Fikh-i ekber


Meleklerin İnsanlardan Üstünlüğü



Yüklə 1,59 Mb.
səhifə45/69
tarix30.12.2018
ölçüsü1,59 Mb.
#88233
1   ...   41   42   43   44   45   46   47   48   ...   69

Meleklerin İnsanlardan Üstünlüğü.

İnanç esaslarına ilâve edilen inançlardan biri de meleklerin in­sanlardan üstün tutulmasıdır. Meleklerin has olanları, peygamberler­den sonra bütün evliya ve âlimlerden daha üstündür. Meleklerin en faziletlisi Cebrail aleyhisselâmdır. Taberanî'nin rivayet ettiği bir hadis-i şerifte de bu şekilde gelmiştir. Meleklerin avamı müminlerin avamından daha üstündür. Çünkü insanların avamı nefislerine ka­pılmaları sebebiyle günahkârdırlar, melekler ise günahlardan ko­runmuşturlar. Günahı olmayan, günah işleyenden daha üstündür. Mutezile bu meselede de değişik düşünmektedir. Onlar şöyle diyor­lar: Melekler, peygamberlerden üstündürler. Eş'arîlerden bazı âlim­ler de bunlara uymuşlardır. Bir topluluk ise bu meselede bir şey söy­lemeyip susmayı tercih etmişlerdir. İmam Âzam da bu susanlar ara­sındadır. “Emâlî'l-Fetâvâ” adlı eserde zikredildiğine göre İmam Âzam bu konuda kesin bir cevap vermemiştir.

Ben derim ki; mesele kesin olmasın da zannî olsun. Şüphesiz bu mesele böyledir. İstisnada aslolanın bitişik olması gerektiği delil ka­bul edilerek eğer denilirse ki; İblis de meleklerden olduğu halde kâ­fir olmamış mıdır? Buna karşılık cevap şöyledir. İblisin durumu Al­lah Teâlâ'nın buyurduğu gibidir: Allah şöyle buyuruyor:

İblis cinlerdendi, bu sebeple Rabbinin emrinden dışarıya çık­tı.” 441

Hârut ile Mârufa gelince doğrusu onlar iki melek olup kendile­rinden ne küfür, ne de büyük günah zuhur etmemiştir. Onlara azap edilmesinin sebebi sitem yolu iledir. Yanılma ve zellesinden dolayı peygamberlere sitem yapıldığı gibi onlara da sitem yapılmak yolu iledir. Bununla beraber meşhur olan, Âdem oğullarından kalemin yazdıklarına uygun olarak çıkan günahları ayıplayıp, insanda biriktirilen beşerî istekler ve şehvetler kendilerinde bulunsa da yasak­lanmış işlerden hiçbirini irtikab etmiyeceklerini iddia edince, be­şeriyetin gereği olan istekler ve kabiliyetler kendilerine verildi ve bu şekilde melek olma vasfından ve ilahî korumanın kefaletinden dı­şarı çıktılar.

Sonra sihir öğrenmekle bir kimse kâfir olmaz. Belki sihir hak­kında bir eser (hadis) bulunduğuna inanmak, sihri böyle bir esere dayandırmak ve buna göre onunla amel etmek küfürdür. Akaid şer­hinde de böyle yazılmıştır. “Er-Ravza” adlı kitabın sahibi şöyle di­yor: “ittifakla sihir yapmak haramdır. Fakat sihir öğrenmek ve öğ­retmek konusunda üç türlü söz vardır. Âlimlerin çoğunluğunun ke­sinlikle hükmettikleri sağlam görüş olan birincisine göre, sihir öğ­renmek de öğretmek de haramdır, ikinci görüşe göre mekruhtur Üçüncü görüşe ise sihir öğrenmek de öğretmek de mubahtır.”

Taftazânî'nin “Şerh'ul-Keşşâf”da zikrettiğine göre, sihir ile amel etmenin küfür olduğu hususunda bir muhalefet rivayet edilmemek­tedir, sözüne yukarıdaki muhalefet aykırıdır. Bununla beraber onun iki sözü arasında da çelişki vardır. Konevi şerhinde Elh-i Sün­net âlimlerinden biri şöyle demiştir: Âdem oğullarının hepsi, melek­lerin tamamından üstündür. Bize göre, büyük günah işleyen kimsenin imanı kâmildir. Sonra insanlar gayba iman etmekle imtihan edilmişlerdir. Bu sebeple meleklerden daha üstündürler.”

Bu görüşün bozuk olduğu gizli değildir. Zira büyük günah sahi­bi kişi ittifakla fasıktır. İhtilafsız masum olan melekten nasıl üstün olabilir? Bu düşünceye şu şekilde bir yön verebiliriz. İnsanoğlu, gay­ba iman etmesi cihetinden, görerek iman edenden daha üstündür. Üstünlük yalnız bu yönde olabilir. Burada bir çelişki vardır. Çünkü iman yakîn ve tatmin olmak bakımından artar. Haber, görmek gibi değildir. Bu hükümden Allah müstesnadır.


Sahabe'nin En Üstünü :

Din usulüne ilâve edilen inançlardan biri de dört halife'den son­ra diğer sahabîleri bütün müslümanlardan üstün tutmaktır. Şâfiilerin büyük âlimlerinden Ebû Mansur el-Bağdadî şöyle diyor: “Ehl-i Sünnet vel-Cemaat âlimleri, sahabenin en üstününün Hz. Ebû Be­kir, sonra Hz. Ömer, sonra Hz. Osman, sonra Hz. Ali, sonra Aşere-i Mübeşşereden geride kalanlar, sonra Bedir savaşına iştirak edenler, sonra Uhud savaşından geride kalanlar, sonra Hudeybiye'de Bey'at' ür-Rıdvan'da bulunanlar olduğunda ittifak etmişlerdir.”

Ebû Mansûr, yukarıdaki sözünde “icma”dan, Ehl-i Sünnet vel-Cemaat'm çoğunluğunun ittifak ettiklerini kasd etmiş olsa gerektir. Zira her ne kadar Ehl-i Sünnet âlimlerinin büyük çoğunluğu bu gö­rüşte ittifak etmişse de Ehl-i Sünnet âlimlerinden bir kısmı Hz. Ali ile Hz. Osman arasındaki üstünlük üzerinde ihtilâf etmişlerdir.

Sünen sahiplerinin rivayet ettiği ve Tirmizî'nin sahih dediği Ebû Saîd'den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber sallellahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:

On kişi Cennettedir.Bunlar da Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali, Zübeyr, Talha, Abdurrahman, Ebu Ubeyde, Sa’d b. Ebi Vakkas ve Said b. Zeyd’dir.”

Hz. Fatıma’nın da Cennetlik kadınların en büyüğü, Hasan ile Hüseyin’in ise Cennet gençlerinin büyükleri olduğu hususunda rivayetler gelmiştir. Bedir savaşına iştirek edenlerin sayısı üçyüz on küsurdur.

İbn-i Mace, Rafi b. Hadic (r.a.)’dan rivayet ettiğine göre, Cebrail aleyhisselam yahut bir melek Hz. Peygamber (s.a.v.)’e gelerek Bedirde hazır olanları ne sanıyorsunuz diye sordu. Hz. Peygamber de :

Onlar bizim hayırlılarımızdır.”buyurdu. Melek buna karşılık: Bize göre onlar meleklerin de hayırlılarıdır,

cevabını verdi.

Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu:

Ağaç altında biat edenlerden hiçbiri Cehennem ateşine girmeyecektir.”

Allah Teala şöyle buyuruyor:

Fetih’ten önce malını Allah yolunda harcayıp Allah yolunda savaşan kimse ile bunu yapmayanlar bir değildir.Onlar, fetihten sonra malını harcayıp Allah yolunda savaşanlardan derece bakımından daha üstündürler.” 442

İnanç esaslarına ilâve edilen hususlardan biri de Tabiun’un diğerlerine üstün tutulmasıdır. Şeyhulislâm Muhammed b. Hafif eş-Şîrâzî şöyle diyor:

“İnsanlar Tabiûn'un en üstün kişisinin kim olduğu hususunda ihtilâfa düşmüşlerdir. Medine âlimleri Saîd b. Müseyyeb üstün olduğunu, Basralılar Hasan-i Basrî'nin üstün olduğunu, Kûfeliler ise Uveys el Karnî'nin üstün olduğunu söylüyorlar. Sonradan gelen (Müteehhirîn) âlimlerinden bir kısmı da demişlerdir ki, doğ­rusu Kûfelilerin görüşüdür. Çünkü Müslim, Ömer b. Hattab'tan ri­vayet edilen şu Hadis'i kayd etmektedir: Hz. Ömer şöyle buyurdu:

Resulullah sallellahu aleyhi vesellem'in şöyle buyurduğunu işittim:

Tabiûn'un en hayırlısı Üveys denilen kişidir.” 443

Hulâsa, Tabiûn, Sahabeden sonra bu Ümmetin en üstün kişileridir Çünkü Hz. Peygamber:

Nesillerin en hayırlısı benim yaşadığım asırdakilerdir. Ondan sonra bu asrı takib edenler, ondan sonra bunları tâkib edenlerdir.” 444



Yüklə 1,59 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   41   42   43   44   45   46   47   48   ...   69




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin