İmar Kanunu Madde Amaç: Madde 1



Yüklə 0,68 Mb.
səhifə5/11
tarix30.10.2017
ölçüsü0,68 Mb.
#22084
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Denizli İdare Mahkemesinin 22.2.2005 günlü, E: 2004/1119, K:2005/122 sayılı kararının bozulmasına, fazladan yatırılan 17,00 YTL harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 12.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.

-------------------------------------------------------------------------------------

İlgili Kavramlar

Yapı Ruhsatının İptali

Büyükşehir Belediye Başkanlığının Tadilen Onama Yetkisi (5216 7/b’ye göre var)

Plana Uygun Ruhsat Verilmesi plana

T.C.

DANIŞTAY

6. DAİRE

E. 2004/4237

K. 2006/4410

T. 4.10.2006

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNCE TADİLEN ONAYLANAN İMAR PLANI ( Plana Uygun Olarak Verilen İnşaat Ruhsatında Hukuka Aykırılık Bulunmadığı - Planın Dava Konusu Edilmediği )

İNŞAAT RUHSATI ( Büyükşehir Belediye Başkanlığınca Tadilen Onaylanan Plana Uygun Olarak Verilen/Planın Dava Konusu Edilmediği - Hukuka Aykırılık Bulunmadığı )

İMAR PLANI ( Büyükşehir Belediye Başkanlığınca Tadilen Onaylanan/Plana Uygun Olarak Verilen İnşaat Ruhsatında Hukuka Aykırılık Bulunmadığı - Planın Dava Konusu Edilmediği )



3194/m. 3

ÖZET : Büyükşehir belediye başkanlığınca tadilen onaylanan , 1/1000 ölçekli planın dava konusu edilmediği anlaşıldığından, anılan plan değişikliğinin hukuken geçerli olup olmadığı hususunun bu davada incelenmesi mümkün değildir.

Bu durumda, yürürlükte olan 1/1000 ölçekli plana uygun olarak verilen inşaat ruhsatında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

İstemin Özeti : Mersin İdare Mahkemesinin 18.9.2003 günlü, E:2003/124, K:2003/766 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Elif Emel Çelik'in Düşüncesi : Dava konusu yapı ruhsatı yürürlükte olan 1/1000 ölçekli plan uyarınca verildiğinden anılan 1/1000 ölçekli planın hukuken geçerli olmadığı gerekçesiyle yapı ruhsatının iptal edilmesinde isabet bulunmamaktadır.

Bu durumda, mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Tülin Özgenç'in Düşüncesi : Mersin, Hamidiye Mahallesi ... pafta,... ada,... parsel sayılı hazine adına kayıtlı taşınmaz için T.C.Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Akdeniz Bölge Komutanlığı adına verilen 18.4.2002 günlü yapı ruhsatının iptali istemiyle açılan dava sonucunda, idare mahkemesince dava konusu işlemin iptali yolunda verilen kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

3194 sayılı İmar Kanununun 3.maddesinde; "Herhangi bir saha,her ölçekteki plan esaslarına,bulunduğu bölgenin şartlarına ve yönetmelik hükümlerine aykırı maksatlar için kullanılamaz." hükmü yer almıştır.

Dosyanın incelenmesinden uyuşmazlığa konu mülkiyeti Hazineye ait taşınmazın imar planında park ve rekreasyon alanında kalmakta iken plan değişikliği yapılarak "Askeri Saha" olarak ayrıldığı, Akdeniz Bölge Komutanlığı kullanım ve sorumluluğuna tahsis edildiği ve parsel için tapuya "Askeri Güvenlik Bölgesidir" şerhi konulduğu, Valilik Makamının oluru ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığına tahsis edildiği, Akdeniz Bölge Komutanlığınca söz konusu parsel üzerinde gizlilik arzeden hareket ve savunma amaçlı kullanılacak askeri bina için inşaat ruhsatı talebinde bulunulduğu ve dava konusu 18.4.2002 günlü inşaat ruhsatının düzenlendiği anlaşılmaktadır.

Davalı Belediye Başkanlığınca düzenlenen inşaat ruhsatında mevzuat hükümlerine aykırılık bulunmadığından, idare mahkemesince inşaat ruhsatının dayanağı olan ve halen yürürlükte bulunan imar planının hukuken geçerliliği bulunmadığından bahisle aksi yönde verilen kararda isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle,temyize konu kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, Hazineye ait, Deniz Kuvvetleri Komutanlığına tahsisli Mersin İli, Hamidiye Mahallesi, ... pafta,... ada, ... sayılı parsel için verilen 18.4.2002 günlü, 09/02 sayılı yapı ruhsatının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; taşınmaz 1/1000 ölçekli imar planında park ve rekreasyon alanında kalmakta iken Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Akdeniz Bölge Komutanlığınca plan değişikliği yapılarak alanın askeri alan olarak ayrılmasının istenildiği, bu istemin Akdeniz Belediye Meclisince reddedildiği, anılan meclis kararının onay için büyükşehir belediye başkanlığına sunulması üzerine anılan planın tadilen onandığı ve taşınmazın askeri alan olarak belirlendiği, mevzuat uyarınca büyükşehir belediye başkanlığının tadilen onama yetkisi bulunmadığından hukuken geçerli plan değişikliğinin bulunmaması karşısında anılan plan uyarınca verilen inşaat ruhsatında da hukuka uyarlık olmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, büyükşehir belediye başkanlığınca tadilen onaylanan 15.3.1996 günlü, 1/1000 ölçekli planın dava konusu edilmediği anlaşıldığından, anılan plan değişikliğinin hukuken geçerli olup olmadığı hususunun bu davada incelenmesi mümkün değildir.

Bu durumda, yürürlükte olan 1/1000 ölçekli plana uygun olarak verilen inşaat ruhsatında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Mersin İdare Mahkemesinin 18.9.2003 günlü, E:2003/124, K:2003/766 sayılı kararının BOZULMASINA, 20,60 YTL karar harcı ile fazla yatırılan 15,30 YTL harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 04.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

-------------------------------------------------------------------------------------

Kararda Bulunan İlgili Kavramlar

Yol Genişliğinin 1/5000 Ölçekli Planda Gösterilmesi Gerektiği-1/1000 ölçekte gösterilmesinin yeterli sayılamayacağı

T.C.

DANIŞTAY

6. DAİRE

E. 2003/7510

K. 2005/3906

T. 6.7.2005

İMAR PLANI ( Yolun Genişliğinin Gösterilmediği 1/5000 Ölçekli - Kabul Edilmesine İlişkin Belediye Meclisi Kararında Şehircilik İlkelerine ve Planlama Esaslarına Uyarlık Bulunmadığı )

YOLUN GENİŞLİĞİNİN GÖSTERİLMEDİĞİ 1/5000 ÖLÇEKLİ İMAR PLANI ( Kabul Edilmesine İlişkin Belediye Meclisi Kararında Şehircilik İlkelerine ve Planlama Esaslarına Uyarlık Bulunmadığı )

ŞEHİRCİLİK İLKELERİ VE PLANLAMA ESASLARINA AYKIRILIK ( Yolun Genişliğinin Gösterilmediği 1/5000 Ölçekli İmar Planının Kabul Edilmesine İlişkin Belediye Meclisi Kararı )



3194/m. 39

ÖZET : Yolun genişliğinin gösterilmediği 1/5000 ölçekli imar planının kabul edilmesine ilişkin belediye meclisi kararında şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uyarlık bulunmadığından anılan işlemin iptali yolundaki idare mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.

İstemin Özeti : Aydın 1. İdare Mahkemesinin 24.4.2003 günlü, E:2002/406, K:2003/230 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Ömer Köroğlu'nun Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı M.İclal Kutucu'nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA



Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, Aydın, Didim, Altunkum, Gevrek Mevkii, ... ada, ... ve ... sayılı parsellerin kuzeyindeki yolun genişliğinin 12 metre olarak belirlenmesine ilişkin 12.6.2002 günlü, 2002/0017 sayılı belediye meclisi kararıyla kabul edilen 1/5000 ölçekli imar planının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, 27.3.1998 günlü, 15 sayılı belediye meclis kararıyla kabul edilen imar planıyla 12 metreden 15 metreye çıkarılan yolun genişliğinin 8.6.1998 günlü, 22 sayılı belediye meclis kararıyla 10 metreye düşürüldüğü, anılan meclis kararının Aydın 2. İdare Mahkemesinin 22.6.2000 günlü, E:1999/458, K:2000/380 sayılı kararıyla iptal edildiği, bu kez dava konusu işlemle ise 1/5000 ölçekli imar planında yapılan değişiklikle yolun genişliğinin 12 metre olarak belirlendiği, anılan iptal kararı uyarınca yolun genişliğinin 15 metre olarak belirlenerek imar planına işlenmesi gerekirken 12 metre olarak belirlenip imar planına işlenmesine yönelik dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş; bu karar davalı idarece temyiz edilmiştir. Dosyanın incelenmesinden ... ada, ... ve ... sayılı parsellerin cephe aldığı yolun genişliğinin 28.10.1988 tarihli 1/5000 ölçekli nazım imar planında 10 metre, aynı tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planında 12 metre iken, planlama süreci açısından çok kısa sayılabilecek bir süreçte 27.3.1998 günlü, 15 sayılı belediye meclisi kararıyla 15 metreye çıkarılan yolun genişliğinin, 8.6.1998 günlü, 22 sayılı belediye meclisi kararıyla 10 metreye düşürüldüğü, anılan işlemin idare mahkemesince iptal edilmesi üzerine dava konusu belediye meclisi kararıyla kabul edilen 1/5000 ölçekli imar planında yol genişliği konusunda bir belirleme yapılmaksızın yolun genişliğinin 1/1000 ölçekli imar planında 12 metre olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. İmar mevzuatı uyarınca arazi parçalarının genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının yön ve büyüklükleri ile ilkelerin, ulaşım sistemleri gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olması gereken nazım imar planlarında, planda öngörülen bir yolun genişliğinin gösterilmemesi, nazım imar planı ölçeğinde ulaşım sistemi açısından belirsizlik yaratacağı gibi anılan yolun tanımlanmasını da ( ana arter, trafik veya yaya yolu v.b. ) güçleştireceği açıktır. Diğer taraftan, sözü edilen belirsizliğin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ölçeğinde somutlaştırılarak belirginleştirileceği savı da imar planlarının birlikteliği ve uyumluluğu ilkesine uygun düşmemektedir. Bu durumda, yolun genişliğinin gösterilmediği 1/5000 ölçekli imar planının kabul edilmesine ilişkin belediye meclisi kararında şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uyarlık bulunmadığından anılan işlemin iptali yolundaki idare mahkemesi kararında sonucu itibariyle isabetsizlik bulunmamaktadır.

SONUÇ : Açıklanan nedenle, dava konusu işlemin iptali yolundaki Aydın 1. İdare Mahkemesinin 24.4.2003 günlü, E:2002/406, K:2003/230 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA, fazladan yatırılan 11.97 YTL harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 06.07.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Madde 4

İstisnalar:



Madde 4 – 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, bu Kanunun ilgili maddelerine uyulmak kaydı ile 2960 sayılı İstanbul Boğaziçi Kanunu ve 3030 sayılı Büyük Şehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun ile diğer özel kanunlar ile belirlenen veya belirlenecek olan yerlerde, bu Kanunun özel kanunlara aykırı olmayan hükümleri uygulanır.

Türk Silahlı Kuvvetlerine ait harekat, eğitim ve savunma amaçlı yapılar için, bu Kanun hükümlerinden hangisinin ne şekilde uygulanacağı Milli Savunma Bakanlığı ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından müştereken belirlenir.”



İlgili Kavramlar

İmar Durumu Talebi Ve İptali için Dava Açılması

T.C.

DANIŞTAY

İDARİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU

E. 2011/1138

K. 2011/1564

T. 16.12.2011

İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ ( Konut ve Ticaret Alanlarının Turizm Alanlarına Dönüştürülmesi - Planlama Yapılırken Şehircilik İlkeleri Planlama Esasları ve Kamu Yararının Gözetilmesi Gereği )

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞININ İMAR PLANI YAPMA YETİKİSİ ( Bakanlığın Kültür Koruma ve Gelişim Bölgeleri ile Turizm Merkezleri İçinde Her Ölçekte Plan Yapma Yaptırma Re'sen Onaylama ve Tadile Yetkili Olduğu - 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planına Zemin Etütleri Konusunda 1/5000 Ölçekli İmar Planında Yer Verilen Bilgilerin İşlenmemesinin Mevzuata Aykırı Olduğu )

ATAKÖY TURİZM MERKEZİ ( Bakanlığın İmar Planı Yapma Yetkisi - Planların Şehircilik İlkeleri Planlama Esasları ve Kamu Yararının Gözetilmesi Gereği )



2634/m. 7

3194/m. 4

ÖZET : Kültür ve Turizim Bakanlığı, kültür ve koruma ve gelişim bölgeleri ile turizm merkezleri içinde her ölçekteki planları yapmaya, yaptırmaya, re'sen onaylamaya ve tadil etmeye yetkilidir.

İstemin Özeti : Danıştay Altıncı Dairesinin 15.12.2010 günlü, E: 2009/4834, K: 2010-11391 Sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması, taraflarca karşılıklı olarak istenilmektedir.

Tarafların Savunmalarının Özeti: Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın lehlerine olan kısmının usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın belirtilen kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Gonca Temizhan'ın Düşüncesi: Dava dosyası ile Danıştay Altıncı Dairesi'nin E:2008/2685 Sayılı dosyasında yer alan bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, 13.4.2006 günü onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planında turizm işlevi için öngörülen KAKS:2,50 biçiminde emsal değerin üzerinde olan mevcut yapılaşma nedeniyle, turizme dönüşüm amacının gerçekleşemeyeceği, parsel ölçeğinde ve noktasal olarak ele alınan davaya konu uygulama imar planının ise, olması gereken ayrıntıdan yoksun ve nazım imar planının bir tür büyütülmüş biçimi olduğu, Ataköy Konut Yerleşmesine o dönemde gerçekleştirilmiş ve kendine özgü bir yerleşme ve mülkiyet deseni örneği sergileyen kesimlerinde, turizme dönüşüm amacını gerçekleştirmeyeceği gibi mevcut durumda kamu alanı olarak yeşil ve yol işlevinde bulunan yerlerin imar parseline dönüştürerek imar hakkı verdiği, H:serbest olarak yapılaşmanın aynı zamanda yapı adasının nüfus/yapı yoğunluğuna doğrudan artış getirildiği, bu haliyle uyuşmazlık konusu ada yönünden davaya konu imar planlarında şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uyarlık bulunmadığı anlaşıldığından temyize konu kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Sedat Larlar'ın Düşüncesi: Danıştay dava dairelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA



Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından davacının ve davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemleri görüşülmeyerek dosya incelendi, gereği görüşüldü:

KARAR : Dava; Ataköy Turizm Merkezi kapsamında kalan ve davacının bağımsız bölümünün bulunduğu İstanbul İli, Bakırköy İlçesi, Sakızağacı Mahallesi, 18 pafta, 564 Sayılı imar adasına dair olarak 2634 Sayılı Turizmi Teşvik Kanunu'nun 4957 Sayılı Yasayla değişik 7. maddesi uyarınca 18.12.2007 günü onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile dayanağı olan 13.4.2006 günü onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planının iptali istemiyle açılmıştır.

Danıştay Altıncı Dairesi 15.12.2010 günlü, E.2009/4834, K:2010/11391 Sayılı kararıyla; bakılan davanın, Bakırköy Belediye Başkanlığı'na yapılan başvuruya cevaben, uyuşmazlık konusu yerin imar durumunun bildirilmesi amacıyla tesis edilen işlemin tebliği üzerine, bu işlemin dayanakları olan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile 1/5000 ölçekli nazım imar planının iptali istemiyle açıldığı anlaşıldığından davanın süresinde olduğu sonucuna varıldığı, ayrıca, bakılan dava ile Dairelerinin 2008/2811 esasına kayıtlı olarak açılan davaların mükerrer dava niteliğinde olmadığı görüldüğünden davalı idarelerin usule yönelik iddialarına itibar edilmediği; 2634 Sayılı Turizmi Teşvik Kanunu'nun 4957 Sayılı Kanunun 2. maddesiyle değişik 7. maddesinin 1. fıkrasında, Bakanlığın, kültür ve koruma ve gelişim bölgeleri ile turizm merkezleri içinde her ölçekteki planları yapmaya, yaptırmaya, re'sen onaylamaya ve tadil etmeye yetkili olduğu; 3194 Sayılı İmar Kanununun 4. maddesinde ise, 2634 Sayılı Kanun ile belirlenen veya belirlenecek yerlerde, İmar Yasasının bu Yasaya aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı kurallarına yer verildiği; dosyanın incelenmesinden, davacıya ait taşınmazın da bulunduğu İstanbul ili, Bakırköy İlçesi, Ataköy 1.Mahalle, 18 pafta, 564 ada, 12 parselin Ataköy Turizm Merkezi içerisinde yer aldığı, uyuşmazlık konusu yere dair imar durumunu bildiren işlem üzerine 18.12.2007 günü onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile dayanağı 1/5000 ölçekli nazım imar planının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı; uyuşmazlığın öncelikle davacıya ati taşınmazın yer aldığı bölgeye dair temel düzenleme olan ve 13.4.2006 günü onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı yönünden incelenmesi gerektiği; 3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 5. maddesinde, Nazım imar Planının; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan planlar şekline tanımlandığı; Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgelerinde ve Turizm Merkezlerinde imar Planlarının Hazırlanması ve Onaylanmasına dair Yönetmeliğin 4.maddesinde de, Nazım İmar Planının ayrıca tanımlandığı, aynı nazım imar planının iptali istemiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesince açılan ancak adı geçen Belediyenin davadan feragati üzerine karar verilmesine yer olmadığı kararı ile sonuçlanan Dairelerinin 2006/3852 esasına kayıtlı davaya ait dosyada, davaya konu nazım planının kamu yararına, şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uygun olup olmadığının saptanabilmesi amacıyla re'sen seçilen bilirkişi kurulunca yerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen raporda, davaya konu planın üst ölçekli 1/100.000 ölçekli plana aykırı olduğu, 1/25.000 ölçekli plan yapılmadan 1/5000 ölçekli planın yapılıp onanmasının söz konusu planla 3194 Sayılı Kanunun 5. ve 6. maddelerinde açıklanan üst ölçekli planlar arasında doğru bir korelasyon ve kademelenmenin kurulamamış olduğunu gösterdiği, özel mevzuata dayalı planlamanın belirli bir alanı genel plan bütününden çıkararak parçacı bütünsellikten uzak bir hale getirdiği, davaya konu planın bilimsel ve teknik açıdan bu nitelikteki stratejik bir plandan beklenen vizyon geliştiren, koruma-kullanma dengesi iyi kurulmuş bir içerikte bulunmaması yanında, onanlı planda Tercihli Kullanım Alanı ( TK ) lejantı ile belirlenen ve farklı yapı yoğunluklarının saptanması hususunun, Bakanlar Kurulu Kararı ile Turizm Alanı ilan edilen bu alana getirilen işlevlerle çeliştiği ve plan hükümleri ile alana sadece konut ya da ticaret işlevi de getiren plan kararsızlığının turizmi teşvik edici nitelikten sapmaya neden olabileceği; onanlı plan kararları ile getirilen yapı yoğunluğu ile zemin ilişkileri açısından yapılması gerekli olan korelasyon alanın özellikleri sebebiyle gereğince değerlendirilemeyişinin, bilimsel gerçekler ve olası Marmara Deprem Riski açısından sakıncalar yaratacak nitelikte görüldüğü, davaya konu plan hükümlerinin 3. maddesindeki Tercihli Kullanım Alanları ( TK ) plan notu hükmünün yürürlükteki planlara göre yapı yoğunluğunu arttırdığı; bunlara koşut olarak, onanlı planda üç parçadan oluşan turizm merkezinin başta zemin olmak üzere kentsel yeşil kuşak ve hava akımlarının sürekliliği/sürdürülebilirliği gibi farklı fiziksel özellikler gösteren üç ayrı parçasına da aynı nitelikte ve oldukça fazla olan yapı yoğunluğunun plan kararı ile getirilmiş olmasının bilimsel ve teknik açıdan çevre verilerinin yeterince değerlendirilmemesinden kaynaklandığı, buna göre 1/5000 ölçekli Ataköy Turizm Merkezi Nazım İmar Planının ve Plan Notlarının Turizmi Teşvik Kanunu, İmar Kanunu ve buna dair Yönetmeliklerde hedeflenen/öngörülen bilimsel temel amaca, şehircilik ilkelerine ve planlama tekniğine uygun olmadığı kanaatine ulaşıldığının belirtildiği; bilirkişi raporunda her ne kadar davaya konu planın üst ölçekli 1/100.000 ölçekli plana aykırı olduğundan söz edilmiş ise de 1.4.1987 - 13.9.1989 tarihlerinde Bakanlar Kurulu Kararı ile Turizm Merkezi olarak ilan edilen alanda planlama yetkisi 2634 Sayılı Kanun uyarınca Kültür ve Turizm Bakanlığı'na ait olduğundan, nazım imar planının büyükşehir belediyesince yapılan üst ölçekli plana uygunluğu yönünden değil, Turizm Merkezi kararına uygunluğu yönünden incelenmesi gerektiği; özel mevzuata dayalı planlamanın belirli bir alanı genel plan bütününden çıkararak parçacı bütünsellikten uzak bir hale getirdiği ifade edilmiş ise de turizme yönelik bu planlamanın amacı önemi ve özellikleri dikkate alındığında, bu alanların diğer bölgelerle ulaşım, altyapı, erişebilirlik yönlerinden bütünleşmesi gerekeceğinin tabii olduğu; davaya konu planda bu yönüyle şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına aykırılık bulunmadığı; davaya konu plan bütününde Tercihli Kullanım Alanı lejantı ve turizm alanlarına E:2.50, Turizm Ticaret alanlarına E:2.00, Konut Ticaret alanlarına E:1.00 olmak üzere farklı yapı yoğunluklarının öngörülmesiyle Turizm Alanı ilan edilen bu alanda çevreye ve emsal tesislere uygun olarak verilecek emsalin turizm kullanımlarını teşvik edeceğinin kuşkusuz olduğu; diğer yandan, üç parçadan oluşan turizm merkezinin farklı fiziksel özellikler gösteren üç ayrı parçasına aynı emsalin verilmesinin, alanda yapılaşacak imar adalarının fiziki koşullarının birbirinden çok farklı özellikler göstermesi sebebiyle planlama tekniğine ve fiziki yapının niteliklerine uygun olmayacağının açık olduğu; planın öngördüğü yapılaşmalarla zemin ilişkisinin, 1/1000 ölçekli plan ve ruhsat aşamasında ayrıntılı olarak değerlendirileceğinin plan notlarına eklenmiş olması karşısında planın bu yönüyle de şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına uygun bulunduğu; bu durumda, davaya konu 1/5000 ölçekli nazım imar planında şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı; ancak, inşaat emsalinin imar parseli üzerinden hesaplanacağı, birden fazla bodrum kat yapılabileceği; zemin kotunun altındaki katların iskan edilmesi halinde %50'sinin emsale dahil edileceği şeklindeki 11 numaralı plan notunun şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırı olduğu sonucuna varıldığı; 18.12.2007 günü onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğine gelince; alt ölçekli planların üst ölçekli planlarda belirlenen planlama ana ilkelerine, kararlarına uyumlu olmasının zorunlu olduğu; aynı nazım imar planının iptali istemiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesince açılan ancak adı geçen Belediyenin davadan feragati üzerine karar verilmesine yer olmadığı kararı ile sonuçlanan Dairelerinin E:2008/2685 Sayılı dosyasında hazırlatılan bilirkişi raporunun 13.4.2006 günü onaylanan 1/5000 ölçekli Ataköy Turizm Merkezi Nazım İmar planına yönelik olarak düzenlenen raporla aynı içerikte olması, planlara getirilen eleştirilerin ağırlıkla nazım imar planına yönelik olması, uygulama imar planı yönünden ise yeni ve farklı bir değerlendirme içermemesi ve nazım imar planında şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına aykırılık bulunmadığını anlaşılması karşısında, uygulama imar planında da, şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına aykırılık görülmediği; gerekçesiyle, 13.4.2006 günü onaylanan nazım imar planının esası ile 18.12.2007 günü onaylanan uygulama imar planına yönelik olarak davanın reddine, nazım imar planının 11 numaralı plan notunun ise iptaline karar vermiştir.

Davalı idare, iptal edilen plan notunun hukuka aykırı olduğu yolundaki tespite yer veren bilirkişi raporunun alındığı davanın feragat sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına kararı ile sonuçlanması nedeniyle, bu rapora itibar edilemeyeceğini; davacı ise, bilirkişi raporlarında yer alan tespitlere aykırı olarak verilen Daire kararında hukuka uyarlık bulunmadığını öne sürerek anılan kararı temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedirler.

İptal edilen plan notunun hukuka aykırı olduğu yolundaki tespite yer veren bilirkişi raporunun alındığı davanın feragat sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına kararı ile sonuçlanmış olması, söz konusu bilirkişi raporundan bilimsel ve teknik bilgi edinilmesi amacıyla yararlanılmasına hukuken engel teşkil etmediğinden davalı idarenin iddiasına itibar edilmemiştir.

Davacının bağımsız bölümünün de bulunduğu İstanbul İli, Bakırköy İlçesi, Ataköy 1. Mahalle, 18 pafta, 564 adası, 13.9.1989 günlü, 20281 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararı ile Turizm Merkezi olarak ilan edilmiştir.

Söz konusu 564 adaya yönelik olarak, işlev değişikliği getiren davaya konu plan değişiklikleri yapılmıştır.

Davacı tarafından da, değişiklik ile, Ataköyün konut ve turizm alanı olmaktan çıkarıldığı, değişikliğin özellikle yol ve yeşil alan olan 14 Sayılı imar parseline imar hakkı verilmesi amacıyla yapıldığı, 14 Sayılı parsel için getirilen tercihli kullanım hakkının ve H serbest koşullu yapılaşmanın yoğunluğu artıracağı, 1. derece deprem bölgesi olan Ataköy'de emsal değerin yükseltilmesinin imar mevzuatına aykırı olduğu iddialarıyla bakılan dava açılmıştır.

Uyuşmazlığın çözümünün teknik ve bilimsel bilgiyi gerektirdiği açıktır.

Bu bağlamda, Danıştay Altıncı Dairesi'nin E:2006/3852 esasında kayıtlı dava dosyasında yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen ve temyiz istemine konu Daire kararında ayrıntılı olarak özetlenen 1/5000 ölçekli nazım plana dair bilirkişi raporunda, ülkemizde ilk toplu konut alanı olarak hayata geçirilen Ataköy yerleşmesinin 1. kısmının yer aldığı imar adasının tek bir yapı adasından ibaret olduğu ve teşekkül etmiş bir yapı ve peyzaj düzenlemesinin bulunduğu, Tercihli Kullanım Alanı ( TK ) lejantı ile belirlenen ve farklı yapı yoğunluklarının saptanması hususunun, Bakanlar Kurulu Kararı ile Turizm Alanı ilan edilen bu alana getirilen işlevlerle çeliştiği, getirilen yapı yoğunluğu ile zemin ilişkilerinin, alanın özellikleri dikkate alınarak değerlendirilmediği; bunun olası Marmara Deprem Riski açısından sakıncalar yaratacağı; özel mevzuata dayalı olarak yapılan planlamanın belirli bir alanı genel plan bütününden çıkardığı ve parçacı yaklaşımla hazırlandığı, bu durumun bilimsel ve teknik açıdan çevre verilerinin yeterince değerlendirilmemesinden kaynaklandığı, koruma-kullanma dengesi iyi kurulmuş bir içerikte hazırlanmadığı, kaldı ki, mevcut yapılaşma sebebiyle turizme dönüşüm amacının gerçekleşme olanağının bulunmadığı, bu düzenleme ile amaçlananın mevcut durumda kamu alanı olarak ayrılmış olan ve yeşil ve yol işlevinde bulunan ve bu planla imar parseline dönüştürülmeye çalışılan 14 Sayılı parsele yeni bir imar hakkı verilmesinden ibaret olduğu vurgulanmıştır.

Bakılan davada yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda, davaya konu 1/1000 ölçekli, 18.12.2007 onay tarihli imar planı ile ilgili olarak düzenlenen raporda ise, genel olarak 1/5000 ölçekli plan ile ilgili olarak hazırlanan ve yukarda değinilen bilirkişi raporundaki tespitlere yer verildikten sonra ayrıca, 18.7.2007 onay tarihli bir önceki uygulama imar planında TK rumuzu tüm imar adasına verilmiş iken davaya konu planda sadece 14 Sayılı boş imar parseli üzerine TK rumuzunun yazıldığı, ada bazında sadece 14 Sayılı parsel için emsal verilmesi sebebiyle değişikliğin diğer alanları kapsamadığı; plan notlarına göre de 564 ada, 14 Sayılı parselin tercihli kullanım alanında kaldığı, Turizm Tesisleri için E:2,5 H=Serbest, Turizm + Ticaret Tesisleri için toplam inşaat alanının en az %50'si turizm kullanımına ayrılması şartıyla E:2.00, H=Serbest, ticaret veya konut için E.1,00 H.Serbest şartlarında uygulama yapılacağının belirtildiği, planın diğer kısmında taralı olarak gösterilen mevcut blokların ise şematik olduğu, kontur ve gabarileri ile aynen korunacağı, bu binaların mevcut durumu ile konut olarak kullanılabileceği gibi kontur ve gabari içinde kalmak şartıyla dahili tadilat ile turizm amaçlı butik otel, restoran vs. gibi tesislere dönüştürülebileceği, bu alana bodrum kat sınırlaması getirilmediği, 1/1000 ölçekli uygulama imar planına, zemin etüdleri konusunda 1/5000 ölçekli nazım imar planında yer verilen bilgiler işlenmediği gibi, nazım imar planı ile bu konunun uygulama imar planı sürecinde yapılmasının öngörülmesine karşın, uygulama imar planı ile buna dair uygulamaların parsel ölçeğinde uygulama aşamasına bırakıldığı, 1/5000 ölçekli nazım imar planından hiçbir farkı olmadan ( TK ) lejandı ve H.Serbest biçimde düzenleme yapılmasının alan ve bölge verileri ile örtüşmediği gibi şehircilik ilkelerine de aykırı olduğu, H:Serbest düzenlemesinin bölgenin bu bölümündeki kent silueti ile makro/mikro doğal iklimlendirme koşullarını olumsuz yönde etkileyeceği tespitlerine yer verilmiştir.

2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31. maddesinin bilirkişi konusunda da göndermede bulunduğu, temyiz istemine konu kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan, 1086 Sayılı H.U.M.K.'nun 240. maddesinde, hakimin ikame olunan delilleri serbestçe takdir edeceği, 286. maddesinde ise, bilirkişinin görüşlerinin hakimi bağlamayacağı hükme bağlandığından, yargı yerlerince bilirkişi raporunda varılan sonuç dikkate alınmayarak karar verilmesi hukuken olanaklıdır. Ancak, bu sonuca varılabilmesi için, bilimsel ve teknik bir çalışma sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda varılan sonuçların, yine dosyada bulunan bilimsel ve teknik içerikli çalışmalar karşısında geçerli olmayacağının anlaşılması, ayrıca bilirkişi raporunda varılan sonucun neden kabul edilmediğinin de gerekçesi ile birlikte hükümde belirtilmesi gerekmektedir.

Daire kararında özetlenen ve yukarda önemli noktaları vurgulanan 1/5000'lik ve 1/1000'lik planlara dair bilirkişi raporlarında, uyuşmazlık konusu yere dair ayrıntılı belirlemeler yapılmış, bu yere yönelik olarak yapılan planlamanın şehircilik ilkeleri ve planlama esasları ile kamu yararına uygun olup olmadığı etraflıca değerlendirilmiştir.

Kurulumuzca, dava dosyası ve Danıştay Altıncı Dairesi'nin E:2008/2685 Sayılı dosyası içeriğinde yer alan tüm bilirkişi raporları, imar planları, tapu kayıtları ve diğer belgeler esas alınarak yapılan değerlendirme sonucunda, yapılan değişikliğin, sadece, dosyadaki bazı belgelerde ( tapu kaydı gibi ) konut alanı olduğu belirtilen 14 Sayılı parselin ( TK ) lejandı verilmesi suretiyle ticari kullanıma yönelik yapılaşmaya açılması amacıyla yapıldığı anlaşılmıştır. Bilirkişi raporlarında, 14 Sayılı parselin davacı iddiası gibi önceden yeşil alan olduğunun belirtilmesi bu raporlarda ulaşılan sonucu değiştirmemektedir. Zira uyuşmazlıkta önemli olan ( yeşil alan veya konut parseli olsun ) 14 Sayılı parsele özgü ve oluşmuş dokuyu bozan plan kararının salt bu sebeple şehircilik ve planlama ilkeleri ile kamu yararına aykırı olduğunun saptanmış olmasıdır. Buna karşın, Daire tarafından bu raporlara itibar edilmemiş, ancak, bu tespit ve değerlendirmeleri çürütecek herhangi bir bilimsel çalışmaya dayanılmamış ve neden itibar edilmediği yönünde hukuken kabul edilebilir bir gerekçeye de yer verilmemiştir.

Bu durumda, davaya konu imar planlarının imar mevzuatına, şehircilik ilkeleri ve planlama esasları ile kamu yararına aykırı olduğunu ayrıntılarıyla açıklayan ve hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu anlaşılan bilirkişi raporunda varılan sonuçlara itibar etmeyerek imar planlarında mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen Daire kararında hukuki isabet görülmemiştir.

Öte yandan, İstanbul İli, Bakırköy İlçesi, Sakızağacı Mahallesi, 18 pafta, 564 Sayılı imar adasına dair 18.12.2007 onay tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile dayanağı olan 13.4.2006 onay tarihli 1/5000 ölçekli nazım imar planına karşı açılan davada Dairece verilen ret kararı, davacının temyiz istemi kabul edilerek planlarda şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle bozulduğundan, Daire kararının nazım imar planının 11 numaralı plan notunun iptaline dair kısmına yönelik davalı idarenin temyiz isteminin incelenmesine gerek görülmemiştir.



Yüklə 0,68 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin