Türkçe Transcript (*)
|
Vekeżâlike ce’alnâ fî kulli karyetin ekâbira mucrimîhâ liyemkurû fîhâ(s) vemâ yemkurûne illâ bi-enfusihim vemâ yeş’urûn(e)
|
Ali Bulaç Meali
|
Böylece biz, her ülkenin önde gelenlerini -orada hilelidüzenler kursunlar diyeoranın suçlu-günahkarları kıldık. Oysa onlar, hileli-düzeni ancak kendilerine kurarlar da bunun şuuruna varmazlar.
|
Edip Yüksel Meali
|
Her ülkenin önde gelen suçlularına, orada hile ve entrika yapmaları için izin verdik. Aslında kendilerinden başkasını kandırmıyorlar. Ama farkında değiller.
|
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
|
Böylece, her kentte ileri gelenleri, oranın suçluları yaptık ki, orada hileler çevirsinler. Halbuki bunlar, kötülüğü başkasına değil kendilerine yapıyorlar da farkına varmıyorlar.
|
Süleyman Ateş Meali
|
Böylece her kentin büyüklerini, oranın suçluları yaptık ki, orada tuzak kursunlar (her kentin ileri gelenlerine, tuzak kurmaları için fırsat verdik). Onlar kendilerinden başkasına tuzak kurmuyorlar, ama farkında değiller.
|
Yaşar Nuri Öztürk Meali
|
Biz bu şekilde her kentte/her medeniyette kodamanları, o kent ve medeniyetin suçluları yaptık ki, orada oyunlar tezgâhlayıp tuzaklar kursunlar. Aslında onlar öz benliklerinden başkasına oyun oynamıyorlar ama farkında değiller.
|
Yusuf Ali (English)
|
Thus have We placed leaders in every town, its wicked men, to plot (and burrow) therein: but they only plot against their own souls, and they perceive it not.
|
M. Pickthall (English)
|
And thus have We made in every city great ones of its wicked ones, that they should plot therein. They do but plot against themselves, though they perceive not.
|