Hldlniava V l h o n I n, I,1 V a hjhvi 3a I o I l n V 31 V h fi 11 fi



Yüklə 7,93 Mb.
səhifə56/148
tarix08.01.2019
ölçüsü7,93 Mb.
#92679
1   ...   52   53   54   55   56   57   58   59   ...   148

Bibi. Inciciyan, istanbul; Z. Karaca, İstanbul'da Osmanlı Dönemi Rum Kiliseleri, ist., 1994; P. Kerameus, "Naoi tes Konstantinoupo-leos kata to 1583 kai 1604", Ho en Konstan-tinoupolei Hellenikos Philologikos Syllogos, XXVIII (1904), s. 118-145; S. Petrides, "Eglises Grecques de Constantinople en 1652", Echos d'Orient, IV (1901), s. 42-50; A. M. Schnei-der-M. I. Nomidis, Galata, ist., 1944; T. Sofi-anos, Galata Hist.-Polipatos hiero nao tis Panayias Kafatianis, ist., 1913.

ZAFER KARACA



PANAYİA KİLİSESİ

Fatih İlçesi'nde, Kocamustafapaşa'da, He-kimoğluAli Paşa Caddesi ile Kızılelma Cad-desi'nin kesiştiği yerde, Yapağı Sokağı'nda-dır. Kilisenin yer aldığı yüksek duvarlarla çevrili avlunun batısında aynı adlı ayazma vardır.

Kilise, Roma ve Bizans dönemlerinde dini açıdan önemli olan bir merkezde yer alır. I. Constantinus'un (hd 324-337) inşa ettirdiği Herakles veya Jüpiter tapınağının üzerinde kurulmuş olan, Kutsal Samp-son'un röliklerinin saklandığı Mokios Ki-

Panayia Kafatiani Kilisesi, Galata

Zafer Karaca

lisesi ve aynı adı taşıyan sarnıç bu bölgededir. Kilisenin bulunduğu yerin geçmişte Athena kültü ile ilişkili olduğu ve 1340'ta burada, adını Meryem'in bir resminden alan "Panagia Gorgoepekoos" adlı manastırın varlığı bilinmektedir.

Kilise, 1583'te Tryphon ve 1604 tarihli Paterakis listelerinde yer almış, l652'de İstanbul'a gelen Antakya patriğinin kâtibi Paulus kiliseden söz etmiştir. 1669 tarihli Thomas Smith listesinde "Yeni Cadde'deki Meryem Kilisesi" adıyla yer alan yapı, 17. yy'm ikinci yarısında Du Cange tarafından hazırlanan listede de belirtilmiştir. İstanbul Kadısı Mehmed Raşid'e yazılan 1730 tarihli hükümde, "Meryem Ana" adıyla Da-vud Paşa Mahallesi'nde konumlandırılan kilisenin yeniden inşası kaydedilmektedir. Kerameus, kilisenin avlusunda 1786'da küçük bir Taksiarhes kilisesinin bulunduğunu belirtir. 18. yy'm sonunda S. Hovannesyan, kiliseyi "Samatya'da Altımermer denilen yerde, Aya Panaia" olarak tanımlar. A. M. Schneider'in 1834'te inşa edildiğini belirttiği kilise, kitabesine göre 1965'te yenilenmiştir.

Mimari: Kilise, doğu-batı doğrultusunda, dikdörtgen planlıdır. Doğuda, eksende yarım yuvarlak apsis dışa çıkıntılıdır. Yapı çift yüzlü kırma çatı ile örtülü, apsisin örtüsü yarım konik çatıdır. Dışta sıvalı olan yapı, kaba yönü taş ile inşa edilmiş, köşelerde ve batı cephesinin alt hizasında düzgün kesme taş kullanılmıştır. Cephelerde yer yer devşirme malzeme görülür. Yapıyı saçak altında, üstü sıvalı bir içbükey silme dolanır.

Bazilikal plan tipindeki kilisenin naosu üç neflidir. Naos, doğusunda orta nef hizasında yarım yuvarlak apsis, batısında kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı narteks ile sınırlanır. Nef ayrımı altışar sütunlu sıralar ile sağlanmıştır. Yan nefler orta neften bir basamak yüksektir. Naosun doğusunda ilk sütunlar hizasında belirlenen bema, yan neflerden bir, orta neften iki basamak yüksektir. Naosun batısında narteks üzerinde bulunan galeri, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Galeriye çıkış, narteksin kuzeyindeki merdiven ile sağlanmıştır.

Nefleri sınırlayan sütunlar beton kirişlerle bağlanır. Sekizgen mermer altlıklar üzerindeki sütunların gövdeleri porfir taklidi yeşil renkte boyalıdır. Korint tipindeki sütun başlıkları, kartonpiyer tekniğindedir. Kilisenin beton örtü sistemi, orta nefte basık tonoz, yan nefler ve nartekste düz tavandır. Apsisin örtüsü yarım kubbedir.

Yapının naosa açılan üç girişi, batıda nartekste nefler hizasında ve dikdörtgendir. Nartekse açılan ve yuvarlak kemerli olan iki girişten biri batıda eksende, diğeri güneydedir.

Kuzey ve güneyde yer alan karşılıklı altışar pencere, aynı hizada, eş aralıklı ve yuvarlak kemerlidir. Doğu ve batıda, orta nef hizasındaki üstte karşılıklı üç pencere basık kemerlidir. Batıda, eksende nartekse açılan girişe yanlarda simetrik ikişer pencere yuvarlak kemerli, naosa açılan girişe yanlarda simetrik birer pencere ise dik-

L _


PANAYİA MUHIİOTİSSA

214

215

PANAYİA SUDA KİLİSESİ

dörtgendir. Yan neflerin doğusunda bulunan, apsise yanlarda simetrik üçer niş aynı hizada ve yarım yuvarlak, bemanın kuzeyindeki bir, güneyindeki iki niş, yere yakın hizada, eş büyüklükte ve basık kemerlidir.

Naosun doğusunda üç nefi kapsayan ahşap ikonostasis, oyma ve kabartma, kuzeydeki taşıyıcı sıranın doğudan üçüncü sütununa oturan ahşap ambon ve karşısındaki sütunun önünde yer alan ahşap despot koltuğu kabartma tekniğinde bitkisel motiflerle bezelidir.

Bibi. W. Hotz, Byzanz-Konstantinopel-Istan-bul, Berlin, 1971, s. 111; înciciyan, İstanbul; Janin, Eglises et monasteres, 173; Z. Karaca, İstanbul'da Osmanlı Dönemi Rum Kiliseleri, İst., 1994; P. Kerameus, "Naoi tes Konstantino-upoleos kata to 1583 kai 1604", Ho en Kons-tantinoupolei Hellenikos Philologikos Syllogos, XXVIII (1904), s. 118-145; Schneider, Byzanz. ZAFER KARACA

PANAYİA MUHLİOTİSSA KİLİSESİ

Fatih llçesi'nde, Fener'de, batıda Firketeci Sokağı, doğuda ve kuzeyde Tevkii Cafer Mektebi Sokağı ile çevrilidir.

Moğol Kilisesi adıyla da tanınır. Kilise, yüksek duvarlı, küçük bir avlunun kuzeydoğusunda yer alır. Avlu duvarı, yapıya kuzeyde batı, güneyde doğu köşelerde bitişir. Avlunun güneybatısında Ayia Anna Ayazması bulunur.

Kilisenin, eski bir manastırın yerinde bulunduğu ve tarihinin 10. yy'a kadar uzandığına ilişkin görüşler vardır. Burada bulunan mozaik ikonaların Patrikhane Kilise-si'ndekilerle benzerliği nedeniyle, bu kilisenin de 11. yy'da inşa edildiği ileri sürülür. 12. yy'a kadar Maria Akropolitissa'ya ait olan kilisenin bulunduğu manastırın mülkiyeti, bu dönemde VIII. Mihael'in (hd



Panayia_Kilisesi,_Kocamustafa-paşa'>Panayia Kilisesi, Kocamustafa-paşa

Erkin Emîroğlu

1259-1282) kızı Maria Paleologina'ya geçmiştir.

Yapının Moğol Kilisesi olarak adlandırılmasına ilişkin öykü, Maria Paleologina' nın Moğol Ham Hulagu ile evlenmek için ülkesinden ayrılmasıyla başlar. Hulagu'nun 1264'te ölümü üzerine oğlu Abaka Han ile evlenmeye hazırlanırken, onun da 1282'de öldürülmesi nedeniyle İstanbul'a dönen Maria Paleologina, mülk edindiği manastırın yerinde kiliseyi inşa ettirir. Müller-Wiener, 1261'de inşa edilen kilisenin, 1266'da büyütülerek, merkezde kubbe ve dört yarım kubbe ile örtülü plan tipinin uygulandığını, 1281'de de onarıldığını belirtir. R. Janin'e göre kilise, yeniden inşası sırasında, Modeste tarafından resimlerle bezenmiştir.

A. M. Schneider, kilisenin 13. yy'ın sonunda "Muchlion'lulann" (Tegea) yaşadığı semtte, "despoina ton Mogolion" adıyla inşa edildiğini, 1351'de "Moni tes Panagiotis-ses" olarak adlandırıldığını açıklar. Basit



Panayia

Muhliotissa

Kilisesi,

Fener

Zafer Karaca

planlı ve merkezi çevreleyen yarım kubbelerin yonca yaprağı oluşturduğu yapıya, 14. yy'ın başlarında narteks de dahil çeşitli eklemeler yapılmıştır. Kilisede narteksin üç kubbesinden ikisinde mozaik izlerinin bulunduğu, doğu uçtaki tuğla işlemenin orijinal olabileceği, batıda sonradan yapılan onarımlarda eski malzeme kullanıldığı, çok sayıdaki nişin de Komnenos dönemi yapılarım çağrıştırdığı belirtilir.

1351'de Patrikhane'nin denetimine geçen kilise ve manastır, II. Mehmed (Fatih) tarafından mimar Hristodulos'a verilmiştir. I. Selim (1512-1520) ve III. Ahmed (1703-1730) dönemlerinde kilisenin Rumların kullanımından alınması için başlatılan girişimler de II. Mehmed'in fermanı nedeniyle sonuçsuz kalmıştır. Kilise, 1583'te Tryphon, l604'te Paterakis, l669'da Tho-mas Smith listelerinde yer almıştır. 17. yy'da kiliseyi camiye çevirme girişimi ise Kantemiroğlu(->) tarafından engellenmiştir. 1633,1640 ve 1729'daki yangınlarda harap olan ve onarımlar sonucu mimarisi farklılaşan kilise, kitabesine göre 1731'de restore edilmiştir. Muhliotissa Kilisesi, istanbul'da fetihten önce inşa edilmiş ve günümüze kadar Rum Ortodoksların ibadet mekânı olarak işlevim sürdürmüş tek Bizans yapısıdır.

Mimari: Kilise orijinalinde ortada kubbe ve dört yönde yarım kubbelerin örttüğü, "tetraconchos" plan tipine sahip iken, çeşitli dönemlerde yapılan değişiklik ve eklemelerle farklılaştırılmıştır. Dışta kareye yakın düzgün olmayan dikdörtgen planlı ve kırma çatı ile örtülü kilisenin kuzeydoğusunda bulunan, sekizgen kaide üzerinde silindirik kasnaklı kubbenin örtüsü, basık konik çatıdır. Kuzeyinde ve güneydoğusunda orijinal planına uygun olan yapı, batısında ve güneyinde uzunlamasına büyütülmüştür.

Kilisenin güneybatı köşesinde baldaken tipi çan kulesi vardır. Çan kulesi hizasında batıda yer alan kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı narteks, payeler ve bunları bağlayan yuvarlak kemerli ar-kad ile avluda sınırlanır, içte ve dışta tamamen sıvalı olan yapının güney cephesinde kaba yönü taş ve tuğla kullanımı görülür. Pencere kemerlerinin tuğla ile örül-

düğü cephelerde yer yer devşirme malzeme vardır.

Farklı plan özelliklerinin bir arada bulunduğu yapıda, tetraconchos plan tipi kısmen korunabilrniştir. Kuzey-güney doğrultusunda düzgün olmayan dikdörtgen planlı naos, doğuda eksenden kuzeye kaymış apsisle sınırlanır. Kuzeydoğuda, merkezde kubbe ve ona bağlı yarım kubbelerle üç yönde genişleyen bölüm yer alır. Bu bölümü batıda sınırlayan iki kütlesel duvar paye ve bunları güneye doğru izleyen iki kare kesitli payenin oluşturduğu taşıyıcı sistemle, kuzey-güney doğrultusunda iki nef oluşturulmuştur.

Naosun güneyinde, son paye hizasında üç basamak yükseltilmiş bölüm, doğu-ba-tı doğrultusunda, dikdörtgen planlıdır. Bu bölüm üzerinde yer alan ve son payeye oturan galeri, doğu-batı doğrultusunda, dikdörtgen planlı olup, batısında kuzeye doğru naosa uzanır. Galeriye çıkış, güneybatı köşesinde nartekse bitişik ve çan kulesi altındaki kare planlı mekânda yer alan ahşap merdiven ile sağlanmıştır.

Kilisenin örtü sisteminde, duvar payelerini bağlayan yuvarlak kemerlerin oluşturduğu pandantiflerle geçilen yüksek kasnağın üzerinde kubbe bulunur. Yapının kuzeybatı köşesinde, pandatiflerle geçilen küçük basık bir kubbe daha vardır. Merkezi mekânın batısındaki mekânın örtüsü beşik tonozdur. Taşıyıcı sırasının sınırladığı mekânları güneyde dört çapraz tonoz, galerinin bulunduğu bölümü ise iki çapraz tonoz örtmektedir. Nartekste üç takviye kemerinin böldüğü, kuzey-güney doğrultusundaki beşik tonozun her bölümü, ters yönde ve karşılıklı sivri tonoz başlangıçları ile dilimlenmiştir.

Naosa açılan tek giriş, batıda narteks-tedir. Kuzey ve güneyde batıya yakın konumdaki iki girişten kuzeydeki nartekse, güneydeki ise galeriye çıkan merdiven başlangıcına açılmaktadır. Güneybatı köşesindeki mekânda bulunan pencereden dönüştürülmüş bir giriş, naosun güneyinde galeri altındaki mekâna açılır. Girişler dikdörtgen açıklıklardır. Yapının güneyinde, altta ve üstte üçer pencereli iki sıra vardır. Alttaki pencereler enlemesine dikdörtgen açıklıklardır. Kuzeydeki üç pencereden doğudaki, içten örülerek kapatılmıştır.

Doğuda bulunan iki pencere ile batıda üç pencere üstte ve güneye yakındır. Galerideki bir pencere, çatıya çıkış amacıyla kullanılmaktadır. Batıda alt hizada; girişin güneyinde iki pencere, güneybatı köşedeki mekânın kuzeyinde iki, batısında bir pencere yer alır. Kubbenin batısında bir pencere, kasnakta ise üçü örülmüş sekiz pencere bulunur. Yapıdaki pencereler dikdörtgendir. Apsiste, simetrik iki niş vardır. Apsisin kuzeyinde ve kuzeydoğusunda küçük nişler görülür.

Naosun doğusunda yer alan ahşap ikonostasis, güney yanındaki ahşap despot koltuğu ve kuzeydoğudaki ahşap ambon oyma ve kabartma tekniğinde bitkisel motiflerle bezelidir. Yoğun ahşap işçiliği ve tarihi önemi ile benzerleri arasındadır. Ayırt edilen ikonostasisin alt sırasında bulunan

ikonalar 1884 tarihli ve kabartma tekniğinde gümüş kaplamadır.



Bibi. Eyice, Bizans Mimarisi, 54-56; Grosve-nor, Constantinople, 489-491; Janin, Eglises et monasteres, 195-196, 213-214; P. Kerameus, "Naoi tes Konstantinoupoleos kata to 1583 kai 1604", Ho en Konstantinoupolei Hellenikos Philologikos Syllogos, XXVIII (1904), 118-145; Millingen, Byzantine Cburches, 272-279; Mül-ler-Wiener, Bildlexikon, 204-205; J. B. Papado-poulos, "Peri parapoyiseos otokratorikon kru-sobollon he hiera mone ton Mogolion", Or-todoksia, VII (1932), s. 239-241; A. G. Paspa-tis, Byzantinai Meletai Topografikai kai Histo-rikai, ist., 1877, s. 388-389; Schneider, Byzanz, 41, 68.

ZAFER KARACA



PANAYİA SUDA KİLİSESİ

Fatih llçesi'nde, Eğrikapı'da, Ayvansaray ile Edirnekapı arasında, batıda Eğrikapı Caddesi, kuzeyde Kandilli Türbe Sokağı, güneyde Tandır Sokağı ile çevrelenmiştir. Yüksek duvarlarla çevrili avlunun ortasında eğimli arazi üzerinde yer alan kilisenin doğusunda altta Timiazoni Ayazması bulunur.

Tarihçi Teofanes'in notlarında, 810'da Bizans imparatoru I. Nikeforos'un, kendisini öldürmek isteyen bir kişiyi akıl hastalarının şifa bulduğuna inanılan bu kiliseye kapattırdığı belirtilir.

Kilise, 1583'te Tryphon ve 1669'da Tho-mas Smith listelerinde yer alır. Girit Savaşı sırasında, l649'da donanmaya kürekçi ve yardım toplanmasıyla ilgili kayıtlarda adı geçen kilisenin, bu konudaki teslimatı 13 Şubat l683'te yaptığı açıklanır. M. Ge-deon'a göre, Nikita Kilisesi'nin yerinde inşa edilen yapı, 17. yy'ın ikinci yarısında Du Cange tarafından hazırlanan listede "The-otokos Eğri Potta" adıyla kaydedilmiştir. Edirnekapı çevresinde okulu olan kiliselerin listesini hazırlayan Patrik Samuel, 1764'te yapıyı "Panagia Eğrikapı" adıyla belirtmiştir.

Kitabesine göre, Patrik VI. Kyrillos zamanında, l Ocak 18l6'da yeniden inşası biten kilisede, l Eylül 1851 tarihli bir kitabe de vardır. Kilisedeki diğer kitabelerde, yapının 1930 ve 1946'da onarım gördüğü kaydedilmiştir.

Mimari: Doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı kilisenin doğusunda, yarım yuvarlak üç apsis dışa çıkıntılıdır. Yapının

Panayia Suda Kilisesi, Eğrikapı

Zafer Karaca

kuzey ve güney cephelerinin batısında giriş mekânlarının bulunduğu çıkıntılar vardır. Kilise, iki yüzlü kırma çatı ile örtülüdür. Apsisin örtüsü yarım konik çatıdır. Doğu cephesi hariç dıştan sıvalı olan yapı, genelde kaba yönü taş, köşelerde düzgün kesme taş ile inşa edilmiştir. Cephelerde yer yer devşirme malzeme görülür. Yapıyı saçak altında dolanan taştan düz silmeler, doğu ve batıda çatı başlangıçları hizasında üçgen alınlık oluşturur. Apsislerde saçak altında, iki düz silme arasında bir dışbükey silme vardır.

Bazilikal plan tipindeki kilisenin naosu üç netlidir. Naos, doğusunda, nefler hizasında yarım yuvarlak ve ortadaki daha derin üç apsis ile sınırlanır. Batıda bulunan narteks, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Narteks, kare kesitli payeler ve bunları bağlayan yuvarlak kemerli arkad ile avluda sınırlanır. Naosta nef ayrımı altışar sütunlu sıralar ile sağlanmıştır. Yan nefler orta neften bir basamak yüksektir. Doğuda birinci sütunlar hizasında belirlenen bema, yan netlerden bir, orta neften iki basamak yüksektir. Batıda, narteks üzerinde yer alan galeri, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı ve yan nefler üzerinde çıkıntılıdır. Galeriye çıkış, güneybatı ve kuzeybatıda bulunan merdivenler ile sağlanır.

Nefleri sınırlayan sütunlar beton kirişlerle bağlanır. Sütunlar, kare kesitli posta-mentler üzerinde ve gövdeleri boyalıdır. Stilize edilmiş kompozit tipteki sütun başlıkları, kartonpiyer tekniğinde hazırlanmıştır. Naosun kuzey ve güney duvarlarında, sütunlar hizasında ve aynı yükseklikte yarım yuvarlak pilastrlar vardır.

Kilisenin beton örtü sistemi, orta nefte basık tonoz, yan nefler ve nartekste düz tavandır. Orta nefin tonozu, sütunlar hizasındaki sekiz takviye kemeri ile dilimlenmiştir. Her dilimde yanlarda karşılıklı beşik tonozlar görülür. Apsisin örtüsü içte yarım kubbedir.

Kilisede naosa açılan üç girişten biri batıda eksende, ikisi kuzey ve güneyde eksenden batıya yakın ve karşılıklıdır. Girişler eş boyutlu ve basık kemerlidir. Yapının kuzey ve güneyinde, aynı hizada ve karşılıklı altışar pencere, eş boyutlu ve basık



PANAYİA URANON KİLİSESİ 216

217

PANGALTI ERMENİ LİSESİ

kemerlidir. Bunların batısındaki karşılıklı ikişer pencere ve batıda bulunan beş pencere galeriye bakar. Doğu ve batıda üstte eksende karşılıklı birer yuvarlak pencere, doğuda yan nefler hizasında ve orta nef apsisinde eksende birer dikdörtgen pencere vardır. Batıda naosa açılan girişe yanlarda simetrik ikişer pencere basık kemerlidir.

Orta nef apsisinde iki, yan nef apsislerinde birer eş boyutlu ve yuvarlak kemerli niş, apsis kemerleri arasında ise yarım yuvarlak küçük birer niş bulunur. Bemanm kuzey ve güneyinde karşılıklı birer niş vardır.

Kilisenin naosunda üç nefi kapsayan ahşap ikonostasis, kuzeydeki taşıyıcı sıra nın doğudan dördüncü sütununa oturan ahşap ambon ve güneydeki sıranın üçün cü sütunu önünde yer alan ahşap despot koltuğu, oyma ve aplikasyon tekniğinde bitkisel motiflerle bezelidir. *



Bibi. M. Gedeon, Ekklesiai Byzantinai Eksak-riboumenai, İst., 1900; Inciciyan, istanbul; Z. Karaca, İstanbul'da Osmanlı Dönemi Rum Kiliseleri, ist., 1994; P. Kerameus, "Naoi tes Konstantinoupoleos kata to 1583 kai 1604", Ho en Konstantinoupolei Hellenikos Philologi-kosSyllogos, XXVIII (1904), s. 118-145.

ZAFER KARACA



PANAYİA URANON KİLİSESİ

Fatih İlçesi'nde, Edirnekapı'da, doğuda Salmatomruk Caddesi, batıda Ağızlık Sokağı, kuzeyde Neşter Sokağı, güneyde Öz-ben Sokağı ile çevrelenmiştir.

Kilise, üzerinde bulunduğu cadde tarafında alçak duvarlı, diğer yanlarda yüksek duvarlar ve konutlarla çevrili avlunun güneyinde yer alır. Avlu duvarı kiliseye güneyinde bitişiktir.

Bizans dönemindeki varlığı R. Janin tarafından belirtilen kilise, 1583'te Tryphon, 1604'te Paterakis, 1669'da Thomas Smith listelerinde yer almıştır. Kilise, 17. yy'ın ikinci yansında Du Cange tarafından hazırlanan listede "Theotokos Portam Hadri-anopolitanam" adıyla kaydedilmiştir.

Kilise, 1730 tarihli bir hükümde, "Meryem Ana" adıyla, Salmatomruk'ta Ali Pa-şa-yı Atik Mahallesi'nde konumlandırılır ve yeniden inşası belirtilir. 1764'te, Edirne-kapı çevresinde okulu olan kiliselerin bir listesini hazırlayan Patrik Samuel, kiliseyi "Uranon Salmatomruk" olarak adlandırmıştır. 18. yy'ın sonunda S. Hovannesyan, E-dirnekapı'daki "Aya Panaia" Kilisesi'nin "Kirya ton Uranon" olarak bilindiğini açıklar. 19. yy'ın sonlarında M. Gedeon, yapıyı "Kyria ton Uranon" olarak adlandırır ve Edirnekapı bölgesindeki önemli kiliseler arasında yer aldığını belirtir. Kilise, l Nisan 1834 tarihli kitabesine göre, Patrik Kons-tantios zamanında, Teodoros Kalfa'mn mimarlığında yeniden inşa edilmiştir.

Mimari: Kilise, doğu-batı doğrultusunda, dikdörtgen planlıdır. Doğuda eksende yarım yuvarlak apsis dışa çıkıntılıdır, iki yüzlü kırma çatı ile örtülü yapıda, apsisin örtüsü yarım konik çatıdır. Yapının batısında sonradan eklenen kagir narteks, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Narteksin kuzeyinde, Ayia Kiryaki Ayaz-

ması vardır. Dışta tamamen sıvalı olan kilise, kaba yönü taş ile inşa. edilmiş, köşelerde düzgün kesme taş kullanılmıştır. Cephelerde yer yer tuğla ve devşirme malzeme görülür. Yapıyı saçak altında üstü sıvalı bir içbükey silme dolanır.

Bazilikal plan tipindeki kilisenin naosu üç neflidir. Naos, doğuda orta nef hizasında içte yarım yuvarlak apsis ile sınırlanır. Nef ayrımı beşer sütunlu sıralar ile sağlanmıştır. Doğuda ilk sütunlar önünde belirlenen bema, neflerden bir basamak yüksektir. Batıdaki son sütunlara oturan galeri, kuzey-güney doğrultusunda, dikdörtgen planlı ve yan nefler üzerinde yarım daire biçiminde çıkıntılıdır. Galeriye çıkışı sağlayan ahşap merdiven, naosun kuzeybatısındadır. Naosun güneybatısında, beş basamakla inilen Ayios İoannes Ayazması vardır.

Nefleri sınırlayan sütunlar, arşitravla bağlanır. Sütunlar, kare kesitli ahşap pos-tamentler üzerinde Korint tipi başlıklıdır. Boyalı olan sütun gövdeleri, ahşap üzerine alçı kaplama, başlıklar kartonpiyer tekni-ğindedir. Naosun kuzey, güney ve doğu duvarlarında, sütunlar hizasında ve aynı yükseklikte, kare kesitli ahşap dikmeler vardır.

Kilisenin ahşap örtü sistemi, orta nef ve yan neflerde basık tonozdur. Apsisin örtüsü içte yarım kubbedir.

Naosa açılan dikdörtgen iki giriş batıda, eksende ve kuzey nef hizasmdadır. Yapının kuzeyindeki dört, güneyindeki iki pencere, eş boyutlu ve yuvarlak kemerlidir. Doğu ve batıda, orta nef hizasında üstte bulunan üçer pencere karşılıklı ve simetriktir. Doğuda apsiste eksende bir, kuzeyde galeriye bakan iki küçük kare pencere, batıda eksendeki girişin güney yanında basık kemerli bir pencere vardır. Naosta yan netlerin doğusu da ikişer niş ve bema-nm kuzeyinde bir niş vardır. Nişler eş boyutlu ve yuvarlak kemerlidir.

Naosun doğusunda üç nefi kapsayan beyaz renkte boyalı ahşap ikonostasis ve kuzeydeki taşıyıcı sıranın doğudan üçüncü sütununa oturan ahşap ambon, oyma ve aplikasyon tekniğinde geometrik motifler, ambon karşısında yer alan despot koltuğu ise oyma ve kabartma tekniğinde bitkisel motifler ile bezelidir.

Bibi. M. Gedeon, Ekklesiai Byzantinai Eksak-riboumenai, İst., 1900; înciciyan, istanbul; Janin, Eglises et monasteres; 1. Karaca, İstan-

Panayia Uranon Kilisesi'nin doğu cephesinin

görünümü.

Zafer Karaca, 1991

bul'da Osmanlı Dönemi Rum Kiliseleri, ist., 1994; P. Kerameus, "Naoi tes Konstantinoupoleos kata to 1583 kai 1604", Ho en Konstantinoupolei Hellenikos Pbilologikos Syllogos, XXVIII (1904), s. 118-145.

ZAFER KARACA



PANDEIİ

Mısır Çarşısı'nın(->) Eminönü Meydanı'na bakan girişinin sol köşesinde, üst katta bulunan, kurucusunun adıyla anılan ünlü lokanta.

Lokantanın kurucusu ve İstanbul'da yemek pişirmeyi sanat haline getiren birkaç mutfak ustasından biri sayılan Pandeli, Niğdeli yoksul bir Rum ailesinin çocuğudur. 1900 başlarında, 13-14 yaşlarında istanbul'a gelmiş, önce bakkal çıraklığı, berber çıraklığı gibi işler yapmış, sonra küçük bir ocak kurup, köfte-piyaz satmış; daha sonra Tahtakale'de, Mercan'da pilav ve fırınlanmış kuzu başı satmayı denemiş, daha sonra Sirkeci civarında bir han kapısında çok küçük bir köfteci dükkânı açmıştır. 1920'lerin başında, Kurtuluş Savaşı yıllarında memleketi Niğde'ye giden ve orada savaş boyunca gözlerden uzak kalan Pandeli, istanbul'a dönüp 1926'da Eminönü Balık Pazarı'nda asıl ününü sağlayacağı küçük lokantasını kurmuş ve bu küçük lokantada istanbul mutfağının en iyi ve özenli örneklerini verirken daha sonra spesiyaliteleri arasında sayılacak olan kâğıtta levrek, piliç dolması, bademli kurabiye vb yapıp tanıtmıştır.

Eminönü Balık Pazarı'ndaki bu küçük dükkân, çok lezzetli yemekleri, özenli servisiyle 1950'lerin başlarında Türk ve yabancı önemli kişilerin, devlet adamlarının, sanatçıların öğle yemeklerinde tercih ettikleri istanbul lokantası olmuş; dönemin Demokrat Parti ileri gelenleri, Celal Ba-yar, Adnan Menderes, istanbul valileri Lüt-fi Kırdar(->), Fahrettin Kerim Gökay(->) vb, yabancı misafirlerden Venizelos, Van Pa-pen, ispanya Kralı Alfons, Ağa Han vb Pandeli'de ağırlanmıştır.

Altı-Yedi Eylül Olayları'ndaO) Pandeli Lokantası da tahrip edilmiş; o sıralarda yaşı 70'e dayanmış olan Pandeli Usta işi bırakmıştır. Daha sonra da Balık Pazarı istimlak edilmiştir.

Pandeli'nin bugünkü yerinde, mavi çinili ve kendine has atmosferi olan lokantayı açmasında Celal Bayar başta olmak üzere nüfuzlu, ünlü eski müşterilerin pek çoğunun ısrarı rol oynamış; Mısır Carşı-sı'nın ikinci katındaki bugünkü yer Pandeli Usta'ya verilmiş ve 1956'da lokanta yeniden faaliyete geçmiştir.

Artık yaşlanmış olan Pandeli, hekim olan oğlu Hristo Çobanoğlu'nu lokantada kalmaya ve bu işle uğraşmaya ikna ederek yeniden işe koyulmuş; müessese artık bir gelenek sayılan özenli servisini, Pandeli usulü levrek, Pandeli usulü piliç dolması vb yemeklerini günümüze,kadar sürdürmeye çalışmıştır.

Konyalı'nın(->) sahibi, baba Pandeli'yi asrımızın tat uzmanları arasında sayardı. Abdullah Efendi Lokantası'nın(-») sahibi de onu hoca olarak anardı. Yaşamı boyunca

Pandeli Lokantası'mn kurucusu Pandeli. Ara Güler

en iyi ve pahalı malzemeyi kendi eliyle seçen ve pişiren; mutfağını başkasına teslim etmeyen; müşterilerini "ziyafet sofrasına şeref veren misafirler" olarak tanımlayan Pandeli, lokantasında bugün de olduğu gibi sadece öğle yemeği verirdi. Müşteriye hizmet eden garsonların ilgi ve özenleri ünlüydü. Günümüzde benzeri gelenekli lokantalar gibi belli bir gerileme içinde olan Pandeli'de de çok az Rum garson kalmıştır.

SULA BOZİS


Yüklə 7,93 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   52   53   54   55   56   57   58   59   ...   148




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin