c) Ayetlerle İlgili Rivayetleri İncelemek
Ayet ve cümleler arasındaki iniş birliği ve konu ilişkisini elde etme yollarından birisi de ayetlerle ilgili rivayetleri (ister ayetlerin iniş sebebiyle ilgili rivayetler olsun, ister ayetlerin mefhumunu açıklayan rivayetler olsun) incelemektir. Zira eğer rivayetlerde ayetlerden bir mecmua için bir iniş sebebi veya konumu belirtilmişse bu, o mecmuadaki ayetlerin birlikte indiğini ve aralarında konu ilişkisi olduğunu gösterir. Fakat eğer rivayetlerde ayetlerden oluşan bir mecmuanın çeşitli bölümleri hakkında birkaç iniş sebebi belirtilmişse ya da bir ayet veya bir cümle için bir nüzul sebebi zikredildiği halde diğer ayet veya cümle için başka bir iniş sebebi açıklanmışsa bu, söz konusu mecmuadaki ayet ve cümlelerin birlikte nazil olmadığını, aksine her bölümün bağımsız olarak indiğini gösterir. Örneğin;
“Ey Ehl-i Beyt! Allah sadece sizden her türlü pisliği gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor”419 ayetinin tek başına indiğinden söz eden birçok rivayette bu cümleden önce ve sonrasındaki cümlelerin zikredilmemesi ve yine birçok rivayetin, bu cümlenin beş temiz insan (Hz. Muhammed (s.a.a), Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma (s.a), Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin (a.s)) hakkında indiğini belirtmesinden onun, öncesi ve sonrasındaki cümlelerden bağımsız şekilde indiğini anlıyoruz. Dolayısıyla bu cümlenin, kendisinden önce ve sonra zikredilmiş olan cümlelerle herhangi bir bağlantısı yoktur.
“Ey Resul! Rabbinden sana indirilmiş olanı tebliğ et! Eğer bunu yapmazsan Onun elçiliğini yapmamış olursun ve Allah, seni insanlardan korur. Şüphe yok ki Allah, kâfir olan kavmi doğru yola iletmez”420
Ayet-i Kerimesinde geçen cümleler mecmuası hakkında gelen rivayetlerde bir iniş sebebinden söz edilmiş olmasından da bu ayetteki cümlelerin bir konuya temas ettiğini, dolayısıyla cümleler arasında hem iniş birliği hem de konu ilişkisi olduğunu anlıyoruz.
Meşkûk Siyak
Buraya kadar anlatılanlardan şu sonuca varıyoruz; bazı yerlerde ayetlerdeki iniş ilintisi ve konu ilişkisi bir şekilde malum olmaktadır. Bu, bazen kendiliğinden bazen de ayetlerin mefhumu, beyan türü, sözün makamı ve iniş sebebindeki rivayetler vb. yollarla gerçekleşmektedir. Bu tür yerlerde kuvvetli ve muteber bir siyak geçerlidir ve onu etkin kılmak gerekir; ayetlerin tefsirinde ona bağlı bir karine ile destek almak icap eder. Kurân-ı Kerim ayetlerinden bir ayetin veya bir cümlenin inişte bağımsız veya mutarıza cümle olduğu kendiliğinden anlaşıldığı veya muteber delillerle ispatlandığı yerlerde ise siyak etkin kılınmamalı; söz konusu cümle veya ayet, siyaktan kat-ı nazarla ve uzak tutularak tefsir edilmeli, onun mefhum ve gerçek maksadı bu şekilde elde edilmelidir.
Fakat ayetlerin iniş birliği ve konu ilişkisinin muhtemel olduğu ancak bunun varlığı veya yokluğunun hiçbir şekilde netleştirilemediği yerlerde muteber olan siyak meşkûk ve karışık bir duruma düştüğünden ona dayanarak ayetler tefsir edilmemelidir. Acaba bu tür yerlerde söz konusu sorunu halletmek için herhangi bir kaide ve metot var mıdır? Bu hususta bazıları “Asalet’us-Siyak” metodunu sorunların çözümleyicisi olarak görmüşlerdir ve biz de şimdi onu inceleyeceğiz.
Dostları ilə paylaş: |