Hldlniava V l h o n I n, I,1 V a hjhvi 3a I o I l n V 31 V h fi 11 fi



Yüklə 8,43 Mb.
səhifə689/980
tarix09.01.2022
ölçüsü8,43 Mb.
#92016
1   ...   685   686   687   688   689   690   691   692   ...   980
SAĞLIK HİZMETLERİ

402

403

SAĞLIK HİZMETLERİ

taneler yanında, çocuk, kadın ve erkek zührevi hastalıkları ile kuduz vakalarına bakan hastaneler kurulmuştur.

İstanbul'da yaşayan azınlıklar ile yabancılar kendi cemaatlerine ve kolonilerine sağlık hizmeti vermek üzere çeşitli hastaneler ve sağlık kurumları açmışlardır. Bunların ilki Balıklı Rum Hastanesi'dirt». Diğer azınlık hastaneleri ise Yedikule Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi, Pangaltı'daki St. Jacques Ermeni-Katolik Hastanesi (Pangal-tı), Jeremya Hastanesi (Aynalıçeşme), Surp Agop Hastanesi (Taksim) ile Balat Musevi Hastanesi'dir(->). Yabancılara ait hastaneler ise; Alman Hastanesi(->) (Cihangir), İngiliz Hastanesi (Beyoğlu), Avusturya-Ma-caristan Hastanesi (Azapkapı), Sankt Ge-org Avusturya Hastanesi (Beyoğlu), Violi tarafından çocuklar için açılan International de la Societe de Protection de l'En-fance, A St. Georges Hastanesi (Felek Sokağı), Bulgar Hastanesi(->) (Şişli), Pasteur (bak. Fransız Pasteur Hastanesi) (Taksim) ve La Paix (bak. Fransız Lape Hastanesi) (Maslak) Fransız hastaneleri Fransız Sa-- • int-Benoit Dispanseri (Kemeraltı Caddesi), İtalyan Hastanesi(~>) (Tophane), Muzaffe-riye Hastanesi (Binbirdirek), Rus Hasta-nesi(->) (Pangaltı), İran Hastanesi'dir (Çemberlitaş, Dizdariye). Ayrıca, Rus hekim Pleskov tarafından Polonya Soka-ğı'nda l ve daha sonra da Şişli'de 2 sağlı-kevi (Maison de Sante) açılmıştır.

Mikropların bulunmasıyla, 19. yy'a kadar toplu ölümlere sebep olan bulaşıcı ve salgın hastalıklarla mücadelede koruyucu olarak aşı, dezenfeksiyon gibi yeni yöntemler geliştirilmiş ve Avrupa'da özellikle 19. yy'm ikinci yarısından itibaren bunların uygulandığı yeni sağlık müesseseleri kurulmaya başlanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu bu alandaki keşifleri yakından izleyerek, kuduz ve difteri aşılan ile tüberkülini öğrenmek üzere Avrupa'ya hekimler göndermiştir.

Bu gelişmelere paralel olarak İstanbul'da da hastaneler dışında sağlık hizmeti veren kurumlar faaliyete geçirilmeye başlanmıştır. Bunların ilki Daülkelp Ameli-yathanesi'dir (bak. Kuduz Hastanesi). Onu 1892'de, çiçek aşısı hazırlamak için açılan Telkihhane-i Şahane, 1893'te faaliyete ge-

Tebhirhanede kullanılan bir etüv cihazı. Müessesât-ı Hayriye-i Sıhhiye Müdüriyeti, İst., 1327/1911 Nwan Yıldırım arşivi

çen Bakteriyolojihane-i Şâhâne(-+) ve teb-hirhaneler izlemiştir. Bakteriyolojihane-de çeşitli aşı ve serumlar üretilerek ihtiyaç duyulan vilayetlere gönderilmiş ve İstanbul'un suları bakteriyolojik yönden incelenmiştir. Şehre su sağlayan bentler korumaya alınmış, zaman zaman boşaltılarak temizlenmiştir. 1893 kolera salgınından sonra kanalizasyon işlerine önem verilmiş ve enfeksiyon odağı olan Kasımpaşa Deresi ıslah edilmiştir.

İmparatorluğun başşehri olan İstanbul, sağlık hizmetleri örgütünün de merkeziydi. Önceleri en yüksek sağlık makamı, sağlık bakanı yetkilerini taşıyan hekimbaşıy-dı (bak. hekimbaşılık). Hekimbaşılar devletin ve sarayın sağlık işlerinden sorumluydular. Sarayda görev alacak hekimleri onlar seçerlerdi; ayrıca İstanbul'da ve bütün ülkedeki hekimlerin hekim dükkânı (mu-

Resmi ve iş elbiseleriyle tebhir (dezenfeksiyon) memurları. Müessesât-ı Hayriye-i Sıhhiye Müdüriyeti, İst., 1327/1911 Nuran Yıldırım arşivi

ayenehane) açmaları onların iznine bağlıydı. Gerektiğinde hekimleri imtihan ve kontrol ederler, ayrıca hastanelere hekim, cerrah ve kehhal (göz hekimi) tayinlerini yaparlardı. Aynı zamanda Mekteb-i Tıbbi-ye-i Şâhâne'nin nazırlığım da hekimbaşı yürütüyordu. 19- yy'dan itibaren sağlık hizmetlerinin niteliği değişmeye başladığından hekimbaşılık çeşitlilik kazanan sağlık hizmetlerini karşılayamaz olmuş ve yeni kurumlara ihtiyaç doğmuştu. 1837'de Harbiye Nezareti'nde bir sıhhiye dairesinin kurulması ve karantina idaresinin göreve başlamasıyla hekimbaşmın yetkilerinin bir bölümü bu yeni kurumlara devredilmiştir. Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şâhâne'de, 1840'ta Meclis-i Umur-ı Tıbbiye'nin faaliyete geçmesiyle imparatorluktaki hekimleri imtihan etme, satılan ilaçları kontrol etme ve tıbbi meselelerin araştırılması görevleri, başkanı hekimbaşı olan bu meclise devredilmiştir. 1850'de hekimbaşılık lağvedilmiştir. Bundan sonra "sertabib-i hazret-i şehriyari" unvanım taşıyan kişi sadece padişahın hekimi ve saraydaki hekimlerin başı olmuştur.

İstanbul'da serbest hekimlik yapmak isteyenler, hekim dükkânı açardı. Bugünkü bilgilerimize göre İstanbul'un en eski hekim dükkânı Emir Çelebi (ö. 1638) tarafından Unkapam'nda açılmıştı. 1765'te, Hekimbaşı Kâtipzade Mehmed Refi'G-»), Cerrah Yorgi'ye fıtıkçı kârhanesi açma izni vermiştir. Yine bu yıllarda Simkeşhane'de bir cerrah dükkânı açılmıştır. 1782'de Kos-ka'da çalışan frengici Bedros ölmüş dükkânı başkasına devredilmiştir. 1785 tarihli bir belgeden İstanbul'da frengi dükkânları olduğunu öğrenmekteyiz. 1808'de İstanbul' da Tabib-i Ruhani Hacı Mehmed Efendi, ruh hastalıkları hekimliği yapmaktaydı. Ayrıca ispençiyar dükkânları ile çıkıkçı dükkânları bulunmaktaydı. Bu dükkânlar gedikti (bak. gedikler).

Osmanlı İmparatorluğu'nda genel sağlığa yönelik ilk nizamname eczacılara ait olan 1860 tarihli, "Beledî İspençiyarlık San'atının Tarz-ı İcrasına Dair Nizamna-me"dir. Bundan sonra 1861'de çıkarılan, "Memalik-i Mahrusa-i Şâhâne'de Tababet-i Belediye İcrasına Dair Nizamname", tababet sanatının icrası hakkında hükümler içermektedir. 1866'da yayımlanan "Eczacılara Dair Nizamname"de ise İstanbul ve Bilad-ı Selase(->) dahilinde eczacılık yapmak ve eczane açmak bazı kayıtlara bağlanmıştır.

Eczanelere ait bu nizamnameler yayımlandığı sıralarda tıbbi idareye ait bir nizamname yoktu. 1871'de yürürlüğe giren, İdare-i Umumiye-i Tıbbiye Nizamname-si'nin 3. maddesi, İstanbul'da ve diğer vilayetlerde Belediye Eczanesi adıyla birer eczane açılmasını öngörmekteydi. Bu hükümle imparatorluğun ilk belediye sağlık teşkilatı kurulmuş oluyordu. 1876'da uygulanmaya başlanan "Belediye Eczaneleri İdaresi Nizamnamesfne göre de, diplomalı eczacılar yönetiminde ve mahalli hükümet tabiplerinin denetiminde bulunan belediye eczanelerinde, doktor tarafından onaylanan yoksul hastaların reçeteleri pa-

rasız olarak yapılmaya başlanmıştır. Böylece belediyenin görevleri arasına şehrin sağlık hizmetleri de katılmıştır.

İstanbul halkının sağlığını yakından ilgililendiren, su, kanalizasyon ile yiyecek ve içeceklerin kontrolü, dezenfeksiyon gibi koruyucu sağlık önlemlerinin yanısıra özellikle salgın dönemlerinde hastaların tedavisi ve ilaçlarının temininden de belediye sorumluydu. 1865'te şehirde görülen kolera salgınında ilk belediye hastanesi olan Altıncı Daire-i Belediye Hastanesi(-0 hizmete girmiştir. 1879'da yine Altıncı Daire-i Belediye'ye bağlı olarak, Galata ve Be-yoğlu'ndaki genelevlerin ve buralarda çalışan kadınların sağlık kontrollerini yapmak üzere, Altıncı Daire-i Belediye Nisa Hastanesi faaliyete geçmiştir (bak. Beyoğlu Nisa Hastanesi).

1893'teki kolera salgınında belediye dairelerinde halkın muayene ve tedavisini yapan belediye hekimleri ve eczacıların sayıları artırılmış ayrıca belediyede, daha sonra Hıfzıssıhha-i Umumiye Komisyonu adını alan Sıhhiye Komisyonu da kurulmuştur. İstanbul'daki 10 belediye dairesinde de şubeleri olan bu komisyon sonraları kurulan Belediye Sağlık İşleri Müdürlüğü'nün esasını teşkil eder. Bu kolera salgını sırasında Birinci ve İkinci belediye daireleri Sultanselim'de, Üçüncü Daire Şehremi-ni'nde, Dördüncü Daire Kuruçeşme'de, Beşinci Daire Emirgân'da, Altıncı Daire Be-yoğlu'nda, Yedinci Daire Sarıyer'de, Sekizinci Daire Beykoz'da, Onuncu Daire Haydarpaşa'da birer geçici kolera hastanesi açarak hastalan tedavi etmiştir.

1909'da mevcut sağlık kurumlarının geliştirilip çağdaşlaştırılması amacıyla ve bulaşıcı ve salgın hastalıklarla mücadele etmek üzere İstanbul Belediyesi'ne bağlı Müessesât-ı Sıhhiye-i Hayriye Müdüriyeti kurulmuştur. İstanbul'da sağlık hizmeti veren, Haseki Nisa, Şişli Etfal, Cerrahpaşa Zü-kur, Beyoğlu Zükur ve Nisa hastaneleriyle, Toplası Bimarhanesi, Darülaceze, Üsküdar, Tophane ve Gedikpaşa tebhirhane-leri, kimyahane, Cerrahpaşa ve Nuhkuyu-su müşahedehaneleriyle Serviburnu Tahaffuzhanesi bu müesseseye bağlanmıştır. Müessese 1910'da İstanbul'da görülen kolera salgınında, Demirkapı, Şişli ve Yeni-bahçe'de geçici kolera hastaneleri açmıştır.

1869'da Mekteb-i Tıbbiye-i Şâhâne'de kurulan Cemiyet-i Tıbbiye-i Mülkiye'nin belediyelere hekim, eczacı gibi sağlık görevlileri tayin etmek, bunların terfi ve cezalandırılmaları, yabancı ülkelerde yetişen sağlık görevlilerine çalışma izni vermek, alanına giren konularda mahkemelerin sorduğu sorulara cevap vermek, belediye hekimlerinin verdiği raporları inceleyip onaylamak gibi görevleri vardı. 1906'da Mekâtib-i Askeriye Nezareti'ne bağlı olarak Meclis-i Maarif-i Tıb adını alan bu cemiyet 1908'de II. Meşrutiyet'in ilanından sonra Meclis-i Umur-ı Tıbbiye-i Mülkiye ve Sıhhiye-i Umumiye adını almıştır. Bu meclis, seçiliş biçimi, uyumlu bir idareden yoksun oluşu, bağlı olduğu makamların karışıklığı nedeniyle lağvedilerek yerine Dahiliye Nezareti'ne bağlı olarak, 1913'te yürür-

lüğe giren, Sıhhiye Müdüriyet-i Umumi-yesi Teşkilatına Dair Kanun-ı Muvakkat ile Sıhhiye Müdüriyet-i Umumiyesi kurulmuştur. 19l4'te çıkarılan özel bir kanunla Dahiliye Nezareti aynı zamanda Sıhhiye Nezareti adını da almış, Sıhhiye Müdüriyet-i Umumiyesi, Meclis-i Umur-ı Sıhhiye adım taşıyan karantina idaresi ve Hicaz Sıhhiye daireleri bu nezaretin emrine verilmiştir. Sıhhiye Müdüriyet-i Umumiyesi, 1917'de İstanbul'da bulaşıcı ve salgın hastalıklardan korunmak ve hastalık bulaştıran bit, sivrisinek ve diğer zararlılarla mücadele yöntemleri bildirmek ve halkı modellerle koruyucu sağlık açısından eğitmek amacıyla, müdüriyet binasında bir Sıhhiye Müzesi açmıştır. Cumhuriyet döneminde Sağlık Müzesi olan müze daha sonra halen bulunduğu, Divanyolu'daki Müdafaa-i Milliye Cemiyeti binasına nakledilmiştir.

Salgın hastalıklarla mücadele ilk kez 19l4'te yayımlanan Emrâz-ı Sâriye ve İs-tilâiye Nizamnamesi ile devletin görevleri arasına alınmıştır. Bu nizamname, 1930'da yayımlanan ve halen yürürlükte olan Umumi Hıfzıssıhha Kanunu çıkıncaya kadar yürürlükte kalmıştır.

Cumhuriyet Dönemi TBMM hükümeti zamanında, 20 Mayıs 1920'de kabul edilen 3 numaralı kanunla Umur-ı Sıhhiye ve Muavenet-i İçtimaiye Vekâleti, yani bugünkü Sağlık Bakanlığı kurulmuştur. Mütareke'de, işgal güçleri tarafından Beynelmüttefikîn Sıhhi Kontrol Dairesi adı verilen karantina idaresi, 1923' te Lozan Antlaşması'nın 114. maddesi ile

IP*

ortadan kaldırılmış, yerine bir yıl kadar İstanbul ve Boğazlar Karantina Müdürlüğü kurulmuş, bu müdürlük 1924'te Hudut ve Sevahil Sıhhiye Müdüriyeti adını almıştır. Bu müdüriyete, 9 sahil sıhhiye merkezi, 14 sahil sıhhiye idaresi, 13 sahil sıhhiye muhafaza memurluğu, İstanbul Kavak ve Tuz-la'da ayrıca Urla'da bulunan 3 tahaffuzhane, İstanbul ve İzmir Emraz-ı Sariye (bulaşıcı hastalıklar) hastaneleri ile yine İstanbul ve İzmir'de bulunan 2 liman labora-tuvarı bağlıydı. 1929'da İstanbul'daki Kavak Tahaffuzhanesi'ne bağlı Fare Tetkikat Laboratuvan açılmış 1933'te görevleri genişletilerek laboratuvara İstanbul Limanı Bakteriyoloji Laboratuvan adı verilmiştir.



Hudut ve Sahiller Sıhhat Umum Müdürlüğü; dışarıdan özellikle bulaşıcı hastalıkların sık görüldüğü limanlardan gelenlere karşı sağlık önlemleri almak, göçmen ve hacıların temizlik ve eşyalarının dezenfek-siyonu, vebanın önlenmesi için 6 ayda bir gemilerdeki farelerin öldürülmesi mecburiyetini uygulamak ve veba aşısı yapmak ile görevliydi.

Cumhuriyetin ilk yıllarında halk sağlığını tehdit eden bulaşıcı hastalıklarla savaşa ve çocuk ölümleri ile mücadeleye çok önem verilmiştir. Umumi Hıfzıssıhha Kanunu, nüfusu 20.000'den fazla olan şehir belediyelerini, çocuk sağlığını korumak amacıyla birer Süt Çocuğu Muayene ve Müşavere Evi açmaya mecbur etmiştir. Bunun üzerine İstanbul Belediyesi ve Özel İdare Üsküdar'daki Mihrimah Sultan Med-resesi'nde Edirnekapı'daki Atik Ali Paşa




Yüklə 8,43 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   685   686   687   688   689   690   691   692   ...   980




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin