İmar Kanunu Madde Amaç: Madde 1



Yüklə 0,68 Mb.
səhifə3/11
tarix30.10.2017
ölçüsü0,68 Mb.
#22084
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11

Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlık konusu Samsun İli, Atakum İlçesi, … ada, … ve … sayılı parsellerin 1987 yılından bu yana imar planında okul alanı fonksiyonunda olduğu ve bu amaç için kamulaştırılmadığı, davacı tarafından taşınmazların kamulaştırılmaması nedeniyle parsel sahiplerinin uzun süredir mağdur edildiği, mülkiyet haklarının kısıtlandığı gerekçesiyle davalı idareye başvuruda bulunularak taşınmazlarla ilgili olarak planda değişiklik yapılabilmesi yolunda uygun görüş verilmesinin talep edildiği, ayrıca bedelsiz olarak elde edilebilecek başka bir taşınmazın eğitim tesis alanı olarak planlanmasının da öngörüldüğü anlaşılmaktadır

İmar planlarında kamu hizmet tesislerine tahsis edilmiş olan yerlerde kalan taşınmazlar üzerinde maliklerin tasarruf hakları kısıtlanmakta, bu yerler kamulaştırma işlemine konu teşkil edeceğinden satış değerleri düşmekte, rayiç değerinden satılamamakta, ancak kamulaştırma bedeli alınmak suretiyle yarar sağlanabilmektedir. Kamulaştırma yapılmadığı takdirde, kişilerin temel haklarından biri olan mülkiyet hakkı süresi belirsiz bir zaman diliminde kısıtlanmakta ve bu durum mülkiyet hakkının özünün zedelemesine neden olmaktadır.

Diğer taraftan, söz konusu taşınmazlara yönelik olarak ilgili belediye tarafından plan değişikliği yapılabilmesi için yukarıda anılan yönetmelik hükmü uyarınca ilgili yatırımcı kuruluş olan davalı idareden uygun görüş alınması gerekmektedir.



Bu anlamda, plan değişiklik talebine olumsuz görüş verilmesine ilişkin davalı idare işleminin davacının başvuru dilekçesinde yer alan taleplerinin niteliği gereği, taşınmaz maliklerinin mülkiyet hakkı kullanımını doğrudan kısıtladığı, planda değişiklik yapılması aşamasında mevzuat gereği davalı idarenin görüşünün alınmasının zorunlu olduğu ve planlamaya doğrudan etki ettiği açık olup, kesin ve yürütülebilir nitelikte bir işlem olduğu görüldüğünden, aksi yönde verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamıştır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Samsun 1. İdare Mahkemesince verilen 03/09/2010 tarihli, E:2010/1086, K:2010/1001 sayılı kararın Bozulmasına, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 02.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

-------------------------------------------------------------------------------------

Kararda Bulunan İlgili Kavramlar

-Ruhsat Ve Yapı Kullanma İzni Bulunmasına Rağmen Ruhsat Eki Mimari Projenin Belediye Kayıtlarında Bulunmaması Durumunda Yapıda Yapılacak Değişiklik

-Ruhsata Tabi Yapılarda Değişiklik

T.C.

DANIŞTAY

14. DAİRE

E. 2011/14915

K. 2013/2058

T. 21.3.2013

YAPIDA RUHSATA AYKIRI İLAVE ( Herhangi Bir Saha Her Ölçekteki Plan Esaslarına Bölgenin Şartlarına ve Yönetmelik Hükümelerine Aykırı Maksatlarla Kullanılamayacağı - Ruhsat Alınmış Yapılarda Herhangi Bir Değişiklik Yapılmasının Ruhsat Alınmasına Bağlı Olduğu )

RUHSATLI BİR YAPIYA AİT MİMARİ PROJENİN KAYITLARDA BULUNMAMASI ( Yapılan Her İlavenin Ruhsat Eki Mimari Projeye Uygun Olduğu Varsayılacağı ve Yapı Sahibine Herhangi Bir Sınırlama Getirmeyeceğinden Bu Durumun İmar Mevzuatına Aykırı Olduğu - Yapıldığı Tespit Edilen İlavelerin Ruhsata Bağlama Olanağı Bulunup Bulunmadığı Araştırılarak Sonucuna Göre Karar Verilmesi Gereği )

RUHSAT ALINMIŞ YAPILARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI ( Yeniden Ruhsat Alınmasına Bağlı Olduğu - İlave Yapının Mimari Projelerinin Kayıtlarda Bulunmamasının İlave Yapının Ruhsatlı Olduğu Sonucunu Doğurmayacağı )



3194/m. 321

ÖZET : Herhangi bir saha, her ölçekteki plan esaslarına, bulunduğu bölgenin şartlarına ve yönetmelik hükümlerine aykırı maksatlar için kullanılamaz. Ruhsat alınmış yapılarda herhangi bir değişiklik yapılması da yeniden ruhsat alınmasına bağlıdır.

İstemin Özeti : Aydın 1. İdare Mahkemesi'nin 9.3.2011 günlü, E:2010/1765, K:2011/415 Sayılı kararının, usul ve yasaya uygun olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi: Fikri Bedir

Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulüyle Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Ondördüncü Dairesince, işin gereği görüşüldü:



KARAR : Dava; Aydın İli, Didim İlçesi, Karakuyu Mevkii, 5577 parsel sayılı taşınmazda bulunan yapıda ruhsata aykırı ilaveler yapıldığından bahisle, 3194 Sayılı İmar Kanununun 32. maddesi uyarınca ilavelerin mühürlenerek durdurulmasına dair 31.8.2010 günlü, 5/44 Sayılı yapı tatil tutanağının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; ara kararıyla yapıya ait yapı ruhsatı, mimari proje ve eklerinin istenilmesine rağmen, binanın çok eski olması ve düzenli arşivin 1988 yılından itibaren tutulması sebebiyle belediye arşivinde binaya ait yapı ruhsatı ve mimari projenin bulunamadığının belirtildiği, davalı idare tarafından, proje, ruhsat ve eklerine aykırı imalatlar yapıldığından bahisle yapı tatil zaptı düzenlenmiş ve mühürleme işlemi yapılmış ise de, yapı ruhsatı ve mimari proje gönderilememesi sebebiyle uyuşmazlığa konu imalatların ruhsata aykırı olup olmadığının tespiti mümkün olmadığından davaya konu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 3. maddesinde; Herhangi bir saha, her ölçekteki plan esaslarına, bulunduğu bölgenin şartlarına ve yönetmelik hükümlerine aykırı maksatlar için kullanılamaz. hükmü, aynı Kanunun 21. maddesinin 2. fıkrasında; Ruhsat alınmış yapılarda herhangi bir değişiklik yapılması da yeniden ruhsat alınmasına bağlıdır. hükmü yer almıştır.

Dosyanın incelenmesinden; Aydın İli, Didim İlçesi, Karakuyu mevkii, 5577 parsel sayılı taşınmazda bulunan yapıda, davalı idare görevlilerince yapılan denetim sonucunda 31.8.2010 tarihli yapı tatil tutanağının düzenlendiği, yapı tatil tutanağında; binanın bodrum katında bulunan dairenin doğu yol cephesine 3.10x1.10 metre, 5.10x1.10 metre ve 3.10x1.10 metre ebatlarında demir profil üstü eternitten gölgelik yapıldığı, binanın güney cephe çekme mesafesine 8.20x4.50 metre, doğu cephesine 1.10x5.30 metre, kuzey cephesine 8.50x5.50 metre ebatlarında yer betonu atıldığı, doğu cephede bulunan balkona her iki cepheden merdiven verildiği ve doğu cepheye otopark girişi yapmak amacıyla 3.90x0.80 metre ebatlarında demirden giriş kapısı yapıldığının tespit edildiği, yapı tatil zaptının iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı, dava dilekçesi ekindeki belgelere göre ilavelerin yapıldığı yapının 5.11.1985 tarihli yapı ruhsatının ve 13.6.1986 tarihli yapı kullanma izin belgesinin bulunduğu anlaşılmıştır.

Olayda; davacıya ait yapının ruhsatının ve yapı kullanma izin belgesinin bulunduğu sabit olup, bu konuda ihtilaf bulunmamaktadır. Bununla birlikte, ruhsat eki mimari projenin belediye kayıtlarında bulunmaması sebebiyle yapılan ilavelerin projeye uygun olup olmadığının anlaşılamadığı gerekçesiyle davaya konu işlemin iptaline karar verildiği görülmektedir. Yapı ruhsatının 5.11.1985 tarihli, yapı kullanma izin belgesinin 13.6.1986 tarihli olduğu, yıkıma konu ilavelerin ise 31.8.2010 tarihli davaya konu yapı tatil tutanağı ile tespit edildiği, öte yandan, dava dilekçesinde de, işleme konu ilavelerin başından beri yapıda bulunduğu ve projeye dahil olduğunun iddia edilmediği, aksine sonradan yapılan bu ilavelerin ruhsata tabi olmadığının iddia edildiği dikkate alındığında; sonradan yapılan ilavelerden ruhsata tabi olanların mevcut imar planları çerçevesinde ruhsata bağlanabilecek nitelikte olup olmadığının belirlenmesi önem arzetmektedir. Aksi takdirde, ruhsatlı bir yapıya ait mimari projenin kayıtlarda bulunamaması durumunda, yapılan her ilavenin ruhsat eki mimari projeye uygun olduğu varsayılacağından, yapı sahibine herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın yapı yapma hakkı tanınmış olacaktır ki; bu durumun İmar Kanunu'yla sağlanmak istenilen imar düzeni ve denetim amacıyla çelişeceği açıktır.

Bu durumda, sonradan yapıldığı tespit edilen ilavelerin mevcut imar planı hükümlerine göre ruhsata bağlanma olanağı bulunup bulunmadığının belirlenmesi amacıyla İdare Mahkemesince mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak uyuşmazlık hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.



SONUÇ : Açıklanan nedenlerle; Aydın 1. İdare Mahkemesi'nin 9.3.2011 günlü, E:2010/1765, K:2011/415 Sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 21.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

-------------------------------------------------------------------------------------

Kararda Bulunan İlgili Kavramlar

Baz istasyonunun niteliği ve ruhsata tabi olup olmadığı

İmar Planlarının Amacı

T.C.

DANIŞTAY

6. DAİRE

E. 2010/9688

K. 2011/526

T. 10.3.2011

BAZ İSTASYONUNUN MÜHÜRLENMESİ İŞLEMİNİN İPTALİ İSTEMİ ( Sabit Elektronik Haberleşme Sistemi ( Baz İstasyonu ) Teknik Altyapı Niteliğinde Bir Tesis Olduğundan İmar Planı Üzerinde Gösterilmesi Gerektiği )

SABİT ELEKTRONİK HABERLEŞME SİSTEMİ ( ( Baz İstasyonu ) Teknik Altyapı Niteliğinde Bir Tesis Olduğundan İmar Planı Üzerinde Gösterilmesi Gerektiği )

İMAR PLANI ÜZERİNDE GÖSTERİLMESİ GEREKEN BAZ İSTASYONU ( Sabit Elektronik Haberleşme Sistemi ( Baz İstasyonu ) Teknik Altyapı Niteliğinde Bir Tesis Olduğundan Gösterilmesi Gerektiği )



3194/m.3,14,20

ÖZET : Sabit elektronik haberleşme sistemi ( baz istasyonu ) teknik altyapı niteliğinde bir tesis olduğundan imar planı üzerinde gösterilmesi gerekir.

İstemin Özeti : Tekirdağ İdare Mahkemesince verilen ve davanın reddine ilişkin bulunan 28.5.2010 günlü, E:2009/687, K:2010/420 sayılı kararın, usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi U. E.'nun Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Ülkü Özcan'ın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, Tekirdağ İli, Hayrabolu İlçesi, İlyas Mahallesi, Uzunköprü Caddesi, No:… adresinde ( tapuda … ada, … nolu parsel olarak kayıtlı ) bulunan 5 katlı binanın çatı kısmına davacı şirket tarafından kurulan baz istasyonunun mühürlenmesine ilişkin olarak davalı idare görevlilerince tutulan 29.06.2009 tarihli tutanağın iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince dosyanın incelenmesinden; 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun 5189 sayılı Kanun ile eklenen ek 35. maddesinin Anayasa Mahkemesi' nce iptal edildiği dikkate alındığında, davacı şirket tarafından kurulan baz istasyonu için davalı idareden ruhsat alınması gerektiğinden, ruhsatsız olarak yapılan baz istasyonunun mühürlenmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

3194 İmar Kanunu'nun 3. maddesinde " Herhangi bir saha, her ölçekteki plan esaslarına, bulunduğu bölgenin şartlarına ve yönetmelik hükümlerine aykırı maksatlar için kullanılamaz." hükmüne yer verilmiş olup, "Yapı" başlıklı 20 maddesinde yapının imar planı, yönetmelik, ruhsat ve eklerine uygun olarak yapılabileceği; 32. maddesinde ise, " Bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce ( ... ) tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir. Yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur. Durdurma, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır. Bu tebligatın bir nüshası da muhtara bırakılır. Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mühürün kaldırılmasını ister. Ruhsata aykırı olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu, inceleme sonunda anlaşılırsa, mühür, belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir. Aksi takdirde, ruhsat iptal edilir, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina, belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip, belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir." hükmü yer almıştır.

Plan Yapıma Ait Esaslara Dair Yönetmelik'in "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde, "teknik altyapı " elektrik, havagazı, içme ve kullanma suyu, kanalizasyon ve hertürlü ulaştırma, haberleşme ve arıtım gibi servislerin temini için yapılan tesisler ile açık veya kapalı otopark kullanışlara verilen genel isim olarak tanımlanmakta olup, aynı Yönetmeliğin 14. maddesinde " Planlama alanı ve yakın çevresi ile alanın bölge veya kent bütünü içindeki konumunu belirlemek üzere eşik analizi, yerinde yapılan incelemeler gibi fiziksel çalışmalarla birlikte, bilimsel tekniklere ve yöntemlere dayalı, yeterli nitelikte ve kapsamda ekonomik, sosyal, kültürel, politik, tarihi, sektörel ve teknolojik araştırmalar yapılır, ilgili kurum ve kuruluşların görüş ve önerileri alınır" hükmü yer almaktadır.

İmar Planları yöre halkının sağlığını korumak, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını, iyi yaşama düzenini ve çalışma koşulları ile güvenliğini sağlamak amacıyla ülke bölge ve şehir yerlerine göre oturma, çalışma dinlenme, ulaşım, haberleşme gibi kentsel fonksiyonlar arasında mevcut ve sağlanabilecek imkanlar ölçüsünde en iyi çözüm yollarını bulmak üzere düzenlenen planlardır.

Dosyanın incelenmesinden, imar planında ticaret ve konut alanında kalan Tekirdağ İli, Hayrabolu İlçesi, İlyas Mahallesi, Uzunköprü Caddesi, … Ada, … parsel sayılı taşınmazda bulunan beş katlı binanın çatı kısmına, davacı şirket tarafından baz istasyonu kurulmakta olduğunun 29.06.2009 tarihinde davalı idare görevlilerince tespiti üzerine, dava konusu tutanağın tanzim edildiği ve bu işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.



Sabit elektronik haberleşme sistemi ( baz istasyonu ) teknik altyapı niteliğinde bir tesis olup, planlama yapılan alanda yer verilen tüm fonksiyonların sistematik birlikteliğin içerisinde nerelerde bulunacağının yukarıda anılan mevzuat çerçevesinde gerekli inceleme ve araştırmalar yapılarak plan üzerine gösterilmesi gerekmektedir.

Bu bağlamda, baz istasyonlarının kuruluşunun imar planlarının yapımı ile amaçlanan planlama esasları çerçevesinde gerçekleştirilmesinin, fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak açısından bir gereklilik olduğu, bu nedenle insan sağlığının ve çevrenin korunması bakımından baz istasyonlarının konu ile ilgili teknik şartlar da gözetilerek olumsuz etkilerinin en az hissedileceği yerlere kurulması ve baz istasyonlarının kurulabileceği yerlerin planlanması aşamasında, ilgili kurum ve kuruluşların görüş ve önerilerinin alınmasının gereklilik olduğu açıktır.

Bu durumda; yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, niteliği gereği teknik altyapı tesisi olarak değerlendirilerek imar planlarında kurulabileceği yerlerin gösterilmesi gerekirken böyle bir belirleme yapılmaksızın konut ve ticaret alanında kalan taşınmaz üzerinde yapılan GSM baz istasyonu inşaatının mühürlenerek durdurulmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

SONUÇ : Davanın açıklanan nedenlerle reddi yolundaki temyize konu Tekirdağ İdare Mahkemesince verilen 28.5.2010 günlü, E:2009/687, K:2010/420 sayılı kararda, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının yukarıda yer verilen ek gerekçe ile onanmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 10.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

-------------------------------------------------------------------------------------

Kararda Bulunan İlgili Kavramlar

İmar planı- plan notu çatışması- plan notu kurallarının kendi içinde aykırılıkları

İmar planlarının amacı

T.C.

DANIŞTAY

6. DAİRE

E. 2010/2297

K. 2010/10209

T. 8.11.2010

İNŞAAT RUHSATININ İPTALİ İSTEMİ ( İmar Planı İle Notu Arasında Birbirine Aykırı Hususların Bulunması Halinde Planın Esas Alınması Gerektiği )

İMAR PLANI İLE NOTU ARASINDA BİRBİRİNE AYKIRI HUSUSLARIN BULUNMASI ( Planın Esas Alınması Gerektiği - İnşaat Ruhsatının İptali İstemi )

3194/m.3

ÖZET : İmar planı ile notu arasında birbirine aykırı hususların bulunması halinde planın esas alınması gerekir.

İstemin Özeti : Kocaeli 1. İdare Mahkemesince verilen 01.10.2009 günlü, E:2007/1308, K:2009/828 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Davalı İdarenin Savunmasının Özeti : Savunma verilmemiştir.

Davalı Yanında Davaya Katılanın Savunmasının Özeti : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Mehmet Sıtkı Çelik'in Düşüncesi : Olayda, ayrık nizam yapılaşma koşulu yerine bitişik nizam yapılaşmaya yol açacak şekilde izin verilmek suretiyle dayanağı 1/1000 ölçekli uygulama imar planına aykırı olduğu anlaşılan dava konusu inşaat ruhsatının iptali gerekirken aksi yönde verilen temyize konu kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Ahmet Arslan'ın Düşüncesi : Kocaeli İli, Gebze İlçesi, ... Mahallesi, ... pafta, ... ada, ... parsel sayılı taşınmaz için verilen ruhsatın iptaline ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması davacı tarafından istenilmektedir.

Dava konusu yapı ruhsatının plan notuna uygun olduğu, ancak plana uygun olmadığının yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda tespit edildiği görülmektedir.

Bu durumda, imar planı ana kararlarının plan notu ile değiştirilemeyeceği,bunlar arasında uyumsuzluk olması halinde planın esas alınması gerekeceği imar mevzuatının doğal bir sonucu olduğundan,yürürlükte olan 1/1000 ölçekli plana uygun olarak inşaat ruhsatının verilip verilmediğinin incelenmesi suretiyle yeniden karar verilmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle,temyize konu kararın bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:



KARAR : Dava, Kocaeli, Gebze İlçesi, ... Mahallesi, ... pafta, ... ada, ... parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak verilen 5.6.2007 günlü, 322 sayılı inşaat ruhsatının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemeleri sonucu düzenlenen raporlar ile dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu taşınmazda yapılan yapının zemin+4 kattan oluşan bentonarme karkas konut olduğu, yapının parsel içindeki konumlanışının ayrık ikiz nizama göre olduğu ve davacıya ait 13 sayılı parsel sınırına bitişik olarak inşa edildiği, davacının taşınmazında bulunan zemin+2 kattan oluşan konutun geçici ruhsatla ve hiçbir yapı nizamına uymayan nitelikte yapıldığı, yapının fiziksel ömrünü neredeyse tükettiği, 4258 sayılı imar adasında imar planıyla yapılaşma koşullarının ayrık nizam 5 kat olarak belirlendiği, hangi parsellerde ikili ya da üçlü blokların olacağına ilişkin bir kitle düzeninin belirlenmediği, davanın özünü oluşturan sorunun 12 sayılı parseldeki taşınmazın hangi taraftaki parseldeki yapıyla birleştirilmesi meselesi olduğu, bu durumda mevcut yapılaşma koşullarının göz önüne alınması gerektiği, davalı idare tarafından verilen imar durumunun, her ne kadar imar planındaki yapılaşma koşulları mevcut parsel yapılarına yetersiz kalsa da, imar yapılaşma koşullarını gerçekleştirmeye en yakın yapılaşma şeklini tarif ettiği, bu duruma göre, imar planına aykırı olmayan, şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kentsel tasarım kriterlerine göre uygulanabilir olan dava konusu yapı ruhsatında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

İmar planı, insan toplum çevre ilişkilerinde kişi ve aile mutluluğu ile toplum hayatını yakından etkileyen fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın koruma kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek amacıyla hazırlanır.

3194 sayılı İmar Kanununun 3. maddesinde, herhangi bir sahanın her ölçekteki plan esaslarına, bulunduğu yerin şartlarına ve yönetmelik hükümlerine aykırı maksatlar için kullanılamayacağı, anılan Kanunun 5. maddesinde ise nazım imar planları varsa bölge ve çevre düzeni planlarına uygun olarak hali hazır haritalar üzerine yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgenin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme, yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları gösteren ve uygulama imar planının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen detaylı bir raporla açıklanan ve raporu ile beraber bir bütün olan planlar, uygulama imar planı ise, nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer ayrıntıları ile gösteren planlar olarak tanımlanmıştır.

Diğer taraftan, Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 30. maddesinin 1. fıkrasında, nazım plan ana kararlarını bozucu fonksiyonel değişikliklerin plan değişikliği yolu ile yapılamayacağı, 3. fıkrasında da, yerleşmenin gelişme yönü, büyüklüğü ve arazi kullanımlarının fonksiyonel dağılımı ve genel yoğunlukları gibi nazım plan ana kararlarının değiştirilmesinin ancak imar planının yeniden yapılması ile mümkün olabileceği kuralına yer verilmiştir.

Bu kuralların incelenmesinden, imar planı ana kararlarının plan notuyla değiştirilemeyeceği gibi planla plan notu arasında birbirine aykırı hususların bulunması halinde de planın esas alınması gerektiği sonucuna varılmaktadır.

Dosyanın incelenmesinden, İdare Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu yapı ruhsatının plan notuna uygun, ancak ayrık nizam yapılaşma koşulu yerine bitişik nizam yapılaşmaya yol açacak şekilde ruhsat verilmek suretiyle dayanağı 1/1000 ölçekli uygulama imar planına aykırı olduğunun ortaya konulduğu, böylece plan koşullarına aykırı olduğu anlaşılan dava konusu yapı ruhsatın iptaline karar verilmesi gerekirken aksi yönde verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.


Yüklə 0,68 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin