İtalya
Angelo Giuseppe Roncalli asıl adıyla 1935-1944 yılları arasında Türkiye'de Vatikan'ın gayr-i resmi apostolik temsilcisi ve Latin Katolik Cemaati'nin ruhani önderi sıfatıyla bulunan, 1958-1963 yılları arasında papalık yapan, 3 Eylül 2000 tarihinde Vatikan tarafından Aziz ilan edilen, Müslümanlar ile diyalogu başlatan, Türklerin Avrupa İle yakınlaşmasını isteyen bir din adamı olarak tanınan Papa XXIII. Jean Roncalli (ö. 1963), 1958 yılında Konya'ya şu mesajı göndermiştir:
"Bütün Katolik âlemi nâmına Mevlâna Hazretlerinin huzurunda huşu ile eğilirim. 339
Bir not:
İtalya'da semâ gösterisi ilk kez 1973'te düzenlenmiştir.
Roma Üniversitesi Edebiyat ve Felsefe Fakültesi Dekanı, Türkolog Ord. Prof. Dr. Anna Masala (d.1934, İtalya), yeni dünya görüşünü ve insanlık ruhunu Mevlânâ'ya borçlu olduğunu belirtmekte 340 ve 2000 yılında Ankara'da düzenlenen uluslararası Mevlânâ Bilgi Şöleni'nde sunduğu "Hasret" adlı tebliğinde şöyle demektedir: "Batı maddeyi keşfetti. Siz Doğu insanları mânânın ve insanın keşfinden yana oldunuz. Batı maddenin esiri oldu. İlk öğrenci hareketlerinin, refah seviyesi yüksek İsveç'te başlaması dikkat çekicidir. İonesco'nun piyesinde bütün sahne madde ile dolar. Maddeye esir olan Batı insanı, bir gün bu değerleri sizin elinizden alacak. 341
Afgan asıllı İtalyan Prof. Dr. Gabriel Mandel Khan... Milano üniversitesi'nde öğretim üyesi... Psikolog, ressam... Ve Milano'daki Halvetî-Cerrâhî dergahı şeyhi!... İtalya'da yedi şehirde merkezi olan tarikatın içinde profesörlerden ressamlara, doktorlardan kimyagerlere, yazarlardan itfaiyecilere kadar birçok farklı meslekten üye bulunuyor.
Gabriel Mandel Khan'a göre İtalyanların İslâmiyet'le ilgilenme sebepleri tasavvuf. Tasavvuf İtalyanları cezbediyor. İtalya'da insanların çoğu maddeye dalmış, ruhları ise açlık çekiyor. Bunu doyurmak için keşişlerin yolundan da gidemiyorlar. Çünkü keşiş kısmında ruha yönelmenin bedeli çok ağır. Evlenmekten kaçınmaları ve dünyadan el etek çekmeleri gerekiyor. Haibuki İslâm dininde, dünya terk edilmeden, insan mânâ âleminde rahatlıkla terakkiyat yapılabiliyor. 342
Gabriel Mandel Khan'ın grubuna, 11 Eylül'den sonra İtal-ya'daki kiliseler, "Bize dininizi anlatın." teklifi yapar. Daveti geri çevirmeyen İtalyan Müslümanlar, kilise kilise dolaşarak Mevlânâ'nın fikirlerinden yola çıkarak İslam'ı anlatırlar. Mevlânâ felsefesini içselleştiren İtalyan sufiler vasıtası ile birçok İtalyan, İslam düşmanlığından vazgeçtiği gibi, pek çoğu da Müslüman olur. Grubun üyeleri, her hafta bir araya geliyor ve Mevlevihanelerinde sema yapıyor.
Mevlânâ hakkında; "Mevlânâ CeSaleddin-i Rûmî, manevî değerlere susamış kişilerin beklentilerine cevap verecek bir kaynaktır." diyen Gabriel Mandel Khan'ın Mevlânâ ile tanışması yaklaşık 30 yıl öncesine dayanıyor. Daha önce Nakşibendi olan Mande!, Türkiye'de Halveti-Cerrahi Şeyhi Mustafa Özak'la tanıştıktan sonra Mevleviliğe geçer. Paris'teki Nakşibendi Şeyhi Muhammed Ebu Bekir'e telefon ederek izin alır. İtalyanlar, Mevlânâ'yı bu cemaatin yanı sıra, Konya'da düzenlenen uluslararası Mevlânâ sempozyumuyla tanımaya başlar. Fransız olan Prof. Eva de Vitray Meyerovitch'in (Havva Hanım) Mevlânâ hakkında yazdığı Fransızca kitap da İtalya'da büyük ilgi uyandırır.
Mevlânâ hakkında İtalyanca kitap bulunmazken, daha önceleri Kur'ân-ı Kerim'i çeviren Gabriel Mandel, Mesnevi'yi de İtalyanca'ya çevirdi. Mesnevi'nin İtalya'da büyük ilgi uyandıracağını söyleyen Mandel, manevi duygulara susamış İtalyanların bunu Mevlânâ'da bulduklarını dile getiriyor: "Batıdaki insanlar Mevlânâ'yı örnek alıyor. Meviânâ'nın manevi dünyası çok temiz ve berraktır. Onun manevi dünyası İtalyanları etkisi altına alıyor ve sanata düşkün olan İtalyanların eserlerine yansıyor. 343
Mesnevi'nin İtalyanca çevirisi, 2005 yılında Konya Büyük-şehir Belediyesi tarafından yayımlandı.
Dünyaca ünlü İtalyan müzisyen ve yönetmen Franco Battiato (d.1945), Mevlana'dan ve Konya'da izlediği semadan etkilenerek 1987'de İtaiya-Parma'da Genesi adıyla klasik bir opera sahneye koymuştur. Bu operada Mevlana'ya yazılan şu şiirler, solistler ve koro tarafından seslendirilmiştir;
Sen peygamberler bahçesinin gül ağacı, sümbülü
Sen saf, seçilmiş, muhteşem ve yüce
Sen kalplerin hâkimi Cenâb-ı Hakk'ın dostu.
Mevlânâ, hakikatin dostu, sultânım. Cihanın en mükemmel, en asil varlığı, dostu. Hazreti Mevlânâ hakikatin dostu Sen Cenab-ı Hakk'ın sevdiği Yaratan'ın eşi olmayan peygamberi Dostun, sultanım.
Cihanın en mükemmel, en asil varlığı Dostu sen Cenâb-ı Hakk'ın sevdiği. 344
Polonya
ünlü Polonyalı bestekâr Karol Szymanowsky (Ö.1937) de Mevlânâ ile tanışmış; 1922 yılında, Meviânâ'nın bir gazelini "Gecenin Şarkısı" adıyla senfoni olarak {III. Senfoni; Mevlânâ Senfonisi diye de bilinir) bestelemiştir. İlk kez aynı yıl Boston Senfoni Orkestrası'yla seslendirilen korolu senfoni, dünyanın sayılı ülkelerinde orkestraların repertuarlarına girmiştir 345 Szymanowsky tarafından bestelenen bu gazelin tercümesi şöyledir: 346
Konuğuz sana ey dost, gel uyuma bu gece
Hastayız can evinden, kal bizimle bu gece
Bu gece çözülsün su; bu gece haram uyku
Kaldır perdeyi gözden, bu gece gerçeği bul
Bu gece gökyüzünde dolaşan bir gezegen gibisin sen
Dön çevresinde aşkın, pervane ol sen
Bu gece çözülsün sır, bu gece şilinsin karanlıklar
Tanrım! Nurunla aydınlansın hep içimiz, ışıkla dolsun bu gece
Konuğuz sana ey dost bu gece
Şu anda herkes uykuda, beklediğim yalnızlık
Ey yüce Tanrım! Benimle ol bu gece
Ne mutluluk Tanrım, bu gece seninle ben
Daha sokul bu gece, uyuma ey dost bu gece
Sabah, uzun gecemiz, yıldızların gündüzü
Yüzünden nur saçılır, ışık ışık bu gece
Gezegenler çevrende dolaşırken uzayı
uyuma ey dost bu gece
Karanlıklar dolaşırken uzayı bu gece
Nurunla hep aydınlansın, içimiz ışık olsun bu gece Sözsüz konuşmadayım
Dilsiz oldum bu gece.
Dostları ilə paylaş: |