2.12. İşletmelerin Ekonomik Yapı Bakımından Sınıflandırılması
2.12.1. Mal Üreten İşletmeler
Sanayi, inşaat, tarım gibi alanlarda faaliyet gösterip fiziksel mal üretimi yapan işletmelerdir.
2.12.2. Ticari İşletmeler
Ticaret sektöründe toptancılık, perakendecilik yapan işletmelerdir. Bunlar üretici işletmelerin ürettiği malları tüketicilere ticari hizmet olarak sunarlar.
2.12.3. Hizmet Üreten İşletmeler
Doğrudan hizmet üretip satan işletmelerdir. Banka, sigorta, ulaşım, iletişim, doktorluk, avukatlık vb.
Hizmet üreten sektörler mal üreten sektörlerden daha yaygındır. Hizmet üreten sektörün fazlalığı yüksek yaşam standartlarının bir ölçüsüdür.
2.13. İşletmelerin Faaliyet Konuları Bakımından Sınıflandırılması
1. Tarım işletmeleri
2. Sanayi işletmeleri
3. İnşaat sanayi işletmeleri
4. Ticari işletmeler
5. Ulaştırma, iletişim işletmeleri
6. Finans işletmeleri
7. Serbest meslek ve diğer hizmet işletmeler
8. Kiralama işletmeleridir.
2.13.1. Tarım İşletmeleri 2.13.1.1. Tarım İşletme Metotları
1. İntan sif (Modern-Yoğun) Tarım Metodu: Nüfusa göre ekili dikili alanların sınırlı olduğu ülkelerde uygulanır.
Birim alandan alınan verim çok yüksektir. Ör. Hollanda, Danimarka, Japonya, İsveç ve İsrail gibi ülkelerde bu tür tarım metodu uygulanmaktadır. Yurdumuzda ise Akdeniz ve Ege Bölgelerinde uygulanan seracılık faaliyetleri intan sif tarım metoduna örnektir.
2. Ekstansif (ilkel-Kaba-Yaygın ) Tarım Metodu: Nüfusa göre tarım alanlarının fazla olduğu ülkelerde uygulanan tarım metodudur. Birim alandan alınan verim düşüktür. Üretim miktarında iklimin etkisi vardır. Yurdumuzda uygulanan tarım metodu genelde bu şekildedir.
Not: İntansif tarım metodu ile ekstansif tarım metodu arasındaki en önemli fark birim alandan alınan verimdir.
3. Nadas Tarım Metodu: Verimi en düşük tarım metodudur. Tamamen iklime bağlılık gösterir. Yağışın az, sulamanın yetersiz olduğu alanlarda uygulanır. Türkiye'de nadas tarımının en fazla uygulandığı bölge İç Anadolu Bölgesidir. Nadas olayı en az Karadeniz bölgesinde uygulanır.
Nadas, toprağın su ve mineral kazanmasını sağlamak amacıyla boş bırakılmasıdır.
(Nadas tarımı yerine Nöbetleşe Ekim yöntemi uygulanması,tarımda verim azalmasını önlemektedir)
4. Plantasyon Tarım Metodu: Tropikal kuşakta ticari amaçla çok geniş alanlarda bir veya bir kaç çeşit ürün yetiştirmeye dayalı tarım metodudur. Ör: Brezilya'da; çay, kahve ve muz, Seylan (Srilenka)'da; çay , Malezya'da; kauçuk gibi.
Tarım işletmelerinin yeterli tarımsal varlığa sahip olup olmadığının tespitine dair yönetmelik
Amaç
Madde 1 - Bu Yönetmeliğin amacı; tarım işletmelerinin ekonomik bütünlüğünü korumak, işletme arazilerinin bölünmesini önleyerek sürdürülebilirliğini sağlamak ve yapılacak paylaşımlarda işletmelerin yeterli ekonomik varlığa sahip olup olmadıklarını tespit etmektir.
Kapsam
Madde 2 - Bu Yönetmelik; tarımsal işletmelerin değerinde azalmaya sebep olan ve ekonomik bütünlüğünü bozacak nitelikte miras yolu ile paylaşımlarını önlenmek için yapılacak çalışmalarda; paylaşıma konu işletmenin yeterli büyüklüğe ve varlığa sahip olup olmadığı, işletme varlığının bölünüp bölünemeyeceği veya ne şekilde bölüneceğinin tespitinde uyulacak usul ve esasları kapsar.
Hukuki Dayanak
Madde 3 - Bu Yönetmelik, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 659 uncu maddesinin son fıkrası ve 441 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar
Madde 4 - Bu Yönetmelikte geçen;
Kanun: 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununu,
Bakanlık: Tarım ve Köyişleri Bakanlığını,
İl ve İlçe Müdürlüğü: Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı mahalli taşra teşkilatlarını,
Komisyon: Sürdürülebilir, ekonomik bütünlüğe ve yeterli tarımsal varlığa sahip işletme büyüklüğünü tespit etmek üzere Tarım İl ve İlçe Müdürlüklerince oluşturulacak komisyonu,
Tarımsal işletme: Üretim faktörlerini kullanarak; bitkisel ve/veya hayvansal ürünlerin üretimi için tarımsal faaliyet yapan ve işletme içerisinde tarımsal ürünlerin üretimden sonra, koruma ve/veya işlemesini yaparak; mamul veya yarı mamul hale getirmeye yönelik ekonomik faaliyette bulunan işletmeyi,
Yeter gelirli tarımsal işletme: Bir tarım işletmesinde üretim faktörlerinin rasyonel kullanımına olanak vererek işletmenin gelişmesini temin eden, ailenin ekonomik ve sosyal gelişimini temin edecek geliri sağlayan, tarımsal yapının muhafazası ve tarımın sürekliliğini sağlayan en küçük işletme büyüklüğünü,
Tarım arazisi: Toprak, topoğrafya ve diğer ekolojik özellikleri bitkisel, hayvansal ve su ürünleri üretim için uygun olan ve halihazır bu amaçla kullanılan veya imar, ıslah ve ihya edilerek bitkisel, hayvansal ve su ürünleri üretim için uygun hale dönüştürülebilen arazileri,
Mutlak tarım arazisi: Bitkisel üretimde; toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinin kombinasyonu yöre ortalamasında ürün alınabilmesi için sınırlayıcı olmayan, topoğrafik sınırlamaları yok veya çok az olan; ülkenin tarımsal üretiminde ülkesel, bölgesel veya yerel önemi nedeniyle tarımda kalması gereken, halihazır tarımsal üretimde kullanılan veya bu amaçla kullanıma elverişli olup diğer standartları yörelere göre Bakanlıkça belirlenen arazileri,
Özel ürün arazisi: Mutlak tarım arazileri dışında toprak ve topoğrafik sınırlamaları nedeniyle yöreye adapte olmuş her türlü bitkisel üretim yapılamayan sadece sulu şartlarda özel bitkisel ürünlerin yetiştiriciliği ile, su ürünleri yetiştiriciliğinin ve avcılığının yapılabildiği, ülkenin tarımsal üretiminde ülkesel, bölgesel veya yerel önemi nedeniyle tarımda kalması gereken ve diğer standartları yörelere göre Bakanlıkça belirlenen arazileri,
Dikili arazi: Mutlak ve Özel Ürün Arazileri dışında üzerinde yöre ekolojisine uygun meyve, asma, fındık, fıstık, gül, çay ve benzeri çok yıllık ağaç, ağaççık ve çalı formundaki bitkilerin tarımı yapılan, ülkenin tarımsal üretiminde ülkesel, bölgesel veya yerel önemi nedeniyle tarımda kalması gereken ve diğer standartları Bakanlıkça belirlenen arazileri,
Marjinal tarım arazisi: Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri ve dikili araziler dışında kalan, toprak ve topoğrafik sınırlamaları nedeniyle üzerinde sadece geleneksel toprak işlemeli tarımın yapıldığı, yerel önemi olan ve kullanım kararlarının yerel ihtiyaçlara göre belirlendiği ve diğer standartları yörelere göre Bakanlıkça belirlenen arazileri,
Sulu tarım arazisi: Yöreye adapte olmuş tarımı yapılan her türlü bitkinin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun; doğal veya yapay olarak yeterli miktarda karşılanabildiği arazileri,
Kuru tarım arazisi: Nicelik ve nitelik yönünden; su kaynağı, toprak ve topoğrafik özellikleri yeterli olmadığı için sulama imkanı bulunmayan bitki su ihtiyacı yağışla karşılandığı için sadece bu şartlara uyum sağlayan bitkilerin tarımının yapıldığı arazileri,
Örtü altı tarımı: İklim ve diğer dış etkilerin olumsuzluklarının kaldırıldığı veya azaltıldığı cam, naylon ve benzeri malzeme kullanılarak oluşturulan örtüler altında ileri tarım teknikleri kullanılarak yapılan tarım şeklini,
Arazi: Toprak, iklim, topografya, hidroloji ve canlıların değişik oranlarda etkisi altında bulunan biyo-üretken yer yüzü parçasını,
Arazi parseli: İfraz veya tevhit yapılarak sınırları memleket nirengisine göre belirlenip, vasfı, alanı, sınırları ve benzeri özellikleri kayıt altına alınmış arazileri,
Tarımsal parsel: İşletmenin sahip olduğu; kadastrosu yapılmış, üzerinde tarımsal üretim yapılan her bir arazi parselini,
Bölünemez tarımsal parsel büyüklüğü: Makineli tarımda toplam işlem zamanları ile alan kayıplarını optimum yapabilen, arazi nitelikleri, üretim deseni ve potansiyeline göre Bakanlık tarafından belirlenen en küçük parsel büyüklüğünü,
Arsa: Yerleşim alanları içinde veya dışında ilgili kuruluşlardan uygun görüş alınarak konut, sanayi, turizm ve benzeri amaçlarla yerleşim için imar planı yapılmış veya bu amaçla kullanılan planı bulunmayan kasaba, belde ve köy yoğun yerleşim alanları içinde kalan arazileri,
Bitki varlığı ve bitkisel üretim: Bölgenin ekolojik şartlarına uygun olarak üretim amacıyla tesis edilen bitki plantasyonu ve bunlardan elde edilen bitkisel üretimi,
Hayvan varlığı ve hayvansal üretim: Bir işletmedeki büyükbaş, küçükbaş, kanatlı ve küçük evcilleri ve bunlardan elde edilen hayvansal üretimi,
Su ürünleri varlığı ve üretimi: Denizler, iç sular ve suni olarak yapılmış havuz, baraj, gölet, dalyan ve çiftlik gibi tesislerden elde edilebilen su ürünleri varlığını, bu yerlerde yapılan bitkisel ve hayvansal su ürünleri yetiştiriciliğini ve bunlardan elde edilen bitkisel ve hayvansal üretimi,
Tarımsal makine parkı: Bir işletmede bulunan alet, makine ve ekipmanlarını,
Bina varlığı: İşletmede bulunan samanlık, silo, depo, sundurma, ahır, ağıl gibi işletme faaliyetlerinde kullanılan kapalı ve yarı açık yapıları,
Tarımsal amaçlı yapılar: Tarımsal üretim ve tarımsal ürünlerin üretildikten sonra ilk işleme ve değerlendirmesini yapmak amacı ile inşa edilen yapıları,
Tarımsal faaliyetler: Bitkisel üretimi, hayvansal üretimi (büyükbaş, küçükbaş, kanatlı, balıkçılık, arıcılık, ipek böcekçiliği) ve bu üretim sonucu elde edilen malların; işletme içerisinde ilk işleme, koruma ve değerlendirmesi için yapılan faaliyeti,
Gayri safi hasıla: Bir yılda tarımsal faaliyetlerin tümünden elde edilen toplam geliri,
Değişken masraflar: Yıl içinde üretim faaliyetlerine bağlı olarak yapılmak zorunda olunan masrafları,
Brüt kar: Gayri safi hasıladan değişken masrafların çıkarılması ile elde edilen değeri,ifade eder.
2.13.2. Sanayi İşletmeleri
Bir maddenin vasıf, şekil, hassa veya terkibini makine, cihaz, tezgah, alet veya diğer vasıta ve kuvvetlerin yardımı ile veya sadece el emeği ile kısmen veya tamamen değiştirmek veya bu maddeleri işlemek suretiyle devamlı ve seri halinde imal veya istihsal eden yerlerle madenlerin çıkarılıp işlendiği yerler.
Bir maddenin vasıf, şekil, hassa veya terkibini makine, cihaz, tezgah, alet veya diğer vasıta ve kuvvetlerin yardımı ile veya sadece el emeği ile kısmen veya tamamen değiştirmek veya bu maddeleri işlemek suretiyle devamlı ve seri halinde imal veya istihsal eden yerlerle madenlerin çıkarılıp işlendiği yerler (sanayi işletmesi)ve buralarda yapılan işler (Sanayi işleri)sayılır.
Devamlı ve seri halinde tamirat yapan müesseselerle elektrik veya sair enerji istihsal eden santraller, gemi inşaatı gibi büyük inşaat yerleri de madde şümulüne girer.
El ve ev sanatları ile küçük tamirhaneler bu kanuna tabi değildir.Ancak bunlardan teşkilat, imal ve istihsal ettiği madde nevi ve miktarı bakımından bu kanuna tabi olacakları İktisat ve Ticaret vekaleti tayin ve ilan edebilir.
2.13.3. İnşaat Sanayi İşletmeleri
İnşa, bir gayrimenkul (taşınmaz) meydana getirmek amacıyla, malzeme ve işçilik kullanılarak yapılan sistemli ve birbiriyle ilişkili çalışmaların tümüne verilen genel bir addır.
İnşaat ise, inşa kelimesinin çoğulu olup, inşa halindeki yani henüz tamamlanmamış yapıyı ifade eder.
Yapı, inşaat faaliyetlerinin tamamlanmış halidir. Bir başka ifadeyle inşaat faaliyetleri sonunda elde edilen üründür. Bu tanımdan hareketle yapıları aşağıdaki gibi örneklendirebiliriz:
Binalar ve binaların eklentileri,
Yollar, Su kanalları, Su bentleri,
Meydanlar, Barajlar, Tüneller,
Kuyular, Mahzenler, Maden galerileri,
Kanalizasyonlar, Direkler, Duvarlar,
Köprüler ve dayanakları, Demiryolu traversleri,
Çeşmeler, Raylar, Anıtlar,
Limanlar, Metro, Dalgakıran,
Spor Alanları, Hava alanları
İnşaat işletmeleri, bir gerçek kişi tarafından şahsi bir işletme olarak kurulabileceği gibi, bir şirket olarak ta kurulabilirler.
Uygulamada faaliyet gösteren inşaat işletmelerinin büyük bir kısmı limitet veya anonim şirket olarak kurulmaktadırlar. Bizde, kurulacak olan inşaat işletmesinin limitet veya anonim şirket olacağı varsayımı ile hareket edecek ve ana sözleşmenin hazırlanması ve diğer işlemlerin yerine getirilmesini bu varsayıma göre ele alacağız.
2.13.4. Ticari işletmeler
6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 14 üncü maddesi uyarınca bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kişiye tacir denmektedir. Madde hükmü gereğince kişinin tacir sıfatı kazanabilmesi için bir ticari işletmenin mevcudiyeti ve bu işletmenin belli bir kişi tarafından işletilmesi gerekmektedir.
Bir işletmenin ticari işletme vasfı kazanabilmesi ise işletmenin gelir sağlamayı hedeflemesi, faaliyetin devamlı ve bağımsız suretle gerçekleşmesi ile esnaf faaliyetlerini aşan bir nitelik göstermesi gerekmektedir. Resmi Gazete’nin 21.07.2007 tarih ve 26589 sayısında yayımlanan “Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin Karar” ile esnaf ve sanatkâr ile tacir ve sanayicinin ayrımı yapılmıştır. Karar ile esnaf ve sanatkârların esnaf ve sanatkârlar siciline; tacir ve sanayicilerin ise ticaret siciline kaydedilmeleri kararlaştırılmıştır.
Adi ortaklık
Borçlar Kanunu’nun 520 ila 541. maddelerinde düzenlenmiş olan adi şirketin yasal bir tanımı bulunmamakla beraber mezkûr kanunun 520. maddesinde “Şirket bir akittir ki onunla iki veya ziyade kimseler, saylerini ve mallarını müşterek bir gayeye erişmek için birleştirmeği iltizam ederler. Bir şirket, ticaret kanununda tarif edilen şirketlerin mümeyyiz vasıflarını haiz değil ise bu bap ahkâmına tabi adi şirket sayılır.” hükmü ile adi şirketin ne şekilde kurulabileceği belirtilmektedir.
Birden fazla gerçek kişinin kurdukları adi şirketin sözleşmesi kural olarak herhangi bir şekle şarta bağlı olmayıp; tarafların takdir etmeleri halinde sözleşme yazılı şekilde dahi yapılmayabilmektedir.
Anonim şirket
6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 269 uncu maddesinde bir unvana sahip, esas sermayesi muayyen ve paylara bölünmüş olan ve borçlarından dolayı yalnız mamelekiyle (mal varlığı) mesul bulunan şirketin anonim şirket olduğu belirtilmiştir. Ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanan anonim şirketin en az beş gerçek ya da tüzel kişi tarafından asgari 50.000,- TL sermaye ile kurulması gerekmektedir.
25.07.2003 tarih ve 25179 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Anonim ve Limited Şirketlerin Kuruluş ve Ana Sözleşme Değişikliği İşlemlerine İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ” ve “Anonim ve Limited Şirketlerin Kuruluş ve Ana Sözleşme Değişikliği İşlemlerine İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” ile kuruluşu Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın iznine tabi olan şirketler sayılmıştır. Mezkûr tebliğlere göre bankalar, katılım bankaları, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri, tüketici finansmanı ve kart hizmetleri şirketleri, varlık yönetim şirketleri, sigorta şirketleri, holdingler, döviz büfesi işleten şirketler, umumi mağazacılıkla uğraşan şirketler, lisanslı depoculukla uğraşan şirketler, tarım ürünleri lisanslı depoculuk şirketleri, ürün ihtisas borsası şirketleri, Sermaye Piyasası Kanununa tabi ve halka açık şirketler ile serbest bölge kurucusu ve işleticisi şirketlerin kuruluşları ve ana sözleşme değişiklikleri Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın izni yapılmaktadır. Sayılan faaliyet alanları dışında kalan faaliyetlerle iştigal eden anonim şirketlerin kuruluşları ve ana sözleşme değişiklikleri esnasında Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’ndan izin almaları gerekmemektedir.
İktisadi devlet teşekkülü, sermayesinin tamamı devlete ait iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet gösteren kamu iktisadi teşebbüsüdür. Bakanlar Kurulunca alınan karar doğrultusunda kurulmakta olan iktisadi devlet teşekkülleri, anonim şirket statüsünde de kurulabilmektedir. Her ne kadar faaliyetleri ve organları 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda anonim şirketler için sayılan özelliklerden farklı olsa da bu işletmeler unvanlarında anonim şirket ibaresini kullanmaktadırlar. Vilayet ve belediyeler tarafından kurulabilen iktisadi devlet teşekkülleri de anonim şirket statüsünde faaliyet gösterebilmektedir.
Limited şirket
6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 503 üncü maddesinde iki veya daha fazla gerçek ya da tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulup, ortaklarının mesuliyeti koymayı taahhüt ettikleri sermaye ile mahdut ve esas sermayesi muayyen olan şirketin limited şirket olduğu belirtilmiştir. Ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanan limited şirket ortak sayısı ikiden az elliden çok olamamakta ve asgari 5.000,- TL sermaye ile kurulmaktadırlar. Ortak sayısının yirmiden fazla olduğu limited şirketlerde anonim şirketlerdeki gibi genel kurul ve denetim kurulu organlarının ihdas edilmesi zaruridir.
6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 153 üncü maddesinde ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek maksadıyla sadece gerçek kişiler arasında kurulan ve ortaklarından hiçbirisinin mesuliyeti şirket alacaklarına karşı tahdit edilmemiş olan şirketin kollektif şirket olduğu belirtilmiştir. Ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanan ve en az iki kişiyle kurulabilen kollektif şirketin ticaret unvanı, bütün ortakların veya hiç olmazsa ortaklardan birinin adı ve soyadıyla şirketi ve nevini gösterecek bir ibareyi ihtiva etmektedir.
Komandit şirket
Komandit şirketler adi komandit şirket ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket olarak ikiye ayrılmaktadır. 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 243 üncü maddesinde şirket alacaklılarına karşı ortaklardan bir veya bir kaçının sorumluluğu sınırlandırılmamış ve diğer ortak veya ortakların sorumluluğu belirli bir sermaye ile sınırlandırılmış olan ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek maksadıyla kurulan şirketin komandit şirket olduğu belirtilmiştir. Sorumlulukları sınırlı olmayan ortaklara komandite, sorumlulukları sınırlı olanlara komanditer denmektedir. Komanditer ortak gerçek ya da tüzel kişi olabilirken; komandite ortak sadece gerçek kişilerden müteşekkil olmaktadır.
Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketin tanımı 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 475 inci maddesinde yapılmış olup; buna göre sermayesi paylara bölünen ve ortaklarından bir veya birkaçı şirket alacaklarına karşı bir kollektif şirket, diğerleri bir anonim şirket ortağı gibi mesul olan şirketin sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket olduğu belirtilmiştir. Bu işletmelerde anonim şirketlerde olduğu gibi yönetim ve denetim kurulları bulunmakta; ortak sayıları beşten az olamamakta ve ortaklardan en az biri komandite ortak olma zorunluluğu bulunmaktadır.
Kooperatif
1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 1 inci maddesinde tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklara kooperatif denileceği belirtilmiştir. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın izni ile kurulmakta olan kooperatifler en az yedi ortaktan oluşmaktadır.
Mezkûr kanunun 70 inci maddesinde kooperatiflerin müşterek menfaatlerini korumak, amaçlarını gerçekleştirmek için iktisadi faaliyette bulunmak, faaliyetlerini koordine etmek ve denetlemek, dış memleketlerle olan münasebetlerini düzenlemek, kooperatifçiliği geliştirmek ve eğitim yapmak, kooperatifçilik konularında tavsiyelerde bulunmak gibi hizmetlerin yerine getirilmesi için, Kooperatif birlikleri, kooperatifler merkez birlikleri ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliği kurulacağı belirtilmiştir. Kooperatif şeklinde kurulan birlikler konuları aynı veya birbiriyle ilgili nitelikte olan yedi veya daha çok kooperatiften oluşmaktadır. Birlikler veya merkez birlikleri yine kooperatif şeklinde Türkiye Milli Kooperatifler Birliği’ni üye olabilmektedirler.
Yabancı şirket türkiye şubesi
Merkezleri yurt dışında bulunan yabancı uyruklu ve sermayesi paylara bölünmüş şirketlerin Türkiye’de şube açmak suretiyle faaliyet gösterebilmeleri için, 30.11.1914 tarihli Ecnebi Anonim ve Sermayesi Paylara Bölünmüş Şirketler Hakkında Kanun hükümlerine göre, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü’ne izin almaları gerekmektedir. Türk Ticaret Kanunu’nun 50 nci maddesinde Merkezi yabancı memlekette bulunan bir işletmenin Türkiye'deki şubesinin ticaret unvanında, merkezin ve şubenin bulunduğu yerlerin ve şube olduğunun gösterilmesinin şart olduğu belirtilmiştir. Ayrıca Ticaret Sicili Tüzüğü’nün 52 nci maddesinde merkezleri Türkiye dışında bulunan ticari işletmelerin Türkiye'deki şubelerinin kendi memleket kanunlarının ticaret unvanına ait hükümleri mahfuz kalmak şartıyla aynen yerli ticari işletmelerin merkezleri gibi tescil olunacağı hüküm altına alınmıştır.
Ticari mümessil tarafından temsil edilen bu tipteki işletmelerin kuruluş, tadil ve ticari mümessil atama/değiştirme işlemlerine ait ilanlarında Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın tasdikini gösteren müzeyyel beyanname yer almaktadır.
Kamuya ait ticari işletmeler
Türk Ticaret Kanunu’nun 18 inci maddesinde kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin tacir sayılacakları belirtilmiştir. Kamuya ait ticari işletmeler “Kamu İktisadi Kuruluşları” ve “İktisadi Devlet Teşekkülleri” ile bu işletmelerin “Müessese”lerinden oluşmaktadır.
Kamu İktisadi Kuruluşları sermayesinin tamamı devlete ait olup, ürettiği mal ve hizmetler imtiyaz sayılan teşebbüstür. İktisadi Devlet Teşekkülü ‘nün de sermayesinin tamamı devlete ait olmasına rağmen, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet gösteren teşebbüstür. Müesseseler ise sermayesinin tamamı bir Kamu İktisadi Kuruluşuna veya İktisadi Devlet Teşekkülüne ait olan ve bu işletmelere bağlı işletme veya işletme topluluklarına denmektedir. Kamuya ait ticari işletmeler kapsamına mezkûr madde hükmü doğrultusunda vilayet ve belediyelerin kurmuş oldukları teşebbüsler ve müesseseler de girmektedir.
İktisadi işletmeler
Türk Ticaret Kanunu’nun 18 inci maddesinde gayesine varmak için ticari bir işletme işleten derneklerin tacir sayılacakları belirtilmiştir. Ticaret Sicili Tüzüğü’nün 72 inci, 73 üncü ve 76 ncı maddelerine göre dernek ve vakfa ait ticari işletmelerin ticaret siciline tescil edilmesi gerekmektedir. Vakıf ve dernekleri yanı sıra vilayet ve belediye gibi kamu tüzel kişileri ile meslek üst kuruluşları da ticari bir amaç doğrultusunda iktisadi işletme kurabilmektedirler.
Donatma iştiraki
Türk Ticaret Kanunu’nun 951 inci maddesinde birden fazla şahsın (donatanın) ortak oldukları bir gemiyi, aralarında yapmış oldukları sözleşme gereğince, cümlesi nam ve hesabına deniz ticaretinde kullandıkları işletmenin donatma iştiraki olduğu belirtilmiştir. Tüzel kişiliği haiz olmayan donatma iştirakine tacirlere ilişkin hükümler uygulanmaktadır.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından çıkartılan “Ticaret Şirketlerinin Tüzel Kişiliği Bulunmayan Bir Ortaklık Yapısı İle İşlettikleri Ticari İşletmelerin Ticaret Sicillerine Tescili Hakkında Tebliğ”de iki veya daha ziyade hukuken ve iktisaden birbirinden bağımsız tüzel kişiliği haiz ticaret şirketlerinin belli bir amacı gerçekleştirmek ve kâr elde etmek için kurdukları ve müştereken yönettikleri tüzel kişiliği bulunmayan işletmenin ortaklık olarak kabul edileceği belirtilmiştir. Bu ortaklıklarca işletilen işletmelerin ticaret siciline tescil edilmesi zorunlu değildir.
2.13.5. Ulaştırma, iletişim işletmeleri
Deniz ulaştırma işletme mühendisi, resmi ve özel deniz taşımacılık şirketlerinde, gemilerde ve limanlarda çalışır. Denizde açık havada çalışabileceği gibi büro ortamında da çalışır. Çalışma ortamı; büro olduğu zaman temiz, gemilerde çalıştığı zaman sıcak, soğuk, nemli, tozlu, gürültülü, sarsıntılı, ıslak, ani ısı değişimi olabilmektedir. Çalışırken birinci derece verilerle (sayılarla) ilgili olmakla birlikte, gemi makineleriyle de ilgilidir. Ancak işi gereği insanlarla da iletişim halindedir. Emrinde çalışan personelle, deniz sigorta şirketi elemanlarıyla, yerli ve yabancı işletmelerin elemanlarıyla iletişim halindedir. Düşme, boğulma, mali kayıp gibi işin tehlikeleri olabilir. İşin gereği denizaşırı ülkelere seyahat söz konusu olabilir.
2.13.6. Finans işletmeleri
Finans, işletmenin gereksinim duyduğu fonların en uygun koşullarda ele geçirilmesi ve ele geçirilen fonların en etkin kullanımını sağlamaktır.
1950’li yıllara kadar, finansın fon bulma fonksiyonu ön plandayken, bu tarihten sonra, fonların kullanımı daha fazla önem kazanmıştır.
Bugünkü anlamda ilk anonim şirket (East India Company), 1599 yılında İngiltere’de kurulmuştur.
Günümüzde halen faaliyetini sürdüren bir başka A.Ş., (Hudson’s Bay) 1670 yılında Kanada’da kurulmuştur.
ABD’de 1690 yılında, ilk kağıt para ihracı gerçekleştirilmiştir.
İlk menkul kıymet ihraçları, 1720 yılında gerçekleşmiştir.
Günümüzün en büyük borsası olan New York Borsası (NYSE), 1792 yılında kurulmuştur.
2.13.7. Serbest Meslek Ve Diğer Hizmet İşletmeler
Ticari işletmelerde ödeme gücünün var olduğu düşüncesi bir varsayımdır. Varsayımın geçerli olduğu durumlar için yukarıdaki görüşe katılmak mümkündür. Ancak, sermaye her zaman ödeme gücünün göstergesi olmayabilir. İşletmelerde borçlar varlıkların üstünde çıkabilir. Bu durumda sermaye etkisi kazanç doğursa da, varlıklar borçları karşılamadıkça işletmenin ödeme gücü vardır ve yeterlidir denilebilir mi? Ödeme gücü yetersiz olan bu işletmeler için tahakkuk esasının uygulanması yukarıdaki görüşe ne kadar uygundur.
Dostları ilə paylaş: |