Hldlniava V l h o n I n, I,1 V a hjhvi 3a I o I l n V 31 V h fi 11 fi



Yüklə 8,43 Mb.
səhifə588/980
tarix09.01.2022
ölçüsü8,43 Mb.
#92016
1   ...   584   585   586   587   588   589   590   591   ...   980
ROMA SUYOLLARI

340

341

ROMA SUYOLLARI

Eyüp'teki Mihrişah Imareti'nin kapısı. Doğan Kuban fotoğraf arşivi

çeşmesi hiçbir zaman Roma'daki Fontana di Trevi gibi anıtsal bir barok yapı özelliği kazanmamış, günlük yaşamı süsleyen mütevazı, işlevsel bir yapı olarak kalmıştır. Rokoko bezemenin başlıca öğeleri, kemer biçimleri ve onları oluşturan eğrisel öğeler, stilize akant yaprakları, kartuşlar, denizta-rakları, şeritler, kıvrımlı biçimlerdir. 1730' ların ortalarında ortaya çıkan bu üslubun öğelerini ve gelişmesini oldukça tutarlı bir gelişme içinde çeşme bezemesinde izlemek olanağı vardır.

Rokoko bezemenin en temel öğelerinden biri şeritlerle ya da silmelerle oluşturulan ve bazen düz çubuklarla birleşen "S" ve "C" eğrilerinden oluşan kemer biçimleridir. Bunlar Dolmabahçe'de 1741 tarihli Mehmed Emin Ağa Sebili'nin çeşme aynasında olduğu gibi "S" ile başlayıp geometrik temeli bir çember parçası olan "C" ile tamamlanır. Düz hatlar ve "C'ler-den de oluşabilir. (Üsküdar, Karacaah-met'te 1740 tarihli Sadeddin Efendi Çeş-

mesi); "S" ve "C'lerden oluşan daha karmaşık biçimlerde de olabilir- (1755 tarihli Nuruosmaniye Çeşmesi); sadece "S" eğrileriyle (Vefa'da 1775 tarihli Recai Mehmed Efendi Çeşmesi) ya da sadece "C" eğrileriyle (Fındıklı'da 1755 tarihli Zevki Kadın Çeşmesi) yapılabilir. Genellikle "S" ve "C'lerin uçlarında volütler vardır ve bu eğriler birbirleriyle bağımsız biçimler halinde teğet olurlar; bazen de küçük düz çubuklarla birleşirler. Erken dönemde Türk ustaların en çok "S" ve "C" kombinezonlarından hoşlandıkları görülmektedir (1749 tarihli Hacı Seyyid Ağa Çeşmesi).

Erken rokoko bezemenin ikinci vazgeçilmez öğesi kartuşlardır. Genellikle eğri yüzlü eliptik bir madalyonla onu çerçeveleyen ve yine "S" ve "C" biçimlerine sokulmuş yapraklardan oluşan kartuş, kemer alınlarını, çeşme aynalarını, genelde yüzeyleri süsleyen bir bezeme öğesidir (Maçka'da 1748 tarihli I. Mahmud Çeşmesi). Bazen kitabe olarak da kullanılır (Emirgân'da 1782 tarihli I. Abdülhamid Çeşmesi). Bazen bir kemerin anahtarı üzerine, plastik bir madalyon olarak gelir.

Rokoko bezemenin üçüncü önemli motifi deniztarağıdır (coquille). Bu motif 18. yy'ın birinci yarısındaki örneklerde pek kullanılmamıştır. Fakat III. Mustafa'nın saltanatının (1757-1774) son yıllarında ve özellikle I. Abdülhamid döneminde (1774-1789) yüzyılın ilk yarısındaki kartuşların yerini alan ve bazen akant yaprağı stilizas-yonu ile karışan çok yaygın bir motif olarak kullanılmıştır. Karakteristik örnekler içinde, bugün Gülhane'de olan 1777 tarihli Hamidiye Sebili'nin çeşmesinin, Kabataş'taki 1786 tarihli Koca Yusuf Paşa Sebili Çeşmesi'nin bir ağ gibi yüzeyi saran bezemesi; Üsküdar'daki 1791 tarihli Hü-sameddin Ağa Çeşmesi'nin aynalarındaki bezemeler sayılabilir. Deniztarağı ile birlikte üç boyutlu akant yaprağı stilizasyon-larını da anımsamak gerekir.

Rokokoya özgü kemer biçimleri ile bezenmiş Dolmabahçe'deki Mehmed Emin Ağa Sebili'nin çeşme aynası (solda) ve bezemede deniztarağı motifinin bir örneği olan Koca Yusuf Paşa Sebili Çeşmesi'nden bir ayrıntı. Serhat Yüce, 1994

Maçka'daki I. Mahmud Çeşmesi'nde erken rokoko bezemenin bir motifi olan kartuş örneğinden bir ayrıntı. Banu Kutun/Obscura, 1994

Bu temel motiflerin dışında, barok için de karakteristik olan gömme sütunlar, küçük sütunların ikileme ve üçlemeleri, akant yapraklan ya da küçük volütlerle süslü yivli sütun başlıkları, zengin silme takımları, yüzeyleri küçük parçalara bölmek ve bölmeleri çok katillik esprisiyle vurgulamak, eğrisel yüzeylerin ve çizgilerin yeğlenmesi gibi motif ve tasarım özellikleri sayılabilir.

Fransız rokokosunun en son aşamasını oluşturan "rocaille" Fransa'da Lale Devri sonlarında ortaya çıkar ve bu Fransız etkisi bütün Avrupa saraylarına yansır. Türkiye'ye Avrupa'ya göre 40 yıl kadar geç gelmiştir. Topkapı Sarayı'nda L Abdülhamid ve III. Selim'in yatak odalarında Avrupalı sanatçıların yapmış olduğuna kesin gözüyle bakılacak zengin "rocaille" örnekleri vardır. Bu çok zengin ve hareketli son dönem rokokosu asimetrik eğilimleriyle de karakteristiktir, istanbul'da asimetrik cephe bezemesinin en güzel örneği Eyüp'teki 1800 tarihli Şahsultan Sebili üzerindedir.

Rokokoya 18. yy istanbul'unun Lale Devri'nden sonraki bezeme üslubu olarak bakmak gerekir. Bu üslup, barok etkilerle birlikte, III. Selim ve II. Mahmud dönemlerinde de etkisini sürdürmüşse de, o dönemde ampir üslubunun klasizan etkileriyle karışarak başka bir görünüme bürünmüştür. Fransız rokokosu istanbul'a saraya getirilen hediyeler, Fransız mühendisleriyle birlikte gelen sanatçılar, çizili modeller aracılığı ile girmişse de, yerel sanatçıların da bundan hoşlandıkları ve bütün taşçı ustalarının, kısa bir sürede bütün geleneksel bezeme sözlüğünü bırakarak, akant yaprakları, deniztarakları, kartuşlar, "S" ve "C" biçiminde şeritlerle meydana getirilmiş yeni bezemeyi benimsedikleri açıktır. 18. yy'da rokokonun yerleşimi ve serüveni Türkiye'ye Batı'nın önce bezeme ve sanat ürünleriyle, teknik adamlar eliyle ve saray kanalıyla girdiğini açıkça gösterir. Bibi. Kuban, Barok.

DOĞAN KUBAN


Yüklə 8,43 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   584   585   586   587   588   589   590   591   ...   980




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin