Uyuşmazlık Mahkemesi (Md.158), Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (Md.159) ve Sayıştay (Md.160)’dır.
Türk yargı sistemi içinde mahkemeler aşağıdaki gibi gruplandırılmıştır:
1.3.1. Anayasa Yargısı
Anayasa yargısı, yüksek yargı organlarından olan Anayasa Mahkemesi’nce yerine getirilmektedir. Anayasa Mahkemesinin görev ve yetkileri Anayasa’nın 148’inci maddesinde aynen şu şekilde belirlenmiştir:41
“Anayasa Mahkemesi, kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler ve bireysel başvuruları karara bağlar. Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler. Ancak, olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesinde dava açılamaz.
Kanunların şekil bakımından denetlenmesi, son oylamanın, öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı; Anayasa değişikliklerinde ise, teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlıdır. Şekil bakımından denetleme, Cumhurbaşkanınca veya Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin beşte biri tarafından istenebilir. Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren on gün geçtikten sonra, şekil bozukluğuna dayalı iptal davası açılamaz; def'i yoluyla da ileri sürülemez.
Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.
Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz.
Bireysel başvuruya ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.
Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanını, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını, Bakanlar Kurulu üyelerini, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkan ve üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar.
Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ile Jandarma Genel Komutanı da görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divanda yargılanırlar.
Yüce Divanda, savcılık görevini Cumhuriyet Başsavcısı veya Cumhuriyet Başsavcıvekili yapar.
Yüce Divan kararlarına karşı yeniden inceleme başvurusu yapılabilir. Genel Kurulun yeniden inceleme sonucunda verdiği kararlar kesindir.
Anayasa Mahkemesi, Anayasa ile verilen diğer görevleri de yerine getirir.”
Anayasa Mahkemesinin Anayasa’da yer alan diğer görev ve yetkileri şunlardır: Siyasi partilerin mal edinimleri ile gelir ve giderlerinin ilgili kanuna uygunluğunun tespit etmek (Anayasa Md.69); dokunulmazlığın kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine karar verilen milletvekili veya diğer milletvekilinin, kararın Anayasaya, kanuna veya içtüzüğe aykırılığı nedeniyle başvuruları kesin karara bağlamak (Anayasa Md.85); doğrudan doğruya açılacak iptal davalarını karara bağlamak (Anayasa Md.150); Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi halinde bu talepleri değerlendirmek (Anayasa Md.152) ve Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına kendi üyeleri arasından üye vermek (Anayasa Md.158).
1.3.2.Adli Yargı
İdari yargı alanlarına girmeyen konulara ilişkin davalar adli yargıda görülür. Adli yargının üst derece mahkemesi Yargıtay’dır.
Adli yargı ilk derece mahkemeleri42, Hukuk ve Ceza Mahkemeleri olarak ayrılır.
Hukuk Mahkemeleri de Sulh Hukuk ve Asliye Hukuk Mahkemeleri olarak gruplandırılır.
Ceza Mahkemeleri, Sulh Ceza, Asliye Ceza ve Ağır Ceza Mahkemeler olarak sınıflandırılmıştır.
Ayrıca, bunların yanında, Aile Mahkemeleri43, Asliye Ticaret Mahkemeleri, Deniz Ticaret ve Deniz Sigorta Mahkemeleri44, Tüketici Mahkemeleri45, İş Mahkemeleri46, Kadastro Mahkemeleri47, Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi48, Çocuk Mahkemeleri49, Trafik Mahkemeleri50 gibi ihtisas mahkemeleri mevcuttur.
1.3.3.İdari Yargı
İdari mercilerin idare hukuku alanındaki faaliyetlerine ilişkin olarak ortaya çıkan uyuşmazlıklar idari yargı alanında çözümlenmektedir.
Türkiye’de idari yargı yerleri, yüksek mahkemeler, ilk derece mahkemeler ve özel yargı yerleri olarak üç ana gruba ayrılmaktadır.
1.3.3.1.Yüksek Mahkemeler
Yüksek mahkemeler grubunda da Danıştay51 ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi52 bulunmaktadır.
Danıştay bir taraftan genel görevli “temyiz mercii”, diğer taraftan da özel görevli “ilk derece” mahkemesidir. Danıştay dava dairelerince ilk derece mahkemesi olarak verilen kararlar ile İdare ve Vergi Mahkemelerince verilen kararlara yapılan temyiz taleplerini inceler; ilk derece mahkemesi olarak da Danıştay Kanunu’nda belirtilen konularda açılan idari davaları karara bağlar.
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, asker statüsünde bulunan kişilerin askeri yönetimle olan ilişkilerinden kaynaklanan idari davalara bakan özel görevli bir yüksek mahkemedir.
1.3.3.2.İlk Derece İdare Mahkemeleri
İlk derece idare mahkemeleri, asıl olarak, Bölge İdare Mahkemeleri içinde yer alan genel görevli İdare Mahkemeleri ile özel görevli Vergi Mahkemelerinden oluşmaktadır. Ancak, Danıştay da belirli alanlarda özel görevli ilk derece mahkemesi olarak da İdari Dava Daireleri ve Vergi Dava Dairelerinde görev yürütmektedir.
Danıştay Kanunu’nun 24’üncü maddesine göre, Danıştay ilk derece mahkemesi olarak:
a) Bakanlar Kurulu kararlarına,
b)Başbakanlık, bakanlıklar ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının müsteşarlarıyla ilgili müşterek kararnamelere,
c) Bakanlıklar ile kamu kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere,
d) Danıştay İdari Dairesince veya İdari İşler Kurulunca verilen kararlar üzerine uygulanan eylem ve işlemlere,
e) Birden çok idare veya vergi mahkemesinin yetki alanına giren işlere,
f) Danıştay Yüksek Disiplin Kurulu kararları ile bu Kurulun görev alanı ile ilgili Danıştay Başkanlığı işlemlerine,
Karşı açılacak iptal ve tam yargı davaları ile tahkim yolu öngörülmeyen kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan idari davaları karara bağlar.
1.3.3.3.Özel Yargı Yerleri
Sayıştay, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 48 ila 61’inci maddeleri çerçevesinde bir özel idari yargı mercii olarak “hesap yargılaması” yapmaktadır. Sayıştay’ın yargı kararlarına karşı idari yargıya başvurulamamaktadır.
Özel yargı mercilerinin bir diğeri de 26.04.1961 tarih ve 298 sayılı “Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun çerçevesinde kurulan Yüksek Seçim Kuruludur. Yüksek hakimlerden oluşan Kurul, seçimlerle ilgili bütün itiraz, şikayet ve yolsuzlukları karara bağlar. Kurulun re’sen veya itiraz üzerine vereceği kararlar kesindir.
1.3.4.Yargıda Görev ve Hüküm Uyuşmazlıklarının Giderilmesi
Anayasa’nın 158’inci maddesine göre, adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye Uyuşmazlık Mahkemesi yetkilidir.
Uyuşmazlık Mahkemesinin kuruluşu, üyelerinin nitelikleri ve seçimleri ile işleyişi 12.06.1979 tarih ve 2247 sayılı “Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun ile düzenlenmiştir. Bu mahkemenin Başkanlığını Anayasa Mahkemesince, kendi üyeleri arasından görevlendirilen bir üye yapar.
Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesinin kararı esas alınır.
1.3.5.Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru53
Anayasa’nın 148’inci maddesi uyarınca, “herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.”
“Bireysel başvuru” olarak nitelendirilen bu husussa ilişki esas ve usuller 30.03.2011 tarih ve 6216 sayılı “Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun”un 46 ila 49’uncu maddelerinde belirlenmiştir.54
Bireysel başvuru, Anayasa Mahkemesi İç Tüzüğü’nün55 59 ila 84’üncü maddelerine göre yapılır.
İç hukukta kat etmesi gereken tüm yargı yolları aşıldıktan sonra, başvurulacak hiçbir üst yargı mercii kalmadığında Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulabilecektir. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’ne gitmeden önce iç hukuk yollarının tüketilmesini müteakip, son olarak Anayasa Mahkemesi’ne de başvurulması gerekmektedir.
1.3.6.Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
Avrupa Konseyi çerçevesinde imzalanan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile tanınan temel hak ve hürriyetleri ihlal edilenler, ilgili devlete karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde “bireysel başvuru” yapabilmektedirler.56
Bu başvurunun yapılabilmesi için iç hukuk yollarının tüketilmesi gerekmektedir. Anayasa mahkemesine bireysel başvuru ile ilgili olarak yukarıda yapılan açıklamalar sırasında da belirttiğimiz üzere bu iç hukuk yolları kapsamında Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru da bulunmaktadır.
1.3.7. Kamu Denetçiliği Kurumu
Kamu Denetçiliği Kurumu, kamu hizmetlerinin işleyişinde bağımsız ve etkin bir şikâyet mekanizması oluşturmak suretiyle, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve önerilerde bulunmak üzere 14.06.2012 tarih ve 6328 sayılı “Kamu Denetçiliği Kanunu” ile oluşturulmuştur.57
Ombudsman sistemi olarak da bilinen Kamu denetçiliği, kamu hizmetleriyle ilgili Devlet görevlerinin yeniden değerlendirilmesi, halkın idareden kaynaklanan şikâyetlerini en aza indirecek bir yönetim anlayışının yerleştirilmesi ve kamu yönetimi-vatandaş ilişkilerinde karşılaşılan uyuşmazlıkların etkin ve hızlı bir şekilde çözümü amacıyla, halkın şikayetleriyle ilgili konularda, yönetimi denetleyen ama yönetime bağlı olmayan bir sistemdir.
Kurum, idarenin işleyişi ile ilgili şikâyet üzerine, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmakla görevlidir. Ancak; Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemler ile resen imzaladığı kararlar ve emirler, yasama yetkisinin kullanılmasına ilişkin işlemler, yargı yetkisinin kullanılmasına ilişkin kararlar ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin sırf askerî nitelikteki faaliyetleri, Kurumun görev alanı dışındadır.
Kamu Denetçiliği Kurumu, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı, kamu tüzel kişiliğini haiz, özel bütçeli olup, merkezi Ankara’dadır.
1.3.8. Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk
Devlete ait olan yargı yetkisinin mutlak egemenliğine zarar vermeden ve yargısal yollara başvuru imkânını ortadan kaldırmadan uyuşmazlıkların daha basit ve kolay çözümü için dava yolu ile çözümü yerine tarafların kendi iradeleri ile uzlaşarak uyuşmazlığa son vermeleri imkanını sağlamak üzere, 07.06.2012 tarih ve 6325 sayılı “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu” ile arabuluculuk müessesesi oluşturulmuştur. Bu sistemde, yabancılık unsuru taşıyanlar da dâhil olmak üzere, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesi amaçlanmıştır.
Hâkim, tarafları arabulucuya yönlendirebileceği gibi, taraflar da dava açılmasından önce bu yola kendiliğinden başvurabilirler.
Arabuluculukla ilgili asıl görevler, Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğüne bırakılarak, arabuluculuk faaliyetleri için ayrı bir Daire Başkanlığı kurulmuştur. Bunun yanında, yürütülecek faaliyete katılım ve objektifliğin sağlanabilmesi amacıyla, farklı kurum ve kuruluşlardan temsilcilerin katılacakları ayrı bir Arabuluculuk Kurulu da oluşturulmuştur.
Dostları ilə paylaş: |