Menzil i karye i Sarıkadı: Üsküdar mevleviyyeti nâhiyesinde bir hıyâbân ı Acem-misâl bir koru içinde bir kûhî zemîn i mesîregâhda bâğ u bâğçeli ve iki yüz aded hâneli bir ma‘mûr bir câmi‘li ve bir mekteb ve bir tekyeli ve bir hânlı ve bir hammâmlı dükkânsız bir ma‘mûr ve mahsûllü kurâdır kim kiraz mevsiminde cümle İslâmbol halkı niçe bin arabalar ile bunda gelüp hayme vü hargâhları ile meks edüp zevk u safâlar edüp niçe bin züvvârlar evlere ve tekye i Sarı Gâzî Sultân âsitânesine konup kisb i tarâvet ederler.
Ziyâret i Sarı Gâzî Sultân: Bunda medfûn olduğu kasabanın vasfı ile cild i evvelimizde Üsküdâr mesîregâhı evsâflarında mufassal mevsûfdur. Andan yine Sultân Gâzî'yi ziyâret edüp rûh ı pür-fütûhiyçün bir Fâtiha i seb‘u'l-mesânî ile yâd edüp yine ma‘mûr [u] âbâdân kurâlar içre cânib i şarka 5 sâ‘atde gidüp,
Menzil i karye i Tavşanlı: Anadolu eyâletinde Kocaili sancağında İslâmbol Boğazhisârı kullarının iki yüz hâneli bâğlı u bâğçeli ve bir câmi‘li ze‘âmetleri köyüdür kim cümle halkı müslimlerdir. Andan yine cânib i şarka nısfu'l-leylde âlem-i ağyârdan bî-haber iken 13 sâ‘at gidüp,
Menzil i kal‘a i Aleksandıra-i Makedonin ya‘ni şehr-i İzimgit, ya‘nî şehr i İzmit: Galat ı meşhûru İzmit'dir kim iznim git'den galatdır. Lisân ı Yunan ı Rûm'da Pirgaz ı Aleksandıra derler. Ya‘nî İskender i Zülkarneyn'e lisân ı Yunan'da Aleksandıra derler. Bu İskender, Hazret i Kevneyn'den sekiz yüz seksen iki sene mukaddem bu şehr i Makedonya'yı binâ edüp Kavala kal‘asında Rûm hâkinde vücûda gelmişdir kim Filkosoğlu İskender'dir.
Bu şehr i İzmit'in bânîsi ve galat ı meşhûru ve fâtihi ve eşkâl i kal‘ası cümle cild i evvelimizde mufassal tahrîr olunmuşdur.
Bu şehirde yeniçeri serdârı Abaza Ahmed hânesinde sehel istirâhat edüp sehel ta‘âm tenâvül edüp ve bir atın yedeğe alup vakt i Şâfi‘îde yine cânib i şarka gidüp kasaba i Sabanca'yı geçüp ağaç deryâsı içre çamur deryâsı içre gezerken altı atlıya râst gelüp bizim üzerimize hemân hamle etdiklerinde bunlara tarfetü'l-ayn içre bir yaylım ok serpüp der-ceng i evvel birin atı tepesi üzre yıkılup asla anlara bakmayup nehr i Sakarya kenârınca gidüp yine nehr i Sakarya üzre Sultân Bâyezîd i Velî'nin on dörd göz ibret-nümâ cisr i azîmin geçüp yine Sakarya nehri kenârında kasaba i Geyve'yi ubûr edüp andan yine şarka gidüp dağlar içinde kal‘a i Taraklı kasabası ve kal‘a i Türbeli Gönlük, galat ı meşhûru Torbalı Göynük'dür.
Andan Nasıf Paşa hânın geçüp yine cânib i şarka imâristân içre dereler üzre ubûr edüp Köste Beğ hânı ve yine şarka âbâdân kurâlar içre gidüp karye i Sarılar, andan kal‘a i Beğbâzârı.
Bu şehirde paşa efendimize yetişüp Kaya Sultân'ın ve Hasan Çelebi'nin mektûbların verüp kırâ’at etdikde "Bre Evliyâm! Kudde Kethudâ'yı ve Defterdârı ve Mevkûfâtîyi katl etdiler" dedikde, "Belî efendim, katl etdiler", deyü cümle maktûlleri ve mağdûrları ve gaddârları bir bir takrîr edüp kaziyye i ser-encâmlarımız nakl etdim. Netîce i kelâm "Efendim, cesedün aşı gâfilin başı Kara Hasan Paşa iğvâsıyla İpşir'in size intikâmı var, gâfil mebâş, bir ayak evvel Kürdistân'a [192a] düşüp bugünden gerü başına asker cem‘ edüp çokluk gâfil gezüp minâresi çok şehirlere girmeyelim." dedim. Hemân paşa on aded ağaların beşer kîse ile Engürü ve Kankırı ve Amasiyye ve Çorum ve Merzifon {şehirlerine ağalar} gönderüp sekban ve sarıca cem‘ine gitdiler ve sâ’ir vilâyetlerde sâkin olan paşa efendimiz çerağlarına âdemler gitdiler ve paşa efendimiz hakîre iki yüz guruş ve bir kılıç ve Gürcî gulâmı verüp cümle memlûklarımız sağ ve esen bulup yine haymemiz önünde atlarımız kayd [ü] bend etdik.
Ammâ yine şiddet i şitâ şedîd idi. Bebekbâzârı şehrinden cânib i kıbleye Ayaş beli nâm belâlı beli kar ve boran ile aşınca ol belde niçe âdemlerin belleri üzüldü.
Andan kasaba i Ayaş, andan kasaba i Isfanoz, andan kıbleye kal‘a i Engürü, andan karye i Nenekler, andan Kurbağılı, andan kal‘a i Kal‘acik, andan karye i Şeyh Şâmî, andan karye i Koçı Baba Sultân, andan karye i Akçakoyunlu, andan karye i Sunkuroğlu, andan karye i Yekbastı, andan karye i Sincallı, andan karye i İnallı, andan karye i Sorkun, andan karye i Akçaasma, andan karye i Kabidli, andan karye i Tekye i Şeyh Halîl, mukaddemâ bâlâdaki kurâlar gibi meks edüp evsâfı tahrîr olunmuş idi. Hâlâ Sivas eyâletinde Keskin sancağı hâkinde iki yüz hâneli ve bir câmi‘li ve bir tekye i Bayrâmîli ma‘mûr kend i müzeyyendir. Hacı Bayrâm i Velî tarîkinin güzîdesi Şeyh Halîl âsitânesi vardır kim âyende vü revendeye ni‘meti mebzûldur ve niçe kibâr i kümmelîn bu tekyede medfûndur.
Hakîr bu sultânı ziyâret edüp hâtıra bu ebyât hutûr etdi. Beyt:
Gel ziyâret eyle gez bu tekye mihmângâhdır
Sıdkile mâlîde-rû et Şeyh Halîlullahdır
Andan karye i Mirzâ Çavuş, andan 9 sâ‘atde kasaba i Yenişehir, andan 9 sâ‘atde,
Menzil i kal‘a i şehr i Behcet i rüsûm taht ı kadîm ân merz-i bum, ya‘nî kal‘a i dârü'l-alâ i nâs köhne-âbâd ı şehr i Sivas
hafazakallahu min kifâti'l-vesvâs
Bu şehr i dilâvîzi ibtidâ binâ eden Hazret i Zekeriyyâ asrında Kayseriyye'yi binâ eden Erces oğullarından Ermen-Kayser Sivas binâ etdi. Ammâ Ermenî tevârîhlerinde bu Sivas'ı binâ eden Sivas-ı Asvas'a Keyûmers derler, Sivas'ı Geyumers yapdı derler. Bir kavllerinde Sivas'ı Dahhâk i mârî yapdı derler. Timur harâb etdiği gibi Dahhâk i mârî asrında demirci Gâve Dahhâk'ı katl edüp Sivas'ı harâb etdi, derler. Hakkâ ki Gâve i âhenger Timur ı bî-nûr gibi sâhib i hurûc idi. Hâlâ Sivas'ın harâbistânı âbâdânistânından çokdur. Timur harâb idelden beri kal‘a i Sivas münhedim olmuş yatar. Netîce i kelâm bu şehr i Sivas'ın bânîsi ve fâtihi ve sebeb i inhidâmı ve cemî‘i imâristânı ve âb [u] hevâsı bâlâda yine bu cild içre sene ( ) târîhinde Murtezâ Paşa vâlî iken evsâfı mufassal ı meşrûh üzre tahrîr olunmuşdur.
Bu şehirde paşa üç gün meks edüp yigirmi bayrak sekban ve sarıca ve iki bin ağavât cem‘ edüp cümle dört bin altmış benî Âdem harcı ve altı bin üç yüz at ve deve ve katır harcı cem‘ oldu.
Dördüncü gün Sivas'dan çıkup cânib i şarka Eğriköprü'den ubûr edüp 7 sâ‘atde,
Menzil i kasaba i Ulaş: Türkman ağaları tahtı olup câmi‘ ve hân, dekâkînleri olduğu bâlâda mastûrdur. Bu kasabadan yine şarka şiddet i şitâ çekerek, kar içinde niçe küheylân atlar kalarak,
Yaylağ ı Sultân Hasan: Âzerbaycân şâhlarından Uzun Hasan Şâh yaylası idi. Bu mahalde dağlar içre taş direkler ve amûd çamlar dikmişler kim âyende vü revendeler ol çam amûdları gözedüp ubûr ederler. Eğer ol sütunları gözetmeyüp giderlerse minâre boyu kar içinde gark olup helâk olurlar. Anınçün Türkman ağaları ol sütunları reh-i râst üzre diküp alâmet etmişlerdir. Bu mahalli yüz bin anâ ile ubûr edüp 7 sâ‘atde,
Menzil i kasaba i Kankal: Sivas hâkinde Türkman ağası hükmünde ( ) hükûmetdir. Hân ve câmi‘ ve bir kaç dükkânları vardır. Bu dahi Türkman yatağı mahûf u muhâtara yerdir.
.................... (1 satır boş)....................
Andan yine taraf ı şarka,
Menzil i Alacahân: Bu dahi Sivas hâkinde Türkman ağası hükmünde Türkman yatağında bir küçük hândır. Der i dîvârları münakkaş taş ile mebnî olup Alaben hân derler. Reh-i râst üzre elzem i levâzımından bir hândır. Bânîsi Sultân Uzun Hasanoğlu Ya‘kûb Hân'dır. Andan yine cânib i şarka ol yayla içre anâ çekerek,
Menzil i karye i Hasan Çelebi: Sivas hâkinde üç yüz hâneli ve câmi‘li ve hânlı ma‘mûr kurâdır. Bu mahal dahi Türkman yatağıdır ve bu kurâ halkı cümle şâhsevenlerdir. Andan cânib i kıblede dağlar içre,
Karye i Çökeç: Şiddet i şitâdan gidemeyüp bu karye i Çökeç'de çökdük. Yüz hâneli [192b] ma‘mûr köydür ve hâss ı hümâyûndur. Ammâ cümle halkı şâhsevenlerdir. Bunda bu kadar asker sığamayup cümle köylere perîşân oldular. Andan yine taraf ı şarka 5 sâ‘atde,
Menzil i kal‘a i Hekimhânı: Mısır diyârından Hâkim Bi-emrillah'ı Hısn ı Mansûr'a nefy i beled etdiklerinde bu mahalle memerr i nâs emn [ü] emân olsun deyü Hâkim Bi-emrillah bu hânı binâ etdiğinden Hâkim hânı'ndan galat Hekimhânı derler. Sivas hâkinde yine Türkman yaylağı içinde bir hân ı atîkdir ammâ derbend i çalındır mahallidir. Yanında âbâdânı ba‘îd olduğundan yüz iki yüz âdem konmağa havf ederdi. Ba‘dehû sene ( ) târîhinde Sultân Mehemmed Hân ı Râbi‘in vezîr i âsaf-re’yi olan Köprülü Mehemmed Paşa bu mahalle bir kal‘a i metin binâ edüp içine cebehâne ve üç yüz neferât ve dizdâr koyup demir kapuların sedd edüp âyende vü revendeyi kal‘a neferâtları Malatıyye ve kasaba i Ulaş'a ulaşdırmağa me’mûrlardır. Ve üç yüz hâne binâ edüp cümle ahâlîsi kamu tekâlîf i şâkkadan mu‘âf u müsellemlerdir kim bu şâhrâhlar emn [ü] emân olalar. Bir câmi ve bir hân ve hân ı atîki âbâdân ve bir hammâm ı dilsitân ve yüz mikdârı dükkân inşâ edüp üzerlerine mütevellîyi hâkim nasb edüp günden güne imâr olmada. Bâğlı ve bâğçeli, âb [u] hevâsı latîf kal‘a i cedîddir. Hudâ dahi ziyâde imâr ide. Andan yine şark tarafına 7 sâ‘atde,
Menzil i karye i Hasan Badrak: Bu Malatıyye hudûdunda iki yüz hâneli ve bir câmi‘li ve bir hânlı ma‘mûr karyedir. Ammâ şiddet i şitâ olmağile askerin tekâlîfine tahammül edemeyeceklerini bilüp {ehl i beled} evlerin mâllarıyla bırağup dağlara firâr etmişlerdi. Cümle asâkir i Melek Ahmed Paşa bunda hayli zahmet çeküp atlar sabahdan aç kaldılar. Hikmet i Hudâ bu hakîr câmi‘in minâresine çıkam derken bir çuval arpa ve bir garar saman bulup atlarım ıyd ı adhâ etdi. Bu kurâ halkı dahi şâhsevenlerdir. Ammâ câmi‘i Sultân Uzun Hasan'ın olmak ile Hasan Badrık derler. Türkman mâbeyninde Sultân Hasan'a Badrık lakab komuşlardır. Zîrâ sene ( ) târîhinde Tercân sahrâsında Uzun Hasan Ebü'l-feth Sultân Mehemmed Hân Gâzî ile ceng i azîm edüp iki kerre yüz bin âdemi dendân ı tîğ ı Mehemmed Hân'dan geçüp yüz bini esîr i pây-beste olup hatta oğlu Ya‘kûb Şâh da esîr oldu. Uzun Hasan Şâh ı gümrâh yetmiş âdem ile firâr edüp cânib i Âzerbaycân'da halâs edüp inhidâmına târîhdir:
"Butlanu keydü'l-hâ’inîn"1 Sene [818].
Uzun Hasan firâr etdüğinden Türkman ana badrak derler. Lisân ı Türkman ı Moğolîde lûgat i kadîmdir. Anınçün Kırım halkına Nogay Tatarları cümle badrak derler. Zîrâ Tohtamış Hân ile Timur Kırım cezîresinde ceng i azîm edüp Kırım halkı yan verüp firâr etdikleriyçün Kırım halkına da badrak derler. Ammâ bu Hasan Badrak Uzun Hasan Şâh asrında gâyet imâr imiş. Andaki câmi‘ hâlâ müzeyyen ve ma‘mûr câmi‘ i pür-nûrdur. Ammâ cemâ‘atden garîb bir minâreli ve bir kubbe i mînâlı câmi‘ i pür-enverdir. Bu hakîr kıble kapusu yesârında celî hat ile 2 deyü tahrir etdim.
Andan yine cânib i şarka gidüp 6 sâ‘atde,
Evsâf ı Dâr ı Rukbetiyye, ya‘nî kal‘a i Malatıyye;
Diyâr ı Rûm'dandır. Lisân ı Yunan'da Rukbe derler, şehr i kadîmdir. İbtidâ Hazret i Yûnus aleyhisselâm şehr i Musul'da iken anların ta‘lîmiyle anlara imân getiren Rukbe nâm kayser dâr ı emn olmağiyçün bu Malatıyye zemîninin âb [u] hevâsın beğenüp bir kal‘a inşâ edüp bir bender şehr i azîm oldu. Ba‘dehû niçe mülûkdan mülûka intikâl edüp Hazret i Risâlet-penâh asrında Bağdâd ve Medâyin ve Kûfe ve Rakka ve Rûm ve bu Malatıyye Enûşirvân ı âdil hükmünde iken ol kadar ma‘mûr oldu kim "Dâr ı Rukbe" deyü cihân-ârâ bir şehr i azîm idi. Niçe kerre Hârûnu'r-Reşîd bu Malatıyyeyi muhâsara etdi, âhir bî-feth avdet etdi. Hikmet i Hudâ hicret i nebeviyyeden iki yüz sene mürûrunda Hazret i Ömer radıyallahu anh evlâdlarından Emîr Ziyâd ve onun oğlu Emîr Lokmân ve onun oğlu Emîr Ömer iki yüz bir asker i İslâm ile gelüp bu kal‘ayı muhasara etdi. Bi-emri Hayy ı Kadîr kırk yedinci günü Seyyid Battâl Gâzî'nin pederi Hazret i Hüseyin Gâzî tarafından feth oldukda Emîr Ömer bu kal‘ayı temlîk üzre fethine sebeb olan Hüseyin Gâzî'ye ihsân edüp dâr ı rukbe iken dârü'l-hilâfe oldu.
Ba‘dehû Seyyid Battâl Ca‘fer Gâzî bu şehirde vücûda gelüp dâr ı gâzîyân oldu. Ba‘dehû hicret i nebeviyyenin iki yüz otuz dokuzunda Alina Tekür Malatıyye'ye istîlâ edüp sene i mezbûrda hulefâ-yı Abbâsiyân'dan Yahyâ b. Alî halîfe iken Hüseyin Gâzî hayâtda idi ve oğlu Battâl Ca‘fer Gâzî bile idi. Cümle elli bin askerle yine Malatıyye'yi ceng i azîm ile feth edüp kal‘asına bir dahi küffâr tama‘ etmesin içün esâsından münhedim etdiler.
Bu ceng [193a] ü cidâlden on altı sene mürûr edüp hicret i nebeviyyenin iki yüz kırk dört senesinde Hârûnu'r-Reşîd müstakil halîfe i Bağdâd olup yüz elli bin asker ile bu Malatıyye'yi mukaddemâ serdârlıklarında bî-feth avdet etdüğinden bu Malatıyye'de muhabbeti kalmış idi. Seydi Battâl Gâzî hâtıriyçün niçe hazâ’in i Irâk masraf edüp Malatıyye'ye bir sûr ı üstüvâr inşâ etdi. Ba‘dehû iki kerre yüz bin asker ile İslâmbol'u {Hârûnu'r-Reşîd} muhâsara edüp âhir bilâ feth avdet müşkildir deyü sulha rağbet eyleyüp bir sığır postu cirminde İslâmbol içre yer istedikde Alina Kral rızâ verüp Hârûnu'r-Reşîd sığır derisin incecik sırım dilüp Koca Mustafâ Paşa Câmi‘i yerinde Kızlar Manastırı nâm mahalde bir kal‘a binâ edüp içine kifâyet mikdârı cebehâne ve asker koyup beher sene küffârdan ellişer bin altun harâc gelmek üzre Hârûnu'r-Reşîd Bağdâd'a avdet edüp Malatıyye'de meştâ edüp imâr ederken İslâmbol'da Alina Kral ı dâll isyân edüp İslâmbol içindeki ümmeti Muhammed'i katl i âm ederken içlerinde ashâb ı güzînden iş görmüş şecî‘ âdemler var idi. Ceng i azîm ide ide niçe küffârları dendân ı tîğdan geçirüp âhir kendiler de bî-hisâb küffâr içinde cümle şehîd olup Ebü'l-Makassıd nâm bir hümâm ı be-nâm kalup bi-emrillah Alina Kral'ı katl edüp kendiyi de şehîd etdiler. Bu ahvâl i pür-melâli Hârûnu'r-Reşîd ve Seyyid Battâl Gâzî Malatıyye'de istimâ‘ edüp İslâmbol'da şehîd olanlara bedel iki o kadar olmak üzre diyâr ı İslâmda bulunan üsârâ küffârlardan yigirmi bin kefere ve fecere katl ederler. Hâlâ Malatıyye hâricinde nehr i Deyr i Mesîh ve nehr i Pül sâhilinde çâh ı gayyâlar içre üstühân ı kefereler leb-ber-lebdir. Netîce i kelâm mürûr ı eyyâm ile bu Malatıyye üzre niçe ceng [ü] cidâl ve harb [ü] kıtâl olup âhir ibtidâ Rûm'a kadem basan Âl i Selçukiyân'dan Sultân Alâeddîn sene 76 târîhinde ceng i azîm ile Ermenî destinden dest i kuvvetle feth edüp cümle küffârı dendân ı tîğdan geçirüp kal‘asın hâke berâber etdi.
{Gerü sahifedeki Malatıyye bânîsi evsâfı bu mahalle tahrîr oluna}.
Ba‘dehû ümerâ-yı Dânişmendiyye'den Emîr Muhammed b. Dânişmend ibn Melik Gâzî kim fâtih i kal‘a i Nîkhisâr, ya‘nî Niksar'dır, bu Muhammed i Dânişmend bu Malatıyye'nin âb u hevâsından ve bahâdır ve şecî‘ tüvânâ fetâlarından hazz edüp ve şehr i Battâl Gâzî olmağile niçe yüz kise i Irâk'ı harc edüp sene 583 târîhinde bir kal‘a i mu‘azzam binâ etdi kim, hâlâ imâr olan kal‘a i Malatıyye oldur. Yine niçe devletin destine girüp âhir Diyârbekir halîfesi ( ) ( ) ile Mar‘aş kimi Zülkadir "Bu Malatıyye senindir, benimdir!..." deyü mücâdele esnâsında Malatıyye ekrâdları isyân [u] tuğyânda olup Âl i Osmân diyârlarında Amasiyye ve Sivas tarafların nehb ü gârete başladılar. Âhir ı kâr bu ahvâl i diyergûn Bursa'da Yıldırım Hân'a mün‘akis olup yıldırım-misâl yerinden şakıyup yüz bin asker ile kal‘a i Malatıyye'yi muhâsara edüp bilâ emân sene 800 târîhinde Yıldırım Hân fethidir.
Ba‘dehû Timur gelüp Amasiyye'den bî-feth avdet edüp bu Malatıyye'ye istilâ edüp meştâ verdi. Hulâsa i kelâm bu vakf-ı dünyâdır, elden ele kalmada bir acûzedir. Ancak mülk, ol Mâlikü'l-mülk [ü] Vâhid i Kahhâr'ındır. Ancak fakîr insân bir endîşe i hâma düşmüş ebdândır.
Ba‘dehû sene 921 târîhinde Sultân Süleymân tahrîr edüp Mar‘aş eyâletinde hâlâ sancak beği tahtıdır. Kânûn üzre beğinin hâss ı hümâyûnu 500.000 yük akçedir ve beş yüz askerle hükûmet edüp beher sene kendüye seksen kîse hâsıl edüp sefer eşer. Taht ı livâsında ze‘âmeti yedidir ve timârı 276. Cümle erbâb ı zu‘amâ cebelüleri ile sekiz yüz asker olup paşası sancağı altında sefer eşerler, ammâ güzîde askerdir ve alâybeğisi ve çeribaşısı ve yüzbaşısı vardır ve beşinci hâkimi şer‘ i Resûl i mübîn tarafından üç yüz akçe pâyesiyle şerîf kazâ-yı atîkdir.
Cümle nevâhîleri ( ) aded Kürdistân ve Türkmanistân kurâlarıdır. Bu kurâlardan beher sene ber-vech i adâlet kadıya yigirmi kîse i Rûmî olur. Altıncı hâkim i şer‘î şeyhülislâmdır. Yedinci hâkimi nakîbü'l-eşrâfdır. Sekizinci şehir nâ’ibi, dokuzuncu zâbiti şehir muhtesibidir. Onuncu şehir voyvodasıdır. On birinci harâc ağasıdır. On ikinci Malatıyye muhassılıdır kim beğ kadar asker ile süvâr olup salb ı siyâset edüp ( ) yük akçe mâl ı pâdişâhî tahsîl eder. On üçüncü emîn ağadır, on dördüncü şâhbenderdir, on beşinci sipâhiyân kethudâyeridir. On altıncı yeniçeri serdârıdır. On yedinci kal‘a dizdârıdır. On sekizinci hâkim hâne i avârız ağasıdır. ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ).
Kürdistân ve Türkmanistân vilâyeti olmağile bu hâkimler hükûmet edüp mâl ı pâdişâhî tahsîl edüp adl [u] adâlet ederler. [193b]
Sebeb i tesmiyye i şehr i kadîm Malatıyye: Lisân ı Acem'de Aspuzan derler, efvâh ı Türkman'da Malatya derler, lisân ı Ekrâd'da Marâtıya derler. Lisân ı Arab'da Maltiyye derler. Zîrâ kayâsıralar asrında bu Malatıyye Ermenîleri evlâd ı Arab'a ihânet edüp üsârâları müte’ezzî etdiklerinden Maltiyye derlerdi. Lisân ı Yunan'da Rukbe derlerdi. Anınçün beyne'l-müverrihân ı Rûm bu şehre Dâr ı Rukbe derler. Zîrâ ibtidâ bânîsi Yûnus Nebî ta‘lîmiyle ümmetinden Rukbe nâm kayser binâ edüp ba‘dehû kızı Aspuza nâm melîke imâr etdiğiyçün diyâr ı Acem'de Aspuzan derler ve mezkûr Melîke Aspuz nâm bâğ ı Merâm'da babası Kayser Rukbe ile bir gârda medfûnlardır. Ammâ füsehâ [vü] büleğâ-yı Rûm Malatıyye derler. Ammâ şehrin a‘yân [u] kibârlarının kavilleri üzre şehrimizin ismi Mal ı âtiye'dir derler. Zîrâ dahme i Efrâsiyâb bu Aspuzan dağlarında bulunup Efrâsiyâb "mâl âtiye" dediler. {Ya‘nî mâl geliyor" dediler. Efrâsiyâb bu şehre "Mâl-i âtiye" dedi.} andan galat ı meşhûr evlâ olmağın defter i pâdişâhîde Malatıyye derler.
Eşkâl i kal‘a i Malatıyye: Bu şehrin cânib i erba‘asın kûh ı bülendler ve cebel i demâvendler ihâta edüp cânib i kıblesi Aspuzan dağlarıdır. Niçe yüz âb ı zülâller cereyân eder ve cânib-i,
....................(1.5 satır boş)....................
Bu mezkûr cibâllerin mâbeyninde sehel derelü ve depelü vâsi‘ vâdî içre nehr i Deyr i Mesîh: Nehr i Pül kenarında şekl i muhammes Şeddâdî-misâl seng-tıraş ile mebnî bir kal‘a i kavîdir. Mezkûr uyûn ı cârî kal‘a dîvârını döğerek şimâl cânibinde cereyân edüp beş sâ‘at aşağı nehr i Furât'a munsabb olur. Ammâ ibtidâ tulû‘u şehrin cenûbunda Aspuzan dağlarından hurûc eder bir uyûn ı sağîredir. Ammâ derûn ı kal‘adan bu nehre kayalar içre nüzûl olunur su yolu vardır. Hîn ı muhâsarada mütehassın olanlar andan def‘ i atşân ederler. Lâkin kal‘ası bir bülend püşte üzre değildir, bir zemîn püşte üzre vâki‘ olmuşdur.
{Bi-kavli müverrihân ı Rûm hâlâ imâr olan Malatıyye kal‘asının sebeb i binâsın [beyân eder]}
İbtidâ bânîsi sene 583 târîhinde el-Melikü'l-kebîr Muhammed ibn Dânişmend binâsıdır kim bunlara "Âl i Dânişmendiyân" derler. Cümle ( ) aded meliklerdir. İbtidâ tülû‘ları Mâverâü'n-nehir'den Âl i Osmân'ın ceddi Süleymân Şâh ile Mâverâü'n-nehir'de diyâr ı Mâhân'dan Türk i Türkân Hoca Ahmed-i Yesevî izniyle bin yedi yüz aded ta‘allukâtları ile ibtidâ diyâr ı Rûm'a kadem basup nehr i Furât'da gasl ederken mezkûr Süleymân Beğ gark ı âb ı Murâd olup murâd ı merâmına vâsıl olup oğlu Ertuğrul babası Süleymân Şâh'ı nehr i Murâd kenarında Ca‘ber Kal‘ası dibinde defn etdiler. Bu hakîre ziyâret etmek müyesser olmuşdur. Hatta târîhiyle mazbûtum olup bâlâda merkûmdur.
Ba‘dehû cemî‘i aşîret i merhûm Süleymân Şâh beğliği oğlu Ertuğrul'a doğruldup "Bu yurd bize uğursuzdur, beğimiz bunda gark oldu." deyü Ertuğrul ile doğru Âl i Selçukiyân'dan Sultân Alâeddîn'e gelüp boy beği oldu. Ba‘dehû hikmet i Hudâ ile sene 600 târîhinde Alâeddîn i Selçukî inkırâz bulup Ertuğrul'u boy beği etdiler.
Andan Osmâncık beğ olup sikke [vü] hutbe sâhibi olup "Âl i Osmâniyân" deyü nâm verdi. İnkırâzu'd-deverân devletleri müebbed ola.
Ezîn-cânib bu Malatıyye'yi binâ eden Muhammed i Dânişmend dahi üç bin nefer tevâbi‘iyle Mâverâü'n-nehir'de Mâhân diyârından Ahmed-i Yesevî hazretlerinden me’zûn olup Osmâncık ecdâdı Süleymân Şâh ile Rûm'a kadem basmış idi. Süleymân Şâh gark olup oğlu Ertuğrul diyâr ı Rûm'a doğru gitdikde bu Muhammed b. Dânişmend Murâd nehri sâhillerinde tavattun edüp bir çemenzâr u çerâgâh zemîn i pür-giyâhât arz ı vâsi‘ olmağile hayvânları ol kadar vefret üzre oldu kim hadd [ü] hasrların bilmez oldular.
Bunların bu diyârda refâhiyyet i hâtırların Mâhân diyârında sâ’ir kabâ’illeri istimâ‘ edüp niçe bin âdem Mâhân'dan gelüp bu Ca‘ber kal‘ası ve Ane ve Selme ve Balis ve Bomboç ve Rakka ve Urfa ve Birecik kal‘aları etrâflarında diyâr ı Ermenden niçe yüz yerleri alan u talan ve küffârlarını nâlân etmeğe başladılar. Âhir kendülere bir cây ı me’men ve cây ı menâs olmağiçün sene 583 târîhinde merkûm Muhammed ibn Dânişmend bu Malatıyye kal‘asın müceddeden binâ etdi. Hâlâ bir kal‘a i köhne-âbâddır. Ammâ seng-tıraşları gâyet kebîrdir. Dîvârının kaddi yigirmi altı arşındır. Cümle ( ) aded kulledir ve cümle ( ) aded ( ) dendân ı bedendir ve cümle ( ) aded bâb ı hadîd i cedîdlerdir. Evvelâ Alaca kapu, Süpürge kapusu, Meşak kapusu, Bâzâr kapusu, bunlar şâhrâh kapulardır. Şimâli deredir. Etrâfında handakı ( ) ve dâ’iren-mâdâr cirmi kâmil beş bin yüz adımdır. Ol kadar vâsi‘ değildir. Derûn ı kal‘ada ( ) câmi‘i ve mesâcidleri ve cebehânesi ve gılâl anbarları ve üç yüz kadar hâneleri ve dizdârı ve iç el olmak [194a] ile yetmiş aded neferi vardır. Gayri imâret ve bezzâzistân yokdur. Cümle sûk ı sultânî taşradadır. ( ) ( )
Der-beyân ı aded i hânedân, der-imâret i Malatıyye i âbâdân: Cümle 5265 aded tahtanî ve fevkânî kârgîr binâ hâne i a‘yân u eşrâf ve gayrı büyût ı imâristândır ve cümle bâğlı u bâğçeli ve serâpâ hâk i pâk ile mestûr gûnâ-gûn ma‘mûr büyût ı kadîmlerdir kim bu varoş ı azîmi müzeyyen etmişdir. Lâkin bu rıbâtın etrâfında kal‘a dîvârı yokdur, ammâ köşe başlarında tedrîbe kapuları vardır. Her gice bâbları mesdûd olur.
Der-sitâyiş i aded i esmâ i mahallât ı sâkinân: Cümle otuz iki mahalledir. Evvelâ meşhûr mahallesi Eskicum‘a'dır ve mahalle i Câmi i kebîr ve mahalle i Emîr Ömer ve mahalle i Sarây mahallesi ve mahalle i Kızlar ve mahalle i Hânkâh ve mahalle i Toptaş ve mahalle i Karahân ve mahalle i Çermik ve mahalle i Alacakapu ve mahalle i Bostâncılar ve mahalle i Küçük ve mahalle i Ağazar ve mahalle i Kürdler ve yedi mahalle kefere Ermenîler vardır, Yahûdîler asla yokdur.
Evsâf ı cevâmi‘hâ-yı ehl i imân: Cümle otuz iki mihrâbdır, on ikisi câmi‘dir. Evvelâ Ulucâmi‘,
....................(2 satır boş)....................
Der-ta‘rîf i mesâcid i muvahhidîn: Cümle yigirmi aded mahalle mescidleridir. Cümleden kadîm derûn ı kal‘ada Emîr Ömer mescidi ve Karahân mescidi ve Sarây mescidi ve Kızlar mescidi ve Hânkâh mescidi ve Toptaş mescidi ve Çermik mescidi ve Alacakapu mescidi ve Bostâncı mescidi ve Bektaş Ağa mescidi ve Küçük mahalle mescidi ve Kürdler mescidi ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( )
Der-medh i medâris i âlimân: Cümle ( ) aded medrese i müfessirînlerdir. Evvelâ,
....................(2.5 satır boş)....................
Der-sitâyiş i dârü'l-kurrâ-yı Hazret i Kur’ân: Cümle ( ) aded kân ı şeyhü'l-kurrâ, dâr ı Furkân'dır. Evvelâ,
....................(2.5 satır boş)....................
Der-vasf ı dârü'l-hadîs i peygamberân: Cümle ( ) aded dârü'l-ulûm, kân ı muhaddisân [u] müfessirândır.
....................(2 satır boş)....................
Der-ayân ı dârü't-ta‘lîm i mekteb i sıbyân: Cümle ( ) aded nass ı kâtı‘la "Kâlu'l-ilm (...) (...)" üzre mekteb i tıflân i ciğer-kûşe i püserân ta‘lîmhâneleridir. Evvelâ Mekteb i Sücâh İmâm ve Mekteb i İvaz İmâm,
....................(1.5 satır boş)....................
Dostları ilə paylaş: |