Her yönetim düşüncesi olumlu ve olumsuz yönlere sahiptir. Her yeni düşüncede bu olumsuz yanlar iyileştirilerek ve yeni katkılarda bulunularak bugünkü son noktaya gelinmiştir. Modern yönetim ve örgüt teorisi, klasik ve neoklasik yönetim ve örgüt teorilerinden sonra ortaya çıkmış ve bunların eksiklerini gidermek, olumlu yanlarından faydalanmak modern teorinin temelidir.
Neoklasik yönetim yaklaşımı 1940’lı yıllardan başlayıp, 1960’lı yılları kadar süren dönemde etkili olmuştur. Neoklasik yaklaşımın ele aldığı başlıca konular; insan davranışı, kişiler arası ilişkiler, grupların oluşması, grup davranışları, biçimsel olmayan örgütlerde ve diğerlerindeki değişim ve gelişmelerdir. Neoklasik yönetim anlayışı yönetime birçok yeni kazanımlar, kavramlar getirmiş, ancak bu yönetim de bütün dikkatleri insan davranışında yoğunlaştırmasından dolayı, diğer alanların ihmaliyle hataya düşmüştür. Nasıl klasik yönetim yaklaşımı, insanı resmi bir organizasyon yapısı içinde bir makine gibi görerek, hata yapmışsa, neoklasik yönetim yaklaşımı da bütün dikkatleri insan davranışları üzerinde toplamakla, aynı hatayı işlemiştir. Daha sonra gelen araştırmacılar, insan unsurunu esas almakla bütün işletme probleminin çözülemeyeceğini ispata çalışmışlar ve bu gelişmeler sonucunda modern yönetim yaklaşımı ortaya çıkmıştır.
Neoklasik yönetim yaklaşımı 1940’lı yıllardan başlayıp, 1960’lı yılları kadar süren dönemde etkili olmuştur. Neoklasik yaklaşımın ele aldığı başlıca konular; insan davranışı, kişiler arası ilişkiler, grupların oluşması, grup davranışları, biçimsel olmayan örgütlerde ve diğerlerindeki değişim ve gelişmelerdir. Neoklasik yönetim anlayışı yönetime birçok yeni kazanımlar, kavramlar getirmiş, ancak bu yönetim de bütün dikkatleri insan davranışında yoğunlaştırmasından dolayı, diğer alanların ihmaliyle hataya düşmüştür. Nasıl klasik yönetim yaklaşımı, insanı resmi bir organizasyon yapısı içinde bir makine gibi görerek, hata yapmışsa, neoklasik yönetim yaklaşımı da bütün dikkatleri insan davranışları üzerinde toplamakla, aynı hatayı işlemiştir. Daha sonra gelen araştırmacılar, insan unsurunu esas almakla bütün işletme probleminin çözülemeyeceğini ispata çalışmışlar ve bu gelişmeler sonucunda modern yönetim yaklaşımı ortaya çıkmıştır.
Klasik ve neoklasik (davranışsal) yaklaşımların eksikliklerini gidermek gayesiyle yapılan çalışmalar sonucunda modern yönetim yaklaşımı gelişmiştir. Bu çalışmalar 2. Dünya savaşı sonrasında (1950’lerden itibaren) hız kazanmıştır. Her işletmeyi bir sistem olarak görmenin mümkün olmasından hareketle, modern yaklaşımlar genellikle, modellere ve sistemler kurmaya yönelik, belirli bilimsel kavramlara dayanan, analitik bir temeli olan sentezci yaklaşımdır. Bu yaklaşımda yönetim ve organizasyon sorunlarını çözmeye yönelik sistem ve durumsallık yönetim yaklaşımları olarak başlıca iki bakış açısı ve alanı getirmiştir.
Klasik ve neoklasik (davranışsal) yaklaşımların eksikliklerini gidermek gayesiyle yapılan çalışmalar sonucunda modern yönetim yaklaşımı gelişmiştir. Bu çalışmalar 2. Dünya savaşı sonrasında (1950’lerden itibaren) hız kazanmıştır. Her işletmeyi bir sistem olarak görmenin mümkün olmasından hareketle, modern yaklaşımlar genellikle, modellere ve sistemler kurmaya yönelik, belirli bilimsel kavramlara dayanan, analitik bir temeli olan sentezci yaklaşımdır. Bu yaklaşımda yönetim ve organizasyon sorunlarını çözmeye yönelik sistem ve durumsallık yönetim yaklaşımları olarak başlıca iki bakış açısı ve alanı getirmiştir.
İnsanlar, ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere bilinçli ve sistemli olarak bir araya gelip önce işbirliği daha sonra da işbölümü yaparlar.
İnsanlar, ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere bilinçli ve sistemli olarak bir araya gelip önce işbirliği daha sonra da işbölümü yaparlar.
Bu sırada bazıları iş yaparken bazıları iş yaptırır. İş yapanlar yönetilen, iş yaptıranlar yönetici (yönetim organı) dir.
Yönetim, başkalarına iş yaptırmayı örgüt aracılığıyla gerçekleştirir.
Örgüt olan yerde yönetim, yönetim olan yerde de örgüt vardır.
Önceden belirlenmiş amaç ve hedeflere başkalarının ortaklaşa çabalarıyla ulaşma sanatı.
Bir amaca ulaşma yönünde girişilen eylemlerin ve yapılan işlerin bütünü.
Örgüt amaçlarının en kısa ve en kestirme yoldan gerçekleştirilmesi için, elde bulunan kaynakların (insan, para, makine, malzeme, bilgi vb.) anlamlı bir şekilde bir araya getirilerek
planlama,
örgütleme,
yöneltme,
eşgüdümleme ve
denetleme
faaliyetlerinden oluşan bir süreç.
1- Yönetim hem bir sanat hem de bilimsel bir süreçtir.
1- Yönetim hem bir sanat hem de bilimsel bir süreçtir.
2- Yönetimin özünü insanlar ve aralarındaki ilişkiler oluşturur.
3- Amaç
Yönetimin beşeri özelliği
Yönetimin grup özelliği
Yönetimin amaç özelliği
Yönetimin işbirliği özelliği
Yönetimde hiyeraşik yapı özelliği
Yönetimde iş bölümü ve uzmanlaşma özelliği
Yönetimin demokratik olma özelliği (insanı makine gibi gören ve kullanan, insan onuruyla bağdaşmayan ve insanın çalışma istek ve arzusunu düşüren aşırı otoriter eğilimler ve zora dayalı yöntemler terk edilmelidir)
Bireyci özellik (yetki en sonda bir kişide toplanır)
İstisnalarla yönetim özelliği-rutin işler astlara, stratejik işler üst yöneticilere bırakılır.
İki yönlü süreç olma özelliği (karar alma-uygulama)
Yaratıcı süreç olma özelliği (yönetici ve işgörenlerin yaratıcı yetenekleri ortaya çıkar)
İletişim
Rasyonellik
Sanat, bilim ve meslek olma özelliği
1- Planlama
1- Planlama
2- Organizasyon (Örgütleme)
3- Yürütme (Yöneltme-Yönverme)
4- Eşgüdümleme (Koordinasyon)
5- Denetim (Kontrol)
Arzulanan geleceği tasarlamak ve ona ulaşmak için etkin yolları belirlemek
Arzulanan geleceği tasarlamak ve ona ulaşmak için etkin yolları belirlemek
Neyin, ne zaman, nasıl, nerede ve kim tarafından yapılacağını önceden kararlaştırma süreci
Bir amacı gerçekleştirmek için en iyi davranış biçimini seçme ve geliştirme niteliği taşıyan bilinçli bir faaliyet.
Yönetimin en temel fonksiyonudur.
“nereye gideceğinizi bilmiyorsanız, hiçbir yol sizi oraya götürmez.”
Planlama, bilinçli bir seçim ve tercih etme sürecidir.
Planlama, bilinçli bir seçim ve tercih etme sürecidir.
Planlama, bir karar sürecidir.
Planlama, geleceğe dönük bir faaliyettir.
Planlama, çevre koşullarındaki değişmelere uyum sağlayabilecek dinamik ve esnek bir yapıda olmalıdır.
Organizasyon (örgüt), ortak amaçlarla bir araya gelen insanların belirli bir düzen içinde bir hiyeraşiye bağlı olarak faaliyette bulundukları yapıdır.
Organizasyon (örgüt), ortak amaçlarla bir araya gelen insanların belirli bir düzen içinde bir hiyeraşiye bağlı olarak faaliyette bulundukları yapıdır.
Organizasyon (örgütleme), bu yapının oluşturulma sürecidir.
Örgütleme; planda belirlenen amaçlara ve bunlara ulaşmak için belirtilen yollara uygun bir yapı kurmaktır. Amaca ulaşmak için belirlenen iş ve mevkilere eleman seçimi, çalışanlar ve görevler arası çalışma düzenlerinin belirlenmesi örgütleme faaliyeti kapsamındadır.
Örgüt kurulurken, önce işler teker teker belirlenir ve ayrıntılı bir şekilde tanımlanır. Bu tanımlanmış, bölümlendirilmiş ve basamaklandırılmış işlere uygun elemanlar temin edilir ve yerleştirilir (kadrolama). İşlerin görüleceği yer, araç ve yöntemlerin tespit edilmesiyle örgütleme tamamlanır.
Amaç birliği:
Amaç birliği:
Bir bütün olarak örgüt ve örgütün her seviyesi açık seçik bir şekilde belirlenmiş amaçlara sahip olmalıdır. Bir örgütün varolmasının sebebi ortak amaçlarıdır.
İşbölümü ve uzmanlaşma
Her personel bilgi, yetenek ve tecrübelerine göre bir işe yerleştirilmeli, en iyi yapabileceği bir işte uzmanlaşmalıdır.
Kontrol alanı
Bir yönetici kontrol edebileceği kadar kişiden sorumlu olmalıdır.
Hiyeraşik yapı
Yetkinin merkezden derece derece dağılması
Emir kumanda birliği
Her ast yalnız bir üstten emir alır.
Sorumluluk
Yetkinin astlara devredilmesi sorumluluğu ortadan kaldırmaz.
Yetki ve sorumluluk denkliği
Bir personel sahip olduğu yetki kadar sorumlu olmalıdır.
Yetki devri (yetki göçerimi, delegasyon)
Yetki devri (yetki göçerimi, delegasyon)
İşlerin yürütülebilmesi için yöneticiler yetkilerinin bir kısmını astlarına devretmelidirler.
İstisnalara göre yönetim
Rutin işler alt kademe yöneticilerince yürütülürken, stratejik ve genel karar ve işlemler üst kademe yöneticilerince yürütülür.
Açıklama
Her kademedeki personelin görev, yetki ve sorumlulukları açıkça belirlenmelidir. (Organizasyon el kitapları)
Denge
Bölümler arasında kaynak kullanımında bir denge sağlanmalıdır.
Basit ve anlaşılırlık
İş, yetki ve sorumluluklar; açık, basit ve anlaşılır olmalıdır.
Esneklik
Değişim ve gelişmelere karşı yeni duruma çabuk uyabilen bir yapı olmalıdır.
Reorganizasyon
Yetersizleşme, amaçlara ulaşamama, işlerin yürütülememesi vb. durumlarında örgütler yeniden düzenlenebilmelidir.
Yöneticinin başkalarını çalışmaya sevk etme süreci
Yöneticinin başkalarını çalışmaya sevk etme süreci
İnsan ve maddi üretim öğelerinin uyumlu bir biçimde örgütlenmesinden sonra, bunların çalışması, faaliyete geçmesi, mal veya hizmet üretmeye başlaması için yöneticinin emir-komuta etmesidir.
Sistemin harekete geçmesi, çalışmaya başlamasıdır.
Takım ruhu
Takım ruhu
Personelin tanınması
Personel ile kurum ilişkileri
Yöneticiler çevrelerine iyi örnek olmalı
Personele devamlı olarak kontrol edildikleri izlenimi verilmeli
Bir organizasyonda çalışmayı kolaylaştırma ve başarıyı sağlamak için bütün faaliyetlerin uyumlaştırılması (ahenkleştirilmesi) dır.
Bir organizasyonda çalışmayı kolaylaştırma ve başarıyı sağlamak için bütün faaliyetlerin uyumlaştırılması (ahenkleştirilmesi) dır.
Ortak hedefe varmak, işin daha etkili yapılmasını sağlamak için çalışanların çabalarının birbiri ardı sıra gelerek, içiçe geçip birbirlerini bütünlemelerini sağlayacak şekilde birleştirilmesi.
Ortak amaçlar
Ortak amaçlar
İşbirliği ve dayanışma
Bir zincir en zayıf halkası kadar kuvvetlidir.
Senkronizasyon
Uygun zamana denk getirme.
Planlanan amaçlarla gerçekleştirilen mevcut durumlar arasında karşılaştırma yapmaktır.
Planlanan amaçlarla gerçekleştirilen mevcut durumlar arasında karşılaştırma yapmaktır.
Planlama ve örgütleme yürütme ?
Kontrol süreci
Kontrol süreci
Standartları belirleme
Gerçekleşen durumu ölçme
Karşılaştırma
Düzeltici tedbirler alma
Amaçlara ve planlara dayanmalıdır.
Amaçlara ve planlara dayanmalıdır.
İleriye dönük olmalıdır.
Düzeltici tedbirleri almayı sağlamalıdır.
Anlaşılabilir olmalıdır.
Daha önce verilen Yönetim Teorileri hakkındaki slaytları anlayabilmeniz için konuya ait özet slaytlar aşağıda verilmiştir.
Klasik yönetim teorisi
Neo-klasik yönetim teorisi/İnsan ilişkileri yaklaşımı
tarafından geliştirilen yönetim teorileri genel olarak “klasik yönetim teorileri” olarak bilinmektedir. Her üç teorinin belirgin özelliği, organizasyon ve yönetimde insan boyutunun yeterince dikkate alınmamış olmasıdır.
Personel yönetimi teorisi ve uygulamalarının psikoloji bilimiyle birleştirilmesi
Personel yönetimi teorisi ve uygulamalarının psikoloji bilimiyle birleştirilmesi
Çalışanların verimliliğinin sadece görevlerin nasıl tasarlandığına ve ücretlerin seviyesine bağlı olarak değil, aynı zamanda belli sosyal ve psikolojik etkenlere bağlı olarak değiştiğini ortaya çıkarılmıştır.
Neoklasik dönemin özelliği, klasik dönemin eksik bıraktığı insan unsurunu incelemesidir.
Sadece yapı üzerinde duran klasik teorinin insan unsurunu pasif saymasına karşılık, neo- klasik teori bir örgüt yapısının etkinliğini belirleyen unsurun insan olduğunu göstermiştir.
X ve Y teorisi teorisi olarak genelde iki grupta incelenir
İnsan, doğası gereği çalışmayı sevmez ve mümkün mertebe işten kaçar.
İnsan, doğası gereği çalışmayı sevmez ve mümkün mertebe işten kaçar.
Bu nedenle insanın çalışması için onu ödüllendirmek, kontrol etmek, korkutmak ve gerektiğinde de cezalandırmak gerekir.
İnsan yenilik ve değişime direnç gösterir.
İnsanlar sorumluluktan kaçma eğilimindedirler ve yönetmek yerine yönetilmeyi tercih ederler.
İnsan bencildir.
İnsan, işinde özellikle ve öncelikle iş güvencesi arar .
İnsanın işyerinde çalışması, oyun oynamak, dinlenmek kadar doğaldır.
İnsanın işyerinde çalışması, oyun oynamak, dinlenmek kadar doğaldır.
İnsan örgüte bağlanır, işini ve arkadaşlarını severse kendi kendini yönetebilir.
İnsan öğrenmek ister, sorumluluk almaya isteyerek talipli olabilir.
İnsanların beşerî ihtiyaçların doyumu ile yaratıcılık yetenekleri ortaya çıkarılabilir.
İnsan ödülle yönlendirilebilir, dış denetimden çok “özdenetim” etkili olabilir.
Bu yaklaşımın temelini oluşturan akımlar Sistem Yaklaşımı ve Durumsallık Yaklaşımı’dır.
Klasik ve neo – klasik yönetim kuramlarının örgütü birer kapalı sistem olarak ele almalarına karşılık, modern yönetim kuramı, örgütü çevresiyle etkileşim içinde olan bir açık sistem olarak ele almıştır.
Klasik ve neo – klasik yönetim kuramlarının örgütü birer kapalı sistem olarak ele almalarına karşılık, modern yönetim kuramı, örgütü çevresiyle etkileşim içinde olan bir açık sistem olarak ele almıştır.
Modern yönetim kuramını diğer kuramlardan kesin çizgilerle ayırmak mümkün değildir. Çünkü bu kuram önceki kuramların temel ilke ve esaslarını yeni ve değişik bir açıdan ele alıp yorumlamış ve bir senteze ulaşmaya çalışmıştır.
Sistem yaklaşımı
Sistem yaklaşımı
Durumsallık yaklaşımı
Toplam kalite yönetimi
Sistem;
Sistem;
Belirli parçalardan (alt birimlerden, alt sistemlerden) oluşan,
Bu parçaların aynı zamanda dış çevre ile ilişkisi olan, bir bütün olarak tanımlamak mümkündür.
Bir sistem açık veya kapalı olabilir.
Bir sistem açık veya kapalı olabilir.
Açık sistem yaşamak için dış çevreyle ilişki kurmalıdır: Bu, sistemin dinamik bir denge sağlaması için gereklidir.
Her sistemde bir amaç ve amaçlar vardır: Her sosyal sistem belirli bir amaca ulaşmak için kurulmuştur ve sisteme hüviyetini kazandıran da budur.
Sistemler çevre ile ilişki kurarlar.
Sistemde geribildirim ilişkisi vardır: Sistem bu sayede eksikliklerini ve aksaklıklarını öğrenebilir.
Sistemin kesin sınırları yoktur. Ancak, bir sistemin varlığından bahsedebilmek için onu dış çevreden ayıran sınırlarının olması gerekir. Organizasyon dış çevreden ayırt edilmelidir.
Sistemin alt sistemleri vardır.
Sistemde olumlu ve olumsuz “entropi” görülür: Bir sistemde faaliyetlerin bozulması, dengenin kaybolması ve sonunda sistemin durması yönünde bir eğilim vardır. Entropi, bu eğilimi ifade eder. Kapalı sistemler, entropinin etkisinde kalır. Enerji kaybındaki artış sonuçta sistemin ölümüne neden olur. Açık sistemler, bunun üstesinden gelebilme yeteneğine sahiptir.
Organizasyonlarda tek bir en iyi yol yoktur.
Organizasyonlarda tek bir en iyi yol yoktur.
Organizasyonda kullanılan her bir yolun etki ve verimliliği farklıdır.
Organizasyonun oluşturulması, içinde bulunduğu çevre koşullarına bağlıdır.