Varofl › harâb Bagdala
Yedi yüz kadar b†u bâ€çeli ve etrâf› handakl›, ammâ kal‘as›z varofl imifl. Küffâr henüz ›hrâk edüp b†u bâ€çelerinin ba‘z›s› kalm›fl. Kanijelinin flehrinde bir a€açl› bâ€çe olmamak ile cümle hadîka i ravza i r›dvânlar› ve niçe bin cinîn i gaytânlar› ve âb › hayât sulu kuyular› cümle bu tarafda olup Kanijelinin mesîregâh [u] teferrücgâhlar› cümle bunda idi, ammâ Zirino€lu ve Begano€lu ve Nadajo€lu Kanije kal‘as›n bu sene dö€erken cümle bu semtden dö€üp bâ€lar› ve bâ€çeleri cümle harâb u yebâb edüp ol mahsûllü flecere i müntehâlar› cümle k›rup Kanije buheyresini doldurma€a çal›fl›rlard›. An›niçün bu varofl ve bâ€lar harâb olup ancak bu Berezense kal‘as› taraf›nda Kanijelinin mezâristânlar› kald› ve Kanije'nin toprakl› ve mahsûllü yerleri bu mahaldir, ammâ düflmandan ekin ekemezler. Zahîreleri cümle Baflka ve Laflka vilâyetlerinden gelir, ammâ yine ganîmet flehirdir. Ve Cenâb › Kibriyâ berekât › Halîl vermifldir.
.................. (2 sat›r bofl)....................
Der-vasf › tetimme i flehrengîz i külliyât › kal‘a i Kanije
Evvelâ âb [u] hevâs› Temmûz'da latîfdir, ammâ fliddet i flitâs› fledîd olup gölü donup buz oldukda kâfirden ol zamân pek havf ederler, zîrâ küffâr flebhûn edüp buz üzre gelirler, bi-inâyetillâhi Ta‘âlâ yine hâ’ib ü hâsir giderler, zîrâ bu kal‘a Hazret i Ali'nin himâyesinde oldu€un niçe bin sulehâ y› ümmetden kimesneler vâk›‘alar›nda görmüfllerdir. Ve ol flitâda cemî‘i Kanije'nin sa€îr ü kebîri ve bay u gedâs› kal‘a etrâf›ndaki buzlar› kable'l-ma€rib kesüp kal‘ay› ziyâdesiyle muhâfaza ederler. Gâyet flecî‘ ve bahâd›r gâzîleri vard›r. Her sabâh elbette kâfire çeteye ve poturaya giderler ve kâfir de her zamân anlara gelüp ceng i azîmler edüp bafl alup bafl verir ve bir bafl kâfire var›r gâzîleri vard›r, ammâ ekserî yayanlard›r.
Befl yüz kadar atl›lar› vard›r ve hâlâ bin kadar aya€› neybeli benâm esîrleri var kim Kireçhâne nâm zindânlar›nda mahpûslard›r. Hattâ K›z kral›n vezîri ve Danimarka kral›n›n o€lu mahpûsdur, zîrâ K›z kral ve gayri krallar Toprakl›k taraf›ndan dö€erlerken hemân Kanije gâzîlerinden elli nefer cân Kanije buheyresi içre uryânen girüp a€›zlar›na birer kam›fl alup su içinde kam›fl ile soluk alup karflu tarafa ç›kup K›z kral›n vezîrin kapup an› da bir kam›fl ile suya koyup beri Kanije'ye selâmete ç›kar›rlar.
Bir vecih ile ta‘bîr olunmaz cellâd › felek misilli ka€an arslan fetâlar› vard›r. Hattâ sâ’ir serhadli gibi bafllar›na turna telleri ve flâhin çelengleri takma€› nâmûs etmifllerdir, zîrâ her biri hadden ziyâde kelleler kesüp küffâr akdarup dil alm›fl gâzîlerdir. Kank› bir kâfirleri katl etdikleriyçün bafllar›na çeleng sokalar. An›niçün ayb add edüp çelengsiz gezerler. Ancak Kanijeli idikleri bafllar›nda tâç kalpaklar›ndan ve kâfir esbâb› gibi güderi deriden dolamalar›ndan ve kutmen nâm esbâblar›ndan ve meflin ve sahtiyanl› çakfl›rlar›ndan ve mahmîzli kubâdî pâbuçlar›ndan ve sünnetden k›sac›k esbâblar›ndan bellidir kim bunlar Kanijelidir, derler, zîrâ gayri serhad halk› böyle esbâb geyemezler ve bu k›yâfetle anlar gezemezler ve gayri serhadli bunlar› görse kefere k›yâs edüp cenge âheng ederler yâhûd firâr edüp giderler.
Ammâ gerçi halk› Boflnak olma€ile Boflnak lisân› ve S›rf ve Bulgar ve Latin lisân› bilirler, ammâ fasîh u belî€ Macarca bilirler kim kavm i Macar ol kadar fesâhat u belâ€at üzre tekellüm edemezler.
Ve gâyet garîb-dost halîm ve selîmü't-tab‘ âdemleri var kim bir garîb bir sene hânesinde en ednâs›n›n mihmân› olsa tatyîb i hât›r›yla mukayyed olur, sofras› meydânda sâhib i kerem ve flecî‘ ü muhterem gâzîleri vard›r, ammâ zenâneleri aslâ kapudan taflra ç›kamaz. Me€er merhûme olduklar›nda 1 ile mezâristâna ç›karlar, ammâ hîn i muhâsarada mâbeynlerinde avretler ayaklar›na çizme geyüp bafllar›n örtüp eski püskü esbâb geyüp cengde imdâd etmeleri ayb de€ildir, tefâhür kesb ederler, zîrâ anlar›n zu‘munca "Erkek arslan ola da, difli arslan dahi arslan de€il midir?" deyüp Râbi‘a i Adeviyye-misâl havâtînleri dahi ceng günlerinde imdâd ederler, zîrâ be-kavl i müneccimân bu [183a] flehrin tâli‘ i imâreti burc › akrebde ve beyt i mirrîh i mâ’îde bulunup cümle halk› cellâd gibi kâfire amân vermeyüp akreb gibi her kâfiri sokup su gibi elbette bir cânibe meyyâl gâzîleri vard›r. Koca ricâlleri gâyet müsin olup s›byânlar› okuyup yazamazlar. Cümle asmak ve basmak ve kesme[k] dutmak ve vurup kapma€a çal›fl›r yi€it gulâmlar› olur, câ-be-câ mahbûblar› da olur.
.................. (1 sat›r bofl)....................
Memdûhât›ndan otu ve otlu€u ve odunu ve gûnâ-gûn bal›€› ve gölünde olan e€ir kökü otu Azak kal‘as›nda ve Bol› sanca€› yan›nda Ça€a gölünde olmaz gâyet nâfi‘ e€ir kökü otu olur. Ve cerrâhlar› gâyet memdûhdur, zîrâ her bâr ceng [ü] cidâlde yaral› ve bereli mecrûhlar› çok olur.
.................. (1.5 sat›r bofl)....................
Bu Kanije kal‘as›n dahi bu yüzden seyr [ü] temâflâ edüp Kayseriyyeli Murâd Pafla geldikde anlar ile üç bin âdem olup Sadr›a‘zama revâne olup Kanije'den cânib i cenûba düz da€lar ve ormanlar içre 3 sâ‘at gidüp Vezîria‘zam ordusunda yine ‹brâhîm Kethudâ'n›n dâ’iresinde meks edüp henüz asâkir i ‹slâm Yenikal‘a'n›n meterisine girmeyüp fethinin esbâblar› tedâriklerin görürler idi.
Der-beyân › muhâsara i kal‘a i Keckivar, ya‘nî Yenikal‘a i metîn i üstüvâr
Lisân › H›rvad Macar› üzre Keckivar'd›r. Macarca "vâr" kal‘aya derler. Keckivar ( ) ( ) demekdir, ammâ lisân › Ervâm'da Yeni kal‘a derler, zîrâ sene 1071 târîhinde bânîsi Zirino€lu olup karîbü'l-ahd binâ olundu€›yçün Yenikal‘a derler. Hattâ Sührâb Mehemmed Pafla Kanije vâlîsi iken Kanije ›hrâk olup Kanije'yi almak sadedinde olup nehr i Morava'n›n beri bizim Kanije hâkinde Kanije'ye üç sâ‘at karîb bu kal‘ay› sulha mu€âyir binâ etdi. Ve niçe kerre Sührâb Mehemmed Pafla "Bu kal‘ay› y›kun" deyü tenbîh edüp aslâ y›kmayup dahi ziyâde h›sn › hasîn ve sedd i metîn kal‘a i üstüvâr edüp kal‘a içine yigirmi bin güzîde katana koyup diyâr › ‹slâm› nehb ü gâret ederek âhir i kâr bu kal‘a sebebiyle bu sene 1074 kal‘a i Kanije'ye sar›lup k›rk gün k›rk geceden sonra Sadr›a‘zam kal‘a i Kanije'yi dest i küffârdan istihlâs edüp küffâr firâr ederek bu Yenikal‘a'ya girüp Sadr›a‘zam dahi küffâr › dûzah-karâr›n akîbince kovarak bu kal‘aya gelüp muhâsara etmesinin sebebi bu kal‘a bilâ-sulh binâ olunmas›yçün muhâsara olundu.
Eflkâl i tarh [u] tarz › Yenikal‘a: Nehr i Morava kenâr›nda orman h›yâbânl› bir burunda Kanije gibi a€açdan bir kal‘a i cedîd imifl, ammâ hakkâ ki mel‘ûn küffâr bir sedd i ‹skender inflâ etmifl. Dolma dîvâr›n›n ennili€i ellifler ayak ve yüksekli€i ellifler arfl›n âlî dolma palanka dîvâr olup kal‘a a€açlar›n›n ba‘z›s› yerli a€aç olup yapraklar›yla kal‘a dîvâr›ndan olmufl köklü d›raht › müntehâlar kim aslâ müddet i medîd fenâ bulmaz köklü ve yerli mîfle ve pelîd a€açlar› mâbeynlerin toprak doldurup kal‘a dîvâr› etmifl ve kara taraf›na sedd i ‹skender-vâr yedi aded azîm vezni üzre tabyalar etmifl kim her birinde k›rkar ve ellifler aded balyemez toplar› ve gayri kolumburna ve flâhîleri var, ammâ nehr i Morava taraf› kendilerinin olmak ile su kenâr›nda kal‘a dîvâr› yokdur, lâkin bu tarafa elli pâre gemiler üzre bir cisr i azîm binâ edüp karflu tarafda kendülerinin Ligradc›k kal‘as›ndan ve Çakatorna kal‘as›ndan ve Mekemorya vilâyetlerinden her gün niçe bin küffâr gelüp kal‘aya cisrden geçüp imdâda gelirlerdi. Her tarafdan zahîrelerin getirirlerdi.
Ve cümle tabyalar› kirpi tü€ü gibi balyemez toplar› ârâste ve kemingâhlar› pîrâste böyle bir kal‘a i yekpâre zerre kadar rahne görmemifl bir cedîd misl i hadîd kal‘ad›r kim handak› nehr i D›rava ile mâl-â-mâl olup içinde bir kad›rga gezmek mümkün idi.
Hemân Köpürlüzâde Fâz›l Ahmed Pafla bu kal‘a i metîni bu hâlde görüp hemân ol ân ifl görmüfl muhâsaralar derdin çekmifl kimesneler ile "Bu kal‘an›n ne cânibinden meterise girilmesi emr i seheldir" deyü kal‘ay› alarkadan seyr [ü] temâflâ edüp etrâf [u] eknâf›n murâd [u] merâm› üzre meteris yerlerin görüp ba‘dehu cemî‘i ocak halklar›yla ve umûr-dîde ihtiyârlar ile 1 nass › kât›‘› üzre müflâvere i tâm etdiler, lâkin sene i mâzîde Uyvar muhâsaras›nda cemî‘i halk›n gözleri havf etdiklerinden bu Yenikal‘a'ya sar›lmayup "Küffâr›n eli vilâyetin bu sene nehb ü gâret edelim" dediklerinde Sadr›a‘zam eydir:
"Yâ bu kal‘aya ne [183b] çâre edelim. Nitekim küffâr bu kal‘ay› bizim Kanije kal‘as› hâkinde binâ edüp murâd› er ve geç bizim Kanije kal‘as›n› bu kal‘a sebebiyle elimizden al›r. Bu cevâba ne dersiz ve ne re’y [ü] tedbîr edersiz" dedikde cümle ihtiyârlar,
"Devletli vezîr, askerimiz b›ld›rdan berü üç kerre k›flda k›yâmetde niçe yerlere imdâdlar verüp seferler etdiklerinden zebûnlard›r. Bu sene i mübârekede bu nehr i Morava kenâr›nda ve karflu taraflar›nda H›rvadistân ve Macaristân'›n Mekemorya vilâyetin ve ‹slovin vilâyetin ( ) ( ) ( ) ve Dodoflka vilâyetlerin harâb u yebâb ve hânelerin türâb ve hayvânâtlar›n kebâb edüp mâl › ganâ’imleriyle asâkir i ‹slâm mu€tenem olup tâ kal‘a i Ni‘met-U€var'a ve kal‘a i Beç'e ve kal‘a i Prak'a var›nca tahrîb i bilâd ve ta‘zîb i küffâr › bed-nihâd üzre mütevekkilen alallâh deyüp azîmet edelim ve ol kâfir diyârlar›n›n dâr › diyâr düyûrlar› ve kasabât u kurâ ve belîde ve k›lâ‘lar ve bukâ‘ u suyâ‘s›n› nehb ü gâret etmek ile küffâr › bî-âr › bedkâr üzre tamâm galebe vü kuvvet ü nusret hâs›l olur ve düflmen i dîn olan bî-dîn Nemse ve H›rvad'a mûris i felâket olur" deyü müflâvere bu re’y üzre itmâm › kelâm edüp bu tedbîre karâr verdiler. Hemân vezîr i sâhib-tedbîr eydir:
"Ey a€alar, yahfl› müflâvere etdiniz, ammâ bu küffâr›n elin vilâyetin nehb ü gâret ederken bu kal‘a burada bö€ür igi gibi küffâr › dûzah-karâr›n bu karârgâh› Kanije kurbunda dururken biz her ne cânibe müteveccih olsak küffâr dahi bu kal‘adan ç›kup bizim elimiz vilâyetimiz harâb u yebâb edüp elbette ve elbette rehzenlik etmesi mukarrerdir. Ve sâ’ir k›lâ‘lar›m›z›n varofllar›ndan mâ‘adâ hark u hasâret ve gâret ü h›yânet etmedik yer mi kor" dedikde hemân cümle Kanije gâzîleri Boflnakça,
"Amân devletli çeflteti vezîr yâ bu kal‘ay› ala, yere berâber ede, yâ bizim evlâd›m›zla cümlemizi k›ra" deyü feryâd etdiklerinde hemân Köpürlüzâde i Âsaf-dilîr "Bismillâh niyyetü'l-gazâ" deyüp dâmen der-miyân edüp inflâallâh bu kal‘ay› mu‘cizât › Muhammedü'l-Mustafâ berekât›yla feth edüp Kanije gâzîlerinin nutuklar› üzre kal‘ay› la€›mlar ile münhedim edüp ba‘dehu siz ihtiyârlar›n müflâvere i hayrlar› üzre nehr i Raba cânibleri ve Ni‘met-Uyvar taraflar›n ve tâ kal‘a i Tata'ya ve kal‘a i Papa'ya ve kal‘a i Piresprim'e ve kal‘a i Senmartin'e ve kal‘a i Yan›k'a var›nca nehb ü gâret ve alan u tâlân ve cümle küffârlar› nâlân ederek kal‘a-i Budun'a ç›kal›m, {m›sra‘}
Görelim âyîne i devrân ne sûret gösterir
deyü bu m›sra‘› terennüm etdikde taraf taraf,
"Ma‘kûldur sultân›m" deyüp Kazanc›zâde Süleymân A€a ve Hac›zâde Efendi Fâtiha deyüp ba‘de'd-du‘â ve's-senâ ile hemân sene 1074 târîhinin mâh › ( ) gününde Dergâh › âlî Yeniçeri a€as› Sâlih Pafla'ya ve kethudâ be€e ve topçuyân ve cebeciyâna ve erbâb › tîmâra ve erbâb › zu‘amâya meterise girmek içün fermânlar olunup alâ melei'n-nâs cümle leflker i muvahhidîn rûz › rûflende meterise girince derûn-› hisârdan küffâr dahi flarâb › bî-hicâb›n içüp gözleri k›z›l kana müsta€rak olup asâkir i ‹slâm üzre toplar› ve tüfengleri ve kumbaralar› eyle ya€d›rd› kim her top güllesi bir a€aca ve her a€aç pâresi bir âdem kellesine isâbet edüp üç yüz aded gâzîler cümle bir ânda flehâdet câm›n nûfl edüp mest i elest serhoflu oldular ve bizim balyemezlerimiz dahi yedi koldan kal‘an›n sîne i pür-kînesine isâbet etdikde zerre kadar rahne vermeyüp cemî‘i güllelerimiz kal‘an›n a€açlar› aras›na girüp gâ’ib olurdu.
Âhir i kâr Sadr›a‘zam hazretleri Kanije gâzîlerinden niçe yüz aded mücâhid fî-sebîlillâhlardan Kurflumcuo€lu nâm ve Yunak Ali nâm ve Müftîzâde ve Vâ‘izzâde nâm kimesneleri huzûruna ça€›rup,
"Bu Yenikal‘a sizin hudûdunuzdad›r ve her ahvâllerine vak›f › esrârs›z. Her nice mümkün ise kal‘ay› dö€ecek ve tabya çatacak ve la€›m ve meterisler nasb olacak ve kubur ve toprak sürülecek yerlerine cümle askerimizden ziyâde vukûf u flu‘ûrunuz vard›r. Bu kal‘an›n her umûruna mukayyed olas›z" deyü Kanije gâzîlerinden yigirmi nefer kimesnelere hil‘at i fâhireler geydirüp her birlerine yüzer altun ihsân olunup Yeniçeri a€as› Sâlih Pafla'ya bu Kanijelileri teslîm edüp anda müsâfir oldular. Ve ol gün yedi vezîre ve cümle ifl erlerine tenbîh ü te’kîd olunup,
"Bu Kanijelilerin re’y [ü] tedbîrlerine muhâlif bir ifl görülmeye" deyü fermânlar sâd›r olup cümle vüzerâ ve vükelâlar "Sem‘an ve tâ‘aten" deyüp kol kol maslahat görme€e mukayyed oldular.
Hakîkatü'l-hâl mezkûr Kurflumcuzâde ve Yunak Ali ve Pîrbe Fazlî nâmân [184a] kimesneler yetmifl tâsdan geçmifl semm i helâhil-vâr her biri birer âtefl-pâre flecî‘ u bahâd›r ve gâzî ve maslahat-güzâr u megâzî nâmdâr er o€lu erler ve birer dâne i merdüm serverler idiler. Anlar›n hüsn i tedbîrleri ile bu Yenikal‘a'y› yedi koldan muhâsara etme€e mübâfleret edüp günden güne ceng i azîm müflted oldu.
Evvelâ Anadolu eyâletiyle kal‘an›n cânib i flimâlinden K›bleli Pafla dö€erdi. K›rk alt› oda ile Yeniçeri a€as› Sâlih Pafla Sadr›a‘zam kolundan dö€erdi. Ve Rûmeli eyâletiyle sa€kol Kara Mustafâ Pafla dö€erdi. Ve Haleb eyâletiyle Gürcî Mehemmed Pafla dö€erdi. Ve Budum eyâletiyle ‹smâ‘îl Pafla dö€erdi.
Hulâsa i kelâm bu kal‘ay› yedi koldan yetmifl kat meterisden bu tertîb üzre küffâra fleb [ü] rûz göz açd›rmayup dö€erlerdi, ammâ kal‘aya zerre kadar rahne isâbet etmezdi. Bu hâl üzre on birinci günde handak kenâr›na var›ldu€u gün K›bleli Pafla flehîd olup civâr › rahmete vâs›l olup na‘fl›n› ( ) ( ) defn etdiler.
Ve fiâm eyâleti ( ) paflaya ihsân olundu. Ve ol gün üç yüz yi€it dahi flehîd oldu. Ve her bâr kal‘a içine kumbaralar›m›z düfldükçe küffârlar dahi kar›nca gibi k›r›l›rd›, lâkin kal‘an›n cenûb taraf› nehr i D›rava kenârlar› olmak ile nehir üzre mezkûr cisrden her bâr k›r›lan askerleri yerine dinç-â-dinç imdâd leflkeri gelüp pâre pâre ceng i savafl › perhâfllar edüp ale'd-devâm zahîreleri gelirdi, ammâ bi-fazlillâhi Ta‘âlâ Kanijeli Kurflumcuo€lunun re’y [ü] tedbîr i ahseni ile kal‘a handak kenâr›ndaki flaranpavlar›n ve kal‘a gö€sünde olan d›raht › müntehâlar›n bir yan›ndan s›ra vard›, top güllelerine k›rd›rup kal‘a dîvâr›n›n içinde dolma topra€› nümâyân olma€a bafllad›. Mukaddemâ kal‘an›n sadr›na mukâbelesinden top güllesi urdukça aslâ zarar etmezdi.
El-hâs›l bu tertîb üzre kal‘ay› darabât › top › kûp ile câ-be-câ rahnedâr ede ede handak zabt olup kal‘an›n vücûduna el uruldu, ammâ kal‘adan küffâr guzât › müslimîn üzre el kumbaralar›n bârân › la‘net gibi ya€d›r›r ve ol gün küffâr taflra ç›kup meterisleri basmak murâd etdikde bi-inâyetillâhi Ta‘âlâ küffârdan üç yüz kelle ve üç yüz yedi aded esîr al›nd›.
Ba‘dehu kal‘ay› dest-rese alma€a kâbiliyyet i küllî gelmek ile handak içre kubur nâm la€›m yollar› varup guzât › müslimîn ve cerâhor ve serâhorân kal‘an›n esâs›na kar›nca gibi girüp kimi kaz›klar›n keserlerle keserler ve kimisi kesdiklerin çekerler ve niçe gâzîler palankan›n çubu€un ve kimisi a€açlar›n kabu€un koparup a€açlara neft ü katrân sürüp âtefle yakarlard›. Kal‘a içre olan küffâr › H›rvat u mühmelât u çepelâtlar cân u bafldan geçüp ol kadar ihtimâm › cidd ü cehd edüp birbirlerinin üzerlerine bin cân verüp kal‘an›n bir a€ac›na bin kan edüp bin cân verirlerdi.
Ve kal‘alar› cedîd olup her fleyleri metânet üzre mebnî olma€ile kuvvet i kalbleri var idi. Rûz [u] fleb karflu tarafdan cisir üzre imdâdlar› gelüp muhâsara olunmam›fl gibi olurlard›. Ol ecilden bî-bâk ü bî-pervâ ceng [ü] cidâl ederlerdi. Kapu tabyas› üzre azîm toplar ve saçma toplar ihdâs eyledi. Def‘ i karîn etmek içün tabyalar üzre gûnâ-gûn fleytanatl› eflyâlar dizmifl. Andan içeri tabyalar üzre azîm üzre dâ’iren-mâdâr üçer âdem kaddi derin handaklar kazm›fl ve iç yüzüne büyük amûdlara harbalar ve demir çengeller dizmifl. Ve niçe gûne hiyel ü fleytanat ile paçar›zlar ve çarh › felekler düzmüfl ve niçe bin elvân lu‘bedebâzl›klar ile âtefl-feflânl›klar edüp püskürme la€›mlar etmifl.
Hikmet i Hudâ bir gün guzât › müslimînden on aded bahâd›r yi€itler bir yere cem‘ olup "‹nflâallâh fursat ve nusret bizimdir, (bizimdir)" deyü kal‘aya yürüyüfl etme€e muntaz›r dururlarken kal‘an›n kapusu üstünden mel‘ûn kâfir bir balyemez top at›nca hikmet, mezkûr on aded gâzîlerin cümlesine top güllesi isâbet edüp cümlenin sol ayaklar›n kiminin topu€undan ve kiminin inci€inden götürüp alt›s› flehîd ve befli gâzî vü sa‘îd oldular.
Hikmet bu kim bu on aded âdemin def‘a i vâhidede bir top darb›ndan emr i ittifâk› cümlenin sol ayaklar› flikeste oldu€u acâ’ib ü garâ’ibâtdand›r. Belî bir top güllesi bin iki bin âdeme isâbet eder fleydir, cümlesinden güzer eder, ammâ hikmet ü garâbet bunda kim cümle on âdemin sol ayaklar›na isâbet etdi€indedir.
Âye[t]: 1 bi-kudretihî ve yahkümü mâ-yürîdü bi-izzetihî"
Ve bundan mâ‘adâ niçe bin âdem mecrûh ve flehîd olurdu. Bir ferde dehflet gelmeyüp cengden el çekmediler. Bir zâb›ta merhamet gelüp vücûd › insâna terahhum etmediler. Hemân cümle guzât › müslimîn hacer ü flecer makûlesi mesâbesinde [184b] olup hâkile yeksân ve pâymâl ü rimâl olup her mecrûh bir künc i mihnetde ac u zâc ve susuz merhûm olurlard›.
Hikâye i münâsib: Pederimiz merhûm ve ma€fûrun leh Dervîfl Mehemmed Z›llî hikâye ederlerdi kim,
"Süleymân Hân ile sene 943 târîhinde Venedik'in Körföz nâm cezîresi kal‘as› cenginde ma‘an hâz›r idim. Kal‘an›n cânib i erba‘as›n dö€e dö€e münhedim etdikden sonra yürüyüfl edüp kal‘an›n feth olmas› husûlü mümkün iken yeniçeri kolundan dörd aded âdemün flehd i flehâdetin Süleymân Hân görüp kal‘an›n fethinden ol ân Süleymân Hân › zamân ferâ€at edüp Körfös'den bî-feth avdet etdiklerinin asl› dörd aded binâullâh bir akçe etmez kal‘a içün flehîd olduklar›ndan avdet etdiler" deyü pederimiz hikâye ederdi. Rahmetullâhi aleyhim.
Hulâsa i kelâm böyle iken hâlâ asr›m›z manzûrumuz olan gazâlarda evvelâ kal‘a i Azak gazâs›nda sene ( ) târîhinde Deli Hüseyin Pafla serdâ[r]›m›z iken on iki bin aded mahlûk › Hudâ flehîd rütbesinde vâs›l › cinân olup camadanlar› ve âlât › silâhlar›n beytü'l-mâlc› zabt edüp ser i kârda olanlardan bir merd i nâmerd rahm etmeyüp ah vâh demeyüp ol fliddet i flitâda Azak'dan Deli Hüseyin Pafla bî-feth avdet etdikde Kazak › Âk elinde kal‘a i Azak da on bin aded merd guzât › müslimînimizden esîrimiz kald›lar.
Netîce i kelâm sene ( ) de Hanya kal‘as› fethinde ve sene ( ) de Yanova kal‘as› fethinde ve Arat fethinde ve sene ( ) de kal‘a i Varat fethinde ve sene 1073 Üstürgon ve Uyvar kal‘as› ve Litre kal‘as› ve Leve kal‘as› ve Novigrad kal‘alar› fethinde niçe yüz bin ibâdullâh flehîd olup ve mecrûhan hâk i mezelletde âh [u] enîn ile merhûm olup kimesne terahhum etmediklerinden bu Yenikal‘a'da dahi guzât › müslimîn k›r›lmad›n cânlar›na geçüp ac u zâc olduklar›ndan mâ‘adâ zâbitlerinin huluvv i lisânlar› da olmad›€›ndan cüyûfl › müslimîn batiyyü'l-hareke ceng etme€e bafllad›klar›ndan küffâr › hâksâr dahi ziyâde flîrînleyüp kal‘an›n fethi günden güne müflted olup bu gazâda benî Âdem kan› de€il belki âdem cân› sebîl-vâr cereyân ederdi.
Bu günlerde Âsitâne i sa‘âdet taraf›ndan Hünkâr Hazînedâr› Yûsuf A€a sene 1074 mâh › Zilka‘de'sinde fiehzâde Mustafâ ibn Mehemmed Hân › Sâlis'in sülâle i zülâlesi vücûda geldi€inin müjdesiyle gelüp ordu y› ‹slâm'da top u tüfeng flâdumânlar› olageldi€i minvâl üzre üç gün flâdumânlar oldu, ammâ ne çâre dahi kal‘a feth [ü] fütûh olmad›€›ndan hakîr kal‘a alt›nda mahpûs gibi oturmadan bîzâr olup âyâ ne cânibe bir teveccüh etsem derken hikmet i Hudâ Tatar Hânzâde Sadr›a‘zamdan hil‘at geyüp yigirmi bin Tata[r] askeri ve befl yüz aded tüfengli serhad gâzîleri kâfiristân› nehb ü gârete me’zûn olduklar›nda,
Bu hakîr mezkûr gâzîler ile {vilâyet i Dodoflka}, vilâyet i Mekemorya, vilâyet i ‹slovin'e gitdi€imizi beyân eder
Hemân bu abd i kemter alt› aded atl› yarar güzîde gulâmlar›mla "Bismillâh niyyetü'l-gazâ" deyüp iki yerden gayret kufla€›n kuflanup otuz alt› bin Tatar › adû-flikâr ile Yenikal‘a alt›ndan kalkup garb cânibine bir gün se€irdüp sâfî d›rahtistân ve cengelistân içlerinden ubûr edüp nehr i Morava'y› suhûletle bir latîf geçitden geçüp Morava nehri kenârlar› serâpâ kulle kulle birbirlerinden birer top menzili ba‘îd binâ olmufl, hemân ol kullelerin küffâr › füccâr Macarlar› bizi görüp azamet i Hudâ her kal‘a birer top atma€a bafllayup bir ânda cemî‘i kâfiristân› top sadâs› tutup cihâna haberimiz flâyi‘ oldu, ammâ küffâr›n bu haber toplar› atd›€›na bakmayup cümle yorgun atlar›m›z› tebdîl edüp dinç atlara süvâr olup ol gün ol gece yine cânib i garba göz açd›rmayup çapd›k.
Hamd i Hudâ cümle küffârlar› köylerinde ve yerli yerlerinde ve menhûshâne olan evlerinde bulup bir fezâ y› mahsûldâr içre yetmifl seksen pâre ma‘mûr u âbâdân belîdeleri ale'l-gafle fleb-hûn edüp ol ân amân u zamân vermeyüp köylerin mâl › ganâ’imleri ve havvânâtlar›n alup köyleri âtefl i Tatar'a urup hâk ile yeksân edüp andan yine cânib i garba se€irdüp tâ kal‘a i azîm Saboç'a varup sahrâs› içre zirâ‘atde ve b†u bâ€çelerinde h›râsetde olan küffârlardan ân › vâhidde kâmil üç bin kadar ‹slovin mahbûbu ve mahbû[be]lerin giriftâr › bend i hicrân edüp bunda dahi hadden bîrûn ve k›yâsdan efzûn kelepür zî-k›ymet eflyâlar alup mansûr u muzaffer olup yine cânib i flimâle se€irdüp,
Evsâf › kal‘a i ‹slançe
Bu dahi Zirino€lu hükmünde ve ‹slovin hudûdunda bir hafleb hisâr › üstüvâr idi. Her ne hâl ise varoflunu ›hrâk [edüp] ganîmet almak murâd edindi€imizde me€er varoflunun bir köflesinde iç kal‘a-misâl kal‘as› var imifl. Bize ol kadar toplar atup gülleler urdu kim askerimiz içinde gülleler kellelerimiz üzre kufl gibi sekerdi. Çok atlar›m›z›n ayaklar›n mecrûh edüp cümle bo€azlayup atlar›n etlerin yedik. Ba‘dehu ganîmet al›nan atlara süvâr olup bu fezâda olan kurâlar› [185a] cümle nehb ü gârete âheng edüp binden mütecâviz esîr al›nd›, ammâ mahbûb s›byânlar› yok idi.
Andan ol gece bu ‹slançe sahrâs›nda meks edüp ale's-sabâh yine semt i garba se€irdüp,
Sitâyifl i kal‘a i Rodolsek
Bu dahi sedd i ‹skender-vâr bir hisâr › üstüvârd›r. Nehr i Pâk kenâr›nda flekl i muhammes bir fieddâdî binâ nümâyân idi, ammâ âtefl i Nemrûdu havfinden yan›na var›lmayup bir hayli mesâfe i ba‘îdeden cümle asâkir i ‹slâm ile ubûr edüp Rodolse nâm bir göle arka verüp meks etdikde elini vilâyetini harâb u yebâb etme€e cümle asker gidüp cânib i erba‘am›z[a] karavullar koduk.
Hakîr dahi at üzre hüddâmlar›mla cânib i erba‘aya dîdebânl›k ve mihribânl›k ederdim. Hamd i Hudâ bir düflman zâhir olmayup on binden mütecâviz at ve üç bin esîr ve sâ’ir ganâ’imât hisâb›n Çalap Allâh bilir.
Ve bu mahallin cenûb taraflar›nda bir merhale yer da€lar›n ard› âsî Venedik Körfezi deryâs›n›n nihâyetidir kim cezîre içinde kal‘a i Venedik bir sevâd › azîm flehir gibi nümâyân idi. Ertesi gün bu da€lar› aflarken cümle askerin ittifâk›yla eli k›l›ca yap›flma€a kâdir olan küffârlar› cümle k›l›çdan geçirüp ancak mû€pîçelerin al›koduk.
Ba‘dehu ol yaylay› aflup Venedik deryâs› sâhilinde ma‘mûr u âbâdân yerleri ubûr edüp,
Der-beyân › vilâyet i Dodoflka
Bundukanî Venedik hudûdunda olup bu vilâyetin deryâ kenâr› Venedik'indir. Da€lar› ve yaylalar› Nemse çâsâr› hükmünde sene ( ) târîhinde Melek Ahmed Pafla merhûm efendimiz Bosna vâlîsiyken Zadra kal‘as› alt›ndan yedi gün yedi gece se€irdüp yine bu Dodoflka vilâyetin gâret edüp hadden efzûn mâl › ganâ’im üsârâlar alm›fld›k. Hamd i Hudâ bu sene i mübârekede yine bu diyâra kadem basd›k, ammâ leb i deryâ olan k›lâ‘lar bizi görüp niçe bin toplar at›lup cemî‘i küffâr mâl › ganâ’imleriyle ve evlâd [u] ensâblar›yla kay›€a binüp deryâda gözetme edüp durdular. Ve niçe bin aded kay›klar ve gemiler kal‘a i Moran'a gitdiler. Gayri küffârlar kal‘alar›n sedd edüp kald›lar.
Ba‘dehu cümle kurâlar›n›n mümkün olan varofllar›n ›hrâk bi'n-nâr edüp iki gün iki gecede bî-bâk ü bî-pervâ sâhil i bahirde kona göçe yaka y›ka üç bin aded Dodoflka Firengi esîri ald›k. Lisânlar› Nemse ve H›rvad ve Firengce fasîh bu esîrlerin söz bilenlerinden su’âl edüp "Bizim Türk vilâyeti yak›n m›d›r?" dedi€imizde,
"Belî yedi günde sizin Bosna-sarây›na var›l›r. Yar›n kalksan›z bizim Zadra kal‘as›n geçersiz ve S›dovrina kal‘an›za var›rs›z. Andan Odvina kal‘an›za, andan Lika kal‘an›za, andan Hilevne kal‘an›za var›rs›z. Bizim Zadra'dan öte Filek taraf›na cümle sizin Türk'ün vilâyetidir" deyü esîrler sahîh haber verdiler, ammâ cümle gâzîler kâfirlere i‘timâd etmeyüp bu hakîre su’âl etdiklerinde hakîr eyitdim:
"Belî Melek Ahmed Pafla ve Tekeli Mustafâ Pafla ile fiibenik kal‘as› seferinden berü yedi kerre bu dâr › diyâr düyûrlar› devr etdim. Bu esîrler sözlerinde kâzib de€illerdir, sehel sâd›klard›r" dedi€imde hemân cümle Tatar eydir:
"Gelin gâzîler flu kadar mâl › ganâ’imle yar›n selâmet ‹slâm vilâyetine girüp Bosna flehrinde cümle esîrleri fürûht edüp gök bafll› gurufl edüp salt [u] sebükbâr kald›kda gerü dönüp yine kâfiristân›n bir taraf›n seküp inflâallâhu Ta‘âlâ ganîmetle Yenikal‘a alt›na varal›m" dediklerinde cümle serhad gâzîleri bu re’y [ü] tedbîre r›zâ vermeyüp yine vilâyet i Dodoflka'dan gerü flark cânibine bir gün bir gecede da€lar içre gidüp aslâ âdem ve âdemî-zâtdan bir fley bulmayup hâ’ib ü hâsir sarpl›klar aflup ertesi gün yine se€irdüp,
Dostları ilə paylaş: |