İmam suyuti



Yüklə 1,55 Mb.
səhifə8/23
tarix31.05.2018
ölçüsü1,55 Mb.
#52244
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   23

MEVKUF RİVAYETLER


İbni Ebi Şeybe Musannef’inde İbni Mes’ud Radıyallahu anh’tan;
لأن أسبح تسبيحات أحب إلي من أن أنفق بعددهن دنانير في سبيل الله
“Tesbih etmek bana Allah yolunda onların sayısınca dinar infak etmekten daha sevimlidir.”80
Yine O’ndan;
لأن أقول سبحان الله و الحمد لله و لا إله إلا الله والله أكبرأحب إلي من أن أتصدق بعددها دنا نير
“Sübhanallahi velhamdu lillahi ve la ilahe illallahu vallahu ekber demem onların adedince dinar tasadduk etmemden bana daha sevimlidir.”81
İbni Amr Bin As Radıyallahu anh’tan;

لأن أقول سبحان الله و الحمد لله و لا إله إلا الله و الله أكبر إلي من أن أحمل على عدتها من خيل بأرسانها
“Sübhanallahi vel hamdu lillahi ve la ilahe illallahu vallahu ekber demem bana onun sayısınca (Allah yolunda cihad için) atı yularından tutup binmemden daha sevimlidir.”82
İbni Ömer Radıyallahu Anh’tan;
ذكر الله بالغداة و العشي أعظم من حطم السيوف في سبيل الله و إعطاء المال سحا
“Allah’ı sabah akşam zikretmek Allah yolunda kılıç sallamaktan ve cömertçe mal bağışlamaktan büyüktür.”83
Ebud Derda Radıyallahu Anh’tan;
لأن أسبح مائـة تسبيحة أحب إلي من أن أتصدق بمائـة دينار على المساكين
“Yüz defa tesbih etmem, fakirlere yüz dinar tasadduk etmemden daha sevimlidir.”84
Muaz Bin Cebel Radıyallahu anh’tan;
لو أن رجلين أحدهما يحمل على الجياد في سبيل الله والآخر يذكر الله لكان الذاكر أعظم و أفضل أجرا
“İki kişiden biri Allah yolunda iyi cins atlar yetiştirse, diğeri Allah’ı zikretse, zikredenin derecesi büyük ve ecri daha faziletlidir.”85
Yine O’ndan;
لأن اذكر الله من غدوة حتى تطلع الشمس أحب إلي من أحمل على الجياد في سبيل الله
“Sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar Allah’ı zikretmem Allah yolunda iyi cins atlar yetiştirmemden sevimlidir.”86
Ubade Bin Samit Radıyallahu anh’tan da aynısını rivayet etmiştir.87
Selman-ı Farisi Radıyallahu anh’tan;

لو بات رجل يعطي القيان البيض و بات آخر يقرأ القرآن أو يذكر الله لرأيت أن ذاكر الله أفضل
“İki kişiden biri beyaz köle bağışlayıp, diğeri Kur’an okuyarak veya Allah’ı zikrederek akşamlasa Allah’ı zikredeni daha faziletli görürüm.”88
İbni Amr Radıyallahu anh’tan;
لو أن رجلين أقبل أحدهما من المشرق والآخر من المغرب مع أحدهما ذهب لا يضيع منه شيـئا إلا في حق والآخر يذكر الله حتى يلتقيا في طريق كان الذي يذكر الله أفضلهما
“İki kişiden biri doğudan, diğeri batıdan gelse, birinde altın olsa ve onu Hak yolunda harcasa, diğeri onunla karşılaşıncaya kadar Allah’ı zikretse Allah’ı zikreden daha faziletlidir.”89
Bu yedi sahabi açıkça zikrin sadakadan faziletli olduğunu belirtmiştir. Diğer sahabilerin kavillerine gelince;
İbni Ebi Şeybe, Ebul Ahvas Radıyallahu Anh’tan rivayet ediyor;
لتسبيحة في طلب حاجة خير من لقوح صفي في عام أزبة أو لزبة
“Hacet talebinde tesbih etmek, kişinin kıtlık senesinde ailesine bol sütlü bir dişi deve alıp getirmesinden hayırlıdır.”90
Ebu Berze Radıyallahu anh’tan;

لو أن رجلين أحدهما في حجره دنانير يعطيها والآخر يذكر الله كان ذاكر الله أفضل
“İki kişiden biri dinarlar bağışlamak üzere ayrılsa, diğeri Allah’ı zikretse, Allah’ı zikreden daha faziletlidir.”91

Bu manadaki rivayetler çok olup naklettiklerimizle yetiniyoruz. Zikrin, diğer ibadetlerden faziletli olmasından delil getirip, hallerden bir hal için terkine ruhsat verilmemiştir. İbni Cerir (Taberi) tefsirinde Katade Radıyallahu anh’tan tahric ediyor;


افترض الله ذكره عند أشغل ما تكونوا عند الضراب بالسيوف فقال:

{يا أيها الذين آمنوا إذا لقيتم فئة فاثبتوا واذكروا لله كثيرا لعلكم تفلحون}
“Allah sizlere kılıçlarla vuruştuğunuz, meşguliyetinizin çok olduğu durumlarda bile Kendisini zikretmeyi farz kılmıştır. Allah buyurur ki; “Ey iman edenler! Bir düşman topluluğu ile karşılaştığınızda sebat edin ve Allah’ı çok zikredin. Gerekir ki kurtuluşa eresiniz.” (Enfal 45)”92
3.BÖLÜM

نتيجة الفكر في الجهر في الذكر

NETİCETÜL FİKR FİL CEHRİ FİZ-ZİKİR

CEHRİ ZİKRİN HÜKMÜ


Te’lif : İmam Suyuti

Terceme ve dipnotlar; Seyfullah Erdoğmuş


NETİCETÜL FİKR FİL CEHRİ FİZ-ZİKR

Bismillahirrahmanirrahim


Allah’a hamdolsun. O, bize yeter. Selam O’nun kullarının seçilmişine olsun. Bana Sufiyye sadatının mescidde halka kurup yüksek sesle tehlil getirmelerinin, zikretmelerinin, mekruh olup olmadığı soruldu.
El Cevab; Bunda hiçbir kerahiyet yoktur. Sesli zikrin müstehab olmasını gerektiren ve sessiz zikrin müstehab olmasını gerektiren hadisler varid olmuştur. Bunların arası tıpkı Nevevi’nin Kur’an kıraetinin cehri ve sırri okunması hakkında varid olan hadislerin arasını bulduğu gibi; hallerin ve şahısların farklılık arzetmesiyle bulunur.
(İleride görüleceği gibi İmam Suyuti, cehri zikre delil olabilecek bir rivayet ortaya koyamamıştır.-Mütercim-)

CEHRİ ZİKRİN MÜSTEHAB VE LÜZUMLU OLUŞUNUN SARİH DELİLLERİ



BİRİNCİ HADİS:
Buhari’nin Ebu Hüreyre radıyallahu anh’tan tahric ediyor;
يقول الله : أنا عند ظن عبدي بي و أنا معه إذا ذكرني فإن ذكرني في نفسه ذكرته في نفسي و إن ذرني في ملا ذكرته في ملا خير منه

“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki; “Allah şöyle buyurur;


“Ben kulumun zannına göreyim.93 Şayet o Beni yalnız başına zikrederse Ben de onu yalnız başıma zikrederim. Eğer Beni toplulukla zikrederse Ben de onu daha kalabalık ve daha hayırlı bir toplulukla (meleklerle) zikrederim.”94

Toplulukla zikir ancak cehri olur.


(Bu Suyuti’nin sağlam bir delile dayanmayan düşüncesidir. Bunu yeri geldikçe tekrar edecektir. Kays Bin Ubade r.a. diyor ki; “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ashabı zikir anında sesi yükseltmeyi çirkin görürlerdi.”95 Mütercim.)

İKİNCİ HADİS:

Bezzar ve Müstedrek’te sahih kaydıyla Hakim’in Cabir radıyallahu anh’tan tahric ettiği hadis;



خرج علينا النبي صلى الله عليه و سلم فقال: يا أيها اناس إن لله سرايا من الملائكة تحل و تقف على مجالس الذكر في الأرض فارتعوا في رياض الجنة قالو:

و أين رياض الجنة؟ قال: مجالس الذكر فاغدوا وروحوا في ذكر الله

“Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem yanımıza geldi ve buyurduki;

Ey insanlar şüphesiz Allah’ın yeryüzünde zikir meclislerini arayan ve bulunca orada duran gezici melekleri vardır. Sizde cennet bahçelerinden faydalanın

Dediler ki; “Cennet bahçeleri neresidir?”



Buyurdu ki; “Zikir meclisleridir. Oralarda Allah’ın zikri ile rahatlayınız.”96

(burada kastedilen ilim meclisleridir. Cehri zikre de delil olacak bir yönü yoktur. –mütercim-)

ÜÇÜNCÜ HADİS:
Müslim ve aynı lafızla Hakim; Ebu Hüreyre radıyallahu anh’tan tahric ettiler;
إن لله ملائكة سيارة و فضلاء يلتمسون مجالس الذكر في الأرض فإذا أتوا على مجلس ذكر حف بعضهم بعضا بأجنحتهم إلى السماء فيقول الله :من أين جئتم ؟ فيقولون: جئنا من عند عبادك يسبحونك و يكبرونك و يحمدونك و يهللونك و يسألونك و يستجيرونك ، فيقول: ما يسألون و هو أعلم؟ فيقولون : يسألونك الجنة ، فيقول: و هل رأوها ؟ فيقولون : لا يا رب، فيقول: فكيف لو رأوها؟ ثم يقول: و مم يستجيروني؟ و هو اعلم بهم فيقولون: من انار فيقول: و هل رأوها؟ فيقولون لا، فيقول: فكيف لو رأوها، ثم يقول: اشهدوا أني قد غفرت لهم و أعطيتم ما سألوني و أجرتهم مما استجاروني، فيقولون: ربنا إنا فيهم عبدا خطاء جلس إليهم و ليس منهم، فيقول: و هو أيضا قد غفرت له هم القوم لا يشقي بهم جليسهم
“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;
“Şüphesiz Allah’ın yeryüzünde gezip zikir meclislerini arayan faziletli melekleri vardır. Zikir meclislerine geldiklerinde kanatlarıyla birbirlerini çevreleyerek semayı doldururlar. Allah buyurur ki;
“Nereden geliyorsunuz?” Derler ki;
“Seni tesbih, tekbir, tahmid, ve tehlil eden Senden istekte bulunan ve Sana sığınan kullarının yanından geliyoruz.”
Allah azze ve celle daha iyi bildiği halde sorar;
“Onlar ne istiyorlar?” Derler ki;
“Cennetini istiyorlar.” Buyurur ki;
“Onu görmüşler mi?”
“Hayır” derler. Buyurur ki;
“Görselerdi halleri ne olurdu, (siz kıyaslayın)” Sonra buyurur ki; “Bana hangi şeyden dolayı sığınıyorlar?” Halbuki Allah daha iyi bilmektedir. Derler ki;
“Ateşten (cehennemden)”
“Onu görmüşler mi?” buyurur,
“Hayır” derler. Buyurur ki;
“Görselerdi halleri ne olurdu (siz düşünün)” Sonra buyurur ki;
“Bana şahid olun onları bağışladım, istediklerini verdim, sığındıkları şeyden korudum.” Melekler der ki;
“Ey Rabbimiz! Onların içinde, onlardan olmadığı halde aralarına hatayla katılan bir kulun vardır.” Buyurur ki;
“O da onlarla beraber affedilmiştir. Onlar öyle bir topluluktur ki, onlarla oturan bedbaht (nasibsiz) olmaz.”97
(Bu hadis cehri zikre delil olmaz. Zira namazdan sonra yapılan zikirler kastedilmiştir. Bunun cehri olacağını kimse söylememiştir. –mütercim.)
DÖRDÜNCÜ HADİS:
Müslim ve Tirmizi; Ebu Hüreyre ve Ebu Said el Hudri radıyallahu anhuma’dan; Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki;
ما من قوم يذكرون الله إلا حفتهم اللائكة و غشيتهم الرحمة و نزلت عليهم السكينة و ذكرهم الله فيمن عنده
“Allahı zikretmek için toplanmış hiçbir kavim yoktur ki; kendilerini melekler çevrelemesin , onları rahmet kuşatmasın, üzerlerine sekinet (huzur) inmiş olmasın ve Allah onları katındakilerle yad etmiş olmasın.”98
(burada cehri zikre delil olan bir şey yoktur. İlim meclisleri anlatılmış olabilir. –mütercim-)
BEŞİNCİ HADİS:
Müslim ve Tirmizi, Muaviye radıyallahu anh’tan;

“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem sahabesinden bir halkaya geldi ve buyurdu ki;


ما يجلسكم؟ قالوا: جلسنا نذكر الله و نحمده فقال: إنه أتاني جبريل فأخبرني أن الله يباهي بكم الملائكة
“Niçin oturdunuz?” Dedilerki;
“Allahı zikretmek ve Ona hamdetmek için” Buyurdu ki;
“Cebrail (aleyhis selam) Bana geldi ve Allah’ın meleklere karşı sizinle övündüğünü söyledi.”99
(burada cehri zikrettiklerine değil, aksine sessiz zikrettiklerine delil vardır. Aksi halde ne için toplandıkları sorulmazdı. –mütercim-)
ALTINCI HADİS:
Sahih kaydıyla Hakim, Şuab ul-İman’da Beyhaki, Ebu Said elHudri radıyallahu anh’tan;
“Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;
أكثروا ذكر الله حتى يقولوا مجنون

“Size “delidir” denilinceye kadar Allah’ın zikrini artırınız”100


YEDİNCİ HADİS:
Beyhaki, Şuab ul-İman’da Ebül-Cevzai radıyallahu anh’ tan;
“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;
أكثروا ذكر الله حتى يقول المنافقون إنكم مراؤون
“Münafıklar size; “şüphesiz siz riyakarsınız” deyinceye kadar zikrullahı artırınız.”101
Bu hadis mürseldir. Öncekiyle beraber şu açıdan delil olur ki; ancak cehri zikir yapıldığında öyle derler.
(buna daha farklı yorumlar da getirilmiştir. Mesela İmam Birgivi der ki;
Bu hadiste cehri zikir değil, kalp ile zikir murad edilmiştir. Zira Allah’ın cemalini ve celalini sürekli düşünmek, O’ndan başkasını unutturur. Böylece kişiden, Allah’ın rızasına uygun sözler ve fiiller sadır olur. Münafıklar da bundan hoşlanmazlar”102

Ancak bu iki rivayete ilaveten şunu da nakledelim; “Ebu Müslim Havlani R.A. çocuklarla bile yüksek sesle tekbir getirirdi.
Allah’ı öyle zikrediniz ki cahiller sizi deli zannetsin” derdi.103 –mütercim-)
SEKİZİNCİ HADİS:
Beyhaki, Enes radıyallahu anh’tan tahric etmiştir;
“Rasulullah aleyhissalatu vesselam buyurdu ki;
إذا مررتم برياض الجنة فارتعوا قالو: يا رسول الله وما رياض الجنة؟ قال: حلق الذكر
“Cennet bahçelerine uğradığınızda faydalanın”
Dediler ki;
“Ya Resulullah cennet bahçeleri nedir?”
Buyurdu ki; “Zikir halkalarıdır.”104
(zayıf bir rivayettir. Delil olmaz. Açıklama daha sonra gelecek –mütercim- )
DOKUZUNCU HADİS:
Baki Bin Mahled, Abdullah Bin Amr radıyallahu anh’tan;
أن النبي صلى الله عليه و سلم مر بمجلسين أحد المجلسين يدعون الله و يرغبون إليه والآخر يعلمون العلم فقال: كلا المجلسين خير و أحدهما أفضل من الآخر
“Peygamber aleyhisselam iki meclise uğradı. Biri Allah’a dua ve Ona rağbet ediyorlar, diğer mecliste ise ilim öğreniliyordu. Buyurdu ki;
“Her iki meclis de hayırlıdır. Ancak birisi (ilim meclisi) diğerinden daha faziletlidir.”105
ONUNCU HADİS:
Beyhaki Abdullah Bin Mugaffel radıyallahu anh’tan tahric etmiştir ;
“Rasulullah aleyhisselam buyurdu ki;
ما من قوم اجتمعوا يذكرون الله إلا ناداهم مناد من السماء قوموا مغفورا لكم قد بدلت سيئاتكم حسنات
“Allah’ı zikretmek için toplanmış hiçbir kavim yoktur ki; semadan bir münadi(melek) şöyle nida etmesin:
“Affedilmiş olarak kalkınız, kötülükleriniz iyiliklere çevirildi.”106
(Zikir meclislerinden kastedilen şey hakkında Ebu Hureyre r.a.’den gelen sahih rivayet şu şekildedir;
Allah’ın evlerinden bir evde toplanıp Allah’ın Kitabını okuyan ve aralarında ders yapan bir topluluğu, melekler rahmet ve sekinet ile kuşatırlar, Allah onları kendi katındakilerle anar.107

İbni Abbas r.a.’dan mevkuf olarak gelen rivayet ise şu şekildedir; Ona “en üstün amel hangisidir?” diye sorulunca dedi ki; “Allah’ı zikretmek en büyüktür. Bir evde toplanıp Allah’ın kitabını okuyan ve aralarında ders yapan hiçbir topluluk yoktur ki, melekler onları kanatlarıyla gölgelemesin. Onlar bundan başka bir söze dalmadıkları sürece Allah’ın misafirleridir.”108-mütercim-)
ONBİRİNCİ HADİS:
Beyhaki Ebu Said el Hudri radıyallahu anh dan;
“Peygamber aleyhissalatu vesselam buyurdu ki;
يقول الرب تعلى يوم القيامة : سيعلم أهل الجمع اليوم من أهل الكرم فقيل: ومن أهل الكرم يا رسول الله؟ قال: مجالس الذكر في المساجد
“Rab Teala kıyamet günü şöyle buyurur;
“Mahşer halkı bugün kerem ehlini bileceklerdir.” Denildi ki;
Kerem ehli kimlerdir ey Allah’ın Rasulü?” Buyurdu ki;
“Mescidlerde zikir meclislerine katılanlardır.”109
ONİKİNCİ HADİS:
Beyhaki , İbni Mes’ud radıyallahu anh’tan;
إن الجبل لينادي الجبل باسمه يا فلان هل مر بك اليوم لله ذاكر؟ فإن قال نعم استبشر ثم قرأ عبد الله {لقد جئتم شيئا إذا تكاد السماوات يتفطرون منه} الآية و قال: أيسمعون الزور ولا يسمعون الخير؟

“Şüphesiz bir dağ diğer bir dağa ismiyle nida ederek der ki;


“ Ey filan bugün sana Allah için bir zakir uğradı mı?” Eğer evet derse onu müjdeler.”
Sonra Abdullah (Bin Mes’ud) şu ayeti okudu;
Yemin olsun ki siz çok çirkin bir şey ortaya attınız az daha bu yüzden gökler çatlayacaktı…” (Meryem 89-90) ve dedi ki;
“Ziyaretçiyi işitmezler mi? İşitmediklerinde hayır yoktur.”110
ONÜÇÜNCÜ HADİS:
İbni Cerir (Taberi) tefsirinde, İbni Abbas radıyallahu anh’ın ;

Onlar için ne gök ağladı ne de yer” (Duhan suresi, 29. ayet) tefsirinde;


إن المؤمن إذا مات بكى عليه من الأرض الموضع الذي كان يصلى فيه و يذكر الله فيه
“Şüphesiz mü’min öldüğünde üzerinde namaz kıldığı ve Allah’ı zikrettiği yerler onun için ağlar.” Dediğini nakletmiştir.111
İbni Ebid Dünya, Ebu Ubeyd’den naklen; “Şüphesiz mü’min öldüğünde yer;
“Allah’ın mü’min kulu öldü” diye nida eder, yer ve gök ona ağlar. Rahman buyurur ki;
“Kulum için neden ağlıyorsunuz?” Derler ki;

“Ey Rabbimiz! O bizim üzerimizden yürürken ancak Seni zikrederek geçerdi.”112

Bunun cehri zikre delil olma yönü; dağların ve yerin onu ancak cehri zikir yaptığı zaman işitmesinin mümkün olmasıdır.
(İmam Suyuti’nin bu görüşü de sağlam delile dayanmaz.)
ONDÖRDÜNCÜ HADİS:
Bezzar ve Beyhaki sahih senedle İbni Abbas radıyallahu anh’tan; “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;
قال الله تعلى : عبدي إذا ذكرتني خاليا ذكرتك خاليا ، و إن ذكرتني في ملأ ذكرتك في ملأ خير منهم و أكثر
“Allah Teala buyurur ki;
“(Ey) Kulum! Beni yalnız zikredersen, Ben de seni yalnız zikrederim. Eğer Beni toplulukla zikredersen Ben de seni daha hayırlı ve kalabalık bir toplulukla zikrederim.”113
ONBEŞİNCİ HADİS:
Beyhaki, Zeyd Bin Eslem radıyallahu anh’tan; “İbnül Edra’ (ya da Seleme Bin Ekva) radıyallahu anh dedi ki;
“Peygamber aleyhisselam ile bir gece mescidde sesini yükselten bir adamın yanına uğradık. Dedim ki;
“Ya Resulullah bu riyakar mı?”
Buyurdu ki;

لا و لكنه أواه

Hayır. Lakin o, çok dua edip inleyen biridir.”114


(Suyuti burada metin tedlisi yapmıştır. Zira rivayetin aslı şu şekilde geçer;
İbnül Ekva dedi ki; “ bir gece Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in korumalığını yapıyordum. Ben kalkınca elimden tuttu ve ona yaslandı. Sonra yüksek sesle namaz kılan bir adamın yanına geldik. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem;
Belki bu riyakar birisidir.” Buyurdu. Ben;
Ey Allah’ın Rasulü! O namaz kılıp Rabbine yalvarıyor” deyince;

Siz dinde şiddetli davranmakta ona yetişemezsiniz.” Dedi. Sonra başka bir akşam çıkıp yine sesini yükselterek namaz kılan bir adama uğradık. Ben;


Ey Allah’ın Rasulü! Belki bu adam riyakardır.” Dedim Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;
lakin o, çok dua edip inleyen biridir.”
Birinci adam Abdullah (zülbicadeyn) ikincisi ise bir bedevi idi.”115 Görüldüğü gibi burada cehri zikre işaret eden bir şey yoktur. –mütercim-)
Beyhaki, Ukbe Bin Amir radıyallahu anh’tan;
“Rasulullah alyhissalatu vesselam kendisine “Zülbicadeyn” denilen zat hakkında ;
“O evvahtır” buyurdu. Bu zat da önceki gibi sesli zikrederdi.116
(Mütercim’in notu: kaynaklarda; “duada ve Kuran okurken sesini yükseltirdi” diye geçiyor)
Beyhaki, Cabir radıyallahu anh’den;
“Bir adam yüksek sesle zikrediyordu. Birisi dedi ki ;
“Şu sesini kıssa...” Rasulullah aleyhis selam bunun üzerine buyurdu ki;
دعه فإنه أواه

“Onu bırakın. Zira o evvahtır”117


(burada geçen kişi Abdullah zülbicadeyn r.a.’dır. ve o da Kur’an okurken, namaz kılarken ve dua ederken sesini yükseltirdi. Zikirde değil!)
ONALTINCI HADİS:
Hakim, Şeddad Bin Evs radıyallahu anh’tan;
إنا لعند النبي صلى الله عليه و سلم إذ قال:ارفعوا أيديكم فقولوا لا إله إلا الله ففعلنا فقال: اللهم إنك بعثتني بهذه الكلمة و أمرتني بها ووعدتني عليها الجنة إنك لا تخلف الميعاد ثم قال: أبشروا فإن الله قد غفر لكم
“Biz Peygamber aleyhisselam’ın yanında iken buyurdu ki;
“Ellerinizi kaldırın ve La ilahe illallah deyin” Biz de öyle yaptık. Sonra buyurdu ki;
“Allahım şüphesiz Beni bu kelime ile gönderdin, bununla emrolundum, bununla Bana cenneti vaad ettin. Şüphesiz Sen vaadinden dönmezsin” Sonra buyurdu ki;
“Müjdeleniniz Şüphesiz Allah sizi affetti.”118

(Bu rivayet zayıf olup delil olamaz. Sahih rivayetler bunun aksini göstermektedir.
Cüveybir Bin Dahhak der ki; “İbni Mes’ud r.a. bir topluluğun ayakta zikir yaptığını öğrendi ve onlara karşı çıktı. Onlar dediler ki;
Allah Teala; “Onlar ayakta, oturarak ve yanları üzere yatarak Allah’ı zikrederler” buyurmuyor mu?”
İbni Mesud r.a.; “Bu ayet, ayakta namaz kılmaya güç yetiremeyen kimse hakkındadır” dedi.”119 )
ONYEDİNCİ HADİS:
Bezzar , Enes radıyallahu anh’tan; Nebi aleyhis salatu ves selam buyurdu ki;
إن لله سيارة من الملائكة يطلبون حلق الذكر فإذا أتوا عليهم حفوا بهم فيقول الله تعلى : غشوهم برحمتي فهم الجلساء لا يشقي بهم جليسهم
“Şüphesiz Allah’ın Zikir halkalarına talib olan gezici melekleri vardır. Zikir meclislerine geldikleri zaman onları kuşatırlar ve Allah azze ve celle buyurur ki,
“Onları rahmetimle kuşatın. Onlarla oturan bedbaht olmaz.”120
ONSEKİZİNCİ HADİS:
Taberani, İbni Cerir(Taberi), Abdurrahman Bin Sehl Bin Huneyf radıyallahu anh’tan,
Sabah akşam Rabblerinin rızasını dileyerek yalvaranlarla oturmaya sabret...”(Kehf 28) (mealindeki) ayet nazil olduğu zaman Peygamber aleyhisselam dışarı çıktı ve Allah’ı zikreden saçları başları dağınık, cildleri nasırlı, tek elbiseleri bulunan bir kavim buldu ve onların yanına oturdu. Buyurdu ki;
الحمد لله الذي جعل في أمتي من أمرت أن أصبر نفسي معهم
“Allah’a hamdolsun ki ümmetimde yanlarında oturmaya sabretmem emredilen kimseler bulundurmuştur.”121
ONDOKUZUNCU HADİS:
İmam Ahmed, Zühd’de Sabit(el Bünani) radıyallahu anh’tan;
“Selman radıyallahu anh birkaç kişi ile oturup zikrederken Nebi aleyhisselam yanlarına uğradı onlar da sustular. Buyurdu ki;
“Ne söylüyordunuz?” Dediler ki;
“Ya Resulullah, Allah’ı zikrediyorduk.” Buyurdu ki,
إني رأيت الرحمة تنزل عليكم فأحببت أن أشارككم فيها ثم قال: الحمد لله الذي جعل في أمتي من أمرت أن أصبر نفسي معهم
“Şüphesiz üzerinize rahmetin inmekte olduğunu gördüm ve bunda size ortak olmayı istedim.” Sonra da buyurdu ki;
“Yanlarında oturmakla emrolunduğum kimseleri ümmetimde bulunduran Allah’a hamdolsun.”122
(Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in; “Ne söylüyordunuz?” diye sorması, onların cehri zikir yapmadıklarını gösterir.

Müslim’in Sahih’inde Muaviye’den gelen rivayet zikir meclisi ile neyin kastedildiğini gösteriyor; Rasulullah (s.a.v.) ashabından bir halkaya geldi ve buyurdu ki:

Sizi oturtan nedir” dediler ki:

Oturduk Allah’ı zikrediyoruz, O’na hamdediyoruz, çünkü O bizi İslam’la hidayet etti ve onunla bize ihsanda bulundu, buyurdu ki:

Allah adına sizi ancak bu şey mi oturttu?” dediler ki:

Allah için bizi oturtan ancak budur” buyurdu ki:

Ben sizi itham ettiğimden dolayı size yemin ettirmedim, fakat bana Cebrail geldi bana Allah’ın sizinle meleklere övündüğünü haber verdi.”



Hakim Muaviye’den şöyle dediğini tahric etti; Bir gün Peygamber (s.a.v.)’le beraberdim, mescide girdi, mescidde oturan bir topluluk gördü, Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki:

Sizi oturtan nedir?” dediler ki:

Farz namazı kıldık. Sonra oturduk Allah’ın Kitab’ı ve Peygamber’in sünnetini müzakere ediyoruz.” Rasullah (s.a.v.) buyurdu ki:

Allah bir şeyi zikrederse onu zikri büyük olur.”123)


YİRMİNCİ HADİS:
Esbahani Tergib ‘ de, Ebu Rezin El Ukayli radıyallahu anh’tan; “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ona buyurdu ki;
ألا أدلك على ملاك الأمر الذي تصيب به خيري الدنيا و الآخرة؟ قال: بلى، قال: عليك بمجالس لذكر و إذا خلوت فحرك لسانك بذكر الله
“Dikkat et sana dünya ve ahiret te isabet eden hayırlı işlerin başını göstereceğim; Sana zikir meclislerini tavsiye ederim. Yalnız kaldığında da dilin zikrullah ile harekette olsun.”124
(Dilin zikir ile harekette olması, bu zikrin cehri olacağı anlamına gelmez.)
YİRMİ BİRİNCİ HADİS:
İbni Ebid Dünya, Esbahani ve Beyhaki Enes radıyallahu anh’tan ;
“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;
لأن أجلس مع قوم يذكرون الله بعد صلاة الصبح إلى أن تطلع الشمس أحب إلي مما طلعت عليه الشمس ، لأن أجلس مع قوم يذكرون الله بعد العصر إلى أن تغيب الشمس أحب إلي من الدنيا وما فيها

“Allah’ı zikreden bir kavimle sabah namazından sonra oturup güneş doğana kadar Allah’ı zikretmem, Bana güneşin üzerine doğduğu şeylerden daha sevimlidir. Yine Allah’ı zikreden bir kavimle ikindi namazından sonra güneş batana kadar oturup Allah’ı zikretmem Bana dünya ve içindekilerden daha sevimlidir.”125
Mütercim’in notu:

(Zeyd bin Ubeyd ed-Dimeşki dedi ki: Bana Malik bin Enes dedi ki: Ebu Musab İshak bin Muhammed el-Feravi dedi ki:



Enes bin Malik’in şöyle dediğini işittik: “Sabah namazından sonra Kuran kıraatı için toplanmak bidattır, Rasulullah (s.a.v.) ashabı ve onlardan sonraki alimler bu hal üzere değildi, onlar namazı kılınca herkes kendi kendine okuyordu ve Allah’ı zikrediyordu, sonra birbirlerine konuşmadan ayrılıyorlardı, çünkü Allah’ın zikriyle meşgul oluyorlardı, bütün bunlar sonradan çıkarılmadır.”

İbni Vehb dedi ki: Malik’i şöyle derken işittik:

Mescidde kıraat önceki insanların işi değildi. Mescidde ilk bunu çıkaran Haccac bin Yusuf’tur, Malik dedi ki: “Ben mescidde mushaftan bu okumayı kerih görüyorum”,



Bütün bunları Ebu Bekir Nisaburi Malik’in menakıbında rivayet etmiştir126.

Yezid er-Rakkaşi Enes’in şöyle dediğini rivayet etti:

Sabah namazını kıldıkları zaman halka halka oturuyorlardı, Kuran’ı okurlar ve farzları, sünnetleri öğreniyorlardı, Allah’ı zikrediyorlardı.”



Atiyye Ebu Said el-Hudri’den rivayet etti, o da Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu rivayet etti:

Hangi kavim sabah namazını kılar sonra namazgahlarında oturup Allah’ın kitabını alıp verirler ve onu ders yaparlarsa Allah kendilerine bağışlama dileyecek melekler gönderir, ta ki başka bir konuşmaya dalıncaya kadar (böyle olur).”127


YİRMİ İKİNCİ HADİS:
Buhari ve Müslim İbni Abbas radıyallahu anh’tan;
إن رفع الصوت بالذكر حين ينصرف الناس من المكتوبة كان على عهد النبي صلى الله عليه و سلم ، كنت أعلم إذا انصرفوا بذالك إذا سمعته
“Farz namazlardan sonra zikirde seslerin yükseltilmesi Nebi aleyhis salatu ves selam zamanında vardı. Namazın bittiğini yüksek sesli zikri işitmek suretiyle anlardım.”128
(Bu da cehri zikre delil olmaz. Zira İmam Şafii der ki; “Bu ancak öğretmek amacıyla kısa bir süre yapılmıştır. Devamlı olmamıştır.”129 –mütercim-)
YİRMİ ÜÇÜNCÜ HADİS:
Hakim, Ömer Bin Hattab radıyallahu anh’tan merfuan;
من دخل السوق فقال: لا إله إلا الله وحده لا شريك له له الملك و له الحمد يحيي و يميت وهو على كل شيء قدير كتب الله له ألف ألف حسنة و محا عنه ألف ألف سيئة و رفع له ألف ألف درجة و بنى له بيتا في الجنة. و في بعض طرقه: فنادى
“Kim çarşıya girerken La ilahe illallahu vahdehu la şerike leh , Lehül mülkü ve lehül hamdü yuhyi ve yumit ve hüve ala külli şey’in kadir derse (bazı tariklerde: böyle nida ederse diye geçer130) Allah azze ve celle ona bir milyon hasene yazar, bir milyon seyyiatını siler, bir milyon derecesini yükseltir ve ona cennette bir ev bina eder.”131

(nida kelimesi ile rivayeti sabit değildir. O yüzden cehri zikre delil olmaz.)
YİRMİ DÖRDÜNCÜ HADİS:
Ahmed, Ebu Davud, sahih kaydıyla Tirmizi, Nesai ve İbni Mace Saib (Bin Yezid) radıyallahu anh’tan;
“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;
جاءني جبريل فقال: مر أصحبك يرفعوا أصواتهم بالتكبير
“Cibril(Aleyhis selam) Bana geldi ve dedi ki;
“Ashabına tekbir getirirken seslerini yükseltmelerini emret”132
(bu ve bundan sonraki rivayetler, bayram tekbirlerine mahsustur. Başka bir yer için delil olamaz.)
YİRMİ BEŞİNCİ HADİS:
Mervezi, Kitabül İydeyn’de Mücahid radıyallahu anh’tan;
أن عبدالله بن عمر و أبا هريرة كانا يأتيان السوق أيام العشر فيكبران لا يأتيان السوق إلا لذلك
Abdullah Bin Ömer ve Ebu Hüreyre radıyallahu anhuma on günlerde (Zilhicce’nin ilk on günü) çarşıya yüksek sesle tekbir getirerek girerlerdi.”133
Ubeyd Bin Umeyr radıyallahu anh’den aynı yerde tahricine göre;
كان عمر يكبر في قبته فيكبر أهل المسجد فيكبر أهل السوق حتى ترتج منى تكبيرا
“Ömer radıyallahu anh çadırında tekbir getirir, bunu mescidden ve çarşıdan işiten halkta tekbir getirmeye başlar ve tekbir sesleri ile yerler sarsılırdı.134
Yine (Mervezi) aynı yerde Meymun Bin Mihran radıyallahu anh’tan tahricine göre;
أدركت الناس و أنهم ليكبرون في العشر حتى كنت أشبهها بالأمواج من كثرتها
“Ben öyle insanlara yetiştim ki, onların on günlerdeki tekbirlerinin çokluğunu dalgalara benzetirdim.” demiştir.135

Yüklə 1,55 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   23




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin