El-esmâul-hüSNÂ



Yüklə 2,56 Mb.
səhifə72/81
tarix03.01.2019
ölçüsü2,56 Mb.
#89394
1   ...   68   69   70   71   72   73   74   75   ...   81

94. EL-HADİ

Yol gösteren, hidayete erdiren, murada erdiren, 1524 hidâyet lütfeden, istediği kulunu hayırlı ve kârlı yolla­ra muvaffak kılan, muradına erdiren. 1525

"Şüphesiz ki Allah, iman edenleri doğru yola erdirir."1526

El-Hadî, hidayet ve hüda mastarından rehberlik manasına gelip "hidayete erdiren" demektir.

Allah (c.c), yarattığı her şeye lütufta bulundu. Sonra onlara yol gösterdi. O, yarattığı mahlukâtına kendisine giden yolları gösterdi. Yarattıklarına din ve dünyayla alakalı olan her hususta gerçekleri açıkla­dı.

Allah kullarına bir mürşid olup, mü'minlere hak dini gösterendir.

Noksan sıfatlardan münezzeh olan Cenab-ı Hak kalplere marifetinin nefislere de itaatin yolunu gös­terdi. Kim Allah'a iman etmişse kalbi hidayete ermiş­tir. Çünkü hidayet Allah'ın hidayetidir.

Ebu Seleme b. Abdurrahman b. Avf’dan varid olan bir hadiste Ebu Seleme diyor ki:

“Aişe (r.a)'a, Peygamberimiz gece kalktığı za­man namaza ne ile başlardı,” diye sordum: Aişe (r.a.):

“Peygamber (s.a.v.) gece namaza kalktığı zaman O:

“Ey Alah'ım! Cebrail'in, Mikail'in, İsrafil'in, göğün ve yerin yaratıcısı, gaybı da hazırı da bilen Rabbim, sen kulların arasındaki ihtilaflara hüküm verirsin. Beni onların ihtilafa düştükleri konularda hakka ulaştır. Şüphesiz sen dilediğini doğru yola erdirirsin" sözleriyle dua ederdi,” dedi.

El-Hadi, Kur'ân-ı Kerim'de isim olarak iki yerde geçmektedir.



1. "Şüphesiz ki Allah, iman edenleri, kesin­likle dosdoğru bir yola yöneltir."1527

2. "... Hidayet verici ve yardımcı olarak Rabbin yeter." 1528

Allah Teâlâ şöyle buyurur:



"Hidayet verici ve yardımcı olarak Allah yeter." 1529

"Şüphesiz ki Allah, iman edenleri, kesinlikle doğru yola iletir." 1530

el-Hâdî, kullarını her türlü faydalı şeylere yönelten ve zararlı şeylerden korunmaları için onlara rehberlik edendir. Allah Teâlâ kullarının bilmediği şeyleri onlara öğretir, doğruya ve başarıya ulaşmalarında onlara rehberlik eder, onlara takvayı ilham eder ve kalblerini kendisine dönderir ve emirlerine bağlı kılar. 1531

Hidayet, lütuf ile rehberlik etmek demektir. Allah Teâlâ'nın insana hidayeti dört şekilde olur:

Birincisi: Bütün mükellef varlıklara kapasite ve istidatlarına uygun biçimde akıl, anlayış ve zarurî bilgilerin ihsan edilmesidir. 1532Bu konuda Hak Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

"Rabbimiz her şeye yaratılışını (varlığını ve biçimini) verip sonra onu yaratılış gayesine uygun yola iletendir." 1533

İkincisi: Peygamberler ve mukaddes kitaplar vasıtasıyla insanları kendi yoluna çağırması şeklindeki hidayetidir. Şu âyet-i kerîmedeki kastedilen de bu türdendir:

"Onları (peygamberleri) emrimiz uyarınca doğru yolu gösteren önderler yaptık.". 1534

Üçüncüsü: Hidayeti bulanlara tevfikin yani muvaffakiyetin, başarının ihsan edilmesidir. Şu âyet-i kerimelerdeki hidayet bu anlamdadır:

"Doğru yolu (hidayeti) bulanlara gelince, Allah onların hidayetlerini artırır ve sakınmalarını sağlar." 1535

"Kim Allah'a inanırsa Allah onun kalbini doğruya (hidayete) götürür." 1536

"Bizim uğrumuzda cihad edenleri elbette kendi yollarınıza eriştireceğiz (hidayet edeceğiz)."1537

Dördüncüsü: Ahirette cennetliklerin cennete hidayetidir. Şu âyetlerdeki hidayet bu anlamdadır: ...

"Onları hidayete iletecek ve durumlarını düzeltecektir. Onları kendilerine tanıttığı cennete dâhil edecektir." 1538

"Lütfedip bizi buraya (cennete) getiren (hidayet eden) Allah'a hamdolsun." 1539

Hidayetin bu dört şekli birbiriyle irtibatlıdır. Birinci şıkta belirtilen hidayeti elde edemeyen ikincisini de elde edemez. Hatta ikinci hidayetin ona teklif edilmesi doğru olmaz. İkinci hidayeti elde edemeyen üçüncü ve dördüncüyü de elde edemez. Dördüncüyü elde eden, kendisinden önceki üç hidayeti de elde eder. Üçüncüyü elde eden, önceki ikiyi de elde eder. Bunun aksi de olabilir. Birinci hidayeti Allah ona nasibetmiştir, ama ikinci ve üçüncü şıkta zikredilen hidayetleri elde edemeyebilir. İnsan, bir başkasını asla hidayete sevkedemez. O, ancak onu hidayete çağırır ve yollarını tarif eder. Şu âyet-i kerimelerde buna işaret edilir:



"Şüphesiz ki sen doğru bir yola hidayet etmektesin (çağırmaktasın)." 1540

"Onların içinden buyruğumuzla doğru yola ileten rehberler tayin etmiştik." 1541

"Her toplumun bir rehberi (davetçisi) vardır." 1542

"Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin; bilakis Allah dilediğine hidayet verir." 1543

Allah Teâlâ'nın sözleri hidayettir, fiilleri hidayettir. O, sapıtanlara ve şaşıranlara hidayet eder ve onları doğru yola iletir. Hidayeti beyan eder, öğretir ve bu yolda onlara başarı ihsan eder. Eşyayı var ettiği ve işleri evirip çevirdiği kaderle ilgili sözlerinin tamamı haktır, hepsi hikmet, güzellik ve sağlamlığı ihtiva eder. Şeriatle ilgili sözleri, kitaplarında ve peygamberlerinin lisanında ifade edilmiştir. Bunlar, verdikleri haberlerde tam bir doğruluk, emir ve yasaklarında mükemmel bir adaleti ihtiva ederler. Çünkü Allah'ın sözünden daha doğru ve daha güzel başka bir söz yoktur. "Rabbinin sözü, doğruluk ve adalet bakımından tamamlanmıştır." 1544

Kur'an ve sünnet kullar için en büyük hidayet kaynağıdır. Onlar olmadan hidayete ulaşılamaz. Kim bunların dışında hidayeti ararsa Allah onu saptırır. Kim onların rehberliğine müracaat etmezse akıllı olamaz. İlmî rüşd onlarla elde edilir. İlmî rüşd, gerçekleri, usul ve fürûu, dinî ve dünyevî açıdan faydalı ve zararlı şeyleri açıklamak demektir. Amelî rüşde de onlarla ulaşılır. Çünkü onlar nefisleri ve kalbleri temizler, amellerin faydalı ve uygun olanlarına ve en güzel ahlâka çağırır, güzel olan her şeye teşvik eder, .kötü ve çirkin olan her şeyden uzaklaştırır. Onlarla hidayeti arayan hidayete erer, onlarla hidayeti aramayan da sapıtır. Allah, peygamberler gönderdikten ve mutlak hidayeti kapsayan kitaplar indirdikten sonra hiç kimse için başka hiç bir hüccet ve delil koymadı. O, lütfuyla nice sapıkları hidayete ulaştırır, nice yolunu şaşırmışlara doğruyu gösterir. Özellikle O'na bağlanan ve samimi bir kalble hidayeti O'ndan isteyen ve O'nun tek hidayet verici olduğunu bilen kimseleri hidayete sevkeder.1545

Allah Teâlâ'nın zâlimleri ve kâfirleri mahrum ettiğini bildirdiği bütün hidayetler üçüncü şıkta belirtilen ve hidayeti bulanlara ihsan edilen başarı ve ilham hidayeti ile dördüncü şıkta belirtilen âhirette sevap ve cennete girme hidayetidir. Kâfirler ve zâlimler, Allah'ın âyetlerinde de belirtildiği gibi bunlardan mahrum edilirler:

"Allah zâlim kimseleri hidayete erdirmez." 1546

"Bu (azap) onların dünya hayatını âhirete tercih etmelerinden ve Allah'ın kâfirler topluluğunu hidayete erdirmemesinden ötürüdür." 1547

Allah'ın bir peygamber veya bir insanın başkasını hidayete erdiremeyeceğini söylerken kasdettiği şey, hidayet yollarını tarif etmenin ve hidayete çağırmanın dışında kalan hidayet şekilleridir. Meselâ bir kimseye akıl vermek, başarı vermek ve onu cennete sokmak gibi... Bu tür şeylere ne bir peygamberin ne de başka bir insanın gücü yetmez. Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurur:

"(Ey Muhammed) Onları doğru yola iletmek sana ait değildir. Lâkin Allah dilediğini doğru yola iletir." 1548

Allah'tan bizi sevdiği ve razı olduğu şeylere hidayet etmesini diliyorum. Yardım istenilecek olan O'dur. Güven ve itimad O'nadır. Güç ve kuvvet ancak Allah iledir. 1549

Hidâyet, Allah'u teâlâ'nın lütuf ve keremiyle kuluna -sonu hayr ve saadet olacak- isteklerinin yollarını gösterivermesi veya yola götürüp muradına erdirivermesidir. Sâdece yolunu ve sebeplerini gösterivermeğe irşad; neticeye erişinceye kadar yola götürüvermeye (tevfik) denir. Hidâyetin zıddı dalâlettir. Dalâlet, doğru yoldan bile bile veya iğfale kapılarak sapmak­tır. Hidâyetin neticesi îmân, dalâletin neticesi imansızlıktır. İnsanın kalbi, terazinin iki gözü gibi imâna doğru eğilmeğe elverişli olduğu gibi, küfre doğru da eğilmeğe elverişlidir. Terazinin gözleri boşken nasıl, kılı kılına beraber duruyorsa, kalb de imânla küfre karşı müsavi surette müstait olarak yaradılmıştır. Şu halde kalbin imânla küfürden birini tercih ve il­tizam etmesi için mutlaka çekici bir sebep icâbeder. Hidâyeti de, dalâleti de ancak Allah yaratır. Yâni gönüllere imânı sevdi­ren sebepleri Allah yarattığı gibi, küfür tarafını tutturan se­bepleri yaratan da O'dur. Kullarından istediğine hidâyet, iste­diğine dalâlet verir. Allah'tan başka insanları hidâyet ve bah­tiyarlığa eriştirecek, yahut dalâlet ve hüsrana düşürecek ha­kikî bir fail yoktur. Allah'ın hidâyet ettiğini kimse saptıramaz. Allah'ın sapıttığını kimse doğru yola getiremez. Yalnız burada şu noktayı iyi bilmek lâzımdır ki, Allahu teâlâ'nın bir kulunda dalâlet yaratması, o kulun, kendi arzusu ile sapıklık yolunu tutmuş olmasındandır. Yoksa kul irâdesini, kabiliye­tini dalâlete yöneltmedikçe Allah onu cebren dalâlete sevk et­mez. Nitekim insanlarda hidâyet ve imân asıldır, dalâlet ve kü­für sonradan arız olmuştur. Cüz'i irâdenin sû-i isti'mâlinden doğmuştur. 1550



İnsanlara İmân, Yaratılışlarında Bağış­lanmıştır:

Bezm-i elestde, yâni hilkat sabahında, ruhlar meclisinde Allahu teâlâ hepimizden ahd ve mîsak aldı. O'nun huzurunda doğru yola gideceğimize hep bir ağızdan söz verdik. Gerçi biz bu macerayı hatırlıyamıyoruz ama, onu Allahu teâlâ Kitabın­da bildirmiş, bu suretle kat'î olarak ma'lûm olmuştur. Hatırlıyamamak, inkâr vesilesi olamaz. Biz üç günlük kısa hayâtı­mızda bile, nice mühim ve hayâtı hâdiseleri unutup duruyo­ruz; meselâ bu günün insanları arasında, tufan gibi büyük bir beliyyeye bile inanmıyanlar görülüp işitilmektedir, işte ezelî îmân, Allah'ın bir hidâyeti ve bu maceranın tatlı bir hâtırası ve insanlarda her türlü fazilet ve ahlâk sermayesidir. Dünyâya çıkma zamanı gelince, her ruh için cismânî ve ruhanî kuvvet­lerle mücehhez bir ceset bağışlaması, dünyâya kitaplar indir­mesi, peygamberler göndermesi, dünyâda gördüğü, işittiği, fikren mülâhaza ettiği her hâdisede bir hikmet dersi göstere­rek, ezelî imân nurunu kuvvetlendirip, parlaklığını arttırma­sı, hep Allahu teâlâ'nın muzâaf hidâyetleridir ki, kul, hidâyet istedikçe ve hidâyete uydukça Allah'ın hidâyeti de dâima artar durur. Dünyâya geldikten sonra kendi güzel arzularıyla ezelî îmânlarında sabit kalabilmek ve onu kuvvetlendirip, nurunu arttırmak bir kul için dünyâda, âhirette verilen ni'metlerin en büyüğü ve en kıymetlisidir. Çünkü îmân her hayrın köküdür. İmân olan kalbde bulunmıyacak hayr yoktur. Dünyâ ve âhiretin bahtiyarlığı da ancak imânla hâsıl olur, başka değil. Bun­lar hakkı tanır, hakka hürmet eder, hak söze boyun keser, hak­sızlığa, zulme ölür de yine tahammül etmez; elinde kuvvet de olsa, teşvik de görse hakkı çiğnemez, hak söyler, hak dinler, hak ile yaşar, hak olarak ölür. Hak'tan geldiği gibi şaşmadan, sapmadan yine Hak'ka gider, işte Allah'a karşı sözlerinin eri olan hakperest babayiğitler bunlardır.

Bir kısım insanlar da dünyâya gelir. Gözünü açar açmaz az­gınları görür, çevresini Allah ile aşinalığı olmayanlar bürür, onların Allah'a karşı, küfran ve isyan hareketlerine bu da alışır. Kendi kötü arzusuyla ezelî imârını bırakıverir. Kazanmak için geldiği dünyâda sermâyesini de kaybeder. Hak yolundan sapar, hayâtı hemen dünyâ yaşayışından ibaret sanır, bütün kuvvetiyle dünyâya tapar, derken bir gün gayyâ-yı esfele ka­yar gider, işte Hak'tan dönen, dalâleti tutan, sözünden cayan, nefsine uyan azgınların akıbeti de budur. 1551

Kula Gereken Şey:

Bilinmelidir ki, dünyâda insanları iyiliğe çağıran hidâ­yet müşritleri bulunduğu gibi, kötülükleri süsleyerek iyiliktir diye yutturmaya çalışan şeytanlar da vardır. Ara­mızda şeytan tabiatlı nice insanlar vardır ki, adamı yoldan çı­karırlar. Öyle kurnaz, öyle sıcak davranırlar ki, insan onların samimiyetinden şüphe etmeyebilir. Fakat parasını bitirip vücudunu harap ettikten sonra bir daha semtine uğramazlar. Buna karşı melek tabiatlı insanlar da vardır. Bunlar da insanın yolu­nu Allah'a ve rızâsına çevirirler. Bunlarla tanışabilmek Al­lah'ın büyük lûtfu ve hidâyetidir. Bunu kazanmak için Allah'a yalvarmalı, bunun için de, Fatiha sûresini çok okumalıdır. Çünkü orada

"îhdine's-sırâta’l-müstakîm" = Yâ Rab bizi doğru yola hidâyet et" dileği vardır 1552


Yüklə 2,56 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   68   69   70   71   72   73   74   75   ...   81




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin