H. Fırat (Not 1: Parentez içindeki rakamlar kitabın orjinal sayfa numarasıdır. Sayfa numaraları o sayfanın sonunu işaretler)


Kendi başına bu bile İtalya örneğine boşuna işaret edilmediğini, bunun bir rastlantı olmadığını, tersine sindirilmiş yeni bakışaçısının doğal ve mantıksal bir sonucu olduğunu göstermeye yeter herhald



Yüklə 1,69 Mb.
səhifə11/127
tarix15.05.2018
ölçüsü1,69 Mb.
#50469
növüYazı
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   127

Kendi başına bu bile İtalya örneğine boşuna işaret edilmediğini, bunun bir rastlantı olmadığını, tersine sindirilmiş yeni bakışaçısının doğal ve mantıksal bir sonucu olduğunu göstermeye yeter herhalde.

Tasfiyeci çürümenin son aşaması: Burjuva parlamentarizmi

Abdullah Öcalan’ın önerisinin şimdiden yeni bir seçim havasına ısınmakta olduğunu izlediğimiz reformist sol blok için saptanmış bir politika olduğu açıktır. Kürt hareketinin yedeğinde parlamentarizme soyunan reformist solun bu politikayı benimsemek zorunda olduğu da. Konunun bizi asıl ilgilendiren yönü de budur. Ve bu ilgi reformist solun kendi akibetinden çok, geleneksel devrimci-demokrat hareketten geriye kalanı üzerinde yarattığı tasfiyeci basınçtan ötürüdür. Bu basınç bir olgudur ve 2002 seçimlerden itibaren somut olarak kendini göstermiş, hareketin bir kesimini kendi girdabı içine almayı da başarmıştır.

12 Eylül’den beri sürekli bir biçimde tasfiyeci savrulmalar içinde kan kaybeden geleneksel sol hareket için 2002’deki 3 Kasım seçimlerinin yeni bir dönüm noktasını işaretlediğini önemle vurgulayageldik birçok vesileyle. Reformist solun ana gövdesini oluşturan partiler bu seçimlerde açık bir parlamentarist çizgiyle ortaya çıkmışlar, kendilerinden öteye irili ufaklı geniş bir sol gruplar yelpazesini de bu doğrultuda peşlerinden sürüklemişlerdi.

Olup bitenin anlamını, konuya ilişkin olarak daha önce yapılmış bulunan ve “Tasfiyeci çürümenin son aşaması: Burjuva parla(43)mentarizmi” alt başlığı taşıyan bir değerlendirmeden izleyelim:

Bu, ‘60’lı yıllarda başgösteren modern toplumsal hareketlilik içinde kendini bulan yakın dönem sol hareketinin tarihinde gerçekten de temel önemde bir dönüm noktasıydı. Parlamentarizme bu açık geçiş, ‘60'lı yılların TİP oportünizmine dönüş anlamına gelmekteydi. Yine de buradaki bu dönüş tanımı yanıltıcı olmamalıdır. TİP, tüm kaba oportünizmine rağmen, solun tarihi içinde ilerici bir gelişmeyi temsil ediyordu. Oysa bugün parlamentarizme dönüşü yaşayanlar, aynı tarih içinde liberal bir çürümeyi temsil ediyorlar. TİP şahsında yaşanan, düzenden sol bir ayrışmanın ve giderek devrimci bir kopuşmanın bulaşık bir ilk filizlenmesiydi. Oysa liberal sol şahsında şimdilerde yaşananlar, düzenle yeniden barışmanın ve giderek onunla bütünleşmenin son adımlarını temsil etmektedir. TİP'le başlayan sol uyanış, zamanla bağrından devrimci akımlar çıkarmış, reformizmi ve burjuva parlamentarizmini geride bırakmayı olanaklı kılan tarihsel önemde teorik ve pratik ilerlemeler yaratmıştı. Oysa bugün düzenle bütünleşmeye varan tasfiyeci liberal çürüme, bu teorik ve pratik kazanımlarla zaten yıllardır koparılan bağların artık biçimsel/duygusal planda da bir yana bırakılması anlamına gelmektedir. “ (Parti Değerlendirmeleri-2, Eksen Yayıncılık, s. 131-32)

Yeni bir seçim atmosferine girmekte olduğumuz bir dönemde bu gerçeği önemle gözönünde bulundurmak ve reformist sola karşı ilkeli ve uzlaşmaz ideolojik mücadele hattını buradan kurmak zorundayız. Abdullah Öcalan’ın anlamı ilk bakışta tüm açıklığı ile görülebilecek kabalıktaki “Zeytin Dalı” ve yerli Prodi önerisine reformist soldan gecikmeksizin gelen ilk tepkiler, konunun önemini ayrıca göstermektedir. Kaldı ki bu ilk tepkileri görmeye de gerek yoktu gerçekte. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi, Türkiye’nin reformist solu 28 Mart yerel seçimlerinde yerli Prodi olarak Karayalçın’ı benimsemekle bu konuda en kritik eşiği zaten aşmıştı. Bu, 3 Kasım’ın da gerisine düşmekti. Şimdi ise, hele de sözkonusu olanın genel seçimler olduğu da düşünülürse, daha geri noktalara(44)savrulmalar beklenebilir.

Sorun bunun pratikte böyle yaşanıp yaşanmayacağı değildir. Pratikte işlerin nasıl yaşanacağı, nerelere varacağı, tümüyle yerli Prodilerin tutumuna bağlı olacaktır. Onlar gerici-şoven tutum ve kaygılarla bundan geri dururlarsa, işlerin/ilişkilerin fiili çehresi kuşkusuz farklı oluşacaktır. Fakat bu yine de reformist solun benimseyip dolgu malzemesi olacağı politikaların anlamını ve önemini ortadan kaldırmayacaktır.

****************************************************

Ek metin:

Reformist solda “Zeytin Dalı” heyecanı:

Türkiye’ye özgü ‘Zeytindalı’

Günlerden beri pek çok köşe yazarı bir araştırma hakkında yorum üstüne yorum yaptı. Prof. Kalaycıoğlu’nun yönetiminde yapılan araştırma, özetle merkezin eridiğini, toplumun sağa kaydığını, solun küçüldüğünü, deneklerin en sağda AKP’yi ve en solda da DTP’yi gördüğünü ortaya koydu.

Araştırmanın bütün verilerini ince eleyip sık dokuyarak yorumlayanlar, kamuoyu yoklamasının, Türkiye’de sol parti olarak Demokratik Toplum Partisi’ni gösterdiğini sessizlikle geçtiler.

Demokratik Toplum Partisi’nin siyasal yelpazemizin solunda yer aldığı verisi, kendilerini solda sanan, ancak Kürt sorunundaki milliyetçi çizgileri yüzünden halk tarafından sol olarak kabul edilmeyen çevreleri belli ki rahatsız etti. DTP’yi ‘Kürt milliyetçiliği’ ile tanımlayanlar, onun Türkiye’de solu en büyük güçle temsil ediyor olmasına şaşırmamalılar. Bunun biricik anlamı şudur: Özellikle son Diyarbakır serhildanından bu yana Kürt toplumu sola, Türk toplumu sağa kayıyor.

Günümüzün Türkiyesi’nde tartışılan konu, ‘solun iktidar adayı’ olup olamayacağıdır. CHP ve DSP’den umut kesenler, bu soruya yanıt ararken, Türk toplumundaki sağa kayışı durduracak somut bir çözüm yolu bulamıyor. Milliyetçiliğe kayan Türk toplumunda(45)yeniden güç elde etmenin milliyetçiliğe kayış olduğu görüşleri çoktan iflas etmiş bulunuyor.

İşte büyük yankılar uyandıran araştırmanın ortaya koyduğu gerçek de, özel olarak DTP’yi ve genel olarak Kürt toplumundaki sola kayışı hesaba katmayan her türlü ‘solu iktidar adayı yapma’ girişiminin başarısızlığa uğramaya mahkum olduğu gerçeğidir.


Yüklə 1,69 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   127




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin