Hldlniava V l h o n I n, I,1 V a hjhvi 3a I o I l n V 31 V h fi 11 fi


Bizans ile Latin Dünyası İlişkileri



Yüklə 8,43 Mb.
səhifə625/980
tarix09.01.2022
ölçüsü8,43 Mb.
#92016
1   ...   621   622   623   624   625   626   627   628   ...   980
Bizans ile Latin Dünyası İlişkileri

9-13. yy'larda Rumların kimliklerini ve yaşam düzenini tehdit eden (ve biz-onlar duygusunu besleyen) iki düşmanı vardı: Batıda Katolik dünya ve Doğu'da İslam Arap-Türk dünyası. Bizans devleti ve halkı Doğu'dan ve Batı'dan sıkıştırılmakta, bu güçlere karşı toprak ve gelir kayıpları vererek gerilemekteydi. Bu dönemin edebi ve dinsel metinleri bu korkuyu dile getirir.

Rum kadın ve çocuğu, 16. yy, anonim,

suluboya.



Galeri Alfa

Ortodokslarla Katolikler arasında egemenlik ve başka çıkarlar bağlamında yüzyıllarca sürmüş olan mezhep anlaşmazlıkları, nihayet 1182'de Konstantinopolis'te Latin (yani Katolik) halka karşı bir saldırıya ve kıyıma vardı. Üç yıl sonra Sicilya Kralı II. Wilhelm misilleme olarak Sela-nik'i fethedip halkını kılıçtan geçirdi. 19 yıl sonra IV. Haçlı Seferi Konstantinopolis'in fethi ve tüm zenginliklerinin soyulmasıy-la sonuçlandı. Konstantinopolis'te bir Latin devleti kuruldu (bak. Latin İmparatorluğu). Selanik, üstün güçler karşısında karşı koymadan teslim oldu. Rumların aristokrasisi, kilise kurumu, ruhban sınıfı ve bürok-rasisiyle merkezi bu yıllarda, Bizans'ın politik merkezine de dönüşen ve İmparator Teodoros Laskaris'in damgasını taşıyan Nikaia (İznik) kenti oldu. Batı'ya ve Doğu'ya karşı Rum (ve hattâ Helen) kimliği bu devlet içinde ilk kez belirgin olmaya başladı.

Latinler yörede tutunamadılar, Konstantinopolis 126l'de yeniden Bizans'ın eline geçti. Bu yeni Bizans, Batı'ya karşı ince dengelere dayalı bir politika izlemek

durumundaydı. İmparator VIII. Mihael Pa-leologos Latinlerle ilişkilerini bozmamaya çalıştı. İşbirlikçileri affetti, dil bilenlerini tercüman olarak, Gasmouloi'leri (babası Latin, annesi Rum olanlar) gemi yapımında kullandı, Venediklileri, Cenevizlileri ve Pisalıları kente yerleştirdi, kendi yasalarına göre yaşamalarına olanak sağladı, ticaret hakları verdi. Amaç hem olası bir Latin saldırısını tahrik etmemek, hem durmadan ilerleyen Türklere karşı Batı dünyasından askeri yardım sağlamaktı.

Ancak Batı'da, Konstantinopolis'i yeniden ele geçirmek amacıyla bir Haçlı seferi hazırlıklarının arkası kesilmemişti. En büyük tehlikeyi, genel olarak Latin dünyasından başka, somut olarak Sırp ve Arnavut desteğini de kazanmış olan Anjou'lu Charles oluşturuyordu. Bizans imparatorlarının bütün siyasal maharetleri, Konstantinopolis'in fethiyle biteceği kesin olan böyle bir Haçlı saldırısını engellemek için seferber edilmişti.

Batı'yı durdurmak için en etkili silah kiliselerin birleşmesi formülüydü; yani Katoliklerin ilkeleri ve papa, Bizans'ın Ortodoks halkı tarafından tanınacak, papanın desteği kazanılacak, Batı'mn "mezhep sapkınları" suçlaması etkisiz kılınacaktı. Bizans, yaşamının son dönemlerinde bu konuyu hep açık tutmuştu. Bizans'ın üst düzey yöneticileri aynı anda Doğu ve Batı'dan gelen saldırılara karşı koyamayacaklarını açık bir biçimde görmüşler ve bunu dile de getirmişlerdi. Aralıksız süren görüşmeler sonucunda 1274'te Lion'da VI-II. Mihael'in temsilcileri papanın isteklerini kabul ettiler, gerekli belgeleri imzaladılar. Ancak Konstantinopolis halkı ve ruhban sınıfının büyük bir bölümü bu antlaşmaya karşı çıktı. 1333'te III. Andronikos, 1342'de V. İoannes Paleologos yeniden papaya boyun eğdiler. Ferrara-Floransa Konsili'nde (1438-1439) VIII. İoannes Paleologos ve 32 Ortodoks metropolit (başpiskopos) ve ruhani lider kiliselerin birleşmesini ve papanın üstünlüğünü tanıdılar. Her seferinde, dinlerine bağlı Konstantinopolis halkı bu anlaşmalara karşı çıktı. Kimileri, Bizans geleneğine uygun bir biçimde, onları koruyan Meryem Ana'nın, ancak dinlerine sonuna kadar bağlı kaldıkları sürece destek olacağına inanıyordu; başka bir kesim, herhalde özellikle 1204-1261 arasında gösterdikleri açgözlülük ve acımasızlık yüzünden Latinlerden ve olası egemenliklerinden çekiniyorlardı (bak. kiliselerin birleşmesi).

14. yy'm ortalarında Bizans, Türkler ve Sırplar lehine toprak kayıplarından sonra artık bütünüyle güçsüz ve etkisiz bir devlet durumuna düştü. Osmanlı toprakları ortasında bir adacığa dönüşmüş olan Konstantinopolis'in Latinler tarafından alınmasının zorluğu herhalde Balıklarca da anlaşılmıştı. Bu adacığın yöneticileri son ana kadar kiliselerin birleşmesini gündeme getirerek kurtuluşu Batı'da, sıradan insanlar ise ya Meryem Ana'da ya da üstün gücün, yazgının kaçınılmazlığına boyun eğmede aradılar. Aralık 1452'de Ayasofya'da, papanın temsilcileriyle birlikte Katolik ayin


Yüklə 8,43 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   621   622   623   624   625   626   627   628   ...   980




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin