SA'DÂBÂD CAMÜ
Çağlayan'da, Kâğıthane Deresi kıyısında, Yedek Subay İstihkâm Okulu arazisi içinde yer almaktadır. Çağlayan Camii adıyla da bilinir.
Sa'dâbâd Camii'nin yerinde ilk cami, Lale Devri'nde, 1135/1722'de inşa edilmiştir. Bu yapı daha sonra, III. Selim (1789-1807) ve II. Mahmud (1808-1839) dönemlerinde iki kez onarım görmüş, son olarak da Abdülaziz (hd 1861-1876) tarafından 1279/1862'de yeniden yaptırılmıştır. Günümüze kalan yapı budur. Mimarı Sarkis Balyan, birçok yapıda olduğu gibi, Sa'dâbâd Camii'ni de büyük bir olasılıkla kardeşi Agop Balyan ile birlikte tasarlamış ve inşa etmiştir. Ana hatlarıyla simetrik bir düzenlemeye sahip olan yapının kütlesi hurim bölümü, bu bölümün kuzeyinde yer . alan hünkâr mahfili ve konut bölümleri ile batı cephesindeki minareden oluşmaktadır. Simetriyi bozan iki öğe, minarenin tek oluşu ile konut ve mahfil bölümünün doğu cephesine eklenen girişin ve üzerindeki çıkmanın varlığıdır. Harim bölümünün üzeri kubbe ile örtülüdür. Öteki bölümlerin üzerinde kırma çatı vardır. Yapının iki ana bölümü arasında hiçbir arkitek-tonik ilişki kurulmamış, âdeta bağımsız gibi duran iki kütlenin birbirine yapıştırılmasıyla yetinilmiştir. Cepheler üzerindeki silme takımları dahi birbiriyle aynı hizaya rastlamamaktadır.
liubanname- Zenanname îde yer alan bir _ minyatürde
Kâğıthane'de Sa'dâbâd Sarayı ve kırda
S^aiiîSJ- '., •
eğlenen kadınlar.
İÛKtp, 5502 TETTV Arşivi
Harim bölümünün planı, bir kenarının boyutu 11,50 m olan bir karedir. Bu kare, kuzey yanındaki üç açıklıktan üç bölümlü bir alana, oradan da giriş holüne bağlanmaktadır. Karenin doğu, batı ve güney duvarlarında, iki sıra üzerinde üçerden altışar pencere vardır. Sadece güney cephesinde, alt sıradaki orta pencerenin yerini mihrap almıştır. Kuzeyde aynı cephe düzenlemesi tekrarlanmakta, fakat pencerelerin yerini, zeminde son cemaat yeri olarak adlandırabileceğimiz alan, üst katta ise galeriye açılan boşluklar almaktadır. Giriş holüne, herhangi bir revak, bir ara mekân olmaksızın doğrudan girilmektedir. Doğu-batı doğrultusunda uzanan ve 4,40x 8,60 m boyutundaki giriş holünün doğusunda hünkâr mahfili girişine, batısında da konut bölümüne bağlanan birer kapı vardır. Son cemaat yeri veya harirri bölümünün uzantısı olarak kullanılan alana giriş holünün güneyinden, üç açıklık aracılığıyla geçilmektedir. Bu alan üçe bölünmüş vaziyettedir, bunlardan batıdaki bölümün içinde yer alan galeri merdiveninin orijinal konumunun son onarım sırasında değiştirilmiş olması muhtemeldir. Duvarın uzantısı merdivenin ilk basamağım kapamakta, merdivenin kendisi de giriş holüne açılan üç boşluktan birini örtmektedir. Harim bölümünün mekânı, kubbe ile örtülmüş bir kare prizmadan meydana gelmektedir. Mekânın genişliği ile kubbe orta noktasındaki yüksekliği arasındaki oran l/ l,73'tür. Harim bölümü ile son cemaat yeri arasında planda görülen beraberlik, mekânda yansımamaktadır; iki hacmi birbirine bağlayan boşlukların çok küçük oluşu böyle bir ilişkiyi engellemektedir.
Harim bölümünün bir özelliği de çok aydınlık oluşudur. Bu bir yandan pencerelerin kapladıkları alanın büyüklüğünden ve duvarların -göreli olarak- ince oluşundan; bir yandan da iç duvarlarda kullanılan renklerin açıklığından ileri gelmektedir. Bu bölümün basit bir strüktürü var-
dır. Yığma dört duvar üzerinde oturan kubbe, köşelerde pandantiflerle bağlanmıştır. Beden duvarları, köşelerde ayak biçimini alıp dışa doğru uzanan sekizgen planlı kontroforlarla, pencere aralarında da pilastrlarla mafsallandırılmıştır. Harim bölümünün zemin ile alt kat pencerelerinin denizliği arasında kalan bölümünde, büyük bloklar halinde kesme taş kullanılmış ve bu bölüm dışarıdan sıvanmamıştır. Bunun dışında kalan bütün iç ve dış yüzeyler sıvalı olduğu için, duvarlarda kullanılan malzeme ve örgü tekniği gözlenememiştir. Tahsin Öz, kubbe konstrüksiyonunun ahşap olduğunu belirtmektedir. Kubbe kurşunla kaplıdır.
Hünkâr mahfiline yapının doğu cephesinden girilmektedir. Girişin önünde iki yandan dörder basamakla çıkılan bir platform vardır. Bu platformun üzerindeki, kare kesitli dört kolonun üzerine, birinci katın çıkıntı yapan bir bölümü oturmaktadır. Mahfilin giriş holünün kuzeyinde küçük bir oda, güneyinde ise birinci kata götüren döner merdiven ile hela veya ab-dest alma yeri olarak kullanıldığı anlaşılan küçük bir odacık yer almaktadır. Bu giriş holü, batısındaki bir kapı ile caminin giriş holüne bağlanmaktadır. Hünkâr mahfili bölümünün zemin kat planı, birinci katta da aynen tekrarlanmaktadır. Burada orta holün kuzeyindeki odanın hünkâr odası olarak, galerinin doğu açıklığının da hünkâr locası olarak düşünülmüş olması muhtemeldir. Mahfilin zemin ve birinci katları, bugün imam konutu olarak kullanılmaktadır.
Plan şeması ve elemanları bakımından tamamen benzer bir kuruluşa sahip olan batı yanındaki birimler ise bugün müezzin konutudur. Burada doğal olarak, batıdaki gibi bir giriş bulunmamakta, hole küçük bir kapıdan girilmektedir. Bu kapının yanında, yapıya eklenmiş bir kütle olarak minare yer almaktadır. Hünkâr mahfili ve konut bölümlerinin strüktür sistemi, düz atkılı yığma sistemdir. Son tamirde bütün döşemeler yenilenmiş ve betonarme hale getirilmiştir. Bu döşemelerin, yapının özgün halinde, ahşap veya volto döşeme olmaları muhtemeldir. Çatı Marsilya kiremit! ile örtülmüştür. Çatı örtüsünün özgün halinde kurşun olduğu ileri sürülebilir.
Galeriye, son cemaat yerinin batısındaki merdivenle çıkılmaktadır. Aşağıdaki giriş holünün tam üzerindeki alan da üç açıklıktan oluşan galeriye katılmaktadır. Galerinin hünkâr mahfili ve konut bölümleriyle bağlantısı vardır ve harim bölümüne üç açıklıktan açılmaktadır. Bunlardan ortadakinde yarım daire planlı bir balkon vardır; yan açıklıklardaki doğramaların sonradan konmuş oldukları bellidir.
Sa'dâbâd Camii'nin minare kaidesi ile gövdesinin yüzeyleri sıvasızdır, bunlar küçük kesme taşlardan yapılmıştır. Bu minare biçimlenişi ve taşıdığı dekoratif öğeler yönünden Mecidiye Camii'nin minaresinin bir tekrarıdır.
Sa'dâbâd Camii'nde dış yüzeylerin biçimlenişi yönünden üzerinde durulması gereken tek yer harim bölümünün yüzey-
Sa'dabad
Camii'nin
cepheden
ve içinden
görünümü.
Selçuk Batur (üst),
Enis Karakaya,
1993
leridir. Hünkâr mahfili ve konut bölümlerinin tamamı, son derece bilgisiz bir onarımdan geçtiği için, muhtemelen pencerelerin yerleri ve biçimlerinden başka hiçbir şeyin yapının özgün haliyle ilgisi kalmamıştır. Harim bölümünün dış yüzeyleri, iki kademeli bir düzen içinde ele alınmıştır. Her kademede üçer pencere yer almaktadır. Pencerelerin boyutları birbirinin aynı olduğu halde, ortadakilerin üzerindeki kemerlerin silme takımları daha geniş tutularak ve kemer taşları üzerine kabartma motifler işlenerek bunların daha belirgin hale gelmeleri sağlanmıştır. Cephe, köşelerde, sekizgen planlı köşe ayaklarıyla sınırlanmakta, ayrıca pencereler arasında pi-lastrlar bulunmaktadır. Yan bölümler, planda, içbükey olarak tasarlanmışlardır. Düz olarak tasarlanan orta bölümde, pencerelerin üzerinde basık dairesel kemerli, sağır alınlıklar bulunmaktadır.
Cephe, bazı silmeler ve silme takımlarıyla yatay olarak da bölünmüştür. Bunlardan subasman, pencere denizliği, saçak hizası vb yerlerde bulunanlar, pilastrlar da
dahil, bütün cephe yüzeyini yatay olarak bölmekte ve öteki cephelere dolanmaktadır. Pencere kemerlerinin üzengisine rastlayan silme takımları, doğal olarak, sadece pencere boşluklarında; iki kademeyi birbirinden ayıran silme takımı da pilastrlarla kesintiye uğramaktadır. Subasman ve pencere denizliği gibi yerlerdeki silmeler, basit, dikdörtgen biçiminde çıkıntılardır. Saçak görevini karşılayan silme ise, ötekilere oranla, daha çok çıkıntı yapmakta ve üzerleri yivli küçük konsollarla altından desteklenmektedir.
Saçak kornişi cephenin orta açıklığında ve köşelerdeki sembolik ağırlık kulelerinin üzerinde yükselerek eğrilik kazanmaktadır. Kubbe, kasnak vb hiçbir ara eleman bulunmaksızın, doğrudan bu saçak kornişine kadar inmektedir. Bu cephe düzeni, sadece güney cephesinde küçük bir değişiklik göstermektedir. Burada, alt kademedeki orta pencere, içeride mihraba yer vermek üzere, sağır tutulmuştur.
Harim bölümünün iç yüzeylerinin düzenlemesi de, bazı noktalarda dış düzen-
Dostları ilə paylaş: |