2. Çalışmanın Kapsamı
Kalkınma ekonomisi 1950’li yıllardan bu yana sürekli gelişen ve kendini yenileyen bir bilim dalıdır. Bu alanda, son yıllarda gündeme gelen insani kalkınma kuramları çalışmanın ana konusunu oluşturmaktadır. “İnsani Kalkınma Politikaları ve Türkiye Üzerine Bir Deneme” adı verilen bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır.
Birinci bölümde, çalışmanın konusu ile ilgili olarak oluşturulan kavramlar ve kuramlar yer almaktadır. Bu bölümde, öncelikle ekonomik büyüme ve kalkınma ilişkisi ile gelişmekte olan ülkelerin özellikleri değerlendirilmiştir. Daha sonra, geleneksel kalkınma kuramları incelenmiştir. Diğer taraftan, kalkınma ekonomisindeki son 20 yıllık dönemi kapsayan farklı yaklaşımlar araştırılmıştır. Bu yaklaşımlar içinde en önemlisi UNDP’nin önerdiği insani kalkınma düşüncesi ve insani kalkınma performansını ölçmek için oluşturduğu İnsani Kalkınma Endeksidir. Bu bölümde, HDI yanında, UNDP’nin insani kalkınma kapsamında oluşturduğu diğer endeksler de incelenmeye çalışılmıştır. Ayrıca, sosyal yaşama damgasını vuran ve insani kalkınma politikaları açısından önemi olan küreselleşme olgusu da değerlendirilmiştir.
İkinci bölümde, insani kalkınma politikaları araştırılmıştır. İnsani kalkınma politikaları ekonomik, sosyal ve politik yaşamın her alanı ile ilgilidir; dolayısı ile, kapsamı çok geniştir. Bu çalışmada, insani kalkınma politikaları ile ilgili bir sınırlandırmaya gitmek amacıyla, literatürde yaygın olarak üzerinde durulan konular ele alınmıştır. Bu bölümde ele alınan insani kalkınma politikaları insan hakları, kadın sorunları, eğitim, sağlık, yoksulluk, istihdam ve çevre konularına ilişkindir. Söz konusu politikaların insani kalkınma ile ilişkisi değerlendirildikten sonra, bu politikalarla ilgili uluslararası çalışmalar tartışılmıştır. Bölümde, her konu bağlamında, Türkiye’nin durumuna ilişkin değerlendirmeler yapılmıştır.
Üçüncü ve bölümde, ülkelerin kalkınma düzeylerinin somutlaştırılması için kullanılan farklı ölçümler değerlendirilmiştir. Bu ölçümler arasında yaygın olarak kabul gören HDI’nin hesaplanma yöntemi ayrıntılandırılmıştır. Bu bölümde, çalışmanın temel tezini oluşturan ve insani kalkınma düzeyinin belirlenmesinde kullanılmak üzere önerilen YYE (Yaşamın Yetkinliği Endeksi) tanımlanmıştır. YYE, Türkiye için ve uluslararası boyutta olmak üzere iki ayrı şekilde değerlendirilmiştir. Yapılan analiz sonucunda elde edilen veriler yorumlanmıştır.Bölümde ayrıca, YYE’nin performansı değerlendirilmiştir.
Çalışmanın genel değerlendirmesinin yapıldığı sonuç ve öneriler bölümünde ise, YYE’ne dayanarak yapılan analiz sonucunda elde edilen bulgular sunulmuştur. Elde edilen bulgulardan yola çıkarak sonuç ve öneriler üretilmiştir.
Bu araştırmanın genel hipotezi şudur: “Bir ülkede ekonomik, sosyal ve politik alandaki iyileşmeleri ve kayıpları dikkate alarak, ulusal ve uluslararası düzeyde karşılaştırma yapmaya olanak tanıyacak yeni bir endeks hesaplanmalıdır”.
Bu çalışmada ayrıca şu sorulara yanıt aranmıştır:
-
Ekonomik büyüme ve kişi başına gelir düzeyindeki artış her zaman insani kalkınmayı da beraberinde getirecek midir?
-
Ekonomik büyüme ve insani kalkınma hangi koşullarda birbirlerini destekleyebilir?
-
İnsani kalkınma politikaları ve bu konuda yapılan uluslararası çalışmalar nelerdir? Bu süreçte Türkiye’nin yeri neresidir?
-
Kalkınma kavramı somutlaştırılıp ölçülebilir bileşenleri saptanabilir mi?
-
Ekonomik, sosyal ve politik düzeylerdeki gelişmeleri gösteren değişkenlerle kalkınma performansı arasında korelasyon var mıdır?
-
Ülkelerin ekonomik, sosyal ve politik başarıları birbiriyle paralellik gösteriyor mu?
Sosyal bilimlerde ya anket yoluyla veri toplanmakta ya da resmi kurumlardan elde edilen verilerle yeni bir uygulama denenmektedir. Bu çalışmanın Türkiye boyutunda DİE (Devlet İstatistik Enstitüsü) ve DPT (Devlet Planlama Teşkilatı) verilerinden yararlanılmıştır. Uluslararası analizde ise Dünya Bankası ve UNDP’den elde edilen veriler değerlendirilmiştir. Çalışmanın konusu ile ilgili Türkçe ve İngilizce kaynaklardan yararlanılmıştır. Uygulama için Excel ve SPSS programları kullanılmıştır.
Bu çalışmada, hipotezli tümdengelim yöntemi temel alınmıştır. Bu nedenle, araştırmada genelden özele, bütünden parçaya doğru bir geçiş vardır. Amaç, genel ifadeleri sınamak ve bu genel ifadelerden test edilebilir önermelere ulaşmaktır. Çalışmada bazı sınırlamalar mevcuttur. Sınırlamaların nedeni, bilimsel bir çalışma kapsamı içinde kalmak ve konuyu belirli yönleri ile incelemektir. Bu çalışmanın sınırlandırıcı koşulu, insan merkezli kalkınma yaklaşımlarını incelemek ve bu kapsamda yeni bir endeks tanımlamak ve ölçmektir.
Bu çalışmada kullanılan bilimsel araştırma teknikleri literatür tarama, zaman boyutlu, betimleyici ve karşılaştırmalı analiz ve istatistiksel uygulamadır. Uygulamada, ülkelerin kalkınma performansını somutlaştırmak; zaman ve mekânlar arasındaki farklılığı ortaya çıkarmak amacıyla bir endeks ölçümü denenmiştir. YYE ekonomik, sosyal ve politik alandaki 16 değişken kullanılarak hesaplanmıştır. Söz konusu değişkenlerden bazılarının kalkınma başarısını olumlu, diğerlerinin ise olumsuz yönde etkilediği varsayılmıştır. Endeks ölçümlerinde, HDI ve Ekonomik Özgürlükler Endeksi hesaplarında kullanılan formüller örnek alınmıştır. Gelir Endeksi ölçümünde gelir logaritması yöntemi ile bir hesaplama yapılmış ve gelir yeniden ayarlanmıştır. Gelir logaritmasının alınmasının nedeni, gelirin insani kalkınmaya olan azalan marjinal faydasını göstermektir (UNDP, 1991). Elde edilen sonuçlar 0 ile 1 arasında değişmektedir. Endeks değerinin bire yaklaşması söz konusu alandaki iyileşmenin arttığını göstermektedir.
Endeksler ve endeks ölçümlerinde kullanılan değişkenler arasında bağlantı olup olmadığı Pearson korelasyon katsayısı ve Spearman sıralaması dikkate alınarak test edilmiştir. İki değişken arasındaki korelasyon, değişkenlerin bağlılık derecelerini yansıtmaktadır. Korelasyon katsayısının +1 değerini alması, değişkenler arasında mükemmel bir pozitif doğrusal ilişki olduğunu göstermektedir. Korelasyon katsayısının –1 değerini alması, iki değişken arasındaki negatif ilişkiyi yansıtmaktadır. Bu durumda, değişkenlerden biri yükselirken (azalırken) diğeri de yükselmekte (azalmakta)’dir. Diğer taraftan, korelasyon katsayısı 0 değerini alıyorsa, değişkenler arasında doğrusal bir ilişki olmadığı söylenebilir. En yaygın korelasyon ölçümü Pearson korelasyonudur. Pearson korelasyonu iki değişken arasındaki doğrusal ilişkinin derecesini yansıtmaktadır. Hesaplamada “r” harfi ile gösterilmekte ve genellikle Pearson r’si şeklinde adlandırılmaktadır. Spearman sıralaması ise, iki değişken arasındaki doğrusal ilişkiyi ölçen bir diğer korelasyon katsayısı örneğidir. Pearson korelasyonundan farkı, sayılar sıralandıktan sonra hesaplama yapılmasıdır. Spearman sıralaması, sıralanmış veriler kullanılarak Pearson’ın r formülü ile ölçülebilmektedir. Ayrıca, iki değişken arasında doğrusal olmayan bir ilişki söz konusu ise Spearman sıralaması daha iyi bir gösterge olarak kullanılabilmektedir.
Uygulama iki aşamadan oluşmaktadır. İlk aşamada Türkiye’de 1985-1999 döneminde, her üç endeksin gelişimi incelenmiştir. Üç endeksin aritmetik ortalaması olan YYE, söz konusu dönemde Türkiye’nin yaşam standardında ve refah düzeyindeki ilerlemeyi göstermektedir. Analizin ikinci aşamasında 32 ülkeyi kapsayan bir sıralama gerçekleştirilerek, ülkeler arasında karşılaştırma yapılmıştır. Bu bölümde de yapılan analiz, Ekonomik, Sosyal ve Politik Endekse ve her üçünün aritmetik ortalaması olan YYE’ne bağlı kalınarak sonuçlandırılmış ve yorumlanmıştır.
Dostları ilə paylaş: |