H. Fırat (Not 1: Parentez içindeki rakamlar kitabın orjinal sayfa numarasıdır. Sayfa numaraları o sayfanın sonunu işaretler)



Yüklə 1,69 Mb.
səhifə81/127
tarix15.05.2018
ölçüsü1,69 Mb.
#50469
növüYazı
1   ...   77   78   79   80   81   82   83   84   ...   127

Biz zaten “farklı düzeyler”de birlikler savunuyoruz ve bunları birbirlerinin alternatifi olarak da görmüyoruz demek, tartıştığımız kritik önemde ilişki açısından bir açıklama değeri taşımıyor. Tersine bu sorunun özünden bir kaçıştır. Sorunun özü “farklı düzeyler”i bir arada gözetmek değil, ilkin bunları birbirine karıştırmamak, bu karışıklığa hizmet eden “öneri”lerden kaçınmak; ve ikinci olarak, “farklı düzeyler” arasında esas ve tayin edici olanla tali ve tabi olanı ayırdederek, esas ve tayin edici olana özel bir öncelik ve önem verebilmektir.

Tüm sol güçler yerine devrimci güçlerin birliğine mesafeli yaklaşmayı kitle örgütlerini ve eylemlerini bölmeme kaygısıyla gerekçelendirmek de mümkün değildir. Zira yaşam içinde yeterli bir açıklıkta görülmektedir ki, böyle bir sorun devrimciler açısından zaten yoktur. Birleşik bir devrimci eksen yaratmak, kitle örgütlerini ya da eylemlerini bölmek ya da güçten düşürmek bir yana, tam tersi bir etki yaratır. Devrimci çizgi ve önderliğin güç kazanması, kitle örgütlerini güçlendirmenin ve işlevli hale getirmenin, kitle eylemlerini güçlü ve etkin kılmanın biricik güvencesidir. Yaşam, yaşanan olaylar her gün her an gösteriyor ki, bu tür bir bölücülüğü hep de reformist sol yapıyor. Zira devrimci etki onların en büyük korkularından biridir ve bu etkiden kaçışa duyulan özel ve ısrarlı eğilim onları fiilen bölücülüğe itiyor. (...)

Yineleyelim ki, devrimci güç birliği ekseni kitle örgütlerini ve eylemlerini bölmek bir yana, bu birliği korumanın biricik güvencesidir. (...)

Gelinen aşamada, kimsenin solun devrimci ya da reformist kanadına mensup olmanın ayrım çizgisi ya da ölçüsü nedir diye sorabileceğini ise zannetmiyoruz. Zira ayrım çizgileri en tartışmasız ölçü olan siyasal pratik tarafından zaten çekilmiştir. 12 Eylül darbesiyle birlikte yeni bir ayrışma ve saflaşma süreci içine giren genel sol hareket, 15 yıllık uzun ve zorlu bir sürecin ardın(271)dan bugün yeterli açıklıkta yeni bir çehre kazanmıştır. Yaşam başlıca sol akımları yerli yerine oturtmuş durumdadır. Kitle mücadelesinin yeni bir ivme kazanarak devrimcileştiği son birbuçuk yılın olayları ise bu yeni saflaşmaya çok daha belirgin çizgiler kazandırmıştır.

Dolayısıyla bu konuda siyasal yaşam içinde bir karışıklık yoktur. Saflar ayrışmış, konumlar netleşmiş, aynılar aynı yerde, ayrılar ayrı yerde yerli yerini bulmuştur. Karışıklık olsa olsa zihinlerde ve politikalarda vardır. (...)

Bugün devrimci güç ve eylem birliği sorununu bir an önce bir sonuca bağlamanın, merkezi olarak kurumlaştırmanın ve ortak bir plan çerçevesinde hızla mücadelenin tüm alanlarına yaymanın önündeki bir başka temel engel, tam da siyasal yaşamın netleştirdiği ve devrimci açıdan son derece önemli olan bu saflaşmayı gözeten bir birlik politikasına sahip olamamaktır. Bu alanda yaşanan karışıklıklardır. Bu karışıklık, formüle edilen politikalar planında bir kez daha DHKP-C ve PKK şahsında, pratikte ise zaman zaman sergilediği tutarsızlıklarla MLKP şahsında yaşanmaktadır. (...)


SY Kızıl Bayrak (Sayı: 10, 21 Temmuz 1996)(272)

****************************************************

VII- Bu kafayla “öncü” değil ancak kuyrukçu olunur...

Oportünizm ve kuyrukçuluk onların karakteridir demiştik. Bu niteleme MLKP’nin bütün bir tarihi ile kanıtlanabilir açıklıktadır. Bu eleştirinin sınırlı alanı içinde bile bunun çok sayıda örneğini görmüş bulunuyoruz. Bu örneklerin kuruluşundan bugüne MLKP’nin tüm siyasal yaşam sürecine yayılmış olması, sözkonusu özelliğin yapısal niteliğine ve bu temelde sürekliliğine bir göstergedir. Yıllardır farklı devrimci çevrelerden bu harekete gelen farklı içerikte eleştirilerin hep de aynı ortak nitelemede, onun “omurgasızlığı” görüşünde birleşmesi de bu açıdan bir rastlantı değildir. Bu, bu hareketin kendine özgü belirgin ve bağımsız bir çizgiden yoksunluğunu, olduğu kadarıyla da bu çizgide ısrarlı ve kararlı davranmadaki yeteneksizliğini anlatmak için kullanılan bir nitelemedir.(273)

Öncü partiden önder partiye”!

MLKP, ideolojik ve programatik olarak kendi ekseni üzerinde duramayan, ona buna özenmekten, onun bunun kuyruğunda sürüklenmekten bir türlü kurtulamayan bir harekettir. Deyim uygunsa onun kendi bayrağı yoktur; o başka bayrakların ardından sürüklenmeyi adeta bir karakter özelliği haline getirmiştir.

90’lı ilk yıllarda onun modeli, boğazına kadar tasfiyeciliğe batmış TDKP’dir. ‘90’lı yılların oltasında, semt hareketliliğinin yarattığı temelsiz ya da abartılı umutlar üzerinden bu kez DHKP-C’dir. Gazi direnişi bir süre için buna büyük bir güç kazandırmış, semt hareketliliğinin kısa sürede hız kesmesi ve umutları boşa çıkarması ise yeni bir arayışa neden olmuştur. Kabaca 2. Kongre dönemine (1997) denk gelen aşamada bu kez özenilecek ve giderek ardından sürüklenilecek güç artık PKK’dir.

İmralı sonrası yeni bir boşluk, bir bunalım ve arayış dönemidir. 3. Kongre sonrası gelişmeler yeni modele açıklıklar getirmiştir, artık liberal solla aynı zeminlerde ve benzer biçimlerde politika yapılacaktır. Liberal sol yelpazede arkasından sürüklenilecek güç bir kez daha KADEK-HADEP’dir. Özel ilgi alanı ise Kurtuluş grubundan arta kalan liberallerin özel bir ağırlık oluşturduğu SDP’dir. Liberal sol yeni modeli oluşturduğuna göre, MLKP’nin bundan sonraki yeni açılımlarını bu gözle izlemeyi buradan önemle ve kesin bir güvenle herkese hatırlatabiliriz.

Biz oportünizm ve kuyrukçuluk onların karakteridir diyoruz. Ama bilindiği gibi onlar 2. kongreden beri ve son olarak 3. kongre üzerinden “öncü partiden önder partiye!” şeklinde bir slogan kullanıyorlar. Kulağa hoş gelen tekerlemelerle tabanına geçici heyecanlar aşılamak Türkiye’nin küçük-burjuva sol kültüründe belirgin bir yer tutmaktadır. MLKP’nin hedef gösteren bu pek devrimci şiarı ise bunun yalnızca son bir örneğidir.


Yüklə 1,69 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   77   78   79   80   81   82   83   84   ...   127




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin