İşte sorun da burada. Önden kamuoyuna yapılan açıklamalarla çalışması ve başarısı yere göğe sığdırılamayan bir parti kongresinin resmen açıklanışından 8-9 ay sonra bile ortada kongre çalışması, değerlendirme ve kararları olarak sunulan hiçbir şey yok. Böyle bir şey olabilir mi? Siyasal yaşam ciddiyetsizliğin, tabanına ve devrimci kamuoyuna karşı sorumsuzluğun bu kadarını kaldırabilir mi?
Diyelim ki sözkonusu kongre yılların birikmiş iç sıkıntılarını çözecek güç ve iradeyi ortaya koyamadı; böylece, “birlik devrimi”ni korumanın, demek oluyor ki oportünist bir birliği ne pahasına olursa olsun sürdürebilmenin de hatırına, bu sorunları ve sıkıntıları bir dönem için daha erteleme ve bunu da bir “iç sorun” sayarak kamuoyuna açıklamama yoluna gitti. Fakat mevcut resmi veriler çerçevesinde durumun böyle olduğunu varsayacak olanaklardan da yoksunuz. Öyle ya, ortada koca bir kongre bildirisi ile bu kongre üzerine sıcağı sıcağına kaleme alınmış koca koca laflarla dolu bir başyazı var. Bu iki metin, en açık ve kesin bir dille, MLKP 3. Kongresi’nin “ateşlediği enerji ve ulaştığı kararlarla” büyük bir başarı düzeyi yakaladığını bize gülünçlüğe varan bir coşkuyla müjdeliyorlar. “Yedi yıllık tarihinde üzerinde durulması gereken tüm programatik, stratejik, politik, örgütsel konuları ele alıp tartışmaktan kaçınmayan 3. Kongre”nin, böylece “düşünce ufkunun zenginliği”ni, “özeleştiri yeteneği”ni ve “yenilenme gücü”nü bir kez daha kanıtladığını ve gelecekte “sınıflar mücadelesi tarihine” tam da bu “ayırdedici özellikleriyle” kaydedileceğini bildiriyorlar.
Bu durumda geriye, MLKP’yi yönetenlerin politik ve manevi ağırlığını bugünden sonra kolay taşıyamayacakları hazin bir tutarsızlık ve samimiyetsizlik tablosu kalıyor. Bu bir iflas tablosudur ve MLKP’ye hazırlamakta olduğu akibet, 3 Kasım seçimleri sürecinde ilk işaretlerini vermiştir bile.(181)