3.2. Eğitim Sorunları Üzerine Uluslararası Tartışmalar
Eğitim, öncelikle temel bir vatandaşlık hakkıdır. Bununla birlikte, eğitim, toplumun yalnızca ekonomik yönden değil, politik ve kültürel yönlerden gelişmesi için de çok önemli olduğundan bir kamu görevidir (Gök, 1997: 36).
Bu bağlamda, uluslararası sözleşmelerde eğitim hakkına özel bir yer verilmiştir. İnsan Hakları Evrensel Bildiri’sinde, kalkınmanın önemi vurgulanmış ve eğitimin bu süreçteki yeri belirtilmiştir. Bildiri’nin 26. ve 27. maddeleri eğitimle ilgilidir. 26 maddede herkesin eğitim hakkı olduğu vurgulanmaktadır. Bu maddeye göre, eğitimin ilk evreleri parasız ve zorunlu olmalıdır ve herkes teknik ve mesleki eğitimden yararlanabilmelidir. 27. maddede ise herkesin kültürel etkinliklere katılma, güzel sanattan, bilimdeki ilerlemelerden yararlanma hakkına sahip olduğundan söz edilmiştir (un.org.tr, 2002(a)).
Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 13. maddesinde taraf devletler, eğitimin insan kişiliğinin ve onurunun tam olarak gelişmesine ve insan haklarına saygıyı güçlendirmesine yönelik olarak verilmesi konusunda birleşmişlerdir. Ayrıca, sözleşmenin 13. ve 14. maddelerinde temel eğitimin herkese eşit koşullar halinde ücretsiz verilmesi ve zorunlu tutulması koşulu getirilmiştir (un.org.tr, 2002(b)). Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme’nin 28. maddesinde, çocuğun eğitim hakkının kabul edilmesi ve bu hakkın fırsat eşitliği temeli üzerine gerçekleştirilmesi gereği vurgulanmıştır. Bu amaçla alınması gereken önlemler detaylandırılmıştır (un.org.tr, 2002(c)).
Diğer taraftan, eğitimle ilgili beş adet uluslararası sözleşmeden söz edebiliriz:
-
Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme (1966),
-
Eğitimde Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (1960),
-
Eğitimde Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesine Taraf Olan Ülkeler Arasında Ortaya Çıkabilecek Anlaşmazlıkların Çözümünden Sorumlu Olacak Bir Konsey ve Komisyon Kurulması Hakkında Protokol (1962),
-
Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme (1989),
-
Teknik ve Meslek Eğitime İlişkin Sözleşme (1989) (UNESCO, 2001: 107).
1 Ağustos 1999 yılı itibariyle bazı ülkelerin yukarıdaki sözleşmeleri onay durumu Çizelge 15’de belirtilmiştir.
Çizelge 15. Bazı Ülkelerin Doğrudan Eğitimle İlgili Uluslararası Sözleşmeleri Onay Durumu, Ağustos 1999
Ülkeler
|
1
|
2
|
3
|
4
|
5
|
Afganistan
|
x
|
|
|
x
|
|
Bangladeş
|
|
|
|
x
|
x
|
Brezilya
|
x
|
x
|
|
x
|
|
Bulgaristan
|
x
|
x
|
|
x
|
x
|
Kanada
|
x
|
|
|
x
|
|
Mısır
|
x
|
x
|
x
|
x
|
|
Almanya
|
x
|
x
|
x
|
x
|
|
Yunanistan
|
x
|
|
|
x
|
|
İran
|
x
|
x
|
|
x
|
|
İsrail
|
x
|
x
|
x
|
x
|
|
Norveç
|
x
|
x
|
x
|
x
|
|
Pakistan
|
|
|
|
x
|
|
Sierra Leone
|
x
|
x
|
|
x
|
|
Sri Lanka
|
x
|
x
|
|
x
|
|
TÜRKİYE
|
|
|
|
x
|
|
İngiltere
|
x
|
x
|
x
|
x
|
|
ABD
|
|
|
|
|
|
Kaynak: UNESCO, 2001, “World Education Report 2000 The Right to Education”, UNESCO Publishing, s.108-109.
Çizelge 15’e göre, HDI’nde birinci sırada yer almış olan Norveç, eğitimle ilgili uluslararası sözleşmelerin dördünü onaylamıştır. Buna karşılık, son sırada yer alan Sierra Leone ise, üç sözleşmeyi onaylamıştır. Türkiye, beş sözleşmeden yalnızca çocuk hakları sözleşmesini onaylamış, ABD ise hiçbir sözleşmeye taraf olmamıştır. Ancak, bir ülkenin ilgili sözleşmeleri onaylamış olması, her zaman o alanda başarılı olduğunu göstermemektedir. Örneğin, Sierra Leone’de yetişkin okuryazar oranı yalnızca %32’dir ve okullaşma oranı da %27’dir (UNDP, 2001(a): 144). Sierra Leone, eğitim haklarının herkese eşit biçimde tanınacağı ve ücretsiz sağlanacağı konusunda uluslararası sözleşmeleri imzalamış olmasına rağmen, toplam nüfusunun %68’inin okuma-yazma bilmemesi önemli bir çelişkidir.
Eğitim ile ilgili uluslararası sözleşmelerin ortak noktası, eğitimin insan gelişimine katkıda bulunduğu ve eğitim hakkının herkese eşit koşullarda tanınması gerektiği yönündedir. Burada, fırsat eşitliği kavramı önem kazanmaktadır. Fırsat eşitliği kavramı, yeterince çaba gösterecek olan herkese, yeteneklerini geliştirme ve daha insanca yaşam sürdürmek için eşit hak tanınması anlamına gelmelidir (Ünal, Özsoy, 1999: 42). Yalnız, burada önemli olan bir nokta daha vardır. Eğitim hakkından eşit bir şekilde yararlanabilme tek başına yeterli değildir. Toplumun nicel ve nitel özellikleri, kültür ve din gibi sosyal faktörler yanında, gelir düzeyi, kentsel ve kırsal yaşam farkı gibi ekonomik faktörler eğitimde eşitsizliğe yol açabilmektedir. Örneğin, kadınları zorunlu eğitim dışında okutma gereğinin duyulmaması, kadın ve erkek meslekleri konusunda belli normlar benimsenmesi ve uygulatılması eğitimde eşitlik kavramını yıpratacaktır. Benzer şekilde, geçmiş eğitim yaşantısında eğitim olanaklarından yoksun bırakılan bir çocuğa, üst dereceli okullara giriş sınavında “fırsat eşitliği” tanımak en büyük eşitsizliktir (Altunya, 1999: 79).
Eğitim sisteminde kalite sorunu, günümüzde çok tartışılır bir konu olmuştur. Eğitimin bireyin bilinçlenmesine, bilgiyi kullanabilir ve yenilikler yaratabilir hale gelmesine ve belli bir kültürel birikime ulaşabilmesine katkıda bulunması beklenmektedir. Bu bağlamda, eğitimin bilimsel, teknik, ekonomik ve kültürel gelişime duyarlı olması gerekmektedir (Gökçe, 2001: 43). Kişiler, kaliteli bir eğitim ile sahip oldukları tüm potansiyellerini geliştirebilirler. Böylelikle, kendilerine güven duyguları artabilir. Bu ortamda yeniliklere ve işbirliğine açık bir toplumun başarı göstermesi beklenen bir durumdur.
Şekil 8. 1950 ve 1997 Yılları İtibariyle Dünya Çapında Okullaşma Oranları
Şekil 8’deki grafikler, 1950 ve 1997 yıllarında dünya çapında okullaşma düzeyleri karşılaştırıldığında elde edilen sonuçları göstermektedir.
Birinci ve ikincil düzeyde okullaşma oranı, 1950 yılında dünya çapında resmi eğitime erişim düzeyinin yalnızca 1/5’i iken, 1997 yılında yaklaşık yarısına ulaşmıştır (UNESCO, 2001: 54). Bu iyileşmeye rağmen, bilgi ve teknoloji üretiminin çok önemli olduğu günümüzde, yüksek öğrenimin yalnızca %8 düzeyinde gerçekleşmesi düşündürücüdür.
HDI içinde eğitim endeksinin özel bir yeri vardır ve eğitim endeksini hesaplamak için iki ayrı gösterge kullanılmıştır: yetişkin okuryazar oranı ve bileşik okullaşma oranı. Çizelge 16’da insani kalkınma performanslarına göre bazı ülkelerdeki eğitim göstergeleri sunulmuştur.
Çizelge 16. 1999 Yılı İtibariyle Seçilmiş Ülkelerde Eğitim Göstergeleri ve Eğitim Endeksi
Ülkeler
|
Yetişkin Okuryazar Oranı
(15 yaş ve üzeri nüfusun yüzdesi)
|
Bileşik Okullaşma Oranı
(%)
|
Eğitim Endeksi
|
Norveç
|
99
|
97
|
0.98
|
ABD
|
99
|
95
|
0.98
|
İngiltere
|
99
|
106
|
0.99
|
Almanya
|
99
|
94
|
0.97
|
Rusya
|
99.5
|
78
|
0.92
|
Sri Lanka
|
91.4
|
70
|
0.84
|
TÜRKİYE
|
84.6
|
62
|
0.77
|
Suudi Arabistan
|
76.1
|
61
|
0.71
|
Çin
|
83.5
|
73
|
0.75
|
Sudan
|
56.9
|
34
|
0.49
|
Etiyopya
|
37.4
|
27
|
0.34
|
Sierra Leone
|
32
|
27
|
0.30
|
Kaynak: UNDP, Human Development Report 2001, United Nations Development Programme, s.141-144.
Çizelge 16’da eğitim göstergelerinde gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler arasındaki uçurum açık bir şekilde gösterilmektedir. Eğitim Endeksi İngiltere’de 0.99 olmasına rağmen, Sierra Leone’de 0.30 olarak gerçekleşmiştir. Türkiye’nin Eğitim Endeksi 0.77’dir. Uluslararası düzeyde bir karşılaştırma yapıldığında, ülkelerin gelir durumları ile Eğitim Endeksi arasında her zaman doğrusal bir ilişki olmadığı görülmektedir. Örneğin, Türkiye’nin kişi başına geliri Suudi Arabistan’dan düşük olmasına rağmen, Eğitim Endeksi bir miktar yüksektir. Ancak, geliri Türkiye’den daha düşük olan Sri Lanka’ya göre Eğitim Endeksi daha düşüktür.
Şekil 9. 1999 Yılı İtibariyle Seçilmiş Ülkelerin GSMH’nın Yüzdesi Olarak Eğitim ve Savunma Harcamaları
Kaynak: UNDP 2001, Human Development Report 2001, United Nations Development Programme, s.195, 196.
Şekil 9’da görüldüğü gibi, gelişmiş ülkelerde eğitim harcamaları oldukça yüksektir ve savunma harcamalarının üzerindedir. Buna karşılık, İsrail (%7.6), Norveç (%7.7) kadar eğitim harcaması yapmakta, ancak, aynı zamanda, %8.1’lik bir savunma harcaması gerçekleştirmektedir. Suudi Arabistan’ın eğitim harcamalarının (%7.5) da oldukça yüksek olduğunu görmekteyiz. Diğer taraftan, Suudi Arabistan’ın savunma harcamaları %13.2 düzeyindedir. Türkiye’nin eğitim harcamaları %2.2’dir ve bu oldukça düşük bir orandır. Savunma harcamaları (%5) ise birçok gelişmiş ülkeden daha yüksektir.
Dostları ilə paylaş: |