İkg op öncelik 1’e ilişkin Değerlendirme (İstihdam) Ankara, Ekim 2013



Yüklə 5,76 Mb.
səhifə16/69
tarix26.07.2018
ölçüsü5,76 Mb.
#58509
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   69

Engelliler, işgücü piyasasına katılmakta özel sorunlarla karşılaşmaktadırlar. Engellilik, çok değişik biçimlerini kapsadığı için, bir hedef grup olarak engellilerin tanımlanması zordur. Çoğu zaman engelliler, engelsiz olanlarla aynı eğitim olanaklarına da ulaşamadıkları için dezavantajlı durumdadırlar.

TÜİK engellilere yönelik olarak, özellikle onların eğitim durumlarına dikkat çeken bir araştırma yapmıştır:47



Tablo 34: Engellilik Çeşidine Göre Eğitim Düzeyleri (6 yaş üzeri %)

Engellilik çeşidi

Tüm Engelliler içindeki payı

Okumaz-yazmaz

Okur-yazar

İlkokul

Ortaokul

Lise ve üzeri

Görme engelli

8.4

32.1

11.8

29.0

12.5

14.6

İşitme engelli

5.9

31.6

23.0

17.9

16.4

11.1

Konuşma engelli

0.2

33.6

38.6

10.7

11.0

6.1

Ortopedik engelli

8.8

26.4

10.9

32.9

13.4

16.4

Zihinsel engelli

29.2

57.5

28.9

4.6

8.2

0.7

Psikolojik engelli

3.9

24.0

12.7

33.0

15.2

15.1

Kronik hastalık

25.6

32.2

12.8

34.9

10.2

9.9

Çoklu-engellilik

18.0

48.5

15.3

32.9

8.0

5.3

TOPLAM

100.0

41.6

18.2

22.3

10.7

7.7

Sonuçlar açıktır:

  • Türkiye’deki Engellilerin %41.6’sı okuma yazma bilmemektedir. Diğer bir %40.5’i ise okur yazar olmasına rağmen ilkokul seviyesinin ötesine geçememiştir. Yani sadece %18.4’ünün orta öğretim ve yüksek öğretim eğitimi vardır. Bu, Türkiye ortalamasının çok altında bir orandır.

  • Çeşitli engellilik biçimleri arasında çok önemli farklar vardır. Ortaöğretim ve yüksek öğretimin tamamlanması açısından, ortopedik engelli kişilerin bitirme oranı %29.8, psikolojik engellilerinki % 30.3, konuşma engellilerinki %17.2 ve zihinsel engellilerinki ise % 9’dan azdır.

  • Türk toplumunun engelli insanları desteklemek için daha fazla şey yapması gerektiği açıktır. Özellikle zihinsel engellilerdense bedensel engelli olanların daha iyi eğitim olanaklarına kavuşmaları için desteklenmesi gerekmektedir.

İstihdam durumlarına bakıldığında, en son yapılan araştırmalar, son 5 yılda engelli insanların %54.8’inin bir şekilde istihdama katıldıklarını göstermektedir.48 İstihdam edilenler arasında %59.6’sı kamu sektöründe istihdam edilmiştir ki, burada engellilerin istihdamıyla ilgili yasal zorunluluklar söz konusudur. Özel sektörde ise durum hiç de böyle değildir. Engelliler İdaresi tarafından yayınlanan verilere göre engellilerin sadece %22’si işgücüne katılmakta; %78’i katılamamaktadır. Sonuç olarak engelli insanların istihdamını artırmayı hedefleyen çalışmalar hem toplumsal içerme açısından hem de doğrudan istihdamı desteklemek açısından gerekli görünmektedir.

Özellikle toplumsal içerme açısından ve ayrıca istihdam önlemleri açısından diğer bir dikkat çekici hedef grup göç deneyimi yaşayan gruplardır. Ne yazık ki bu grup hakkında ampirik veri toplamak çok zordur. Elimizdeki en son veriler 2000 nüfus sayımında toplananlardır ki, bu İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi Operasyonel Programının başlangıcından daha eskidir. Dolayısıyla iç göçmenlerin durumunu ancak saha araştırmalarına bakarak anlamak mümkündür.



2010’da yapılan bir araştırmada bu hedef grup hakkında ifade edilen en önemli saptamalar şunlardır: 49

  • Türkiye’de iç göç üç evrede gerçekleşmiştir. a) Belirli itme ve çekme faktörlerini takiben 1950 ile 1960-ortasına kadar süren kırdan kente göç; b) Kırdan kente göçün yerleşmesinin yanı sıra, 1960 ortalarından başlayarak 1970 sonlarına kadar süren kentten kente göç; c)1980’den başlayarak günümüze kadar devam eden kentten kente göç (ki bu Türkiye’deki tüm iç göçün % 70-72’sini oluşturmaktadır). Bu göçün temel nedeni küçük şehirlerde işgücü arzının düşük vasıflı ve talebin de düşük olmasına karşın, büyük şehirlerin yüksek vasıflı kişilere daha iyi iş olanakları sunmasıdır. Sonuç olarak, günümüzdeki kentten kente göç, ilk yıllardaki kırdan kente göçle benzer bir şekilde gerçekleşmektedir.



  • Temel göç güzergâhları yukarıda açıklanan üç evre boyunca aynı kalmıştır: Bunlar ya Doğu-Batı (asıl olarak Doğu Anadolu’dan İstanbul ve Marmara Bölgesine) ya da Kuzey-Batı (Karadeniz bölgesinden İstanbul ve Marmara’ya) istikametindedir. En son gelişmeler Batı Karadeniz bölgesinin de göç alan bir bölge olduğunu göstermektedir. 50

Tablo 35: İllere göre Göç-alan ve Göç-veren bölgeler




1975-1980

1980-1985

1985-1990

1995-2000

2007-2010

Bölgeler

Net(1000)'>Net (1000)

Oran(%)

Net(1000)

Oran(%)

Net(1000)

Oran(%)

Net(1000)

Oran(%)

Net(1000)

Oran(%)

TR1

289

73.4

298

60.5

657

107.6

407

46.1

169

4.3

TR2

-9

-4.3

-3

-1.4

8

3.4

68

26.1

57

6.1

TR3

123

24.1

84

14.4

183

27.4

184

22.9

52

1.8

TR4

124

42.2

101

29.3

179

45.2

82

15.9

162

8.1

TR5

39

10.5

26

5.9

43

9.5

91

15.9

91

4.4

TR6

60

6.3

84

7.5

131

10.7

3

0.2

30

1.1

TR7

-81

-30.5

-76

-26.2

-184

-52.6

-95

-24.9

-88

-7.7

TR8

-83

-21.1

-107

-24.9

-225

-49.2

-232

-50.3

-81

-6.0

TR9

-98

-39.1

-106

-39.3

-201

-73.5

-76

-26.1

-27

-3.5

TRA

-151

-80.7

-130

-64.6

-270

-123.2

-113

-49.8

-121

-18.3

TRB

-109

-48.4

-90

-36.0

-176

-63.5

-110

-33.4

-106

-9.7

TRC

-104

-33.3

-81

-21.9

-144

-32.1

-210

-36.2

-138

-6.2



  • Göç nedenleri üç ayaklıdır: Genel olarak bunlar a) iş ya da işyeri kaynaklı, b) aileyle ilgili ya da c) eğitim, deKİTUPm ya da Doğu bölgesindeki karışıklıktan kaynaklanan güvenlikle ilgili diğer nedenlerdir.

Tablo 36: Nedenlerine ve Cinsiyete Göre İç Göç

İç-göç Nedenleri (%)

İş/Meslek

Evlilik/Aile Birliği

Diğer(Eğitim, deKİTUPmler, güvenlik)

Türkiye

33

39

28

Erkek

47

32

21

Kadın

17

56

27

Yüklə 5,76 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   69




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin