H. Fırat (Not 1: Parentez içindeki rakamlar kitabın orjinal sayfa numarasıdır. Sayfa numaraları o sayfanın sonunu işaretler)



Yüklə 1,69 Mb.
səhifə19/127
tarix15.05.2018
ölçüsü1,69 Mb.
#50469
növüYazı
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   127

Bu yük saymanın gerisinde öncelikle düzen partileri içinden muhatap arama tutumuna inandırıcılık kazandırma kaygısı vardır. Sözkonusu olan düzen soluyla “Zeytin Dalı” politikası çerçevesinde biraraya gelmek olabilseydi elbette pek bir sorun kalmazdı. Böyle bir durumda ittifak ilişkilerinin reformist solu kapsaması “Zeytin Dalı” politikasının ruhuna tümüyle uygun düşer, onun zorunlu bir gereği olarak gerçekleşirdi. Nitekim 28 Mart yerel seçimlerinin “yerli Prodisi” olan Kaıayalçın, eksenini düzen solunun oluşturacağı kendi “Zeytin Dalı” yelpazesine Kürt hareketi dışındaki tüm reformist solu da dahil ederken bu politikanın ruhuna uygun hareket etmektedir. Fakat dünün “yerli Prodisi”nin bile kendisini dışladığı bir durumda düzen solu ile, dolayısıyla da “Zeytin Dalı” politikası ile yapılabilecek bir şey olmadığı konusunda Kürt hareketi gelinen yerde artık yeterince gerçekçidir. Bu gerçekten hareketle de zorunlu olarak düzen sağına, kendi ifadesiyle “sağdaki liberal partilere” bakmakta, olanaklıysa müttefiklerini buradan bulmaya çalışmaktadır. Bunu ise reformist solla sürdürülecek bir ilişkiyle bağdaştırmak haliyle olanaklı değildir. Ne “sağdaki liberal partiler” ve ne de reformist sol bakımından. Dolayısıyla dünkü seçim müttefiklerinin bugün yük olarak görülmesi ilkin bu politik yönelimin bir sonucudur.

Fakat mesele bundan ibaret değildir. Daha da önemli olanı, Orhan Doğan’ın açık sözlülükle ifade ettiği gibi, parlamenter alanda reformist solla yapılabilecek fazla bir şey olmadığı düşüncesidir. Son tartışmalar vesilesiyle Kürt basınında, reformist solla ittifakın Kürt hareketinin oylarını artırmak bir yana düşürdüğü yaygın bir düşünce olarak sık sık dile getirilmiştir. Kendisi hala da reformist solla ittifaktan yana olan bir Özgür Gündem yazarı, reformist solla ittifakı yük sayan görüşün Kürt hareketi içinde “ağırlıkta olduğunu” önemle vurgulamakta, bağımsız adaylarla seçime katılma eğilimini(69)de bu yaygın düşünce ile ilişkilendirmektedir (Delil Karakoçan, 5 Temmuz ‘06).

Liberal tutarsızlık

PKK-DTP çizgisindeki Kürt hareketi reformist solun Kürt sorunundaki hassasiyetini ve desteğini politik bakımdan elbette önemsemektedir, bu açıdan bir sorun sözkonusu değildir. Fakat aynı reformist solun parlamenter mücadele alanında bir olanaktan çok bir handikap haline geldiği konusunda da artık daha gerçekçi düşünmekte ve davranmaktadır. Meselenin tüm özü ve özeti budur. Fakat Kürt hareketinin eteğinde politika yapan ve parlamentarizm çizgisine kaydığı ölçüde bunu kendisi için vazgeçilmez sayan reformist solun anlamadığı ya da anlamazlıktan geldiği de budur.

DTP kongresinin Özgür Gündem'de veriliş tarzına gösterilen duygusallık yüklü tepkiler de bu anlamama ya da anlamazlıktan gelme tutumunun yansımalarıdır. Özgür Gündem’in davranışı anlamlı bir mesaj yüklü olmalı ki bu denli önemsenip yazılara konu edilebilmiştir. Konuyu bir EMEP’li yazardan sonra bir SDP’li yazar da (üstelik olaydan neredeyse iki hafta sonra) sitem yüklü sözlerle köşesine taşımış, dahası bunu “demokrasi güçlerinin birliği ve haklar arası kardeşlik zeminini zedeleyen” bir tutum olarak niteleyebilmiştir. (“... Kongreye SDP (Sosyalist Demokrasi Partisi), Genel Başkan Filiz KOÇALİ başkanlığında Genel Başkan yardımcıları, MYK ve PM üyelerinden oluşan kalabalık bir heyetle katıldı. Ne var ki yazarı olduğum Özgür Gündem gazetesindeki kongre haberlerinde, ne SDP'nin, ne de Genel Başkanı Filiz KOÇALİ’nin katılımcılar içinde ismine rastlamadım. Kardeş partilerden EMEK Partisi ve Genel Başkanı Levent TÜZEL'in adı da yoktu. Demokrasi güçlerinin birliği ve haklar arası kardeşlik zeminini zedeleyen bu tutumu yadırgadığımın bilinmesini istiyor, en azından yazarı olduğum gazeteyi bu konuda duyarlı olmaya davet ediyorum. (Barışın Dili, Mustafa Kahya, Ülkede Özgür Gündem, 7 Temmuz ‘06;)

Burada dikkate değer olan, Kürt hareketinin liberal ideolojik-siyasal açılımları karşısında susanların, bunun emekçilerin ve halkların ilişkileri ve çıkarları bakımından ne anlama geldiği üzerinde durmak gereği duymayanların, kendilerine yönelik önemsiz bir protokol sorunu konusunda aşırı bir alınganlık ve hassasiyetle ortaya çıkmaları, bunu da gülünçlük ölçüsünde bir tutumla “halklar arası kardeşlik” ilişkilerine bağlamalarıdır. Bu fazlasıyla yadırgatıcı tutumun gerisinde, bu çevrelerin Kürt hareketinin liberal sol çizgisiyle esasa ilişkin bir sorunlarının olmaması gerçeği gizlidir. Onların Kürt hareketiyle kuyrukçuluğa varan aşırı uyumlarının te(70)melinde ideolojik-politik uyum vardır. Kürt hareketiyle devrimci döneminde ilişki kurmaktan özenle kaçınanların ve bunu keskin ilke farklılıklarına bağlayanların (TDKP-EMEP), tam da İmralı açılımlarının ardından onunla istikrarlı bir uyuma girmelerinin başkaca bir anlamı olabilir mi?

Tutarsızlık Kürt hareketinin aynı liberal çizgi temelinde geliştirmeye çalıştığı yeni ittifak arayışlarının sorun edilmesindedir. Kürt hareketi Kürt sorununa ilişkin istemlerini kimlik ve kültürel hak sınırlarına indirgemiş, bu temelde düzenle ve devletle barışıp bütünleşmeyi kendisine stratejik bir çizgi olarak belirlemiştir. Bunu “barışçı demokratik çözüm” olarak olumlayıp sahiplenenlerin, bu çizgi doğrultusunda “barışın dili” üzerine güzellemeler yazanların, bu çizginin mantığı içinde bir yere oturan “sağdaki liberal partiler” ile ittifak arayışlarını da içlerine sindirmek zorundadırlar. Bu arayışlarla sorunları yoksa eğer, o halde protokol listesinde anılmamalarını da sorun etmemek zorundadırlar. Zira bugüne kadar kendilerine cömertçe kucak açan ve büyük propaganda olanakları tanıyan Kürt hareketi, eğer bu sembolik davranışla artık bundan geri durabileceği izlenimi veriyorsa, protokol listelerinde anılmamanın böyle bir sembolik anlamı varsa, demek ki yeni politik yönelimler çerçevesinde bu artık bir ihtiyaç olarak belirmektedir. Liberal kuyrukçulara düşen bunu da anlayışla karşılamak ve “Kürt halkına karşı enternasyonal görevler”i çerçevesinde sineye çekmektir. İmralı sonrası çizgiye verilen destekte samimiyet ve tutarlılık, bunu hiçbir biçimde kendisiyle ilişkilere endekslememeyi gerektirir. Protokol listesi krizi üzerinden çıkarılan gürültü bu alandaki kaba tutarsızlığın bir yansımasıdır.


Yüklə 1,69 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   127




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin