Ahvâl i hâkimân ı İmâdiyye: Eyâlet i Bağdâd'da iki tuğlu mîr i mîrân pâyesiyle ber-vech i te’bîd hükûmet i azîmdir kim kırk bin tüfeng-endâza ve elli bin ulemâya ve üç kerre yüz bin re‘âyâ-yı gûnâ-gûna mâlikdir. Ve eyâletinde yüz ( ) aded mîr i aşâ’ir i kabîle ve cümle 176 aded kılâ‘ ı sağîre vü kebîre mâlikdir. İnşâallah her biri mahalliyle tahrîr olunur. Ve kânûn ı Süleymân Hân üzre Şehrezûl hâkiminin hâssından bir akçe eksik hâssı olmak ile hîn i dîvânda İmâdiyye hâkimi Şehrezûl hâkiminin alt yanında oturur. Ve Irâk seferleri oldukça Şehrezûl hâkimiyle İmâdiyye hâkimi talî‘a i asker i İslâm olup çarhacı olur. Diyârbekir hâkimi dümdâr olur.
İmâdiyye diyâr ı Kürdistân'da ulu hükûmetdir, andan Hakkarî'dir, andan hâkim i Bitlîs'dir, andan hâkim i Cezîre i Ömer'dir ammâ İmâdiyye hâkimine ülkesinden ber-vech i adâlet beher yevm birer kile i Âmidî mâl tahsîl olunur ve eyâletinde asla timâr u ze‘âmet ve alâybeği ve çeribaşı ve serdâr u dizdâr ve kethudâyeri hâkimleri yokdur. Cümleten melik kendüsü hâkim i dünyâdır ve ba‘zı müverrihler hâkim i Behdînân derler. Ve hâkim i Seyyid Hân ve hâkim i İmâdiyye ve hâkim i Âmidiyye, Âmide bir melike ismidir. Bir zamân bu diyârda Hânzâde Hanım'e diyârında melike olduğu gibi Âmide dahi bu diyârda melike olmağın hâkim i Âmidiyye derler, ba‘zılar İmâdiyye, Âmidiyye'den galatdır derler ammâ bu İmâdiyye kal‘asına lisân ı İbrî'de Til Harîr derler. Ve lisân ı Arab'da Cebel i Akreb derler ve lisân ı Pârisîde kûh ı Kerdüm derler ve lisân ı Ekrâd ı Lulu'da Baytanûr derler ve lisân ı Zaza i Ekrâd'da Âmidiyye, fasîh u belîğleri İmâdiyye derler ve lisân ı Moğolî'de ibtidâ Keyûmers binâ etdiğiyçün Til Keyüm derler ve lisân ı Rûm'da Dârâ Şâh'ın yaylağı olmağile bu İmâdiyye'ye Dârâ Piğados derler ve lisân ı kadîm i Ermen'de ( ) derler.
Hakkâ ki arz ı Irâk'da böyle bir sedd i Kahkahâ-misâl kal‘a i bî-misâl görmedim. Diyâr ı Anadolu'da kal‘a i Karahisâr ı Sâhib ya‘nî Afyonkarahisârı ve diyâr ı Rûm ı Erzurûm'da kal‘a i Kemâh ve diyâr ı Ermen'de kal‘a i Van ve diyâr ı Âzerbaycân'da kal‘a i Mekü ve diyâr ı Diyârbekir'de kal‘a i Mardin ve diyâr ı Irâk'da bu kal‘a i İmâdiyye cümleden şöhre i şehr olmuş hisâr ı üstüvârlardan yed i kudret ile kal‘a halk olunmuş bur sûr ı sun‘ ı Allah'dır kim seyyâh ı âlem ve cihân-geşt ü âlem-bîn olanlar ve im‘ân ı nazarla bu kal‘aya nazar edenler bu kal‘anın keyfiyyet i hâlin bilirler, yohsa herkes sâmi‘înden olmağile bu kal‘aya akl u fikr i Aristo irgürmemişdir.
Hatta be-kavl i Yarmenî-i Mıkdısî bu kal‘a i İmâdiyye Dârâ Şâh tahassun edüp kâmil üç sene kefere i Rûm muhâsara edüp bir vecihle bir tarafdan zafer bulamayup Rûm keferelerinin hâ’ib ü hâsir gitdiklerin mufassal yazmış. Ya‘nî tâ bu mertebe kûh ı bülend üzre bennâsız binâ olunmuş kal‘a i zîbâdır. Ve sâhib-hurûc Timur Hân dahi kal‘a i Van ve kal‘a i Mardin'e ve kal‘a i Amasiyye ve bu kal‘a i İmâdiyye'ye aslâ bir çâre edemeyüp me’yûs ve hüsrân gitmişdir. Ve ol asırda bu İmâdiyye hâkinde kûh ı bâlâlar içre bin yedi yüz pâre kend i ma‘mûr [u] âbâdân kurâlar olup dağ u taşı âdem deryâsı imiş.
Ammâ hâlâ müsinn kimesnelerin nakli üzre yedi yüz pâre kend i ma‘mûr kalmışdır. Ammâ cümle ahâlîsi Şâfi‘îyyü'l-mezheb ve mü’min ü muvahhid kimesnelerdir kim cümle bây u gedâsı şer‘ i şerîfe mutî‘ u münkâdlardır. Ve dahi hân ı âlîşândan gayrı bir hâkimi dahi devlet i Âl i Osmân tarafından üç yüz akçe pâyesiyle kadısı [377b] vardır ve mezâhib i erba‘adan şeyhülislâmları ve nakîbi'l-eşrâfı ve şâhbenderi ve muhtesibi ve bâcdârı vardır.
Eyâlet i İmâdiyye'de olan sancak beğlerin beyân eder: Cümle ( ) aded hâkim ümerâlardır kim tabl [u] alem sâhibleridir. Lâkin Âl i Osmân ümerâları değillerdir. Cümlesi İmâdiyye hâkiminden hil‘at giyüp hâkim olur ammâ anlar da mâbeynlerinde ocaklık üzre hükûmet sâhibleridir. Bir sefer olsa İmâdiyye hâkimiyle sefer eşerler. Taht ı hükûmetlerinde aslâ timâr u ze‘âmet yokdur. Ebvâb ı mahsûlâtları İmâdiyye hâkimi gibi kendülere hâs kayd olunmuşdur. Bu ümerâlardan biri fevt olsa kânûn üzre İmâdiyye hâkimi vâlî i Bağdâd'a arz etmeden oğluna veya bir akrabâsına sancağın verir. Eğer akrabâsı yok ise bir gayrı müstahıkkına verüp kalemiyye avâ’idinin nısfın İmâdiyye hâkimi ve nısfın Bağdâd vâlîsi kalemiyye almak kânûn ı Süleymân Hân'dır. Evvelâ mîr i livâ yı Akra ve mîr i livâ yı Şuhoy Muhammed Beğ ve mîr i livâ yı Zaho ve mîr i livâ yı Dühük ve mîr i livâ yı Muzurî ulu sancak sâhibidir. Ve mîr i livâ yı Zıbarı bu dahi yigirmi bin tüfeng-endâza mâlikdir. Akra sahrâsın kavm i Zıbarı dutmuşdur. Ve mîr i livâ yı Zaho, nehr i Habur sâhilinde ulu sancakdır.
....................(2.5 satır boş)....................
Ülke i İmâdiyye'nin mîr i aşîretlerin beyân eder: Evvelâ cümle ( ) aded tabl [u] alemsiz aşîret beğleridir. Evvelâ aşîret i Sindî ve aşîret i Selvâne ulu aşîretlerdir. Bu ikisi Zaho sancağı beğine tâbi‘lerdir. Sindî ve Selvâne nâm câmi‘ ve hân ve hammâm ve medrese ve çârsû-yı bâzârlı kasabaları var biner hâneli ve bâğ ı İremle ma‘mûr u müzeyyen rabtaları vardır. Ve,
....................(5 satır boş)....................
Der-sitâyiş i eşkâl i zemîn i kal‘a i İmâdiyye: Evvelâ bu kal‘a i İmâdiyye kûh ı bâlâlar içre sa‘b u sengistân u çengelistân cebel i âlîler içre sa‘bu'l-mürûr râhlar ile ubûr olunur bir püşte i şâhika üzre eflâke kad çekmiş bir sûr ı siver gibi bir sedd i Kahkahâ hisâr ı ra‘nâdır. Cânib i erba‘ası mahsûldâr kûh ı bâlâlardır. Kal‘asının aşağı dereleri serâpâ bâğ ı İrem-misâl; ravza i Rıdvân'dan nişân verir mahsûldâr bâğ ı cinânlardır. Ve bu kal‘anın cânib i şarkîsinde ( ) menzilde kal‘a i Akra'dır ve cânib i şimâlinde dörd menzilde vilâyet i Hakkarî hânıyla müşâdır kim Çölümerk kal‘ası pây ı taht ı hân ı Hakkarî'dir. Anın şimâlinde iki menzilde kal‘a i Pîzân'dır kim Hakkarî hânı karındaşı Hüsrev Paşa bu kal‘a i Pîzân'da olur. Ve bu İmâdiyye'nin şarkıyla şimâli arasında ara yatıda kal‘a i Şuhoy'dur. Anın şimâline karîb kal‘a i Baytanûr'dur. Bu iki kal‘ateyn İmâdiyye ile Hakkarî ülkesi mâbeynine vâki‘ olmuşdur. Ve bu İmâdiyye'nin cânib i garbîsinde kal‘a i Dühük'dür.
Bu gûne ta‘rîf u tavsîfden murâd oldur kim bu kal‘a i İmâdiyye cemî‘i Kürdistân'ın ve Arab u Acem'in tâ ortasında vâki‘ olmuş kal‘adır kim cânib i etrâfında olan seng i hârâlarında niçe kerre yüz bin gûne murg ı vahşî âşiyân dutmuş İmâdeddîn kal‘asıdır. Cânib i ( ) urûc olunur. Ancak bir yolu vardır ve cânib i erba‘ası çâh ı gayyâdan ve derk i esfelden nişân verir mahsûldâr âb ı revânlı bâğlı u bâğçeli derelerdir kim bir tarafından kal‘aya zafer mümkin değildir. Bu derelerin mâbeyninde vâki‘ olmuş seng i hârâlar üzre bir kal‘a i yed i kudretdir kim her tarafından aşağı nazar edenin zehresi çâk olur. Gerçi böyle seng i bâlâ üzre niçe sa‘b hisâr ı metîneler var ammâ daracık kal‘a i sağîrelerdir. Ammâ bu İmâdiyye şâhikası bir vâsi‘ sahrâlı ve çemenzâr yerli ve hân sarâylı ve bâğlı u bâğçeli ve servî dırahtlı ferah-fezâ yalçın kayalı zemîndir kim bu kûh ı bülendi bir âdem ( ) sâ‘atde devr eder. Niçe yeri [378a] arz ı hâlî olduğundan mâ‘adâ şehrin cümle mezâristânı kal‘a içindedir.
....................(1,5 satır boş)....................
Ve şekl i müdevverden tûlânîce kûşe kûşe vâki‘ olmuş bir sûr ı ibretdir. Dâ’iren-mâdâr cirmi âheste reviş ile cümle ( ) ( ) adımdır. Ve cümle iki aded kal‘a kapusu vardır. Evvelâ cânib i şarka Zıbarı kapusu mekşûfdur. Bu iki kat kapu mâbeyninde bir seng i hârâ vardır. Hîn i fetihde Hazret i Alî radıyallahu anh düşmana karşu ol taşı Zülfikâr ile iki pâre etmişdir. Bi-emri Hudâ gûyâ mânend i hıyar dilmişdir. Hâlâ makâm ı Alî nâmıyla ziyâretgâh ı ünâsdır. Ve cânib i garba bâb ı Muzurî meftûhdur. Bu kapuya Musul kapusu dahi derler. ( ) ( ) ( ) ( ) Bâbü'l-ebvâb misilli metîn kapulardır.
Ve bu kal‘anın etrâfında asla handak yokdur handağa ihtiyâc değildir. Zîrâ her cânibi esfel dereleridir. Ve sâ’ir kılâ‘ ı metîneler gibi etrâfında metîn kulleler ve tabyalar ve fosticse ve mazgallar yokdur. Ancak Hudâyî bir kal‘a i kudretdir.
Sitâyiş i imâret i kal‘a i İmâdiyye: Şâhbender defteri üzre derûn ı kal‘a i İmâdiyye'de cümle ( ) aded hânedân u sarây ı âlîler u tahtânî vü fevkânî kârgîr binâ büyût ı ra‘nâlardır. Ve cümle kireç ve cir u cıbıs ve hâk i pâk ile mestûr külbe i ahzân-ı ma‘mûrlardır. Cümleden Hân Sarâyı Muzurî kapusunun iç yüzünde bir köşeye vâki‘dir. Bu sarây ı azîm gûyâ İmâdiyye kal‘asına iç kal‘a vâki‘ olmuşdur. Yüz elli aded hücre i ma‘mûrlar ile ârâste ve dîvânhâne ve hammâm u kâ‘alar ile pîrâste olmuş sarây ı azîmdir. Bin on seneden berü gelen hân ı hânân mülûk ı selâtîn i Abbâsiyân'ın her biri birer âsâr ı binâ zamîme ederek kasr ı Havernak-misâl bir sarây ı pür-kemâldir. Ve bu sarây içinde bir meydân ı azîmin bir köşesinde bâğ ı İrem-misâl ;bir bâğçesi var ve anda iki aded sebz-gûn zümürrüd-misâl serâmed serv dırahtları var kim her gören "Sübhânu'l-Hallâk!" deyü engüşt ber-dehen edüp ta‘accüb eder. Ve bu bâğçe kurbünde seng i hârâdan Sultân Hüseyin İmâdiyye'de sikke ve hutbe sâhibi iken bir çâh ı mâ kazdırmış, umku yetmiş zirâ‘ ı Mekkîdir ammâ âb ı hayâtdan nişân verir. Cümle sarâyın enderûn [u] bîrûnunda hân ile sâkin olanlar bu bi’r i zülâlden dollâblar ile su çeküp nûş ederler ve gayrı levâzımâtlarına mâ i zülâlden isti‘mâl ederler. Ve bu sarây ı azîmin cümle revzenleri cânib i ( ) küşâde olup cihân-nümâ maksûreler ile müzeyyen bir taht-gâh ı Âl i Abbâsiyân'dır. Ancak meydâna nâzır bir kapusu gûyâ kal‘a kapusudur. Ve bu Hân sarâyı kurbünde yine Muzurî kapusu iç yüzünde Zıbarı beği sarâyı dahi meşhûr ve ma‘mûr u müzeyyen sarâydır. Ve yine Hân sarâyı meydânına nâzır Muzurî kapusu kurbünde Muzurî beği sarâyı, bu dahi İmâdiyye ve Kürdistân'da meşhûr hânedândır. Ve Mezâristân meydânında Kadı efendi sarâyı mahkeme i şer‘ i Resûl i Mübîn'dir kim dîvânhâne ve hücreleri cümle kal‘a bedenleri üzre vâki‘ olup cihân-nümâ bir hevâdâr sarây ı ra‘nâdır ve Şeyhülislâm Monlâ ( ) Efendi sarâyı
....................(2.5 satır boş)....................
Kal‘a i İmâdiyye içre olan cevâmi‘leri beyân eder
Cümle ( ) aded mihrâbdır. Cümleden mükellef ve mükemmel câmi‘ i selef i selâtîn kal‘a içinde Hân Sarâyı kurbünde Ulucâmi‘, sene ( ) târîhinde ( ) ( ) binâsıdır. Bundan ulu câmi‘ yokdur. Cümle amûdlar üzre kârgîr kemerler ile toloz binâlı câmi‘ i kadîmdir. Lâkin kurşum örtülü değildir. Serâpâ Horasânî kireç binâ ile mestûr mezgitgâh ı ma‘mûrdur. Mezheb i Şâfi‘î'de cum‘a namâzı sahîh olsun içün bu câmi‘de salât ı cum‘a edâ olunur câmi‘ i azîmdir. Ammâ sâ’ir diyârın cevâmi‘leri gibi maslûbât âvîzeler ile ve harîr halıçalar ile döşenüp müzeyyen değildir. Ammâ gâyet cemâ‘at i kesîreye mâlikdir. Ve ancak bir minâresi var imiş, zelzeleden münhedim olup nısfı kalmış.
....................(1 satır boş)....................
Ve bu Ulucâmi‘e muttasıl Kubad Beğ nâm bir mîr i hümâm bir câmi‘ binâ etmeğe mübâşeret edüp nâ-tamâm kalup ancak minâre i bâng ı Muhammedîsi tamâm olmağile evkât ı hamsede ezân ı Muhammedî bu minârede okunup Ulucâmi‘in münhedim minâresinde ezân okunmaz, dâ’imâ mu‘attaldır. Hudâ imâr ide. [378b] ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) Bu câmi‘lerden mâ‘adâ mesâcidlerdir.
Sitâyiş i dârü't-tedrîs i âlimân ı İmâdiyye;
Cümle ( ) aded dârü't-tahsîl i ulûmdur. Cümleden mükellef ü mükemmel ve kadîm medrese i Kadı, kârgîr binâ-yı azîmdir. Bunda bir kerre Bismillah diyen mahrûm olmayup elbette müfessir ü muhaddis olmuşdur. Hareminde bir servi dırahtı vardır kim bu felek i atlas ı ahdarda eyle bir serâmed mevzûn bir serv i sebz-gûn görülmemişdir. Berk i pîçâ-pîçinin râyiha i tayyibesi dershânların dimâğların mu‘attar eder. Ve bu medrese kurbünde bir âb ı zülâl kuyusu vardır, umku elli kulaçdır.
Ve medrese i Emîrhâc, evkâfı ma‘mûr ve kitâbhâne hazînesinde on bin pâre kütüb i nefîsesi mestûr medrese i Emîrü'l-Hac'dır.
Ve medrese i Zıbarı, dergâh ı azîmdir. Ekseriyyâ kavm i Zıbarı talebeleri vardır.
Ve medrese i Murâd Hâniyye, âsitâne i kübrâdır. Her suhteye hücre-bahâ lahmiyye ve şem‘ıyyesi, vazîfe i mu‘ayyenesi cânib i vakıfdan mâh u sâl bi'l-guduvvi ve'l-âsâl vâsıldır.
Ve medrese i Memkân ya‘nî Memi Hân, bu dahi ma‘mûr ve telâmîzleri mesrûr medrese i dârü's-sürûrdur.
Ve medrese i Melik İzdin ya‘nî Melik İzzeddîn, rûz-merre merreteyn çobrası mebzûldur.
Andan medrese i Seyyid Hân, buna medrese i Nev derler, ya‘nî yeni medresedir. Sene ( ) karîbü'l-ahd binâ olunmağile binâsı ve evkâf akârâtı ma‘mûrdur. Bu medrese kurbünde bir yalçın kaya vardır kim aşağısı çâh ı sa‘îrdir. Vâcibü'l-katl olan kişileri hâkimü'l-vakt ol kayalardan aşağı atdırup ol mücrim âdem pâre pâre olur. Ammâ hikmet i Hudâ bir kerre bir âdemi mücrim deyü sicinden çıkarup bu kayadan aşağı atarlar. Hemân ol âdem murg ı zeyrek gibi ber-hevâ tayerân ederken bi-emri Hâfızullah on aded ukâb kuşları İmâdiyye kayalarındaki âşiyânelerinden pervâz urup mezkûr mücrim herîfi minkâr u nâhunlarıyla kapup alâ melei'n-nâs Seyyid Murâd Hân'ın huzûruna müttehem {zann etdikleri} âdemi koyup yine ber-hevâ pervâz edüp âşiyânlarına giderler. Bu hâli cümle ahâlî i İmâdiyye görüp âlem i hayretde kalırlar. Hemân Murâd Hân herîf i zarîfin kaydbendlerin küşâde edüp eydür: "Ey âdem doğru söyle, sen ne gûne teshîre mâliksin, dürûğ deme, dürüst söyle. Seni rehâ idem!" der. Herîf i mazlûm eydür: "Vallah hânım ahşam vâkı‘amda Hazret i Yûsuf'u gördüm. Safâ geldin benim yâr ı gâr ı refîkim, benim dayf ı mükerremim. Gam yeme ale's-seher biz seni Cenâb ı Kibriyâ'nın on aded melâyikesine bi-emri Hayy ı Kadîr ısmarlarım. Benim gibi sana bu sicinden zarar isâbet etmeyüp halâs olursun. Gam yeme 1 deyüp cemî‘i vücûdum üçer kerre sığayup gâ’ib oldu. Hakîr dahi hâbdan bîdâr ve zevk i derûndan huşyâr olup gördüm ki cümle kaydbendlerim ve kıfl ı hadîdlerim şeşilmiş yerde yatır gördüm. Hemân siccânların havfinden yine bendlerim kendime bend edüp salât ı fecri edâ ederken anı gördüm, beni cellâd ı bî-amânlar huzûruna getirüp bilâ tevakkuf ne cürümde idiğüm benden su‘âl etmeyüp beni yalçın kayadan aşağı ilkâ etmeği fermân etdikde beni atdılar. Bir kerre hırz ı cân ile "Yâ Allah" dedim, anı gördüm, on dane melâ'ike gökden nüzûl edüp beni kapdılar. İşte kendim huzûrunda kodular ve gâib oldular." deyü herîf i mazlûm sergüzeşt [ü] serencâmın nakl edince Murâd Hân herîfin destin bûs edüp helâllık dileyüp âzâd edüp üç bin altun ihsân edüp ehl [ü] ıyâlinin rûz-merre ma‘ûnâtın ta‘yîn eder. Bu ahvâle vâkıf olmuş âdemlerden istimâ‘ edüp bu sergüzeşt i ibret tahrîr olunmuşdur. Hâlâ bu medrese bu kayası kenârında niçe sâhib i sülûklar gelüp ibâdet ederler ve niçeler sicn i Yûsuf'da teberrüken girüp ibâdet ederler, ve's-selâm.
Andan sonra kal‘a i İmâdiyye'nin aşağı deresinde Hân bâğ ı İremi kurbünde bâğlar kenârında medrese i Sultân Hüseyn i âdil, bundan gayrı binâ-yı azîmli ve evkâf ı metînli medrese i kebîr yokdur. Gûyâ bir kal‘adır. Altmış aded kârgîr binâ kıbâblar ile mebnî hücreleri ve dârü't-tedrîsi ve hareminde havz ı azîmi ve selsebîl ü fevvâreleri ve hareminde hıyâbân [u] gül i gülistânı ve hücreleri etrâfında bostânı vardır. Derûn ı medrese sayf u şitâda üç yüz dörd yüz talebe ile memlûdur kim cemî‘i fünûn bu âsitânede kırâ’at olunur ders i Aristo ve Hâkim Sînâ-tabî‘at kimesneler vardır. Ve sâhibü'l-hayrât gâyetü'l-gâye muhibb i ulemâ olmağile bu medreseye elli aded ma‘mûr kurâlar ve,
Mâl ı kâfir hest ber-mü’mini helâl,
deyü kefere kenîselerinden avâid ü fevâid ta‘yîn edüp niçe bâğ u bâğçe ve dekâkîn ü âsiyâb ı âb bu medreseye muttasıl inşâ edüp vakf [379a] etmişdir ve ders i âmın şehrin şeyhülislâmın etmişdir. Bu imâret evkâf ı kavî olmağile her hücrenin talebelerine cânib i vakfdan vazîfe i mu‘ayyeneleri dâyimdir. Ve her hücreye dârü'z-ziyâfesinden birer sofra ta‘âm merreteyn ta‘yîndir. Ammâ bu medrese i azîm cisr i Kophan yanında olmağile kavm i Ekrâd bu medreseye medrese i Kophan derler. Ammâ bânîsi Sultân Hüseyin'dir. Kavm i Ekrâd'ın niçesi medrese i Kubâ derler. Hulâsa i kelâm bu diyâr ı Kürdistân'da on bir sene seyâhat edüp bu medrese i Kophan gibi bî-misâl medrese görmedim. Kal‘a i Mardin'de medrese i Kâsım Paşa ve kal‘a i Van'da medrese i Horhor ve medrese i Hüsrev Paşa dahi meşhûrlardır ammâ bu İmâdiyye'nin medrese i Kophan'ı anlardan ma‘mûr u müzeyyendir. Ve bu kal‘a i İmâdiyye'de mahsûs dârü'l-hadîs ve medrese i dârü'l-kurrâ yokdur. Ammâ cümle medreselerde ilm i hadîs ve ilm i tecvîd görülür. Lâkin ilm i hıfz ı Kur’ân ı Azîm'e ol kadar mukayyed değillerdir. Zîrâ hâfız ı Kelâmullah olan âlim olmaz derler.
Sitâyiş i mekteb i dârü't-ta‘lîm i sıbyân ı ebcedhân: Cümle ( ) aded ta‘lîmhâne i tıflân ı püserândır. Evvelâ ( ),
....................(1 satır boş)....................
Der-beyân ı tekye i dervîşân ı zîşân: Cümle ( ) mihmânhâne i bî-minnet dervîşândır. Evvelâ ( ),
....................(1 satır boş)....................
Der-ayân ı esmâ i mahallât ı büldân: Cümle ( ) aded,
....................(1.5 satır boş)....................
Der-zikr i hân ı hâcegân ı tüccârân: Cümle ( ) aded,
....................(1.5 satır boş)....................
Aded i çârsû-yı bezzâzistân: Cümle ( ) aded,
....................(1.5 satır boş)....................
Binâ-yı hammâm ı gâsilân: Bu şehirde hammâm ( ) ammâ sâ’ir diyârın hammâmları gibi rûşenâ hammâm ı ra‘nâ değildir. Kâr ı kadîm binâ yı azîmdir. Lâkin bu şehir halkı gâyet gayyûr olduklarından hâtûnlarıyçün hânelerinde birer hammâmları elbette mukarrerdir.( ) ( )
Esmâ i eşrâf ı kibâr ı a‘yân:
....................(1.5 satır boş)....................
Müşerref olduğumuz dostân:
....................(1.5 satır boş)....................
Der-vasf ı ulemâ-yı hâzıkân:
....................(1.5 satır boş)....................
Der-medh i cerrâhân ı fâsıdân:
....................(1.5 satır boş)....................
Evsâf ı ulemâ-yı meşâyihân:
....................(1.5 satır boş)....................
Der-na‘t ı musannifîn i şâ‘irân:
....................(1.5 satır boş)....................
Ahvâl i mazanne i kerâme-i mecâzibân:
....................(1.5 satır boş)....................
Der-zikr i ahvâl i gâzîyân:
....................(1.5 satır boş)....................[379b]
Tavsîf i reng i rûy i pîr [u] cüvân:
....................(1.5 satır boş)....................
Sitâyiş i mahbûbe i mahbûbân:
....................(1.5 satır boş)....................
Der-beyân ı kaba-yı ricâl [u] nisvân:
....................(1.5 satır boş)....................
Der-fasl ı esmâ i râcilân:
....................(1.5 satır boş)....................
Der-zikr i nâmhâ-yı zenân:
....................(1.5 satır boş)....................
Der-vasf ı esmâ i çâkerân:
....................(1.5 satır boş)....................
Der-ayân ı nâmhâ-yı cevâriyân:
....................(1.5 satır boş)....................
Alâmet i ekâlîm i arz ı büldân:
....................(1.5 satır boş)....................
Ta‘rîf i tâli‘ i imâristân:
....................(1.5 satır boş)....................
Zikr i ibret-nümâ-yı âbâdân:
....................(1.5 satır boş)....................
Sitâyiş i hevâ-yı hûb ı câvidân:
....................(1.5 satır boş)....................
Binâ-yı çeşme i âb ı revân:
....................(1.5 satır boş)....................
Der-vasf ı enhâr ı âb ı hayvân: Evvelâ İmâdiyye kal‘asından aşağı Kophan cisri altından iki aded âb ı hayât uyûnlar cereyân eder. Her biri aynu'l-hayâtdan nişân verir âb ı kevserlerdir. Birine Serkehînân ı Müzgân derler. ( ) dağlarından gelüp bu nehir altından ubûr eder. Birine ayn ı Kehînâ Hâtûn derler. Beşiş dağlarından tulû‘ edüp niçe kılâ‘ u kendlere uğrayup bu İmâdiyye altında Kophan cisrinde iki nehir bir olup İmâdiyye'den aşağı bâğ u bâğçe ve besâtînleri saky ederek nehr i Habur'a mahlût olur. Habur dahi ( ) altında nehr i Şatt'a munsab olur. Ve bir nehr i sağîr dahi yine kal‘a altında hânın bâğ ı İremin reyy eden nehr i Kehîne Since derler, âb ı hayâtdır. ( ) dağlarından gelüp Kobhan cisrinden aşağı ayn ı Kehînâ Hâtûn'a karışır. Ve nehr i Hizel ( ) dağlarından gelüp kal‘a i Zaho kurbünde nehr i Habur ı Sindiyân'a karışır ve Cizre'den İmâdiyye'ye giden Cizre dibinde Şatt'ı cisir ile geçüp andan nehr i Hizel'i geçüp iki menzilde İmâdiyye'ye gelinir.
....................(1.5 satır boş)....................[380a]
Kal‘a i İmâdiyye içindeki âb ı hayât kuyuları beyân eder: Cümle ( ) aded âb ı zülâlden nişân verir çâh ı mâlardır. Evvelâ Hân Sarâyı içindeki kuyu seng i hârâdan kesilmiş bir bi’r i azîmdir. Vasfında lisân kâsırdır. Sâhibü'l-hayrât Sultân Hüseyin halîfe iken mâl ı firâvân sarf edüp kazdırmışdır ve yetmiş arşın derindir ve âb ı hayâtdır. Cümle atşân andan âb ı bâridi nûş edüp sâhibü'l-hayra hayr du‘â ederler. Ve Kadı medresesi kurbünde dahi bir âb ı nâblı kuyu vardır. Ol mahalle halkı andan nûş ederler. Ve mezâristân kurbünde mahkemeye karîb bir âb ı rakîk bi’r i mâ vardır. Ve Seyyid Hân medresesinde memdûh ı âlem üç aded âb ı hayât çâh ı mâlar vardır kim birbirlerinden lezîzdir. Büyük kuyunun umku kâmil altmış zirâ‘dır. Ve Muzurî kapusu yanında Lulub nâm bir kuyu vardır, âb ı kevserden nişân verir. Ve Hammâm kuyusu sehel şorcadır. Ve Ulucâmi‘ kuyusu, mâh ı Temmuz'da yah-pâre-misâl bir âb ı tahûrdur. Bu bi’r i azîm dahi vâcibü's-seyr bir çâh ı ibret-nümâdır.
....................(1.5 satır boş)....................
Ve bu âb ı hayât kuyulardan mâ‘adâ niçe yerde seng i hârâlardan kesme su sahrıçları var kim her biri birer buhayreye benzer. Cümle bârân ı rahmetden cem‘ olup âb ı rakîklerdir. Ba‘zı sâhibü'l-hayrâtlar kayaları kûh-kenlere Ferhâd-vâr kesdirüp matar ı rahmete yollar edüp andan cereyân eden bârân ı rahmet sahrınçlara cem‘ olup hîn ı muhâsarada kuyulardan ve sahrınçlardan âb ı hayâtları nûş edüp def‘ i atşân ederler. Bu ahâlî i İmâdiyye'nin bir vech ile hîn ı muhâsarada suya ihtiyâcları yokdur.
Sitâyiş i sebîlhâne i cân-sitân: Cümle ( ) aded sebîlhâne i cân-perverdir. Evvelâ sâhibü'l-hayrâtlar çârsû-yı bâzârda garîb i gurebâ-yı bî-kes ve garîbü'd-diyâr müsâfirîn içün köşe be-köşe niçe sebîlhâneler inşâ etmişler ve niçe şâhrâhlarda humlar ve musluklar koyup cümle âyende vü revende andan nûş edüp ehl i hayra hayr du‘â ederler. Bu sebîlhâne suların hımârlar ile sakkalar taşıyup sebîlhâne havzların leb-ber-leb edüp cümle âyende vü revendeler nûş ederler, azîm hayrâtdır, tekabbelallâh.
Bî-medh i kenîse i râhibân ı Mıkdısiyân: Cümle ( ) aded deyr i bıtrîk u kıssîs u derdergân ı ruhbânândır. Ammâ Fireng ve Urum ve Kıbtî ( ) kenîseleri yokdur. Lâkin kendileri ticâret ile gelüp giderler, sâkin olamazlar. Zîrâ bu diyârda Fireng'i ve kelbi ve Urum'u berâber dutup aslâ sevmezler ve kelb olan yere ve millet i Nasârâ olan yere bu kavm i İmâdiyye girmezler. Ve küffâr ile ve Kızılbaş ile asla bey‘ [ü] şirâ etmezler. Cümle re‘âyâları Ya‘kûbî ve Celüvî Ermenîlerdir. Harâc-güzâr olduklarından şehirlerde kadîm a‘sârlardan berü deyrleri vardır. Ve yaylak dağlarında Yezîdî ve Haltî ve Çekvânî ve Papirî kavmi Kürdleri vardır. Anlar köpeğe meyl i muhabbet edüp kelb-perest olduklarıyçün İmâdiyye kavmi ol Yezîdîleri şehirde görseler katl ederler. Hâsıl ı kelâm gâyetü'l-gâye mü’min ü muvahhid ve ehl i sünnet ve'l-cemâ‘a Şâfi‘îyyü'l-mezheb pâk ü pâkîze dâmen mücâhid fî-sebîlillah kimesnelerdir. ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( )
Der-beyân ı kâr [u] kisb i ahâlî i İmâdiyye: Bir sınıfı hânın hizmetinde askerî tâ’ifesidir kim şeb [u] rûz başlarında alaca serbendleri üzre cığalı ve turna telli ve zerdevâ ve sansar ve tilki kürklü ve atlas haftânlı ve beli şemşîrli ve kemerinde hançerli ve ayağında poçuklu pabuçlu kapu kullarıdır. Dâ’imâ kalkanlarıyla ve sâ’ir âlât ı silâhlarıyla gezer hân nökerleridir. Ve bir sınıfı kavm i tüccârdır kim Bağdâd'a ve Şehrezûl ve Musul ve Hasankeyfâ ve Mardin ve Diyârbekir'e metâ‘ götürürler. Ve bir zümresi alaca şal u şapik ve çarık kuşak giyüp kuşanup el-kâsibü habîbullah deyüp çârsû-yı bâzâr dükkânlarında ehl i hırefdir. Ve bir fırkası ulemâ ve sulehâ-yı müfessirîn ü muhaddisînden kimesnelerdir kim Monlâ Şervî takrîri üzre "Diyâr ı İmâdiyye'de kırk üç bin aded ulemâ-yı fuzalâ vardır kim tekâlîf i örfiyyeden berîlerdir." deyü nakl etdi ammâ yine cümlesi pür-silâh hançeri belinde hîn ı cengde kağan gibi destârı elinde cengâver şecî‘ ve bahâdır ulemâlardır. Bunlardan mâ‘adâ re‘âyâ şekilli âdemlerdir.
Dostları ilə paylaş: |