Stirner’in Nachlass’ındaki (direk türkçesi miras, ancak kelimenin tanımında edebi eserler koleksiyonu yazıyor.) gazeteleri, o sırada Schützenstrasse 12’de yaşayan Ludwig Buhl’un mülkiyetine alındı. Daha sonra nasıl sona erdiğini göreceğiz. Stirner'in hayatının zayıf izlerini takip etmeyi ummak gereksizdir, zaman onları tamamen silmiştir.
Kalan diğer mallar kesinlikle özel bir maddi değere sahip değildi ve muhtemelen borçlarını ödemek için açık artırmayla satıldı.
Birkaç gün geçtikten sonra sadece birkaç gazete Max Stirner'in ölümünden bahsetti. Çoğunun, unutulmuş adam için söylecek son bir sözü bile yoktu.
Ancak, söylenenler az sayıda olsa bile, onun çalışmasının belirsiz ve zayıf bir anması ve geçici olarak bir defa uyandırdığı his veya düğününün yüzeysel ve anekdotla bayatlamış öyküleriyle sınırlıydı. Bu durumda muhtemelen Bruno Bauer'ın kışkırtmasıyla, inkar edilemez kesin gerçekler son derece tipik bir şekilde inkar edildi.
Max Stirner ondan önce öldüğü gibi Johann Caspar Schmidt de ölmüştü.
Stirner’in bizzat kendisinin hiçbir torunu yoktu ve asıl akrabalarından oluşan geniş çevre de aynı şekilde dağıldı. Bugün hiçbir yerde izleri bulunamaz: babasının Ansbach'daki ailesi öldü; Annesinin tarafından Erlangen'deki Reinleinlar öldü; Vaftiz babasının ailesi olan Stichtlerin hiçbiri artık Bayreuth'ta yaşamamakta, ve sadece hiçbir bağlantısı olmayan işçilerde bu isim hala devam etmektedir. Üvey babasının ailesinin üyeleri, Ballerstedler de kayıptır; Helmstedt ve Kulm'da da hiçbir iz yoktur –Onlar kimdi? Berlin'de ilk Bayan Stirner’in soyadını taşıyan yoktu, Burtz; ve Gadebusch'da Dähnhardt adı bugün neredeyse bilinmemektedir.
Stirner sadece annesi tarafından yaşatıldı. O da yalnızca üç yıl sonra 1837 yılında girdiği Schönhauser Allee’deki özel akıl hastanesinde, 17 Mart 1859’da öldü ve böylece orada yirmi yıldan fazla kalmış oldu.
81 yaşına ulaştı ve ölümüne, kesinlikle 1854'e kadar fiziksel olarak tamamen aktifti.
"Yaşlılığın getirdiği zayıflık" tan öldü ve Königsthor'taki Georgenkirchhof'a gömüldü.
Hastalığı hiçbir şekilde beyinden gelen bir hastalık değildi. Oğlunun ifadesine göre, daha çok aile içindeki büyük talihsizliklerden kaynaklanan “sabit fikir”den acı çekti; ancak, bunun ne tür bir “sabit fikir” olduğunu bilmiyoruz.
Onun mirasçıları, daha erken ölmüş olan kardeşi Johann Gottlieb Reinlein'in çocuklarıdır- vatandaş, altın işçisi ve eksper Johann Theodor Reinlein; Asil Bavyera Vergi Müdürü Friedrich Stillkrauth ile evli olan Sophia Rosine; ve bekar Anna Maria Reinlein. Hepsi Bayreuth’ta yaşıyorlardı. Bir tarafta bu varisler, ve diğer tarafta tüccar Mairsohn, doğal olarak Kulm'daki evle ilgili tüccar ve Stirner arasındaki sözleşmeyle ilgili bir anlaşmazlık ve yasal bir dava ortaya çıktı. Neticede sadece bu kadarı kesindi: Ev, 1859 sonunda varisler tarafından Kulm'daki Prusya Bölge Direktörü Arndt'a 4700 talere satıldı. Mairsohn’un, muhtemelen Stirner'e ödediği 1000 taler telafi edildi ve geri çekildi ya da bunun için düzenlendiği hayat sigortasından alındı.
Stirner'in son yakın akrabası olarak, bugün hala Bayreuth'da yaşayan, yukarıda bahsedilen Stillkrauth'ın kızı Babette Stillkrauth var, ama o da Stiirner hakkında hiçbir şey bilmiyor.
Stirner'den, Hippel'deki birliğinden, ondan sonra en çok ilgimizi çeken hayatta kalanların sonraki kaderlerini bir anlığına düşünmeden, ayrılmak istemiyoruz.
Ne yazık ki, birkaç istisna dışında hepsi üzücü bitti!
1848 yılının fırtına rüzgarları onları birbirinden ayırdı ve birbirleriyle olan her bağlantıyı sonsuza kadar kaybettiler. Birçoğu zenginliğine peşinden Amerika'ya göç etti ve bazıları orada buldu da. Fakat çoğu, geride kaldı ve değişmiş şartlara – her biri kendine göre- yapabildikleri ölçüde uyum sağlamaya çalıştı. Onların zorlu girişimleri mutlu bir gösteri sunmadı: bazıları tamamıyla düşmanın tepki grubuna gitti ve gençliklerini unutturmaya çalıştı; diğerleri kendilerini ve etraflarındakileri bulundukları konumun uçurumuyla ilgili sert alaylarla aldatabileceklerine inanıyorlardı; Sadece birkaçı
dimdik kaldı ve bunlar muhtemelen en acı şekilde yaşamaya devam etmek zorunda oldukları zaman değişimini yaşadılar.
Bruno Bauer, hayatın ihtiyaçları için kahramanca savaşan "Rixdorf'un keşişi" haline geldi - bir keresinde kendi gömülme arsasını ısmarladı, diğeri bir zaman da unutulmuş ismini yeni eserlerle geri getirmeye çalıştı. Yorulmak bilmez bir şekilde aktifti. Gücü ölünceye kadar tükenmedi, ve yazdığı şeylera çıkça onun parlak bir stilist ve keskin bir düşünür olarak tanınmasını sağladı. Bauer, Kreuzzeitung ve [Friedrich Wilhelm Hermann] Wagener's Staats- und Gesellschafts-Lexikon'un çalışmalarının boyunduruğu altında bütün partilerin sadistlerinin hizmetinde kendini yıllarca tüketti. Dünyadan çekilince de inzivası konusunda kendisini aldatmaya çalıştı. Ama ne zaman sebze satmak için Berlin'e geldiyse, kendisini eski tanıdıklarından birkaçını selamlamak için büyüttü– kendisinin yamaladığı takım elbisesi, ayağında yüksek botları, ve başının üstünde her zaman taktığı sivri tepeli kepiyle-ataerkil figürü gençliğindeki gibi boyun eğmeden sokaklardan geçip gitti ve sakin gözleri her zamanki gibi net ve delici bir şekilde baktı. Bruno Bauer 1882'de, erkek kardeşi Egbert’e ve Egbert'in sayısız çocuğuna yardım etmek için insanca mümkün olan her şeyi yaptıktan sonra öldü.
Edgar Bauer’in durumu daha iyi gitmedi. Daha sonra ilk başta taparcasına sevdiği erkek kardeşine yabancılaştı. İlk olarak 1849'da Hannover'e gitti. Burada, Schleswig-Holstein’in özgürleşmesi için [Hermann] Olshausen ile birlikte çalıştı. Ardından çeşitli broşürler yazdığı Londra'ya gitti. 1866'dan sonra ilk önce Hamburg'a yerleşmenin yollarını aradı. Sıkı Lutheran Piskopos Koopmann'la yayınladığı Kirchliche Blätter, kilise kampına tam dönüşünü çok açık bir şekilde gösterir. Eski devrimciden, Guelph partisinin bir taraftarı olarak Hannover'de uzun bir süre - çok ihtiyaç duyulan zamanda ve çoktan unutuldur- çalışan en saf gericilerden biri haline geldi. 1880'lerin başında orada öldü.
Ludwig Buhl'un kaderi de üzücü bir hal aldı. O da çok uzun bir süre, tamamen geri çekilmiş bir hayat yaşadı ve tekrar tekrar "ailesinde, Katolik, kirli, eğitimsiz bir kurumda, entelektüel ayrımda kendisinin zorlukla kazandığı şeyi yitirdi." Daha fazla çalışamadı. Bir sabah, 1880'den kısa bir süre sonra masasında ölü bulundu. Son girişimi "fikir komisyonculuğu işi"nin – yayıncılık işi için, sonra girişimci yayıncılara sattığı fikirler “icat etti“- onu gaspla suçlayan bir müşterisiyle anlaşmazlığa düşürdüğü söylendiğinden için hayatına intihar ile son verdiğini söylediler. Stirner'in Nachlass'ı onunkiyle birlikte kayboldu ve farkına varılmamış olan kağıt demetleri uzun bir süre önce yok edildi.
“Verbuhlt (kanıtlanmamış), verbrasst (harcanmış), verbauert (köylü olmuş)- tepki şimdi” o günlerin hicivli bir şarkısıdır. [Bu, Buhl, Bauer-yukarıda bahsedildi- ve August Brass’ın isimleriyle ilgili bir kelime oyunudur. Onlar 1848 devriminde yer almışlardır, ancak 1860'larda Bismarck takipçisi oldular.]
Friedrich Sass genç öldü; [Eduard] Meyen, üretken gazeteci hayatına uzun bir süre devam etti, ilk kez 1851'de Hamburg'da işten atıldı, oradan İngiltere'ye gitti, fakat tekrar Almanya'ya döndü, burada 1867'de [Arnold] Ruge ile Die Reform'u kurdu; Jules Faucher, aynı şekilde, kendi anavatanındaki fikirlerinin zaferi için uzun ve onurlu bir mücadele verdi, ancak Vierteljahrsschrift für Volkswirtschaft und Kulturgeschichte'nin silahı, daha geniş bir çevreyi etkileyebilmek için ellerine çok ağır geliyordu, çünkü devletin demir halkalarını özgürlüğe daha da yaklaştırdığını gördü; çekici kızı Lucie, olaylı hayatının neşesi olarak kaldı; [Carl Friedrich] Köppen, yararlı aktivitede bir lise öğretmeni olarak çalıştı ve onu sadece tiksintiyle doldurabilecek bir zamanı göz ardı etmek için, onu meşhur Buddha’ya yönlendiren derin araştırmalara yöneldi.
Şimdi, bu yaşamı bütün çevrenin ilklerinden biri olarak terkeden insana bir kez daha geri dönüyoruz.
Max Stirner'in erken ölümü kadar üzücü olan şey, eğer 20 ya da otuz yıl daha fazla sürmüş olsaydı, bu yaşamın nasıl geçeceğini tahmin edersek aslında bu konuda şok edici hiçbir şey olmamasıdır.
Yaşamın son yılları -eğer şans eseri bir değişim gerçekleşmeseydi-, muhtemelen çok büyük bir değişime yol açmazdı: Stirner, yoksulluğa karşı sürdürdüğü ebedi mücadeleyle, acı ihtiyaçlarla ve bir kez daha kararlılıkla karşı koymaksızın ve onu herhangi bir başarıya yönlendirmeksizin hüzünlü bir hayat yaşayacaktı.
Başka ne yapabilirdi? Diğerleri gibi bir sonuca ulaşabilir miydi? Kendisini, Bauers gibi tepkilere satmış mıydı ve içsel çatışmayı tolere edebilir miydi? Belki de Amerika'ya göç eder miydi? O, hayatının hiçbir alanında duyulmamış entelektüel enerjisine rağmen, neredeyse hiç pratik olmayan pasif adam? Ya da sonunda [Hermann] Maron gibi -kendi hayatına son vererek-, aşırı yıpranmış ve bitkin bir şekilde bir dizi sene daha hayatta kalır mıydı?
Ya da hayatındaki keskin dönüşü sağlayacak olan nadir şansı beklemeli miydi? Boş bir umut! Bu ne tür bir şans ki?
Mirasıyla onu bağımsız hale getirebilecek akrabaları yoktu. Kitabını, öngörülebilir bir zamanda tekrar uyandırmaya inanamadı. Başka bir zaman, en büyük karşıtı akım, sosyal olan, siyasi partide kaybolmak ve onun içinde dibe çökmek üzere olan zaman; kanlı, acımasız savaşlara yol açarak, doruğuna ulaşmak uzun sürecek olan bir utanç ve baskı zamanı -üzücü gölgesinde bugün hala yaşadığımız tepkinin zamanı- başladı.
Hayır, hayatının akşamında Stirner'e daha fazla şans yardım edemez!
O, yaşadığı ve öldüğü şekilde, kendisine göre tamamen doğruydu. Hayatının büyük işi tamamlanmıştı.
Hiçbir şey değerini daha fazla yükseltemez. Tüm gücünü ona verdi.
Sessizce ve sabırla yıllarca fakirliğe dayandı ve kendimize söyleyebileceğimiz en büyük teselli elbette şudur: her halükarda, aşırı derecede acı çekmedi. Onun aşırı alçakgönüllü yaşam tarzı, hatta kibar öz-yeterliliği ve onun yaradılışının sessiz neşesi, onu tamamen terk etmeyecektir.
Yaşamın tüm mutluluğunun sadece şeref, zenginlik ve erkeklerin gücü olduğuna inananlar, onun hayatını asla anlayamayacaklar ve merhametli alaycılıkla, egoizmin hocasının kendi hayatında kendi öğretimini sefaletle takip ettiğini ya da onu takip etmenin kötü meyveler verdiğini söylemeye devam edeceklerdir.
Hayır-Max-Stirner kendi öğretisini takip etti ve mümkün olduğu kadarıyla tüm meyvelerini topladı. Çünkü o üstün bir insandı. O yaşayabildiği gibi yaşadı.
Belki de yaşamak istediği gibi değildi. Eğer bu soruyu ortaya koyarsak, cevap şöyle olacaktır: Şüphesiz ki, bu egoistler birliğinde, ya da -yanlış anlamaları önlemek için –bu insanların ihtiyaçlarıyla ortaya çıkan ve onlarla geçen, onu yüz kat daha güçlü hissetmek için bireyin gönüllü olarak gücünü verdiği birliklerin zamanında, yaşamayı tercih ederdi; tek kelimeyle: hükümdar ve hizmetkârlar zamanında değil, aksine biricik bireyler zamanında. Çünkü o emirlere uymak için çok da uygun değildi.
Stirner'in erken ölümünde şok edici bir şey yok. Hala sağlığı yerindeyken ve yaşamın en son ve en sert damlasını içmeden -yaşlılık yalnızlığının güçsüzlüğü- vefat etti.
Ve yine de ölümü üzücüydü, çünkü çok erken di. Hayatı ne aşırı seven ne de ondan korkan Stirner ölümden korkmadı, ama aynı zamanda bu uzun sürmedi.
Max Stirner'den ayrılmadan önce, mezarındaki başka bir anımıza göz atalım.
1856'da, ölümünden kısa bir süre sonra, Ludwig Buhl mezarı bir taşla çevirmek için bir koleksiyon hazırladı. Para, eski dostlardan ve ölünü hayranlarından – diğerlerinin yanı sıra Doğu Prusya'daki bir hayranından bir düka altını gönderildi. Ancak, her olasılıkta çok küçük olan toplam, asla amacına uygun olarak kullanılmadı. 28 Haziran 1856’dan sonra defnedildiğinde, mezar muhtemelen bir daha hiç kimse tarafından ziyaret edilmedi.
Gömülü mezarın tekrar bulunmasından önce otuz yıl geçecekti ve adının basit ama aynı zamanda muhteşem yaşamı bu sayfalarla doğru bir şekilde ilişkilendirilmeye çalışılan adamın adının büyük altın harflerle parladığı, büyük taşla işaretlenene kadar da otuz altı yıl.
Yeni mezarlar eskisini kapatıyordu ve bugün onu bulmak isteyen her kimse, dar sıraları boyunca onu yorucu bir şekilde aramak zorundadır.
Levhadaki ismin altın harfleri parıltısını kaybediyor. Ancak, bu onlar solgunlaşırken, bu isim zafer parıltısıyla zamanımızın gecesinde parlar ve sabahı, insan ırkının özgürlüğünün sabahını ilan eder.
Zaten yeni ırk onun nimetini almak ve onu –kendi mutluluğu için- kullanmak için elini uzatıyor.
Bu mezar, bu yeni ırk için başka bir şey olamaz ve olmamalı da.
Orada yatan Stirner tekrar yaşar- umutlarda ve dileklerde.
Yeni mezarlar eskisini kapattı.
"Bir başka elli yıl"ın ardından, bu yeni mezarlar bile kaybolacak ve kilise avlusu belki de yarının çocuklarının dikkatsizce taşınamaz levhalar etrafında oynadığı bir halk bahçesi haline gelecektir. O zaman geçen kişi yine de, donuk esaretin içinde büyülenmiş olacak mı, sessizce oradan konuşan isimle yürümeye devam edecek mi? Ya da güneş ışınlarıyla yürüyen kafası dik ve ondan önce yaşayandan daha mutlu olan kişi, Max Stirner olarak adlandırılan kişinin ilk onun için özgürlüğünü her şeyden önce kazandığını bilecek mi ?
Ek Bölüm
Max Stirner
Hayatının Yolculuğunun İstasyonları
1806
25 Ekim: Baireuth'ta Doğum
6 Kasım: Vaftiz
1807
19 Nisan: Babanın ölümü
1809
13 Nisan: Annenin eczacı Ballerstedt ile yeniden evlenmesi; onunla birlikte
Kulm'dan süvari kaptanı Goecking'e
19 Aralık: Kız kardeşi Johanna Friederica'nın doğumu
1810
Kulm'a getirildi
1812
21 Eylül: Kızkardeşi Johanna Friederica'nın ölümü
1814
26 Haziran: Süvari kaptanı Goecking'in ölümü
1818
Baireuth'a geri döndü
1819
Okula girer
1826
Sonbahar: Son lise sınavı
8 Eylül: Sertifikanın bırakılması
18 Ekim: Berlin Rosenthalerstrasse‘de Üniversiteye kayıt 47
1827
Dorotheenstrasse 5
1828
1 Eylül: Berlin'deki üniversite öğrenci kaydı kaldırıldı
20 Ekim: Erlangen’de Üniversite Kaydı
1829
Yaz: "Almanya genelinde uzun seyahat"
2 Kasım: Königsberg Steindamm 132'de
üniversite kaydı
1830
Kulm'da bir yıl: "İç şartlar nedeniyle"
1831
Königsberg'de bir yıl
1832
28 Kasım: Berlin Poststrasse 9'da
ikinci üniversite kaydı
Uzun hastalık
1833
Paskalya: Neuer Markt 2, Burtz vasıtasıyla
1834
27 Mart: Berlin'deki üniversite öğrenci kaydı kaldırıldı
2 Haziran: pro facultate docendi için sınava başvurdu
Ağustos: "Akıl hastası" anne aniden Berlin'de
29 Kasım: Yazılı çalışma gönderir
1835
28 Ocak: Annesi Berlin'deki CharM hastanesine alındı
24 ve 25 Nisan: Sözlü sınav
29 Nisan: Sınav sertifikası (şartlı facultas docendi)
Spilleke’nin Kraliyet Realschule'sinde deneme öğretim yılı
1836
Realschule'de Gönüllü yarım yıllık öğretim (sonbahar'a kadar)
Kış: Özel çalışmalar
1837
4 Mart: Bir pozisyon için başvuru
16 Mart: Reddetme bildirimi
19 Temmuz: Kulm'daki Ballerstedt'in Ölümü
17 Ekim: Annesi Schönhauser Allee 9'daki özel kurumda
12 Aralık: Agnes Clara Kunigunde Burtz ile evlilik
Evli çift: Klosterstrasse 5-6
1838
6 Nisan: Oranienburger (Ortak?) Strasse 86
29 Ağustos: Doğumda karısının ölümü
5 Ekim: Neue Friedrichstrasse 79 (kayınvalidesi vasıtasıyla)
1839
1 Ekim: Madame Gropius'un kız okuluna girdi
1842
Ocak: Gutzkow'un Telgraph‘ına ortaklık
Ocak: Gegenwort
Rheinische Zeitung ve Leipziger Allgemeine Zeitung muhabiri
1843
4 Ekim: Neu KölIn, Am Wasser 23
21 Ekim: Marie Wilhelmine Dähnhardt ile Evlilik
1844
Buhl‘un Berliner MonatsschriJt ‘ine ortaklık
1 Ekim: Madame Gropius‘un okulundan ayrıldı
Ekim Sonu: Der Einzige und sein Eigenthum yayınlandı
1845
Die Nationalökonomen der Franzosen und Engländer başladı
Yaz: Süt işi
Feuerbach, Szeliga ve Hess'e cevap
1846
Nisan başı: Marie Dähnhardt'dan Ayrılık
4 Nisan: Hirschelstrasse 14 (şimdiki Königgrätzerstrasse)
Yaz: Borç alma teşebbüsü
1847
3 Nisan: Dessauerstrasse 15
Die Nationalökonomen der Franzosen und Engländer tamamlandı
1848
4 Nisan: Dresdenerstrasse 96
Journal des österreichischen Lloyd’a ortaklık
Kuno Fischer’e cevap
5 Ekim: Köthenerstrasse 27
1851
3 Ekim: Dessauerstrasse 2
1852
Geschichte der Reaction
1853
5-26 Mart: Borçlu hapishanesinde
1 Nisan: Jaegerstrasse 72 3
Temmuz: Stromstrasse 8
7 Eylül: Philippstrasse 19, Mme. Weiss vasıtasıyla
1854
1 Ocak -4 Şubat: Yine borçlu cezaevinde
28 Ağustos‘tan 21 Eylül‘e: Berlin'deki yokluğu
12 Eylül: Schwetz'de Mairsohn ile sözleşme
1856
Mayıs: Hastalık
25 Haziran: Ölüm
28 Haziran: Defin
İsim ve Konu Dizini
Kitapların tüm isimleri ve başlıkları dahildir; sadece en önemli dergi başlıkları dahildir. [Tüm başlıklar italik olarak yazılmıştır.]
Abendpost, Die, 69
Absetzbarkeit der Geistlichen, Die
(anonim broşür), 103
Aeschines, 39
Allgemeine Deutsche Verlags-Anstalt.
Bakınız Wolff, Sigismund
Allgemeine Litteratur-Zeitung, 61f, 93,
113, 114, 164
Allgemeine Presszeitung, Brock-
haus, 127
Altenstein, Karl Frh. von (bakan), 60f
An die deutschen Studenten. Bakınız
Wachanhusen
Anarchisten, Die (Mackay tarafından), 10
anarşistler, bireyci, 18, 21
Archiv für Psychiatrie, 21
Aristoteles, 40
Arndt (bölgesel yönetici), 208
Arnim, Bettina von, 60, 66, 160
Aston, Louise, 62, 72
Aus dem Volke. Bakınız Dronke
Baireuth. Bakınız Bayreuth
Ballerstedt (aile), 207
Ballerstedt, Anna Juliane Johanne, evlenmeden önceki soyadı
Goecking (Ballerstedt'in annesi),
28f
Ballerstedt, Heinrich Friedrich Ludwig
(Stirner'in üvey babası ve vasi), 28ff, ölüm, 49, 207
Ballerstedt, Johanna Friederica (Stir-
ner'ın kızkardeşi), 29
Ballerstedt, Karl Friedrich (Ballerstedt’in babası), 28
Basch, Victor, 23
Bauer (aile), 60ff, 186
Bauer, Bruno, 59, 60ff, 65, 66, 67, 73;
"Özgürler" yargılaması, 74; “Özgürler” arasında 77; ve Stirner, 90; Die Posaune des jüngsten Gerichts, xiv, 61, 93f, 101; Hegels Lehre von der Religion und Kunst, 102; ve onun
erkek kardeşi Edgar, 5, 108ff, 114; Stirner'in düğününde, 116f; ve Der Einzige, 130, 155; hiçbir zaman Stirner diye adlandrılmadı , 161, 164ff, 173f 176; Marie Dähnhardt'ın ona verdiği borç, 182, 188; devrim yılı, 197, 204; Stirner'ın defini, 206; Stirner‘in, öldüğü yatakra çizimi 206; düğün hikayesini reddeder, 207; daha sonraki hayat ve ölüm, 209
Bauer, Edgar, x, 60f; “Özgürler“ arasındaki davranış, 74, 78, 90; Bruno Bauer und
Seine Gegner, 62, 105, 130, 164, 197,
204; daha sonraki hayat ve ölüm, 209
Bauer, Egbert, 60f, 182, 209
Bayreuth (Stirner'in doğum yeri), x, 23,
27ff, 32, 207f
Becher, Dr. (editör), 160
Beck, Karl, 68
Bedeutung der Provincialstände, Die.
Bakınız Buhl
Beethoven, 8
Benary, Dr. Agathon, 43
Berlin. Bakınız Dronke; Sass
Berliner Lesekabinett, 59, 92, 99.
Berliner Monatsschrift, 63, 110ff.
“Berliner Posse,“ 69
Berliner Wespen, 67
Berliner Zeitungshalle. Bakınız Julius,
Gustav
Bernstein'sches Lesekabinett. Bakınız Ber-
Liner Lesekabinett
Beruf der preussischen Presse, Der.
Bakınız Buhl
Beta, H., x, 70
Bettina. Bakınız Amim, Bettina von
Bettziech. Beta'ya bakın
Beust, Friedrich, x, xv
Bible, 44, 75, 117, 154, 177, 190
Biblioteca Civica, Trieste, xiv
Binder, Robert (yayıncı), vii, 94
Bismarck, 8, 24
Blanc, Louis, 63, 189
Blanqui, Louis Auguste, 185
Blätter für litterarische Unterhaltung,
159
Böckh, Ağustos, 37f, 40, 22
Bodenstedt, Friedrich (von), xiv, 193
Bodinus, F. (duvar kağıtçısı), 115
Bolin, Wilhelm, 19, 167
Bolle, Klingel-, 187
Boul. Bakınız Buhl
Brass, August, 210
Briefe und Schriften. Bakınız Bülow, Hans
von
British Museum, Londra, vii, xvi, 5
Brockhaus, F. A. (yayınevi), v,
100, 127, 161
Brockhaus'sches Konversationslexikon,
201
Brünger, Maria. Bakınız Dähnhardt, Maria
Bruno Bauer und seine Gegner. Bakınız
Bauer, Edgar
Buddha (Köppen, Carl Fr.), 210
Bühl, Ludwig, 63; ve onun sevgilisi,
72; “Özgürle” arasındaki davranışı, 78; ve Stirner, 90; Die Not der Kirche, 97; Der Patriot, 99, 105; Der Beruf der preussischen Presse ve Die Bedeutung der Provincialstände, 102; Berliner Monatsschrift, 11O ff; Stirner'in düğününde 116, 128, 197; Stirner'ın defini, 206; Stirner'in Nachlass’ı onun ellerinde, 206; sonraki yaşam ve ölüm, 210; Stirner'in mezarı için bir koleksiyon düzenler, 213; Nachlass, xiv, 210
Bülow, Hans von, viii, xvi, 8
Bülow, Marie von, xvi
Bumann (diyakoz yardımcısı), 28
Bunsen, Lady, 188
Bürger, Karl. Bakınız Schmidt, Karl
Burke, Edmund, 200
Burtz (aile), 207
Burtz, Agnes Clara Kunigunde (Stir-
ner'in ilk eşi), 50, 88
Burtz, Caroline Friederike, 50
Burtz, D. L. (şehir ebesi), 50
Campe, Julius (yayıncı), 93
Casanova, 63
Caspary, Wilhelm, 69
Censurflüchtlinge (Gottschall), 68
Charité, Berlin, 49
Christliche Sonntagsfeier, ein Wort der
Liebe, Die (anon. broşürü), 94f
genelge bakınız Stein. Freiherr von
Cohnheim, Max, 67, 190
Collin, Daniel, vii, x
Comte, Auguste, 200
Cornelius, Wilhelm, 71
crise actuelle de la Philosophie Hégelienne,
De la. Bakınız Taillandier
Daenhardius, Marius. Bakınız Dähnhardt
Marie Wilhelmine
Dähnhardt (aile), 207
Dähnhardt, Helmuth Ludwig (Marie)
Dähnhardt'ın babası), 115
Dähnhardt, Maria, evlenmeden önceki soyadı Brünger (Marie Dähnhardt'ın annesi), 115
Dähnhardt, Marie Wilhelmine, ix, x,
xv; hala yaşıyor, 10; ve John Henry Mackay, 10ff, 16; Stirner ile buluşma, 114; erken yaşam, 115; Stirner ile evlilik, 115; düğünün hikayesi, 116f, doğa ve karakter, 13, 118ff; takma ad, 118; “Özgürler” arasında 119; kaderi, 121, 181f, Der Einzige'yi"sevgilisine" ithafı, 126; Stirner ile evlilik hayatı, 181; Ona karşı suçlamaları, 182f; ondan ayrılma, 187f, Londra‘da, 188f; sonraki yaşam, 189f; son yıllar, 190; ölüm, 13, 191; Nachlass, 13, 191
Darwin, Charles, 24
Demiurgos (Jordan), 68
Denkwürdigkeiten zur Geschichte
(Bauer ve Jungnitz), 67
Deutschen im Osten Deutschlands, Die
(Stirner), 193f
Deutsches Jahrbuch, vi, 67, 114, 159
Dohm, Ernst, 70
Dronke, Ernst, 71
Duboc, Julius, 19
Dulk, Albert, 68
Edward, G. (Stirner için takma isim),
172
Eggers, Friedrich. 69
Eichhorn, Joh. Albr. Fr. (eğitim bakanı), 96
Dostları ilə paylaş: |