I d I n I a V a V x h o n I n < I j V a h I x V l a I o I l n V v h fi X l Q



Yüklə 7,77 Mb.
səhifə82/139
tarix27.12.2018
ölçüsü7,77 Mb.
#87837
1   ...   78   79   80   81   82   83   84   85   ...   139

FRANSIZ HANI VE GEÇİDİ 334

335 FRANSIZ PASTÖR HASTANESİ

sını amaçlayan "istanbul Kent Gözlem Merkezi" (Observatoire urbain d'Istanbul) kurulur.

1991'de müdürlüğe atanan ve bu görevi halen (Mart 1994) sürdürmekte olan, Paris VIII ve Paris I-Pantheon/Sorbonne üniversiteleri profesörlerinden, uluslararası ekonomik ilişkiler tarihi uzmanı Jac-ques Thobie, enstitünün ilgi alanının çağdaş Türkiye ve Orta Asya Türk devletlerine genişlemesini sağlar.

Araştırmacılara ve üniversite öğrencilerine hizmet veren enstitü kitaplığında, daha çok Anadolu ve Osmanlı-Türk dünyasına ilişkin yaklaşık 14.000 kitap ve 370 değişik süreli yayın yer almakta, harita arşivinde ise 500'e yakın eski ve yeni plan ve harita bulunmaktadır. Kitaplığın en zengin koleksiyonları arasında Anadolu'yu gezen yabancı gezginlerin kaleme aldıkları seyahatnameler dikkati çeker.



Bibi. N. Chevalier, "L'Administration de la rec-herche archeologique française dans le Mo-yen-Orient du milieu du XIXe siecle â la Se-conde guerre mondiale", Paris I-Pantheon/ Sorbonne Üniversitesi, 1992 (yayımlanmamış doktora tezi çalışması); Anatolie antique. Fo-uillesfrançaises en Turquie. Catalogue de l'ex-position (Bibliotheque nationale, 1.12.1989-16.4.1990), Paris-tst, 1989, (özellikle s. 47-65). AKSEL TİBET

Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü'nün kütüphanesinden bir görünüm.



Fransız Anadolu Araştırmalın Enstitüsü Arşivi

Konseyin 5 Temmuz 1975 günü yaptığı ilk toplantıda, enstitünün adının "Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü" (Institut Fran-çais d'Etudes Anatoliennes) olarak değiştirilmesine ve seçilecek olan yeni müdürün sürekli olarak istanbul'da oturmasına karar verilir. Lyon II Üniversitesi profesörlerinden, Ksanthos-Letoon kazı başkanı, Henri Metzger enstitü yöneticiliğine getirilirken, öte yandan, üç tane burslu araştırmacının istanbul'a yollanmasına karar verilir.

1980'de emekli olan H. Metzger'in yerine, Paris'teki Ulusal Kitaplık'ın genel başkam Profesör Georges Le Rider getirilir. 1984'e kadar bu görevde kalan G. Le Rider' in döneminde enstitüde görevli araştırmacıların sayısı artar, uzmanlık alanları çeşitlenir ve Türk bilimsel çevreleriyle ortak çalışmalara ağırlık verilir. Enstitü bünyesinde konferansların düzenlenmesine de o yıllarda başlanır.

Bilimsel Araştırmalar Ulusal Merkezi a-raştırma müdürlerinden Türkolog ve Osmanlı tarihi uzmanı Jean-Louis Bacque-Grammont'un yönetiminde (1984-1991) enstitü, ortak araştırma programları ve yayınlar yoluyla, Türk bilim çevreleriyle ilişkilerini geliştirir; Türk, Fransız ve diğer ülkelerin bilim kuruluşlarıyla işbirliğine gidilerek 2 5'ten fazla uluslarası bilimsel toplantı gerçekleştirilir. Bu dönemde kurulan bilgisayar sistemi, bir yandan çeşitli konularda veri tabanlarının oluşturulmasını sağlarken, öte yandan, yayınların enstitü bünyesinde hazırlanmasına olanak verir.

Bir kartpostalda

Fransız Kültür

Merkezi.

Erkin Emiroğlu fotoğraf arşivi

1985'te "Varia Turcica" (Osmanlı ve Türk araştırmaları üzerine kitaplar), 1987' de de "Varia Anatolica" (Anadolu arkeolojisi üzerine kitaplar) dizileri yayımlanmaya başlanır. 1991'den itibaren, Anatolia Mo-dema-Yeni Anadolu ve Anatolia Antiqua-Eski Anadolu adlı dergiler aracılığıyla, enstitüye bağlı araştırmacıların çalışmalarında elde ettikleri sonuçlar bilim dünyasına sunulur. 1988'de, enstitü bünyesinde İstanbul'un ve Türkiye'deki diğer kentlerin geçirdikleri gelişim sürecinin incelenmesini ve bu konuda bir belge arşivi oluşturulma-



FRANSIZ HANI VE GEÇİDİ

Tophane'de, Kemankeş Caddesi 59 numarada yer alan 19. yy'ın sonlarına ait yapı. Geçidin diğer kapısı Galata Mumhanesi Caddesi üzerinde yer alır. Ana giriş, Ka-raköy gümrük binası ve Karaköy Polis Karakolu ile çevrelenirken, arka kapı, Nimet Han ve Andrea Ham ile karşı karşıyadır.

Neoklasik üslupta inşa edilen yapının orijinali, giriş katı dışında iki katlı olarak inşa edilmiştir. Kompleks, Galata Mumhanesi Caddesi'ne uzanan aksın yatay diğer bir aksla kesilmesi ile dört blok halinde olmuştur. Yapı grubunun caddeye bakan cephesi iki ayrı kütle olarak düzenlenmiştir. Daha dar olan soldaki blokta tek kapı ve iki yanında birer pencere yer alır. Bu düzenleme diğer cephe bloğunda ve geçit boyunca simetrik olarak uygulanmıştır.

Cephe, ikinci ve üçüncü katlarda Fransız balkonlarından oluşur. İkinci katı tek bir balkon korkuluğu çevrelerken, üçüncü katta her balkona ayrı korkuluk yerleştirilmiştir. Kat araları silmelerle belirtilmiştir. Yapının tamamında süsleme elemanları kullanılmamıştır. Süsleme olarak tanımlayabileceğimiz tek parça, giriş kapısının üzerinde bulunan dökme demir malzeme ile oluşturulmuş taç şeklindeki kemerdir.

1992'den bu yana restorasyonu devam eden geçit ve han, 1994 yılı içerisinde beş katlı olarak Karaköy Electronic Center olarak hizmete girecektir.

BANU KUTUN



FRANSIZ KÜLTÜR MERKEZİ

İstanbul'da çeşitli Fransız-Türk ortak kültürel etkinliklerini ve Fransızca dil ve kültür kurslarını düzenleyen Fransız kuruluşu (Fransızca adı: Institut d'Etudes França-ises d'İstanbul).

Fransa Başkonsolosluğu ve Fransız Kültür Merkezi'nin bugün İstiklal Caddesi no. 8'de yer alan binası, hastane olarak yapılmıştı. Hastane 17. yy'dan beri görev yapmaktaydı. 17. yy'da ahşap olan bina, 19. yy'a kadar birçok kez restore edildi. Son olarak 1898'de taş binaya dönüştürülen yer, 1920'den beri İstanbul Fransa Başkonsolosluğu binasıdır.

1940'larda konsolosluk bünyesinde bir okul kuruldu ve Fransızca dil öğrenimi

yaptırmaya başlayan bu okul daha sonra Fransız Kültür Merkezi'ne (FKM) dönüşmüştür. Kültür merkezine ilk müdür 1975' te atandı. O zamanlar 300 kurs öğrencisi varken bu sayı 1978-1983 arasında 800 kişiye ulaşmıştır. Bugün FKM'deki öğrenci sayısı 3.000 civarındadır.

FKM'nin düzenlediği kursların müdavimleri özel sektör çalışanları (yüzde 55), üniversite öğrencileri (yüzde 25) ve lise öğrencileridir (yüzde 10). Geri kalan yüzde 10 içinde ise serbest meslek sahipleri ve ev kadınları başlıca yeri tutmaktadır.

FKM'nin diğer hizmet birimleri kütüphane, video ve müzik kulübü ve dokümantasyon merkezi (lise ve üniversite öğrencilerine Fransa'daki öğretim kurumları ile ilgili bilgiler veren bir arşiv) olarak sayılabilir.

Aynca her ay yayımlanan kültür etkinlikleri programında yer alan sanatsal faaliyetler, film gösterimleri, tiyatro, dans gösterileri, konserler, sergi, diaporama ve konferanslardır. Bu etkinlikleri FKM, Fransız olduğu kadar Türk sanatçılarıyla ve şirketleriyle işbirliği halinde de gerçekleştirmektedir. FKM Türk üniversiteleri ile de sıkı bir işbirliği halinde stajlar, burslar, konferanslar da gerçekleştirilmektedir.

istanbul

fransız lape (la palx) hastanesi

Şişli'de Büyükdere Caddesi'nde kuruludur. İstanbul'un ilk akıl hastalıkları hastanesidir. Kırım Savaşı'nın zaferle sonuçlanması (1856) Abdülmecid'i çok memnun etmişti. Ancak savaşı izleyen günlerde İstanbul' da kolera ve tifüs salgınları görülmeye başlandı. Saint Vincent de Paul ve Floran-ce Nightingale kuruluşlarına bağlı 240 hemşire İstanbul'a gelerek çeşitli semtlerde kurulan barakalarda hastaların tedavi ve bakımını üstlendiler. Bu arada 1858'de Feriköy'de de bir dispanser açarak ruh hastalarını kabul etmeye başladılar. Kırım Savaşı'nın başarı ile sonuçlanmasında Fransa'nın rolü ve Fransa'dan gelen bu hemşirelerin faaliyetleri üzerine Abdülnıecid Feriköy sırtlarında bugünkü Büyükdere Caddesi üzerinde yer alan geniş bir araziyi hastane yapılmak üzere Soeurs de Cha-rite'ye bağışladı. İnşaat masraflarına da 50.000 frank ile katıldı, Fransız hükümeti ise 10.000 frank yardımda bulundu.

Her millet ve dinden yaralı ve hastaların tedavi edildiği hastanenin adı, 1874'te "Notre-Dame de la Paix Hastanesi" daha sonra da "Höpital de la Paix" olmuştur.

O tarihte hastane İstanbul'un yerleşim alanının tamamen dışında inşa edilmişti. Geniş bahçeleri ve arka tarafında mezarlığı vardı. 2 katlı yapının sağında ve solunda ana binadan yaklaşık 4 m daha geniş olan 3 katlı bölümler idari işlere ayrılmıştı. Binanın güneydoğusunda çok geniş bir sebze bahçesi ile ahırlar ve hasta taşıma arabaları için garaj yer almaktaydı. Güneyde bulunan uzun ve ahşap barakada, marangoz ve ayakkabı atölyesi, eczane ve çiçek hastalan için iki oda bulunuyordu. Bi-

Fransız Lape Hastanesi

Ahmet Kuzik, 1994

ri kadın, diğeri erkek hastalara ayrılan bu odalar 3'er yataklıydı.

Esas bina iki eşit parçaya bölünmüş olup arada caddeden gelip avluya kadar uzanan yolun birleştiği bir araba kapısı bulunmaktaydı. Bahçeye bakan güneydoğu cephesinde, sütunların yer aldığı kapalı mekân, hastaların kötü havalarda yürüyüş yapmaları içindi. Ana kapıdan girildikten sonra alt katın solunda biri büyük diğeri küçük 2 koğuş ile 4 özel erkek hasta odası, üst katta l öksüzler yurdu ve yine 4 özel erkek hasta odası yer almaktaydı. Alt katın sağında l eğitim odası, l kabul odası ile dini toplantılar için l salon, üst katta ise 2 salon ve kadın hastalar için 2 özel oda bulunmaktaydı. Odalar ve salonlar birbiriyle kapılar ya da küçük koridorlarla bağlantılıydı. Ana girişin altında zemin katta geniş bir mutfak yer alıyordu. Binada ayrıca sadece Latin Katolik yabancıların tedavisine ayrılmış 10 yataklı bir bölüm vardı. Hastanede toplam 16 oda ve 61 yatak bulunmaktaydı.

Senede 40.000 frangı bulan harcamalar Fransız hükümetinin düzensiz yardımları, hastaların ödediği değişik ücretler ve hayır kurumlarından karşılanmaktaydı. Hastane idaresi emirleri doğrudan Fransa'daki Rahibeler Derneği'nden alan başrahibe-nin elindeydi. Hizmetler St. Vincent de Paul tarikatına bağlı 14 rahibe tarafından yürütülüyordu. Her milliyet ve inançtan kişiler kabul edilmekte, ameliyat olması gereken hastalar Altıncı Daire-i Belediye Has-tanesi'ne yollanmaktaydı. Hastane bünyesindeki öksüzler yurdunda 90 erkek ve 50 kız çocuk barınmaktaydı.

Hastane önceleri, akıl hastaları ve hastalar yanında öksüz, yetim, yoksul, yaşlı kişileri barındırabilen küçük bir yapıyken zamanla yapılan eklemeler sonunda genişlemiştir. Bir süre sonra da akıl hastanesi ve öksüzler yurdu kimliğini alarak bu özelliğini titizlikle korumuştur. 1900'de 150 akıl hastası ile 200'den fazla öksüz erkek çocuğu barındırmaktaydı. Bu öksüzlere belli bir

eğitim verilmekte, demircilik, terzilik, a-yakkabıcılık, dokumacılık gibi çeşitli el becerileri kazandırılmakta, ayrıca bahçıvanlık, ağaç yetiştirme gibi toprak işlerinde yetiştirilmekteydiler. Her zaman tıbbi gözetim altında bulundurulan bu çocuklar 15 yaşını geçtiklerinde evlenip hayatlarını kurmalarına yardım edilmekteydi.

I. Dünya Savaşı'nda hastane Osmanlı hükümeti tarafından işgal edilmiş ve Haseki Hastanesi müşahedehanesinde bulunan 250 akıl hastası buraya nakledilmiştir. 1918'de hastanenin başhekimliğine getirilen ve uzun yıllar bu görevde kalan Maz-har Osman Uzman'ın çabalarıyla, 1939'da modern psikiyatri servisleri kurulmaya başlanmıştır.

Günümüzde hastane eskiden olduğu gibi Saint Vincent de Paul Derneği'ne bağlı olarak aynı binada faaliyetini sürdürmektedir. Maaş almayan sörler ve rahibelerin görev yaptığı hastanede kadın ve erkek kapalı servisleri, açık pavyonu, kadın ve erkek geriatri bölümlerindeki 150 yatakla hizmet vermektedir. Röntgen laboratuvarı, fizikoterapi ve EEG servisleri vardır.



Bibi. Abdullah Bey-Zoeros-Mordtmann, "No-tices sur leş hopitaux civils de Constantinop-le", Gazette Medicale d'Orient, c. 18, no. 3 (1874), s. 55-57; M. O. Uzman, "Türklerde Deliler için Neler Yapılmıştır", Bakırköyünde ilk On Sene, ist., 1938, s. 11; C. Öner, "Fransa ve Fransızcanın Osmanlı Döneminde Tıp Eğitiminde Etkileri", Türk Tıbbının Batılılaşması, İst., 1933, s. 192.

NURAN YILDIRIM



FRANSIZ OKULLARI

bak. KATOLİK OKULLARI



FRANSIZ PASTÖR (PASTEUR) HASTANESİ

Taksim'de Elmadağ'da bulunan hastane. Önceleri Taksim'de bugünkü Fransız Konsolosluğu binasında faaliyet göstermekteydi. 18. yy'da Marsilya Ticaret Odası, yasal yaptırımlarını bütün Levant alanına geniş-



FRANSIZ SARAYI

336

337

FRANSIZCA BASIN

liCOüRMİEllIîlIT^

„«...._• JOURNAL OUOTIDIEr:.

Paris en premiere ligne!



.İh'Kti'ottiH'K n(tcmtınttfK ntftntnn.t tJt'.^SSİ; Tmıs ıb sımcK (ib Uansparls rilu^bams debanlisu»

'""' " "*' "™* "A *"" 8I8S OBpUlS mM1 fflstin*

'ei^t *">•,« *-\ -jL'entrıüıı de la population ait admirable'^

' -' • -- '

Le Courrier d'Orient'm 1876 (solda) ve istanbul adıyla yayımlanan eski Stamboul'un 19 Ağustos 1944 tarihli nüshaları.

Orhan Koloğlu aı-şivi

letince burada hasta denizciler için ahşap, tek odadan ibaret mütevazı bir hastane yaptırmıştı. 1719'da "Höpital deş Français de Pera" .(Pera Fransız Hastanesi), 1724'te "Höpital St. Lous" (St. Louis Hastanesi) veya "Höpital deş Français de la peşte a Pera" (Pera Fransız Veba Hastanesi) adım almıştır. 150 yıl boyunca değişiklikler geçiren hastane 1846'da St. Vincent de Paul rahibelerinin yönetimine geçti. II. Abdülha-mid'in (hd 1876-1909) hastanenin bulunduğu arsayı bağışlaması üzerine, eski bina yıkılıp yerine bugünkü bina inşa edilmiştir.

12 Aralık 1896'da hizmete giren hastaneye Henry Giffard Hastanesi adı verilmiştir. Hastane binaları paralel üç çizgi ü-zerinde yer almaktaydı. İkisi Beyoğlu ve Şişli caddelerine bakıyor, üçüncüsü de ortada kalıyordu. Binalar arasındaki bağlantı, kesişen eklerle sağlanmıştı. Beyoğlu'na bakan ilk sırada iç hastalıklar, dispanser, kadın ve erkekler için bekleme odaları, konsültasyondan çıkan hastalar için bir a-meliyat odası, göz, kulak-burun-boğaz hastalıkları için bir poliklinik ve banyo bulunuyordu. Ana yönetim bölümü olan merkez bina bodrum, giriş ve bir kattan meydana gelmekteydi. İdare bürosu, büyük bir hidroterapi salonu, laboratuvar, etüv dairesi, mutfak, kalorifer dairesi, çamaşırhane, personel yemekhanesi, içki mahzenleri, ameliyathane ve buna ek yapılar yer almaktaydı. Birinci katta konforlu 8 özel oda, özel servisler ve hemşire odaları yer almaktaydı. Şişli Caddesi'ne bakan paralel üçüncü kısım merkez bina ile aynı modelde olup birinci katında 5 koğuşu vardır. Bu bölümde başrahibe ile cemaat rahibelerinin odaları, yemekhaneler, merkez eczane, çamaşırlık, ilaç deposu ve hastalar için banyolar mevcuttu.

Üç paralel sıra üzerindeki binalar, bu sıraları dikine kesen koridorlarla birbirine bağlanmış ve böylece iç dolaşım sağlanmıştır. İki koridorda 40 yataklı 4 oda yer almaktaydı. Ağır ve bulaşıcı hastalıklara yakalananlar ayrı bir bölümde yatırılmakta ve bu bölümdeki küçük bir binada etüv bulunmaktaydı. Hastane kompleksi için-

de Feridiye Caddesi'nden de doğrudan girişi olan şapel yer almaktaydı.

100 yataklı hastanenin ilk başhekimi, İzmir'den gelen Dr. Neis'dir. Cerrahi ve ameliyat bölümünde, İsviçreli Dr. Lardy başkanlığında hastabakıcılar görev yapmaktaydı. Otopsi yapılan özel bir bölüm de' vardı. Önceleri sadece Fransızları kabul eden hastane daha sonra başvuran herkesi tedavi etmeye başlamıştır.

Hastane, I. Dünya Savaşı'nın başlaması üzerine 1914'te tarafsız bir devlet olan Amerika Birleşik Devletleri'nin himayesine girdi ve 2 yıl Amerikan Kızılhaç hastanesi olarak kullanıldı. Ancak 19l6'da Amerika da savaşa girince bu kez Osmanlı hükümeti hastaneye el koyarak yönetimini Gümüşsüyü Askeri Hastanesi'ne bağladı. 1919'da yeniden Taksim'deki binasında bu kez Fransız işgal kuvvetleri komutanı Franchet d'Esperey Hastanesi adıyla açıldı. Fakat bina işgal altındaki İstanbul'un ihtiyacına cevap veremiyordu. Bu yüzden savaşı kaybeden bir devlete ait olan, itilaf devletlerinin el koyduğu, eski Avusturya-Macaristan Hastanesi'nin binasına taşınmıştır. 1919-1925 arasında Dr. Piaubert, 1925-1939 arasında da Prof. Dr. Aime Mo-uchet başhekimlik yapmışlardır. Bina Fransızların Avusturya'dan istedikleri savaş tazminatı karşılığı olarak 1925'te tamamen Fransızlara devredilmiş ve aynı yıl Dr. Aime Mouchet tarafından adı Pastör Fransız Hastanesi olarak değiştirilmiştir.

1939-1949 arasında Dr. Gassin, 1949-1956 arasında Dr. Benezech, 1956-1908 arasında da Dr. Rene Belot hastanenin başhekimliğini yürütmüşlerdir. Ancak Lozan Antlaşması ile yabancı uyruklu hekimlerin Türkiye'de tababet icra etmeleri yasaklanmış olduğundan 1925'ten sonra hastanede görev yapan yabancı hekimler resmen mesleklerini icra edememişlerdir. 1963'te rahibe-hemşireler Fransa'ya dönmüşler ve bu tarihten sonra hastanede sadece Türk hemşireler görev yapmıştır. 1963'te Dr. Hasan Darmar önce mesul müdür olarak hastanede görev almış ve 1968' de Dr. Belot'un ayrılması ile başhekim olmuştur.

Fransız Pastör Hastanesi binasının 1960'h yıllarda çekilmiş bir fotoğrafı.

TETTV Arşivi

Hastane 1991'de faaliyetine son vermiş ve bina Tekfen Grubu'na satılmıştır.



Bibi. "Notices sur leş höpitaux civils de Cons-tantinople", Gazette Medicale d'Orient, c. 18, no. 3 (1874), s. 57-58; P. Apery: l'Inaugura-tion de l'Hopital Français de Constantinople, İst., 1896; Ritzo; "Le Oeuvre Medicale et Hyge-nique de S. M. I. le Sultan Abd-ul-Hamid Khan II1876-1900", GazetteMedicale d'Orient, c. 45, no. 13 (1900), s. 248-250; M. Meigant: "Üne vi-site a l'hopital français Pasteur d'Istanbul", Me-dica, no. 64 (1967), s. 3.

NURAN YILDIRIM



FRANSIZ SARAYI

bak. FRANSA ELÇİLİĞİ BİNASI



FRANSIZ TİYATROSU

bak. SES TİYATROSU



FRANSIZCA BASIN

İstanbul'da ve Osmanlı ülkesinde basın hayatı Fransızca gazetelerle başlamıştır. Yabancılar ve Babıâli Avrupa gazetelerim eskiden beri izliyordu, yabancıların ilgisi e-konomik, Bâbıâli'ninki siyasi konulardı. 19. yy'da Osmanlı toplumunun sosyoekonomik yapısı henüz, toplumun her kesiminin para ödeyerek haber öğrenme ihtiyacını hissettiği aşamaya gelmemişti.

İlk gazete 1795'te Fransa Elçiliği'nde, kendi basımevinde Bulletin deş Nouvel-les adıyla yayımlanmıştır. Onu 1796'da yine elçiliğin çıkardığı Gazette Française de Constantinople izledi. Bunlar Fransız Devrimi' ni daha çok İstanbul'daki Avrupalılara anlatmak için çıkarılan siyasi haber bültenleriydi. Osmanlı toplumu üzerinde etkileri olmamıştır. 1821'de İzmir'de ticari amaçla başlayan ama olayların akışı sonucu siyasi niteliği ağır basan basının hayli yardımını gördüğünden Babıâli giriştiği yenilik çabalarının böyle bir araca ihtiyacı olduğunu fark etti. Böylece 5 Kasım 1831'de İstanbul'un ilk Fransızca gazetesi olarak, Babıâli'nin resmi gazetesinin Fransızca nüshası Moniteur Ottoman yayıma başladı. Bu olay, Fransızcamn Osmanlı dış politikasında resmi dil haline gelmesi gibi kültür dili haline gelişinde de önemli bir nirengi noktasıdır. (Ayrıca bak. Alexand-re Blacque).

A. Blacque'ın ölümünden sonra gazete etkisini kaybedince, Babıâli'nin maddi desteğiyle özel kişilere gazete çıkarttırmak yöntemi başlatıldı. Böylece 1839'da Journal de Constantinople doğdu. Onu diğer gazeteler izledi. Fransızca eğitim veren okulların artmasına koşut olarak bunlara talep de artıyordu. Batı kültürünü benimsemek isteyenler bu gazetelere rağbet ettiler. 1839'dan 1922'de Osmanlı Devle-ti'nin tarihe karışmasına kadarki dönemde İstanbul'da 200'den fazla Fransızca gazete ve dergi yayımlanmıştır. Bunlar, bütün Osmanlı topraklarında çıkan 400'den biraz fazla Fransızca yayının sayıca yarısını oluştururlarsa da, tiraj ve etki bakımından diğer yarının 4-5 misli fazlasını temsil ederler. Özellikle içeride olduğu kadar Avrupa çevrelerinde de etkili olmuşlardır. Hattâ uzun süre Türkçe basından da daha etkilidirler.



GAZETTE FRANÇAİSE

D G


CONSTANriNOPLE.

F K IM.I.D.I, I FlotC'«],»n 5, (50 Avril.17971.4».)

• îiûleı ile tıtrtrt jwe,j«looj[ İt nom »»İr «• •Mirer id bosbcur uuı h r!eletlicD.dej laîı,

3«n doııle ec«mi»nt,ıro(wl ıoudoj*t «im«-pıfdtısp-rclacle;) ;JtJ dtMjıJ.CI r)e l'sHVeuiB

loılul. nombretııt} uour «ut ıhjı maun jtoll (tn-Ment âw fîlet Ccı tlamtun tîdicukııa üiu, em^EalıErtiit-ıı.! diller au L

UJ».!^^»;!!!!.!! «3-OJI1 tBHrtoı «l.liLmf

P, A K~I S.

PeaJınl tju'aa ***« İoFrancı

Jıu un- ıpcaacle Jncinl dîpoo de i'nllemi™

Vflni cüliircıncn* «lirfı IİO !* elrcubûon , « il «II i rtn,«1UC, V'i l'İOİUnl Dİ «.B, re-nonçom atı p"p.ler"annn3ip_, k, Appili» pj-HMienl/c-ııu j'oLligıliori de ı'kira um Kılaııtcc. A MI eıpril de parıl , incvîuble

.liml lo Icııjp OTlgcl ıt'ıınt rgvalollon, luûhio ..110 P3lliolitl»c pllr, un.alırclıenKnl lioçircS b Ccmlümun d«l'«l3. J*nn=lllCMrsVou-h&lnl; ki taino, ıe fondcut ö«n! l'slIcRImo Jıulllinut t *t ee.lo Btleğrcıjc n'cll pal no timpluıııo K

dcuı Cmucilt. jBfemSı

«wi«em.YoîraitB ««ît cn p,:™,^ ı, ,;££ ^I-BmıKIVi. it ,*« JilKcilc
Bıseîl det Soo âtsl-r le 'ta-t pour sortîr da Itgislaf/au ı". Prairial.

Gazette Française de Constantinople 'ün 20 Nisan 1797 tarihli 8. sayısı. Orhan Koloğlu arşivi

Fransızca basın salt Fransa'nın çıkarlarını ön plana alan bir nitelikte olmamıştır. Bu dilin evrensel niteliği sebebiyle her cemaat, hattâ Fransa'nın rakibi devletler bile Fransızca gazeteler yayımlatmışlardır. Journal de Constantinople (1846-1866) ile La Turquie (1866-1895) Babıâli'nin sözcülüğünü yapmışlardır. Levant Herald (1856-1914), Levant Times (1868-1874), Orien-talAdviser (1882-1920) yan İngilizce yarı Fransızca çıkmışlardır. Lloyd Ottoman Almanca-Fransızca, La Turchia ise İtalyan-ca-Fransızca, yayımlanmıştır. La Reforme ile Phare du Bospbore Yunan, Journal d'Orient Yahudi çıkarlarını savunmuştur. Ortak yanları, Batı uygarlığını Fransız kültürü aracılığıyla sunmalarıydı. Böylece Beyoğlu ya da Pera yaşamını Osmanlı toplumu için örnek haline getiriyorlardı. Bütün bu gazetelerde Beyoğlu sosyetesinin haberleri önemli bir yer tutmaktadır.

sşwvfS*et

Fransızca, teknik ve mesleki yayınlarda da önemli bir şekilde kullanılıyordu. Tıp (Gazette Medicale de Constantinople, Ga-



zette Medicale d'Orient, Revue de Medici-ne), eczacılık (Union Pharmaceutique d'Orient, Revue Medico-Pharmaceutique), demiryolculuk (Journal deş Chemins de Fer), hukuk (Annalesjudiciaires), ticaret (Chambre de Commerce), postacılık (Posta ve Telgraf Mecmuası, yansı Fransızca), musiki (Sada-i Musiki) konusunda örnekler vardır.

Yukarıda saydıklarımız dışında etkili olmuş Fransızca gazeteler şunlardır: Le Courrier d'Orient (1861-1876), Stamboul (1875-1934), Jeune Türe (1909-1915). Ayrıca II. Meşrutiyet döneminin ünlü mizah dergileri Kalem ve Cem de yarı yarıya Fransızca çıkmışlardır.

Fransızca basının önemini artıran bir diğer unsur da, Fransa'dan ithal edilen gazetelerle, en az yarım düzine haber ajansının Fransızca olarak hizmet vermesidir. Her gün 4-6.000 arasında yabancı gazete ve dergi Osmanlı başkentine geliyordu. Bunun yüzde 85'e yakını Fransızca yayınlardı. Ve hemen tamamı İstanbul'da satılıyordu. Dolayısıyla İstanbul basınında bilgi ve yazı kaynağı olarak hizmet görmüşlerdir. Yalnızca Fransızca gazeteler değil, Türkçe ve diğer azınlık gazeteleri de bunlardan bol bol alıntı yapıyorlardı. Bazı başyazarların "Dün postadan Avrupa gazeteleri çıkmadı, onun için yorum yapamıyoruz" diye yazmalarına sıkça rastlanır. İki taraflı haber akımı sağlayan ajansların da hep Fransızca kullanması bu etkiyi artırmıştır. Reuter's İngiliz ajansıyla Havas Fransız ajansı arasındaki dünya paylaşımında Osmanlı ülkesi ikincisine bırakılmıştı. Tabii bütün hizmetlerini Fransızca veriyordu. Onun ya-nısıra kurulan, Bordeano, Fournier gibi ajanslar da hep Fransızca kullandılar. Dolayısıyla ister Türkçe, ister Rumca, ister Ermenice vb dillerde yayın yapmak istesinler hepsinde Fransızca bilgisi şarttı.

Osmanlı Devleti'nin sonuna kadar, birkaçı dışında, Fransızca basımevlerinin hemen hepsi Galata, ile Beyoğlu tarafında bulunuyordu. Bu sebeple Türkçe basın tarafından Galata gazeteleri, Beyoğlu gazeteleri, "karşı taraf gazeteleri" diye adlandırılmışlardır. Galata'da Voyvoda Caddesi ile Perşembepazarı'nda, Beyoğlu'nda Asma-



Yüklə 7,77 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   78   79   80   81   82   83   84   85   ...   139




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin