g)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi;
Şüpheli Hüseyin GÖRÜM'ün Ergenekon Terör Örgütünün üyesi olduğu , Ergenekon Terör Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurlann" kurulması ve örgütlenmesi amacı ile hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyannca kurulan Ergenekon Terör Örgütüne bağlı "Lobi Yapılanmasının" karan ve bu yapılanmanın Sivil Toplum Kuruluşlan alanındaki faaliyet şekil ve esaslannı belirlemek için hazırladığı "Dinamik" adı verilen örgüt dokümanında gösterilen "Kuvayi Milliye Cephesi gibi Milli Mücadele yıllannda kurulan örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür" hedefinin uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayi Milliye Derneğinin kurulması ve kuruluş masraflannı karşılanmasında etkin rol oynadığı, Ergenekon Terör Örgütünün amaçlan doğrultusunda yönetilmesine yardımcı olması için teşkilattan sorumlu başkan yardımcısı olarak görevlendirildiği , bu görevi kapsamında da örgüte eleman kazandırdığı, örgüte kazandırdığı elemanlann profillerinden de yararlanıp mafya tarzı faaliyetlerde bulunarak örgüte gelir temin ettiği, yine örgüte kazandırdığı elemanlar aracılığı ile örgüt amaçlan doğrultusunda istihbarat topladığı, legal faaliyetleri çerçevesinde sivil demokratik tepki görüntüsü ve kamuoyu oluşturmak amacı ile yönetim aleyhine olan sivil toplum hareketlerini organize ettiği veya içerisinde yer aldığı iddia edilmektedir.
Şüpheli özetle ; Kendisinin daha önce Taner ÜNAL'ın başkanı olduğu VKGB içerisinde bulunduğunu, daha soma buradaki kişilerin fikirleri hoşuna gitmediğinden dolayı yanlanndan ayrıldığını, Mehmet Fikri KARADAĞ ve Muzaffer TEKİN ile cezaevi arkadaşı İbrahim CİNGİ vasıtası ile tanıştığmı,tanıştıktan 6 ay soma Mehmet Fikri KARADAĞ, Yusuf Ziya TANRIVERDİ, Mehmet BESTEOĞLU ile birlikte 11.11.2005 günü resmi olarak Kuvayi Milliye derneğini kurduklannı, kendisinin derneğin teşkilat başkanı olduğunu,derneğin hiçbir yere bağlı olmadığını, derneğin Deprem ve afetlerde yardımcı olmak için AKUT benzeri üyeleri içerisinde oluşturduklan arama kurtarma isimli bir birimlerinin olduğunu, bu birimde olan şahıslara Kuvayi Milliye derneğinin kimliklerinden verdiklerini, bu kimliklerin üzerinde Özel Kuvvetler Birliği yazılı olduğunu,Kuvayı Milliye Derneğine aralannda karargah dediklerini, eskiden Kuvayi milliye üyelerinin toplanma yerlerine karargah dedikleri için aynı terimi kullandıklanm, hiçbir zaman askeri rütbe kullanmadığım,Kuvayı Milliye Derneği'nde yapılan arama el konulan bilgisayarlann incelemesinde tespit edilen "komisyonlar.doc" isimli belgenin içeriği hakkında Mehmet Fikri KARADAĞ'ın daha çok bilgi sahibi olduğunu, Mehmet Fikri KARADAG'm asker emeklisi olmasından dolayı bu şekilde derneğin faaliyetlerini ve ■ görev alanlannı belirlediğini, belirtilen konulann hepsinin Mehmet Fikri KARADAĞ'ın kafasındaki projeler olduğunu, ancak herhangi bir uyguluma alanı oluşmadığını, Ali ÖZOĞLU'nun Tempo Dergisindeki
röportajında söylediği "Kuvai Milliye derneği'nin "2000 motorize ekipten oluşan, telsizli istihbarat ekipleri hazırladıkları, bu ekiplerin İstanbul içinde ve iki yakada başta kürt mafyası olmak üzere her türlü organize suç şebekesine ve mafyaya karşı mücadele etmekle görevli olacakları" sözlerindeki gibi Kuvayı Milliye Derneğinin bir çalışması olmadığını, istihbarat ve motorize ekip kurma gibi bir çalışmalarının olmadığını, Mehmet Fikri KARADAG'dan 13.500 hain olduğu, elinde liste bulunduğu beyanlarını duyduğunu, ancak bu listede kimlerin olduğunu,kimin ne amaçla hazırladığını bilmediğini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün ifadesinde belirttiği gibi kendisinden asker yetiştirmek için bir talebinin olmadığını, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün kendisi ile birlikte Danıştay saldırısında yargılandığı için üzerine bu şekilde iftira attığını, şahıslann Danıştay saldınsmı gerçekleştiren Alparslan ARSLAN'm avukatı olduğunu söyledikleri için kendisinin Danıştay Saldınsı olayında gözaltına alındığını, Alparslan ARSLAN'ı 2000 yılından beri tanıdığını, 2004 yılı içerisinde Tarhan Tanm Hayvancılık Şirketi ile ilgili olarak kendisi ile görüşme yaptığını ve Alpaslan'a imzalı bir belge verdiğini, Mehmet Fikri KARADAĞ bu şekilde illegal olarak para toplama olaylannı organize etmiş olabileceğini, kimseden derneğe yardım adı altında para toplamasını istemediğini, Mehmet Fikri KARADAĞ'm bazen derneğe gelen şahıslara ekibini kur şeklinde söylemlerinin olduğunu, Ergenekon Terör Örgütü ile ilgisi bulunmadığını savunmuştur.
Şüphelinin Ergenekon Terör Örgütünün sivil toplum kuruluşlan alanındaki yapılanmalanndan birisi olan Kuvayı Milliye Derneğinin kuruluşunda aktif olarak faaliyet gösterdiğinin Yusuf GÖRÜM'ün " Derneğin kuruluş çalışmalannın Hüseyin GÖRÜM'ün Maltepe semtinde bulunan yazıhanesinde yapıldığı , kendisinin işletmekte olduğu Maltepe'deki deterjan imalathanesinin üst katındaki boş büroyu ise Hüseyin GÖRÜM'ün ricası ile geçici olarak derneğe tahsis ettiği" şeklindeki beyanı, derneğin genel başkanı Mehmet Fikri KARADAĞ ve yukanda anlatılan kendi beyanlan ile sabit olduğu anlaşılmaktadır.
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün , Danıştay Saldınsı sanığı Alparslan ARSLAN'ı emin olmamakla birlikte VKGB nin Maltepe'deki bu yerinde gördüğü şeklindeki beyanının, Alparslan ARSLAN'm yakalandığında üzerinden çıkan VKGB kartvizitini arkadaşı olarak tabir ettiği Hüseyin GÖRÜM'den almış olabileceği şeklindeki beyanı dikkate alındığında doğru olarak kabul edilebileceği değerlendirilmiştir.
Soruşturma kapsamında olup daha sonraki bir tarihte yakalanan şüpheli İhsan GÖKTAŞ'tan elde edilerek 2 , 3 rakamlan ile numaralandınlan CD'ler içerisinde Kuvayı Milliye Derneği binasında 12 kişinin katılımı ile yapılan bir toplantıda Hüseyin GÖRÜM ve Mehmet Fikri KARADAĞ'm görüntülü konuşmalannm kayıtlı bulunduğu tespit edilmiş, Gizli Tanık-17 bu görüntülerin Kahraman ŞAHİN tarafından kayda alındığını beyan etmiştir. Söz konusu CD lerdeki görüntülü konuşmalarda Hüseyin GÖRÜM ve Mehmet Fikri KARADAĞ'm tanışmalanndan itibaren Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi ve Kuvayı Milliye Derneğinin kuruluş aşaması, süreç içerisinde gelişen olaylann tabii bir şekilde konuşulduğu değerlendirildiğinden çözümü yaptınlarak özet olarak yukanda Mehmet Fikri KARADAĞ'a ait bölümde yazılmıştır.
Bu konuşmanın ; şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ'm kendi beyanı içeriğine göre 22 Temmuz 2007 tarihindeki genel seçimler sonrasında Kuvayı Milliye Derneği ile bağlantısını zayıflattığı, 07 Eylül 2007 tarihinde de resmi olarak aynlıdığı tarihten sonra yapıldığı , Kuvayı Milliye Derneğinin Kadıköy ilçesindeki genel merkez binasında geçtiği, huzurda Mehmet Fikri KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM'den başka 12 kişinin daha olduğu anlaşılmaktadır.Tartışmalannm ise ; Mehmet Fikri KARADAĞ'm Ergenekon Terör Örgütünün amaçlan doğrultusunda görünürdeki Kuvayı Milliye Derneğinin legal yapılanmasının tüm imkanlannı kullanmasına karşın söz konusu-genel seçimlerde beklediği neticeyi sağlayamaması, bunun dışında Mersin ilindeki ölme^ldürûlme ve öldürme ikazı ile yaptırdığı yemin töreni, Derneğin Teşkilat Başkanı Hüseyin GÖRÜM'ün başında bordo bere
ile kıydığı Kuvva Nikahı ve sağma ve soluna alıp temsili olarak İsa ile Musa Peygamber olarak tanıttığı kişiler ile birlikte yaptığı basın açıklaması görüntülerinin basında yer alıp vatandaşlardan tepki alması, yukarıda silah ve örgütsel dokümanlar ile yakalandığı anlatılan Murat ÇAĞLAR'dan sonra Dernek yapılanması hakkında soruşturma başlatılması olaylanndan soma işlevsiz kaldığını düşündüğü Derneğin legal yapılanmasını tasfiye etme düşüncesinden ve Hüseyin GÖRÜM'ün buna karşı çıkmasından kaynaklandığı görüntülü konuşmanın tümünün incelenmesinden anlaşılmaktadır. Yukanda özetlenen telefon görüşmelerinden de anlaşılacağı gibi neredeyse askeri bir itaatle bağlı örgüt üyelerinin kendisine bu tartışmada olduğu gibi karşı çıktıklan görülmemiştir. Bu nedenle de olaylann gelişiminin kavranması açısından önem verilen bu konuşmada Hüseyin GÖRÜM'ün Mehmet Fikri KARADAĞ'a ; Muzaffer TEKİN tarafından tanıştmldıklannı, VKGB'nin kuruluşu aşamasında kendisinin Maltepe semtindeki meşhur barakasına gelip gittiğini, Hendek ilçesinde anlaşmayı bozanın kanının diğerine helal olduğuna dair bir anlaşma yaptıklannı, buna karşılık kendisinin eroin kaçakçısı olarak gösterilip VKGB oluşumundan uzaklaştınldığim, kutsal bir dava olarak gördüğü Kuvayi Milliye Derneğinin kuruluşunda kendisinin büyük emeği olduğunu, ancak Mehmet Fikri KARADAĞ'ın derneğe gelen kişilere grup kurun, yer altına inin, şunu vur, bunu vur, kıralım, keselim,para bulalım dediğini, bütün eylemlerde arka planda durup kendisini öne çıkardığını , Ankara'da kurulan Kuvva-i Milliye Derneğinin arkasında da Muzaffer TEKİN'in olduğunu, başkanı olan Bekir ÖZTÜRK'ün kendisi gibi kukla olduğunu, telkinlerine uyan birisinin suç işlemesi halinde kendisine yükleneceğini, nitekim Danıştay saldınsı ve Hrant DİNK'in öldürülmesi olaylanndan soma ortadan kaybolduğunu, bütün bu olaylardan soma işin iç yüzünü anladığını söylediği anlaşılmaktadır.
Yukandaki konuşmalardan da anlaşılacağı gibi ülkemizde meydana gelen sansasyonel eylemlerden sonra Mehmet Fikri KARADAĞ'ın derneğe gelmeyişi, Hüseyin GÖRÜM'ün Danıştay saldınsmda adının geçmesi üzerine Mehmet Fikri KARADAĞ ve diğer dernek üyelerinin kendisiyle irtibatlannı kesmesi, Mehmet Fikri KARADAĞ'ın danışacağım yerler var diyerek Beşiktaş'taki bir yere gitmesi , burada da Veli KÜÇÜK'ün bürosunun bulunduğunun bilinmesi , Mehmet Fikri KARADAĞ ile Veli KÜÇÜK'ün örgütsel irtibat halinde bulunduklan yönünde değerlendirilmesi gereken diğer bir durumdur. Danıştay eylemi soması Veli KÜÇÜK- Muzaffer TEKİN örneğinde olduğu gibi, deşifre olan örgüt üyesi Hüseyin GÖRÜM ile irtibatın kopanlmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır.
Yukanda geniş olarak özetlenen telefon görüşmelerinden de, şüphelinin Ergenekon Terör Örgütünün Kuvayi Milliye Derneğindeki yapılanması hiyerarşisi içerisinde bulunduğu ve doğrudan Mehmet Fikri KARADAĞ'a bağlı olarak faaliyet gösterdiği, bizzat veya örgüt hiyerarşisi içerisinde kendisine bağlı olan örgüt üyeleri Kahraman ŞAHİN,Erol ÖLMEZ,Yusuf GÖRÜM,Raif GÖRÜM,Ali KUTLU,Abdullah ARAPOĞULLARI, Erdal İRTEN,Murat ÇAĞLAR ve İhsan GÖKTAŞ aracılığı ile örgüte eleman kazandırma, örgüte gelir temin etme adına tahsilat, istihbarat toplama faaliyetleri yürüttüğü anlaşılmaktadır.
Örneğin;
27.02.2007 tarihinde Yusuf GÖRÜM ile Naci isimli şahıs arasındaki görüşmede
özetle ; Naci'nin " Lan dedim, Hendek'e gitti lan, gel dedim bizim buraya takıl da seninle
Kuvayi Milliye Derneği açalım buraya şube" dediği, Yusuf un " Nereye bana ne söylüyorsun onu Hüseyin'e söyle" dediği, Naci'nin " Şeklini bilmiyorum yani, şekil olması lazım abi, bak bak burada rant var ya, ben onun için dedim" dediği, Yusufun "Var tabi orda" dediği, Naci'nin "Bu piyasada var, öbür orda yok" dediği, Yusufun " Var evet" dediği, Naci'nin " Bu piyasada var yani, o piyasada yok Kadıköy'den önce de burada var anladın" dediği, Yusufun " Naci ben İstanbul a geldiğimde konuşalım" dediği, .
Şeklindeki görüşmenin, görüşme yapan kişilerin rant bulunduğunu değerlendirdikleri yere Kuvayi Milliye Derneği açarak bu dernek yapılanmasındaki faaliyetler ile ranttan pay
alma düşüncelerini gösterdiği gibi, buna karar verecek olanın Hüseyin GÖRÜM olduğunu gösterdiği anlaşılmaktadır.
10.07.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ'm Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle;Mehmet Fikri'nin "Oğulcum şimdi Bursa'dan Muhammet diye bir çocuk geliyor" , "Bizim derneğin önde gelmiş olduklarından" , "Arabasıyla geliyormuş, onu alın görüşün, Hüseyin abinle de görüşsün, bende çıktım geliyorum" "Muhammet diye bir çocuk uzman çavuşmuş" dediği,
Şeklindeki görüşmenin Mehmet Fikri KARADAĞ'm şüpheliye , ilgili bölümde geniş olarak anlatılan örgütün provakatif terör eylemleri planında önemli rol üstlenen Muhammet YÜCE ile görüştürecek kadar güvendiğini gösterdiği anlaşılmaktadır.
16.03.2007 tarihinde Murat ÇAĞLAR ile Muşika VATANKULU arasındaki görüşmede özetle ; Murat'ın "Tutuklandım ben" , "Silahla yakalandım" "Şu an Bakırköy'de karakoldayız" dediği, Muşika'nm "Kim var yanında" dediği, Murat'ın "Ahmet var" dediği, Muşika'nm "Yapacağımız bir şey var mı" dediği, Murat'ın "Hiç bir şey yok, Hüseyin abiye bildirdik, avukatımıza o halledecek" dediği,
Bu görüşmede geçen Murat isimli kişi 07.01.2007 tarihinde Pendik ilçesinde 1 adet ruhsatsız tabanca ile yakalanan Murat ÇAĞLAR'dır. Bu kişinin kullanımında bulunan ve Kuvayı Milliye Derneğine ait olduğunu söylediği araçta ilgili bölümlerde geniş olarak anlatılan bir kısım örgütsel dokümanlar, birtakım kişiler hakkında istihbari bilgilerin yazılı bulunduğu notlar bulunmuştur.
Yukanda yazılı görüşmenin de , daha önce de 07.01.2007 tarihinde üzerinde ruhsatsız silah ve kullandığı araçta örgütsel dokümanlar ile yakalanan Murat ÇAĞLAR'm, bu sefer 16.03.2007 tarihinde yine ruhsatsız silah ile yakalandığında ilk önce Hüseyin GÖRÜM'e haber verdiğini ve yardımını istediğini, şüphelinin de bu talebi olumlu karşılayarak avukat temin etme yoluna gittini gösterdiği , Mehmet Fikri KARADAĞ'm bu konudaki "Murat ÇAĞLAR'ı dernek binasına Hüseyin GÖRÜM'ün getirdiğini, şahıstan haberinin olmadığını, hatta kendince teşkilat başkan yardımcısı diye kartvizit bastırdığını" şeklindeki beyanı ve telefon görüşmesi içeriği karşısında şüphelinin " Murat ÇAĞLAR'ı Mersin ilinde yaptıklan yemin töreninde Emniyet Müdürü olan Kemal CANAY vasıtasıyla tanıdığını, otelcilik yaptığını bildiğini, yemin töreninden sonra iki kez İstanbul'da görüştüğünü, bu şahsın dernekle bir ilgisinin olmadığını" şeklindeki beyanının savunma amaçlı olduğu anlaşılmıştır.
Murat ÇAĞLAR'm 07.01.2007 tarihinde yakalandığında kendisi ile yapılan mülakatta söylediği ; " Kuvvayi Milliye Derneğinde kaldığı süre içerisinde kendilerine, vatanın elden gittiğini, bir an evvel halkın ayaklandmlması gerektiğini, aynca Kuvvayi Milliye Derneğinin mevcut orduya alternatif yeni bir ordu kurma yetkisinin olduğunu, bunun için maddi güç kazanmalan gerektiğini, bu nedenle sık sık yardım toplandığını, mevcut ordunun içinde bölünmeler olduğunu, vatan hainlerinin olduğunu anlattıklannı, bu çerçevede kendisinin de çok defa bu yardım toplama faaliyetlerine katıldığını " beyanlan karşısında bu kişinin Hüseyin GÖRÜM'e bağlı olarak mafya tarzı tahsilat faaliyeti yürüttüğünü anlaşılmıştır.
Murat ÇAĞLAR'm yakalanması, üzerinde ve aracında suç unsuru eşyalann ele geçirilmesi üzerine Kuvayı Milliye Derneğinde yapılan aramada el konulan bilgisayarlann incelemesinde tespit edilen "KOMİSYONLAR.doc" isimli altında Mehmet Fikri KARADAĞ,Hüseyin GÖRÜM ve Kahraman ŞAHİN yazan belge içeresinde derneğin kuruluş şeması olarak bazı bölümlerin oluşturulduğu, belgenin altında Mehmet Fikri KARADAĞ yazdığı görülmüştür. Bu bölümlerden, Özel Kuvvetler Komisyonu başlığının altında "Bu komisyon savaş anında, seferberlik anında ve şanlı ordumuz tarafından ihtiyaç duyulduğu anlarda görev yapacak olan Kuvayı Milliye Kuvvetlerini oluşturmak ve hazırlamakla görevlidir... aynca Kuvayı Milliyenin güvenliğinden sorumlu olup alt kurullar oluşturacak, güvenlik şirketi ve benzeri ticari işlere girecek." ibaresi yazdığı tespit edilmiştir. Bu konu ile ilgili aşağıda yazılı telefon görüşmeleri bulunmaktadır,
18.09.2007 tarihinde Erol ÖLMEZ ile Kahraman ŞAHİN arasındaki görüşmede özetle ;Görüşmenin başında Kahraman' m karargahta olduğundan bahsettiği, Erol' un kimlerin orda olduğunu sorduğu, Kahraman' ın Seda, Ali, Niyazi isimli şahıslann orda olduğunu söylediği, görüşmenin devamında Erol' un " sayın Özel Kuvvetler Komutanım nasıllar iyiler mi" diye sorduğu, Kahraman' m "İyiler efendim iyiler" dediği, Erol' un "Paşamız nasıl" diye sorduğu, Kahraman'm "Paşa da gayet iyiler efendim" dediği, Kahraman' ın "Tamam efendim, teşekkür ediyorum hayırlı görevler" dediği,
02.08.2007 tarihinde Erol ÖLMEZ ile Osman isimli şahıs arasındaki görüşmede özetle ;Erol'un "Ahmet abi de aramış demiş böyle böyle, bizim vatandaş bir gün şeye gitmiş Kuvayi Milliyeye gitmiş" "Orda şey var ya İmam Hüseyin" "Gitmiş ona şikayet etmiş beni, kendi kendime kızdım, madem sen Osman Turan'a Osman abiye söylüyosun, Osman abi kalkıyo bana söylüyo, tamam diyoruz bütün evrağım emanetini veriyoruz diyoruz" dediği, Osman' m "Niye bu kadar terbiyesizlik yapmış" "Tantana etmesin yani, kadın bizi şikayet bilmem ne yap demiş ona, dedim beklesin dedim, yumuşattırdım onlan" dediği, tespit edilmiştir.
Şüpheli Hüseyin GÖRÜM ,Murat ÇAĞLAR'm aracında ele geçen bu dokümanlann içeriği hakkında genel başkan olan Mehmet Fikri KARADAĞ'ın bilgisi olduğunu, Mehmet Fikri KARADRAĞ'ın asker emeklisi olduğundan dolayı bu şekilde derneğin faaliyetlerini ve görev alanlanm belirlediğini, belirtilen konulann hepsinin Mehmet Fikri KARADAĞ' ın kafasındaki projeleri olduğunu, Özel Kuvvetler olarak oluşturduklan bir birimlerinin olmadığını, ancak bazı şahıslara bu şekilde kimlikler verildiğini, savunmuş ise de,
Kahraman ŞAHİN'den elde edilen 13 numaralı CD üzerinde yapılan incelemede tespit edilen ; Kahraman ŞAHİN ve diğer bir çok şahsın askeri üniformayı anımsatan aynca bere, apolet, fular ve benzeri aksesuarlan bulunan elbiseler giyerek Türk Bayrağı ve Kuvayi Milliye Flamaları önündeki fotoğrafian, şüpheli Hüseyin GÖRÜM'ün açılış,tören ve benzeri birçok dernek faaliyetinde TSK'ne bağlı Özel Kuvvetler Komutanlığının kullandığı bordo bere giymesi ve yukandaki telefon görüşmeleri ile benzer içerikli diğer telefon görüşmeleri dikkate alındığında, ele geçen dokümanda Kuvayi Milliye Derneğinde kurulması öngörülen "Özel Kuvvetler" in sadece düşünce aşamasında kalmayıp uygulamaya da konulduğu, Hüseyin GÖRÜM'ün de bu birimin sorumlusu yapıldığı, kendisine bağlı örgüt üyeleri aracılığı ile örgüte gelir temin etme adına tahsilat işleri yaptığı, hatta bu konudaki şikayetlerin kendisine iletildiği anlaşılmaktadır.
17.09.2007 tarihinde Erol ÖLMEZ ile Kahraman ŞAHİN arasındaki görüşmede özetle ;EroP un "Taksime geçiyorum, ordan da Çarşamba'ya geçecem", "İftardan soma akşam 8, sabah 8 nöbete devam yani" "Biz de mollaların arasına takıldık girdik işte ne yapalım, soktunuz bizi, o taraf Çarşamba'ya" dediği, Kahraman' m "Ya hayırlısı olsun be kardeşim ya, görevini tam yerine getir de" dediği, Erol' un "Yok ben tutanm ben hoca adamım biliyorsun sakal bıraktım haberin yok galiba" "Molla oldum ben de" dediği, Kahraman' m "İmam Hüseyin de bıraktı" dediği,
Şeklindeki görüşmeden Hüseyin GÖRÜM ve Kahraman ŞAHİN'in hiyerarşisinde bulunan örgüt üyesi Erol ÖLMEZ'in bu şüpheliler tarafından istihbarat toplamak için görevlendirildiği anlaşılmaktadır.
28.10.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile Abdullah ARAPOĞULLARI arasındaki görüşmede özetle ; Bir süre sohbet ettikten soma, Abdullah'ın "..koşturuyoruz yetiştiremiyoruz" "...görüştüm o İsrail'i adamı" "..bir adamım var, şuan Trabzon'da, Oradan Bafra'ya geçecek, yann buraya geliyor sırf o iş için" "Ekip hazır yani, istediğin zaman kaldınnz onu" "Hüseyin abiyle konuşacan mı bu akşam..." dediği, Kahraman'm "Gideceğim bu akşam bakalım" dediği, Abdullah'ın ".. .biran önce bitirelim bu işi, zamana bırakmayalım" "Paraysa para ile konuşalım, dişe dişse silahla konuşuruz" dediği, , -
Şeklindeki görüşmeden, Hüseyin GÖRÜM ve Kahraman ŞAHİN'in hiyerarşisinde bulunan örgüt üyesi Abdullah ARAPOĞLU'nun bir işadamının örgüte gelir temin etme amacı ile kaçırılması konusunda Hüseyin GÖRÜM'den onay beklediği anlaşılmaktadır.
Gizli Tanık 17'nin bu konudaki ; " Hüseyin GÖRÜM çevresine sabıkalı kişileri toplamıştı. Bunlara da anlattığım gibi çeşitli askeri rütbeler veriyordu. Bu kişilerle dernekte esrar partileri verdiğini bizzat gördüm. Erol ÖLMEZ, dernek binasında yatıp kalkıyordu. Hüseyin GÖRÜM kendisine binbaşı rütbesi vermişti. Bir arada Fatihteki Çarşamba semtine tarikatlar hakkında istihbarat toplamak için görevlendirildiğini biliyorum. Hatta Erol ÖLMEZ bunun için sakal bırakmıştı. Murat ÇAĞLAR'm çek senet tahsilatı işi yaptığını biliyorum. Bir seferinde Hüseyin GÖRÜM' ün kendisine bağırarak adamları arabanın bagajında niye buraya getirdin dediğini duydum. Daha sonra alacaklı olan bir kısım kişilerin tahsilata yardımcı olması için Hüseyin GÖRÜM' e müracat ettiklerini, Hüseyin GÖRÜM' ün de bu işinMuratÇAĞLAR' a havale ettiğini,MuratÇAĞLAR'm da borçlu olan kişileri bulup arabanın bagajına kapatıp derneğe getirdiğini öğrendim. Dernekte çeşitli birimler oluşturmuştu. Özel kuvvetler komutanı olarak görevlendirilen kişi Hüseyin GÖRÜM' dü. Zaten kendisini gelen kişilere askeriyenin özel kuvvetlerinde görevli olarak tanıtıyordu. Sürekli olarak başında özel kuvvetlerin kullandığı bordo bere ile gezerdi. Ben bir döneme kadar gerçekten kendisini askeriyede görevli olarak zannediyordum." şeklindeki beyanı yukarıdan itibaren anlatılan bütün değerlendirmeleri doğrular niteliktedir.
Şüpheli Hüseyin GÖRÜM'ün ajandasında , Danıştay saldırısında hüküm giyen Osman YILDIRIM'ın tanık olarak alman ifadesinin konu ile ilgili bölümünde Veli KÜÇÜK ile örgütsel bağlantı içerisinde bulunduğunu, Veli KÜCÜK'ün azmettirmesi ile Necip HABLEMİTOĞLU'nu öldürdüğünü beyan ettiği Osman GÜRBÜZ'ün telefonunun kayıtlı bulunması aralarında örgütsel bir bağlantı bulunduğu yönünde şüphe oluşturan bir delil olarak Mahkemenin dikkatine sunulmuştur.
Ankara C.başsavcılığının Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Derneği (VKGB) ile ilgili yürüttüğü soruşturmada usulünce alınmış Mahkeme kararlan uyannca yapılan iletişimin dinlenilmesinde tespit edilen telefon görüşmelerinde bu soruşturmamızı aydınlatabilecek konuşmalar da bulunmaktadır. Ankara C.başsavcılığmdan temin edilen buna ilişkin soruşturma evraklan C.başsavcılığımızm soruşturmasında CMK 138/2 maddesi kapsamında tesadüfen elde edilen deliller niteliğindedir. C.başsavcılığımızm soruşturma konusunun da CMK 135/6 maddesinde sayılan suçlan kapsadığı dikkate alındığında söz konusu telefon konuşmalannm delil olarak kullanılabileceği değerlendirildiğinden, sözü edilen telefon görüşmelerinden ve yine Ankara C.başsavcılığının soruşturması kapsamında alman şüpheli ifadelerinden bir kısmının konumuza ilişkin bölümleri yukanda Mehmet Fikri KARADAĞ'a ait bölümde yazılmıştır.
Burada aynca tekrar edilmeyecek olan bu telefon görüşmeleri ve ifade içeriklerinden, telefon görüşmelerinin ilgilisi olan kişilerin ; Mehmet Fikri KARADAĞ ve onunla birlikte hareket eden Hüseyin GÖRÜM'ün, Türkiye'nin en büyük sivil toplum kuruluşu olan VKGB'ye Muzaffer TEKİN'in yönlendirmesindeki ihtilal örgütüne hizmet etmesini amaçlayarak katıldıklannı beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
Kuvayı Milliye Derneğinde yapılan aramada el konulan PRINCO marka, 5 Nolu CD üzerinde yapılan incelemede "AVSEQ01.DAT" isimli bir video dosyası incelendiğinde Mersin ilinde yayın yapan yerel bir kanalda yayınlanan Forum isimli programın görüntülerinin olduğu, program sunucusu tarafından konuklannm Kuvayı Milliye Derneği Genel Başkanı Mehmet Fikri KARADAĞ ve Teşkilat Başkanı Hüseyin Kerim BAYRAKTAROĞLU(Hüseyin GÖRÜM) isimli şahıslar " olduğu ifade edilmiştir. Görüntülerde "Kuvayı milliye Derneği ve Hareketinin yapılanmasının ve amacının anlatıldığı" aynca Hüseyin GÖRÜM'ün "Hükümetin devleti' 500' Milyar Dolar borca
7
soktuğunu ve devleti iyi yönetemediğini bunun karşısında Genelkurmayın ve askerin bir şeyler yapmasını ve görev almasını anlattığı belirtilmiştir.
Diğer şüphelilerden Kahraman ŞAHİN'den , Bayrampaşa Kapalı Cezaevinden Deniz YILDIRIM isimli cinayet hükümlüsünün gönderdiği mektuplar ele geçmiştir. Deniz YILDIRIM'm cezaevinden Kuvayi Milliye Derneğinin Kadıköy'deki adresini yazarak Kahraman ŞAHİN ve Hüseyin GÖRÜM'e gönderdiği mektup içeriklerinde "Gönlümden geçen tek hareket Darbeyle içimizdeki dış güçlere hizmet eden şerefsizleri infaz etmek" , "Paşama,Hüseyin Abi'ye,Soran herkese selam olsun,Yolumuz açık olsun", "Tam aktif zamanımızda başımıza bu iş geldi, lanet olsun", "İçerde de olsak dışarıda da olsak fark etmez, her türlü yaşam şartına alışkınız„ben savaşımı burada veriyorum", "Ben silahımı ülkenin bölünmez bütünlüğünü bölmeye çalışana çalışanlara çekmeye and içtim, bizler bu ülkenin direnişçileriyiz" , "Toplu giydirme zamanı yaklaşıyor ! , farkındayım, beni unutmayın buralarda.Bizler bu millet için topraklar için vanz,zırhımızı giymeden sokağa çıkmak yok" , sözlerinin yazılı bulunduğu anlaşılmıştır.
Hüseyin GÖRÜM adına da gönderilen bu mektupların da , şüphelinin örgütün Kuvayi Milliye yapılanmasmdaki bütün üyeleri ile birlikte diğer kişilere, vatanın elden gittiği , Kuvayi Milliye derneğinin vatanın kurtarılması davasını yürüttüğü, bu kapsamda askeri bir darbenin zemininin hazırlanarak hain olan kişilerin infaz edilmesi gerektiği şeklindeki örgüt propagandası yaptığını gösterdiği, esasen Ergenekon Terör Örgütünün yönetici konumunda bulunan üyelerinden, bu mektupları kaleme alan cezaevinde cinayet suçundan tutuklu olarak yatan bir ilgilisine kadar bir askeri müdahale söyleminin bulunduğu soruşturma evrakı genelinden de anlaşılmaktadır.
Tüm bu açıklamalar ile ; şüpheli Hüseyin GÖRÜM'ün Ergenekon Terör Örgütünün üyesi olduğu , Ergenekon Terör Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurların" kurulması ve örgütlenmesi amacı ile hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyarınca kurulan Ergenekon Terör Örgütüne bağlı "Lobi Yapılanmasının" karan ve bu yapılanmanın Sivil Toplum Kuruluşlan alanındaki faaliyet şekil ve esaslannı belirlemek için hazırladığı "Dinamik" adı verilen örgüt dokümanında gösterilen "Kuvayi Milliye Cephesi gibi Milli Mücadele yıllannda kurulan örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür" hedefinin uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayi Milliye Derneğinin kurulması ve kuruluş masraflannı karşılanmasında etkin rol oynadığı, Ergenekon Terör Örgütünün amaçlan doğrultusunda yönetilmesine yardımcı olması için teşkilattan sorumlu genel başkan yardımcısı olarak görevlendirildiği, bu görevi kapsamında da örgüte eleman kazandırdığı, örgüte kazandırdığı elemanlann profillerinden de yararlanıp mafya tarzı faaliyetlerde bulunarak örgüte gelir temin ettiği, örgütün amaç ve ilkelerine aykın davrandığını düşündüğü yönetimi askeri bir müdahalenin sağlanmasını temin edip hukuk dışı yoldan yönetimden uzaklaştırabilmek için askerleri emir komuta zinciri dışında hareket etmeye teşvik ettiği yönünde hakkında kamu davası açılmasını haklı kılacak derecede şüphe oluşturan delillerin bulunduğu anlaşıldığından,
Dostları ilə paylaş: |