İÇİndekiler öNSÖz piri Aşk İçin Söylenen Bir Kaside 4


Rebiussani 1408 Ruhullah Musevi El-Humeyni 297



Yüklə 1,17 Mb.
səhifə26/40
tarix21.08.2018
ölçüsü1,17 Mb.
#74085
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   40

27 Rebiussani 1408

Ruhullah Musevi El-Humeyni 297


“Oğulcağızım! Çabala ki kalbini Allah’a verebilesin ve Allah’tan başka bir etken görmeyesin. İbadet ehli olan Müslümanların geneli gece gündüz kaç defa namaz kılmıyorlar mı? Namaz ise tevhit ve ilahi marifetler ile doludur. Gece gündüz kaç defa “Sadece sana ibadet eder ve sadece senden yardım dileriz” diyorlar. Sözde ibadet ve yardımın Allah’a özgü olduğunu dile getiriyorlar. Ama has müminlerin dışında kalanlar, bilginler, güçlüler ve zenginler karşısında eğiliyorlar. Bazen Allah’tan daha fazla onlara tevazu göstermekte, herkesten yardım dilenmekte ve destek talep etmektedirler. Şeytani arzularına erişmek için her türlü vesileye sarılıyorlar. Allah’ın kudretinden gaflet ediyorlar. O halde kalbine iman girmiş kimselere hitap edildiği ve bunlara takvanın emredildiği ihtimali ile ilk ihtimal arasında büyük farklar vardır.1

Bu takva, uygun olmayan işlerden sakınma ile ilgili değildir. Başkasına teveccühten sakınma ile ilgilidir. Hak’tan gayrisinden yardım dilenmekten sakınma ile ilgilidir. Allah’tan gayrisine kalbinde yer vermekten sakınma ile ilgilidir. Allah’tan gayrisine dayanmaktan sakınma ile ilgilidir. Gördüğün şeyler hepimiz müptela bulunmaktayız. Söylentiler, iftiralar, ölüm, tabiattan ayrılış ve makamını kaybetme ile ilgili korkulardan arınmamız gerekir. Bu durumda “İnsan yarını için önceden ne gönderdiğine bakmalı! İfadesinden kasıt melekût âleminde bir sureti, daha üst âlemde ise başka bir sureti olan kalbi amellerdir. Kalbimizden geçen şeyleri ise Allah bilmektedir. Bu da işlerden el çekmen ve kendini işin oluruna bırakman anlamında değildir. Her şeyden ve herkesten uzlete çekilmen demek değildir. Bu da ilahi sünnete, büyük peygamberlerin ve değerli velilerin siretin aykırıdır. Onlar ilahi ve insani hedefler için elinden geleni yaptılar. Ama bizim gibi kör kalpli kimseler gibi değil. Biz nedenlere ve araçlara bağımsız bir gözle bakmaktayız. Onlar bu sıradan makamda dahi her şeyi Allah’tan görüyorlardı. Herhangi bir kimseden yardımı, yaratılış mebdeinden yardım olarak biliyorlardı. Onlarla diğerleri arasındaki bir fark da buydu. Ben, sen ve benzerlerimiz insanlardan yardım dilenmek hususunda Allah’tan gaflet içindeyiz. Onlar zahirde başkasından yardım alsalar da gerçek anlamda yardımın sadece Allah’tan geldiğini görüyorlardı. Bize göre ayrı bir kaynağı olsa da onlar her türlü olayı O’ndan biliyorlardı. Bu yüzden her ne kadar bizim için tatsız da olsa acı olaylar onlara tatlı geliyordu.””1





-6-PİR-.İ AŞK’IN SERLERİ
Piri Aşk’ın eserleri de çok çeşitlilik arzetmektedir. Ama altmışın üzerinde olan kitaplarından çoğu ahlakiirfani kitaplardır. Bu da Pir-i Aşk’ın ahlak ve irfana verdiği önem ve ilgiden kaynaklanmıştır. Pir-i Aşk tezkiye olmamış alimlerin ilminin zararının faydasından daha çok olduğunu ifade ediyordu. İnsanın faydasız ilimden Allah’a sığınması gerektiğinin nüktesi de burada yatmaktadır.

Piri Aşk’a göre tezkiye olmamış bir insanın yazdığı eserler şeytani eserler, yaptığı zikirler şeytani zikirler ve zahirde Allah için yaptığı çalışmaları da şeytani çalışmalardır. Yani nefis tezkiyesi, ahlak ve irfan ilmi diğer ilimlerden önce gelir.

Bu hususta ilahi ölçülere riayet etmeyen insanlar hiçbir ölçü ve kanuna riayet etmezler. Ahlak kanundan önce gelir bu böylece biline.

Şimdiye kadar İmam Humeyni’nin eser ve yazıları konusunda çok şey söylenmiş veya yazılmıştır. Ancak bildiğimiz kadarıyla şimdiye değin O’nun eserleri hakkında tam bir fihrist çıkarılmamıştır. Bundan dolayı bu konu etrafında bir makale yazmayı düşünmüş bulunuyoruz. Başlamadan önce bir kaç meseleye değineceğiz.



Birinci mesele: İmam Humeyni, 1920 yılında Kum’a geldi 1935 yılında. Yani Şeyh Abdulkerim Hairi Yezdi’nin vefatına kadar değişik üstadların dersinden istifade etti. Dersine girdiği üstadlardan bazıları şunlardır:

1. Esrarıl Salat ve benzeri kitapların yazan olan ve 1023 yılında vefat eden mirza Cevad meliki Tebrizi.

2. 1921 yılından 1927 yılına kadar kum’da kalmış olan mirza Seyyid Ali Yesrei Kaşani.

3. 1921-1929 yıllarında Kum’da yaşamış olan Mirza Ebul Hasan Refii kazvini (seher duasını şerhetmişti.)

4. 1924-1926 yıllarında Kum’da ikamet eden Şeyh muhammed Rıza Mescidşahi (Vikayetul Ezhan yazan.)

5. Raşahatul Bihar yazarı ve 1927-1934 yıllarında Kum’da bulunan Mirza Muhammed Ali Şahabadi, İmam Humeyni yedi yıl boyunca Şahabadi’nin derslerinden istifade etti.

6.Kum ilimleri havzası kurucusu ve Darul Fevaid’in yazan Şeyh Abdulkerim Hairi Yezdi, İmam Humeyni, 1922-1932 yıllarında onun fıkıh ve usul derslerine katıldı.

İkinci mesele: İmam Humeyni’nin eserleri aşağıdaki on konudan oluşmaktadır;

1. İrfan: Bu konuda 1927’den 1935 yıllarına kadar bu sahada değişik kitaplar yayınladı.

2. Felsefe: Bu konuda Esfar’a bir haşiye yazdığı, Kum alimlerinden birinin keyhanı Endişe’ye (Keyhan

Düşünce dergisi) yazmış olduğu makaleden anlaşılıyor,

3. Ahlak: 1935-40 yılları arasında Farsça olarak yazılan değişik ahlak kitapları vardır. Ayrıca bu dönem Kum ilimler havzasında ahlak dersleri verdiği zamana da rastlamaktadır.

4. İçtihad Fıkhı: 1945 yılında ta ki Neceften İran’a döndüğü zamana rastlayan 1977’e kadar bu sahada değişik eserleri yayınladı.

5. Usul-i Fakıh: Bu sahadaki eserleri 1950-51 yıllan arasında yayınlandı.

6. Rical: Bu sahadaki görüşünü Taharet kitabında yayınladı.

7. İlmihal: Mukallidlere yönelik risael ve haşiyeler Tahriru’l Vesile’den önce 1960 yılından önce

yayınlamıştı.

8. Hükümet: Bu konuda Velayet-i Fakih kitabı ve inkılaptan sonraki konuşma ve yazılarını zikretmek gerekir.

9. Ümmet ve ulema: Yaklaşık olarak 1943 yılında yazılmış olan “Keşfül Esrar” kitabı bu sahayı kapsamaktadır.

10. Şiir: imam Humeyni’nin şiirlerinin toplandığı divanı.

Üçüncü mesele: İmam Humeyni’nin Ayetullah Burucerdi’nin 1960 yılındaki vefatında önce halk arasında meşhur olmadığı, 15 Horhad (1963) hareketi ve ulemanın mücadelesinin başlamasıyla yavaş yavaş tanındığı yolundaki görüler kısmen doğruysa da İmam tamamen tanınmıyor da değildi. Nitekim Kum ilimler havzası ile birlikte ülke medreseleri ve uleması O’nun manevi ilmi ve makamından haberdardı. Ulema hareketinin başlamasından önce bir çok kitapda O’nun eserleri ve şahiyetine işaret ediliyordu. O’ndan söz eden kitaplardan biri olan ve 1931-34 yıllarında yayınlanan “İlim Ehlinin Aynası” adlı kitapta, o zaman 32 yaşında olan İmam Humeyni konusunda şunlar yazılıydı: Seyyid Ruhulluh, Şahabadi’nin derslerinden istifade etmiş ve O’nun irfan ve ahlak deryasından kanmış büyük bir alim ve araştırmacıdır. O’nun hayatını O’nun kendi ağzından alıntılar yaparak anlatmak istiyorum. Seyyid Ruhullah, Humeyn kasabası ilim mahfilinden belirgin bir yere sahip olan seyyid Mustafa hindi’nin son oğludur. Mustafa Hindi 1901 yılında bu kasaba ağalarından biri tarafından katledildi. Onun da babası Hindistan İran’a gelen ve Seyyid Hindi lakabıyla tanınan Seyyid Ahmeddir. 1900 yılında dünyaya gelen Ruhullah 19 yaşına kadar kendi bölgesinden dışarı çıkmadı. Orada tahsil için gerekli imkanlar olmadığından biraz Farsça ve edebiyat biliminden başka herhangi bir ders okuyamadı. Aynı yıl Erak’ın Sultanabad bölgesine gidip orada ilim tahsiline başladı. Ayetullah Hairi’nin kum’a hicret etmesiyle birlikte o da kum’a gidip ilimler havzasında okumakla meşgul oldu. Zamanının çoğunu öğrenme ve öğretmeye ayıran Ruhallah Mirza Muhammed Ali Şahabadi’nin irfan mektebinden ve Ayetullah Hairi’nin derslerinden istifade ediyordu.


Yüklə 1,17 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   40




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin