d) Surelerin Siyakı
Müfessir ve Kurân ilimleri uzmanlarının bazılarına göre, Kurân sureleri birbirine muttasıl ve ilintilidir. Surelerin birbirine yakın olmasından yola çıkarak bazı yerlerde her surenin ilk ayeti ile önceki surenin son ayeti arasında bir münasebet zikretmişlerdir.424 Hatta bazıları bu hususta kitap dahi yazmıştır.425 Elbette tüm bu çalışmaların alt yapısı surelerin siyakı temeline dayanmaktadır.
Fakat tüm müfessir ve Kurân ilimleri uzmanlarının üzerinde ittifak ettiği konu surelerin iniş tertibine aykırı şekilde toplanıp, tanzim edilmiş olmasıdır. (Bu aynı zamanda tarihin katî ve kesin bir şekilde kabul ettiği gerçeklerdendir.) Onların çoğunluğuna göre surelerin mevcut tertibi içtihadidir426 ve bu tertibin tevkifi olduğuna dair muteber bir delil bulunmamaktadır. Surelerin mevcut siyakının vahye ve Peygamberin (s.a.a) tevkif ve gözetimine dayandığı sabit değildir. Netice olarak sureleri birbiri ile ilişkilendirmenin ve onların birbirine olan yakınlığından yola çıkarak her surenin ilk ayeti ile öncesindeki surenin son ayeti arasında bir münasebet zikretmenin geçerli bir delili yoktur. Dolayısıyla ondan elde edilecek manayı Kurân’ın mefhumu bilip, Yüce Allah’a isnat de etmek doğru değildir. Elbette bazılarının iddia ettikleri427 gibi eğer surelerin mevcut düzeninin Levh-i Mahfuz’daki Kurân’ın düzenine mutabık olduğu ve bir defada indiği; Allah Resulünün emri ile dizildiği, ancak insanlara tedrici olarak indirildiğinde zamanın şartlarına uygun olarak bu tertibe riayet edilmediği görüşü kabul edilirse, tefsirde surelerin siyakı ve her surenin ilk ayeti ile önceki surenin son ayeti arasındaki irtibat dikkate alınmalıdır. Fakat bu iddiayı da ispat edecek hiçbir muteber delil yoktur.
Muttasıl bir lâfzî karine olarak siyakı açıkladıktan sonra şimdi lâfzî olmayan yapışık karineleri beyan edeceğiz.
Dostları ilə paylaş: |